28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2006 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI A A PB A A A A A PB 27 29 26 27 29 31 33 30 31 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y PB PB PB Y A 22 21 19 19 26 25 26 18 31 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB A A A A PB PB Y 33 27 31 35 34 32 22 23 20 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun doğusu, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar; Orta ve Doğu Karadeniz ile İç Anadolu’nun doğusunda etkili olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo PB 15 Helsinki Y 9 Stockholm Y 16 Londra Y 18 Amsterdam Y 15 Brüksel Y 19 Paris PB 25 Bonn Y 19 Münih Y 23 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB PB Y PB PB B B Y 19 26 31 22 26 26 26 28 23 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y A B PB A Y Y A A 19 32 28 38 31 31 30 35 34 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada zararlarını telafi etmenin yollarını kim arayacak? Müslümanlığı önkoşul gören bu hükümet! Oysa hükümetin, Müslümanın Müslümanlığı araç olarak kullanarak, üstelik ‘‘Başbakan’ın adını vererek, arkadaşı olduğunu’’ söyleyerek trilyonluk, katrilyonluk vurgunu yapanların üzerine gittiğini, gideceğini açık dille kamuoyuna duyurduğu işitilmedi. Bu konuda çözüm yolları arayan Meclis Komisyonu da derin uykuda! Bu sessizliğin, dolandırılan gurbetçilerin dertlerini RTE’nin görmezden gelmesinin bir gerekçesi, bir nedeni vardır elbet. Bir zamanlar ‘‘Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz’’ diyen, geçmişi unutulmaya bırakılmış, medyaya göre Türk siyasetinde büyüklerin büyüğü, bir bileni, düşünürü, AKP’den bizi kurtaracağı sanılan tek insan, Ispartalı böyyük Süleyman Demirel’den sonra... ...RTE de ‘‘Bana Müslümanların Müslümanı dolandırdığını söyletemezsiniz’’ diye düşünüyor olabilir. Velakin Müslüman, Müslümanı soyuyor. ??? Müslümanın Müslümanı dolandırmayacağı yargısını yüreğine ve kafasına yerleştirmiş bir insanın, bir Başbakan’ın, RTE’nin; kuşku yok, tasarruflarını Müslüman dolandırıcılara kaptıran Müslüman gurbetçilerin yakınlarını ‘‘Bu paraları verirken bana mı sordunuz’’ diye terslemesi de herhalde Müslümanlık gereği. Bu söze gurbetçilerin gösterdiği büyük tepkiye Başbakanlık korumalarının Müslümanlığı rencide edeceği sanısıyla müdahalesine RTE’nin sessiz kalmayı yeğlemesi de herhalde Müslümanlık gereği. Yurtdışında pasaport nasıl alınır veya merkezin talimatıyla türbanlı başa pasaport verilir mi verilmez mi? Bilmiyor. Olabilir. Fakat bir Başbakan’ın kalabalıklar önünde devleti Berlin’de temsil eden (Devlet bakanlığı yapmış Mehmet Ali İrtemçelik gibi devleti ve diplomasiyi; yasalar, talimatlar önünde nasıl davranılacağını bilen, değerli) bir büyükelçiyi paylarcasına sorgulamaya girişmesi... ...Verilen bilgilere inanmadığını gösterircesine bu konuda gerekeni yapacağını söyleyince yükselen alkışlar karşısında büyükelçiye sahip çıkacağı yerde onu yalnız bırakan bir tutum takınarak suskun kalması... ...Bir başbakan gibi konuyu inceleyeceğini söyleyerek tepkileri geçiştireceği, yatıştıracağı yerde; kuşku yok, devlet anlayışı RTE’den fersah fersah ileride olan yüksek bir bürokratı izleyicilerin alkışları arasında arenada aslanların önüne atılan tutsaklar gibi yalnız bırakması... Davranış ve içerik açısından da, etik açısından da savunulması olanaksız bir dizi davranış! ??? RTE’nin tutumunu Emniyet Genel Müdürlüğü ve Büyükelçilik resmen yalanladı. Sözcü İsmail Çalışkan pasaport tanziminde dikkat edilecek hususları içeren genelgenin 1984’ten beri yenilendiğini açıkladı. Büyükelçilik ise genelgeyi öğrensin, bilgisi olsun diye RTE’ye verdi. Sonra... RTE mahcup oldu mu? Büyükelçiden özür diledi mi? Genelgeyi eline aldı ve: Sustu! ??? Türban denilince yöneticilerimizde sinirsel titreşimler baş gösteriyor. Tedavisi olanaksız bir rahatsızlık. Bu konuyu kurallara bağlayan yüksek yargı organlarımızın, ayrıca AİHM’nin verdiği ilaçlar da yetmiyor. Berlin’den yansıyan manzara, bu rahatsızlığın, türban denilince baş gösteren sinirsel titreşimlerin eseri mi? Kuşkusuz, manzaranın devletle, devlet adamlığıyla uzak yakın ilgisi yok. Bakanlık ‘Tehlikenin Farkında mısınız?’ reklamı için gazetemizden bilgi istedi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Reklama inceleme Haber Merkezi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca, gazetemizin televizyonlarda da yayımlanan ve büyük ilgi gören ‘‘Tehlikenin Farkında mısınız?’’ başlıklı reklamı incelemeye alındı. Bakanlığın incelemeye gerekçe olarak, ‘‘Tehlike kelimesi ile İslam dini ya da bu dinin çeşitli argümanlarının ima edilmekte olduğu, bu durumun İslami değer yargılarına önem veren toplum kesimi tarafından farklı algılanabileceği’’ iddiasıyla yapılan başvuruları göstermesi dikkat çekti. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü’nün 22 Mayıs 2006 tarihli resmi yazısına göre gazetemizin ‘‘Tehlikenin Farkında mısınız?’’ başlıklı reklamı bakanlığa yapılan başvurular üzerine Reklam Kurulu’nca incelemeye alındı. Bakanlık, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 sayılı Kanun ile değişik 16. maddesi ile Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik hükümleri çerçevesinde incelemenin halen sürdürüldüğünü bildirdi. Bakanlığın yazısında, incelemeye gerekçe olarak gösterilen başvurulardaki iddialara da yer verildi. ‘‘Çeşitli televizyon kanallarında yayımlanan, ‘Tehlikenin Farkında mısınız?’ başlıklı reklamlarda vurgulanmak istenen esas noktanın, Cumhuriyet gazetesinin içinde bulunduğu maddi sıkıntı mı yoksa rejim mi olduğunun izleyiciye bırakılmış olduğu ve bu temanın tahrik edici bir şekilde işlendiği’’ iddiasına atıfta bulunulan bakanlık yazısında, bir diğer iddiaya da şöyle yer verildi: ‘‘Yine aynı reklamda açıkça belirtilmeyen ‘tehlike’ kelimesi ile İslam dini ya da bu dinin çeşitli argümanlarının ima edilmekte olduğu, bu durumun İslami değer yargılarına önem veren toplum kesimi tarafından farklı algılanabileceği nedeniyle, bu içeriği haiz bir reklamın da anayasanın 24. maddesinde yer alan ‘Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir... dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kimse kınanamaz ve suçlanamaz’ ifadelerine aykırılık teşkil edeceği iddiası yer almakta olup...’’ Yazıda her iki iddiaya yer veren bakanlık, Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik’in ‘‘Temel İlkeler’’ başlıklı 5. maddesine atıfta bulundu. İncelemenin, söz konusu maddenin (i) bendinin, ‘‘Reklamlar, kamu düzenini bozucu nitelikte olamaz; şiddet hareketlerine yol açıcı, göz yumucu, özendirici veya destekleyici unsurlar içeremez, yasadışı veya kınanacak davranışları cesaretlendiremez’’ hükmü ile (j) bendinin, ‘‘Reklamlar, dil, din, ırk, mezhep, felsefi düşünce ve cinsiyete dayalı ayrımcılık üzerine kurulamaz, ayrımcılığı destekleyemez, kötüleme içeremez, istismar edemez’’ hükmü çeçevesinde değerlendirildiğini bildiren bakanlık, gazetemiz yetkililerinden reklamla ilgili yazılı görüş istedi. ERDOĞAN’A TEPKİ YAĞDI Elçiyi azarlama paniğin sonucu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’i pasaport başvurularında uygulanan türban genelgesi için azarlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a muhalefetten tepki yağdı. CHP Genel Sekreter Yardımısı Mehmet Sevigen TBMM Başkanlığı’na Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Sevigen, ‘‘Büyükelçiye bu şekilde davranmak, dış ülkelerdeki büyükelçilerin itibarını zedelemez mi? Almanya’da Büyükelçi’yi yuhalatma,Anıtkabir’in rövanşı mı Büyükelçiyi milletin içinde azarlamak yerine, kenara çekip bilgi almak, daha çok devlet adamlığıyla uyuşmaz mı?’’ diye sordu.CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, gelmiş geçmiş hiçbir hükümet döneminde böyle bir manzarayla karşılaşmadığını söyledi. Öymen, Erdoğan’ı tavrından dolayı kınarken ‘‘Başbakan’ın devlet adamlığı konusunda öğreneceği çok şey var’’ dedi. CHP’nin bir diğer genel başkan yardımcısı Cevdet Selvi de, bugüne kadar Başbakan’ın kavga etmediği kesim kalmadığını belirterek ‘‘Böyle bir başbakan elbette olamaz. Kendisine hâkim olamıyor, bir devlet adamına yakışmayacak fevri tavırlar gösteriyor’’ diye konuştu. Selvi, ‘‘Başbakan, sayın büyükelçiyi küçük düşürerek cumhuriyeti rencide ettiğinin farkına varamıyor. Bu, şaşkınlığın, paniğin, sıkışmışlığın telaşı içinde olan olaylar’’ görüşünü dile getirdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir, ‘‘Başbakan, orada vatandaş ve soydaşlarımızın önünde devlet başkanımızın temsilcisini zor bir duruma düşürmüştür’’ dedi. Eğitimciler Ankara’ya yürüyor Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (EğitimSen), Milli Eğitim Bakanlığı’nda siyasal kadrolaşmayı protesto etmek amacıyla başlattığı Ankara yürüyüşü çeşitli illerden başladı. Şanlıurfa’dan gelen eğitimciler Gaziantep’teki grupla buluşarak Ankara’ya doğru hareket etti. Gaziantep’te basın açıklaması yapan EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, hükümet olduğu günden bu yana AKP iktidarının baskı ve sürgünler yaptığını belirtti. İstanbul, İzmir grupları da Ankara’ya hareket etti. Ankara’da buluşacak olan gruplar, yarın hükümeti protesto etmek amacıyla protesto gösterisi düzenleyecek. (Fotoğraf: AA) Devamında da şu yorum geliyor: ‘‘AKP, Türkiye’yi AB’den uzaklaştırıyor...’’ Önce şu noktanın altını çizelim: AKP reformcu bir parti olmadı ki, reformlardan vazgeçsin! Peki ne oldu? AKP, kendi iktidarını güçlendirmek ve partinin iç gündemini Türkiye’nin gündemi haline getirmek için tüm istemlerinin üzerini demokratikleşme ve özgürlükler şalıyla örttü. Medyamız AKP’nin her yaptığına ‘‘reform’’ adını koyduğu için doğal olarak dış basın da bundan etkilendi. Yakın geçmişte yapılan önemli yasa değişikliklerini anımsayalım; hemen tümünün bir yanı ya türbandır ya imam hatip! Hani arkadaşları bırakıversen; çayır ve mera yasasının içine bile örtüyü yerleştirip, ‘‘Nasıl tarlaların çayırla örtülmesi iyiyse, kadınların da örtünmesi iyidir’’ maddesi ekleyecek! ??? Önceki gün Brüksel’den gelen haber yukarıda aktardığımız mantıkla örtüşüyordu. 12 Haziran’da yapılacak Ortaklık Konseyi toplantısı için hazırlanan ‘‘Tutum Belgesi’’ne göre, AB Türkiye’yi ağır bir dille eleştirecek. Türkiye’de reformların yavaşladığını ilan edecek, hızlanmak gerektiğini, daha önce çıkan reform yasalarının da uygulanması için ciddi davranmanın şart olduğunu vurgulayacak. AB’nin dikkat çektiği konulardan bazıları şunlar: Sivilasker ilişkilerinde düzelme yok. İfade özgürlüğüyle ilgili düzenlemeler AB standartlarının gerisinde. Dini azınlıklar mülkiyet ve temsil hakkından yoksun. Güneydoğu’da PKK terörüne karşı güç kullanımı dengesiz. Güney Kıbrıs’a limanları bir an önce açın. Genel anlamda reformlar yavaşladı, hızlandırın. İktidarının ilk aylarında AKP, AB katlarından gelen her şeyi çok ciddiye alır, gereği için çaba harcardı. Çünkü karşılığında kendisinin de çok önemli bir beklentisi vardı: Türbanın özgürlükler kapsamında değerlendirilmesi. Ne var ki, AKP’nin bu stratejik hedefi tutmadı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, son olarak 2005 sonbaharında türban konusunu kesin bir ifadeyle kapattı. ??? Türban kararından sonra AKP’de ciddi bir yol haritası değişikliği yaşandı. AKP, AB sürecinden alacağını almış, daha fazlasının zor olduğunu görmüş durumda... Yeri geldikçe, AKP ile AB’nin Türkiye’ye karşı anlaştığını vurguluyoruz. İki taraf da bu gidişten memnun..du. Ancak, AB’nin Türkiye’den her şeyi isteyip çok az şey verme politikası toplum katında da büyük ölçüde anlaşılmış görünüyor. Bu nedenle AKP’nin, ‘‘AB bu yasayı mutlaka istiyor. Çıkarmasak olmaz. Türk toplumunun yüzde 70’i AB’den yana’’ şarkısı alt sıralara düştü. Tüm bunlarla birlikte AKP, dış politikada verdiği ödünlerin gerekçelerini inandırma gücünü de yitirdi. Gücü azaldıkça ödün verme cüretini yitiriyor. Bu cüret azaldıkça, AB bozuluyor! Gelinen noktada sorun artık AKP iktidarı değil... AKP’nin karşısına konacak hareket... Başkentte metrekareye 34 arayış düşüyor. Bu arayışların öncelikle toplumla bütünleşme yanına bakıyoruz, ciddiyetle izliyoruz! ankcum?cumhuriyet.com.tr Alo Fetva Hattı CBT’NİN 1000. SAYISI İÇİN KONGRE Bilim ve toplum masaya yatırılıyor İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisinin (CBT) 20. yılı ve 1000. sayısı dolayısıyla ‘‘Bilim, Popüler Bilim ve Toplum İlişkileri’’ konulu kongre bugün gerçekleştirilecek. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Taşkışla yerleşkesinde saat 10.00’da başlayacak olan kongrenin açış konuşmasını Faruk Karadoğan, sunuşu ise Orhan Bursalı yapacak. Bilim, Toplum ve Akademi, Siyasetin Sorumluluğu, Bilim OkurYazarlığı, Bilim ve Günlük Felsefe, Yaratıcılık Sorunu, Bilim ve Demokrasi, Türkiye’de, Evrim ve Toplum, Topluma Bilimsel Refleks Kazandırmak, Toplumu Matematikleştirmek, Bilim Hukuk ve Özgürlük, Biyo Psikososyal Yönden Tekleşme Süreci, Bilimsel Düşünce Üretiminde Tarihi Birikim Sorunu, Bilim Politikalarının Tasarımında Toplumsal Sorumluluk, Bilim ve Ağ Toplumu, Bilimsel Düşüncenin Toplumda Yayılmasında Felsefenin Rolü gibi birçok konunun konuşulup tartışılacağı kongreye konuşmacı olarak, Engin Bermek, Doğan Kuban, Ersin Arıoğlu, Ayşe Erzan, Aykut Göker, Haluk Oral, Ali Alpar, Hasan Yazıcı, Celal Şengör, Tanol Türkoğlu, Gürel Irzak, Osman Bahadır, Hayrettin Ökçesiz, Arslan Kaynardağ, Mustafa Çetiner, Haluk Ertan, Ender Helvacıoğlu, Tahir Ceylan katılacak. Kongreye Cumhuriyet ve CBT okurları ile bilimseverlerin ilgi göstermesi bekleniyor. ‘Başını açan tövbe etsin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyanet İşleri Başkanlığı, ‘‘Alo Fetva Hattı’’na gelen türban soruları üzerine, kimlikler için saçı açık fotoğraf çektirenlerin ‘‘tövbe etmesi’’ gerektiğini bildirdi. Perukla da fotoğraf çektirilebileceği tavsiye edilen yanıtta “En azından asıl saçınız görünmemiş olur’’ denildi. Kadınların başörtülerini yakalarının üzerine kadar örtmeleri gerektiği de kaydedildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ise, Alo Fetva Hattı ile il ve ilçe müftülerinin yaptığı açıklamaların münferit olduğunu belirterek ‘‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nı temsil eden görüşler değildir’’ dedi. ‘Yurttaş, Erdoğan’dan icazet mi alacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Berlin’de İslami holdinglere para kaptırdığı için şikâyetçi olan gurbetçi yurttaşı ‘‘Para yatırırken bana mı sordun’’ diye azarlayan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bazı İslami holding yöneticilerini milletvekili olarak Meclis’e taşıdığına dikkat çekiliyor. Halen AKP Milletvekili olan Saffet Benli, parlamentoya girmeden önce APİTAŞ adlı İslami holdingde Denetleme Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. APİTAŞ’ın sadece Almanya’daki yurttaşlardan 35 trilyon lira topladığı dile getiriliyor. 1990’lı yılların başında kurulan ve REFAHYOL hükümeti döneminde güçlenen İslami holdingler gurbetçilerin trilyonlarını ‘‘hortumladı’’. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, düzenlediği basın toplantısında bir kişinin başbakan olmasının o kişiye, vatandaşa ‘‘saygısızlık etme’’ hakkını vermediğini ifade etti. Öymen, ‘‘Başbakan ‘Bana mı sordun’ diyor. Her vatandaş parasını nasıl değerlendireceği konusunda Başbakan’a telefon edip icazet mi alacak? Vatandaş, mağduriyetinin giderilmesini istiyor’’ dedi. Erdoğan’ın İrtemçelik’i azarlamasına neden olan şikayetin yersiz olduğu ortaya çıktı Başbakanlık: Genelge geçerli ? Baştarafı 1. Sayfada Ama konsolosluğa gittiğimizde görevliler bize, ‘Babaanneniz gibi bağlayacaksınız ve şuradan da biraz saçınız görünecek’ diyorlar’’ şikâyeti üzerine tartışmaya neden olan genelgeyi Başbakan’a sundu. İrtemçelik, Erdoğan’ın, ‘‘Ben böyle bir genelge olduğunu zannetmiyorum, ihtimal de vermiyorum. Bu nedenden, büyükelçiden bu genelgeyi bir göreceğim. Böyle bir uygulama söz konusu olamaz’’ sözleri üzerine, toplantının sonrasında genelgeyi Başbakan’a gösterdi. Erdoğan daha sonra yaptığı açıklamada genelgeyi gördüğünü belirterek “Genelgede mani bir hal yok’’ dedi.Cumhuriyet’in telefonla ulaştığı İrtemçelik, ‘‘Gayet tabii kendisine sundum. İlgiyle inceledi. Herhangi bir yorumu olmadı’’ dedi. Bu arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, ‘‘durumun dün şikâyet edildiği gibi olmadığını’’ açıkladı.Beki, ‘‘Sayın büyü kelçi tarafından sayın Başbakanımıza gerek genelge, gerekse yapılan uygulama ile ilgili ilgi ve kayıtlar sunulmuş, neticesinde de durumun şikâyet edildiği gibi olmadığı anlaşılmıştır’’ dedi. Aksu güncelledi Erdoğan’ı kızdıran genelgenin 1984 tarihinde hazırlandığı, 2000 yılında da güncellenerek Abdülkadir Aksu’nun, DSP, MHP ve ANAP’ın koalisyon hükümetinde İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı dönemde büyükelçilikler ve konsolosluklara gönderildiği ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü de ‘‘Pasaport tanziminde dikkat edilecek hususlar’’ konusunda bir genelgenin 1984 yılında yayımlandığını, genelgenin de bugüne kadar yenilendiğini açıkladı. Genelgede pasaportlarda yer alacak fotoğrafların kişinin son durumunu tespit eden ‘‘cepheden çekilmiş, şapkasız, güneş gözlüksüz olması, kadınlar için çehrenin tam olarak görünmesine mani olmayacak şekilde saç diplerinden itibaren bir örtüyle bağlanmış olarak çekilmiş fotoğrafın kabul edileceği, sahibine benzemeyen, eskiden çekilmiş, renkleri birbirine karışmış, solmuş, çarşaflı, peçeli olan, yüz hatları tanınmayacak şekilde saç ve sakalı karışmış fotoğrafların kabul edilmeyeceği’’ belirtiliyor. Erdoğan’ı kızdıran genelgenin ise 1984 tarihli ilk genelgenin 2000 yılında yayımlanmış, aynı içeriğe sahip, yenilenmiş hali olduğu belirtildi. Görevini yapıyor Erdoğan’ın, devletin resmi genelgesini uygulayıp sadece görevini yerine getiren İrtemçelik’e yönelik söylemi ve tutumu yadırganırken Almanya’daki Türk vatandaşlarının veya Türk asıllı Alman vatandaşlarının, Berlin Büyükelçiliği’ne türbanla girmesinin sorun yaratmadığı da belirtildi. Büyükelçiliğin, hizmet almak için gelen vatandaşlara, kılık kıyafet kanununa aykırı olmamak kaydıyla, giyim konusunda herhangi bir koşul getirmediği dile getirildi. Genelgeye uygun çekilmemiş fotoğrafların bulunduğu bazı evrak nedeniyle vatandaşların çeşitli sınır kapılarında sorun yaşadığı ve bu sorunların da büyükelçiliklere iletildiği öğrenildi. Bazı sınır kapılarında, kadınların başörtülerini açması istenirken açmaması durumunda sınırdan alınmadığı yönünde şikâyetlerin geldiği belirtildi. Bu nedenle de genelgeye uygun standartlarda fotoğraf istendiği zaman, vatandaşların başka yerlerde mağdur duruma düşmemek için bu durumu anlaşıyla karşıladığı dile getirildi. Almanya’daki Milli Görüş’e yakın çevreler, Türkiye’den yapılan ziyaretler sırasında düzenlenen toplantılarda sürekli türban konusunu gündeme taşıyıp büyükelçilik personelinin ve konsoloslukların türban takanlara zorluk çıkardığını ileri sürüyor. Dışişleri Bakanı veya Başbakan’ın katılacağı toplantılarda önceden organize olan gruplar, çeşitli provokasyonlar ile türban konusunu gündeme taşıyor. Paralar, Akgündüz ve ortağının borçlarına İstanbul Haber Servisi Siirt’teki seçimlerin iptaliyle milletvekilliği düşen Fadıl Akgündüz’ün, ‘‘Almanya’daki bazı Türk vatandaşlarını yüksek kâr payı vaadiyle kandırarak dolandırıcılık yaptığı’’ iddiasına ilişkin yargılanmasına dün devam edildi. Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz olarak yargılanan Fadıl Akgündüz katıldı. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda, yurtdışındaki Jetpa International Marketing and Trading GmbH firmasının topladığı paraların, Türkiye’ye aktarılarak Akgündüz ve ortağı Sacit Duran’ın borçlarını ödemekte kullanıldığı anlatıldı. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear