26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 EKİM 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Belli Mesut Başaldı: “Tarafsız bir cumhurbaşkanı olduğu, kızının düğünündeki nikâh şahitlerinden belli değil mi?” Ya ğ m u r E k i m Takıların yarısı şehit ailelerine verilecekmiş... “Sadaka kültüründe son perde!” İSLAMCI iktidarın sözcüsü Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in nezaketine bakar mısınız; inşallah, tezkereyi kullanmaya gerek kalmazmış, evelallah bu tezkerenin hedefi sadece ve sadece terör örgütüymüş, maşallah sınırın öte tarafındaki halk evveliyatta bizim gibi Osmanlı’nın vatandaşıymış da (Adalet Bakanlığı yapmış ama tebaanın farkında değil, yurttaş sanıyor) tarihin bir cilvesi olarak şimdi onlara Irak halkı diyormuşuz. Bu kadar utangaçlığa ne gerek var... Tezkere sizin neyinize. Bunca taklayı RTE’yi, gelecek ay efendiniz Bush’un huzuruna cebinde tezkere ile çıkartmak için atıyorsanız, bu nezaketiniz ancak malum fıkraya konu olur: “Elim cebimde, cebim delik, bil bakalım elimde ne var!” Eski ulusal futbolcularımızdan, Cumhuriyet PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Bayramda trafik gerçeği: Duble yollarda, duble ölüm! Mesai Anıl Öçal: “Üç tanıklı Kübra nikâhında 6 bin polisin bayram ve hafta sonu mesaisini kız tarafı mı ödeyecek, erkek tarafı mı!” yazarı Halit Deringör, geçen sabah bir hışım odaya geldi, “Hayrola Halit Abi, kim sinirlendirdi seni böyle” dedim. “Sinirli değil, kızgınım” dedi ve İkinci Dünya Savaşı yıllarından bir anısını anlattı: Hitler, Avrupa’yı silindir gibi ezerken Balkanlar’a inmiş, Trakya’da sınırımıza dayanmış. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, faşistlere şu mesajı vermiş: “Bizim tarzı hareketimiz, sizin tarzı hareketinize bağlıdır.” Mesaj açık: Saldırırsan, savaşırım! Bir de şunların haline bakın: “Elim cebimde, cebim delik, elimde tezkere var!” Tezkere Bush, “Aferin sana. Şimdi al o tezkereyi arka cebine sok” derse ne yapacaksın! Irak, ABD işgali altında. Türkiye’nin güneydoğu komşusu ABD olmuş. Ayrılıkçı terör örgütü ABD’nin silahlarını kullanıyor. ABD’nin Irak’taki “devlet ba(ş)kanı” Talabani ayrılıkçı terör örgütünün sırtını sıvazlıyor. ABD’nin Irak’ın kuzeyinde adını henüz koymadığı “Kürdistan”da “devlet ba(ş)kanı” yaptığı Barzani ayrılıkçı terör örgütünün hamisi konumunda. Terörle mücadele koordinatörlüğü adı altında kendi rızanla bir yıl boyunca kandırılmışsın ve karşılığında onlarca şehit vermişsin. ABD’nin Ankara’daki büyükelçisi parmağını sallayıp duruyor. Ama sen nezaketten kırılıyorsun: “Vallahi billahi tezkereyi amacı dışında kullanmak niyetinde değiliz!” Gel de İsmet İnönü’yü anma: Bu saatten sonra sizi Bush bile kurtaramaz! Savaş ve Barış Güneydoğu’da 23 yıl önce bir PKK baskınında ilk kurşunları atılan ve giderek şiddetlenerek günümüze kadar gelen bir savaş sürüyor. Başlangıçta sınır içibölgesel olan ve ‘düşük yoğunluklu savaş’ olarak da tanımlanan bu kanlı çatışmanın toplumumuza verdiği can kaybı yaklaşık 40 bin, ekonomimize doğrudan ve dolaylı yüklediği parasal maliyetin ise 300 milyar YTL’ye yaklaştığı biliniyor. Özünde bir terörist başkaldırı olan bu savaşın zaman içinde, özellikle de Kuzey Irak’ta Amerika Birleşik Devletleri tarafından bir Kürt devletinin temellerinin atılmasıyla temel lojistik desteğini devletler hukuku ölçütlerine göre Irak içinden aldığı, PKK güçlerinin de Kandil Dağı’nda konuşlandığı biliniyor. Irak’ta işgal gücü olarak bulunan Amerika Birleşik Devletleri’nin, bu ülkedeki PKK faaliyetlerinin önlenmesine ilişkin olarak Türk hükümetinin sayısız uyarı ve istemini ciddiye almamasının, bu yönde hiçbir önleme başvurmamasının, yıllardır bir oyalama taktiği uygulamasının Türk Silahlı Kuvvetleri’nin artık bir savaş niteliği kazanmış olan PKK terörüne karşı verdiği mücadelede hareket alanını kısıtladığı, elini kolunu bağladığı bu çatışmanın bir başka gerçeğidir. ??? Hükümet tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan tezkerenin genel kurulca benimsenmesi durumunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi operasyon olanağına sahip olmasıyla birlikte savaş farklı bir nitelik kazanacak. Bu durumda Türkiye, yalnızca olası operasyonun bölgesel egemeni olan Barzani’nin Kuzey Irak eyalet yönetimiyle değil, merkezi Irak devleti ve işgal gücü ABD ile de hem ikili ilişkilerde hem de uluslararası platformda sorunlar yaşayacak. Türkiye, bu sorunları göze almış görünüyor. Yeryüzünde hiçbir ülke ‘kör kör parmağım gözüne’ terörist ayrılıkçılığın toprak bütünlüğünü tehlikeye sokmasına, asker ya da sivil insanlarının öldürülmesine, toplumuna korkunun egemen olmasına sessiz kalmaz. Oluşacak sorunlar ne denli büyük olursa olsun kendi çıkarlarına uygun kararlar alır, gereken adımları atar. Ne var ki söz konusu tezkerenin TBMM tarafından kabulü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, kendisine verilen yetkiye dayanarak bir an önce sınır ötesi operasyonlara başvuracağı anlamına gelmemektedir. Savaşı daha fazla büyütmeden, daha fazla yaygınlaştırmadan, köprüleri atmadan, hâlâ var olan barış seçeneğini öne çıkartmak için zaman tükenmiş değildir. ??? Daha önce de defalarca yazmıştık bu köşede: Türkiye’nin temel ihtiyacı barıştır, kardeşliktir; her etnik kökenden insanların bir arada eşit, mutlu yaşadıkları bir kardeş bahçesidir. Doğrudur; Güneydoğu’da iki sözle geçiştirilemeyecek boyutlarda, çok derin ekonomik, toplumsal, kültürel sorunlar vardır. Doğrudur; çok uzun yıllardır hükümetler bu sorunların çözümü doğrultusunda parmaklarını kıpırdatmamışlardır. Doğrudur; başından itibaren ekonomik, toplumsal, kültürel sorunlara hiç el atmadan ‘sorun’u salt askeri yöntemlerle çözmek istemek hükümetler açısından yanlış bir değerlendirmedir. Doğrudur; bu topraklarda yaşayan Türk’e layık görülen her şey Kürt’e de layıktır. Ne Türk’ün Kürt’e, ne de Kürt’ün Türk’e bir üstünlüğü vardır. Bu ülkede yaşayan tüm insanlar hayatın her alanında eşit haklara sahip olmalıdır. ??? Ülke ve toplum olarak ipin en inceldiği yerdeyiz; bu noktada Kürt kökenli yurttaşlarımız siyasal, toplumsal, kültürel olarak temsil ettiğini söyleyen kurum, kuruluş ve kişilere büyük görev düşmektedir. Barış yolunda atılacak her adım ülkemizin Türk’ü ve Kürt’üyle tüm insanları tarafından yürekten alkışlanacaktır. Bugünün sihirli sözcüğü ‘barış’tır; ipin inceldiği yerden kopmaması umudunu da içerdiğinden. (eposta: dkavukcuoglu?superonline.com) Ersoy Öngün: “Sırtını dağdaki teröriste dayayandan barış adına ne beklenebilir ki?” Sırt SESSİZ SEDASIZ (!) İstanbul’da öğrenci servis ücretleri İSTANBUL’DA öğrenci servis ücretlerini bildiğiniz gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Ulaşım Koordinasyon Merkezi belirliyor. Adı bizde saklı kalsın bir özel okulun, yine adı bizde saklı bir velisi bakın ne diyor: “İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, öğrenci servis tarifesine aykırı hareket eden servis şirketlerine gerekli yaptırımı uygulayacaklarını söylemişti. Ama bizim okulun servisi hiç çekinmeden, gizleme gereği bile duymadan her kademedeki servis ücretini dilediği gibi belirledi; tarife dışı aldığı farkı ise ‘servis hostesinin kalitesi’ne bağladı. Biraz üsteleyip, ‘Belediyenin kararı var’ dediğimizde aldığımız yanıt ‘Bırakın bu işleri. Okula milyar verip buna mı itiraz ediyorsunuz’ oldu. Konudan okul yönetiminin de bilgisi olduğu için velilerin fazla itiraz etme şansı kalmadı. Yarın başka bir servis şirketi ‘Bizim şoförümüz yabancı dil biliyor’ bahanesiyle kendi kafasına göre zam yaparsa ne olacak? Belediye, kendi kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetlemezse bu kararlar niye alınır? Kural tanımazlığın cezası yok mudur?” Yoktur! Ruhsatsız bir çadırda nikâh kıyan belediye başkanından hangi kurallara uymasını bekleyebiliriz ki! 500 yılda bir olabilecek afette bile burayı su basmaz dediği yerde insanlar sele kapılıyorsa o belediye başkanının nesine güvenebiliriz ki! Çünkü burası artık Türkiye değil; geleceği Allah’a kalmış, ılımlı İslam cumhuriyeti! behicak?yahoo.com.tr Artiz Gülhan Elmas: “ABD, Ermeni soykırım iddialarını kabul ettiğine göre RTE’nin Jennifer Lopez, Brad Pitt, Robert De Niro, Tim Robbins gibi artistlere verdiği muhteşem iftar yemeği bir işe yaramamışa benziyor!” ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ‘Mahalle’mize Dokunmayın... Ortaöğreniminden itibaren ortak kimlikleri, sadece komşuAmerika’da yetişen ve uzmanla lukları değil, daha önemlisi “oraşan Prof. Şerif Mardin’in hiçbir lı”lıklarıdır. Başka semtlere tasözü “mahalle baskısı” kadar şınsalar da kendilerini hâlâ önceünlü olmamıştı... ki mahalle sakinlerinden sayanAkademisyenliğini de ABD larımız az değildir. üniversitelerinde geliştiren MarNitekim yine dünyada eşi oldin, kitaplarını bile İngilizce ya mayan “muhtarlık” kurumunun yımladı. Din felsefesindeki ünü da köylerle sınırlı kalmamasının ise “American University”ye nedeni, tıpkı “bizim köy” gibi bağlı “İslam Araştırmaları “bizim mahalle” kavramının, Merkezi”ni yönetirken daha da yaşantımızdaki değerinden ötüarttı. Türkiye’ye “Ilımlı İslam” rüdür… yakıştırmasının da filizlendiği ‘Bizim mahalle’miz söylenen Vaşington’daki merkeHangi Batı ülkesinde “veresizin 1970’lerden itibaren 13 yıl “başkan”ıydı. 80 yaşındaki ye defteri” olan “mahalle bak“Türkiye hocalığı”nı ise Saban kalları” vardır? Bizde, sokak içcı Üniversitesi sağlıyor… Özel lerinde bile süpermarketlere izin likle “Amerika yılları”ndaki bi verilince, o “insan yürekli” defrikimleriyle, “muhafazakâr”lı terlerin yerini “acımasız” kredi ğın en çağdaş düşünürleri arasın kartları aldı… Ya da hangi dünya kentinde da yer alan Mardin’in, dincilerin “mahalle çeşmesi” vardır? Şimİslamcı yaşam dayatmasına “mahalle baskısı” demesi her di ise en yoksulumuz bile parasını “pet şişe” imparakesi etkilemiş torluğuna akıtıyor… görünüyor… Dahası hangi ABD O kadar ki en kasabasında “mahal“toplumcu” lenin delisi” asla akıl toplumbilimcihastanesine gönderillerimiz bile, mez? Hangi toplumda Mardin’in bu “mahallenin ablası” sözüyle “dinci vardır; hangi Batılı aytehlikeyi anımdın “mahalle çocuksamış” olmasılarının abisi” de olana belli ki çok bilmiştir?.. “sevindi”ler. Ya herkesin “amNe var ki aynı ca”sı olan “mahalle dinciliğin yıllarMahalle çeşmesi ve bekçisi”… Üstelik madır “Batıcımahalle çocuğu... aşını bile mahallelilerin lık”la el ele vererek yok etmeye çalıştıkları aralarında toplayarak verdikleri o “mahalle kültürümüz”ü daha “devlet” üniformalı, ama “bizden” insanlar, şu en “sivil” devda gözden düşürüyorlar… letlerde bile yoktu… Mahalle in‘İlerici’ değerlerimiz sana huzur sağlar, güven duyguOysa “mahalle” kavramının su verir, “yalnız” olmadığını dutoplumsal tarihimizdeki yeri, yumsatır. Çünkü oradaki herkes “dinci baskılara en uygun or “dost”tur; herkes birbirinin dertam”ı sağlayan “gerici” bir ko dini de bilir, sevincini de… numda değildir. Tersine bu kavO kadar ki bir evde yas varsa, ram, denebilir ki sadece Anado öbüründe şarkı bile söylenmez. lu kentlerine has ve tüm yönleriy Bu saygı, bırakın Batı kentlerini, le bize ait sayısız “ilerici” değer “mahalle kimliği”nin unutuldule “öz anlam”ını kazanır. ğu hangi “rezidans sitesi”nde Geçmişin o çok övündüğü artık olabilir? müz, “farklı inançların ortak Evet… Onca saygın birikimihemşerilikleri”, aynı kentte ol ne rağmen Şerif Mardin, bu demak bir yana, aynı sokak sakin yimin bize ait “tarihsel erlerine ait cami, kilise ve havrala dem”ini okyanus ötesindeki rın yan yana oldukları mahalle “İngilizce yaşam”ında unutmuş lerde yaşanırdı... olabilir… Aynı mahalleli olmaLaik Cumhuriyetin çağdaş nın, “kederde ve kıvançta bekent kültüründe de örneğin “yaz raberlik” olduğunu Galatasaray lık sinema”lar bile mahalle ara Lisesi’nde okuduğu küçük yaşlalarında herkesi buluştururdu. Ay rında öğrenmiş olsa bile… nı mahallenin “türbansız” kızlaAma, olana bitene açıkça “şerıyla şiirler okuyan, fıkralar an riatçı baskısı” demek; hatta latan oğlanları, uzun yaz gecele “dincilerin siyasal destekli örrinin unutulmaz “kapı önü soh gütlenmesi” diye açıklamak dubetleri”yle büyüdüler… rurken tutup mahallemizi “soBu nedenle, kimi sözlüklerde rumlu” kılarak, onu daha da yıp“mahalle”nin İngilizcedeki kar ratmaya ne Mardin’in hakkı var; şılığı olarak “komşuların oluş ne de şu laik hayranlarının… turduğu en küçük sosyal yaKeşke mahallelerimize yenipı”yı tanımlayan “neighbour den kavuşsak… O zaman ne türhood” deyimine yer verilmesi de ban kalır; ne de “gökdelenlerle Anadolu’ya yabancılaşmış “çe dincileşen” Malezya’ya benzeviri”cilikten kaynaklanıyor. me korkusu… Çünkü mahalle sakinlerinin ekinci?cumhuriyet.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com BULMACA HARBİ SEMİH POROY SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Ekim www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Sacda pişirilen yuvarlak 1 pide. 2/ 2 Ateş... Tuna 3 Irmağı’nda kullanılan bir 4 çeşit yolcu 5 kayığı. 3/ 6 Heykel... Ku7 şaktan kuşağa geçen kalı 8 tımsal öğe. 4/ 9 İspanyolların 1 2 3 4 5 6 7 8 9 sevinç ünlemi... Po1 K A Z A Y A Ğ I lonya’nın para biri2 A R E T İ M R A mi. 5/ İnsanın akıl 3 M A R A T O N D yürütme yetenekleAME L İ Y E rinin tümü... Mezo 4 Y İ N K E T potamya’da kurul 5 O M muş en büyük site 6 N A R S E T İ N K İ T Ç lerden biri. 6/ Yoz 7 İ R İ gat’ın bir ilçesi. 7/ 8 O B A P A N E Artvin ilinde, 9 A N A R Ş İ Ü Ç 1994’te “ulusal park” kapsamına alınan ünlü yayla... Satrançta bir taş. 8/ Argoda çok çalışan öğrenciye verilen ad... Kökleri yukarıda, dalları aşağıda olduğuna inanılan cennet ağacı. 9/ Alacak ya da borç. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ İzmir yöresine özgü, özellikle sabah kahvaltısında yenen bir tür börek... Gümüş. 2/ Tıp dilinde “ergenlik, buluğ” anlamında kullanılan sözcük. 3/ “His var mı bu âlemde gibi tatlı” (Yahya Kemal). 4/ Borsada belli miktardaki hisse senedini belirtmekte kullanılan işlem birimi... İri taneli bezelye. 5/ Divan şiirinin ölçüsü... Şarkı, türkü. 6/ Fas’ın plaka imi... Sokakta bulunan ve sahibi bilinmeyen eşya. 7/ Ankara tavşanının çok yumuşak ve ince beyaz tüylerinden yapılan dokuma... Öğütülmüş tahıl. 8/ Üzerinde film çevrilen stüdyo düzlüğü... Harman savurmakta kullanılan, çatal biçiminde tarım aracı. 9/ Hiçbir tehlike olmamasına karşın kişiyi saran ani dehşet duygusu. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear