24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 AĞUSTOS 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Silah bırakmadan önce son darbelerini vurmaya çalışan İsrail büyük kayıp verdi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Lübnan’da ateşkes bugün Beyaz Saray önünde gösteri ? WASHINGTON (AA) Çoğunluğu Müslüman 10 bin ABD’li gösterici, önceki gün başkent Washington’da Beyaz Saray’ın önünde toplanarak ABD ve İsrail’in Ortadoğu’daki eylem ve politikalarını protesto etti. Beyaz Saray’ın karşısındaki Lafayette parkında toplanan göstericiler, ABD’nin Irak’taki askeri varlığını ve İsrail’in Lübnan ve Filistin’e karşı düzenlediği operasyonları kınadı. ABD’deki bazı Müslüman ve Arap kuruluşlarıyla solcu ANSWER koalisyonunun düzenlediği gösteride yer alan protestocular, ‘‘İşgal suçtur’’ diye bağırdılar. Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, Lübnan ve İsrail’in çatışmaları bu sabah sona erdirecekleri konusunda anlaşmaya vardıklarını açıklarken uygulamada bunun nasıl gerçekleşeceğine dair şüpheler sürüyor. Bu sabah yürürlüğe girecek ateşkes öncesinde İsrail saldırısını şiddetlendirirken en büyük kayıplarını da verdi. Annan, ‘‘Her iki liderin de, çarpışmalardan uzak durmak ve çatışmaların 14 Ağustos’ta (TSİ 07.00’de) durdurulması konusunda anlaştıklarını ilan etmekten mutluluk duyuyorum’’ dedi. Ancak bugün yürürlüğe girmesi beklenen ateşkesin, İsrail ordusunun Güney Lübnan’daki işgali ve Hizbullah’ın işgale karşı tutumu düşünüldüğünde pratik olarak nasıl gerçekleşeceği soru işareti olarak kalıyor. Hiz Demokrasinin Yerine Piyasa Devletin Yerine Şeriat Yeni liberalizm, ‘‘Piyasa her şeyin üstesinden gelir’’ diyor. ‘‘Sosyal devletin yerini piyasa almalıdır’’ diyor. Hatta, devlete ne gerek var, piyasa ve şirketler devletin yerine geçmeli anlayışı egemen olmalı, en iyi çözüm budur görüşünü savunuyor, Sınıfsal kimlikler, vatandaşlık, toplumsallık ve ulus devlet ortadan kalkmalı, piyasa bütün gereksinimleri karşılar. Vatandaşlık (ve yurttaşlık) kimliğinin yerine tüketici kimliği gelmeli. Birey vatandaş değil, sadece piyasaya bağlı bir tüketicidir. Sosyal devletin ve hatta devletin yerine piyasa ve onu meydana getiren dev şirketler oturmalı. Vatandaşlık (ve yurttaşlık) kimliğinin yerini anonim bir topluluk kimliği alırken devletin yerine de şirketler gelmeli. Futbolda ‘‘ulusal lig’’ yerine ‘‘cola ligi’’ ‘‘banka ligi’’ gibi kavramlar çıkmalı. Ulusal ay yıldızlı bayrağın yerine bizim içinde olmadığımız devletlerin kurduğu AB’nin on iki yıldızlı dini bayrağı yavaş yavaş yerleşmeli. Ulusal kimlik yerine ‘‘uluslararası pazar kimliği’’ ve ‘‘küresellik’’ oturtulmalı. Piyasa, Batı kapitalizminin ve sömürgeciliğinin her kapıyı açan sihirli bir anahtarı gibi çalışır. ABD ve Avrupa devletleri kendileri dışarıya karşı en ulusalcı, en Hıristiyancı ve en planlı bir biçimde iktisadi, siyasi, askeri ve kültürel güç öğelerini birleştirerek kullanır ve bunları örgütlerler. AB için içerde piyasa, sosyal devletin vatandaşlık (AB’lik) hakkının toplumsal çıkarlar doğrultusunda işletildiği bir araçtır. Yüzbin sayfalık piyasayı düzenleme, yönlendirme, müdahale ve koruma sistemi kurulmuştur. Sanayinin, ticaretin, tarımın, hizmetlerin kendi halkının (ve devletlerin) çıkarları doğrultusunda işlemesi içindir. Buna karşılık kendi dışındaki ülkelerde (ve piyasalarda) ‘‘liberalizm’’ isterler. Piyasaların IMF, AB ve ABD talepleri doğrultusunda işletilmesini sağlamak için her şeye başvururlar. Serbest piyasaların kurulması için Türkiye’de önce askeri sonra da sivil darbeler yaptırırlar. Sermaye ve tarikat çevrelerini kullanırlar. Bunların geçerli olmadığı ülkelerde örneğin, Irak’ta ülkeyi işgal ederek şirketlerinin yolunu açarlar ve serbest piyasayı oluştururlar. ? BM Genel Sekreteri Annan’ın tarafların bugün saat 07.00’de ateşkes yapacağını açıklamasına karşın anlaşmanın uygulanabilirliği tartışılıyor. Ateşkes öncesinde Lübnan’ı ateşe boğan İsrail ordusu 31 askerini kaybetti. bullah BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarına uyacağını açıkladı, ancak örgüt lideri Şeyh Hasan Nasrallah’ın açıklamasında vurguladığı bir başka nokta, İsrail ordusu Güney Lübnan’da kaldığı sürece Hizbullah’ın mücadeleye devam edeceği yönündeydi. runlar, Sinyora hükümetini doğrudan ilgilendirecek. Dün kararı onaylayan İsrail kabinesinin kimi üyeleri, Lübnan’ın bu yeni kararla üstlendiği sorumluluklara dikkat çekerek Hizbullah’a yönelik tehdit dolu açıklamalarını sürdürdüler. İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesine dair belirsizliğin, bölgeye Lübnan ordusunun yerleşmesi ve BM Barış Gücü’nün (UNIFIL) güçlendirilmesi takvimine bağlı olarak çözüleceği belirtiliyor. AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Lübnan’ın güneyine, aralarında bazı AB ülkelerinden askerlerin bulunacağı güçlü bir uluslararası gücün ‘‘çok çok hızlı’’ biçimde konuşlandırılabileceğini söyledi. İsrail, uluslararası gücün Hizbullah’la karşı karşıya gelebilecek ve onları silahsızlandırabilecek güçte olmasını istediğini söylerken Lübnan, barış gücü askerlerine güç kullanma yetkisi verilmesine karşı çıkıyor. Öte yandan Haaretz gazetesi, İsrail’in Hizbullah gerillalarının geçen ay kaçırdığı 2 askerine karşılık Hizbullah’la esir değişimini görüşmeyi düşündüğünü yazdı. Saldırı hakkı saklı Lübnanlı ve BM’ye bağlı birlikler güneye gelmeden önce çekilmeyeceğini belirten İsrail, Hizbullah’ın ateşkesi ihlal etmesi halinde deyanıt vereceğini söylüyor. Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora’nın Lübnan diplomasisi için önemli bir adım olarak değerlendirdiği BM kararının uygulanmasında çıkabilecek so Düşen helikopterde 5 ölü Ateşkesin yürürlüğe girmesinden önce karşılıklı saldırılar ve can kayıpları da sürüyor. İsrail önceki gün kara harekâtını genişleterek Lübnan’ın güneyindeki asker sayısını 30 bine çıkarmıştı. İsrail, önceki gün kü çatışmalarda 1’i kadın 24 askerinin öldüğünü açıkladı. Askerlerin 5’inin Hizbullah’ın düşürdüğü helikopterin mürettebatı olduğu belirtildi. El Arabiya televizyonu dün de 7 İsrail askerinin öldüğünü duyurdu. İsrail ordusu, önceki gün 50 Hizbullah militanının öldürüldüğünü bildirdi. İsrail, dünkü hava saldırılarında Lübnan’ın kuzey, güney ve doğu bölgelerindeki hedefleri vurdu. Bombardımanda bir anne ve 3 çocuğu dahil 13 sivil öldü, 40 kadarı yaralandı. Gerillaların İsrail’in Şlomi kasabasına attığı füzenin bir eve isabet etmesi sonucu 1 kişi öldü, 5 kişi yaralandı. İsrail hükümetinden üst düzey bir yetkili, ilk uluslararası gücün bölgeye varmasıyla, ordunun da 12 hafta içinde bölgeden çekilmeye başlayacağını belirtti. Saldırının bilançosu ağır ? Dış Haberler Servisi İsrail’in, Lübnan’a karşı 12 Temmuz’da giriştiği saldırıda pek çoğu sivil olmak üzere en az 1130 kişi öldü, 3600 kişi yaralandı. Lübnan’da ölenlerin 1050’ye yakını sivil, bunların üçte biri 12 yaşından küçük çocuklar. Ayrıca 312 asker ve jandarma hayatını kaybetti. Hizbullah 61, Emel Hareketi 7, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi de 1 militanını kaybetti. 4 BM gözlemcisi ve 1 BM askeri öldü. İsrail’de Hizbullah’ın roket saldırılarında 40 sivil, çatışmalarda da 125 asker yaşamını yitirdi. 915 bin kişi evini terk etti. Saldırı 6 milyar dolarlık hasara yol açtı. NEW YORKER: Washington İsrail’e yardım etti Dış Haberler Servisi ABD’nin geçen ay, 12 Temmuz’da iki askeri kaçırılmadan önce, Hizbullah örgütüne karşı operasyon planları konusunda İsrail’e yardımcı olduğu öne sürüldü. New Yorker gazetesi, Başkan George Bush ve yardımcısı Dick Cheney’nin, Hizbullah’a karşı harekete geçilmesinin, İsrail’in güvenlik kaygılarını azaltacağı, bunun da ABD’lilerin İran’ın nükleer tesislerini hedef alacak olası saldırılarına ‘‘girizgâh’’ oluşturacağında hemfikir olduklarını yazdı. Pulitzer ödüllü Seymour Hersh’in haberine göre, İsrail, 12 Temmuz’dan önce, Hizbullah’ı vurma planları yapmaya başladı ve bu niyetini ABD’ye iletti. Washington da İsrail’e destek verdi. Gazeteye göre, İran’a karşı olası harekât, önce Hizbullah’ın silahlarının yok edilmesini gerektiriyordu, çünkü Hizbullah’ın silahları muhtemelen İsrail’e karşı kullanılacaktı. ABD’li bir yetkili, ‘‘İsrailliler bize bunun, az masrafla çok kârlı bir savaş olacağını söyledi. Niye karşı çıksaydık ki? Füzeleri, sığınakları havadan izleyip vurabiliyoruz. Bu İran’a karşı gövde gösterisi olurdu’’ dedi. Hükümet ise savı yalanladı. Piyasanın sihirli eli Türkiye ve benzerindeki piyasayı açık ve liberal hale getirip yavaş yavaş işgal etmeye başlarlar. Ticari, sınai ve tarımsal piyasaları ele geçirirler. Bankaları, iletişim sistemini, ulaşımı, limanları denetimleri altına alırlar. Yerli şirketleri kendi dev tekellerine yavaş yavaş bağlayarak ‘‘onları kendi ulusal şirketleri gibi kullanırlar’’. Eğitim, sağlık, sigorta gibi hizmet alanları Batı kapitalizminin dev tekellerinin eline geçer. Petrol ve türevlerinin üretimi, dağıtımı ve ticareti onların denetimine girer. İşte serbest piyasa ve liberal ekonomi gibi kavramların dayatılarak her şeyin piyasaya devredilmesinin sonuçları bunlar olur. Bu nedenle Batı kapitalizmi için ‘‘piyasalaştırma ile sömürgeleştirme eş anlama gelir’’. Yeni sömürgecilikte piyasa, sihirli bir formül gibi işgalin yolunu açar. Bu yoldan Batı’nın dev tekelleri girer. Piyasa kanalı ile ülkenin iktisatı, siyaseti, savunması ve kültürü denetim altına alınmış olur. Vatandaşlık, ulusal kimlik, ulusdevlet yerine piyasada dinî ve etnik kimlikler öne çıkarılır. Serbest piyasa üzerinden din ticareti, etnik kimlik ticareti yapılarak Batı kapitalizminin ve sömürgeciliğinin yolu açılır. İşte bu nedenle yeni sömürgecilik, demokrasinin ve devletin yerine piyasayı yerleştirerek Türkiye ve benzeri ülkeleri sömürgeleri haline getirir. Bugün AB ile yürütülmekte olan görüşmeler süreci Türkiye’yi AB’ye almak için değil, Türkiye piyasasını fiilen ve kurumsal olarak AB (ve Batı) kapitalizminin arka bahçesi yapmak için yürütülmektedir. Aynen Abdullah Gül’ün, beni kaynak göstererek 1996’da TBMM kürsüsünden söyledikleri gibi. ‘‘Derin devlet’’ yani emperyalizm, sessiz ve sivil darbesini AB üzerinden yürütmektedir. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali 28 yıldır Sivil Savunma Örgütü’nde çalışan Salim Daher, savaşlarda çocukların ölmesini kabullenemediğini söyledi. (Fotoğraf: AA) İran’da silahlı çatışma: 9 ölü ? TAHRAN (AA) İran’da, uyuşturucu kaçakçılarıyla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 8 polis ile 1 kaçakçı öldü. Bem kentinde önceki gece güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada 8 polis öldü. Bu çatışmanın ardından başlatılan operasyonda ise saldırının faillerinden biri öldürülürken, biri yaralı yakalandı. Yetkililer, saldırganların uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını söyledi. Çocuk cesetleriyle görüntülenen kurtarma görevlisi Daher ‘Propaganda yapmıyorum’ Haberler Servisi Lübnan’ın Kana kasabasında 1996’da 110 kişinin öldüğü saldırıda ve 50’den fazla kişinin öldüğü son bombardımanda çocuk cesetlerini havaya kaldıran görüntüleri medyaya yansıyan sivil savunma görevlisi Salim Daher, savaşlarda çocukların ölmesini kabullenemediğini söyledi. 28 yıldır Sivil Savunma Örgütü’nde çalışan Daher, AA muhabirine yaşadıklarını şöyle anlatıyor: ‘‘Bombalamalar, çatışmalar, yıkılan binalar. 28 yılda yüzlerce yaralı kurtardım, yüzlerce ceset çıkardım. Yalnızca bu son savaşta enkazlardan çıkardığım cesetlerin sayısı yüzü aştı. İkinci Kana katliamında, enkaz halindeki evden 3 yaralı kurtardık. İlk Kana katliamındaysa 110 ceset vardı. Ama hiç yaralı yoktu. Ceset parçaları duvarlara yapışmıştı. İkinci katliamda 18 cesedi ellerimle çıkardım.’’ Daher, her iki olayda da bebek cesetleriyle karşılaşınca yaşadıklarını şöyle anlattı: ‘‘İlk katliamda bebeğin başı yoktu. İkincisindeyse toprağın altından çıkardığımız bebek cesedi ilki kadar ürpertici değildi. Ama bebeğin boynundaki mavi emzik beni derinden yaraladı. Savaşlarda masum çocukların ölmesini hazmedemiyorum. Bebek cesetleriyle karşılaşınca kendimi kaybediyorum. Sivil savunma görevlisi olarak sakin olmak zorundayım. Ama bir bebeğin ölü bedenini kucaklayan kim sakin kalabilir? Çocuklar özeldir, savunmasızdır, masumdur, onlar saflığı simgeler. Bebeklerin cesetlerini havaya kaldırarak isyanımı haykırıyorum belki de, bilemiyorum çünkü gerçekten o sırada ne yaptığımın farkında değilim. Ama bu çocukları, bu görüntülerle tüm dünya duydu. Bu çocuk fotoğrafları savaşı durdurmayabilir ama, insanların duygularını harekete geçirebilir. Dünyanın gözünü bu bölgeye çevirebilir diye düşündüm belki de. Tekrar söylüyorum, çocuk cesetleriyle propaganda yapmıyorum.’’ SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN Dosya No : 200450 H.VASİ PAZARLIK YOLU İLE GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI Satılmasına karar verilen gayri menkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: TAPU KAYDI : SARIYER, MİRGÜN MAHALLESİ, YEDEKÇİ HÜSEYİN 36 PAFTA, 137 ADA, I PARSEL SAYILI YERDE BULUNAN 301,50 M2 MİKTARLI ARSA VASIFLI TAŞINMAZIN 1/4 PAYI İLE SARIYER, MİRGÜN MAH., YUNUS AĞA SOKAK MEVKİİNDE 36 PAFTA, 137 ADA, 2 PARSEL SAYILI 264.00 M2 MİKTARLI KARGİR APARTMANIN 1 / 4 PAYI İMAR DURUMU:Boğaziçi İmar Müdürlüğünün 11.8.2006 günlü yazısına göre:; 137 Ada ( 1 ) Parsel sayılı yer, 22.7.1983 onanlı. 1 / 1000 Ölçekli Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planında “Konut Alanında ‘’ kalmakladır. 27.02.2004 onanlı plan hükümlerinin 1.7.maddesine göre, 2960 sayılı Yasanın geçici 4. maddesi uyarınca konut kullanımına ayrılmış olan alanlar yeşil alan statüsüne alındığından uygulama yapılmayacaktır. Diğer hususlarda 27.02.2004 onanlı plan hükümlerine uyulacaktır. İmar işlem dosyasında yapılan incelemede; 16.02.1981 tarih 476 yev. Nolu vasfı arsa olan tapu senedi mevcut olduğu, mahallen yapılan incelemede ise, ne zaman yapıldığı bilinmeyen (5 m x 5 m x 2.20 m ) ebatlarında bir yapı olduğu tespit edilerek 9.8.2006 tarih 624 sayılı 1 nolu yapı tatil tutanağı düzenlenmiştir. Denildiği görülmüştür. 137 Ada (2) Parsel sayılı yer, 22.7.1983 onanlı, 1 / 1000 Ölçekli Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planında “Konut Alanında “ kalmaktadır. 27.02.2004 onanlı plan hükümlerinin 1.7.maddcsine göre, 2960 sayılı Yasanın geçici 4. maddesi uyarınca konut kullanımına ayrılmış olan alanlar yeşil alan statüsüne alındığından uygulama yapılmayacaktır. Diğer hususlarda 27.02.2004 onanlı plan hükümlerine uyulacaktır. İmar işlem dosyasında yapılan incelemede; 25.04.1961 tarih 2144 sayılı yapı muayene raporu (iskan belgesi) mevcut olduğu görülmüştür. Mahallen yapılan incelemede ise; proje hilafına ne zaman yapıldığı bilinmeyen uygulamalar tespit edilerek 09.08.2006 tarih 623 sayılı 1 nolu Yapı Tatil Tutanağı düzenlenmiştir. Denildiği görülmüştür. MAHALLİ DURUMU : Taşınmaz, Sarıyer, Emirgan, Yunus Ağa Sokağı No: 22’de, Yedekçi Hüseyin Sokağı’na da cephesi bulunan yaklaşık bir yıllık bir bina ve arazidir. Bina: ‘Kısmi Bodrum Kat + Zemin Kat + 3 Normal Kat’ şeklinde ve yaklaşık 160 m2 zemin oturumlu olarak yapılıdır. Dış cephesi boyalı ancak bakımsız bir haldedir. Çatısı kiremitle örtülü, merdiven sahanlıkları paradyen mermerdir. Bodrum katında, ‘giriş kapısının arkasında bulunan ince uzun bölüm, bu bölümün sol köşesinde küçük bir mutfak nişi ile yine bu bölüme bağlı bir odadan ibaret 40 m2 lik bir yaşam bölümü ‘ bulunmaktadır. Diğer tüm katlarda birer daire mevcuttur.Her dairede ‘Salon Balkon + 3 odaBalkon+MutfakBalkon+BanyoWC ‘ bulunmaktadır. Zemin kat İst. Boğaz manzarasına sahip olmamakla birlikte 1 normal kat kısmen boğaz manzarasına , 2 ve 3. normal kat daireler ise İst. Boğaz Manzarasına sahiptir. Boş olan zemin kat daire bakımsızdır. Binanın kalorifersu elektrik tesisatlarının ahşap zemin kaplamaları, merdiven ve mozaik kaplamalarının yenilenmesi gerekmektedir. Binada doğal gaz hizmeti bulunmakla birlikte 1,2 ve 4 nolu daireler doğal gaz ile çalışan kombi ile kat kalorifer sistemli , 3 nolu daire mazotla çalışan kat kaloriferi ile ısıtılmaktadır. Bina tüm kentsel hizmetlerden istifade etmektedir. 137 ada (1) Parsel sayılı taşınmaz, bitişiğinde 2 parsel sayılı taşınmazın bahçesi olarak kullanılabilmektedir. (1 ) ve ( 2 ) parsel sayılı taşınmazlar payının pazarlık yolu ile tek şartnameye bağlı olarak satılmasının mahcur yararına olacağı kararlaştırılmıştır. Taşınmazların mahallen çekilmiş fotoğrafları dosyada mevcut olmakla, diğer detaylı bilgiler bilirkişiler raporunda yazılıdır. KIYMETİ: 26.06.2006 tarihinde ( 1 ) ve ( 2 ) Parseldeki 1/4 pay toplamına 262.500,00 YTL. kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI : 1 Satış 15 EYLÜL 2006 günü saat 14.00 14.30 arasında SARİYER İCRA DAİRESİNDE yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen KIYMETTEN AŞAĞI OLMAMAK VE RÜÇHANLI ALACAKLILAR VARSA ALACAKLARININ MECMUUNU VE SATIŞ MASRAFLARINI GEÇMEK , EN AZ ÜÇ KİŞİNİN KATILIMI ŞARTI VE PAZARLIK YOLU İLE ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 25 EYLÜL 2006 günü saat 14.0014.30 arası SARIYER İCRA DAİRESİNDE ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da birinci satış şartı oluşup aynı miktar elde edilmemiş ise satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20 i nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu veya bu miktar karşılığında döviz veya milli bir bankanın teyidi yapılmış bloke çek”ini vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, tapu alım ve satım harç, tahliye ve masrafları, KDV, birikmiş vergiler alıcıya ait olacaktır. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) bu gayri menkul üzerindeki hakları hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklarını tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4. İHALE HÂKİM ONAYI İLE TAMAMLANACAKTIR. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı kaldırılarak İİK.133 neti maddesine atfen kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle (1. maddede belirtilen şartlara uygun ve belirtilen miktardan aşağı olmamak üzere) almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu arttırmada teklifin BELİRLENEN ŞARTLARA uyması koşulu ile taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın tahsil olunur. 6 İİK. 127 maddesi gereğince, işbu satış ilanı, tapuda adresi bulunmayan ve tebligat yapılamayan ilgililere ilanen tebliğ yerine kaim olacaktır. 7 Şartname , ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilecektir. 8 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve DOSYA münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile satış memuruna baş vurmaları ilan olunur. 11.08.2006 Basın: 40251 İSRAİLLİ GROSSMAN, HÜKÜMETİNE ‘ACİL ATEŞKES’ ÇAĞRISI YAPMIŞTI Barışçı yazarın oğlu savaşta öldü KUDÜS (AA) İsrail’in önde gelen yazarı ve barış eylemcisi David Grossman’ın İsrail ordusunda görev yapan oğlu Uri Grossman’ın Lübnan’da öldüğü bildirildi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, 20 yaşındaki Uri Grossman’ın Lübnan’a yönelik kara harekâtında tanksavar füzesinin isabet etmesi sonucu öldüğü belirtildi. İsrail’in önde gelen yazarı David Grossman, Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Amos Oz ve yazar A.B. Yehoshua, Ehud Olmert hükümetine ‘‘Lübnan’a yönelik saldırılara son vererek derhal ateşkes ilan etmesi’’ çağrısında bulunmuştu. Grossman ve diğer yazarlar, İsrail’in yüksek tirajlı Haaretz gazetesinde yayımladıkları açık mektupta, İsrail hükümetine acil ateşkes çağrısı yapmakla birlikte, Hizbullah örgütüne karşı askeri harekâta destek vermişlerdi. David Grossman. ÜYELİĞİN GERÇEKLEŞMEYECEĞİNİ FARK EDENLERİN ARTTIĞI VURGULANDI Newsweek: Türkler AB’den sıkıldı ANKARA (ANKA) Türkiye’de AB üyeliğine desteğin ‘‘hızlı bir şekilde düştüğü’’, AKP’nin siyasi tabanının da ‘‘süreçten sıkıldığı’’ belirtildi. AKP’nin AB sürecinden siyasi çıkar sağlayamayacağını gördüğü, bunu üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da milliyetçiliğe döndüğü ileri sürüldü. Newsweek dergisinin son sayısında Owen Matthews imzalı makalede, Türkiye’de AB üyeliğine destekte büyük düşüş yaşandığı belirtilerek nedenleri irdelendi. Türklerin, Kıbrıs konusunda daha fazla ödün istendiği duygusuna kapıldığı belirtilen makalede, ‘‘Ulusal onurun yara alması birçok Türk’ün AB hayalini yerle bir etti’’ görüşüne yer verildı. Makalede, asıl isteksizliğin 80 bin sayfalık AB’ye uyumun neden olacağı ‘‘devasa faturalardan’’ kaynaklandığına işaret edildi. Makalede, ‘‘Avrupa bir zamanlar bir şeker dükkânıydı ve Türkiye yüzünü cama yapıştıran hevesli bir çocuktu. Sadece iki yıl önce Türklerin yüzde 70’inden fazlası üyeliği zenginlik, sağlık ve özgürlük getireceği gerekçesiyle destekledi. Ancak müzakerelere birkaç ay önce başlamışken AB’ye destek yüzde 43’lere düştü’’ denildi. ‘KOBİ’ler de heveslerini kaybetti’ Makalede, KOBİ’lerin de ‘‘sessizce’’ üyelik konusundaki heveslerini kaybettikleri ifade edildi. ‘‘Birçok Türk müzakerelerin çökmesine izin vermenin ciddi bir ekonomik şok yaratacağını anlıyor’’ denilen makalede, İngiliz milletvekili Daniel Hannan’ın, ‘‘Artan sayıda insan TürkAB üyeliğinin gerçekleşmeyeceğini fark ediyor ancak illüzyona sarılıyor’’ sözlerine ve AB’li bir diplomatın, ‘‘AB üyelik hedefi yok olursa Türkiye içe dönük milliyetçiliğe kayabilir’’ endişesine de yer verildi. CUMHURİYET 11 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear