24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 2007 CUMA 6 HABERLER Genelkurmay karakola baskın düzenlemek isteyen PKK’li gruptan 30 kişinin öldürüldüğünü açıkladı BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Teröristlere bomba yağıyor Baş giderse gövde dağılır mı? MEHMET FARAÇ TÜYAP’ın İstanbul Fuarı Başlıyor... TÜYAP’ın İstanbul Fuarı’nın, kültürümüz ve bu dev kentte apayrı bir yeri vardır. Her sonbahar bu olağanüstü olayı yaşıyoruz. Geçen yıl, TÜYAP’ın 25. yılıydı; bu yıl, ikinci çeyrek yüzyılına giriyor. Şölen, 27 Ekim’de başlıyor. 4 Kasım akşamına kadar sürecek. Bu yılki onur yazarı ve sanatçıları, Metin And, Enis Batur ve Saim Bugay. Üçünün de kültürümüzde büyük yeri var. Fuarda başta onlar olmak üzere, öteki etkinliklerle, ufkumuz biraz daha genişleyecek ve zenginleşecek. Buyrun sevgili okurlar şölene... ? Bu yıl, Atatürk’ün Söylev’inin (Nutuk) 80. yılı. Büyük devrimcinin bu eseri, Cumhuriyet’in ilk yılları için önde gelen birkaç eserden biridir. Eser, 80 yıl sonra, belki de her zamankinden daha çok günümüzde öğretici. Cumhuriyet Kitapları Yayınevi’nde çıkan metin ise, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Hocamızın katkılarıyla daha değer kazanmıştır. Sıra, şimdi okurlarınındır... ? Milliyetçiliğin bağnaz bir türü, bir süredir, ülkemizin birlik ve bütünlüğü için tehlikeli halde. Bir de, yine milliyetçilikle yakın ilintisi olan ülkemizdeki etnik köken farklılıklarından kaynaklanan “sorunlar” görülüyor. Bütün bunların üstüne cesurca yürümenin örnekleri ise fazla değil. Deniz Kavukçuoğlu’nun Günizi Yayınlar’dan çıkan Akıntıya Karşı adlı kitabı, işte bu milliyetçilik üstüne “ aykırı yazılar”ı içeriyor. Okurlar, bu kitabı mutlaka okumalıdırlar! Hıfzı Topuz, yeni bir kitabıyla önümüzde: Remzi Kitabevi’nde çıkan Özgürlüğe Kurşun, tarihimizin ilk gazetecileriyle ilgili siyasal cinayetlere dikkatleri çeviriyor. İkinci Meşrutiyet’i izleyen ortamda ise gazeteci, Hasan Fehmi, Ahmet Samim ve Zeki Bey, kurşunlanmış ve katilleri de bulunmamıştı. Topuz, İştirakçi Hilmi, Silahçı Tahsin ve İzmir suikastı davalarına yeniden aydınlık getiriyor. 12 Eylül’ün ardından nice gazeteci aydınlarımızın kanını akıtan vahşet, Hrant Dink’i aramızdan aldı son olarak. Onun öyküsü de, Kırmızı Yayınlar’da, 87 yazarın kaleminden ve Arat Dink’in kitabında, ayrıca Rakel Dink’in ünlü mektubuyla. Son olarak, Emre Kongar, son dönemde, sosyolog kalemiyle “demokrasi”mize bakıp inceliyordu: Ortaya “yağmacılıkla” çıkan, “liderler oligarşisi” ile yozlaşan ve “dinci bir oligarşi”ye varan demokrasimizi, Remzi Kitabevi’nde çıkan Demokrasimizle Yüzleşmek’te anlatıyor. Daha genişliğine tanıtacağımız bu kitap okunmadan “demokrasi”mizi tanımak mümkün değildir. Bütün okurlar, dikkatlerini bu esere çevirmelidirler... ? Cumhuriyet Kitaplar’da şu kitaplar pek önemli: Tuncay Mollaveisoğlu’ndan, Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda; Hoimar V. Ditfurth’tan Başlangıçta Hidrojen Vardı. Üzerinde ayrı duracağımız Alev Coşkun’un Hasan Âli Yücel Aydınlanmacı Devrimci adlı eserini şimdiden haber vermiş olalım. ? Yordam Yayınlar’ın dolgun bir listesi var: Ellen M. Wood, Kapitalizmin Arkaik Kültürü; Lenora Foerstel, Medya ve Savaş Yalanları; Feliks Çuyev, Molotov’u Anlatıyor; Henri Barbusse, Aydınlık; Stefan Zweig/Friederike Zweig, Mektuplaşmalar; H. Costantini, Francisco Sanetis’in Uzun Gecesi; A. SaadFilho, Kapitalizme Reddiye; Daniela Dahn, Batı Diye Diye; Taner Timur, Marksizm, İnsan ve Toplum; Haluk Yurtsever, Özgürlük ve Örgütlülük. Kırmızı Yayınlar’dan seçkin bir liste: Atatürk üstüne dev bir eser: “Sarışın Bir Kurt”, Halil İnalcık, Atatürk ve Demokratik Türkiye; M. Bloch, Feodal Toplum; Füsun Akatlı, Niçin Diyalektik; Erasmus, Deliliğe Övgü; A. Touraine, Kadınların Dünyası; C. Gingburg, Efsaneler, Amblemler, İzler; Erdoğan Aydın, Milliyetçilik: Türkiye’nin Çıkmazı; Adonis, Aşk Şiirleri; Özdemir İnce, Magma ve Kör Saat; Refik Durbaş, Kırk Dört Sıfır Dört; Enis Batur, Neyin Nesisin Sen; Nil İblise Göre İncil Kandil Sarnıç; Koma Provaları Sütte Ne Çok Kan Abdal Düşü. MAHMUT ORAL YUSUF ZİYA CANSEVER DİYARBAKIR/VAN Diyarbakır’dan dün de gün boyu havalanan uçaklar, Kuzey Irak’taki terörist unsurları bombaladı. Genelkurmay Başkanlığı da Şemdinli’de karakola baskın düzenlemek isteyen 100 kişilik PKK’li gruptan 30 kişinin öldürüldüğünü doğruladı. Genel Kurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada 23 Ekim’de saat 22.00 sıralarında, TürkiyeIrak sınırı üzerinde konuşlu Yeşilova Hudut Karakolu’na saldırı hazırlığında olan terörist grubun tank, topçu ve diğer ağır silahlarla ateş altına alındığı belirtilerek “Bu durum karşısında Irak topraklarına kaçmaya başlayan terörist grup, ateşlerle takip edilmiştir. Olaydan sonra bölgedeki kaynaklardan ve diğer vasıtalardan elde edilen istihbarat bilgilerinden, 30’dan fazla teröristin etkisiz hale getirildiği değerlendirilmiştir” denildi. PKK’lilerin Türkiye’ye sızarak karakol baskınları gerçekleştirme girişimlerine karşı bölge genelindeki askeri hareketlilik ve operasyonlar hız kazanıyor. Savaş uçaklarının sınır ötesine yönelik akınları da de DİYARBAKIR/SİLOPİ PKK ele başlarının Türkiye’ye teslim edilmesiyle örgütün çökebileceği yolunda yaygın bir kanı bulunuyor. Oysa “baş giderse gövde dağılır” şeklindeki bir tezi PKK’ye endekslemek için örgütte son 10 yıl içindeki çözülmenin etkileri ile eylem grafiğinin doğru analiz edilmesi gerekiyor. Lideri 8 yıldır cezaevinde olan, kurucularının büyük bölümü tarafından terk edilen bir örgütün bu teze dayanarak çökertilebileceğini söylemek şimdilik mantıklı gelmiyor. Uluslararası desteğinin yanı sıra siyasal, ekonomik, diplomatik yapılanmalarıyla birlikte entegre bir mücadele kapsamına alınması gereken PKK’deki “çok başlılık” yanlış algılanıyor! Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu, 17 Ocak 2007’de İstanbul Beykoz’daki operasyonda öldürülmeden yaklaşık 10 yıl önce muhalifi olan Menzilci kanata yönelik yoğun bir saldırı başlatıyor. Velioğlu, Menzilcilerin askeri liderini ortadan kaybediyor. Fidan Güngör’ün Adapazarı’nda araziye gömüldüğü ileri sürülen cesedi tüm aramalara karşın bulunamıyor. Menzilcilerin siyasi lideri Molla Mansur Güzelsoy ise yurtdışına kaçıyor ve Tahran’daki bir hastanede yaşamını yitiriyor. Velioğlu, bu iç savaş yüzünden Güneydoğu’daki radikal dinci kesimden tepki alınca, “Baş giderse gövde dağılır” diyerek Menzil liderlerine yönelik saldırıları savunuyor. Gerçekten bir süre sonra Menzilciler tamamen safdışı bırakılıyor. Ancak Velioğlu da bir süre sonra kendi tezinin kurbanı oluyor. Hizbullah lideri, Beykoz’daki operasyonda öldürülünce örgüt büyük sarsıntı geçiriyor. Onun yerine geçen iki şura üyesi öldürülüyor, yönetim kademesiyle birlikte 4 bin kadar militan da tutuklanıyor. Peki Hizbullah bugün ne yapıyor? Örgütün iki yıl önce Hz. Muhammed’i hedef alan karikatürlere yönelik Diyarbakır’da düzenlediği mitingde 100 bin civarında insan topladığını söylemek herhalde bu soruyu yanıtlamaya yetiyor. 19852000 yılları arasında yeraltı faaliyetleriyle terör estiren örgüt, artık yasal dernekleriyle Güneydoğu’da siyasi faaliyetlerini yoğunlaştırp eski gücüne kavuşmaya çalışıyor. KK BAŞSIZ MI? P Bu olaylar ABD, Talabani ve Türk devleti arasında, PKK liderlerinin teslim edilmesiyle ilgili sonuç alınamayan diplomasi trafiğinin nereye kadar gideceğinin sorgulanmasını gerektiriyor. Uluslararası destekten yoksun Hizbullah deneyiminden yola çıkarak PKK’yi lider kadrosu enterne edilerek çökertme stratejisi ne kadar gerçekçi görünüyor? Türkiye sık sık Irak yönetecileri ile ABD’lilere 150 civarında PKK’linin listesini vererek baskı kuruyor, Kandil’deki Murat Karayılan, Mustafa Karasun, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Fehman Hüseyin, Yusuf Turhallı, Rıza Altun, Numan Uçar ve Ali Sinan’ın teslim edilmesini istiyor. Bu yöntemle PKK’nin başsız bırakılması ve dağıtılması hedefleniyor. Oysa Öcalan 1999 yılında yakalandığında örgüt yalnızca kısa süreli bir şok yaşıyor. “Başsız” PKK’ye karşın örgütün eylem grafiğinde beklenen düşüş görülmüyor. Öcalan ise İmralı’dan Kandil’i yönetmekle suçlanarak zaman zaman hücre cezalarına çarptırılıyor. Örgüt liderlerinden Şemdin Sakık’ın Kuzey Irak’ta yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi ise eylem hücreleri arasında küçük bir sarsıntı ve moral bozukluğu yaratmaktan ileri gidemiyor. ANGİ BAŞ? H Hatta örgüt içindeki bölünme ve infazlar bile PKK’yi ne yazık ki durduramıyor. Öcalan’ın kardeşi Osman 4 yıl önce aralarında PKK kurucularının da bulunduğu 10 kişiyle birlikte örgütü terk ediyor ve Kuzay Irak’ta Yurtsever Demokrat Parti’yi (PWD) kurarak geri plana çekiliyor. Ancak PKK’nin saldırıları aralıklarla uygulanan tek taraflı ateşkes kararları dışında durmak bilmiyor. Belçika’da bulunan KONGRAGEL Başkanı Zübeyir Aydar ve kadrosu PKK’yi tüm Avrupa’da örgütlemeyi sürdürüyor. Avrupa ülkelerinden her yıl milyonlarca Avro haraç toplanıyor, ölen PKK’lilerin aileleriyle, cezaevindeki militanlara maaş bağlanıyor, örgüt yayın organları, dernek ve vakıflar arıcılığıyla giderek siyasallaşmış bir güç olarak Türkiye’ye karşı lobi faaliyetleri yürütmeye devam ediyor. PKK örgütlenmesi en basit anlatımıyla böyle bir tabloyu yansıtıyor. Yönetim kadrosundan kentlerdeki milis yapılanmalarına uzanan bir örgütlenmeye sahip olan PKK artık “bir avuç eşkıya” tanımlanmasından çok daha etkin bir profil çiziyor. Yani terörle mücadele stratejisinde marjinallikten hiçbir zaman kurtulamayan Hizbullah’la kıyaslanmayı da hiç hak etmiyor!.. Bilakis artık uluslararası bir çapta, entegre bir mücadeleyle karşılaşması gerekiyor! PKK’nin şiddetle büyüttüğü gövdesi, örgütsel açıdan peşmergede, diplomatik açıdan ABD’lilerde, siyasal açıdan da Avrupalılarda vücut buluyor! Türkiye’nin gövdeyi dağıtması için başı çok araması mı gerekiyor! vam ediyor. Dün de Diyarbakır’daki 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı, 8. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan kalkan F16 savaş uçakları, Kuzey Irak’ta kilometrelerce ötedeki PKK mevzilerini bombaladı. Korucuların da operasyonlara katıldığı bölgede, zırhlı araçlar ile toplar, Kuzey Irak’a çevrili vaziyette bekliyor. ZEL TİM 3 BİNE ÇIKACAK Ö Hakkâri ve Şırnak bölgelerinde kırsal alandaki operasyonlara katılan 1800 kadar özel tim mensubuna takviye güç gönderileceği, bu sayının 3 bine çıkabileceği belirtiliyor. Tüm yollarda yeni arama noktaları oluşturulurken, sivillerin geçişlerinde kimlikler kontrol ediliyor, araçlar da aranıyor. HakkâriYüksekovaŞemdinli ve Irak ile ‘heyet’ sıkıntısı Türkiye’ye gelen Irak heyetinde Kürt temsilciler Dizayi ve Abdullah da yer aldı. Ankara’nın itirazına karşın iki isim protokole ‘danışman’ unvanı ile girdi MAHMUT GÜRER ANKARA Sınır ötesi operasyon tartışmaları gündemdeki yerini korurken dün Irak’tan bir heyet Ankara’ya geldi. Heyette Kürdistan Demokratik Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Sefin Dizayi ile Kürdistan Yurtseverler Birliği Genel Başkan Yardımcısı İmad Abdullah da yer aldı. Dışişleri Bakanlığı’na dün sabah saatlerinde Bağdat’tan gönderilen listede heyet içerisinde PKK ile bağlantıları olduğu bilinen Kürt Bölgesel Yönetimi İçişleri Bakanı Kerim Sincari’nin de yer aldığı belirtilirken Ankara’nın bu 3 isme de karşı çıktığı ancak Bağdat’ın sadece Sincari’yi liste dışı bıraktığı öğrenildi. Irak Terörle Mücadele Koordinatörü ve Ulusal Güvenlik Bakanı Şirvan Vaili başkan lığındaki Irak heyeti sabah beklenmesine karşın dün akşam saatlerinde Ankara’ya geldi. Ankara’ya gelen heyette Irak Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Cassim ve Irak İstihbarat Başkanı El Faysal de yer aldı. Cassim gazetecilerin sorusu üzerine yaptığı açıklamada “ Somut adımlarla geldik, somut adımlar teklif edeceğiz” dedi. NKARA İTİRAZ ETTİ AMA... A Heyetin gelişinden önce ise Ankara ile Bağdat arasında protokol karmaşası yaşandı. Türk tarafı önceki akşam Irak’ın protokol listesini 1 gün kala hâlâ bildirmemesi nedeniyle, Irak’ın Ankara Büyükelçiliği’yle temasa geçerek kimlerin geleceğini sordu. Listede, KDP Dış ilişkiler Sorumlusu Di zayi, KYB Genel Başkan Yardımcısı Abdullah ve Kürt Bölgesel Yönetimi İçişleri Bakanı Sincari’nin de yer alması sıkıntı yarattı. Ankara Bağdat yönetimi ile iletişime geçerek Bölgesel Kürt Yönetimi’nden herhangi bir yetkilinin heyette yer almasının kabul edilemeyeceğini bildirdi ve listenin yenilenmesini istedi. Bunun üzerine Bağdat’tan gelen yeni listede Kerim Sincari’ye yer verilmedi. Irak heyetinin gecikmesinin nedeninin ise önceki gün toplanan Milli Güvenlik Kurulu sonrasında yayımlanan bildiri olduğu öğrenildi. Ankara’da yapılan görüşmelerde ise Irak’ın “PKK büroları ve Mahmur Kampı’nın kapatılması ile sınır güvenliğinin artırılması” teklifini getirdiği, Ankara’nın ise PKK’lilerin iade edilmesi ve terör örgütü kamplarının kapatılmasını istediği belirtiliyor. MALATYA MUĞLA (Fotoğraflar: AA) Çukurca karayollarındaki riskli bölgeler de her sabah saat 05.00’ten itibaren dedektörlerle taranıyor. 12 askerin şehit edildiği Dağlıca bölgesinin kırsal kesiminde yapılan aramalarda da PKK’lilere ait 6’sı tuzaklanmış toplam 14 adet el bombası ve muhtelif mühimmat ele geçirildi. Şırnak’ın merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde de teröristlerce tuzaklanmış 5 kilogram TNT kullanılarak hazırlanan patlayıcı madde güvenlik güçlerince imha edildi. Mardin’de Dargeçit ile Midyat ilçeleri arasındaki karayolunun birinci kilometresine dün sabah yerleştirilen tahrik gücü yüksek ve uzaktan kumandalı patlayıcı, güvenlik güçleri tarafından fark edilerek etkisiz hale getirdi. ASKERDEN HALKA TEŞEKKÜR Yurt genelinde devam eden protestolarda emperyalizme öfke yağdırıldı ‘Şükranlarımızı sunuyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, yurttaşların teröre karşı sergiledikleri duyarlılık ve dayanışma ile şehitlere gösterilen saygı ve sahiplenmenin övgülerin en büyüğüne layık olduğunu bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada şöyle denildi: “Son dönemlerde PKK terör örgütü tarafından düzenlenen hain saldırılarda güvenlik kuvvetleri ve sivil vatandaşlarımızdan kayıplar verilmiştir. Terör eylemlerinden sonra Genelkurmay Başkanlığı’nı telefonla arayan, mektup veya mesaj gönderen on binlerce vatandaşımız, sivil toplum ve meslek kuruluşlarımız ile üniversitelerimiz taziyelerini bildirmişler; terörle mücadelede Türk Silahlı Kuvvetleri’ne olan güven ve desteklerini tazelemişlerdir. Öte yandan, kadınerkek binlerce vatandaşımız terörle mücadelede görev almak için ilgili makamlara gönüllü başvurular yapmışlardır. Vatandaşlarımızın teröre karşı sergiledikleri duyarlılık ve dayanışma ile şehitlerimize gösterilen saygı ve sahiplenme, övgülerin en büyüğüne layıktır. Çeşitli iletişim vasıtaları ile Genelkurmay Başkanlığı’na ulaşarak terörle mücadeleye destek veren, bu konudaki samimi duygu ve düşüncelerini paylaşan tüm vatandaş, kurum ve kuruluşlarımıza Türk Silahlı Kuvvetleri olarak şükranlarımızı sunarız.’’ Teröre öfke çığ gibi büyüyor Haber Merkezi Hakkâri’de geçen hafta sonu 12 askerin şehit olmasının ardından yurt genelinde başlatılan protesto gösterileri dün de devam etti. Çeşitli kentlerde meydanlara çıkan binlerce kişi terörün bitirilmesi çağrısında bulundu. Gerek açıklamalarda, gerek atılan sloganlarda emperyalizme öfke yağdırıldı. MALATYA’da 11 siyasi parti tarafından organize edilen “Teröre Lanet Mitingi”ne on binlerce kişi katıldı. İnönü Caddesi Öğretmenevi önünde toplanan kalabalık “Kahrolsun ABD Emperyalizmi”, “Katil ABD”, “Irak’ı basarız Barzani’yi asarız” sloganlarıyla Hükümet Meydanı’na kadar yürüdü. VAN’da Kurtuluş Parkı’nda toplanan binlerce kişi İstiklal Marşı’nı okuduktan sonra valiliğe kadar yürüdü. KürtçeTürkçe yazılı pankartlarla 5 kilometre yürüyen vatandaşlar, “TürkKürt kardeştir. Ayrım yapan kalleştir” sloganı attı. KOCAELİ’de, Merkez Bankası önünde toplanan Kocaeli İstiklal Madalyası Vârisleri Anma ve Yaşatma Derneği üyeleriyle bir grup vatandaş, ellerinde Türk bayrakları ve pankartlarla Hürriyet ve Cumhuriyet caddelerini takip ederek Sabri Yalım Parkı’na kadar yürüdü. MUĞLA’da ADD öncülüğünde 34 demokratik kitle örgütü ve siyasi partinin desteğinde gerçekleştirilen teröre tepki eyleminde, 25 bin kişi Muğlalı 4 kilometre yürüdü. Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen. “Her Türk asker doğar” sloganları eşliğinde buluşan kitle, Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte 12 şehidin yoklamasını yaptı. ADANA’da TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Hüseyin Atıcı yaptığı açıklamada, “Geleceğimizi şekillendirecek uygulamaların bize rağmen hayata geçirilmesine müsaade etmeyeceğiz” dedi. Balıkesir’in Ayvalık, Çorum ile ilçeleri Osmancık ve Sungurlu’da yüzlerce yurttaş terör protesto edildi. (Fotoğraf: SELAHATTİN ŞAHİN) NEVŞEHİR’in Göreme beldesinde faaliyet gösteren Anatolian Balloons’un sıcak hava balonları da Türk bayraklarıyla havalandı. Hava balonu Türk bayraklarıyla havalanırken “Teröre lanet Mehmetçiklerimize saygı” gösterisinde çoğunluğunu Japonların oluşturduğu 160 turist de hazır bulundu. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear