26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2006 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Anamurlu ozan Abdülkadir Bulut ölümünün 21. yılında doğduğu topraklarda anıldı DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Suları öptüm oturup ağladım MÜSLİM ÇELİK Mersin Aydıncık’dayım. Saat gecenin ikisi. Taşmasa, yaklaşık beş yüz metre yükseklikte bir yer. Oradan Tuzburnu, Yılanlıada, Kelenderis antik kenti ve Akdeniz’in uçsuz bucaksızlığını gözlemliyorum. Başımızda soyulmuş, parlatılmış ay, göğ tarlası yıldızlarla dolu. Yanımda Mustafa B. Yalçıner var. Buraya Anamur’dan geldik. Gülnar’a uğradıktı. Abdülkadir Bulut bu yolculuğumun neresindedir dersiniz? 27, 28, 29 Temmuz günleri, şairin doğduğu yerlerde Anamur Belediyesi Kültür ve Turizm Şenliği kapsamında yapılan anma toplantısı beni sevindirdi. Şiirlerindeki çinko damlı evler, harnup, hayıt ağaçları, Gökdereler, seher vaktinin ‘‘suları öptüm oturup ağladım’’ imgesinin, üç yüz dört yüz yıllık bir geçmişin derinliklerinden süzülüp gelen kök suyunun, yarpuzun, peryavşanın kokusunu alarak, ırgalaya ırgalaya yeryüzüne çıkmış olmasıdır bu demde. Çağdaş şiirin açılımları Vecihi Timuroğlu Hem gürül gürül bir sesle, hem sular gibi akıcı, boş sözlerden uzak dolu dolu konuşabilmek... Söyleyişindeki canlılıkla yazabilmek... Doğduğu Kangal’dan gelen, türkülerin gücüne yaslanan bir özellik mi böyle oluşu, yoksa çağın acıları ve sorunlarıyla sarmalanmış bir yüreğin sesi mi? Yıllardır dergilerde yazılarını, buldukça kıyıda köşede kalmış kitaplarını okurum. Geçmiş ve günümüz edebiyatı üstüne geniş bilgi birikimi yoğun yaşamla harmanlanır, kaleminden bir Anadolu ulusunun seslenişi yansır. ‘Gılgameş’ten ‘Kibele’ye, oradan günümüz şiirine ve düşün dünyasına uzanan geniş alanda dolaşır. Belki Ankara’da yaşaması, kitaplarının küçük yayınevlerinde yayımlanıyor olması onu geniş okur kesimlerinden uzak tutuyor olabilir. Ama bu uzaklık, onun edebiyatımızın önde gelen deneme ve inceleme yazarlarından biri olmasını engellemiyor. Felsefe ve şiire dayanarak düşünmesi, sorular üretip yanıtlar araması, onun yazılarının en özgün yanı. Yazı amacını belki en iyi, 1977’de yayımlanan ilk deneme kitabı Göz Göz Olmak’taki şu satırları anlatıyor: ‘‘Kişioğlunun bir tek savaşı mı vardır? Yalnız doğaya karşı mı verilir savaş? Bir tek savaşı yoktur kişioğlunun. Gılgameş’in, Deli Dumrul’un savaşları böyle bir savaştan daha soyludur. Doğaya karşı verilen savaş bilim alanında kazanılır. Kişioğlunun bir de kendi özgün savaşı vardır. Toplumun içinde verir bu savaşı. Kimi kez boynu bükük, kimi kez başı dik çıkar bu savaştan. Doğaya yenilmek çok üzmez kişiyi. Ama toplumsal savaşını yitiren kişi, onurunu da yitirir. Kişioğlunun toplumsal savaşı sanat alanında verilir. Sanat doğaya karşı verilen savaşla başlar.’’ İlk yazısı henüz on üç yaşında yayımlanmış olmasına karşın ilk kitabını yayımlamak için elli yaşına dek beklemiş olması da Vecihi Timuroğlu’nun güncel kaygıların dışında, zamanlarötesi kişiliğinin bir göstergesi değil mi? ??? Yazınımızdan Portreler, Vecihi Timuroğlu’nun kültür hayatımıza büyük armağanlarından biri. Bu yapıtın yazarın tanıdığı edebiyatçılar üstüne bir anı kitabı olduğunu düşünmeyin. Çağdaş edebiyatımızın ve kültür dünyamızın önemli kişilikleriyle tanıştırır bu kitabında okurları. İçinde tarihin, toplumbilimin, felsefenin, dilin birbiriyle harmanlandığı bulunmaz anlatılardır bunlar. Bu bulunmazlığın bir yanı seçilen kişiliklerin öneminden gelirse, asıl önemli yanı da Vecihi Timuroğlu’nun onların yaşam ve sanatlarına bakışından, yorumlayışından gelir. Bu kitaptaki kişilikleri okudukça, çağdaş kültür tarihimizin de zengin bir genel görünümüyle karşılaşırız. Vecihi Timuroğlu, benzer çalışmalarından beşini geliştirip ayrı birer kitap olarak da yayımladı: Ahmed Arif: Hayatı, Sanatı, Şiirleri, Cahit Külebi/Hırçın ve Lirik, Melih Cevdet, Mevlana, Orhan Kemal. Şiir yazmaktan da uzak tutmaz elini bütün bu süreçlerde: Bir Sürgünün Ezgileri (Dersim’in Ağıtı) 1983’te on yıl hapse hüküm giymesine neden olur. ??? Yurduma yayılıyorum Tarihin doğurmasını bekleyerek ??? Ama gürül gürül yanan bir volkandır yüreği, soluklandıkça şiirler dökülen: ??? Ellerinde bahar kokusu Şimdi kalk ve yürü halkım Büyüklüğüne yaraşan biçimde Yurdumuzu daha güzel yapmak için. İnsan onuruna saygı için Koş güneşin kapısını açmaya. ??? Milli Eğitim Bakanı olsaydım, yılın her günü başka bir okulda konuşma yapmasını isterdim Vecihi Timuroğlu’ndan. O konuştukça, yazdıkça, ‘‘yurdumuzu daha güzel’’ kıldığı için. bdülkadir Bulut’un şiirlerindeki çinko damlı evler, harnup, hayıt ağaçları, Gökdereler, seher vaktinin ‘‘suları öptüm oturup ağladım’’ imgesinin, üç yüzdört yüz yıllık bir geçmişin derinliklerinden süzülüp gelen kök suyunun, yarpuzun, peryavşanın kokusunu alarak, ırgalaya ırgalaya yeryüzüne çıkmış olmasıdır bu demde. A tirdim. Otuz yıl kadar sonra, ilk kez köyüne vardığımda, tam da Dragon çayına indiği yerlerde, yüzükoyun uzanarak içtim suyumu. Bulut gibiyim. Şiirimiz içindeki hece geleneğinin, yerini çağdaş şiir açılımlarına bıraktığı alanda kurdu evini, yıktıydı bendini. Agine’li Aziz (babası) değirmenciymiş. Su imgesinin ölçülü uyaklı konuşmasında, kırık dizelere pek gelmeyen sesinde yer etmiş olması; suyla arınmasından, atalarının bu işle uğraşmasından olsa gerektir. nı yerle bir ederek iteledi. Hani ya, damlada denizi görecek, göğe evrilecek, oradan gene insanın sonsuz gönlüne inecektik. İmgesel varlığın derinliği Oba susuz yerde konaklamıştır, ter içindedir. Tersin bir yola girmiştir, sulak yerlerdedir kimi de. Sular ve yel yaşamına sinmiştir varoluş zincirinin halka değmesiyle. Bense tüm bunları içselleştirdiğimden, isteğini yerine ge Ardından tarifsiz üzünçlerle gelen denizin maviş uğultusu içinde, tüm renklerin bahara çalan gürül gürül bağrış çığrışları var. Akdeniz ekiniyle harmanlanmış, onun kadim tarihinde yatar. Başıboş sahillerin, ipini kırmış imgedüşlerin aymazlığı yok artık. Muz gölgesi altında hoş bir kahve kokusu tadı. Olsa olsa şiirinin ünlü çiçeği güleddare bu. Abdülkadir Bulut şiirinin yol haritasına bakarsak, alttan alta aynı imgenin bir denizin bütün kıyılarındaki bitimin aynası olduğunu görürüz. Anamalcılık, insana hayatı, sosyal ola Ah ne gam! Şiir ve sorunsalı, insan üzerinden düşünsel söylemini buluşturur da, dengeli o havayuvarda parçalanmış olanı tümlerse, sonsuz gelgitlerde boşluğun parçaları bütün olur. O zaman, ölümü açıklayan nedir? Bir yara kabuğu gibi kalkmış / Bura insanının üstündeki sır. Suları öptüm oturup ağladım Bir ter damlası olarak aktı Göğsümden gençliğim neylersin Artık benim sesimi biraz da Dağlar denizler yerine Kelimeler işlesin. İmgesel varlığa özgü derinliği, emekçi kesimlere ait yarılmalarını yok etmesinin önündeki engelleri kaldırır. Şiiri kulaklarıyla görmeye, gözleriyle işitmeye yeterli donanımı verir: Bundan böyle dayan kardeşim, belli ki ben de yörüğüm. Elimde F.S. Necdet Bilir’in ‘Hayatın Halleri’ betiği. Karaman üzerinden Ankara’ya ineceğim. Osman Şahin diyor ki, şiirimizin dervişiymişim ben. ‘Erkek Portresi’ adlı tablosuna 15 milyon dolar fiyat biçiliyor ‘Van Gogh resmi sahte mi’ tartışması S Doğuş Çocuk konservatuvarları buluşturdu Kültür Servisi Doğuş Grubu’nun sosyal sorumluluk projelerinden Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, ülkemizdeki devlet konservatuvarlarının yöneticilerini Antalya’da bir araya getirdi. Devlet konservatuvarlarından sınavla seçilen 77 öğrenciden oluşan ve Devlet Sanatçısı Rengim Gökmen yönetimindeki Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın Antalya Pinebeach Resort Otel’de yapılan 7 günlük yaz prova kampının sonunda yapılan danışma toplantısına, İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi devlet konservatuvarlarının müdür ve yöneticileri katıldı. Toplantının açılışını yapan Doğuş Holding İcra Kurulu Üyesi Semih Yalman, Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın, tüm ülkeyi ve toplumun her kesimini kapsayacak çok boyutlu bir kültürel gelişim kampanyasının ilk adımı olarak öncü rol oynadığını belirtti. Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası Müzik Direktörü Prof. Rengim Gökmen, dünyada çok az sayıda olan çocuk senfoni orkestrasının çocuklara çocuklar aracılığı ile senfonik müziği sevdirmenin, geleceğin dinleyicisini yaratmak yanında, konservatuvar öğrencilerine de çok önemli müziksel ve sosyal deneyimler kazandırdığını ve Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın verdiği konserlerde, büyük senfonik yapıtların seslendirmesinde gösterdiği performansın profesyonel orkestralar düzeyinde olduğunu söyledi. Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası Genel Sanat Yönetmeni Kemal Küçük de orkestra kadrosuna alınacak öğrencilerin seçim kriterlerini ve sistemini anlatarak, orkestraya öğrenci veren konservatuvarlara Doğuş Grubu tarafından ayni yardım yapılacağını, orkestra üyelerine de yurtdışında kurs ve eğitim bursu verileceğini açıkladı. Toplantının ardından Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası Beethoven’in 5. Senfoni’sini seslendirdiği bir konser verdi. DÇSO, aynı yapıtı 28 Ağustos’ta D Marin Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nin kapanış konserinde de yorumlayacak. YDNEY(AFP) Geçen günlerde Avusturya’daki bir müzede sergilenmekte olan Vincent Van Gogh tablosu için İngiliz uzmanların sahte olduğu iddiasını ortaya atmaları, tartışmalara neden oldu. ‘Erkek Portresi’ adlı tabloya, hemen hemen 15 milyon ABD Doları fiyat biçiliyor. Ancak yapıtın sergilendiği ‘Gallery of Victoria’ adlı müzenin müdürü Gerard Vaughan, sahte olduğu iddialarının kanıtlanması durumunda, tablonun değerinin sıfıra ineceğini, şimdilik bu iddialar karşısında kanıtlanmadığı sürece değişik bir uygulamaya geçmeyeceklerini söyledi. Vaughan, ‘‘20. yüzyılda özgün olduğu ispatlanmış Van Gogh yapıtları bu nitelikle sergileniyor, bu da onlardan biri’’ açıklamasını yaptı. Kimi uzmanlar ise bu tablonun Van Gogh imzalı tek yatay portre çalışması olduğunu, ayrıca bu tabloda kullanılan inceltici yağın sanatçının diğerlerinde kullandıklarından farklı olduğu ve yine sanatçının kaleme aldığı hiçbir mektupta bu tablodan söz etmediğini vurguluyorlar. Bu açıklamalar saygın basın organlarınca da duyurulurken Vaughan da bu tablonun özgün olup olmadığı üzerine yapılacak bir oturuma açık olduklarını belirtiyor. Van Gogh’un olduğu düşünülen ‘Erkek Portresi’ adlı yapıt. SERGİ İKİ AY SÜRECEK ‘DİZİ BU FİLMLE DE SONA ERMEYECEK’ Ünlülerin balmumu Örümcek Adam heykelleri Kayseri’de 3 filmi geliyor... KAYSERİ (AA) Dünya tarihine geçmiş 45 ünlünün balmumu heykellerinin yer aldığı St. Petersburg Balmumu Heykel Müzesi sergisi, Kayseri Park Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde açıldı. Sergide Atatürk, Mimar Sinan, Yavuz Sultan Selim, Fatih Sultan Mehmet, Napolyon, Prenses Diana, Leonardo Da Vinci, Atilla ve Timurlenk gibi dünya tarihinde önemli yere sahip ünlülerin heykelleri bulunuyor. 2 ay süre ile açık kalacak sergide, ayrıca öğrencilere inceledikleri heykelin sahibiyle ilgili OKS ve ÖSS’de çıkan sorular hakkında bilgi de veriliyor. Her biri 15 sanatçının yaklaşık 3 ay süren çalışmaları sonucu yapılan heykellerin aslına benzemesi için gerçek insan saçı kullanılıyor, yaşayan kişilere mask uygulaması yapılıyor ve ölen kişilerin iskeletlerindeki kemik yapısından yararlanılıyor. Ana maddesi balmumu olan heykeller bazı katkı maddeleri ve canlı hücreler de içeriyor.Böylece heykellerde saç ve sakalların uzaması mümkün olabiliyor. LONDRA(BBC) Toby Maguire, ‘Örümcek Adam’ serisinin beklenen 3. filmi hakkında bilgi verdi. Maguire bu filmle serinin sona ermeyeceğini, ancak birtakım olayların sonuçlanacağını Kaliforniya’da filmin hayranlarına bildirdi. Kendisinin de uzun süredir Örümcek Adam hayranı olduğunu belirten yönetmen Sam Raimi, bu filmi çekmesiyle büyük bir düşünü gerçekleştirmiş olduğunu söyledi. Yönetmen, bu sözlerine, çocukların kahramanlık işlevi yüklediği bu karakteri çekmenin kendisine büyük bir sorumluluk getirdiğini söyledi. Raimi ayrıca, filmde Peter Parker’ın arkadaşı Harry Osborn’un kötü karaktere dönüşerek ilk bölümde ölen babasının güçlerini alacağını belirtti. Bu filmde ayrıca daha önce Raimi’nin birçok filminde izlediğimiz Bruce Campbell da yer alacak. turgay?fisekci.com Edinburgh sokakları sanatla doldu ? LONDRA (AFP) Önceki gün on binlerce insan Edinburgh sokaklarında dünyanın en büyük sanat festivalini gerçekleştirmek için toplandı. 28 Ağustos tarihine kadar sürecek ‘Edinburgh Fringe Festivali’ için Güney Afrika’dan, Çin’den, Yeni Zelanda’dan, Şili’den ve İsviçre’den gelen sanatçılar kent sokaklarında gösteriler yaptılar. Festivalde bu yıl 16 bin 990 sanatçı, 261 adet farklı yerde, 28 bin 14 gösteri yapacak. İlki 1947 yılında düzenlenen festivalde konserlerden sergilere, müzikallere ve tiyatrolara kadar çok çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Osman Polat Resim Sempozyumu başladı 1. Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali başlıyor Köyceğiz yeni bir festivale daha evsahipliği yapıyor Kültür Servisi İçinde bulundurduğu tarihi, kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle her yıl yerliyabancı birçok turisti ağırlayan Köyceğiz, bu yıl ‘1. Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Festival, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TRT, Köyceğiz Belediyesi ve Kültürler Arası Diyalog ve Transfer Derneği tarafından 1118 Ağustos 2006 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festival, Yüksel Aksu’nun yönetmenliğini yaptığı ve Muğla yöre halkının rol aldığı ‘Dondurmam Gaymak’ adlı film ile açılacak. Açılış galasına film ekibi de katılacak. Filmin gösteriminin hemen sonrasında Delta Plajı’nda yakılacak ateşin etrafında dondurma ikramı yapılacak. Film gösterimleri, sergiler, söyleşiler, festival korteji, festival partisi gibi etkinliklerin de gerçekleştirileceği festival, 18 Ağustos 2006 Cuma akşamı kapanış galasıyla sona erecek. K EMER (AA) Kemer Belediyesi tarafından düzenlenen 1. Üniversitelerarası Osman Polat Resim Sempozyumu başladı. Çeşitli üniversitelerden 40 kişinin katılımıyla gerçekleşen sempozyum, 18 Ağustos tarihine kadar devam edecek. Gezi Yolu’ndaki sempozyumun açılış töreninde konuşan Kemer Belediye Başkanı Hasan Şeker, organizasyonun oluşturulmasına destek olan kurum ve kuruluşlara teşekkür etti. Hasan Şeker, açılışta yağlıboyayla küçük bir ağaç figürü çizdi. CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear