28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 MAYIS 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Kâfir Erol Uyar: ‘‘Nüfus cüzdanlarında isteyene dinini yazdırmama olanağı verilmesi ‘yarın’ kimin kâfir olduğunu daha kolay saptamaya yarayacaktır.’’ Ya ğ m u r E k i m Marketlerde mescit açılacakmış... ‘‘Din ticareti!’’ GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Kart affında dün son gündü. Yeni affa kadar, harcamaya devam! Nobel Ahmet Balcı: ‘‘Nobel ödül komitesi Türkiye Başbakanı’nın serzenişini dikkate alarak, ödüllerine şu başlıkları da eklemiştir: Nobel Hatim Ödülü, Nobel Hutbe Ödülü, Nobel Ezan Ödülü, Nobel Mevlit Ödülü, Nobel Takıyye Ödülü.’’ İSTANBUL’UN yerel gazetelerinden Çağdaş Tuzla’nın gündeme getirdiği habere göre AKP’li Tuzla Belediyesi yeni evlenen çiftlere ‘‘Delilleriyle Aile İlmihali’’ kitabını bedava dağıtıyor. Kitabın yazarı Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden İslam hukuku uzmanı Prof. Dr. Hamdi Döndüren. Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci kitaba belediyenin damgasını bastırmış. Kitapta yazılanlar hiçbir tartışmaya neden olmayacak şekilde şeriat propagandası yapıyor ve ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu çocuk hakları, kadın hakları, insan hakları gibi evrensel sözleşmeleri de kaldırıp bir kenara atıyor. Nasıl mı? Aynen şöyle: ‘‘Evlenecek erkekle kadının tasarruf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Bu da 7 yaşına ulaşıp iyi ile kötüyü ayırt etme gücünü elde etmekle gerçekleşir. Ergin sayılmada alt yaş sınırı kızlarda 9, erkeklerde 12’dir.’’ 9 yaşında kız çocuğunu evlendiren bir kafa! 12 yaşında oğlan çocuğunu evlendiren bir kafa! Yanlış anlaşılmasın 9 yaşındaki kız çocuğu ile 12 yaşındaki oğlan çocuğunu birbirine eş yapmıyor; 9 yaşındaki kız çocuğunu belki 30 yaşındaki adama ‘‘karı’’ olarak veriyor. Bu noktada, yıllardır şeriatçıların peşine takılıp giden sözde demokrat ‘‘insan hakları savunucuları’’na sormak gerek: İstediğiniz düzen bu mu? Tuzla Kitapta ‘‘kadın erkekle tokalaşmaz; erkek dört kadın alabilir; kadından ve gâvurdan şahit olmaz; akraba evliliği caizdir; doğum kontrolü günahtır; kadını iz bırakmadan döveceksin’’ deniyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde bir ‘‘resmi daire’’ aracılığıyla ortaçağın en karanlık dönemleri öngörülüyor. Neymiş Tuzla Belediye Başkanı’nın bu kitabın içeriğinden haberi yokmuş. Haydi canım sende! Böyle bir kitapta belediyenin damgası varsa, o belediye başkanı hemen görevden alınmalıdır. Bu çağda böyle bir kitap yazabilen öğretim üyesi varsa, hemen görevine son verilmelidir. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti bitmiştir. Bitirilmiştir; laik ve demokratik düzende ‘‘uzatmalar’’ı oynuyoruz demektir. Farkında mısınız! İktidar atını alan Üsküdar’ı geçmiş Tuzla’ya varmış bile! Uyanın artık! İran Krizi ve Türk Solu Çekoslovakya’nın Sovyetler Birliği tarafından işgali, nasıl 68 kuşağını kanlı bir portakal gibi tam orta yerinden ikiye böldüyse, ABDİran krizinde ufukta beliren duman, şimdiden tüm dünyanın diplomatik ajandasında bir numaraya oturmasının ötesinde, her ülkenin sol entelektüel kesiminde de büyük yol ayrımlarının gündeme geleceğini belli etti. Amerikan emperyalizminin neredeyse yarım asırdır süren karanlık yüzüne Vietnam’da, Şili’de ya da en son Irak’ta duvar örmeye çalışmış olan kesimlerin bir kısmı, ‘‘İranABD nükleer silah krizi’’ konusu ortaya çıkınca hemen aynı ittifakı kurmak istediler. ‘‘ABD’ye karşı TürkiyeİranSuriye’’ üçgeninin BOP’a karşı bir direnç noktası oluşturacağı savı tekrar gündeme taşındı. Ne İran’ın tehlikeli emelleri, ne mantık, ne de nükleer savaş riskleri bu kesimin yorumlarını etkiliyor. ??? Önce tarihi bir hatırlatma: 1970’lerin sonlarında, ABD’nin müttefiki olan Şah’ın faşist rejimini yıkmak için İranlı solcular, bu ‘‘misyon’’u gerçekleştirmek üzere Paris’ten getirtilen Humeyni’nin ‘‘İslam Devrimi’’ çatısı altında şeriatçı gruplarla birleştiler. Şahı, gizli polisi Savak’ı ve yandaşlarını büyük bir çıkarmayla bozguna uğrattılar. Tam bu inanılmaz ‘‘Devrim’’i (!) kutlamaya başlamışlardı ki.. bir sabah vakti evlerinden toplanıp gruplar halinde vinçlerle asıldılar! Canlarıyla ödedikleri bedel, yobazlarla bir ittifaka girmenin faturasıydı. Şimdi o solcu TUDEH partisi üyelerinin ruhları, şu anda yaşananları ibretle seyredip, şeriatçı mollaların yine ‘‘emperyalizmle savaş’’ maskesi altında dünyanın farklı ülkelerden ‘‘düşünen’’ beyinleri kandırmasını ibretle seyrediyorlar! Dönüp dolaşıp aynı sözlere geliyoruz: ‘‘Tarih tekerrürden ibarettir’’ ve ‘‘Hiç ibret alınsaydı, tekerrür eder miydi?’’ ??? İkinci perspektif, bugün ve Türkiye açısından! Cumhurbaşkanı’nın büyük destek gören konuşması, şeriatçı gidişatı tekrar net olarak ortaya koydu. Geçen hafta yazdığım makalede Sn. Sezer’in, bu haklı sözlerini, TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırıp orada dile getirmesinin halkın da ezici çoğunluğunun arzusu olduğunu ifade etmiştim. Bu makale büyük bir ilgi gördü, internette inanılmaz turlar atıyor. Buna karşın bir bakanımızın sözleri de aklımızdan çıkmıyor: ‘‘İrtica varsa, Sn. Sezer bunun kanıtını getirsin.’’ (!) İşte İran krizi kapıdayken, ‘‘ikilem’’in tam göbeğine düşen iktidarı, bu zihniyet yönetiyor! Amerika’ya göbekten, İran’a ise yürekten bağlı bir anlayış! Şimdi tam çarmıha gerildi, ne yapacağını şaşırdı. ‘‘Nükleer enerji bize Allah’ın lütfu’’ diyen başına buyruk bir İran inadı ve ABDIMF baskıları arasında sıkışıp kaldılar. Gerilim gittikçe artacak. AKP hükümeti de krizin ortasında, şeriatçı gidişatından ödün vermeden (!), Rice’la İran harekâtına yönelik pazarlıklar yapacak. Bugünkü Türk solunun şunu bilmesi lazım: Bir olay, ABD yaptı ya da yapmadı, destekledi ya da desteklemedi diye doğru ya da yanlış değildir. Her krizin kendi iç dinamikleri vardır, her olay önce kendi veri tabanına oturur. Unutmayalım ki ABD, tarih sahnesinde bir ‘‘yeniyetme’’dir. Yobazlar ise sözde ‘‘Allah’ın emriyle’’ (!) asırlardır her yerde adam kesip özgür düşünceyle savaşmaktadırlar! Hem Aydınlanmaya hem de dine büyük zarar vermişlerdir. ??? İran’ın nükleer silaha doğru yürüdüğünü yalnız BM’nin yetkili ağızları değil, bizzat Ahmedinejad’ın kendisi ifade etmektedir. Bu gidişat, dünya barışına olduğu kadar ülkemiz için de her açıdan büyük bir tehlike. ‘‘Amerikan emperyalizmine karşı çıkıyorum’’ diye yobazların oyununa gelmenin hiçbir mantığı yok. İran’ın saldırgan stratejilerine karşı dik durmak, bizi ABD’nin uşağı da yapmaz. Bağımsız bir ulusdevlet, kararlı bir şekilde dünyayı kendi etik değerleri doğrultusunda yorumlar. Ne ABD’nin, ne İran’ın peşine takılır! Email: bedbay@tnn.net Web: www.bedribaykam. com Email: info@yurtseverhareket.org Web: www.yurtseverhareket.org SESSİZ SEDASIZ (!) Aldatmanın adı demokrasi olamaz MECLİS Başkanı Bülent Arınç’ın ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın yaptığı son ‘‘çıkış’’lar üzerine Reşit Çağın da bir şeyler söylemek istiyor: ‘‘Anayasal kurum ve tanımlara, ulusal iradeye bakış açılarının, velinimetleri olan demokrasiden ne kadar uzak ve ‘o gün’ diye hedefledikleri İslam rejimi hayallerinin ne kadar tehlikeli olduğunu açık olarak gözler önüne sermiştir. Hiçbir devlet, kendisine karşı beslenen gizli niyetlerin açık söylem ve eyleme dönüştüğü böyle bir çarpıklığı daha fazla kaldıramaz. Dörtte bir toplum desteğiyle ele geçirdiği iktidar gücünü, devletin temel niteliklerini değiştirmeye yeminli bir kadrolaşma çılgınlığı içinde kötüye kullanan bir parti, bu kadar kontrolsüz ve bağımsız bırakılamaz. Bu aldatmacanın adı da hiçbir zaman ‘demokrasi’ olamaz. Laik demokratik cumhuriyet, böylesine bir düşünce yapısına sahip olanların elinde, tıpkı dağa kaldırılan genç kız misali her türlü tacize, tecavüze, soyguna maruz olarak yaşam savaşı vermektedir. Demokrasi hatırına katlanılan eziyet ve ödenen bedel tahammül sınırlarını aşmıştır. Bu devletin sahipsiz olmadığını kanıtlamak üzere, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere yüksek yargı organlarınca anayasal yetkiler çerçevesinde gereği yapılmalı ve takıyye aşamasını çoktan geçmiş bu oyuna artık son verilmelidir.’’ Tavşan Akif Kökçe: ‘‘Atıklarla çevreyi kirletmenin suç olmadığı yeni Çevre Yasası’nın sahibi Bakan Osman Pepe; şapkadan tavşan çıkaramıyor ama maşallah varilden kanser çıkarıyor!’’ 18.15 Vapuru ve İstanbul Dr. MUSTAFA TARAKÇI * İstanbul’da hayat koşturmayla geçer. İşe gidip gelmeler epeyce zaman alır. Şehrin iki yakası bir elmanın iki yarısı gibidir. Birbiriyle iç içedir. Biri diğerini tamamlar. Boğazı tek yakalı olarak düşünmek mümkün müdür? Üsküdar’ı karşısında görmeyen Beşiktaş; Ortaköy’ün karşısında Çengelköy’ün olmaması; Beykoz’u görmeyen Yeniköy neye yarar ki? Bir dostum geçenlerde İstanbul’dan söz edilince bir düşüncesini ifade etti: ‘‘Çok yoruyor İstanbul. Çok zorluyor bizi. Ama şu Boğaz Köprüsü’nden geçiş yok mu her şeyi unutturuyor. Hava da biraz açık ve güneşli olunca 35 dakikalık geçişin tadına doyum olmuyor. Hangi tarafına bakacağını şaşırıyor insan. Bu ne güzellik Allahım! İçi açılıyor insanın. Tüm yorgunluklarını unutturuyor.’’ Tüm bu güzelliklerine karşın İstanbul da bizden bir şeyler bekliyor gibi geliyor bana. Tüm bu coğrafi güzelliklere layık insanlar... Kibar, zarif, görgülü, eğitimli, kendini geliştirmesini bilen, güzel oturan, güzel konuşan, güzel davranan insanlar... Bu niteliklere uyan yok mu? Çok. Ama üzülerek söyleyeyim eskiyi aratacak miktarda var. Her geçen gün daha da kötüye gidiyoruz! Kibarlıktan, zarafetten, şıklıktan, asaletten, eğitimden uzaklaşıyoruz.. veya başka bir ifade ile bunları önemsemiyoruz, ciddiye almıyoruz... Üzülerek tanık olduğum bir durumu sizinle paylaşmak istiyorum. Beşiktaş’ta Kadıköy İskelesi. Beklenen 18.15 vapuru. İskele yine restore edilmiş, içi ahşap döşeme. Sıcak, samimi, seviyeli bir ortam yaratıyor. İnsanlar iyi şeylere layık! Vapur da zamanında geliyor. Düdükle zamanında hareket ediyor. Vapurların temizliği, güzelliği her geçen gün eskisini aratmayacak şekilde iyiye gidiyor. Ama bizler, yolcuların durumu hiç de iç açıcı değil. Bayana zarafet yakışır. Bir bayan vapurda, otobüste, metroda otururken ayaklarının iki durumu vardır. Ya ayak ayak üstüne atılır, ya da dizler birbiriyle temas edecek şekilde oturulur. Dizler birbirinden bir omuz genişleği kadar açık oturulmaz! Kıyafet seçmek ve giyinmek de bir eğitim işidir. Güzel görünümlü giyinmek illa çok parayı gerektirmiyor. Ucuzluktan veya pazardan giyinip de çok şık olan pek çok insan vardır. Yeter ki biraz giyinmeyi ciddiye alsın. O da ne! Oturuş hatası yanı sıra berbat bir kıyafet. Rengârenk çoraplar, alakasız spor pabuç, kot etek üzerinde siyah renkli mont mu, pardösü mü, kaban mı tam belli olmayan bir kışlık. Yanında bayanınkini aratmayacak uyumsuzlukta giyinmiş bir erkek. Yaşları da fazla değil, 2526. Ellerinde birer cep telefonu. Birbirlerine sözüm ona bir şeyler yazıp gönderiyorlar, gösteriyorlar. Çevreye aldırış etmeyen tutum ve davranışlar, gülüşmeler... Konuşmlarına biraz kulak kabartınca bozuk bir Anadolu şivesiyle ne söyledikleri anlaşılıyor. Bu şiveyle konuşurken İstanbul’a yeni gelmiş olmanın masumiyeti ve çekingenliği yok üzerlerinde... ‘‘Biz böyleyiz. Biz böyle konuşur, böyle davranırız’’ edasındalar. Burası İstanbul’sa İstanbul, bizi ilgilendirmez havasındalar. İşte acı olan da bu. Gelişme, değişme arzusu duymama. En üst düzey yöneticilerimiz geliştiklerini, değiştiklerini söylüyorlar; vatandaşta ise duyarsızlık, aldırmazlık, bağışlayın biraz da arsızlık.. olmuyor ama, yakışmıyor bu güzelim İstanbul’a.. eğitimsiz, kültürsüz, duyarsız pek çok insan... Oturup bu konuyu ciddi ciddi ele almalıyız. ‘‘Hayat bilgisi’’ veya ‘‘medeni bilgiler’’ adıyla görsel basında zorunlu eğitim programları mı yayımlatırız; yoksa ‘‘Halk Eğitim Merkezlerinde’’ bu konuda kurslar mı düzenlenir veya her ikisini birden mi yürütürüz, karar verme zamanı geldi. Her şeyin başı eğitim. İnsana yaraşan da kibarlık, zarafet, saygı. Gerektiği yerde müsaade istemek, gerektiği yerde özür dilemesini, teşekkür etmesini bilmek... Doğru oturmak, düzgün konuşmak, başkasını rahatsız etmemek... ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ bulutbebek?hotmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com * Haliç Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi Esas No: 2002/6 / Karar No: 2003/8 Davacı Maliye Hazinesi tarafından davalılar Nurhan Çetinkaya ve İsmail Doğan Bilge aleyhine açılan mal beyanında bulunmamak davasının yapılan yargılaması sonunda; Davanın ortadan kaldırılmasına karar verildiği, davalı maliye hazinesi tarafından süresi içinde temyiz edildiği, davalı İsmail Doğan Bilge'nin adresi tüm araştırmalara rağmen tespit edilemediğinden temyiz dilekçesinin adı geçene tebliği ile 7201 Sayılı Yasa'nın 28. ve müteakip maddeleri gereğince ilandan 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı hususu ilan olunur. 13.03.2006 (Basın: 20118) KARUBURUN İCRA CEZA 0MAHKEMESİ'NDEN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Mayıs www.mumtazarikan.com Sürücü belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. TAMAYA ÖZERHAN Ehliyetimi ve ruhsatımı kaybettim. Hükümsüzdür. KAĞAN ÖZERHAN Anadolu Üniversitesi öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. CİVAN BAKSI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Yanardağ 1 püskürmeleriyle yığılmış 2 bir dağda, su 3 ların açtığı derin vadi. 2/ 4 Emirler, bey 5 ler... Söz, la 6 kırdı. 3/ Çöl7 den esen rüzgâr... Zongul 8 dak yöresine 9 özgü bir halk 1 2 3 4 5 6 7 8 9 oyunu. 4/ Yurdumu1 T E RM İ Y E E zun sulak alanlarınZ E L İ Ş da da yaşayan bir 2 A Ğ A kuş. 5/ Kan emici bir 3 N E K T A R İ N K A N Ş İ P sinek... Kimse, kişi. 4 T K İ İ 6/ Özel gezinti gemi 5 U R A L A Y si... Kolyos, uskum 6 N E S İ M İ ru, sardalye gibi ba 7 İ Ç M A L A M A lıkların ufağı. 7/ Bir 8 E N A N İ Y E T malın fiyatını göste 9 K L A R O S L A ren küçük kâğıt... Bir soru eki. 8/ Bir tür füze... Satrançta bir taş. 9/ Osmanlı devletinde kullanılmış gümüş bir para. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bele kadar göğsü sıkıca saran bir kadın giysisi. 2/ Gözleri görmeyen... Sırtında büyük dikenleri olan bir balık. 3/ Türkiye'den göç eden Rumların oluşturduğu müzik türü. 4/ Utanılacak şey, ayıp... ‘‘Elifim noktalandı / derdim çokçalandı'' (Türkü)... Saçı dökülmüş olan kimse. 5/ Hz. Muhammed'i övmek ve ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside... Bir yasanın, bir kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı. 6/ Petrol ürünlerinden biri. 7/ Normal... Bir nota. 8/ Gövde yapısı. 9/ Ardıç ağacının kozalağına verilen ad... Kilime benzer, renkli ve motifli uzun yolluk. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear