Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2007 PAZARTESİ 4 HABERLER AB tarafından hazırlanan ve Güneydoğu’yu Kürdistan olarak gösteren rapor Ankara’da tepki yarattı 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK ‘Kürdistan’lı belge için girişim MAHMUT GÜRER Çocuklarımız Kitap Okumuyor mu? “Okumak fiilinin emir kipine tahammülü yoktur. Başka fiillerle de paylaşır bu nefretini: ‘Sevmek’ fiili... ‘Hayal etmek’ fiili... Yine de deneyebiliriz tabii. ‘Haydi. ’Beni sev!’. ‘Hayal et’. ‘Oku!’ . ‘Oku!. Okusana diyorum, sana okumanı emrediyorum!’. Odana çık ve oku! Netice? Hiçlik. Kitabının üzerine başını dayayıp uyudu. Pencere birden, imrenilecek bir şeye doğru açılıyormuş gibi göründü ona. İşte oradan uçup gitti. Kitaplardan kaçmak için...’’ Daniel Pennac, ‘Roman Gibi’ adlı kitabında günümüz gençlerine bir öğretmen gözlemciliği ile bakıyor. (Metis Yayınları 1998). O bir öğretmen. Fransızca öğretmeni, kendi deneyimlerini, gözlemlerini, yorumlarını anlatıyor. Gençlerin durumunu, anne babaların kaygılarını, telaşlarını. “ Biz sadece ebeveynimizin çocukları sayılırken, çocuklarımızın kendi zamanlarının oğulları ve kızları da olduğu şeklinde özetlenebilecek bir ‘toplum gerçekleri’ toplamı. Evet, evet! Ergenliğimizde, toplumumuzun müşterileri değildik. Ticari ve kültürel olarak, bir yetişkinler toplumunda yaşıyorduk... Müşterek elbiseler, müşterek yemekler, müşterek kültür, küçük kardeşe büyüğün elbiseleri kalırdı, aynı yemekten yerdik, aynı saatte, aynı masada, pazar günleri aynı gezintiye çıkardık; televizyon aileyi bir tek ve aynı kanalda toplardı (bugünkü tüm kanallardan çok daha güzel bir kanaldı...); okuma mevzuunda anne babamızın tek endişesi, bazı kitapları bizim erişemeyeceğimiz raflara yerleştirmekti. Bir önceki nesle, büyük babalarımızın nesline bakarsak, okumak kızlara kesinlikle yasaktı. Doğru! Hele romanlar: Hayal kurmak, rüya görmek, evin delisi olmak... Evlilik için hiç iyi görülmezdi bunlar. Bugün ise...Yeniyetmeler, onları giydiren, eğlendiren, doyuran, yetiştiren, fastfood’un, blue jean’lerin ve daha bilmem nelerin serpildiği bir toplumun bütünüyle müşterisi oldular. Bizim zamanımızda ‘müzikhol’ vardı, onlar ‘disko’ya takılıyorlar; biz kitapla beslenirdik, onlar kaset tıkınıyorlar... Beatles müziğiyle ayin yapmaktan hoşlanırdık, walkman’lerine kapanıyorlar. Ne görülmemiş şeyler görüyoruz artık. Yeniyetmelerce kapatılan koskoca mahalleler, şehrin yeniyetmelerin başıbozukluğuna ayrılmış kocaman arazileri.. O günlüğüne sanık sandalyesine televizyon ya da alıp başını giden tüketim oturtulur belki, belki de elektronik aletlerin istilası. Çocukları cezbeden küçük elektrik oyunlara kusur bulunamazsa okula suç atılır: Okumayı yeni öğretirken yapılan yanlışlar, programlardaki çelişkiler, öğretmenlerin maharetsizliği, kütüphanelerin yetersizliği... Zaten Fransızlar gitgide daha az okuyorlar. Evet, haklısınız.’’ Ne ki Fransızca öğretmeni Daniel Pennac, bu doğru saptamaları yapar ama yakınmalara kendini kaptırmaz. O, öğrencilerine doğrudan kitap okumayı seçer. Hiç araya girmeden, öğrenciyi zorlamadan, okumayı bir ödül ya da ceza konusu yapmadan öğrenciyle kitabı baş başa bırakır. Evet, karşı karşıya değil, baş başa bırakır. Çocukların okumama hakkı da vardır. Sayfa atlama hakkı vardır, yarıda bırakma hakkı vardır, anlatmama hakkı vardır. Daniel Pennac, okutmayı değil, sevdirmeyi savunur. Büyülü anahtar da budur. Romanlarda, öykülerde, şiirlerde, denemelerde başıboş gezinmek. Hayallere dalmak, öyküye katılmak, onlardan biri olmak, üzülmek, sevinmek, âşık olmak, nefret etmek. Kitaplarla yaşamak, kitapları yaşamak. ‘Roman Gibi’yi okuyun. Gerçekten roman gibi. Sadece kitapları değil, çocuklarınızı da bir daha anlayacaksınız. Ve hepsini yeniden seveceksiniz. email:erdalatak@gmail.com erdalatak@superonline.com www.erdalatabek.com CHP’Lİ ÖYMEN: ? Konuyu değerlendiren Dışişleri Bakanlığı, raropu Brüksel’deki Daimi Temsilcilik aracılığıyla AB’nin önüne ANKARA Avrupa Parlamentosu Ekonomik ve Bilimsel Siyaset Da koydu. Diplomatik kaynaklar, böyle bir raporun kabul edilemez olduğu değerlendirmesini yaptılar. iresi tarafından hazırlanan ve Güneydoğu’yu Kürdistan olarak tanımlayan “Kürdistanlı AB Raporu” Ankara’da tepki yarattı. Dışişleri, Tarım Bakanlığı’ndan konuya ilişkin belgeyi isteyip değerlendirirken, raporu Brüksel’deki Daimi Temsilcilik aracılığıyla AB’nin önüne koydu. Diplomatik kaynaklar, raporun brifing niteliği taşıdığını ve herhangi bir resmi vasfı olmadığını dile getirirken “Yine de AB’nin bir organının böyle bir rapor hazırlayarak Türkiye’ye göndermesi, ister brifing ister onaylı belge olsun, kabul edilemez” değerlendirmesini yapıyorlar. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Cumhuriyet tarafından gündeme taşınan “Türkiye’de Gıda Güvenliği” adlı rapor, askıya alma kriziyle aşınan BrükselAnkara ilişkilerinin daha da gerilmesine neden oldu. Dışişleri, Tarım Bakanlığı’na teslim edilen belgeyi isteyerek konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bunun ardından Ankara, AB nezdindeki Daimi Büyükelçiliği kanalıyla, raporu Birliğin Tarım Dairesi’ne sordu. Daire ise Ankara’ya, bunun Ekim 2006’da Türkiye’nin Tarım ve Sağlık bakanlıkları ile çeşitli bölgelerin de içinde yer aldığı ziyaret programı için hazırlandığını bildirdi. AB, belgenin bir brifing raporu olduğunu ve herhangi bir resmiyet taşımadığını da belirtti. Ancak Ankara, raporun resmiyet taşıyıp taşımamasının önemli olmadığını, AB’ye bağlı bir kuruluş tarafından kendi içinde değerlendirmek üzere dahi bile olsa böyle bir şeyin kabul edilemeyeceğini vurguladı. Tarım Bakanlığı’na müzakerelerde yararlanması amacıyla verilen raporda, Anadolu 4 coğrafi bölgede tanımlanıyor, bunlar da, Batı, Ku Devrimleri hazmetmeyen Köşk’e çıkamaz ? CHP Bağcılar İlçe Başkanlığı’nın düzenlediği toplantıda konuşan Onur Öymen, “Demokrasi için savaş verilen bir ülkede karşıdevrimcileri Atatürk’ün koltuğuna oturtmayacağız” dedi. İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AKP hükümetinin “tarikatların emirleri’’ doğrultusunda çalıştığını ileri sürerek siyasetin “dini akılla değil, politik akılla’’ yapılabileceğini söyledi. İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ise yolsuzluk yapan kim olursa olsun hesabının sorulacağını ve Yüce Divan’da yargılanacağını belirtti. CHP Bağcılar İlçe Başkanlığı’nın Bağcılar Belediyesi Halk Sarayı’nda önceki gün düzenlediği, “AB, Sosyal Güvenlik Yasası ve Ülke Sorunları” konulu toplantı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleşirken toplantıya yurttaşlar büyük ilgi gösterdi. Toplantıda konuşan Öymen, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna Atatürk’ün düşüncelerini ve devrimlerini “hazmetmeyen birinin’’ oturmasına izin vermeyeceklerini vurgulayarak “Demokrasi için savaş verilen bir ülkede karşıdevrimcileri Atatürk’ün koltuğuna oturtmayacağız” dedi. zey, Güney Anadolu ile “Kürdistan” olarak adlandırılıyordu. Belgede, Türkiye’nin ancak 2017 yılında gıda sağlığı konusunda AB şartlarına uyum sağlayabileceği ileri sürülüyordu. ‘Hazırlayanların görüşü’ Konuyu değerlendiren Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ise belgenin bir brifing raporu olduğunu belirtirken AB’nin resmi görüşünü değil, raporu hazırlayanların görüşünü taşıdığını söylediler. Kaynaklar, “Buna rağmen, Tarım Bakanlığı’na gönderilen raporun bize aktarılması sonrasında, Brüksel’deki Daimi Temsilciliğimiz AB’nin gereken birimlerinde duyduğumuz rahatsızlığı iletti” değerlendirmesini yaptılar. İZMİR’DE ÖFKE Esnaf AKP’yi yuhaladı ? AKP İzmir Milletvekili Katmerci, hükümete tepki gösteren esnafa “Hapursanız da köpürseniz de size rağmen bir AKP’liyi cumhurbaşkanı seçeceğiz” sözleriyle yanıt verdi. Tecride karşı oturma eylemi İnsan Hakları Derneği (İHD), tecrit politikalarına son verilmesi ve 279 gündür ölüm orucunda olan avukat Behiç Aşçı’nın yaşamını kaybetmemesi için, 10 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi. İHD İstanbul Şubesi önünde düzenlenen eyleme Demokratik Toplum Partisi (DTP), Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP), EğitimSen’in de aralarında bulunduğu çok sayıda parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. “Tecridi kaldırın, ölümleri durdurun”, “Behiç Aşçı yalnız değildir” sloganlarının atıldığı eylemden önce konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Hürriyet Şener, cezaevlerinde tecrit uygulamalarının artarak devam ettiğini belirterek “Adalet Bakanlığı artık bu sorunu görmezden gelemez” dedi. (CİHAN ORUÇOĞLU) HAKAN DİRİK En çok taviz veren hükümet AB sürecinde AKP hükümetinin Kıbrıs ve daha birçok konuda taviz verdiğini anımsatan Öymen, “Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri hiçbir hükümet dış politikada bu kadar küçülmemişti. Bilerek ya da bilmeyerek bu kadar taviz veren bir hükümet çok fazla görevi başında duramaz. Bir milyon yurttaşımız her gece yatağına aç giriyor. Doğu illerimizdeki birçok devlet okulunda hâlâ tezek yakılarak ısınılırken 7.5 milyon yurttaşımız da adını soyadını yazamaz durumda. 21. yüzyıl Türkiye’sinde bu tablonun tek sorumlusu var, o da AKP hükümetidir” diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı’nı eş tartışmasına indirgeme çabasına dikkat çekti Baykal: Maskeliyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Cumhurbaşkanlığı tartışmasını eş tartışmasına indirgeme çabası var. Başbakan Tayyip Erdoğan bekâr da olsa, eşinin başı açık da olsa, anlayışı, zihniyeti, uygulamaları, kişiliği, bulunduğu nokta dolayısıyla cumhurbaşkanı olmaması gerektiğine inanıyoruz’’ dedi. Erdoğan’ın “Başbakan olarak partisinin başında kalarak seçime girmesinden büyük mutluluk duyacağını’’ kaydeden Baykal, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun eşi Olcay Baykal’ı “yanında taşımadığına” ilişkin sözlerine de “Olcay bilinçi olarak benim siyasetimin aksesuvarına dönüşmedi” karşılığını verdi. Baykal, ATV’de yayımlanan “Doğruya Doğru’’ programında soruları yanıtladı. Eşi Olcay Baykal ile ilgili tartışmaları değerlendiren Baykal, “Son zamanlarda eş tartışması ile gündem değiştirilmek isteniyor. Bunun altında sorunu maskeleme çabası yatıyor. Cumhurbaşkanlığı tartışmasını, eş tartışmasına inbulunduğu nokta dolayısıyla cumhurbaşkanı olmaması gerektiğine inanıyoruz’’ diye konuştu. Baykal, “Cumhurbaşkanı Sezer’i partinizde siyaset yapmaya davet ettiniz mi, etmediniz mi’’ sorusuna, “Hayır böyle bir davet yapmadık. Bu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın konumu? Baykal, “Erdoğan bekâr da olsa, na saygısızlık olur. Baeşinin başı açık da olsa, anlayışı, ğımsız ve tarafsız kimzihniyeti, uygulamaları, kişiliği, liğine saygılıyım’’ yanıtını verdi. bulunduğu nokta dolayısıyla Erdoğan’ın, “Kadrocumhurbaşkanı olmaması laşmanın en kaşarlısını gerektiğine inanıyoruz’’ dedi. CHP yapmıştır’’ sözlerinin anımsatılması üzerine de Baykal, “Sayın Erdoğan nidirgeme çabası seziyoruz’’ dedi. Erdoğan’ın, Konya’da yaptığı bir çin cumhurbaşkanı olmamalıdır, açıklama ile tartışmaları kendi eşinin bir nedeni de bu işte. Ona ‘kaşarüzerine çekmek istediğini anımsatan lı’, buna ‘ananı da al git’, diğerine Baykal, “Biz Başbakan bekâr da ol ‘yan gelip yatma’, ‘git ulemaya sor’ sa, eşinin başı açık da olsa, anlayı diyen bir anlayış cumhurbaşkanı şı, zihniyeti, uygulamaları, kişiliği, olur mu? Olmaması lazım’’ dedi. İZMİR İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin genel kurulunda konuşan AKP’liler esnaf tarafından yuhalanırken AKP İzmir Milletvekili İsmail Katmerci, “Hapursanız da köpürseniz de size rağmen bir AKP’liyi cumhurbaşkanı seçeceğiz” dedi. İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin dün yapılan 55. mali genel kurulu, siyasi partilerin İzmir il başkanlarının katılımıyla politik arenaya dönüştü. İlk konuşmacılar arasında yer alan CHP İzmir İl Başkanı Selçuk Ayhan, partisinin esnaf politikalarını anlattı. MHP İzmir İl Başkanı Musavvat Dervişoğlu’nun konuşması, salonda gerginliği başlattı. Dervişoğlu, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na eşinin türbanlı olması nedeniyle değil, laik Cumhuriyete inanmadığı için karşı olduklarını vurguladı. Ardından söz alan AKP İzmir İl Başkanı Ali Aşlık, Dervişoğlu’na yanıt verirken salondan protesto sesleri yükseldi. Aşlık, yoğun tepki üzerine konuşmasını yarıda kesip kürsüden inmek zorunda kaldı. AKP’liler salonu terk etti Aşlık’ın ardından söz alan AKP’li Katmerci, sinirli bir şekilde kürsüye çıktı. Esnaf temsilcileri, hükümetin esnafa “yalan” söylediğini belirterek iflasın eşiğinde olduklarını dile getirdi. Tepkinin artması üzerine daha da sinirlenen Katmerci, salona dönerek “Hapursanız da köpürseniz de size rağmen bir AKP’liyi cumhurbaşkanı seçeceğiz” diye konuştu. Bunun üzerine esnaf, AKP’lileri yuhaladı, AKP’liler de salonu terk etmek zorunda kaldı. ‘Halka hesap verecekler’ Toplantıda Sosyal Güvenlik Yasası’na ilişkin bilgiler veren Kılıçdaroğlu ise yasanın IMF talimatları doğrultusunda çıkarılmaya çalışıldığına dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Bütçeyi IMF’nin eline terk edenler en kısa zamanda halka hesap verecektir” ifadesini kullandı. Ağar: Eşinizi siyasete alet etmeyin ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Ankara İl Başkanlığı’nın düzenlediği Demokrat Parti’nin 61. kuruluş yıldönümü kutlama törenine katılan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “eşlerin siyasi çekişmelere konu olmasına” ilişkin soru üzerine “Kadınlarımızın gururunu, onurunu günlük siyasetin çekişme malzemesi haline getirmek son derece yakışıksızdır. Doğrudan doğruya kadına karşı saygısızlıktır. Bunları kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu. Türkiye’nin, laikantilaik çatışması ve etnik ayrımcılık tartışmaları içine sokulmaya çalışıldığını iddia eden Ağar, bunun ülkeye büyük zarar verdiğini savundu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) yayına hazırladığı bazı AleviBektaşi kitapları üzerine yazdığım bir yazıda bu projenin sakat taraflarına işaret etmiştim. Temel eleştirim ise DİB’nin laik bir ülkede yalnızca bir mezhep temelinde örgütlenmesiydi. DİB, Alevi kimliğini tanımıyordu. Bu kimliği tanımayan bir kurumun, tanımadığı bir inanç üzerine kitaplar basmaya kalkması da çok anlamlı sayılamazdı. Şüphe uyandırırdı. AleviBektaşi kitaplarını yayına hazırlayan Doç. Dr. Osman Eğri bir mektup göndererek amaçlarını ve hedeflerini anlattı. Kitaplara ilişkin bilgi verdi. Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Osman Eğri, yolladığı mektupta kendisinin de Alevi olduğunu özellikle ifade etti. Osman Eğri’nin mektubunu ve verdiği bilgileri kısaltarak yayımlıyorum: “2003 yılından itibaren daha çok el yazması AleviBektaşi kaynaklarına ulaşmaya yoğunlaştım. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi Başkanı Sayın Durmuş Aslan Baba ve böl AleviBektaşi Kitapları gedeki diğer Alevi dedeleri ile birlikte başta Hacı Bektaş Veli evlatlarının (Doğan Ulusoy, Veliyettin Ulusoy) ellerinde bulunan yazma eserler olmak üzere, yüz civarında yazma esere ulaştık. Emanet olarak aldığımız eserlerin dijital fotoğraflarını çektikten sonra, sahiplerine iade ettik. AleviBektaşi kaynaklarını yayınlama fikrini de ilk defa 1. Dini Yayınlar Kongresi’nde gündeme getirdim. Çünkü bir Alevi olarak Alevilik tartışmalarındaki en önemli açmazın ve Alevilik konusundaki bilgisizlik ve önyargıların yazılı kaynakların yayımlanmamasından kaynaklandığını biliyordum. Eserleri aldığım kaynak kişiler (dedeler) baba ve dedelerinin bu eserleri çoğu zaman ezberden okuduklarını söylüyordu. AleviBektaşi Klasikleri Projesi başlamış oldu. Bir gazetede bu konuda yayımlanan bilgiler doğru değil. Birincisi proje 2004 yılında dedelerle toplantı yaptığımızda bitmiş değildi. Bitmiş olsaydı, kitaplar şimdiye kadar yayımlanmış olurdu. Halbuki 9 kitabın tasarımı daha yeni bitti. Hangi kitapların basılacağına dedelerle birlikte karar verdik. Bu konuda o toplantıya katılan Fethi Erdoğan Dede’den, ve Durmuş Aslan Baba’dan bilgi alabilirsiniz. Ayrıca proje sürecinde İzzettin Doğan Dede’ye kendi evinde 1.5 saat, Adil Ali Atalay’a her gördüğümde bilgi verdim. Özellikle İzzettin Dede sonuna kadar bu projeyi destekleyeceğini söylemişti. Projenin bir asimilasyon niyeti taşımadığı ile ilgili de sizinle şu bilgileri paylaşmak isterim: 1. Kitaplar Alevi köylerinden ve Alevi dedelerinden alındı. Dedelerin fotoğrafları özgeçmişleriyle birlikte her kitabın baş tarafında yer alacak. 2. Her kitabın tasarımında orijinal metnin fotoğrafı ile birlikte latinize ve sadeleştirilmiş metinler birlikte yer alacak. Osmanlıca bilen kişiler herhangi bir tahrifatın olupolmadığını rahatlıkla görebilecek. 3. Kitaplar hakkında özet bilgilerin yer aldığı dosyayı incelediğinizde görebileceğiniz gibi her kitap Alevilerin kabul ettiği kaynak eserler. 4. Kitapların bir kısmı ilk defa yayımlanmış olacak. 5. En önemlisi Alevi ve Sünni vatandaşlarımızla birlikte, Alevilikle ilgili en çok bilgi eksikliği bulunan Diyanet personeli bu eserleri okumuş olacak. Oral Bey, insanlarımızın birbirlerini yazılı kaynaklardan doğru bir şekilde tanımlamalarına, fikir ve inançlarına saygı duymalarına, en önemlisi ise demokrasinin olmazsa olmazı olan birlikte yaşama kültürüne katkıda bulunabilecek bu proje ile ilgili bilgileri değerlendireceğinize inanıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” ??? Doçent Dr. Osman Eğri yayımlanacak kaynak eserlerin listesini de göndermiş: 1. Tefsiri Besmele (Şerhi Besmele), 2. Makalat, 3. Velayetname, 4. Dilgüşa, 5. Sarayname, 6. İlmi Cavidan, 7. Erkanname 1, 8. Erkanname 2, 9. Hızırname, 10. Kitabı Cabbar Kulu, 11. Kitabı Dar, 12. Dastanı İbrahim Edhem, 13. Muhammed B. Haneffiye Cenknamesi, 14. Fütüvvetnamei İmam Ca’feri Sadık (Buyruk), 15. Makteli Hüseyin, 16. Saffetü’sSafa (Buyruk) 17. Buyruk. Doçent Osman Eğri’nin açıklamalarına söyleyecek bir sözüm yok. Kendisine verdiği bilgiler için ayrıca teşekkür ediyorum. Bir bilim insanının kaynakların gün yüzüne çıkması için çaba göstermesine ve bu çabaya Diyanet İşleri Başkanlığı’nın destek vermesine de bir diyeceğim olamaz. Ancak, DİB’nin, laik bir ülkede Başbakanlığa bağlı bir SünniHanefi olarak etkinliğini sürdürmesine itirazım sürüyor. DİB bu yapısıyla, başta Alevi yurttaşlarımız olarak din ve vicdan özgürlüğünü savunan herkesin eleştirisine açık olacaktır. Bu nedenle kitap basmak dahil etkinliklerine olan güvensizlik devam edecektir. Bu da olayın diğer yüzü… ACI KAYBIMIZ Çağdaş müzeciliğin ülkemizdeki ilk örneğini veren, değerli insan Arkeolog EDİBE UZUNOĞLU’nu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Üstüne Yıldızlar Yağsın. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Md. İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Lab. Md. CUMHURİYET 04 CMYK