01 Aralık 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Eğlencenin tadını kaçıranlar SALİM HALİMOĞLU ürkiye’de suç oranlarındaki artış, ülkenin şiddet ve suç sarmalına girdiğini ortaya koyuyor. Şahıslara karşı işlenen suçlarda 2005 yılında bir önceki yıla göre yüzde 25’lik artış olurken suçların eğlence merkezlerinde yoğunlaşması dikkat çekiyor. Suç dağılımında eğlence merkezlerinin önemli bir yere sahip olması, İstanbul’da eğlencenin merkezi sayılan Beyoğlu’nda da güvenlik önlemlerini gündeme getirdi. Beyoğlu’ndaki eğlence merkezi güvenlikçilerinin ifadelerine göre, polise yansımayan olaylar da göz önüne alındığında Beyoğlu’nda olaysız gün geçmiyor. Özel güvenlik elemanlarına ilişkin yeni yasada, eğlence merkezlerinde görevlendirelecek güvenlik elemanlarının sertifikalı olma koşulunun güvenliği olumlu etkileye T ceği bildirilirken ‘‘tam güvenliği’’ sağlamanın mümkün olmadığı ileri sürüldü. Beyoğlu’ndaki eğlence merkezi yetkilileri güvenlik önlemlerini değerlendirdi. On The Run Video Bar’ın işletme müdürü Emre Dinçer, yeni düzenlemeyle barların güvenliğini sağlayan çalışanların sertifikalı ve sabıkasız olması şartının aranmasının önemli olduğunu söyledi. Dinçer, ‘‘Bu düzenleme bugüne kadar atılan en somut adımlardan birisidir. Ancak işin içine alkol girdiğinde sorun yaşanıyor’’ diye konuştu. ÜŞTERİ SEÇİLİYOR Güvenliği sağlamak için müşterileri seçerek aldıklarını belirten Dinçer, ‘‘Bu noktada kaliteli güvenlik elemanları çalıştırılmalı’’ dedi. Kavgaların yalnızca alkol alınmasına bağlı olmadığının da altını çizen Dinçer, birçok kavganın ana nedeninin kadınla rın yanındaki erkeklerin ‘‘sahiplenme duygusu’’ olduğuna dikkat çekti. Dinçer, ‘‘Bu nedenle Türkiye genelinde barlarda ‘damsız’ alınmama gibi bir yöntem uygulanıyor’’ diye konuştu. Kemancı Rock Bar’ın güvenlik şefi ve işletme müdürü Volkan Yüksel de İstanbul’daki barların yüzde doksanının, sokaklardan ve caddelerden daha güvenli olduğunu söyledi. Güvenlik elemanlarının barlardaki müşterilerle kavga etmesinin ‘‘acemice’’ olduğunu ifade eden Yüksel, ‘‘Bu da onların o anki durumları ve müşterilerin sınırı ne kadar aştıkları ile ilgili’’ dedi. Yüksel, kemikleşmiş müşteriye sahip, misyonu olan barlarda kavga çıkma ihtimalinin çok düşük olduğunu vurgulad.ı. Pangea Bar’ın güvenlik görevlisi Erman ÜYELİK SİSTEMİ M Ulus ise ‘‘Bara girerken beyefendi gibi gözüken çoğu insanın alkol aldığında canavarlaştıklarını gördüm’’ dedi. Barların tamamen güvenli olmalarının imkânsız olduğunu öne süren Ulus, ‘‘Kesici ve delici aletlerin içeri girmesini engellesek bile müşteriler bira bardakları ve şişelerle birbirlerine hatta bize zarar verebiliyorlar’’ dedi. Ulus, barların daha güvenli hale gelmesi için kaliteli üyelik sistemlerinin uygulanması gerektiğinin altını çizdi. ARS Güvenlik Genel Müdürü Yunus Kızmaz, bar ve eğlence merkezlerinde olayların önlenmesinde atılması gereken en önemli adımın kesici ve delici aletlerin mekâna sokulmasının engellenmesi olduğunu söyledi. Kızmaz, bunun için kapı önlerine XL adı verilen çantanın içinde ne olduğunu ayrıntısıyla gösteren cihazların konulması gerektiğini belirtti. CARETTA CARETTALAR Rembrandt’ın şerefine törenler AMSTERDAM (AA) Sanatseverler Hollandalı ressam Rembrandt van Rijn’in 400. doğum yıldönümünü kutluyor. Hollanda’da Rembrandt’ın 15 Temmuz 1606’da doğduğu Leiden kenti ile en büyük eserlerini yaptığı başkent Amsterdam’da dün iki tören yapıldı. Leiden’deki törene katılanlar, ‘‘soylular ve dilenciler, rahipler ve fahişeler’’ gibi giyinerek, meşalelerle kentin merkezindeki Rembrandt heykeline yürüdü. Yürüyüşçüler kent merkezine geldiklerinde heykelin boynuna büyük bir çelenk astılar ve Rembrandt’ın şerefine kadeh kaldırdılar. Amsterdam’da ise Kraliyet Carre Tiyatrosu, Rembrandt’ın yaşamını anlatan bir operayı sahnelemeye başladı. Başkentte ayrıca Rembrandt’ın eserlerinden oluşan bir dizi sergi açıldı. 1669’da ölen Rembrandt’ın mezarının yeri bilinmiyor. ‘Özel’ konuklar korumada ANTALYA (AA) Dünya üzerinde 100 milyon yıldan fazla süredir varlıklarını sürdüren ve tarih boyunca birçok kültürde uzun yaşam, üretkenlik, dayanıklılık ve kötülüklerden korunmanın sembolü olan deniz kaplumbağalarının okyanuslarında dolaşan 7 türünün de nesli tehlike altında bulunuyor. Deniz kaplumbağalarının, ‘‘caretta caretta’’ ve ‘‘chelonia mydas’’ (yeşil deniz kaplumbağası) türlerinin en önemli yuvalama alanlarının bulunduğu Türkiye’de kumsallarda koruma çalışmaları, Özel Çevre Koruma Kurumu, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğinde sürdürülüyor. Deniz kaplumbağalarının üreme sezonunda Dalyan, Fethiye, Belek, Göksu ve Patara özel çevre koruma bölgelerindeki 8 kumsalda, bugüne kadar 817 yuva, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye tarafından bu yıl ilk kez izlenen Akyatan’da da 400 yuva tespit edilerek korumaya alındı. Türkiye’nin Akdeniz kıyısında caretta caretta ve chelonia mydas türlerinin belirlenmiş ve resmi olarak kabul edilmiş 17 önemli yuvalama kumsalı bulunuyor. Belek, Dalyan, Fethiye, Patara ve Göksu Deltası Özel Çevre Koruma bölgelerindeki toplam uzunluğu 72 km. olan 8 kumsalda koruma çalışmaları yürütülüyor. (AFP) İspanya’daki Fuente de Piedra Gölü, yüzlerce flamingoya ev sahipliği yapıyor. Koruma altındaki gölde bu yıl da yüzlerce flamingo doğdu... Tarımsal çalışmalar, canlı türlerine ev sahipliği yapan alanları tehdit ediyor Boğaz’da bir savaşçı İstanbul Haber Servisi Greenpeace’in (Yeşil Barış) Akdeniz’de kıyısı olan tüm ülkelerde yürüttüğü kampanya kapsamında 15 Haziran’da İspanya’dan yola çıkan gemisi ‘‘Rainbow Warrior’’ (Gökkuşağı Savaşçısı), Türkiye’ye geldi. Her geçen yıl, denizlerimizin aşırı avlanma, yıkıcı avcılık, kıyısal yapılaşma ve kirlilikle biraz daha yok edildiğine dikkat çeken Greenpeace, 2006 yılını denizler için acil eylem yılı ilan etti. Bu kapsamda Rainbow Warrior’la Akdeniz ülkelerinde 3 ay sürecek ‘‘Akdeniz’i Koruyalım’’ turu başlattı. Akdeniz’in de içinde bulunduğu dünya denizlerinin kaderini değiştirebilmeyi amaçlayan bayrak gemi Rainbow Warrior, dün İstanbul Boğazı’na geldi. İstanbullular, Kuruçeşme’ye demirlemiş olan gemiyi, bugün 12.0019.00 saatleri arasında gezebilecek. 18 Temmuz Salı günü İstanbul’dan ayrılarak Mersin’e gidecek olan Rainbow Warrior’un turu, Fransa’da sona erecek. Greenpeace Akdeniz Ofisi Denizler Kampanyası Sorumlusu Canan Saraç, kampanya ile Akdeniz’e yönelik tehditlere dikkat çekmeyi istediklerini söyledi. Sulak alanların adı değişti İstanbul Haber Servisi İran’ın Ramsar kentinde 1971 yılında kabul edilen ‘‘Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme’’ (Ramsar Sözleşmesi) kapsamında hazırlanan listede yer alan Türkiye’deki 12 alanın dördünde arazi çalışması yapıldı. Seyfe Gölü’ndeki su oranı artmaya başladı, ancak Sultansazlığı, tarımsal amaçlı su kullanımı nedeniyle yüzde 90 oranında küçüldü. Uluabat Gölü’nde de yasadışı çeltik ekimi ciddi bir sorun oluşturuyor. WWFTürkiye Su Kaynakları Programı Alan Sorumlusu Çağrı Deniz Eryılmaz, haziran ayında 12 Ramsar alanından dördünde incelemeler yaptı. Durum şöyle: ? Seyfe Gölü: Önceki yıllarda tamamen kuruyan Seyfe Gölü’nde bu yıl yüzde 1520 oranında su var. Bu durum Seyfe Gölü’nün geleceği için umut veriyor. ? Sultansazlığı: Develi ve Ağaçaşar barajlarından bu yıl yüzde 10 oranında, yani 1.5 milyon metreküp su alınmış. Milli Park ve Ramsar Alanı olan Sultansazlığı; sazlığı besleyen su kaynaklarının tarımsal amaçlı su kullanımı için kesilmesi nedeniyle yüzde 90 oranında küçülmüş durumda. ? Uluabat Gölü: Gölün kuzeybatısında, Karacabey ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve halen yargıda dava sürecinde bulunan KOTİYAK Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulması için mera vasfı düşürülerek Organize Sanayi Bölgesi alanı ilan edilen Seyran, Canbaz, Subaşı köylerinin arsaları, Tampon Bölge sınırında kaldı. Ayrıca Uluabat Gölü’nde yasadışı çeltik ekimi nedeniyle geleneksel tarım ve su düzeni daha da bozuldu. Yetkililerin müdahale ettiği durum Uluabat Gölü’nün sürdürülebilirliği için tehlike oluşturuyor. Eskikaraağaç tarafında yapılan su ölçümleri kirliliğin arttığını gösteriyor. ? Manyas Gölü: Manyas Kuş Gölü’nde Sığırcı Deresi ile kuzeyden, yani Bandırma tarafından gelen kirlilik baskısı sürüyor. Kuşların önemli barınma, kışlama ve üreme alanı olan bu deltada, geçmişte su seviyesi yükselmişti ve Avrupa Konseyi tarafından iyi korunan milli parklara verilen ‘‘A’’ sınıfı diploma geri alınmıştı. Bu süreçte, gölün kuzeyindeki söğütlük kurumuş, yeniden dikilen söğütler yeni yeni büyümeye başladı. / IŞIL ÖZGENTÜRK Tehlikeli eğilimler Değişik zamanlarda iki kez İran’a gittim. Birinde Tahran ve İsfahan’da on gün kaldım, öbüründe kuzeyden güneye ülkeyi baştan başa karayoluyla geçtim. Çok şey gördüm, olay yaşadım ve bol bol kitap okuyarak İran konusunda kendimi epeyce bir eğittim. Yakın zamana kadar bu bilgilerime dayanarak, ‘‘Türkiye asla bir İran olamaz’’ diye düşünüyordum, ama yavaş yavaş bu düşünceden uzaklaşmaya başladım. Şimdilerde diyorum ki, ‘‘Elbette Türkiye asla bir İran olamaz, ama İran’dan beter bir şey olur.’’ Bu çok korkutucu bir düşünce ama son günlerde önce kendimde, sonra yakın çevremde öyle ince, gizli eğilimler görmeye başladım ki, gerçekten korkuyorum. Önce kendimden başlamalıyım; insan hakları konusunda karınca kararınca kendimi eğitmeye çalışan ben, geçen gün ansızın durdum. Ankara Garı’nda arkadaşla oturuyorduk. Birden çevrede ne kadar çok türbanlı kadın olduğunu fark ettim. Sonra birden bir çocuk ağlamaya başladı, türbanlı annesi, onun yüzünü öylesine hırsla, kötü bir biçimde siliyordu ki, çocuğun canının acıdığı belliydi. Çocuk çığlıklar atıyordu, az ötedeki baba bir anda kalktı ve o küçücük çocuğa şiddetli bir tokat attı. Çocuk daha çok ağlamaya başladı. Ben bekliyordum ki, anne ya da baba çocuğu kucağına alsın, sevsin, okşasın, onu yatıştırsın. Hayır öyle bir şey yoktu. Çevreme bakıyorum, başları türbanlı kadınlar ve eli tespihli suskun erkekler sanki ortada çocuğunu döven bir baba yokmuşçasına öylece duruyorlar. Sanki korkunç bir sevgisizlik tüm alana usulca yayılmış gibi. Tabii dayanamayıp işe el koymaya karar veriyorum ve aileye yaklaşıyorum, koca ne yapacağımı anlamış gibi, birden çocuğu kucağına alıp benden uzaklaşmaya başlıyor. Karısı da, diğer suskun kız çocuğu da onun peşinden gidiyor. Ben öylece kalakalıyorum. Öfkeliyim.. neyse tren geliyor, İstanbul’a doğru yola çıkıyorum. Yol uzun, bu uzun yolda kendimi ansızın garip bir ikilemin içinde buluyorum. Bir yandan ‘‘Bu tür olaylar her ailede olabilir, açık başlı kadınlar da, onların erkekleri de çocuklarını dövebilir’’ diye düşünürken, kendimi birden ‘‘Artık bu türban ve temsil ettiği her şeyden uzaklaşmaya başladım’’ derken yakalıyorum. Bu durum karşısında çok geriliyorum; demek ki, ülkenin genel nefret ve sevgisizlik ortamı beni de ele geçirmeye başlamış. Bunu ilk kez, gittiğim bir kadın berberinde hissetmiştim. Bir kadın vardı, saçları ve makyajı az sonra sahneye çıkacak gibiydi. Giysileri de öyle.. son anda tam berberden çıkarken, başını itinayla belirgin bir biçimde türbanla örtmüş ve avuç dolusu bahşişler verip şuh bir biçimde çıkıp gitmişti. O zaman da düşünmüştüm.. ben, İran’da gördüğüm ? Arkası 8. Sayfada isilozgenturk@gmail.com CUMHURİYET 20 CMYK A. Scholar, St. Petersburg, Hermitage Müzesi, 104.5x92 (1631) Güvenlikçiler: Beyoğlu’nda olaysız gün yok. İşletmeciler: Barlar, sokaklardan güvenli C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ?Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdari ve Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 3.43 Güneş: 5.38 Öğle: 13.17 İkindi: 17.13 Akşam: 20.44 Yatsı: 22.29 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 16 TEMMUZ 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear