24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Denizde kanlı kavga ? FETHİYE (AA) Belçika bandıralı Latetia Blanda isimli yatın sahibi Max Bassaro, eşi Marineno Bassaro, oğlu David Bassaro ve gelini Slviya Bassaro, mavi yolculuk için Türkiye’ye geldi. Fransız aile yatta tayfa ve kaptanlık yapmak üzere Faslı Friat Hicnan ile anlaşarak mavi yolculuğa çıktı. Yolculuk sırasında, teknenin kaybolan Zodyak botu yüzünden aileyle tartışan kaptan, Max Bassaro’yu karnından, David Bassaro’yu bacağından yaraladı. Aileyi rehin aldığı iddia edilen Faslı kaptan, dalgınlığından yararlanan aile tarafından etkisiz hale getirilerek bağlandı. Faslı kaptanın öldüğü belirlenirken polis Fransız aileyi gözaltına aldı. 3 SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk MEDYA NOTU EMRE KONGAR Dinci Medyanın Gerçek Yüzü Sevgili okurlarım, iktidardan güç alan şeriat özlemcileri artık resmen şiddete başvurmaya, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak benimsemiş olanlara saldırmaya başladı. Son günlerde Ege sahillerinde yaşanan iki olayı gazeteniz Cumhuriyet’te okumuş olmalısınız: Birinci olay bikinili bir genç kıza, ikinci olay da Dikili’deki bir açık oturuma yapılan saldırı. Dikili’deki olayın bir de medya yönü var: Olayı yaratanlar Fethullahçı Bugün gazetesinin sahipleri ile ilişkili. Bu konuda 21 Ağustos tarihli Sabah gazetesinde Umur Talu çok güzel bir yazı yazdı. Eli Sopalı Medya başlığını taşıyan yazı şöyle: ‘‘Bir bilmecem var: ‘Zorbalık’ aşağıdakilerden hangisiyle bir araya gelebilir: a) Din b) Medya c) Cemaat d) Altın e) Eğitim f) Siyanür g) İpek h) Maden i) Davetiye j) Gazeteci k) Sansür l) Ticaret m) İhtiras n) Kâr o) Halkla ilişkiler p) Sermaye q) Bayrak ??? Önceki gün, Dikili’de, geleneksel şenlikler kapsamındaki bir panel vesilesiyle, maalesef bunların hemen hepsi bir araya getirildi. Davetiye işinde büyüdükten sonra altın ve maden sektörlerine de giren, sermayesi medyaya da uzanan, çok sayıda gazetecinin patronluğunu yapan, tarih boyunca kâr ihtirasının simgesi olan altın madenlerinde mecburen siyanüre sığınan, dini hassasiyetleri yüksek bir cemaat içinde aynı zamanda maddi bir güç olarak temayüz eden ve cemaatin kimi okullarını da üstlenen ipek gibi bir şirketin, halkla ilişkiler müdürü de dahil, bayraklara sarılmış sopalı adamları bir paneli basıp çok sayıda kişiyi dövüp yaraladılar. Ve kimi yerde bu haberlere adeta sansür uygulandı! Gördünüz, değil mi? Nasıl da bir araya geliverdi, onca kendi halinde kelime, zorbalığın şiddetiyle, sopanın zoruyla! Hele o manevi yönü yüksek kavramlar! Hele o medya, gazeteci gibi olanlar! ??? Bugüne kadar, ama şu nedenle ama bu nedenle, hiçbir medya kuruluşunun kendisi yahut akrabaları, eli sopalı adamlarla ‘panel, konferans, düşünce ve tartışma ortamı’ bastırmamıştı. Tamam, mutlaka herhangi bir şiddeti öven, teşvik eden, hamilik yapan çıkmıştır ama, böylesini hatırlamıyorum. Panelin adı, ‘SiyanürAltın Çevre Paneli’ olsa ve o şirket de tam da altın arama ve pazarlama işlerine girmiş olsa dahi. Bu oldu. Bunun elbette, yukarıdaki tüm kelimelerle, kavramlarla olan ilişkisi sorgulanır. Yani dinle, cemaatle, ticaretle, sermayeyle, bayrakla, eğitimle ve elbet zorbalıkla, şiddetle, sopayla. Ama bizim mesleğe, meslektaşlara, meslek örgütlerine düşen de medya ve gazetecilikle ilişkisini sorgulamaktır. Kendisine, yaptığı işe, işin türüne muhalif olanların bir toplantısını, orada düşünce ifadesini, o özgürlüğü sopalarla basıp engellemeye ve yıldırmaya uğraşanlarla gazetecilik arasında nasıl bir akrabalık olabilir; böyle bir ilişki para ve sermaye zoruyla kurulu olsa dahi! Gazeteciler şiddete ortaklığı, zorbalığın sansürünü kabullenmeyi nasıl sindirebilir. Şirketin aile üyesi bir yöneticisi, Bergama Ovacık altın madenini devraldıklarında şöyle bir demeç vermiş: ‘Çevreye herhangi bir zarar vermeyeceğiz.’ Anlaşılan o ‘çevre’ ye; belediye başkanı dahil insanlar, farklı görüştekiler, eleştiriler filan dahil değilmiş! ‘Sopalı medya’ ha! Bunu mutlaka izah edebilmeliler.’’ Talu’nun medya eleştirisine katılmamak olanaklı mı? ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org Boğaz yine tehlike atlattı ? İstanbul Haber Servisi Karadeniz’e çıkmak üzere dün akşam İstanbul Boğazı’ndan geçiş yaparken dümeni kilitlenen Barbuda bandıralı ‘‘Prenses Aba’’ adlı kuru yük gemisi, Üsküdar İskelesi’ne yaklaşık 30 metre kala durabildi. Kendisine refakat eden Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı römorkörlerin de müdahalesiyle durdurulan geminin Ahırkapı’da tamir ve bakıma alındığı bildirildi. NAKİT TACİRİ.. Kuş gribi salgını alarmı Erdoğan, yayımladığı genelgede olası salgında mevcut hastanelerin yeterli olmayacağını belirterek hangi kamu binalarının hastaneye dönüştürüleceğinin planlanmasını istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, dünya genelinde büyük bir kuş gribi salgını olabileceğine dikkat çekerek, bu konuda gerekli önlemlerin alınmasını istedi. Erdoğan’ın konuyla ilgili yayımladığı genelgede, ‘‘il pandemi planı’’ kapsamında belirlenen kurumlarda birer sağlık birimi oluşturulacağı, olası bir salgından önce hangi kamu binalarının hastaneye dönüştürüleceğinin planlanacağı, olası bir salgında kriz yönetiminin başlatılacağı vurgulandı. Başbakan Tayyip Erdoğan, küresel çapta olası bir kuş gribi salgınına karşı alınacak önlemler konusunda bir genelge yayımladı. Kuş gribinin her yıl sonbahar ve kış döneminde insanlar arasında salgın biçiminde görüldüğüne dikkat çekilen genelgede, Türkiye ile birlikte birçok ülkede belirlenen kuş gribi hastalığının ise zaman içinde insandan insana bulaşma özelliği kazanabilecek yeni bir grip virüsünün oluşmasına neden olacağı ve dünya çapında çok büyük bir grip salgını (pandemi) yaratabileceğinin tahmin edildiğine işaret edildi. Genelgede, olası bir salgına karşı alınacak önlemler şöyle sıralandı: Salgın durumunda vakaların ilk değerlendirmesini yapmak üzere ‘‘il pandemi planı’’ kapsamında belirlenen kurumlarda birer sağlık birimi oluşturulacak, böylece bütün hastaların hastanelere başvurmasının önüne geçilerek sağlık hizmetlerinin aksamasına meydan verilmeyecektir. Küresel bir grip salgınında mevcut hastanelerin yataklı tedavi ihtiyacına yanıt veremeyeceği düşünülerek, böyle bir salgından önce hangi kamu binalarının hastaneye dönüştürülebileceği planlanacaktır. Bu amaçla valiliklerin koordinasyonunda bu plan çerçevesinde gereken hazırlık çalışmalarına derhal başlanacaktır. Gözcübaba Camii yıkılacak ? İstanbul Haber Servisi Kadıköy Kaymakamlığı Kadıköy’de bulunan Gözcübaba Camii’nin depremde yıkılma riski taşıdığını belirterek yıkımına karar verdi. Caminin yıkılarak yenisinin yapılacağı açıklandı. CUMHURİYET 03 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear