24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 MAYIS 2006 SALI 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Son 20 yıla damgasını vuran futbolculardan F.Bahçe ve G.Saraylılara uyarı, ‘‘strese girmeyin’’ İşteşampiyonluğunformülü Spor Servisi Turkcell Süper Ligi’nde şampiyonluk için artık son 90 dakikaya girildi. Direksiyon Fenerbahçe’de, kazanırsa müzesini 17. kez taçlandıracak. Galatasaray’ın ise kendi maçını kazanıp rakibinin ‘yoldan’ çıkmasını beklemekten başka çaresi yok. Her iki ekipte de stres şimdiden diz boyunu aşmış durumda. Futbolcular da, yöneticiler de taraftarlar da hafta sonunu iple çekiyor. Bu tür şampiyonluk heyecanını defalarca yaşayan futbolcular ise biraz daha rahatlar. Cumhuriyet’in L İ G D E O L A S I L I K H E S A P L A R I ayrılması gerekecek. Malatya, G.Antep deplasmanında galibiyet arayacak. Malatya, Ankara ve Denizli’nin maçlarını kazanmaları halinde ligden düşecek son takım Gaziantep olacak. Malatya’nın Gaziantep’i yenmesi, Denizli ve Ankara’un beraberlikleri halinde 3 takım 37’şer puana sahip olacak. Bu durumda, üçlü averaj sonucuna göre, Denizli ligden düşen son takım olacak. Samsun ikili averaj nedeniyle Diyarbakır maçını kazansa bile kurtulamayacak. dediler. Futbolcuların hata yapma lüksüne sahip olmadığına da dikkat çeken deneyimli isimler, ‘‘Futbolcular için belki de en zor 90 dakikadır. Hata yapan çok şey kay Puan durumu Takımlar Fenerbahçe Galatasaray Trabzonspor Kayserispor Beşiktaş G.Birliği Konyaspor K. Erciyes Sıvasspor Ankaragücü V. Manisa Ç. Rizespor Gaziantep Ankaraspor Denizlispor Malatyaspor Samsunspor Diyarbakır O 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 33 G 25 25 15 15 14 14 12 9 9 10 11 9 9 8 9 9 8 8 B 5 5 7 6 9 9 9 13 13 9 6 11 10 12 9 9 9 5 M 3 3 11 12 10 10 12 11 11 14 16 13 14 13 15 15 16 20 A 89 79 50 59 50 46 39 36 31 42 52 32 33 43 40 34 44 31 Y 33 34 40 39 38 36 43 46 43 45 61 43 50 51 49 49 62 68 P 80 80 52 51 51 51 45 40 40 39 39 38 37 36 36 36 33 29 Avj +56 +45 +10 +20 +12 +10 4 10 12 3 9 11 17 8 9 15 18 37 H E Y E C A N I YA Ş AYA N L A R Ligde son yılların en heyecanlı sezonlarından biri yaşanırken, 80 puanla lider durumda bulunan F.Bahçe ile averajla ikinci sırada bulunan G.Saray, son haftada yapacakları karşılaşmaların sonuçlarına göre sıralanacaklar. Her iki takımın da maçlarını kazanmaları halinde, ikili averaja göre F.Bahçe şampiyon olacak. F.Bahçe’nin puan kaybı ve Sarı Kırmızılılar’ın kazanması halinde G.Saray ipi göğüsleyecek. UEFA Kupası’nda son bilet için Trabzon, G.Birliği ve Kayseri yarışacak. ‘son hafta stresi’ ile ilgili sorularını yanıtlayan yeşil sahaların emekçileri, ‘‘Strese giren kaybeder’’ görüşünde birleştiler. Son haftaya averaj puanı ile giren Fener Düşme korkusunu yakından hisseden ekipler ve olasılıklar ise şöyle: G.Antepspor, Malatya’dan puan alırsa ligde kalacak. Ankaraspor, son hafta K.Erciyes’e konuk olacak, ancak Denizlispor’un son hafta şampiyonluk mücadelesi veren F.Bahçe’ye yenilmesi gerekiyor. Bu durumda Mavi Beyazlılara 1 puan yetiyor. Denizlispor F.Bahçe’yi yenmesi halinde ligde kalmayı garantileyecek. Denizlispor’un, Sarı Lacivertlilerden puan alması halinde, Ankaraspor’un mutlaka sahadan galibiyetle ? RIZA ÇALIMBAY (Beşiktaşlı eski futbolcu): Böyle maçlar çok oynadım. F.Bahçe’nin işini zor görüyorum. Denizlispor her şeyini ortaya koyacak. G.Saray’ın da maçı zor. Kayseri’nin de UEFA iddiası var. Futbolcular gerilimli olur. Maçın bir an önce gelip oynanıp bitmesini ister. Bütün uğraş sadece 90 dakikaya kalmıştır. Gergindir. Teknik direktörler ve yöneticiler onları yumuşatmalı. Böylesi kritik maçlar öncesi psikolog desteği de önemli katkı olur. ? CÜNEYT TANMAN (G.Saraylı eski futbolcu): Son haftada futbolcuların ruh hali hiç olumlu olmaz. Bu stres futbola da olumsuz yansır. Buna en iyi örnek G.Saray’ın, Beşiktaş karşısında gösterdiği performanstır. Bir Sarıyer maçımız vardı. 10 kazandık ama Trabzonspor şampiyon oldu. Son hafta 2 takımın da kulağı diğer maçta olacak. Artık uzatması olmayan bir final oynanacak. Sahada çok ilginç şeyler olabilir. G.Saray son hafta sahasında oynayacağı için avantajlı gibi gözüküyor. Ancak direksiyon F.Bahçe’nin elinde. SamsunDiyarbakır, TrabzonBeşiktaş, G. BirliğiÇ.Rize, Sıvas Ankaragücü, V.Manisa Konya, G.SarayKayseri, K.ErciyesAnkara, DenizliF.Bahçe, G. AntepMalatya. bahçe’nin avantajına dikkat çeken 4 büyüklerin ‘emekli’ yıldızları, düşme potasındaki Denizlispor’un ise zirve hesaplarını alt üst edebileceğini belirttiler. Eski futbolcular, son haftada hiç kimsenin bir diğerini düşnecek lükse sahip olmadığına da dikkat çekerlerken, ‘‘Herkesin kendisine oynayacağı bir hafta yaşayacağız’’ bedecek. Akıllar kendi oynadığı maçta, kulaklar ise rakibinin puan kaybında. Ancak futbolcu çıkıp işini yapmalıdır’’ demeyi de ihmal etmediler. ? MEHMET ÖZDİLEK (Beşiktaşlı eski futbolcu): Biz genelde ligin bitimine 1 hafta kala şampiyonluğumuzu ilan ediyorduk. Son 10 yılda böyle bir heyecan yaşamamıştık. Bu stres tabii ki kolay değil. Ancak büyük takımda oynamanın farkı da bu olmalı. Son hafta Denizlispor’un da üzerinde yoğun bir baskı olacak. Küme düşme hattındalar. Olaya tek taraflı bakmamak lazım. G.Saray evinde oynayacak ama rakibi UEFA Kupası hedefi olan Kayserispor. Futbolda sahaya çıkmadan hiçbir şey belli olmaz ama kantarda F.Bahçe daha ağır basıyor. ? METİN TEKİN (Beşiktaşlı eski futbolcu): Son hafta stresi sadece maç öncesindeki 1 haftada yaşanır. Futbolcu sahaya çıktığı zaman her şey unutulur. Bu tip gerginlikleri biz de yaşadık. Ama çok keyifli olduğunu söyleyebilirim. ? KEMALETTİN ŞENTÜRK (F.Bahçeli eski futbolcu): Şampiyonluk havasına giren futbolcu artık çok fazla şey düşünmez. Önemli olan hata yapmadan buraya kadar getirdiği emeğin sonucunu alması. Büyük takımda oynayan futbolcuların amacı daha fazla. Denizlispor F.Bahçe’ye yenilirse ya da Kayseri G.Saray karşısında mağlup olursa kıyamet kopmaz. Ancak tersi olursa kıyamet kopar. Bana göre şampiyonluk yolunda F.Bahçe 1 adım önde. ? DURMUŞ ALİ ÇOLAK (F.Bahçeli eski futbolcu): Uzun süredir ligde böyle bir heyecan yaşamadık. Geçen hafta oynanan KonyaSıvas maçı hariç tüm takımların hedefi vardı. Son hafta oyuncular stresli olur. Ligde şampiyonluk ve küme düşme düğümünü belirleyecek kiritk maçlar var. F.BahçeDenizli maçının ilginç bir yapısı var. Denizli kazanırsa ligde kalacak, F.Bahçe kazanırsa şampiyon olacak. Birçok hesap yapılıyor ama futbolcu kazanmak isteyecektir. 198788 sezonunda Beşiktaş’la berabere kalıp Galatasaray’a şampiyonluk yolunu açtılar Tarih ‘Denizlispor’dan ibaret! VEYSEL BALKAYA Yıl 1987... Mayısın son günü. Şampiyonluk yarışı aynı şu sıralarda olduğu gibi nefesleri kesiyor. Zirvenin adı o zaman Beşiktaş, hemen takibinde ise Galatasaray var. Son iki haftaya giriliyor. Beşiktaş İstanbul’da ve rakibi Denizlispor. Galatasaray ise güneyde Antalyaspor ile karşı karşıya... Kulakları da tabii ki İstanbul’da. Beklenen haber geliyor. SarıKırmızılıların teknik direktörü Jupp Derwall, bir hafta önceki Çaykur Rizespor deplasmanında maçın ardından söyledikleri gerçek olmak üzere: ‘‘Biz puan farkı ile ligi şampiyon kapatacağız’’... ÖNAL: MUCİZEYDİ önemin SarıKırmızılı formasını giyen isimlerden Erhan Önal, Denizlispor’un Beşiktaş’tan aldığı beraberlik haberiyle sevinçten havalara uçtuklarını söyledi. Ç.Rizespor deplasmanından mağlubiyetle döndüklerinde şampiyonluk şanslarının mucizelere kaldığını belirten Önal, ‘‘O sezon kırık omuzla oynuyordum. Rize deplasmanına da gitmemiştim. Antalya maçının ardından Denizli’den gelen beraberlik bizi şampiyon yaptı’’ dedi. Denizli ile F.Bahçe maçından da buna benzer bir sonucun çıkabileceğine dikkat çeken Önal, ‘‘Bu hafta da Denizlispor şampiyonluğun gidişatını etkileyebilecek. Denizlispor’un Fenerbahçe’den puan alması asla mucize olmaz’’ diyerek son hafta şampiyonun Galatasaray da olabileceğinin altını çizdi. D Lider döndüler Derwall’in dediği oluyor... Galatasaray, Antalspor karşısına ikinci sırada çıkıyor, maçın ardından ise İstanbul uçağına lider olarak biniyordu. Denizlispor’un, Beşiktaş karşısındaki beraberliği SiyahBeyazlıların şampiyonluğunu elinden alıyordu. Son hafta ise Galatasaray zorlansa da Eskişehir’i yeniyor, Beşiktaş’ın Bursaspor’dan aldığı 20’lık galibiyet yetmiyordu. Beşiktaş’ı şampiyonluktan eden golün sahibi Denizlisporlu Erol Tolga, SiyahBeyazlı takımın taraftarı olduğu için golü attıktan sonra çok üzüldüğünü kaydetti. Erol Tolga, bu dönemdeki iyi performanslarının ve yönetimin bu kritik maç için ekstra bir prim verecek olmasının kendilerini motive ettiğini vurguladı. Tolga, ‘‘Ben Beşiktaşlı olarak büyüdüm. Açıkcası bu golü attıktan sonra üzüldüm. Keşke başka bir maça denk gelseydi. Bu haftasonunda Fenerbahçe’nin işi hiç de kolay olmayacaktır’’ dedi. Beşiktaş cephesi ise şoktaydı. Feyyaz Uçar yaratılan atmosferden etkilendiklerini ve şampiyonluğu bu yüzden kaybettiklerini vurguladı. Uçar şunları söyledi: ‘‘Bu dönemde teşvik primleri Türk futbolunda yerini yeni yeni almaya başlıyordu. Bu söylentiler maçın stresini arttırdı. Biz de son dakikalarda kontrolü kaybettik. Fenerbahçe çok zor bir maça çıkacak.’’ ? LEMİ ÇELİK (Trabzonsporlu eski futbolcu): Bu tip durumlarda futbolcunun motivasyonu doruk noktaya ulaşır. Baskıyı kaldıracak futbolcu ipi göğüsler. Takım halinde bu baskıyı kaldırmaları lazım. Dikkatli olmaları gerekir. Biz 1996 yılındaki F.Bahçe maçında iyi oynamamıza karşın rakibin 1.5 atağında maçı kaybetmiştik. ? RAUF KILIÇ (G.Saraylı eski futbolcu): Futbolcu bu gibi durumlarda çok kötüdür, gergindir, sıkıntılıdır. Gergin maçlar var. Bu F.Bahçe için de geçerli. Denizli’den daha fazla stresleri var. Denizli küme düşmeyi göze alabilir ama F.Bahçe’nin böyle bir şansı yok. Eğer şampiyon olamazlarsa 10 yıl geriye giderler. Bu maçtan her sonuç çıkabilir. G.Saray ise evinde kazanır. GÖRÜŞ / HALİT DERİNGÖR Denizli’de oynayacağı maçta rakibini yenerek şampiyon olacağına inanıyor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN Nereden, Nereye? Başkanlar arasındaki kavga bir türlü bitmiyor. Garipsiyoruz doğrusu. Bizim kuşak böylesine kavgalara tanık olmamıştı. Bence, asıl yazılması ve eleştirilmesi gereken konu bu olmalı. Tabii karnınızda alaca yoksa ve cesaretiniz varsa. 442, 443, 352 gibi sözüm ona taktikleri dinleye dinleye herkes bıktı artık. Bu gibi basit bilgilerle yorum yapan ve yaptıkları yorumla da övünen futbol cahilleri de var. Bozuk bir saatin yelkovanı gibi bir noktaya takılıp kalmak doğru değil. Bunu biliyoruz, ama yine de böyle olaylar karşısında ister istemez eskiyi anımsıyoruz. Fenerbahçe’de oynamaya başladığım yıllarda; başkanımız Ali Muhittin Hacı Bekir’di. Bugün bile onun adını duymayan var mı? Bilemiyorum. Şeker kralı. Evrensel şöhret yapmış. İsmi Türkiye ile adeta özdeşleşmiş. Türkiye deyince yabancılar ‘‘Hacı Bekir Lokumu’’nu anımsıyorlar. Giyinişi, kuşanışı ve davranışıyla örnek bir insandı. Tam bir İstanbul beyefendisiydi. Çok şık giyinirdi. Fakir babasıydı. O yıllar ülkemizin üç dört zengininden biriydi, ama bugünkü zenginlerden çok farklıydı. Fenerbahçe’nin başkanlığını yaptığı yıllarda bir deplasman maçı için Ankara’ya gitmiştik. Oynadık ve galip geldik. Ankara Palas’ta kalıyorduk. Yine o yıllarda Başbakan olan Şükrü Saracoğlu ile sık sık görüşen Hacı Bekir, galibiyet sonrası Şükrü Saracoğlu’nu Karpiç Lokantası’nda yemeğe davet etmişti. Yemekten saatler önce bizi toplayıp, ‘‘Çocuklar, hepiniz koyu renk elbise giymeli ve kravat takmalısınız’’ demişti. Bu konuşmayı yaparken birden kravat takmayı sevmeyen ve çoğunlukla da takmayan bir arkadaşımız gözüne ilişti. Her zamanki nazik ve babacan üslubuyla ‘‘Çocuklar hep beraber çarşıya gidip biraz dolaşalım. Hepinize aynı tip kravat alıp hediye edeceğim’’ dedi ve de kravat takmayan bu arkadaşımız, yemeğe giderken kravatını takmak zorunda kaldı. Bu kadar ince düşünceli olan bir idarecinin rakip takım başkanlarıyla kavga etmesi mümkün olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Değil rakip takım başkanlarına, kendi takımı içindekilere bile şimdikiler gibi davranmazdı. Bir de bugüne bakalım. Ligin ilk devresi ve Fenerbahçe’de yine saha kapatma cezası var. Diyarbakırspor ile oynuyorlar. İlk golü de yiyip zorlanıyorlar. Maçın sonlarına doğru, Daum bir değişiklik yaparak Kemal’i oyuna alıyor. Kemal heyecanlı ve oynadığı yeri yadırgıyor. Bu sırada gür bir ses, seyircisiz oynanan stadyumda yankılanıyor. ‘‘Koşsana ulan... Oynatmıyorlar diye orada burada konuşuyorsun. Hadi bakalım oyna’’... Dönüp arkamıza bakıyoruz. Bu gür sesin sahibi bir Fenerbahçe yöneticisi. Spor yazarlarının çoğu bana bakıyor. Tabii bir Fenerbahçeli olduğum için. Şimdiye kadar görmediğim ve yaşamadığım bir olay bu. Utanıyorum adeta, ama bağıran yönetici mutlu. Büyük bir iş yaptığını sanıyor. Büyük Fenerbahçeli olduğunu düşünüyor. Ne kadar ilginç değil mi?.. Eski yılların başkanının, oyuncusunun onurunu kırmamak için, gösterdiği centilmenliğe bir bakın, bir de bu yöneticinin davranışına. Nereden nereye gelmişiz de haberimiz yok. Bu tür davranışlar yüzünden futbol camiasında herkes herkesle kavga edebilir hale geldi. Kader maçı olan FenerbahçeKayseri Erciyesspor ve BeşiktaşGalatasaray maçlarını TV’den izledim. Maç öncesi, spor kamuoyunda K. Erciyesspor’un Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’ın da Galatasaray’a kıyak yapacağı yazılıp çizildi. Böyle bir şey oldu mu? Tersine, takımlar sahada canlarını dişlerine taktılar. Ne kadar da kolay insanların ahlakı ve şerefiyle oynayabiliyoruz. Bütün bu olaylar toplum olarak ne kadar septik bir toplum olduğumuzu açıkça gösteriyor. Ahlaksızlık senaryoları yazan kimseler, sahada oynanan bu maçları gördükten sonra biraz olsun utandılar mı?.. Şampiyonluk son maça kaldı. Kim bilir yine ne senaryolar yazılacak... F.Bahçe ‘tur’ hazırlığında HİLMİ TÜRKAY Bu Gemi Batarsa... Öyle bir gün ki hangi maçı izleyeceksin, bir yanda F.Bahçe K.Erciyes, diğer yanda dev bir derbi. Kazanan yoluna devam edecek, kaybedenler... Maçın ilk yarısını iki kanaldan tek TV’den izledim. İkinci yarıları daha da ilginç olmalıydı, iki TV’li bir yere koştum. Çok kalabalık bir yerdi ve her kafadan bir ses çıkıyordu. İki maçı da izlerken ilginç konuşmalara da tanık oluyordum. Tespitim şu oldu; maçlar devam ederken hemen hemen herkes şike olduğundan yüzde yüz emin konuşuyordu. Dakikalar ilerledikçe de bu düşünceleri değişmeyeceğe benziyordu. Üzüldüm, Türk futbolunun değil, Türk futbol seyircisinin ne hale geldiğine üzüldüm. Tam 20 yıl muhabirliğini yaptığım Beşiktaş’ta Baba Hakkı’dan Süleyman Ağabey’e dek Siyah Beyazlı camianın içinde yaşadım. Çırağan Sarayı’nın yangın yerinden Akaretler’e, Fulya’ya taşındığı yılları anımsadım, o günkü futbolu, futbolcuları ve de futbol seyircisini düşündüm. İşte sahada iki büyük takımın futbolcuları ve ortaya koydukları müthiş bir mücadele vardı, şike olabilir miydi bu maçta, bırakın parayı pulu, hatır, gönül şikesi bile olamazdı. Şanlı tarihlerine yakışır bir maçtı ortadaki. Ama bugünün futbol seyircisi içindeki kini, içindeki nefreti bir başka şekilde hem de çirkin bir şekilde ortaya koyuyordı. Gerçi haftalardır kimi medyamız da karşılıklı demeçleri abartarak verince böyle bir ortamın da hazırlayıcısı olmadı değil, ama futboldan anlayan da anlamayan da bana göre artık bitmiş. O konuşmaları dinlerken futbol adına, futbolcular adına utandım. Onlar ekmek parası için ellerinden geldiğince çaba harcarken koltuklarında oturan o insanların kin kusan konuşmalarını, hakemin ya da futbolcuların en ufak hatalarını galiz küfürlerle eleştirenlerin futbolsever olduklarına inanamadım. Hele maçın son 17 saniyesinde talihsiz bir golle yenilen Beşiktaş’ın, hırsından ağzı köpürenlerin acımasız eleştirilerine isyan etmek istedim. Orada pek sesimi çıkarmadım ama dün sabah gazeteye geldiğimde arayan kimi Beşiktaşlı, kimi Galatasaraylı dostlarımdan bile ‘‘Gördün mü Cordoba nasıl yatırdı bizi. Zaten Kolombiyalı değil mi, Mondrogan arayı yapmıştır’’ demelerine isyan ettim. Biz neden bu hallere düştük, maçı kazanan takımın yandaşları da küfrediyor, terör estiriyor, kaybeden de... Takımı kazananlar acaba oturdukları koltukları kırarak, yakarak mı coşkularını kutluyor, takımı yenilen de bıçak çekerek mi? Yazıklar olsun... Ama bu terörü cahil dediğimiz insan da yapıyor, okumuş dediğimiz de... Sosyologların da psikologların da araştırmaları gereken bir olay. Ama bana hiç kimse çıkıp da sadece ekonomik sıkıntıyı örnek göstermesin. Eskiden de işsiz vardı, ama ahlak bu kadar düşmemişti. Futbolun içindeki bu görüntüler aslında giderek yozlaşan ve ahlak erozyonuna uğrayan toplumun sadece bir kesitidir. Ve bu görüntüler gelecekte çok daha vahim olaylara dönüşecektir. Medya olayları günlük ve basit olaylar olarak görmemeli, futbolun içindeki A’dan Z’ye herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Bu gemi batarsa medya bile bana bir şey olmaz diyemeyecektir. EPosta: ayucelman?yahoo.com Faks: (212) 3437264 Nasıl bir ‘lig’dir bu böyle.. Nefes nefese, atbaşı... Her şeyin sonuna gelindi artık... BeşiktaşG.Saray maçında o son uzatma dakikasındaki Kabze’nin ‘gol’ vuruşu olmasa Fenerbahçe şampiyonluğunu ilan edecekti. Ama olmadı... Bir hafta daha uzadı maraton... Heyecan dorukta... F.Bahçe, ‘düşme’ potasındaki takımlardan Denizlispor ile Denizli’de oynayacak, biri şampiyon olmak için uğraş verirken diğeri de düşmemek... Belki bu 90 dakika sonrasında ikisi birden sevinecek belki de biri sevinirken biri üzülecek... Fenerbahçeliler kendilerinden son derece eminler... Başkanından, yöneticisine taraftarından malzemecisine kadar bu işe artık ‘bitti’ gözüyle bakıyorlar. Ama hâlâ ‘tedirgin’ olanlar da var. 1987 sezonunda İstanbul’da Denizlispor, Beşiktaş’a attığı golle Siyah Beyazlıları şampiyonluktan etmişlerdi. Hatta Beşiktaş’a golü atan Erol maçtan sonra ‘koyu’ bir Beşiktaşlı olduğunu söylemişti. Fenerbahçe’nin de Denizli’de üç yıl önce attığı şampiyonluk turu var. Fakat şimdi durumlar farklı. O dönem Denizlispor’un düşme gibi bir korkusu yoktu. Hafta sonu Fenerbahçeliler Denizli’ye taşınacak, herkes bunun hazırlığında. Denizli stadının kapasitesi belli, ev sahibi takım ne kadar yer verecek Fenerbahçe’ye o da bir başka merak konusu... Son bir not: Nobre için doktorlar seferber olmuş durumda. Daum bu Brezilyalıyı ısrarla oynatmak istiyor, ama ağrıları devam ediyor. Maç gününe kadar ne olur bilinmez, geçerse iyi, geçmezse F.Bahçe için kötü... Hasan Kabze antrenmanın en neşeli ismi olurken Mondragon’la şakalaşması dikkat çekti. Kabze: Hissetmiştim NEVZAT DİNDAR Çanakkale Dardanel’den 700 bin YTL’ye alındığında ‘O kadar eder mi?’ şeklinde eleştiriler yapılmıştı. Galatasaray’da ‘kulübeye’ demir atan Hasan Kabze, Sarı Kırmızılı takımın Hakan Şükür, Necati Ateş ve Ümit Karan’la birlikte 4 ‘kare as’ından biri. Neden mi? 11’de başladığı maç sayısı bu sezon için sadece bir. Ancak genç yıldız sonradan oyuna girdiği karşılaşmalar da attığı gollerle dikkat çekiyor. Beşiktaş maçında attığı iki golle takımının umutlarının son 90 dakikaya taşınmasını sağlayan Hasan Kabze, samimi açıklamalarda bulundu... ‘‘Yedek beklemek tabii ki her futbolcuyu üzer. Ancak profesyonel davranmak zorundayız. Küsmemeliyiz. Nedense günler öncesinden benim golümle kazanacağımızı hissetmiştim. Hatta rüyamda bile gördüm. Son dakikada topu önümde buldum. İyi de vurdum. O pozisyonda kalenin orada olduğunu bilmeniz gerekiyor. Ben de gözümü kapattım ve vurdum. ‘Tanrı’nın ayağıyla’ golü attım! (gülerek söylüyor). Ben vurmasam İbrahim Toraman topu kontrol edecekti. Dün geceyi (önceki) unutamayacağım. Cordoba’nın golde yapacak birşeyi yoktu. Şampiyonluğa inanmasaydık son dakikaya kadar mücadele etmezdik. F.Bahçe’nin Denizli’de puan kaybedeceğini düşünüyorum. Önümde daha uzun yıllar var. İlk kez Azerbaycan maçında ulusal formayı giydim. O maçta da gol attım. Şaibe arayanlar galibiyetimize leke süremezler.’’ CUMHURİYET 18 K (Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear