26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 2006 CUMA 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Ulusal Basketbol Takımı uzatmaya götürdüğü karşılaşmada Litvanya’yı devirdi Alkışlar 12 inatçı dev için Türkiye: 95 Litvanya: 84 SALON: Saitama Arena (Japonya) HAKEMLER: Milivoje Jovcic (5) (Sırbistan Karadağ), Jose Martin (6) (İspanya), Petr Sudek (Slovakya) TÜRKİYE: Ersan (9)13, Serkan (9)12, Fatih (6), Kaya (6), Hakan (6)2, Ender (9) 18, Kerem (8)9, Ermal (9)24, Cenk (7)8, Engin (7)9, Semih (6) LİTV ANYA: Macijauskas (6)13, Gustas (6)10, Songalia (7)17, Kleiza (6)14, Javtukas (2), Ksystof Lavrinovic (2)1, Jasaitis (4)4, Kalnietis (5)8, Zukauskas (4)3, Darius Lavrinovic (5)7, Jankunas (5)7 1. PERİYOT: 1910, İLK YARI: 2327, 3. PERİYOT: 4048, NORMAL SÜRE: 7575 5 FAULLER: Gustas (31.34), Songalia (43.24), Lavrinovic (44.43) (Litvanya); Serkan (36.21), Engin (39.41) NE DEDİLER evler yeniden sahnede... Öndeydik, geriye düştük, eşitliği yakaladık... Ama ‘12 Cesur Yürek’ hiç pes etmedi; inatçıydı, kazanmak istiyordu... Normal süre 7575’le sonuçlandı. Evet; Ay Yıldızlılar grup maçında devirdiği Litvanya’yı bu kez klasman maçında 9584 yenerek Almanya’yı 7573’le geçen Fransa’yla 5.’lik maçı oynamaya hak kazandı. Karşılaşmaya çok etkili savunma yaparak başlayan ulusallar, Serkan ve Ersan’ın dış şutlardan bulduğu basketlerle 3 dakika içinde 80’lık seri yakaladı. 7. dakikada farkı 10 sayıya kadar çıkardı: 144. Türkiye, ilk çeyreği 1910 önde geçti. 2. bölüme tutuk başlayan takımımız, 13. dakika içinde 1917’lik skorla farkı 2 sayıya indirdi. Türkiye, savunmada da açıklar verince, Litvanya 18. dakikada 2423’lük skorla ilk kez öne geçti ve devreyi de 2723 üstün tamamladı. Devler, 3. dilime baskılı alan savunması yaparak başladı. Ancak takımımız bu bölümü de 4840 yenik kapadı. Türkiye, Engin ve Kerem’in sayılarıyla aradaki farkı kapatmak için büyük çaba sarf etse de Kleiza ile etkili olan Litvanya, 33. dakikaya da 6 sayı farkla önde girdi: 5448. Son dakikaya girilirken farkı 5 sayıya kadar indiren (7267) Türkiye, yakaladığı tempo sonrası Ender’in bitime 10 saniye kala attığı 3 sayılık basketle 7575 beraberliği yakaladı. Uzatma periyodunda etkili oynayan ulusal takım maçı 9584 kazandı. D TANJEVIC: Yenilgiyi kabullenemiyoruz aponya’da düzenlenen 15. Dünya Basketbol Şampiyonası’nda Litvanya’yı normal süresi 7575 berabere biten maçta 9584 yenen (A) Ulusal Basketbol Takımı’nda, son 6 takım arasına kalmanın mutluluğu yaşanıyor. Antrenör Bogdan Tanjevic, maçtan sonra yaptığı açıklamada, Litvanya gibi büyük bir takımı 2 kere yenmenin kolay olmadığını J belirterek, ‘‘Yenilgiyi asla kabul etmeyen bir takıma sahibim’’ dedi. Tanjevic, Litvanya karşısında ilk yarıda iyi hazırlanmış pozisyonlar olmasına rağmen çok şut kaçırdıklarını belirterek, şunları söyledi: ‘‘İkinci yarıda biraz daha kendimize geldik. Maçın son 5 dakikasında ve uzatmada ise hem savunmada hem de hücumda yüzde yüz performansımızı sergiledik. Engin, takımın moralini yükselten ve direnen ilk oyuncuydu. Ender, Erman ve Ersan, çok iyiydi. Takım olarak çok savaştık. İbrahim yoktu, Serkan’ı kaybettik, Cenk sakatlandı. Bu durumda kazanmak çok zordu, ama geride kalan oyuncular çok iyi oynadılar. Böyle bir takıma sahip olduğum için çok mutluyum. Galibiyetin anahtarı takımın moraliydi.’’ ? ENDER ASLAN: Geriye düşmemize karşın maçı bırakmadık. İnatçılığımızı herkese gösterdik. Çok mutluyuz. Bu takım bu başarıyı hak ediyor. Bu arkadaşlarla birlikte olduğum için gurur duyuyorum. ? SERKAN ERDOĞAN: Sonlara doğru 5 faul alıp oyundan çıktım. Bu takım için daha da yararlı oldu. Bu sayede galibiyetle ayrıldık. ? ERSAN İLYASOVA: Biz geriden geldik ama zor bir maçı kazandık.Takım olduğumuzu bir kez daha herkese ispatladık. ? ERMAL KURTOĞLU: Uzatmada kazanmayı başardık. Önemli olan herkesin birbiriyle uyum içinde başarıyla oynuyor olması. ? KEREM GÖNLÜM: İnatçı yapımızla neler yapabileceğimizi bir kez daha herkese gösterdik. Aslında karşılaşmayı daha erken de koparabilirdik. Ama yine mücadelemiz, hırsımız ve azmimizle kazandık. Biz 12 cesur yüreğiz. Bu oyunla beşinciliği hak ettik. ? FATİH SOLAK: Hiçbir zaman mücadeleyi bırakmadık. Bunda iyi savunma yapmamızın da payı var. Hedefimiz artık beşincilik. ? KAYA PEKER: Bugün hiç sayı atamadığım için üzüntü duymuyorum. Uzatma periyodunu iyi oynayarak ne kadar güçlü bir takım olduğumuzu gösterdik. ? BASKET YORUM AHMET KURT Fenerbahçe istifasını istedi, Haluk Ulusoy zor durumda NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN Üzmeyin Halanızı! Ayıp etmeyin beyler! Yemeyin bu kadronun hakkını. İlkleri başararak dünya sıralamasında yer edinen bu çocukları alkışlamak yerine ‘‘O olsaydı şöyle olurdu, bu olsaydı böyle olurdu’’ diyerek kalplerini kırmayın. Bunlar on iki arslan yürekli basketbolcu. Ve... Bu on iki kişi başardı bu büyük işi. Halanızı rahat bırakın. Amcanız varsa onunla idare edin! Bilmeyen öğrensin: Dünya şampiyonasına on iki kişilik kadro ile gidilir ve sonuna kadar değişmez bu kadro. Kerem Tunçeri kadroda olsaydı belki de Engin Atsür orada olmayacaktı. Ve... O ilk kritik maçlarımızın kritik anlarında ortaya çıkan bu gencin kazandırdıklarından yoksun kalacaktık... Hido veya Memo gelse blokları ile ortalığı karartan (ama hücumda bizi fıtık eden) Fatih Solak olmayacak, Kerem Gönlüm parlayamayacak, Kaya Peker ve Ermal Kuço’dan birisi daha az zaman alacaktı. Falan filan... Daha da önemlisi, belki de bu takımdan bir kişi değişse, ‘takım ruhu’ nane ruhuna dönüşecekti. ‘‘Bir tek çürük elma bir sandık elmayı bozar’’ diyen futbol uleması bile ahkâm kesmiş: Son Litvanya maçından önce halasına montaj yapmaya kalkışmış. Hani kabzımaldın beyim sen! Hani anlardın hıyardan, elmadan! Futbol için doğru olan bu ‘çürük elma’ örneğinin, 5 kişiyle oynanan basketbol için öncelikle geçerli olduğunu düşünmeden ‘‘Eski devleri dışlamayın’’ demişsin. Kimse kimseyi dışlamaya kalkmadı beyim! Onlar kendilerini oksijen gibi açığa çıkardılar. İşin perde arkasını bilsen bunları yazmazdın! Aynı kanaldan ‘‘gaz alan’’ başka çatlak sesler de çıktı basında ama biz bunların çoğunu tanıdığımız ve kimin, neyi, neden yazdığını bildiğimiz için onlara yanıt vermiyoruz. Keşke sizler de onları bizim kadar iyi tanısanız da ciddiye almasanız yazdıklarını. Ama... Olmuyor işte! Ağzı olan konuşuyor, bilgisayarı olan yazıyor! Ve... Etkiliyorlar kamuoyunu. Bu takım Dünya Şampiyonası’nda ilk altıya girdi beyler! Emeği geçen herkesi alkışlayacağınız yerde ‘filanca bu takımda olsaydı Arjantin’i bile yenerdik’ gibi kargaları bile güldürecek iddialarda bulunmayın. NBA hayranı çocuklara duymak istedikleri masalları anlatmaksa amacınız... O başka(!) Hani neredeyse ‘İbo’nun yerine Hido olsaydı o sakatlanmazdı’ diyeceksiniz. Doğru ya! O, uzaydan geliyor(!) NBA hayranı olup, bu Dünya Şampiyonası’nı izledikten sonra bile NBA’i uzay ligi sananlara bir sözümüz yok. Onlar ‘Memo ve Hido’ şarkılarını söylemeye devam etsinler. Bizim işimiz ötekilerle! Biz, art niyetle yazıp kamuoyunu şaşırtanlara ‘ayıp etmeyin beyler!’ diyoruz. Turgay ve Doğan’a ‘takık’ oldukları için, Tanjevic’in başarısını hazmedemedikleri için, hesaplarına uymadığı için, ‘patron’larının hesabına uymadığı için veya en basitinden farklı olmak için ‘amca özlemi’ çeken yazılar yazanlara sesleniyoruz: Ayıp etmeyin beyler! Üzmeyin halanızı... Evet beyler! Ayıp etmeyin! Bugün küçük hesap günü değil. Basketbolumuz yeni bir ivme kazanmak üzereyken su katmayın pişmiş aşa. Dünyayı salladık! ‘On iki dev adam’ın yerine ‘on iki cesur yürek’ koyduk. Alkışlayın bu çocukları. Alkışlayın teknik kadroyu. Ve... Sezar’ın hakkını Sezar’a verin: Alkışlayın Turgay Demirel ve Doğan Hakyemez’i... Federasyonda Kıran depremi Spor Servisi Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Tahir Kıran’ın iddiaları ortalığı ayağa kaldırdı. Fenerbahçe’yi teşvik primi vermekle suçlayan Kıran’a Sarı Lacivertliler dün de sert şekilde tepkilerini sürdürürken Futbol Federasyonu da ‘olağanüstü’ toplantı gerçekleştirdi. Kıran’ın istifa edebileceği konuşulurken, Başkan Haluk Ulusoy’un da Fenerbahçe’yle ters düşmemek için bu yönde bir talepte bulunabileceği öğrenildi.F.Bahçe Kulübü’nden dün yapılan açıklamada, Tahir Kıran’ın ‘‘Geçen yıl teşvik primi tarifesi, Galatasaray’la berabere kalacak rakiplere 350, kazanacaklara 500 bin YTL ’ydi’’ şeklindeki açıklamalarına dikkat çekilerek, şöyle denildi: ‘‘Tahir Kıran’ın bu açıklamasıyla ilgili olarak FIFA’ya, UEFA’ya, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’na, spordan sorumlu Devlet Bakanı, Başbakanlık’a ve cumhuriyet savcılığına söz konusu iddianın soruşturulması talebi ile başvuruda bulunulacaktır.’’ Tahir Kıran’ın, haberdeki iddiasını yukarıdaki makamlar önünde ispata davet eden Sarı Lacivertli kulüp, açıklamasında daha sonra şu görüşlere yer verdi: ‘‘Söz konusu iddianın Tahir Kıran tarafından ispatlanması halinde Türkiye Futbol Federasyonu’nun profesyonel futbol takımımızı, gereken en ağır cezayı uygulayarak cezalandırmasını talep ediyoruz. Aksi takdirde söz konusu iddiasını ispatlayamaması halinde önceki açıklamalarımızda da olduğu gibi kişisel kinini, işgal ettiği mevkiinin gücü ile kulübümüze yönelten ve bu şekilde tarafsızlığını yitiren Tahir Kıran’ı istifaya davet ediyoruz. Bu asılsız, mesnetsiz, yalan nitelikli açıklamalara karşı tavır almaması halinde Türkiye Futbol Federasyonu’nun da Tahir Kıran gibi kulübümüze karşı tarafgir tavır içinde kabul edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz.’’ Eğitimcilere Düşen Görev Eğitim, ülkemizin önemli sorunlarının başında geliyor. Çünkü her nerede olursa olsun, her olayın içinde eğitimi hissetmek olası. Toplumun gerekleri içinde gelenek, görenek ve alışkanlıkları da kapsayan eğitim, insanoğlunun dışa vuran aynasıdır. ‘‘Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün’’ deyişinin anlamı, toplumun bireyleri teker teker gözlemesi ve değerlendirmesidir ki, bu eğitim süzgecinin bir başka adıdır. Babasını ayağına çağırıp ‘‘Baba bana adam olamazsın demiştin, ben vali oldum’’ diyen oğluna babanın yanıtı kıssadan hisse literatürüne girecek kadar anlamlıdır: ‘‘Oğlum ben sana vali olamazsın demedim ki, adam olamazsın dedim’’... Eğitim kavramdır. Ancak asla bilgi değildir. Deneyim, insanlık, toplumsallık, heyecan, amaç, çalışkanlık ve özveri gibi daha da sayılacak soyut kavramları da içerir. Bu saydığım öğeler ne pazarda satılır ne de para ile satın alınır. Peki bu kadar ince hesaplara ve ince duygulara dayanan eğitimi biz nasıl olacak da elde edeceğiz? Okuyarak mı, hayır. Bugün özelleştirilen eğitim, toplumu varsıllar ile yoksullar olarak bölmekten öteye hiçbir değer taşımıyor. Ben ilkokuldan başlayarak üniversite dahil hep devlet okullarında okudum. Bugün ülkemizin onur duyduğu nice profesörlerimizin, bilim adamlarımızın yüzde 99’u devlet okullarında okudu, uluslararası unvanlara yükseldiler, uluslararası başarılara imza attılar. Ülkemizin katma değerleri oldular. Onlar okurken ne dershaneler vardı, ne özel okullar. Onları yetiştiren öğretmenler de devletin öğretmenleriydi. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün öğrencileriydi hepsi. Ülkemizin eğitim ordusuydu onlar. Bugün övündüğümüz profesörlerimizi, elçilerimizi, bilim adamlarımızı yetiştiren Atatürk’ün öğretmenleriydi. O öğretmenlerin yetiştirdikleri bugünün öğretmenlerinden beklenen, geleceğin eğitim ordusunu yetiştirmek olmalıdır. Ama bakıyoruz ne devlet kalmış ne milli eğitim. Eğitim imam hatiplilerin eline geçmiş. Cumhuriyet’in Milli Eğitim Bakanı, imam hatiplilerin, türbanlıların bürokrasiyi nasıl deleceklerini düşünüyor. Eğitim millidir, ulusaldır. Ve bugün kadrolaşmaların erozyonuna uğrayan ve her geçen gün eksilmelerine karşın demokrasiye ve Cumhuriyet’e inanmış Atatürk’ün öğretmenlerinin görevi, kendileri gibi eğitimci ordusu yaratmaktır. Ulusalcılık budur, eğitimin anlamı ve eğitmenliğin anlamı budur, gelecek budur. Sosyal yaşamda, bilimde, teknikte, iş dünyasında ve uluslararası ilişkilerde ve sporda Türk gençlerini yetiştirmek bugünün eğitimcilerine düşüyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken vatan için canını, kanını veren şehitlerimizi rahmetle, saygıyla anıyor, bize bıraktıkları bu toprakları yabancı ellere peşkeş çeken, haraç mezat satan zihniyeti lanetliyoruz. TUNCAY’IN bitmeyen Avrupa aşkı Spor Servisi F.Bahçe’nin ulusal futbolcusu Tuncay Şanlı, idealleri arasında yurtdışında futbol oynamak da olduğunu vurgulayarak, ‘‘Zamanı gelirse, imkân olursa ben de gitmek istiyorum’’ dedi. Tuncay, aylık spor dergisi FourFour Two’nun eylül sayısında yer alan röportajında, ‘‘Altyapı görmedim ama bunun eksikliğini hırsımla, mücadelemle kapatmaya çalışıyorum’’ derken, ‘‘Avrupa’ya gitmek istiyor musun?’’ şeklindeki bir soru üzerine şunları kaydetti: ‘‘Yaptığınız işte iyiyseniz aşama kaydedeceğinize, birilerinin sizi fark edeceğine inanıyorum. Gitmek istiyorum tabii. Oradaki havayı teneffüs etmek isterim.” Özdemir Ceza Kurulu’nda Spor Servisi F.Bahçe Kulübü Başkan Vekili Nihat Özdemir, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu aleyhine yayınlanan açıklamalarından dolayı Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Futbol Federasyonu’ndan F.Bahçe Kulübü’ne gönderilen yazıda, gerekçe olarak Nihat Özdemir’in 29 Ağustos’ta bir gazetede yer alan, ‘‘Fenerbahçe’yiz oyuna gelmeyiz. Aldığımız duyumlara göre Fenerbahçe aleyhine çalışmalar yapılmaktadır’4 sözlerini gösterdi. Kurul, gönderilen yazıda Nihat Özdemir’den hem savunma isterken hem de duyumlarını açıklamaya davet etti. Nihat Özdemir’den 3 gün içinde savunmasını disiplin kuruluna göndermesi talep edildi. Öte yandan Sarı Lacivertlilerin yeni transferlerinden Edu ile Kezman’ın lisansları çıktı. Ayrıca Deivid de Souza’yla bugün sözleşme imzalanacak. Eposta: ahmetkurt?turkbasket.com CUMHURİYET 18 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear