26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB PB PB PB PB Y 24 24 24 24 29 29 30 29 21 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 25 25 28 26 20 20 27 31 31 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y A A A A B B PB 34 32 34 35 34 36 32 29 31 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve iç kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, Karadeniz, İç Anadolu ile Akdeniz yağışlı geçecek. Sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek. Yağışların, Karadeniz ile İç Anadolu’nun kuzeyinde etkili olması bekleniyor. Hava sıcaklığı kuzey ve iç kesimlerde hissedilir decede azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y PB PB Y PB PB PB Y Y 20 19 22 22 23 23 25 21 23 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB PB B B PB PB PB 25 23 38 22 21 22 26 30 26 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y B B A A B A Y Y 20 36 22 35 33 34 29 33 34 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada alıyor. Sırada AKP grubu var. 1 Mart tezkeresi şokunu hâlâ üzerinden atamayan AKP yönetimi gruba baskı yapıyormuş. Son habere göre 25 milletvekili karşıymış. Şayet doğru ise bu rakam, yönetimin zaten kendilerini seçimde listeye almayacağının bilincinde olanlar teşkil ediyor. Sonuç fazla umut verici değil. Hükümete pek çok konuda muhalefet eden ve tezkereye hayır oyu vermesi beklenen milletvekillerinin bilinen sayısı bir elin parmakları kadar. Ya üç ya beş. Sorunsal hangi konuyu gündeme getirirse hükümet; Turhan Çömez, müzmin muhalif Ertuğrul Yalçınbayır, Nurettin Aktaş gibi isimlerden söz ediliyor. Ya aysbergin görünmeyen bölümü? Aceleye gerek yok; AKP milletvekilleri kıyı kentlerden bir günlüğüne başkente teşrif etsinler; yönetime muhalif olmayan, ancak Lübnan’da İsrail’le savaşan Müslüman kardeşlerine karşı silah çekmeyi sindiremeyen kaç milletvekili var, göreceğiz. ??? Üçbeş milletvekilinin muhalefeti hükümetin umurunda mı? Mehmet Dülger (AKP), başkanı olduğu Meclis Dışişleri Komisyonu’na hükümetin tezkereyle ilgili bilgi vermediğinden yakınıyor. Bu; hükümetin Meclis adına görev yapan Dışişleri Komisyonu’nu hesaba katmadığını, daha açık bir ifade ile önemsemediğini, tezkereyi doğrudan Meclis’e göndermeyi, orada gereken ve istediği oranda savunu yapmayı yeğlediğini gösteriyor. Bizimkiler Dışişleri Komisyonu’nu takmıyor... Patron devlet ABD ve Ortadoğu’daki maşası İsrail de Birleşmiş Milletler’i... BM Genel Sekreteri Kofi Annan, İsrail’de. Barış gücü sayısı 5 bine gelince İsrail’in Lübnan’dan askerlerini çekmesini istiyor. İsrail reddediyor. Kofi Annan, ablukanın kaldırılmasını istiyor; İsrail reddediyor. BM’nin kararlarını yıllardan beri uygulamayan İsrail’in Dışişleri Bakanı Bayan Livni, Alman gazetesine, Lübnan bağımsız bir ülke haline gelmez, Hizbullah varlığını korursa ‘‘bu ülkeye yeniden saldırabileceklerini’’ söylüyor. Son gelişmeler, İsrail’e bile söz geçiremeyen, İsrail askerlerinin öldürdüğü BM askerlerinin hesabını soramayan BM giderek itibar yitiriyor. ABD ve İsrail doğrultusunda hareket eden bir örgüte dönüşüyor. ??? Ve... Türkiye: Hâlâ Lübnan’a gönderilecek asker sayısı belli değil. Kimine göre bin, kimine göre 600. Muharip mi değil mi? Askerin konuşlanacağı yerin belli olmadığı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın önerisinden anlaşılıyor. Haber doğruysa Org. Büyükanıt; RTE’ye, askerin konuşlanacağı kıyı bölgelerin yeğlenmesini söylemiş. ABD, PKK’den sonra Türkiye’nin dış politikasını Washington koşutunda koordine edecek birisini saptasa... Hükümet fiiliyatta zaten uyguladığı, ama RTE ile Gül’ün bağımsız olduğunu savladıkları dış politikamızı ‘‘Söyle Amerika, yap Türkiye’’ başlığı altında ilan etse... ...Bu davranışla bir kez olsun Kasımpaşalılığını doğrulamış olmaz mı? BM ile asker pazarlığı Lübnan’a gönderilecek Türk askerinin sayısı ve niteliği için görüşmeler devam ediyor. Dışişleri ve TSK ‘en az riskli’ bölgede görev yapmak istiyor BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA TBMM’deki tezkere oylaması için geri sayım sürerken Lübnan’a gönderilmesi öngörülen Türk askerinin sayısı ve niteliği konusunda Türkiye ile BM arasındaki pazarlık da devam ediyor. Dışişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı’nın oluşturduğu ortak pozisyon ile BM’de yürütülen pazarlıkların odak noktasında ise ‘‘riskli bölgeler’’ bulunuyor. Dışişleri ile TSK’deki genel eğilim ise askerin ‘‘en az riskli’’ bölgede görev yapması yönünde. Dışişleri Bakanlığı, Türk askerinin görevi sırasında siyasi ortamdan olası provokasyonlara kadar bütün riskleri değerlendirmeye alırken, asker sayısının ve niteliğinin, görev üstlenilecek bölgenin niteliğine göre belirleneceği belirtildi. Bu konudaki nihai kararın BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Türkiye’de yapacağı temasların ardından şekilleneceği dile getirilirken konuya ilişkin bilgi veren kaynaklar, TBMM’nin onay vermesi durumunda gönderilecek asker sayısının 500’ün altında kalmasının büyük bir olasılık olduğunu dile getirdiler. Cumhuriyet’in ulaştığı bilgi ve değerlendirmelere göre, BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı 1701 No’lu kararın ardından hem Dışişleri Bakanlığı’nda hem de Genelkurmay Başkanlığı’nda çalışmalar başlatıldı. Yapılan çalışmalarda askerin görev yerine bağlı nitelik ve sayısına ilişkin ayrı ayrı seçenekler ve risk değerlendirmeleri yer aldı. BM ile yürütülen pazarlıklara bağlı olarak insani yardım amaçlı muharip olmayan güç gönderilmesi durumunda, Türk askeri risk derecesi düşük bölgelerde konuşlandırılacak. 1701 No’lu BM kararının eksiksiz uygulanmasının istenmesi durumunda ise Türk askeri, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını sağlayacak olan Lübnan ordusuna yardım etmek zorunda kalacağından, gidecek gücün ‘‘muharip’’ olması gerekecek. Bu da Türk askerinin içinde bulunacağı riski arttıracak. Her iki durumda da Türk askeri kendini koruma olanağına ve gücüne sahip olacak. nın sorumluluğunun Türk askerine verilmesi istenmiyor. Bunun yanı sıra Ankara, lojistik açıdan Türkiye ile açık bir bağlantı noktasının Türk askerinin elinde olmasından yana tutum belirlerken konuşlanılacak yer konusunda yapılan pazarlıklarda yalnızca deniz veya hava desteği önerisi de gündemde tutuluyor. Türkiye, çatışma riski bulunan bir bölgeye konuşlanmasının istenmesi durumunda denizden ya da havadan destek önerisinde ısrarcı olacak. Bu önerinin özellikle askeri yetkililer tarafından dikkate sunulduğu belirtiliyor. TBMM’nin onay vermesi durumunda, ilk aşamada bir keşif birliği Lübnan’a giderek Türk askerinin konuşlanacağı yerlere ilişkin ayrıntılı bir inceleme yapacak. Bu incelemeden çıkacak sonuçlara bağlı olarak da iki ya da üç hafta içinde Türk askerinin yola çıkacağı belirtiliyor. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Deniz ve hava desteği Edinilen bilgilere göre belirlenen ortak pozisyonda Türkiye, askerin çatışma potansiyelinin yüksek olduğu yerlerde görev yapmasını istemiyor. Özellikle Suriye’den Güney Lübnan’a uzanan yol, Hizbullah’a yönelik olası silah sevkıyatının güzergâhı olduğu için İsrail’in hedefi durumuna geleceğinden ötürü, bu ve benzeri kontrol noktaları Hava Harp Okulu’nda diploma töreni Hava Harp Okulu Komutanlığı’nda 52. dönem mezunları, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın da katıldığı törenle diplomalarını aldı. Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Abidin Ünal, 3’ü dost ve müttefik ülkelerden, 7’si de bayan olmak üzere 265 teğmen ile 52. dönem mezunlarını veren okulun, günümüze dek değerli lider ve komutanlar yetiştirdiğini söyledi. Tümgeneral Ünal, Türk Hava Kuvvetleri’nin 21. yüzyılın gereklerine göre şekillenmesinde bir irfan yuvası olduğunu vurguladı. (AA) SEZER DAVA AÇABİLİR Tezkerede yetki tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin tezkerenin TBMM’de kabul edilmesi durumunda ilk kez Cumhurbaşkanı’nın karşı çıkmasına karşın yurtdışına asker gönderilmiş olacak. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bu konuda yetkisinin olup olmadığı tartışılıyor. Sezer’in, tezkerenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabileceği dile getiriliyor. Hükümet yetkilileri, Sezer’in tezkere konusunda anayasaya göre bir yetkisinin olmadığını dile getiriyor. Anayasanın 92. maddesine göre, tezkere TBMM kararı olarak çıkıyor ve Cumhurbaşkanı’nın onayı gerekmeksizin Resmi Gazete’de yayımlanıyor. TBMM İçtüzüğü’nde ise yurtdışına asker gönderilmesine ilişkin kararın Cumhurbaşkanı tarafından uygulanacağı hükmü bulunuyor. BM gücünün Hizbullah’ı silahsızlandırma görevinin olmadığını iddia etti anlatımın bu olduğunu düşünüyoruz: Birleşmiş Milletler artık, Bushlaşmış Milletler gibi hareket ediyor... Başındaki Kofi Annan da gelişmeleri büyük ölçüde izlemekle ve küresel aktörlerin planlarını uygulamakla yetiniyor. Annan’ın Ortadoğu ülkelerini kapsayan gezisi devam ediyor. En önemli bölüm, elbette Lübnan ve İsrail temaslarıydı. Annan, Lübnan’da hiç de hoş karşılanmadı. Sayın Genel Sekreter, Lübnan’a umutlu gitmişti. Öyle ya, yakında Barış Gücü gelecek, bölge iyice rahata erecekti. 28 Ağustos günü Beyrut’un güneyine gelen Annan, şöyle uzunca bir yürüyüş yapıp, Lübnanlıları selamlamayı düşündü. Ancak 100 metre bile gidemedi. Hizbullah sempatizanları çevresini şu sloganla kuşattı: ‘‘Hepimiz birer Nasrallah’ız!’’ Hizbullah liderinin bölgedeki etkisinin yalın bir göstergesi! Annan, kendi aracını bile beklemeden, güvenlik güçlerinin durdurduğu konvoy araçlarından biriyle bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Tablo, Hizbullah bir yana, sempatizanlarının bile Türk askerinin de içinde yer alacağı BM Barış Gücü’nü nasıl bir özlemle beklediğini ortaya koyuyordu! ??? Hizbullah cephesi böyle, İsrail tarafı nasıl? Annan, önceki gün de İsrail’deydi. Başbakan Olmeret, affedersiniz Olmert’ten iki şey istedi: 1 Lübnan’a uyguladığın ablukayı kaldır. 2 Güney Lübnan’dan askerlerini çek. Olmert iki isteme de ‘hayır’ yanıtını verdi. Üstelik Annan, bu istemleri olmazsa olmaz bir dayatma olarak değil, ‘‘Hani yapsan ne güzel olur’’ üslubuyla dile getirmişti. Olmert de ‘‘Öyle olmaz böyle olur’’ dedi. Yapısını kabul edecekleri bir barış gücü gelene dek, hiçbir isteme olumlu yanıt vermeyeceklerini açıkça dile getirdi. Lübnan’da 34 günlük savaşta binden fazla insan yaşamını yitirdi. Bunlardan 4’ü BM görevlisi. Annan, görevi başında ölen elemanları için bir ‘‘kınama’’ bile yapamadı. Bu sözcüğün ilk iki hecesini eline alıp, ne yapacağını düşündü! Biraz daha geriye gittiğimizde Annan’ın Irak’taki gelişmeleri onaylamadığı, ancak Bush yönetimine karşı sesini yükseltemediği de bilinen bir gerçek. Sözümüz elbette Annan’ın kişiliğine değil, BM’nin geldiği, getirildiği noktaya. Bu gidişle BM, dünyadaki saygınlığını önemli ölçüde yitirecek, belki de devamında yeni bir örgütlenme doğacak. O daha mı iyi olur, yoksa kötü mü olur, şu aşamada iyimser olmak zor! ??? Annan’ın 11 günlük Ortadoğu ziyareti, aynı zamanda bir veda. İran ve Suriye’nin ardından 5 Eylül’de de Ankara’da olması bekleniyor. Bize öyle geliyor ki, Annan için gezinin en güzel bölümü Ankara ziyareti olacak. Her dediğine evet diyen, daha kendisi gelmeden isteklerini Meclis’ten geçiren başka kaç ülke var? Kıbrıs’ta Annan dahil herkesin öldü dediği Annan Planı’na diri diyen AKP değil mi? Annan’a emekliliğinde ek iş önerimiz var: AKP’nin özel danışmanı olun... Ölü planlarınızı diriltir... Sizi her yerde yüceltir. Kriz bölgelerine gider duruma bakarsınız, asker gerekiyorsa hemen AKP’yi göreve çağırırsınız! AKP’nin açılımını da şöyle yaparsınız: Annan’ı Kurtarma Partisi! ankcum?cumhuriyet.com.tr Erdoğan kararı çarpıttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Lübnan tezkeresini, ‘‘Seyirci kalamayız, müdahil olmalıyız. Kapıları ve gözlerimizi kapatarak alevden kurtulamayız. Sorumluluktan geri durmak, tarih, gelecek ve milletimizin menfaatlerine ihanet olacaktır’’ teziyle savundu. Erdoğan, Türk askerinin Hizbullah ile çatışmaya gireceği eleştirilerine de ‘‘Riskler ve menfaatlar ikiz kardeş gibidir. Riskin olmadığı hiçbir faaliyet söz konusu olamaz. Hayat bir risktir’’ yanıtını verdi. BM’nin 1701 numaralı kararında Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve bunu gerçekleştirecek olan Lübnan silahlı kuvvetlerine barış gücünün yardım etmesinin öngörülmesine karşın Başbakan Erdoğan, tam tersini iddia etti. Erdoğan’ın görüşleri şöyle: Lübnan’a asker gönderme: Bölgede barış ve istikrarın kalıcı hale getirilmesi, Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları ve Türk milletinin menfaatleriyle çok yakından ilgilidir. Yanı başımızda yaşanan çatışmalar, başımızı diğer tarafa çevirsek de etkilerinden kurtulamayacağımız bir tehdit oluşturmaktadır. Yani istesek de bu coğrafyada yaşadığımız sürece, dışında kalamayacağımız gelişmelerdir bunlar. Menfaatlerimizi korumanın tek yolu seyirci kalmak değil, hemen yanı başımızdaki bu süreçlere müdahil olmaktır. Muhalefete Lübnan eleştirisi: Bazı muhalefet çevrelerinde görülen bu tür izolasyonist yaklaşımlar, iyi niyetle yorumlandığında bile ya hükümetin her yaptığına karşı çıkma hastalığından ya da bölge ve dünya gerçeklerinin iyi kavranmamasından kaynaklanıyor. Her şeyden önce milletimizin yüksek menfaatleri bunu gerektirmektedir. Ayrıca insani ve tarihi sorumluluklarımız da reel politik şartlar da bizi buna seyirci kalmaktan alıkoymaktadır. Annan, 5 Eylül’de Türkiye’de ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Lübnan krizi bağlamında bölge ülkelerini ziyaret eden BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 56 Eylül tarihlerinde Ankara’da bulunacak. Annan’ın, 6 Eylül’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından kabul edileceği, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşeceği belirtildi. Erdoğan ve Annan’ın, öğlen yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenlemesi bekleniyor. Annan, 6 Eylül’de Ankara’dan ayrılacak. AKP’li vekille tartışan polise sürgün ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) AKP İzmir Milletvekili İsmail Katmerci, kendisini tanıtmadan gittiği Çiğli İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği’nde polis memuru Hayri Boz ve başkomiser Cem Kesici ile tartıştı. Katmerci’nin şikâyeti üzerine İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın talimatıyla, Boz ve Kesici’nin görev yerleri değiştirildi. Çiğli Asayiş Büro Amirliği’nde görevli 5 polis memurunun da çevredeki değişik karakollara tayin edildiği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tan’dan Lübnan bilgilendirmesi Üskül: Yetki sembolik Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Üskül, yurtdışına asker gönderilmesiyle ilgili yetkinin TBMM’nin olduğunu, bu konuda Cumhurbaşkanı’nın bir yetkisinin olmadığını söyledi. TBMM İçtüzüğü’ndeki ‘‘Bu kararı, Cumhurbaşkanı uygular’’ hükmünün sembolik bir yetki olduğunu kaydeden Üskül, ‘‘TBMM kararları Cumhurbaşkanı’nın onayına tabi değil’’ dedi. Sezer ise, asker gönderme kararının Meclis tatildeyken verilmesi durumunda hükümetin değil cumhurbaşkanının yetkili olduğunu düşünüyor. Sezer, Anayasa Mahkemesi üyesi olduğu dönemde çıkan Körfez Savaşı’na asker gönderilmesi yönündeki TBMM kararının iptali yönünde açılan davanın ‘‘Tezkere yasa değil, Meclis kararıdır, bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin denetimi altında değildir’’ gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin karara karşı oy yazmıştı. Sezer, karşı oy yazısında, Körfez Savaşı tezkeresinin dayanağı olan anayasanın 92. maddesinin asker gönderme kararını TBMM’ye verdiğini, ancak silah kullanılmasına derhal karar verilmesi durumunda Cumhurbaşkanı’nın yetkili olduğunu belirtmişti. Sezer, Anayasa Mahkemesi’ne dava açılabileceğini savunmuştu. ‘İnsani amaçla gidilecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Türk askerinin, Lübnan’da herhangi bir gücü silahsızlandırma görevi yapmayacağını, Lübnan’a birlik gönderme kararı alınması halinde bu ülkeye insani amaçla gideceğini savundu.Tan, “Birliğimiz, Lübnan’a yardımcı olacak, Lübnan’ın yeniden yapılandırılmasını, insanların normal yaşamlarına dönmelerini ve ülkelerinde huzur içinde yaşamalarını sağlayacak faaliyetlerde bulunacaktır” dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tan, haftalık basın toplantısında konuyla ilgili soru üzerine, tezkerenin hazırlanmakta olduğuna işaret etti. BM’nin 1701 sayılı kararına işaret eden Tan, ‘‘Bu kararda burada görev yapacak birliklerin hangi misyonla çalışacakları belirtilmiştir. Biz de bu kararı esas alarak oraya, şayet karar alınırsa birliklerimizi gönderme düşüncesindeyiz’’ dedi. Tan, PKK ile mücadele için Türkiye’nin ne zaman koordinatör atayacağının sorulması üzerine ‘‘ABD kendi atamasının yapılması için epey süre geçmesini bekledi, değerlendirmeler yaptı. Biz de aynı değerlendirmeleri sürdürmekteyiz’’ yanıtını verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın PKK ile mücadele özel temsilcisi emekli orgeneral Joseph Ralston’un muhatabı olacak Türk temsilcinin sivil ya da asker olabileceğini belirten Tan, Ralston’un görevinin Ankara tarafından nasıl görüldüğünü şöyle aktardı: ‘‘ ABD’nin müesseseler bütünü olduğunu, bu müesseselerle temas kurmanın yavaşlamayı getirdiğini, bir kişi atanırsa bu kişinin çalışmaların hızlandırılması yönünde adımlar atabileceğini söylemiştim. Atanan temsilcinin böyle bir görevi olacaktır.’’ İstanbul’da hintkeneviri tarlası ? İstanbul Haber Servisi Şile’nin Alacalı Köyü’nde bulunan bir villada uyuşturucu imal edildiği istihbaratı üzerine harekete geçen jandarma ekipleri, Erol S’ye ait eve baskın düzenledi. Jandarma ekipleri villanın bahçesine girdiklerinde hintkeneviri tarlasıyla karşılaştılar. Aramada, hintkenevirlerinin evdeki imalathanede esrara çevirildiği ortaya çıkarıldı. Erol S. tutuklandı. Risk itirafı Hizbullah ile çatışma riski: ‘‘Bize ne’’ci bir anlayışla sorumluluklarımızdan geri durmak, tarihimize, geleceğimize ve milletimizin yüksek menfaatlerine ihanet olacaktır. Riskler ve menfaatler ikiz kardeş gibidir. Türk askeri muharip güç olmayacak: Asker gönderilmesi konusunda 3 şartımız vardı, 3’ü de gerçekleşmiş durumda. Gönderilecek güç, barışı korumakla görevlendirilmiştir, yoksa olmayan bir barışı tesis etmeyecektir. Yani savaşan bir güç, muharip bir güç de olmayacaktır. Hizbullah, Lübnan’ın egemenlik sorunudur ve Lübnan hükümetinin muhatabıdır. Dolayısıyla Hizbullah’ın silahsızlandırılması gibi bir görev de BM barış gücü için söz konusu değildir. AKP’li Çalışkan kalp krizi geçirdi ? ADANA (AA) AKP Adana Milletvekili Abdullah Çalışkan, muhtarları ziyareti sırasında rahatsızlandı. Başkent Üniversitesi Yüreğir Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne kaldırılan Çalışkan’ın, kalp krizi geçirdiği anlaşıldı. Çalışkan, yoğun bakım ünitesinde gözetim altında tutuluyor. Ralston gelecek hafta bekleniyor Türk koordinatörün de Amerikalı muhatabı gibi Dışişleri Bakanlığı’na bağlı olmasının muhtemel olduğunu belirten Tan, bir başka soru üzerine, Irak’ın da koordinatör atayacağı yönünde kendisinde bir bilgi bulunmadığını ifade etti. Joseph Ralston’ın gelecek hafta Ankara’ya gelmesi bekleniyor. Bot patladı, yakalandılar ? KUŞADASI (AA) Yunanistan’ın Sisam Adası’na gitmek amacıyla şişme botla Kuşadası’ndan açılan 20 ile 35 yaşlarındaki 5 Moritanya vatandaşı, botun patlaması sonucu geri dönmek zorunda kaldı. Kuşadası eski Fransız Tatil Köyü Aslan Burnu mevkiine yüzerek çıkan 5 kaçağı, Kuşadası Emniyet Müdürlüğü ekipleri gözaltına aldı. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear