02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 TEMMUZ 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK SARI NOKTA HASTALIĞI 7 Kurumun gönderdiği yazıyla hastanelerde İEO’nun kurduğu sistem yok edildi DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT İğneli tedavi çığır açtı İstanbul Haber Servisi Görme kalitesini bozan ‘‘sarı nokta’’ hastalığı, göz sağlığı üzerinde olumsuz ve kalıcı etkiler bırakabiliyor. Toplumda 50 yaşından sonra sık olarak görülen ve körlüğe yol açabilen bu hastalık son dönemde göze verilen ilaç enjeksiyonu ile tedavi edilebiliyor. Dünya Göz Hastanesi’nden Doç. Dr. Yusuf Durlu, retinanın merkezindeki ‘‘makula’’ (sarı nokta) olarak tanımlanan bölgede ortaya çıkan sarı nokta hastalığında kişinin yaşının ve kalıtımsal etkilerin önemli olduğunu söyledi. Durlu, ‘‘Hipertansiyon, sigara ve sağlıksız beslenme de hastalığı olumsuz yönde etkiler’’ dedi. Hastalığın kuru ve ıslak tip olmak üzere iki tipinin olduğunu vurgulayan Durlu, ‘‘Kuru tipte hastaya doktor kontrolünde yüksek doz A, C, E vitaminleri ve çinko veriliyor” diye konuştu. Son yıllarda hastalığın ıslak tipinde yeni bir çığır açan göz içine iğne yoluyla ilaç verilmesiyle ilgili olarak ise Durlu, ‘‘Göz içine enjekte edilen ilaç 6 hafta aralıklarla verilir. Bu ilaç yeni damar gelişimini durdurarak görmenin azalmasını engeller’’ dedi. SSK’ye yeni zarar kapısı ŞULE KÖKTÜRK Dünya Dediğiniz Şey: Mister Buş’un Oyuncağı Roma Konferansı’nın, Ortadoğu’da barış bekleyenleri fena halde düş kırıklığına uğratan sonucunu en iyi tanımlayan ‘‘Uluslararası toplumun iktidarsızlığı ortaya çıktı’’ diyen Rus basını olmalı. 15 ülkenin temsilcilerini İtalya’nın başkentinde toplayan Amerika, ardına Avrupalıların da ezici çoğunluğunu alarak katılımcılara tam anlamı ile havanda su dövdürdü. Ve Rice’ın güdümüne girmeyen tek Avrupa ülkesi Fransa medyasının ortak söylem olarak ileri sürdüğü gibi, ‘‘ABD sayesinde İsrail saldırılarının sürdürülmesine yeşil ışık yakılmış oldu’’. Siyaset tarihçileri de Birleşmiş Milletler’in hikâyesini yazarken İkinci Dünya Savaşı’nda, yayılmacılığın, faşizmin yenilmesini sağlayan müttefik devletlerin, Cenevre merkezli Milletler Cemiyeti’nin, o savaşı zorlayan olaylar karşısında nasıl âciz davrandığını da yazacaktır. Bu yüzden Yeni Dünya için yepyeni bir umut olarak Birleşmiş Milletler denen bir kuruluşun oluşturulduğunu da... O kuruluşu da ABD’nin öncülüğü derleyip topladı. Ama o tarihte ABD’nin başında önce Roosevelt, daha sonra da Truman vardı. BM’nin tarihinde hiçbir zaman bugünkü kadar iktidarsız, sözünü geçirtemeyen bir durum yaşanmadı. SSK tasarruf gerekçesiyle ve bütçe uygulama talimatı aracılığıyla yurttaşların ilaca ulaşmasını dolaylı yoldan engellerken istismarın kapılarını ‘‘simsar’’lara açıyor. Kurum, İstanbul Eczacı Odası’nın, yatan hasta reçetelerinin simsarlar aracılığıyla bazı eczanelere yönlendirilmesini engellemek için, yaklaşık 5 yıldır hastanelerde uyguladığı sistemin, bir yazı göndererek SSK’de uygulanmamasını sağladı. İstanbul Eczacı Odası (İEO) Başkanı Zafer Kaplan, ‘‘SSK’nin yatan hasta reçetelerini dağıtmaya başladığımız zaman, çıkarı bozulan, siyasi iktidara yakın eczaneler, bu güçlerini de kullanarak bizim bu sistemimizi SSK’de uygulatmadılar’’ dedi. İEO sistemi kurmadan önce, sistem şöyle işliyordu: İstanbul’daki bazı büyük hastanelerde, yatan hastaların ihtiyaçlarını karşılayacak tüm ilaçlar bulunmadığı için bu ilaçlar, serbest eczanelerden karşılanıyordu. Bu hastanelerin karşısındaki bazı eczaneler de içeride hasta bakıcılarla ilişki kurarak ya da içeride simsar bulundurarak hastaya ait reçeteyi kendi eczanelerine yönlendiriyordu. Trilyonlarca tutan bu yatan hasta reçetelerinin yönlendirilmesi için, simsara belli ücret ödeniyordu. Şikâyetler üzerine İEO, harekete İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Kaplan. geçti. 11 hastanede büro oluşturuldu. Reçeteler hastane eczanesinden çıktıktan sonra bu büroya geldiği zaman, oda görevlisi sırası gelen eczaneye telefon açıyor ve ilacı hastaneye getirtiyor, hasta ilacını İEO’nun bürosundan alıyordu. Kaplan, bu sistemin özellikle AKP iktidarına yakın olan, istismar içinde olan, bu reçeteleri kendi eczanelerinde çeşitli yollarla toplayan eczaneleri rahatsız ettiğini belirterek şöyle konuştu: ‘‘Şu anda BağKur ve Emekli Sandığı’nın yatan hastalarının reçetelerini dağıtıyoruz ve onlar bu uygulamadan son derece memnun. Ancak, SSK’nin reçetelerini dağıtmaya başladığımız zaman çıkarı bozulan eczaneler, bu güçlerini de kullanarak bizim bu sistemimizi SSK’de uygulatmadılar. SSK yönetimi de bu siyasi baskılara karşı duramadı. Ve şu anda kurum istismar ediliyor, kurum zarara uğratılıyor. Simsarlara fazladan para ödeniyor.’’ BM, kendi görevlisini koruyamıyor ki... Lübnan’da topluluğun dört gözlemcisinin de içinde bulunduğu ofis, İsrail’in ışıklı füzeleri ile yerle bir ediliyor. Çin, aralarında bir vatandaşının da bulunduğu, ölen BM görevlilerine karşı bilinçli olarak yönetilmiş bu saldırının hiç değilse kınanması için Güvenlik Konseyi’nin karar almasını, Filistin ve Lübnan’daki ölüm istiyor; ama Bay Buş’un temsilcisi öyle bir karar alırsa, bunu veto edeceğini peşin olarak açıklayınca genel sekreterliğin eli kolu bağlanıyor. Ortadoğu’da bugün giderek büyüyen yangının, ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın bilinçli bir şekilde baklayı ağzından çıkarttığı, o bölgede yeni bir haritayı oluşturmak amacıyla başlatıldığını söylemek, çok mu komplo teoriciliği olacaktır? Simsarlar silahla dolaşıyor Sistemin sabote edilmesi nedeniyle eczacılık mesleğinin etik açıdan darbe aldığını ifade eden Kaplan, ‘‘Hastane yönetimlerinin rahatsızlıkları var, çünkü içeride mafyavari ilişkiler gelişiyor. Simsarlar silahlarla dolaşıyor. Güvenlik sorunu var. Haksız rekabet var’’ dedi. doğum gününü kendileri tayin etmek istiyorlar, ondan mı dersiniz? ??? Akraba evliliğinin resesiv (çekinik) genetik hastalıklar olasılığını arttırdığı biliniyor. Turkiye’de akraba evliliği yüzde 2025 arasındadır. Japonya’da ise 2000, de 1. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yüzde 51, Mısır’da yüzde 3040. Ben Atatürk’ün miras bıraktığı akıl ve bilimi sıklıkla Japonların kapıp götürdüğünü düşünmekten kendimi alamam. Sağlıkla kalın. [email protected] Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Oğlumuz bir ameliyat geçirdi. Operasyonu gerçekleştiren genç meslektaşım, alanında ustalaşmış, haklı bir ün yapmış bir öğrencim. Her ikimiz, hem öğrenciliğimizi hem öğretim üyeliğimizi yaptığımız İstanbul Tıp Fakültesi’nin böyle bir operasyon için en uygun yer olmadığı ve bir özel hastaneyi tercih etmemiz gerektiği konusunda anlaşıyoruz. Ameliyat özel hastanede yapılıyor. Her yer bakımlı ve temiz. Girişte, danışmada, güler yüzlü, genç kızlar size yardımcı oluyorlar. Ameliyathane ka pısında bir başka öğrencimle karşılaşıyorum. O da anestezi verecek. Dört bir tarafta başarıya ulaşmış öğrencilerle karsılaşmak hele onların bizim klinikle ilgili güzel anılar aktarmaları ne kadar hoş bir duygudur anlatamam. Şimdi sıra sorumuza geliyor. Peki, neden üniversite klinikleri, ameliyathaneleri, laboratuvarları, hasta bakımı, özel hastaneler düzeyinde, hatta onlardan çok daha iyi değildir? ‘‘Sağlıkta tasarruf olmaz’’ sloganı tartışmalar yarattı. Sağlıkta tasarruf olmaz diyenlerin ‘‘varsın ilaç israfı süregelsin’’ demek istediklerini hiç zannetmi Sağlıkla ilgili sorular yorum. Yurdumuzda ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamalarının neredeyse yüzde ellisine yaklaştığı anlaşılıyor. Avrupa ülkelerinde ise bu oran yüzde 1015’dir. Bunu, bu sömürüden yararlananlar dışında kim onaylayabilir? Türk ilaç pazarı büyük çapta yabancı ilaç şirketlerinin elindedir. Tabip odaları sağlıktaki sömürüyü, ilaç satışları ve kullanımı konusunda yapılan usulsüzlük ve yolsuzlukları sıklıkla dile getirmiştir. Ama hastalık cinsi, niteliği ve özelliği hiç dikkate alınmadan, onun gerektirdiği endikasyonlar, incelemeler hesaba katılmadan, vaka başı ödeme sistemi büyük bir yanlışlıktır. Böyle bir tasarruf elbette düşünülemez ve onaylanamaz. ??? Nöral tedaviyi duydunuz mu? Vücudun savunma mekanizmalarını güçlendiren tedavi yöntemi olarak takdim ediliyor. Bu maksatla ısırgan otu, lidocain, procain kullanılıyor. Bir de Memory Center var, orada ‘Manyetik Brain Mapping’ yapılıyor. Dopamin dü zeyi tayin ediliyor, EEG eşliğinde ölçümler gerçekleştiriliyor. İlginç şeyler, değil m? Ciddi, güvenilir tıp dergilerinde aldıkları sonuçlar hakkında yayın yapıyorlar mı acaba? Kolesterol, LDL düzeylerini ölçtürüyor musunuz? İlaç alıp düşürüyorsanız ödenmesi için ilaçlarınızı bırakıp LDL ’yi yükseltmeniz ve laboratuvar sonuçlarını sunmanız ve yeniden LDL ’yi düşürmek için çabalamanız gerekiyor. Bunları harika(!) tasarruf önlemleri olarak niteleyebiliriz, değil mi? Doğumlar neden bu kadar sıklıkla sezaryenle yapılıyor acaba? Aileler çocuklarının Kürdistan’a barış gelmiş, ya Bingöl’e? Ve o haritada, ülkelerine barışı getirdiği ileri sürülerek Kuzey Kürdistan adına ABD’ye şükran reklamlarının Batı televizyonlarında döndürülmekte olması da, ölümlerin, vücutları parçalanan biçarelerin çaresizliğini yansıtan haykırışlar karşısında tam bir kakafoni olmaktadır. Öyle bir haritanın nasıl tasarlandığını da, gazetemiz Bayan Rice’ın açıklamasından günlerce önce, ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nden yaptığı alıntı ile gözler önüne sermişti. Görmeyen ya da bakar kör olanlar için de dün bir kez daha yayımlanan o meşum harita, asıl ve gerçek hedefin, AKP iktidarı sayesinde Büyük Ortadoğu Projesi’nin saf savunuculuğunu üstlenen Türkiye olarak seçildiğini belgeliyor. Bay Buş, Beyaz Saray’da elini dizlerine koyduğu Erdoğan’a, BOP’un nasıl bir medeniyetler ittifakı amaçladığını öylesine tatlı tatlı anlatmış olmalı ki, ‘‘ılımlı İslam devleti’’ rüyasının öncülüğüne soyunmuş olan Erdoğan, Katolik İspanya Başbakanı ile öyle bir oluşumun eşbaşkanlığını üstlenmiş olduğu için adeta kollarını kabartarak dolaşıyordu. UZMANLAR UYARDI: Hamilelerde su kaybına dikkat İstanbul Haber Servisi Zaten zor olan hamilelik döneminde, yaz aylarında eğer dikkat edilmezse, anne adayı erken doğum, düşük tehdidi ile karşı karşıya kalabiliyor. Uzmanlar da anne adaylarına yaz aylarında kendilerini ve bebeklerini korumaları için önerilerde bulunuyorlar. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Müge Harma, yaz aylarında vücudun artan sıvı ihtiyacının karşılanmaması durumunda, hamilelerde idrar yolu enfeksiyonları, kabızlık, hemoroid (basur) gibi problemlerin daha sık yaşanabileceğini belirtti. Dr. Ebru Füsun Akbay da, gebelikte özellikle de sıcak havalarda ağızdan bolca sıvı alımına dikkat etmek gerektiğine dikkat çekti. Bol su tüketin Ya şimdi? Medeniyetler İttifakı ya da Güvercin Kanadından Mektup gibi, kimi gerçekten iyi niyetle sözü edilen yaklaşımları boşa çıkartan terör hızını kesmiyor ki. İşte Bingöl’den gelen o meşum mayın haberi ve bir binbaşımızın şehit edilişi. Bir yarbay ile bir uzman çavuşun yaralanması... Bay Buş’tan izin alabilse, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, kendi ordusuna ‘‘Git şu hıyanet yuvasını yerinde tepele’’ emrini verecek. Acaba Ekinlik Adası’nda tam bir tatil rehavetinde olan Erdoğan, Bingöl’de patlatılan mayının yüreklerimizde açtığı taze yarayı da mı hissetmiyor? Başbakan ne zaman tehlikenin farkına varacak?.. ? Gebeler en az günde 810 bardak su tüketmeli. Aşırı sıcak havalarda egzersiz yaparken 15 dakika ara ile yarım bardak su tüketilmeli. ? Doğuma yakın dönemde uzun yolculuklar tehlikeli olabilir, gebelikte uzun süreli yolculuklar dolaşımı bozar. Bu nedenle anne adayı mutlaka 2 saat arayla yü rümeli. Uçak yolculuğu öncesinde ise doktor kontrolünden geçmeli. ? Anne adayları için ideal sporlar yürüyüş ve yüzmedir. Su jimnastiği de anneye fayda sağlayabilir, ancak, temiz olmayan sulara girilmemeli. ? Mutlak gerekli olmadıkça saat 11 ile 16 arası güneşli havada dışarı çıkılmamalı. ? Hamilelikte cilt kolayca bronzlaşmaya ve lekelenmeye eğilimlidir. Cilde güneşe çıkmadan 20 dakika önceden uygun UVB koruyucu içeren güneş kremi uygulanmalı. ? El ve ayaklardaki şişmeler için ise sık sık ayaklar yukarıya kaldırılarak dinlenilebilir, masaj yapılabilir ve nane gibi doğal esanslı ayak banyoları uygulanabilir. ? Yoğun egzersiz yapılmamalı. ? Açık renk güneş ışınlarını yansıtan kıyafetler, düz, ayaklarınıza nefes aldıracak, rahat ayakkabılar seçilmeli. ? Düşük kalorili az yağlı yiyecekler tercih edilmeli. Pişirme yöntemi olarak kızartma tercih edilmemeli. Mevsim sebze ve meyvelerinden hazırlanacak salatalar uygun yiyeceklerdir. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Duygu Asena yoğun bakımda ? İSTANBUL (ANKA) Beyin tümörü teşhisiyle tedavi gören ve Türkiye’de feminist akımın öncülerinden olan gazeteciyazar Duygu Asena, dün sabaha karşı Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’ne kaldırıldı. Solunum sıkıntısı ve yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırılan Asena, yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Açlık rehin aldırdı ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Diyarbakır’dan İzmir’in Çeşme ilçesine gelen, iş bulamadığı için aç kalan A.E.B (29), girdiği yazlığın sahibi Şehriban Özbek’i bıçakla tehdit ederek mutfakta karnını doyurdu. Özbek’in başka bir odadan polisi arayarak olayı anlatması üzerine, ekipler yazlığa geldi. Polisleri görünce kaçmaya başlayan A.E.B. aynı sokakta bulunan başka bir yazlığa girerek İdel Caroline Aykın’ı, boğazına bıçak dayayarak bir süre rehin aldı. A.E.B, kısa sürede etkisiz hale getirilerek yakalandı. Zanlılar için 3 gün ek gözaltı ? İstanbul Haber Servisi Önceki gün PendikKurtköy mevkiinde bir otobüsü durdurarak Ukraynalı pilotu kaçırmaya çalışan, ancak polis ekipleri tarafından yakalanan 6 kişinin, Laleli esnafına ait paraların peşinde oldukları belirlendi. Bagajda bulunan paranın da Laleli esnafının Ukraynalılarla yaptıkları bavul ticaretinin karşılığı olduğu öğrenildi. Zanlıların sorgusu için ise 3 gün ek gözaltı süresi alındı. İstanbul bayraklarla donatılacak ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul’un 10 ayrı noktasına 10 metreye 15 metre ebadında bayraklar dikileceğini açıkladı. Rüzgâra ve depreme dayanıklı olarak imal edilen bayraklar, Emirgan Korusu, Pendik Kızılay önü, Beylikdüzü, TRT Ulus Binası, Çamlıca gişeler, Sarayburnu, Kartal, Pendik, Çamlıca Tepesi ve Kayışdağı’na dikilecek. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear