24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Kısır olan Batı Avrupalı kadınlar, Doğu Avrupalı hemcinslerinin sayesinde çocuk sahibi oluyor 300 dolara yaşam veriyorlar ? Ukraynalı Svetlana’nın öyküsü onlarca Doğu Avrupalı kadınınkini anlatıyor. Aylık gelirleri 1015 doları bile bulmayan kadınlar, evlerini geçindirmek için yumurtalarını satıyor. Çeviri Servisi Svetlana 27 yaşında, işsiz bir aşçı. Ukraynalı. Başkent Kiev’de yaşıyor, çok sevdiği bir kocası ve iki küçük çocuğu var. Öyküsü buraya kadar sıradan bir genç kadını anlatıyor. Ancak değil arkadaşlarına, kocasına bile itiraf edemediği bir sırrı var ki onu sıra dışı kılıyor... İngiltere’de pazar günleri yayımlanan The Observer’in soyadını açıklamadan yayımladığı sırrı, Doğu Avrupa’da paraya ihtiyacı olan onlarca kadının içini kemiren şeyin ta kendisi. Svetlana ve diğerleri Batı’da, özellikle de İngiltere’de çocuk sahibi olmak için yanıp tutuşan kadınlara ‘‘yumurtalarını’’ satıyor. Onların yumurtaları, kısır ya da sağlıklı yumurta üretmek için yaşlı olan kadınların kocalarının spermleriyle buluştuğunda kendilerinden millerce ötede doğacak bebeklere hayat veriyor. Observer muhabiriyle buluşan Svetlana, uzun süre ayda 15 doların altında gelire talim ettikten sonra bir doğum kliniğine, kantininde iş aramaya gittiğini anlatıyor. Ona iş veremiyorlar ama para karşılığı yumurta donörü olmayı teklif ediyorlar. O da paraya çok ihtiyacı olduğu için düşünmeden kabul ediyor. Beş kadına yumurtası satılıyor Svetlana’nın. Tabii ona donörlük yaptığı kişi başına 300 dolar (yaklaşık 400 YTL) veren klinik, yumurtaların satıldığı kadınlardan 5 bin dolara (yaklaşık 6 bin 600 YTL) yakın para alıyor. Üreme konusunda bir hayli verimli olan Svetlana’ya ise bir keresinde 40 yumurta ürettiği için ödül olarak 200 dolar ekstra ödeniyor! Yumurta donörü olmak çok kolay bir şey değil. Bu süreçte kısa adı ‘‘FSH’’ olan bir hormon enjekte ediliyor. Ve bunun ciddi yan etkileri olabiliyor. Tabii, Svetlana ve birçok başka kadına hormondan, en önemlisi yumurtasını başkasına vermenin psikolojik etkilerinden bahsedilmiyor. ‘‘Bana kanını temizleyeceğiz dediler, iğnelerini yaparken’’ diyen genç kadının son yumurta satışının üzerinden bir yıl geçmiş. Fiziken olumsuz bir etkisini hissetmediğini, ancak psikolojik olarak berbat durumda olduğunu söylüyor. Ve devam ediyor: ‘‘Sanki bedenimin bir parçasını satmış gibi hissediyorum kendimi. Düşünsenize, Londra’da bir veya birkaç çocuğum olabilir.’’ Bu işin yapıldığı başka bir merkez de Kıbrıs Rum kesimindeki Larnaka. Bazı Doğu Avrupalı kadınlar yumurtalarının alınması için buraya getiriliyor. İnsan yumurtasını kârlı bir ticaret aracı yapan şey, İngiltere’de zaten az olan donör sayısının, eskiden donörlerin adı gizli tutulurken yeni yasayla bunun kaldırılması nedeniyle daha da azalması. Yumurta bekleyenler sıralarının gelmesi için iki yıla yakın beklemek zorunda kalıyor. Uzun lafın kısası, parası olan Batılı kadın, ağır yaşam koşulları altında ezilen Doğu Avrupalı kadının yumurtasıyla bebek sahibi oluyor! Ve büyük parayı, yumurtayı veren kadın değil, aracı kurumlar kazanıyor. C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ?Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdari ve Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 4.14 Güneş: 5.55 Öğle: 13.08 İkindi: 16.57 Akşam: 20.10 Yatsı: 21.42 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 2 MAYIS 2006 GÜNEY AFRİKA Fazıl Say, bugün Mandela’nın ülkesinde Kültür Servisi Piyanist ve besteci Fazıl Say, Güney Afrika’da konser verecek. ‘‘MIAGI Festivali’’ kapsamında ülkeye giden Say, bugün Cape Town’da müzikseverlerin karşısına çıkacak. Turne kapsamında, Johannesburg ve Soweta kentlerinde de konser verecek olan Say, festivalde doğumunun 250’nci yılı dolayısıyla Mozart yapıtlarını seslendirecek. ELENEKSEL AFRİKA MÜZİĞİ SIRRINI AÇIKLIYOR IŞIL ÖZGENTÜRK Sağ ne demek? Küçük çocuk annesine sordu, ‘‘Anne sağ ne demek?’’ Anne bir süre düşündü ve yanıt verdi: ‘‘Sağ’’, dedi, ‘‘öncelikle hiçbir şeyi merak etmeden sana verilen bilgiyle yetinmektir. Sana sus denildiğinde susmak, konuş denildiğinde konuşmaktır. Sürekli kendini yetersiz hissetmektir. Kendini sürekli başkalarının peşinden giden biri kılmaktır. Geceleri sırlarını paylaşacak bir yıldızın varlığından habersiz olmaktır. Toplama kamplarının bacası sürekli tüterken ‘Bizim o kamplarda yaşananlardan haberimiz yoktu’, demek ikiyüzlülüğünü göstermektir. Sokakta kocaman bir adam küçücük bir çocuğu döverken hiç ses çıkarmadan oradan koşarak uzaklaşmak demektir. Büyük alışveriş merkezlerinde özürlüler için ayrılmış otopark alanına büyük bir pişkinlikle park etmek, ‘Neden oraya park ediyorsun, orası özürlüler için’ diye soran birine de ‘Ben de kafadan sakatım’ diye gülerek yanıt vermektir. Kahve sohbetlerinde, memleket durumları konuşulurken ‘Kardeşim bu memlekette üç beş kişiyi asacaksın, bak o zaman her şey nasıl şak diye biter’, yollu fikir yürütmektir. 18 yaşından küçük çocukların, yaşlarının büyültülüp idam edilmesine neden olan askeri darbe başkanının yaptığı resimleri hâlâ yalakalık olsun diye almak demektir. Grev yapan işçiler için, ‘Canım bunlar da çok oluyor artık, dünyanın parasını alır gene de doymazlar’ cinsinden düşünce üretmektir. Mangal keyfi için orman içinde ateş yakmak ve yangın çıkarmaktır. Evinin içini tertemiz yapıp, kapının önünün b... götürmesini önemsememek, hastanelerde ameliyattan yeni çıkmış bir hastanın yanında fosur fosur sigara içmektir. Kadınların saçı uzun aklı kısadır, sözünü pek bir sevmektir.” Küçük çocuk ansızın sordu: ‘‘Anne insanların büyük çoğunluğu bu dediklerini yapıyor?’’ Çocuğun bu sorusu karşısında anne gülümsedi ve yanıt verdi: ‘‘Bekle daha bitmedi, devam ediyorum, sağ demek, süt yerine meşrubat içmenin daha doğru olduğunu söylemek ve bunun yaygınlaşması için dünya kadar reklam parası vermektir. Tüketimi destekleyen yüzlerce reklam sloganı yazıp ardından ‘Bu dünya düzeni şöyle değişir’ diye ahkâm kesmektir. En pespaye dizilerde oynayıp ‘Ben en devrimciyim’ demektir. Oy vermek yerine o gün pikniğe gitmektir. Körlerin, spastik özürlülerin, sakatların sokaklarda görünüp de moral bozmamaları için yolları, parkları, tuvaletleri sadece ve sadece normallere (?) göre yapmak demektir. Zehirli atıklarını toprağa gömen ya da denize bırakan büyük işyerlerine komik miktarlarda para cezası verilmesini uygun görmektir. Tarihi ören yerlerindeki mermerleri yasağa rağmen kesip kesip inşaatta kullanmaktır. Denizleri, ırmakları, toprağı kirletmek ve bundan adeta büyük bir keyif almaktır. Açık havada öpüşen, koklaşan çiftleri koşa koşa gidip polise ispiyon etmektir. İşlenen suçlar için iki rekat namaz kılıp Allah’ı kandırdığını sanmaktır. Arkadaşın bir haksızlığa uğradığında onu savunmamaktır. Büyük derbilerden sonra aşka gelip gelişigüzel ateş etmek ve seken bir kurşunla evlerinin balkonunda oyun oynayan dört yaşındaki çocuğu öldürmektir. Sinemaya giden kız kardeşini sokak ortasında bıçaklayıp zafer işareti yapmak demektir. Bilgiyle, sabırla, vicdan duygusuyla, ahlakla, etik değerlerle dalga geçmek ve bu dağları ben yarattım dercesine kurum kurum kurumlanmaktır.’’ Küçük çocuğun bu kez gerçekten kafası karışmıştı. ‘‘Anne’’ dedi, ‘‘Bu sağ ne kadar çok yerdeymiş, ben korkmaya başladım.’’ ‘‘Hayır, korkma’’ dedi annesi. ‘‘Daha pek azını duydun. Kim dedi sana bunları merak et, artık öyle korkuyorum, vazgeçtim demek yok. Geç kaldın.’’ Anne yeniden başladı, ‘‘Sağ demek...’’ Anne sözünün sonunu getiremedi, çocuk koşarak karyolanın altına saklandı. isilozgenturk@superonline.com Benzin deposundan kanoya ietnam Savaşı dünya tarihinin yaşadığı en kanlı ve acımasız savaşlardan biriydi. Dünyanın jandarmalığına soyunan ABD ilk ciddi yenilgisini bu ülkede tattı. Vietnam’ın komşuları da bu savaştan payını aldı. Bu ülkelerden birisi de Laos’tu. Kuzey Vietnam ve Viet Kong birliklerinin Vietnam Savaşı sırasında Güney Vietnam ve Kamboçya’yla ulaşım ve haberleşmeyi sağladıkları Laos’u güneyden bölen ve tarihe Ho Şi Minh Yolu olarak geçen bölge ağır bombardıman aldı. Amerikan birlikleri bu yola havadan 10 milyon ton bomba yağdırdı. İşte bu bombardıman sırasında kullanılan B 52 uçaklarının dönüş yolunda Laos üzerinde bıraktıkları benzin tanklarına Laos halkı kendince bir çözüm bulmuş. Halk büyük ağaçlardan tek parça olarak oyduğu kanoların dışında B 52’lerin bıraktıkları benzin depolarını da keserek Mekong Irmağı boyunca gelişen yerleşim bölgelerinde ulaşım aracı olarak kullanıyor. Hafif ve çok iyi yalıtılmış olmaları nedeniyle ırmak üzerinde çalışan pek çok B 52 benzin tankından bozma kano görebilirsiniz. (Fotoğraflar: HAKAN AKARSU) V G İKİ YIL BEKLENİYOR DONÖRLÜK TEKLİFİ Yoksulluktan kaçan küçük rahipler L aos’ta Budist rahipler nüfusun içinde büyük bir bölüm tutuyor. Halk yoksulluktan dolayı daha çok küçük yaşlarda çocuklarını rahip olmaları için manastıra veriyor. Büyük bir saygınlığı olan rahipleri yine halk doyuruyor. Her fırsatta rahiplere yiyecek sunan halk, kutsanmayı bekliyor. Afrika’nın geleneksel müzikleri üzerine yapılan düzenlemelerin de bulunduğu konserde Say, Mozart’ın KV 467 Piyano Konçertosu’nu yorumlayacak. Say, geleneksel Afrika müziklerini seslendiren topluluklara da eşlik edecek. Fazıl Say, turne ile ilgili olarak ‘‘Bugüne kadar konser vermediğim tek kıta Afrika’ydı. Nelson Mandela’nın ülkesinde düzenlenen MIAGI Festivali’ne katılmak bana gurur veriyor. MIAGI, İngilizcede ‘Music Is A Great Investment’ (En Büyük Yatırım Müziktir) anlamına geliyor. Bu özdeyiş bana Atatürk’ün Türk müzik inkılabını hatırlatıyor’’ dedi. CUMHURİYET 20 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear