Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y PB A A A B Y 28 31 27 29 34 34 37 36 25 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB PB B PB A 26 26 25 26 32 29 32 28 32 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B A A A A B B PB 33 33 37 39 34 35 29 34 25 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ile iç kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzeyi Karadeniz kıyıları ile Bolu, Düzce ve Artvin çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde biraz azalacak, diğer yerlerde artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B B B B B B B B 25 22 25 28 28 28 30 29 25 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B PB PB PB PB A B PB 27 26 36 24 25 25 32 32 28 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B PB A PB B PB B B 24 38 28 37 28 27 17 35 36 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada bir seçimde izlenmedi. AKP, 2002 seçimlerinde yüzde 34 (RTE’ye göre 33) oy alarak tek başına iktidara geldi. AKP TBMM’nin yüzde 66’sını (RTE’ye göre 67) ele geçirdi. Yüzde 34 oyla ulusun yüzde 66’sının temsil edilemeyeceğinin, yüzde 34 oyla Meclis’in yüzde 66’sının ele geçirilemeyeceğinin demokratik açıdan kabul edilebilir bir sonuç olmadığını öne sürenlere, halkın gözünün içine bakarak sunturlu demagojik bir yanıt verdi. Hep bana, hep bana, rabbena diyen bir vaiz edasıyla, ulusun ancak üçte birini temsil eden oy oranını ‘‘bu milletin yüzde 67 yetkiyi parlamentoda AKP’ye boşuna vermediğini’’ söyleyerek çarpıtıyor. RTE, bu yüzle ve yüzdeyle TC’nin cumhurbaşkanı olmayı hak ettiğini sanıyor. Bu çarpıklığı gidermek için erken seçim isteyen muhalefeti eleştireceğine; dinsel inançlarım, vicdanım yüzde 34 (33) ve Meclis’e yansıyan yüzde 66 (67) ile Çankaya’ya çıkmayı reddediyor, 2002’de aldığımız sonucu hak edip etmediğini erken seçimle denetleyebiliriz diyemiyor. ??? Bir tümgeneral, Harp Okulu Komutanı, telefonu sürekli (söylediğine göre 8 ay) dinlenerek ‘‘özel yaşamı ile ilgili ayrıntılı’’ bilgilerin kâğıda döküldüğünü öne sürdü. Tümgeneral Reha Taşkesen, ‘‘kadınlarla ilişkilerine dair özel yaşamı ile ilgili konulara değinen soruları’’ yanıtlamıyor. Kamuoyunun dikkatini yıllardan beri duyarlı olduğu telekulak sorununa çevirdi. Elbette haklı. Kim dinlemiş? 8 ay dinlendiğini bilmesine karşın Genelkurmay’a veya devletin ilgili birimleri nezdinde başvuru yaptığını duymadığımız Taşkesen’in ortaya attığı bu soruya Genelkurmay, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Türk Telekom yaptıkları açıklamalarda generali dinlemediklerini bildirdiler. Ama, tek bir kurumdan; hükümetten, onun başından, aleyhine sinek uçsa demeç üstüne demeç veren RTE’den telekulak sorununu hemen her yönüyle araştırılması için örneğin Denetleme Kurulu marifetiyle soruşturma başlattığını içeren bir açıklama gelmiyor. Son telekulak marifetlerine kulağı sağır. Acaba neden? ??? Bir memleketin gizliliğe her açıdan en duyarlı kurumu Genelkurmay’ın Başkanı Org. Hilmi Özkök, 2003’te ‘‘Türkiye’de herkesin telefonu dinleniyor. Bizimki de dinleniyor. Tertibat aldık, muhaberat şifrelerimiz geliştirildi’’ diye açıklama yapıyor. O gün bugündür bu açıklama karşısında hükümetten, başkanından tık yok! Bakın neler çağrıştırıyor bu olaylar: Necmettin Erbakan’ın büyük ideali Askeri Şura kararlarının yargıya gitmesini sağlamaktı, bu bir. İkinci bir amacı daha vardı: Harp okullarına imam hatip mezunlarının kabul edilmesi! Başaramadı. Günümüzdeki Erbakan uzantıları Askeri Şura kararlarının yargıya gitmesinden yanadır. Erbakan ile aynı kapıya açılan: İmam hatiplilerin fakülte ve fakülte ayarındaki kurumlara (doğal olarak Harp Okulu’na) girmesini savunuyorlar. Şeriatçılar, gericiler, çağdaşlık taslayıp yobaz kişiliklerini sergileyenler, İslam cumhuriyeti sevdalıları; Türkiye’ye düşlerindeki rejimi getirmelerine tek engelin TSK olduğunun bilincindedir. Orduyu içinden çürütmek için Harp Okulu’na din eğitimli, tarikat takıntılı imam hatiplilerin girmesini önemli bir aşama olarak görüyorlar. Bunlarda dışardan içerden para bol. Her şeyi yaparlar. Laik cumhuriyetin son güvencesi ordu! O da elden çıkarsa?.. Elekdağ, İsrail’in saldırılarının meşru müdafaa olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘İnsanlık suçu işleniyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İsrail’in askerlerinin kaçırılmasını bahane ederek Filistin’in ardından Lübnan’ı da vurması, Ortadoğu’daki savaşın yayılacağı kaygısını arttırıyor. Siyasi partilerin dış politika uzmanları İsrail’in operasyonu kolay kolay bitirmeyeceği görüşünde birleşirken ABD’yi İsrail’e göz yumup, saldırılar konusunda ‘‘yeşil ışık yakmakla’’ suçladı. CHP İstanbul Milletvekili ve Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, İsrail’in Ortadoğu’da dehşet saçtığını belirterek ‘‘Bunu artık meşru müdafaa olarak görmek mümkün değil. Çünkü İsrail intikam hırsıyla hareket ediyor, devlet terörü uyguluyor. Lübnan’da 66 kişi öldürüldü; bu insanlık suçu değil de nedir’’ diye konuştu. İsrail’in Hamas ve Hizbullah’ı yok etme noktasından hareket ettiğini belirten Elekdağ, oysa Lübnan’ın Hizbullah üzerinde etkili olmadığına dikkat çekti. Olayın bir başka boyutunun ise ABD’nin tutumu olduğunu kaydeden Elekdağ, ABD’nin ‘‘duyarsızlık ötesinde sorumsuzca’’ davrandığını söyledi. Elekdağ, AKP hükümetinin izlediği politikayı da eleştirerek, ‘‘Türkiye’nin bu konulardaki inandırıcılığı bu hükümet dolayısıyla zannediyorum kayboldu’’ görüşünü dile getirdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir ise İsrail’in saldırganlığında, ‘‘iç politika’’ kaygılarının da önemli rol oynadığını belirtti. ‘AKP hükümetinin yaptığı şirin görünmek’ İsrail Başbakanı Olmert’in, görevi devraldığı Şaron’un gerisinde kalmak istemediğini belirten Kandemir, ‘‘Bu bakımdan İsrail’in başladığı bu operas yonları kolay kolay bitireceğini sanmıyorum. Tabii karşı taraf da bir nevi inatlaşmaya girmiş vaziyette’’ dedi. Kandemir, şunları söyledi:‘‘İsrail bu fırsattan istifade Hizbullah ile Hamas’ın belini kıralım, diyor.Tabii Hizbullah ve Hamas iki günde beli kırılacak konumdan çoktan çıkmış durumda. Bölgede durum fevkalade kritiktir. Bu kritik durumda Türkiye’nin arabulucuğa soyunması da komik olmanın ötesine geçmez. AKP hükümetinin yaptığı, iç politika ve üçüncü ülkelere şirin görünme çabası.’’ BAŞBAKAN ERDOĞAN ‘GOP’u gözden geçireceğiz’ ARTVİN (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin ve Lübnan’a saldırılarıyla ilgili olarak ‘‘Soruyorum, İsrail’in derdi nedir? Filistin’i tamamen işgal etmek mi? Bunu görmek, bunu bilmek isterizEğer buysa, o zaman muhakkak karşılığını da tüm insanlık göstermektedir ve gösterecektir’’ dedi. Erdoğan BM Güvenlik Konseyi’nin ateşkes ilan etmesi çağrısında bulundu. Erdoğan, Artvin’de hükümet konağı önünde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada Ortadoğu’da yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. niyorum. Lütfen G8 ülkeleri ortak karar almalı, BM Güvenlik Konseyi ateşkesi ilan etmeli ve bunu başarmalıdır’’ dedi. İsrail’in bölgede ‘‘orantısız güç’’ kullandığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:‘‘Şüphesiz ki küresel barışı kabullenmeyenler, bu barışa lafla destek verenler bunun bedelini ‘küresel terörle karşı karşıya kalmak suretiyle’ er ya da geç öderler. Bunu böyle bilmelidirler. Zira terörü bu tahrik ediyor. Eğer biz Türkiye olarak Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi içerisinde yer aldıysak, bunun tek sebebi şuydu: Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya barış gelsin. Daha ileri demokrasi gelsin. Bunun için bizlere davet yapıldı ve bu daveti bunlar olacak diye biz eşbaşkan olarak kabul ettik. Ama gelişmeler onu göstermiyor. Öyleyse bize düşen, bu durumu gözden geçirmektir. Biz de şimdi bu durumu gözden geçireceğiz.’’ ‘BM ateşkes ilan etmeli’ Bölgeyle ilgili yaptıkları girişimlerden hiçbir sonuç alamadıklarını ifade eden Erdoğan, ‘‘Şimdi kim barıştan yana, kim barışa karşı ortaya çıkıyor. Maalesef böyle durumlarda dünyada barıştan yana olanların sesi fazla çıkmıyor. G8 ülkelerine sesle İnternetten gelen şiddet! Gazetemizin bulunduğu Şişli Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak’ta dün, 2 gün önce internetten tanıştığı kız arkadaşının boğazına bıçak dayayan bir saldırgan polis tarafından yakalandı. L.T. ve M.K, L.T’nin ilişkiyi sürdürmek istememesi üzerine otobüste tartışmaya başladılar. Çift, otobüsten indikten sonra da tartışmaya devam etti. L.T, tartışmayı sonlandıramayınca, gazetemiz önünde görevli bulunan polis aracına yaklaşarak M.K. hakkında şikâyette bulunmak istedi. Ancak, M.K aniden çıkardığı bıçağı L.T’nin boğazına dayayarak, kimsenin yaklaşmamasını istedi. Kısa bir süre saldırganı ikna etmeye çalışan polis, tehditlerine devam eden salgırganı kıskıvrak yakaladı. L.T. bıçaklı saldırıdan yara almadan kurtulurken, bir polis memuru parmağından hafif şekilde yaralandı. (Fotoğraf: VEYSEL BALKAYA) laşım. Tarih boyunca da uluslararası ilişkilerde hep duygulardan çok bulgular önde olmuştur. Napolyon, İngilizlere biraz Fransız kalmış ama, yaklaşımının özü çok da farklı değil: ‘‘Devlet adamının kalbi, kafasındadır!’’ Durum biz Türklerde biraz farklı! Hani, beynimizden çok kalbimizle düşünüyoruz, desek yeridir... Dünyayı ikiye ayırıyoruz: Türkleri sevenler ve sevmeyenler... Sevenlerin tanımı hazır: Türk dostu! Eğer onlar bizim aleyhimize bir tavır takınacak olursa da affetmiyoruz: Hain çıktılar! Dostluğa yakışmadı! ??? Avrupa’yla ilişkilerimizde en çok Almanlarla bu duyguyu yaşarız. Geçen yüzyıllardan gelen ortak kadere ve kedere, 20. yüzyılın ikinci yarısında başlayan ‘‘gurbetçilik’’ eklenince bütün duygular yollara döküldü! Yakın geçmişten bir ‘‘davranış korosu’’ aktaralım... 90’lı yıllarda iki Almanya’nın birleşmesinin ardından dostlarımız düşündüler, taşındılar, dediler ki: ‘‘Ee Türkler de artık gitmeli!’’ Vayy sen misin bunu diyen... Tepemiz attı. Almanların tutumu elbet acımasızdı ve kabul edilemezdi. Ama Türkler de kalplerinden vurulmuşlardı! Bu duygulara gazetelerimiz de aracılık etti. Türkçe gazetelerde Almanca başlıkla Almanya yöneticileri kınandı. Ekonomilerinde Türklerin hiç de küçümsenmeyecek bir yeri olduğunu gören Almanlar, duruma çare aradılar. Dediler ki, “Türkler çok duygusaldır, kalpleriyle düşünür. Onları okşayacak bir şey yapalım, durum düzelir!” Bir bakan Türk işçilerin yoğun çalıştığı otomobil fabrikasını ziyaret ettikten sonra dedi ki: ‘‘Alman otomobilleri Fransız otomobillerinden daha sağlamdır. Çünkü bizim fabrikalarımızda Türk işçileri çalışmaktadır...’’ Ne güzel jest... Türkler mest! Almanca kınama başlıkları, Almanca teşekküre dönüştü! ??? Kalbimizle düşünmeyi eleştirdik ama, doğrusunu söylemek gerekirse, ben kalbin tümüyle kenara konmasından yana değilim... Büyük düşünceler aynı zamanda yürek işidir. Belki de iyi bir denge kurmak en güzeli. Beyaz adam geçen yüzyıllarda yeni topraklara ulaştığında beyniyle kalbini dengeleseydi; keşfettiği toprakların yerlilerini acımasızca katletmeseydi, bugün dünyamız çok daha renkli olurdu. Tabii kalbin her zaman iyi duygular üretmediğini de kabul etmeliyiz. Kin gibi, nefret gibi azgınlıklar da ne yazık ki insana ait. Ama biz onlardan söz etmiyoruz. Zaten kalp azarsa ne olur? Kalpazan... Bizim kalpazan duygularla, düşüncelerle işimiz yok... Beynimizi salataya çevirmeden, kalbimizi duygu pazarına dönüştürmeden... Kalbimizle beynimizi harmanlayabilmek ne güzel olur. Çoğunlukla kalbimizle beynimizi karıştırdığımız da kesin... Türkiye’ye, Doğu’nun Batı’sı, Batı’nın Doğu’su denmesi bu ikilemimizden olsa gerek! ankcum?cumhuriyet.com.tr SİYASETÇİ VE HUKUKÇULAR IŞIL ÖZGENTÜRK ‘Dinleme, insan haklarına aykırı’ ? Baştarafı 1. Sayfada Tehlikeli eğilimler ? Baştarafı Arka Sayfada kapkara çarşafları içinde Amerika’yı protesto eden mücahit kadınları tercih ederim. Dedim ya, ‘‘Türkiye asla İran olmaz, İran’dan beter bir şey olur.’’ Tahran’dayım, bir cuma günü otel penceresinden görülen Tahran Üniversitesi bahçesine bakıyorum. Yaklaşık on bin kişi bir arada namaz kılıyor.. gencecik erkekler, kızlar ve ardından ant içiyorlar: Amerikan emperyalizmine karşı kanlarının son damlasına kadar savaşacaklar. Çok etkilenmiştim, bizde türban da türban diyenlerin kaçı Amerikan emperyalizmine karşı, bu sözcük onlar için ne ifade ediyor? Bu türbancılardan kaç tanesi Brecht’in ‘‘Kafkas Tebeşir Dairesi’’ oyununu bilir. Hiç unutmuyorum, İran’da tiyatro şenliğinde Brecht’in bu oyununu izlemiştim. Çok uzak bir köyden gelmiş gencecik kızlar ve erkekler oynuyorlardı. Gerçekten artık bu sahtekâr siyaset sıktı. Her yanı cayır cayır ateşler içinde, savaşlar içinde olan bir ülke için bu artık bir lüks oluyor. Yeter efendiler, bir yandan Kürt politikaları, bir yandan türban, ülkeyi nereye götürüyorsunuz? Unutmayın, hepimiz aynı gemideyiz ve hep birlikte batarız. Dalgalı denizlerde mahir kaptanlara ihtiyaç vardır, her sözü bir gaf olan sözde siyaset adamlarına değil. Yakında bu ülke ‘‘Tanrı’nın olmadığı bir ülke’’ olursa hiç şaşmayalım. Güzel bir sözdür, ‘‘Hiçbirimiz masum değiliz.’’ ‘Pandora’nın kutusu açılıyor’ CHP lideri Deniz Baykal, Ortadoğu’da İsrail’in saldırılarının yanı sıra Şii ve Sünni ülkelerin de birbirlerine karşı konuşlanmaya başladığına dikkat çekti HAKAN DİRİK SİSAM CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, İsrail’in Ortadoğu’daki saldırılarının yanı sıra Şii ve Sünni ülkelerin birbirlerine karşı ‘‘konuşlanmaya’’ başladığını belirterek, ‘‘Ortadoğu’da Pandora’nın kutusu açılıyor’’ dedi. Yunanistan’ın Sisam Adası’nda gerçekleştirilen Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’na katı lan Baykal, Kuşadası’ndan buraya geçerken OferKutman ortaklığına devredilen Egeports Limanı yerine Kuşadası Marina’dan, oğlunun da adını taşıyan ‘‘Ataç’’ adlı tekneyle hareket etmeyi yeğledi. Baykal, yolculuğu sırasında Ortadoğu’yla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Sosyalist Enternasyonal katılımcılarını Ortadoğu’daki gelişmelerle ilgili etkin tavır almaya çağıracağını kaydeden Baykal şunları söyledi: ‘‘O lay birdenbire Filistinİsrail çatışması olmaktan çıkmaya başlamıştır. Hatta belki İran’ın bir süre sonra taraf haline geleceği bir durum yaratılmıştır. Uluslararası etkin güçlerin hızla devreye girmesi gerekir... Öte yandan bu olayın bir mezhep çatışması halinde ortaya çıkması Ortadoğu’yu daha tehlikeli bir çatışmaya çekebilecek gibi görünüyor. Şii ve Sünni ülkeler karşı karşıya konuşlan maya başlıyorlar. Ortadoğu’da Pandora’nın kutusu açılıyor.’’ Barış gücü önerisi Baykal, Sosyalist Enternasyonal toplantısında Türkiye olarak, Irak savaşında koalisyon güçleri arasında yer almamış tarafsız ülkelere dayalı bir barış gücünün devreye girmesini önereceklerini söyledi. Bu arada toplantıya İran Dışişleri Bakanı Manucer Muttaki de katıldı. olarak bu konu Telekom’un denetiminde, onun önlemesi gereken bir uygulama. Telekom’un bu konuda telefon dinlemeyi önleyecek önlemler alması gerekiyor.Ama ne yazık ki pek çok olayda görüyoruz ki, yüz binlerce insanın telefonu dinleniyor. Biz zaten bizim telefonlarımızın dinlenmesine alışığız ama artık herkesinki dinlenmeye başlanıyor. Dedikoduya ve şantaja malzeme olarak kullanılıyor. Bu, hukuk devletinde olmaması gereken, yasalar ve insan haklarına aykırı bir uygulama.’’ ‘Namuslular için karanlık ortam’ TBB Başkanı Özdemir Özok da, hiç kimsenin haberi olmadan, doğal yaşantısı içerisinde dinlenemeyeceğini ve gözlenemeyeceğini belirterek ‘‘İnsanlar iddiayla ve karşılığında alınacak savunmayla yargılanır. Telefon dinleme olayı, asla ve asla hukukla ve insan haklarıyla bağdaşmaz ama maalesef ülkemizde darbelerden kalma kötü bir alışkanlık’’ dedi. İnsanların doğal yaşantıları içerisinde iyi niyetli birçok düşüncesini telefonda dile getirebileceklerini anlatan Özok, şunları söyledi: ‘‘Çok yazık. Reha Taşkesen son derece aydın, çağdaş, ülkemizin aydınlık bir insanı. Bu kadar basit mi, insanlar bu kadar kolay komplolara düşürülür mü? İnsanların özel hayatıyla, kimliğiyle oynayarak onları küçük düşürmeye kimsenin hakkı yok. Eski belediye başkanı, şimdi milletvekili bir kişi için neler yazıldı, ama adam oralı değil... Türkiye’de bu konudaki ortam, pişkin, arsız insanlar için son derece uygun, ancak namuslu insanlar için son derece karanlık bir ortam. Ne olursa olsun yasa ve hukuk, telefon dinlemeyi yasaklıyor. Onun dışında yapılanları hiç uygun bulmuyorum. Çok çirkin, yanlış bir uygulama.’’ OLİMPİYAT KOMİTESİ BAŞKANI DA ARALARINDA TÜRKLER LÜBNAN’DAKİ DEHŞETİ ANLATTI Irak’ta sporcular kaçırıldı Dış Haberler Servisi Irak Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı ve beraberindeki çok sayıda yetkili, silahlı kişilerce kaçırıldı. Polis, üniformalar giymiş silahlı kişilerin, Bağdat’ın merkezinde bir konferans salonunda bir araya gelen sporla ilgili yaklaşık 30 yetkiliyi ve komite başkanı Ahmed el Hiciye’yi, toplantı sırasında kaçırdığını kaydetti. Bazı kaynaklar, kongre merkezine 3 araçla gelen onlarca silahlı kişinin, Ahmed el Hiciye ve 21 korumasını, ayrıca 30 sporcuyu kaçırdığını bildirdi. Diğer yandan, Bağdat’ta Irak askerleri ile silahlı kişiler arasında çıkan çatışmalarda 11 kişi öldü. ‘Öleceğimizi sandım’ İSTANBUL YAYLADAĞI (AA) İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarında havalimanının tahrip olması nedeniyle havayoluyla bu ülkeden ayrılamayan ve Türkiye’nin Beyrut Büyükelçiliği’nin sağladığı otobüsle ikisi Fransız 34 kişi Suriye üzerinden Türkiye’ye ulaştı. Türk yurttaşları gazetecilere yaşadıkları korku dolu anları anlattı.Tekstilci Adnan Keifati, İsrail saldırılarının başlamasıyla otelden dışarı çıkamadıklarını belirterek ‘‘Bombaların sarsıntılarını çok yakından hissettik. O anda öleceğimizi sandım’’ dedi. Özge el Hakim de İsrail saldırılarından Hizbullah’ın değil, halkın zarar gördüğünü belirtti. 1 kişiye 1.1 milyon YTL ? ANKARA (AA) Sayısal Loto çekilişinde kazanan numaralar, ‘‘4, 19, 22, 26, 29, 34’’ olarak belirlenirken 6 bilen 1 kişi, 1 milyon 155 bin 514 YTL 65 YKr ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 1915 YTL 75’er YKr, 4 bilenler 16 YTL 10’ar YKr, 3 bilenler ise 2 YTL 45’er YKr ikramiye alacak. CUMHURİYET 08 K