28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2006 PERŞEMBE 6 HABERLER İMO İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI GÖKÇE Tuzla’da ücretsiz dağıtılan kitaba tepkiler büyüyor. Belediye başkanı ve yazar hakkında suç duyurusunda bulunuldu Şeriat düzenine özlem EMEL KILIÇ Şeriat yaşantısının övüldüğü ‘‘Delilleriyle Aile İlmihali’’ adlı kitabı ücretsiz olarak dağıtan Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci ile kitabın yazarı Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren hakkında, anayasayı ihlal ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Tuzla Belediyesi’nin, kız çocuklarının 9 yaşında evlenebileceği, doğum ? Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren’in yazdığı “Delilleriyle Aile İlmihali’’nde, kız çocuklarının 9 yaşında evlenebileceği ve bir erkeğin dört eşi olabileceği gibi gerici ifadeler yer alıyor. Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci ise insanların ‘‘önyargılı’’ olduğunu ileri sürdü. kontrolünün yasaklanması gerektiği gibi gerici ifadelerin yer aldığı kitabı dağıtmasına tepkiler büyüyor. CHP ve MHP Tuzla örgütleri, savcılığa başvurarak, kitabın yazarı Döndüren ve Demirci hakkında yasal işlem yapılmasını istediler. Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü, Döndüren hakkında, soruşturma başlattı. CHP Tuzla İl Genel Meclisi Üyesi Hüseyin İldan, CHP Tuzla Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Mehmet Çalasın 20 kişilik partili bir grupla yaptığı basın açıklamasında, tarafından CHP Tuzla İlçe Başkanı Hasan Uzunyayla savcılığa verilen dilekçede, Demirci ve Döndüren’in ‘anayasayı ihlal etmek’ ve ‘görevi kötüye kullanmak’ suçlarını işledikleri ifade edildi. Dilekçede, belediye başkanının, ‘‘çok satan, faydalı bir kitap’’ değerlendirmesinin, laik Cumhuriyet’e karşı şeriat özlemi olduğunu vurgulanarak ‘‘Bu anlayış AKP’nin tepesinden aşağıdakine kadar adım adım uygulamaya sokulmaya çalışılan bir özlemdir’’ denildi. Demirci’nin istifa etmesi gerektiği kaydedilen dilekçede, kitabın sunuş ve önsözünde açıkça Cumhuriyet’e saldırıldığına dikkat çekildi. Demirci ise ‘‘Önyargısız olarak incelendiğinde, bu iki kitabın da evliliğe adım atan insanlar için çok faydalı bilgiler içerdiği görülecektir’’ diyerek kitabı savundu. Kitapta yer alan bazı ifadeler: ? Evlenme yaşı kızlarda 9, erkeklerde 12’dir. ? Bir erkek dört eş alabilir. ? Şahitler Müslüman ve erkek olmalı. ? Yabancılarla tokalaşmayın. ? Akraba evliliği caizdir. ? Doğum kontrolü yasak. ? Nişan, düğün, evlenme, nafaka ve boşanma gibi fiiller bağlı olduğu dinde temelini bulur. ‘İstanbul’daki yapıların yüzde 90’ı riskli’ ? Prof. Eyidoğan, İstanbul’da meydana gelecek 7’den büyük bir depremin Türkiye’nin dengelerini bozabileceğine dikkat çekerken Yard. Doç. Güngör, asker dışında hiçbir kurumun depreme hazır olmadığını söyledi. İstanbul Haber Servisi Topraklarının büyük bölümü deprem kuşağında bulunan Türkiye’nin acilen bir afet stratejisine ihtiyaç duyduğu vurgulanarak, Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlı olan Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün özerk olması istendi. İstanbul Çevre Konseyi’nce (İÇK) deprem değerlendirme paneli düzenlendi. Konseyin Eminönü’ndeki merkezinde gerçekleştirilen ve İÇK Genel Sekreteri Türksen Başer Kafaoğlu’nun yönettiği panele Kurtuluş Lisesi öğrencileri ve İÇK’ye bağlı kuruluşların temsilcileri katıldı. Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, 15 bin km’den fazla deprem fayına sahip bir ülke olan Türkiye’de afet tehlikesinin hâlâ yok sayıldığını belirterek ‘‘Özellikle İstanbul’da arazi kullanım politikası, stratejik öneme sahip. 7 veya daha büyük bir depremde İstanbul’daki kayıplar nedeniyle Türkiye’nin dengeleri bozulabilir’’ dedi. İstanbul Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Yıldırım Güngör, Niksar’da güneş tutulması nedeniyle insanların geceyi dışarda geçirdiklerini anımsatarak ‘‘Bu bir skandal. Çünkü biz bilime değil hurafelere inanıyoruz. Bunun nedeni de eğitim politikalarımızın gerici ve yobazlığa götürülmesi’’ yorumunu yaptı. Güngör, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının hiçbirinin depreme hazır olmadığını vurgulayarak ‘‘Maalesef sadece asker hazır. Asker, İstanbul’da yaşanabilecek bir depremi kontrol altına alabilecek mekanizmaya sahip. A, B, C... Z planları bile hazır. Keşke bunu stoklar, kamu ve yerel yönetimler yapabilseydi’’ ifadesini kullandı. ÖĞRENCİLERE DİN KİTABI Ataköy Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu öğrencilerine de ‘‘Namaz Öğreniyorum’’ adlı kitap dağıtıldı. Kitaplar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde doktor olarak çalıştığı öğrenilen bir kişi tarafından okulun tel örgülerinin üzerinden bahçeye atıldı. ABDİ İPEKÇİ CİNAYETİ Çelik’e yeniden yargılama istemi ? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Oral Çelik’in bir gazetede yer alan sözleri üzerine başlattığı incelemeyi tamamladı. Savcılık, iadei muhakeme istemiyle İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ülkücü Oral Çelik’in Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’nin öldürülmesi davasından ‘‘iadei muhakemesini’’ istedi. Mahkemenin iadei muhakeme kararı vermesi durumunda daha önce beraat eden Çelik, yeniden yargılanacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Çelik’in bir gazetede yer alan ‘‘Abdi İpekçi’ye yönelik 3 suikast girişimi oldu, üçüncüsünde İpekçi hayatını kaybetti, olayın detayları bende saklı ‘’ sözleri üzerine hakkındaki dava dosyasını yeniden ele aldı. Başsavcılık, yaptığı inceleme sonucunda iadei muhakeme istemiyle İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Bu mahkemenin de önümüzdeki günlerde iadei muhakeme talebini karara bağlaması bekleniyor. Mahkemenin başsavcılığın talebini kabul etmesi halinde Oral Çelik’in yeniden yargılanması gündeme gelecek. İadei muhakeme istemini inceleyen heyette, ilgili prosedür uyarınca Çelik’in beraat kararında imzası bulunan hakimler yerine başka hakimlerin görevlendirileceği öğrenildi. Oral Çelik, İpekçi suikastını Mehmet Ali Ağca ile planlamak, olayda kullanılan silahları temin etmek ve olay sonrası silahları alarak kaçmakla suçlandı. ? Olaya tepki gösteren DYP İl Başkanı Ahmet Kiştin, ‘‘Yandaşlar için devlet bütçesinden 7.5 trilyon lira aktarılıyor. Antalya’da zor durumda olan yüzlerce esnaf var. Bu durumda belediyenin bütün esnafın zararını karşılayıp dükkânlarını devralması gerekiyor’’ dedi. ‘1980 ÖNCESİ YAPILAR DAHA GÜVENLİ’ İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe de Türkiye’deki yapıların yüzde 68’inin yapı kullanma izni olmadığını, bu oranın İstanbul’da yüzde 90 olduğunu vurgulayarak ‘‘Mühendislik kurallarına göre yapılmayan bu binaların depremde ayakta kalma şansı yok. İstanbul’da bazı yerlerde çok katlı yapılar nedeniyle gökyüzü bile görünmüyor. Yani buralarda dışarısı, içeriden daha az güvenli’’ diye konuştu. Yapı Denetim Yasası kapsamında inşa edilen yapıların bile denetimsiz olduğuna dikkat çeken Gökçe, şöyle devam etti: ‘‘Şahsen ben İstanbul’dan ev alacak olsam 1980 önce yapılmış yapıları tercih ederim. Çünkü o zamanlar yapılar meslek etiği ile daha sağlam yapılıyordu. Ama 80 sonrası inşaat sektörü bir rant alanına dönüştü. Bu da depremlerde daha fazla ölüm anlamına geliyor.’’ Trilyonluk ‘mini’ kaynak Antalya Büyükşehir Belediyesi, kiraya verdiği Mini City’yi, 7.5 trilyon ödeyerek geri aldı. Şirketin ortağı, Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminden arkadaşı GÜRSU KUNT ANTALYA Büyükşehir Belediyesi bir taraftan, kaynak yaratmak amacıyla belediyeye ait kültür park alanını ihaleye çıkarırken diğer taraftan 25 yıllığına yap, işlet, devret modeliyle kiraya verdiği Mini City’i Detay Limitet Şirketi’nden geri aldı. Bir süre kapalı tutulan alan için belediye şirkete 7.5 trilyon lira ödedi. Şirketin ortaklarından Hasan Dağcı’nın, Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde özel kalem müdürü olması dikkat çekti. İstanbul’daki Miniatürk’ün bir benzeri olan ve Dolmahçe Sarayı’ndan Nemrut Harabeleri’ne, Zeus Sunağı’ndan Divriği Ulucami’ye kadar 86 tarihi ve kültürel eserin maketlerinin yer aldığı Mini City, 18 Temmuz 2004’te Başbakan Erdoğan’ın katıldığı törenle açıldı. kanlığı döneminde özel kalem müdürlüğü görevini yaptığına, aynı zamanda ortağı Mehmet Yazıcı’yla birlikte İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) büfelerini de işlettiğine dikkat çekti. Dağcı’nın Başbakan Erdoğan’a bu yakınlığı ‘‘arkadaşına yardımcı olmak için böyle bir yönteme başvurulduğu’’ iddialarını gündeme getirdi. ret ettiği biliniyor. Bütün bunların doğruluğunun yetkili ağızlardan açıklanmasını istiyoruz’’ diye konuştu. DYP İl Başkanı Ahmet Kiştin ise tepkisini şöyle dile getirdi: ‘‘Bir yandan devletin malı yok pahasına satılıyor, diğer yandan yandaşlar için devlet bütçesinden 7.5 trilyon lira aktarılıyor. Antalya’da zor durumda olan yüzlerce esnaf var. Bu durumda belediyenin bütün esnafın zararını karşılayıp dükkânlarını devralması gerekiyor. Devletin olanaklarını, kendi çıkarları doğrultusunda kullanan bir zihniyet var. Ar damarları çatlamış.’’ Eleştiriler üzerine açıklama yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Sürpriz tanık kurtardı Bu suçlamarla İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Çelik, olayla ilgisinin bulunmadığını savundu. Yargılama aşamasında ortaya çıkan ‘‘sürpriz tanık’’ Abdullah Yavuz, İpekçi’nin öldürüldüğü gün Ağca dışında gördüğü ikinci kişi ile Oral Çelik arasında boy ve kilo farkı olduğunu söyledi. Bunun üzerine Çelik, tahliye edildi. DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ 4 TRİLYON AKTARILDI Ancak bir süre sonra kapanan Mini City’i Antalya Büyükşehir Belediyesi satın aldı. Kamuya ait kurum ve kuruluşlar özelleştirilirken büyükşehir belediyesinin Mini City’yi satın alması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan, belediyeye 4 trilyon lira aktarıldı. Belediye Minicity’nin sahibi Detay Limitet Şirketi’ne 3.5 trilyon lira daha ödeme yaptı. İstanbul Milletvekili Emin Şirin, söz konusu şirketin ortaklarından Hasan Dağcı’nın, Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye baş YAKIN ARKADAŞ Noel Baba Barış Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Saygılı da ‘‘Hasan Dağcı’nın, Başbakan Erdoğan’ın yakın arkadaşı olduğu ve bu yüzden böylesi bir yardıma gidildiği endişeleri taşıyoruz. Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un da konuya ilişkin olarak alanı ziya Türkiye’ye kötü not Haber Merkezi AB yolunda gerçekleştirilen reformlara karşın Türkiye basın özgürlüğü açısından yine kötü not aldı. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutlanırken, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nce yayımlanan 2005 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 167 ülke arasında 98. oldu. Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla Gazeteci Örgütleri Platformu adına dönem sözcüsü Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan (TGS) yapılan açıklamada, ‘‘Basın ve ifade özgürlüğünde geriye gidişten vazgeçilmelidir’’ denildi ve hükümetlere, basın özgürlüğü için yaptıkları taahhütlere saygılı olmalarını hatırlatma günü olduğu belirtildi. Merkezi Paris’te olan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, 2005 yılını gazeteciler açısından ‘‘son on yılın en tehlikeli yılı’’ diye nitelendirirken 2005’te 63 gazetecinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Ölen gazetecilerin 24’ünün Irak’ta hayatını kaybettiğini belirten örgütün yayımladığı 2005 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde ise karikatür krizinin yaşandığı Danimarka, ‘‘dünyanın en özgür ülkesi’’ ilan edildi. Türkiye ise, 167 ülke arasında ancak 98. olabildi. Buna karşılık Türkiye’nin önceki yıla göre ilerleme kaydettiğine ve 15 basamak yükseldiğine işaret edildi. Sıralamada, Irak 157., Çin ise 159., ABD 44. oldul. Endekste ‘‘Kıbrıs (Kuzey)’’ olarak geçen KKTC ise 53. sırada bulunuyor. ABANT İZZET BAYSAL Öğrenciler, Kenan Mak’ı unutmadı ? 1998 yılında ülkücüler tarafından bıçaklanarak öldürülen Kenan Mak’ı anan bir grup öğrenci, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde yürüyüş düzenledi. RUJHAT AVŞAR BOLU Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde 3. sınıfta okurken 1998’de Ülkü Ocağı’ndan inen öğrenciler tarafından bıçaklanarak öldürülen Kenan Mak dün üniversitede öğrenciler tarafından anıldı. Eğitim Fakültesi önünde toplanan öğrenciler ellerinde Kenan Mak’ın fotoğrafı ve ‘‘Ölümsüzdür’’ yazılı bir pankartla İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne kadar yürüdüler. ‘‘Hepimiz inadına birer Kenan’ız’’, ‘‘Kenan yoldaş ölümsüzdür’’, ‘‘Yaşasın halkların kardeşliği’’ sloganları atan öğrenciler kantinde basın açıklaması yaptılar. Açıklamada ‘‘Bugün 3 Mayıs, 1998’de Kenan Mak arkadaşın ülkücü diye tanımlanan faşistlerce katledilişinin 8. yıldönümü. Ezilen, sömürülen emekçilerin çocukları olarak, üniversitelerdeki faşist baskıları mücadele ederek engelleyeceğimizi söylüyoruz’’ denildi. Anma sırasında jandarma kampusta geniş güvenlik önlemleri alırken girişçıkışlardaki kontroller de sıklaştırıldı. Ülkücü oldukları öğrenilen bir grup da kampusa alınmadı. TURİNG’in kültür etkinlikleri çerçevesinde Fenerbahçe Parkı’nda tören yapıldı Yahya Kemal Beyatlı anıldı İstanbul Haber Servisi Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, ‘‘kültür etkinlikleri’’ çerçevesinde Kadıköy Fenerbahçe Parkı’nda düzenlediği törenle Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önde gelen isimlerinden Yahya Kemal Beyatlı’yı andı. Kültür Bakanlığı Müsteşarı ve TURİNG Başkanı Prof. Dr. Mustafa İsen törende yaptığı konuşmada, TURİNG’in kültür hizmetlerinin devam edeceğini belirterek edebiyat dünyasının önemli isimlerinin bu etkinlikte yer almasından memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Etkinlikte, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı Erdem Özgen’in seslendirdiği, Yahya Kemal’in güftelerinden oluşan sürpriz bir konser de yer aldı. Özgen’e kanun sanatçısı Sezgin Sezer eşlik etti. TURİNG Başkanvekili ve kültür tarihçisi A. Haluk Dursun’un sunumunu yaptığı etkinlikte, Yahya Kemal hakkındaki çalışmaları ile tanınan Beşir Ayvazoğlu, şairin yaşam tarzından örnekler sunarken, Paris günlerinde en yakınında olan edebiyatçı Rükzan Günaysu ise son yıllarını anlattı. Bir sohbet ortamı içinde geçen etkinlikte, Prof. Dr. İskender Pala da Yahya Kemal’in şiirlerinden örnekler sundu ve şiirlerinin analizini yaptı. ‘SANSÜR ANAYASAL SUÇTUR’ Gazeteci Örgütleri Platformu adına dönem sözcüsü TGS’den yapılan açıklamada, hükümete verdiği taahhütlere saygılı olmaları anımsatıldı. Açıklamada, ‘‘Meslek örgütleri olarak türban, laiklik, haremselamlık tartışmalarıyla toplumsal gerginlik politikası güden hükümete hatırlatıyoruz ki; özgürlükler, sadece din ve vicdan özgürlüğünden ibaret değildir. Hükümet, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü alanında son birkaç yıldır atılan adımları geriye götürecek çağdışı yasal düzenleme girişimlerinden vazgeçmelidir’’ denildi. Törende, şair Beyatlı’nın şiirlerinden örnekler verildi, analizler yapıldı. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear