14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE 10 Kürtler Enfal için tazminat istiyor ? BAĞDAT (AA) Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim, Enfal operasyonunda katledilen Kürtler için Bağdat hükümetinden tazminat talep ediyor. Devrik lider Saddam Hüseyin’in yargılandığı Enfal davası 3. gününü doldururken bölgesel Kürt hükümetinden yapılan 17 Ağustos tarihli açıklamada, adaletin yerine getirilmesi gerektiği belirtildi. Açıklamada, Irak hükümetinden Saddam Hüseyin yönetiminin işlediği suçların kurbanlarına, Irak anayasasında öngörüldüğü şekilde tazminat ödenmesi istendi. Açıklamada, Saddam hükümetinin 1970’lerden itibaren Kerkük, Hanakin, Sincar ile Kürt, Türkmen ve diğer azınlıkların yaşadığı diğer bölgelerde Araplaştırma politikası uyguladığı ya da ‘‘etnik temizlik’’ yaptığı hatırlatılırken Araplaştırma politikası çerçevesinde evlerine ve topraklarına el konulanların zararının tazmin edilmesi istendi. DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr BM’nin son 10 yılda yürüttüğü 60’tan fazla barış koruma görevinin en temel sorunu bu: Af Örgütü Korunacak barış yok WASHINGTON (Ajanslar) Lübnan’a konuşlandırılması planlanan Birleşmiş Milletler gücünün niteliği ve ülkelerin katkısı konusundaki belirsizlik sürerken, bu gücün yaratılmasındaki zorluğun bir nedeninin de BM güçlerinin bugüne kadarki deneyimleri olduğu yorumu yapıldı. Son 10 yılda BM’nin 60’tan fazla yürüttüğü barış koruma görevi sırasında askerlerin çoğu zaman koruyacak barışı bulamadığına, sık sık çapraz ateş arasında kaldığına dikkat çekiliyor. AP ajansının yorum haberinde, BM verilerine göre, 2 bin 285 barış gücü askerinin dünyanın genelde fazla bilinmeyen uzak bir köşesindeki BM görevi sırasında öldüğü kaydedildi. Avrupalı yetkilile ? 2 bin 285 barış gücü askeri, dünyanın fazla bilinmeyen uzak bir köşesindeki BM görevi sırasında öldü. Daha önce BM görevlerine katılan eski ABD’li diplomat Dobbins, Lübnan’a konuşlanacak bir barış gücünün, sadece İsrail ve Hizbullah barışı korumayı isterse başarılı olabileceğini söylüyor. rin Lübnan’da konuşlandırılacak BM gücüne asker göndermeye karar verirken bu riski dikkate alması gerekeceğine işaret edilen haberde, Avrupa hükümetlerinin, genel olarak asker taahhüdünde bulunmadan önce BM gücünün görev tanımıyla ilgili kurallarını yazılı olarak görmek istediği anımsatıldı. Yorumda, hangi askerlerin Hizbullah gerillalarının silahsızlandırılmasında rol alacağı sorusuna verilecek yanıtın büyük önem taşıdığı ifade edildi. BM barış gücünde görev yapmanın giderek tehlikeli olduğu yorumu yapılan haberde, ilk BM gücünün Haziran 1948’de Arapİsrail ateşkesini izlemek üzere konuşlandırılmasından bu yana en fazla barış gücü askeri kaybının 20032005 ara sındaki 6 yılda verildiği kaydedildi. Somali, Haiti ve Afganistan’da BM güçlerinde görev alan eski Amerikalı diplomat James Dobbins, büyük oranda başarılı olan BM görevlerine örnek olarak 1950’ler1960’lar ve 1970’lerdeki Sina Yarımadası’ndaki güçle, 1964’ten bu yana Kıbrıs’ta yürütülen misyonu gösterdi. Dobbins, başlıca taraflar olarak Sina’da Mısır ve İsrail, Kıbrıs’ta Türkiye ve Yunanistan’ın barışı korumayı istemesinin, BM misyonunun başarı elde etmesini oldukça kolaylaştırdığını belirtti. James Dobbins, Lübnan’a konuşlanacak bir barış gücünün de barışı korumayı sadece İsrail ve Hizbullah barışı sürdürmeyi isterse ümit edebileceğine işaret etti. ‘İsrail sivil hedefleri kasten vurdu’ Dış Haberler Servisi Uluslararası Af Örgütü, İsrail’i, Lübnan’da Hizbullah’a karşı yürüttüğü operasyon sırasında kasten sivil hedefleri vurmakla suçladı. Örgütün yayımladığı raporda, İsrail’in bu operasyon sırasında gıda satışı yapılan dükkânları kasıtlı olarak vurduğu, yardım konvoylarını kasten engellediği, halkı kaçmaya zorlamak için hastanelerle su ve elektrik santrallarını hedef aldığı belirtildi. İsrail’in söz konusu eylemlerinin, maddi hasar vermekten çok askeri stratejinin ayrılmaz bir parçası olduğu ifade edilen açıklamada, Birleşmiş Milletler’e de uluslararası insan hakları yasasının her iki tarafça ihlalinin araştırılması için hızla bağımsız bir soruşturma başlatması çağrısında bulunuldu. Raporda, İsrail’in 12 Temmuz14 Ağustos tarihleri arasında Lübnan’da 7 bini aşkın hedefe karşı 7 binden fazla hava saldırısı düzenlediği, bu operasyonlarda doğrudan sivil hedeflere saldırılmış olabileceği, bu tür eylemlerin savaş suçu olduğu kaydedildi. Raporda, İsrail donanmasının 2 bin 500 civarında bombardıman yaptığı, Lübnan hükümetine göre kilit öneme sahip 31 altyapı tesisinin tamamen ya da kısmen yıkıldığı, 25’ten fazla benzin istasyonu ve 900 işyerinin vurulduğu, 300 binden fazla ev ve büronun hedef alındığı bildirildi. ‘S URİYE SINIRI OLMAZ’ Güce bir itiraz da Esad’dan Dış Haberler Servisi Lübnan’a gönderilmesi planlanan uluslararası güç konusunda BM, Avrupa hükümetlerinin kararını beklerken Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Lübnan ile sınırına BM birliklerinin yerleştirilmesini reddetti. Esad, Dubai televizyonunda dün yayımlanan demecinde, BM birliklerinin sınıra yerleştirilmesinin, iki ülke arasında bir düşmanlık yaratacağını kaydetti. Bunun, Lübnan’ın egemenliğine tecavüz olacağını belirten Esad, Lübnan hükümetinden sorumluluklarına bağlı kalmasını ve iki ülke arasındaki ilişkileri bozabilecek herhangi bir şeye girişmemesini de istedi. BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının, Güney Lübnan’da konuşlanmasını öngördüğü genişletilmiş BM barış gücü UNIFIL’e katkıda bulunmayı düşünen ülkeler ise dün planlananın aksine, BM’de bir araya gelmedi. Bu ülkelerin geçen haftaki ilk resmi toplantısından sonra BM kaynakları ve üye ülkelerin temsilcileri, dün ikinci bir toplantının yapılmasının düşünüldüğünü belirtmişlerdi. BM kulislerinde, üye devletlerin temsilcilerinin AB’nin bugün ve yarın konuyla ilgili yapılacak toplantılardan çıkacak sonucu beklediği konuşuluyor. Pakistan’da lokomotif çalındı ? KARAÇİ (AA) Pakistan’da bir kişi, lokomotif çalmaktan tutuklandı. Polis, Pippi tren istasyonunda makinist ve yardımcısının çay içmek için çalışır halde terk ettiği bir lokomotifi çalarak iki istasyondan geçip 34 km. uzaklıktaki Karaçi’ye giren Madan Lal’ı yakaladı. Lal, lokomotifi Karaçi’ye gitmek için çaldığını söylerken, polis lokomotifin saldırı amacıyla çalınıp çalınmadığını araştırıyor. Mayın, İsrail askerini öldürdü Lübnan’ın güneyinde, bir İsrail tankının mayına çarpması üzerine meydana gelen patlamada 1 İsrail askerinin öldüğü bildirildi. Uydudan yayın yapan El Arabiya ve El Cezire televizyonları, olayda 3 İsrail askerinin de yaralandığını duyurdu. İsrail ordusu, tankın İsrail’in yerleştirdiği bir mayına çarptığını açıkladı. İsrail satın alıyor Letonya’da okula Cola yasağı ? RİGA (AA) Letonya, yapay renklendirici, koku, tatlandırıcı ve kafein içeren ve aralarında CocaCola ve PepsiCola’nın da bulunduğu yiyecek ve içeceklerin okullarda satışını yasakladı. Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı bildiride, ‘‘Yapay renklendirici ve kokular alerjik reaksiyona yol açabilir. Çocukların organizması kimyasal ürünlere karşı daha duyarlıdır’’ denildi. Okul kantinlerinde, artık tuzsuz fındık, kuru meyve, şekersiz meyve suyu, maden suyu gibi gıdalar bulunacak. İsrail hükümeti, Lübnan’a yönelik saldırılarının ardından, ülke içinde zor günler yaşıyor. Dün İsrail Meclisi’nin (Knesset) önünde toplanan bir grup İsrailli, hükümetin istifasını istedi. Özellikle Başbakan Ehud Olmert, Savunma Bakanı Amir Peretz ve Genelkurmay Başkanı Dan Halutz’u istifaya çağıran öfkeli kalabalık, bu amaçla hazırladıkları bir dilekçeyi de imzaya açtı. Ayrıca bazı İsrailliler hükümete karşı yürütülen bu kampanyaya para bağışında bulunarak destek verdi. İsrailliler şimdi öfkeli Geçen günlerde, Adalet Bakanı Haim Ramon’un cinsel taciz suçlamalarının ardından istifası da hükümete epey prestij kaybettirmişti. Bir grup İsrailli askerinde geçen günlerde, Hizbullah’la girişilen savaşta İsrail ordusunun kötü yönetildiğini anlattıkları ve hükümete gönderdikleri açık mektup ise hükümete yönelik tepkileri iyice arttırmıştı. İsrailliler, 34 gün süren Lübnan saldırılarının başında hükümetin kararına destek vermişti. (Fotoğraf: AFP) Almanya’dan 2 denizaltı Dış Haberler Servisi İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesi, İsrail’in Almanya’dan iki denizaltı almak için geçen ay anlaşma yaptığını yazdı. Gazete, İsrail’in bu denizaltıları, İran’dan gelebilecek olası bir saldırı tehdidine karşı ‘‘savunma amaçlı’’ aldığını belirtti. Almanya’dan alınan U212 denizaltıların, Dolphin sınıfı denizaltılar olduğu ve İsrail donanmasındaki diğer denizaltılardan daha uzun süre suyun altında kalabildikleri belirtildi. Gazete 1.3 milyar dolara alınan denizaltıların kısa sürede kullanıma sokulacağı kaydedildi. Bu denizaltılardan nükleer başlıklı füze fırlatılması mümkün. İsrail Savunma Bakanı ise anlaşmayı ne doğruladı ne yalanladı. İsrail donanmasında şu anda 3 adet Dolphin denizaltısı bulunuyor. İsrail ordusunun elindeki en pahalı araçlar olduğu belirtilen denizaltıların 2’si, İsrail’e 1. Körfez Savaşı’ndan sonra Almanya tarafından bağışlanmıştı. ‘Sorunun kaynağı Filistin’ BM Sözcüsü Stephane Durrajic, ısrarlı sorular üzerine, konunun AB’nin bu hafta içinde konuyla ilgili yapacağı toplantılardan sonra netlik kazanmasını beklediklerini söyledi. Güvenlik Konseyi’nin ağustos dönemi başkanı Gana’nın daimi temsilcisi Nana EffafApenteg ise bölgedeki sorunun kaynağının Filistin problemi olduğunu belirterek bu soruna kapsamlı bir çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Bu arada Filipinli yetkililer, Lübnan’a asker göndermeye hazır olduklarını açıkladılar. Gambari’ye göre İsrailArap çatışması BM gündemine gelebilir Ortadoğu barış süreci sizlere ömür NEW YORK (AA) Birleşmiş Milletler’in siyasi işlerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Gambari, Ortadoğu barış sürecine güvenin kaybolduğu uyarısında bulunarak Arap ülkelerinin İsrailArap çatışmasını bir kez daha BM Genel Kurulu’nun gündemine getirebileceğini söyledi. Konseyin Ortadoğu’daki durumun ele alındığı aylık toplantısında değerlendirmelerde bulunan Gambari, bölgede bir yıldır devam eden durumun barış perspektiflerini gölgelediğini belirttiği açıklamasında, ‘‘İsrail ve Filistin’in barış içinde yaşayan iki devlet olması hedefinden çok uzak olunduğuna’’ işaret etti. ‘‘Her iki taraftan da pek az insanın çatışmaların sonunun yakın olduğuna inandığını’’ ifade eden Gambari, bu durumun radikal eğilimlerin artmasına, terör olaylarının desteklenmesine, ayrıca tek taraflı önlemlerin alınmasına, yoğun ve sert askeri operasyonlara yol açabileceği uyarısında bulundu. ir Rus uçağı daha düştü. Nedeniyle ilgili açıklama, yine ‘‘Araştırmalar sonucu ortaya çıkacak’’ diye ertelendi. Ertelenmeyen şey, bir kez daha cesetler bile soğumadan resmi ağızlardan dökülen ‘‘Kesinlikle terör değildir’’ duyurusuydu. Elbette, önce devletin prestiji, sonra sıradan insanların hayatı!.. Her ülkenin uçağı düşebilir. Ama Rus uçağı düşünce insanlar daha bir kuşkulu oluyor. Acaba pek çok ülkeye göre daha sık düştüğünden mi? Yoksa bu kuşku, faciaların nedenlerinde mi yatıyor? Doğa şartları herkes için geçerli. İnsan hatası daha tartışmalı. Genellikle Rus uçuş ekipleri iyi eğitimli ve deneyimli profesyoneller. Ama uçağın durumu ve teknik bakımı ayrı konu!.. Bir zamanlar ‘‘Sovyet uçağı, en sağlam uçaktır’’ derlerdi. Bazı uçaklar için bu belki de öyleydi. Ama... ‘‘Ama’’dan sonrası önemli. Bugün Rusya’da uçakların çoğu Sovyet zamanından kalma. Dahası çeşitli Rus havayolu şirketlerinin Batı’dan satın aldığı yabancı uçaklar da oldukça eski. Batı Avrupa’da, sözgelimi, 6 yıl kullanılan bir Boeing uçağını Rus Aeroflot şirketi satın alıyor ve üzerine kendi kârını katarak yerel bir Rus havayolu şirketine satıyor. O da bu uçağı yıllar boyu tepe tepe kullanıyor. Geçenlerde Sibirya’nın kazalarıyla ünlü ve büyük uçaklar için yeterli boyutlarda olmadığı açıkça söylenen İrkutsk Havaalanı’na düşen Boeing’in, 19 yaşında ve ‘‘uçmak için yaşlı’’ olduğu söylendi. Ama dinleyen kim? Rus usulü vahşi kapitalizmde en temel amaç, para kazanmak değil mi? Düşen Rus Uçakları B amıza Sanat, gerçekleri tanım dır. lan ya yardımcı olan bir Pablo Picasso ir gazeteci türü ortaya çıktı. Akıllı mı akılB lı!.. Dünya üzerindeki gelişmeleri çok iyi izliyor. Nedensonuç ilişkisini çözmekte ve birkaç hamle sonrasını öngörmekte usta. ABD’nin uluslararası politikasını ‘‘iyi okuyor’’, Ortadoğu’daki dengeleri kurcalamaktan ayrı bir keyif duyuyor, Türkiye’nin bölgede atması gereken adımlar konusunda laf ederken ‘‘okkalı’’ konuşuyor... ‘‘Boş laf etmeyen’’, ‘‘duygusal takılmayan’’ ve genellikle sözünü ‘‘sıradan ölümlülere değil, ayrıcalıklı kesimlere’’ söyleyen bu gazeteciler, aslında kendini gazeteciden çok, bir tür ‘‘danışman’’ olarak görüyor. Bazen hükümetin, bazen kimi çıkar çevrelerinin, bazen her ikisinin de danışmanı... ‘‘Tezkere krizinde nasıl davransaydık?’’ ve ‘‘Ben o zaman demiştim!’’ şarkılarını daha bir yanık sesle söylüyorlar. Ve tabii ‘‘günün hitleri’’ni: ‘‘Lübnan’a asker gön PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY aksay@rusya.ru Akıllı ve Soğukkanlı Bir Gazeteci Türü olması, ciddi bir dış poderelim!’’, ‘‘Ortadolitika izlenmesi, bölgeğu’ya ağırlığımızı kosel çapta siyasi ve inyalım!’’, ‘‘ABD’yle ilişsani inisiyatifler gelişkileri düzeltelim’’ vs. tirilmesi, başka barışçı ??? güçlerle birlikte çeşitli Bu gazeteciler için, çağrı ve kampanyalar ABD’nin dünyanın en yapılması gibi konulagüçlü devleti olması ve ra değil, büyük ölçüde Ortadoğu’yu rahatlıkla ‘‘tezkereye onay’’, karıştırabilecek potan‘‘Lübnan’a asker’’ tüsiyele sahip olması, terü, birilerinin bize dayatmel çıkış noktalarından tığı dar seçeneklere biri. Ağzının içine pür bağlı. dikkat baktıkları Beyaz Saray ile iyi geçinerek Bu gazeteciler, terörhem zamanın ruhuna, le mücadele adına Bush hem de ulusal çıkarla Bazı yüksek çıkarlar uğruna Lübnan’a yönetiminin dünya çara uygun davranılmış asker gönderilmesini savunanlar için, pında terörün güçlenolacağını savunuyorlar. mesine ve yaygınlaşateş hattına sürülecek insanların Hayır, bu tutum, onlar masına yol açtığını çohayatı, satrançta “feda edilebilecek için, basit bir ‘‘Ameriğu kez es geçiyorlar. birer piyon”dan ibaret... kancılık’’ falan değil. Daha önemlisi, buSözgelimi, ABD ile iyi geçinilirse, bu büyük günkü ‘‘konjonktür’’le o kadar meşguller ‘‘dost ve müttefikimiz’’in PKK’yi bize karki, ‘‘Neoconlar’’ın iktidarının bir gün son buşı kullanmayacağını, böylece canımızın dalabileceği ve hem ABD’nin politikasının, hem ha az yanacağını söyleyerek savaş bölgesidünyadaki dengelerin değişebileceği ihtine bir solukta askerlerimizi yollayabiliyorlar. mali pek ilgilerini çekmiyor. Bugünkü duruABD’nin bu ve başka silahlarını daha sonma neredeyse bir ‘‘sonsuzluk’’ penceresinra kullanması ihtimali üzerinde yoğunlaşden baktıkları için, şimdi atılacak adımları komayı ‘‘bugünün görevi’’ saymıyorlar. Hernuşurken, pek sevdikleri satrancın birkaç halde, zamanı gelince düşünecekler... hamle sonrası ile pek ilgilenmiyorlar. Bunlar için Türkiye’nin ‘‘bölgesel güç’’ ??? İcat ve Deney Soru: SSCB’de ‘‘perestroyka’’ (yeniden yapılanma) politikasını icat eden Gorbaçov muydu, bilim adamları mı? Cevap: Elbette Gorbaçov’du. Bilim adamları olsaydı, icatlarını önce hayvanlar üzerinde denerdi!.. Ve gelelim sorunun onlar için ‘‘modası geçmiş’’ bir boyutuna. Bunlar için politika ile ahlak arasında kayda değer bir bağlantı yok. Çıkarlar var; üç koyup beş kazanmak var; ama insan hayatı (örneğin, bölgeye gönderilecek tek bir askerin ölme ihtimali) veya ‘‘yeni dünya düzeni’’ yerine daha adaletli bir uluslararası sistemin kurulması için izlenecek onurlu bir dış politika seçeneği onlar için fazla önem taşımıyor. Onlar hep atılacak adımların getirileri ve götürüleriyle, alt alta dizdikleri artılar ve eksilerle meşguller. ‘‘Haksız savaş’’, ‘‘adaletsiz politika’’ kavramlarını önemsemediklerinden dolayı, kısa veya orta vadeli ulusal ve başka çıkarlar için, kârzarar hesabıyla karar vermeyi yeterli görüyorlar. Bu tür durumlarda aklıma hep 1993’ün ünlü ‘‘Ahlaksız Teklif’’ filmi geliyor. Hatırlarsanız, filmde zengin işadamı rolündeki Robert Redford, bir kadınla yatmak için kocasına 1 milyon sterlin teklif ediyordu... Ve insan ölümleri, sakat kalmalar, sevenlerin ayrılması gibi konular, bu tür ‘‘uzmanlar’’ için ‘‘lafügüzaf’’! Sıradan insanların hayatı, balonun yükseltilmesi için atılacak safralar misali... ??? Bu arkadaşlarımızın akıllılık dışında bir başta temel özelliği de ‘‘soğukkanlı’’ olmaları. Onları kanla, gözyaşıyla, patlayan bombalarla falan etkileyemezsiniz. Onlar bu gibi durumlarda kafalarındaki siyaseti sonuna kadar uygulamaya çalışırken hep ‘‘soğukkanlı’’ davranırlar... ‘‘Soğukkanlı’’... Hiç dikkat ettiniz mi bu kelimeye?.. İçinde bir ‘‘soğuk’’ var... Bir de ‘‘kan’’... CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear