Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 AĞUSTOS 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Lübnan’a asker gönderme konusunda desteksiz kalan hükümet, 1 Mart korkusu yaşıyor POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 AKP’nin tezkere çıkmazı EMİNE KAPLAN Bir Korkunun Parmakları.. Kaç gündür yaprak kımıldamıyordu. Hava birden değişti dün sabah. Denizden bir imbat esti. Ağaçların yapraklı dalları sallanmaya başladı. Akşam denizin üzerinden çekildiği saatlerde, içli türküler, uçsuz bucaksız gök üzerinde, ağaçları yaprakları bölen öfkeyle birleşti... Bir suskunluk sardı çevremi... Sesin soluğun kesildiği yerde, yeşil çimenlerin, çiçeklerin buluştuğu mevsimlerde, telaşlı bir bekleyiş, ölüm haberini getirdi... ‘‘Muzaffer Buyrukçu öldü...’’ Alçakgönüllü bir yazar öldü... Nedense ‘‘Bulanık Resimler’’, ‘‘Taşlı Tarla’’, ‘‘Gürültülü Birkaç Saat’’ adlı kitapları geldi aklıma... O küçük insanları, yaşama derinliğinde yeşeren hüzünleri, umutları, kaçışları anlattı yapıtlarında... İlk hastalığında Özel İsviçre Hastanesi Başhekimi Dr. Kazım Taş’ın yakın ilgisini anımsadım... Aynı gün Özdemir İnce aramıştı telefonla: ‘‘Hikmet, nasıl Buyrukçu’nun durumu?’’ Özel ambulansla evinden aldırıp hastaneye getirmişti Dr. Kazım Taş. Durumu hiç de iyi değildi Muzaffer Buyrukçu’nun. Bir hafta yoğun bakımda kalmıştı. Özel İsviçre Hastanesi Başhekimi Dr. Kazım Taş ve öteki doktorların büyük çabasıyla yeniden yaşama dönmüştü Buyrukçu. Hastanenin basın danışmanı tiyatro yazarı Cuma Boynukara daha sonra yine beni arayıp ‘‘Muzaffer Abi turp gibi’’ diyerek her şeyin iyi gittiğini söylemişti... Bir kıyı kasabasında aldım Muzaffer Buyrukçu’nun hazin ölüm haberini... İçimden bir şeyler koptu... Gözlerim karardı... Öylece kaldım... ??? Suskunluğun orta yerindeyim... Maviden yeni doğmuş bir beyazlık, sonbaharın geldiğini haber veriyor sanki... Ormanlardan, kıyılardan, kıran yerlerinden gelmiş seher yeli, havada uçan kuş gibi anlaşılması güç duyguları getirir insan yüreğine... Bir tahta masa, bir hasır iskemle... O sağır ve eski pişmanlık yılları... Ölümler!.. Kareli mavi kaplı defterim tahta masanın üzerinde duruyor... Bir de, Muzaffer Buyrukçu’nun ‘‘Korkunun Parmakları’’ kitabı... Küçük, sıradan insanların yaşamöyküleri... Bir tutam hüzün!.. Biliyor musunuz yarın 30 Ağustos Zafer Bayramı!.. 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta biten o büyük zafer... Ne ilgisi var ‘‘Kurtuluş’’un Muzaffer Buyrukçu’nun hazin ölümüyle demeyin!.. Buyrukçu, Mustafa Kemal’in ‘‘Aydınlanma Devrimi’’nin, laikliğin, demokrasinin, özgürlüklerin, uygarlığın yılmaz savunucularından birisiydi... 26 Ağustos’ta ‘‘Büyük Taarruz’u’’, ‘‘Kurtuluş’u’’ çok iyi özümseyen bir edebiyatçıydı... Muzaffer Buyrukçu bir yurtseverdi... Bugün Türkiye’nin o güzel koyları, bükleri satılmaya hazırlanıyor... Alaçatı ve Çeşme elden gidiyor... Gazetelerdeki haberler tıpkı ‘‘ölüm üzerine’’ yazılmış gibi: ‘‘Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi...’’ ÇeşmeAlaçatıPaşalimanı kapsamında 15 milyon 630 bin metrekare alan birinci derece, 8 milyon 70 bin metrekare alan ikinci derece, 11 milyon 220 bin metrekare alan üçüncü derece doğal sit alanı 75 yıllığına Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından kiraya veriliyor... ??? Kimler alacak buraları?.. Göreceksiniz, çoğunluğu Arap şeyhlerine verilecek, tarikat sermayesine peşkeş çekilecek!.. Güzelim koylarda betonlaşma başlayacak.. Buralara yatırımlar yapılacakmış, 13.5 milyar dolar girecekmiş... Boş laflar bunlar!.. Türkiye’de doğal sit alanları imara açılıyor, imar yetkisi belediyelerden alınıyor, haberiniz olsun... Dağlarımız çokuluslu ‘‘altın avcılarına’’ peşkeş çekiliyor, koylarımız ve büklerimiz ‘‘Arap şeyhleri’’ne... Tıpkı bir korkunun parmakları gibi... Evet... Alçakgönülü bir yazar öldü. Ölümü hazindi. Bir tek el uzandı Buyrukçu’ya. Onun için teşekkürler Dr. Kazım Taş, teşekkürler Özel İsviçre Hastanesi... ‘Tarifeli uçakla neden gitmedin’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanlık’a ait uçak ile Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak’ın oğlunun düğünü için Trabzon’a gitmesini Meclis gündemine taşıdı. Ersin, Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, şu soruları yöneltti: ‘‘Bakanınızın oğlunun düğününe neden tarifeli uçakla değil de makamınıza tahsis edilen uçakla gittiniz? ATA ve ANA uçakları, özel gezileriniz ve düğünlere gitmeniz için mi, devlet görevleri için mi tahsis edildi?’’ ANKARA AKP hükümeti, Lübnan’a asker gönderilmesiyle ilgili tezkere hazırlıklarını sürdürürken 1 Mart olayı dikkate alındığında tezkerenin TBMM’den geçirilmesinin oldukça zor olduğuna işaret ediliyor. BM’nin, Türk askerinin Hizbullah ile çatışmayacağı yönünde yazılı bir güvence vermemesi, Cumhurbaşkanı, muhalefet partileri ve sivil toplum örgütlerinin asker gönderilmesine karşı çıkmasının AKP içindeki fireyi attıracağına dikkat çekiliyor. AKP hükümetinin, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Türkiye’ye 6 Eylül’de yapacağı ziyarete bağlı olarak Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin tezkereye son biçimini vermesi bekleniyor. Ancak TBMM’de 1 Mart olayına benzer bir tablonun yaşanabileceğine dikkat çekiliyor. Barış gü ? BM’nin, Türk askerinin Hizbullah ile çatışmayacağı yönünde yazılı bir güvence vermemesi, Cumhurbaşkanı, muhalefet partileri ve sivil toplum örgütlerinin asker gönderilmesine karşı çıkmasının AKP içindeki fireyi arttıracağına dikkat çekiliyor. cüne gönderilecek Türk askerinin Hizbullah ile çatışıp çatışmayacağına ilişkin durumun netleşmemesi, AKP milletvekilleri arasında barış gücünün İsrail’e hizmet edeceği kanaatinin oluşması, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TSK, muhalefet partileri ve sivil toplum örgütlerinin asker gönderilmesine karşı çıkması, AKP’yi, tezkerenin TBMM’den geçirilmesi konusunda zorluyor. Lübnan’a asker gönderilmesiyle ilgili olası bir tezkerenin, 1 Mart olayına benzer bir tabloyla karşılaşabileceğine dikkat çekiliyor. 1 Mart tezkeresi öncesinde de TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in karşı açıklamaları, BM’den karar çıkmaması, TSK’nin bu konuda sormululuk almayarak topu hükümete atması, MGK’den hükümeti destekleyecek bir kararın çıkmaması, ABD’nin bu konuda Türkiye’ye yaptığı baskı AKP’li milletvekilleri üzerinde olumsuz etki yaratmış, fireyi arttırarak tezkerenin kabul edilmemesine yol açmıştı. Lübnan’a asker gönderilmesiyle ilgili tezkerede de benzer bir durum yaşanıyor. 1 Mart’tan farklı olarak TBMM Başkanı Bülent Arınç, Lübnan’a asker gönderilmesi konusunda hükümetle aynı görüşü paylaşırken, BM’den barış gücü oluşturulmasına ilişkin bir karar çıkmış bulunuyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TSK, muhalefet liderleri ve sivil toplum örgütlerinin asker gönderilmesine karşı çıkması, iktidar milletvekilleri arasında barış gücünün bölgede istikrarı ve barışı sağlamak yerine İsrail’e hizmet edeceği ve bu ülkenin güvenliğini sağlayacağı yönünde kanı oluşmasının AKP içindeki fireyi arttırabileceğine dikkat çekiliyor. AKP hükümetinin, milletvekillerini ikna etmek için 6 Eylül’de Türkiye’ye gelecek olan BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ı TBMM Genel Kurulu’nda konuşturabileceği konuşuluyor. Ancak bunun da milletvekilleri arasında ters tepkiye neden olabileceği de dile getiriliyor. AKP’li bir milletvekili, ‘‘Peki, kapalı bir toplantı olacak mı? Biz Annan’a soru yöneltebilecek mi yiz, kendisiyle bazı konuları müzakare edebilecek miyiz? Eğer bunları yapamayacaksak dinlesek ne olacak dinlemesek ne olacak...’’ görüşünü dile getirdi. AKP milletvekilleri arasında tezkereye mesafeli yaklaşan çok sayıda milletvekili bulunuyor. Bazı milletvekilleri, Türkiye’nin, koşulları yerine getirilmeden bölgeye Türk askerinin gönderilmesini istemiyor. Bazı milletvekilleri ise hiçbir koşulda Türk askerinin gitmemesi gerektiğini düşünüyor. AKP hükümetinin, milletvekilleri üzerinde yapacağı yoğun ikna turları sonrasında tezkereye ‘‘hayır’’ diyecek milletvekili sayısı sınırlı kalsa bile oylamaya katılmayacak milletvekilinin çoğunlukta olacağına işaret ediliyor. Bu durumda, 1 Mart’ta olduğu gibi tezkerenin kabul edilmesini sağlayacak oyçoğunluğuna ulaşılmasında güçlük çekileceği dile getiriliyor. AKP’Lİ DÜLGER: Hollandalı bakan Otapan için geldi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çevre ve Orman Bakanlığı, Hollanda’dan söküm için Aliağa’ya gönderilen ancak içerdiği asbest miktarı nedeniyle Türk kara sularına sokulmayan ‘‘Otapan’’ gemisiyle ilgili tartışmalara son noktayı koydu. Dün Türkiye’ye gelen Hollanda Çevre ve Mekânsal Düzenleme Bakanı Bakanı Pieter Van Geel, geminin söküm işlemlerinin Türkiye’de gerçekleştirilmesi için Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ile ikili bir görüşme yaptı. Pepe yaptığı açıklamada, geminin Türk kara sularına sokulmasının mümkün olmadığını belirterek ‘‘Türkiye’nin çevresini, turizmini, denizlerini, üç beş tane gözünü kâr hırsı bürümüş insana peşkeş çekmem’’ dedi. Türk askeri giderse ortalık karışır EMİNE KAPLAN Gazeteci Sema Pamukçu öldü ? ESKİŞEHİR (AA) Uzun süredir kanser hastası olan, sürekli basın kartı sahibi gazeteci Sema Pamukçu (47) yaşamını yitirdi. Pamukçu, 1959 yılında Adana’da doğdu. Gazeteciliğe, 1977 yılında Eskişehir Gazetesi’nde başlayan Pamukçu, Eskişehir’deki çeşitli yerel gazetelerde çalıştıktan sonra Milliyet Gazetesi Eskişehir Bürosu’nda önce muhabir, daha sonra da büro şefi olarak görev yaptı. Daha sonra Milliyet Gazetesi Bursa Bürosu’nda görevlendirilen Pamukçu, büro şefi olarak çalıştığı bu gazeteden emekli oldu. Korsan ürünlerle mücadele ? İstanbul Haber Servisi Korsan ürünlerle mücadeleyi sürdüren İstanbul polisi, son 7 aylık dönemde 124 milyon 703 bin 650 adet korsan VCD, DVD, kartonet ve sticker ele geçirdi. Operasyonlarda gözaltına alınan ve haklarında yasal işlem yapılan 584 kişiden 1’i, ‘‘Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefet’’ suçundan tutuklandı. ANKARA AKP Antalya Milletvekili, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger, Lübnan’a asker gönderilmesi konusunda hükümeti uyardı. Türk askerinin bölgede Sünni güç olarak algılanacağına dikkat çeken Dülger, ‘‘Orada Endonezya askeri 5 kişi öldürse bir şey olmaz. Ama Türk askeri elini tetiğe koysa ortalık karışır’’ dedi. Dülger, Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesi durumunda Türk askerinin yaşayacağı olası tehlikelere dikkat çekti. Dülger şu görüşleri dile getirdi: Türk askeri Sünni güç olarak algılanacak: Oraya gidecek Türk askeri, Sünni güç olarak görülecektir. Kimse bu tehlikeden nedense hiç söz etmiyor. ŞiiSünni ayrımı o kadar önemli ki, çatışmalar devam ederken Arap ülkeleri İsrail’e karşı tavır koymadılar. Çünkü Arap ülkeleri, ‘‘Şiilerin başına bomba yağıyor, bize ne’’ dediler. Orada Endonezya askerinin 5 adam öldürmesi önemli değildir, ama Türk askerinin tetiğe elini uzatması ortalığı karıştırır. Lübnan denge ülkesi: Türkiye, Ortadoğu meselelerini analiz etmekte yeteri kadar bilgi sahibi değil. Lübnan sadece kimlik özelliklerine göre organize olmuş bir ülkedir. O karmaşık varlıkta sizi isteyenler var, istemeyenler var. İki taraf itişiyor, su içmek ve nefes almak için durdular. Devam edecekler mi.. muhtemelen edecekler. BM, dövüşmeyin diye mindere oturuyor. Bunlar dövüşmeye kararlıysa yapacakları ilk iş, bu dövüşe mani olacak tarafa sıkıntı vermektir. Annan’ın güvencesi yazılı değil: Kofi Annan, Türk askerinin görevinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması olmayacağını söylüyor. Bunu yaz o zaman, neden yazmıyorsunuz? Annan gidecek, ya bir yıl sonra patırdı koparsa ne olacak? Günah: Ortadoğu’yu hiç bilmiyorsunuz, Mehmetçiği gönderelim diyorsunuz, günah değil mi? Arkası olmayan köylü çocuklarını gönder oraya, herif nallarsa nallasın.. yok öyle şey. Türk kanı kâfi derecede Ortadoğu çöllerini suladı, yeter. ‘Sorunları ulus iradesi aşacak’ DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, İzmir ve Ege’deki yaklaşık 170 sivil toplum kuruluşunu çatısı altında toplayan Ege Sivil Toplum Birliği’nin (ESTOB) kuruluş kongresine katıldı. Kongrede İzmir ve Aydın valileri Oğuz Kağan Köksal ile Kayhan Kavas, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir, Ege Dokuz Eylül ve İzmir Ekonomi üniversitelerinin rektörleri Ülkü Bayındır, Emin Alıcı ile Atilla Sezgin, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’a ‘‘Onur Kurulu Üyeliği’’ beratı verildi. Kocaoğlu, plaketini DSP Genel Başkanı Sezer’in elinden aldı. Kongrede konuşan Sezer, sivil toplumun güçlenmesinin demokrasiyi de güçlendireceğini belirterek, ‘‘Ulusal birlik, kalkınma, demokrasinin geliştirilmesi, cumhuriyetin temel kazanımlarının korunmasıyla ilgili sorunlarımız var. Ancak ulus olarak bu sorunları aşacak irademiz de var’’ dedi. (Fotoğraf: HAKAN DİRİK) DİSK, Lübnan’a Türk askeri gönderilmemesi için kampanya başlattı ‘İnsanları tabutta görmek istemiyoruz’ İstanbul Haber Servisi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ‘‘İnsanları tabutlarda görmek istemiyoruz. Asker gönderme!’’ kampanyası başlatarak, tüm özgürlük, barış ve demokrasi güçlerini Lübnan’a asker gönderilmemesi için mücadeleye çağırdı. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, yaptığı yazılı açıklamada ABD’nin emperyal çıkarları doğrultusunda 21. yüzyıl stratejisini çizdiğini anımsatarak, Ortadoğu’daki enerji alanlarının kontrolü için on yıllara yayılacak savaş senaryoları hazırladığını ifade etti. Lübnan’da ateşkesin kalkıp kalkmayacağı belli olmadığı gibi Barış Gücü’nün görev tanımının da muğlak olduğunu vurgulayan Çelebi, ‘‘Hizbullah’ın silahsızlandırılmasından söz ediliyor ancak İsrail saldırırsa ne yapılacağı belirsizdir’’ dedi. Türkiye’nin Lübnan’da, Barış Gücü olarak değil, Lübnan halkıyla dayanışma, onarım ve insani yardım konusunda destek olması gerektiğini vurgulayan Çelebi, ‘‘Ülke içinde tabutlar gelirken ve bu sorun çözülmemişken, başka bir ülkeden gelecek tabutları kimse kabul edemez. Bu kadar tabut yeter’’ dedi. Bu nedenle böyle bir kampanya başlattıklarını söyleyen Çelebi, bütün özgürlük, barış ve demokrasi güçlerini Lübnan’a asker gönderilmemesi konusunda mücadeleye çağırdı. Temel Haklar ve Özgürlükler Dernekleri Federasyonu üyeleri, İstanbul’da bazı mahallelerde esnafın İsrail işgalini protesto etmek için kepenk kapatma eylemlerinin ardından birçok kişinin polis tarafından gözaltına alındığını ifade ettiler. Grup, AKP Şişli ilçe binası önünde, önceki gün Okmeydanı’nda yaşanan polis saldırılarını protesto etti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 1 EYLÜL ETKİNLİKLERİ Barışçıların gündemi Lübnan ve Filistin İstanbul Haber Servisi ‘‘1 Eylül Dünya Barış Günü’’nde, siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri, Filistin ve Lübnan halklarının yanında olduklarını açıklayarak çok sayıda etkinlik gerçekleştirecek. İstanbul’da Nâzım Hikmet Barış Günleri, 23 Eylül 2006 tarihleri arasında yapılacak. Barış Derneği de bu etkinliğe ‘‘Gelenekten Geleceğe Barış Sergisi 2006’’ ile katılacak. Sergide, 175 sanatçının 193 eseri savaşa karşı barış için buluşacak. Emperyalist saldırganlığa karşı barış mücadelesine destek vermek isteyen aydınları bir araya getiren sergi, 7 Eylül’e kadar Kadıköy İskele Başkanlık Binası Sergi Salonu ve DMS Sanat Galerisi’nde açık olacak. Kadın Platformu bugün saat 18.00’de Kadıköy Altıyol’da boğa heykelinin olduğu yerde barış zinciri oluşturacak. Silopi’de Barış Çadırı kurmak için yola çıkan Barış Anneleri İnisiyatifi, 30 Ağustos’ta saat 18.00’de Taksim Gezi Parkı’ndan uğurlanacak. İnsan Hakları Derneği’nde 31 Ağustos Perşembe günü saat 20.30’da barış nöbeti tutulacak. Sivil toplum örgütleri, 3 Eylül Pazar günü Şişli Abidei Hürriyet Meydanı’nda ‘‘Türkiye ve Ortadoğu’da Barış ve Halklara Özgürlük’’ mitingi gerçekleştirecek. Kadın Platformu üyeleri mitinge beyaz giysilerle katılacak. Türk askerine yönelik olası eylemler, Ortadoğu’daki dengeleri etkileyecek nitelikte Emniyetten açıklama ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü ‘‘Polisten genç kıza dayak’’ konulu haberler üzerine yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ‘‘Söz konusu genç kıza tokat atılmadığı ve polis memurunun o sırada görevli olmadığı için resmi sıfatı olmaksızın gürültüden rahatsız olan bir mahalle sakini olarak uyarmak amacıyla yanlarına gittiği anlaşılmıştır’’ denildi. Provokatif saldırı korkusu BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Türk askerinin BM gücü altında Lübnan’a gönderilmesi tartışmaları, bölgede Türk askerine yönelik olası provokasyonları da gündeme taşıdı. Ankara’da, Türk askerinin Lübnan’a gönderilmesi durumunda olası provokasyonlar ve bu provokasyonların olası sonuçları değerlendirmeye alındı. Bu bağlamda Türk askeri Lübnan’da görev üstlenirse, her türlü provokasyona karşı da hazırlıklı olacak. Cumhuriyet, Türk askerinin Lübnan’da görev alması ? Türk askeri, Lübnan’daki bütün tarafların ve İsrail’in provokatif saldırılarına açık bir konumda olacak. Yapılan değerlendirmelere göre, başta Hizbullah olmak üzere, Lübnan’daki etnik veya dini gruplardan birinin Türk askerine yönelik bir hareketi, Ortadoğu’daki siyasi dengeler içinde farklı yansımaları da beraberinde getirebilecek. durumunda içine gireceği ortama ilişkin senaryolara ulaştı. Söz konusu senaryolara göre, Türk askeri, Lübnan’daki bütün tarafların ve İsrail’in provokatif saldırılarına açık bir konumda olacak. Yapılan değerlendirmelere göre, başta Hizbullah olmak üzere, Lübnan’daki Hıristiyan Maruniler, Ermeniler, Sünnilerden Türk askerine yönelik her türlü hareket, Ortadoğu’daki siyasi dengeler içinde farklı yansımaları da beraberinde getirebilecek. gelişmeler nedeniyle İran’a ambargo konmasının olasılık dahilinde olduğunu, Türkiye’nin de sorunun uluslararası toplum tarafında yer almasından ötürü, böyle bir ambargoya destek vermek zorunda kalacağını ve bu durumun AnkaraTahran ilişkilerini sıkıntıya sokacağını dile getirdiler. Uzmanlar, bunun Hizbullah tarafından Lüb İsrail ve İran’la ilişkiler AnkaraTahran arasındaki olası bir sürtüşme, Türk askerini Lübnan’da Hizbullah’ın hedefi duruma sokacak. Strateji uzmanları, İran’ın nükleer dosyasına ilişkin yaşanan nan’daki Türk askerine yönelik yansımasının güçlü bir olasılık olacağına işaret ettiler. Öte yandan olası bir AnkaraTahran yakınlaşması da, İsrail’in tepkisine neden olacak. Her iki durumda da, Türk askeri olası provokasyonların odak noktasında kalacak. Türk askeri için bir başka tehdit unsurunun da, BM gücünde Türkiye’yi görmek istemediklerini açıklayan Ermenilerin olacağı belirtilirken diplomatik gözlemciler, ‘‘Lübnan’da bir tarafa karşı diğer taraf çok rahat kullanılabilir’’ görüşünü dile getirdiler. CUMHURİYET 05 K