26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 NİSAN 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Kürtler Caferi’yi istemiyor ? BAĞDAT (AA) Reuters ajansının siyasi kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Kürt liderler, ‘‘Caferi’nin başbakanlığa adaylığını nihai olarak reddettiklerini’’, hükümeti kurmaya çalışan Birleşik Irak İttifakı’na resmen bildirdiler. Kararın Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani tarafından ittifaka iletildiği kaydedildi. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Bush’un Tahran’a yönelik planları ABD gazetelerinin gündeminden düşmüyor BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI İran’a saldırı havadan Dış Haberler Servisi ABD’de The New Yorker dergisinin ardından The Washington Post gazetesi de Başkan George Bush yönetiminin, nükleer etkinliklerine ilişkin krizin diplomatik yollardan çözülememesi olasılığına karşı İran’ı havadan vurma planları yaptığını yazdı. Gazetenin manşetten verdiği haberde, Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) gibi kurumlardaki planlamacıların, İran’da havadan vurulabilecek hedefler üzerinde çalıştığı ve bu hedefler arasında, Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesisiyle İsfahan’daki uranyum dönüşüm tesisinin de bulunduğu belirtildi. Haberde, diplomatik çabaların süreceği kısa dönemde bir saldırı beklenmediği ve her durumda İran’ın karadan işgalinin öngörülmediği kaydedildi. The Washington Post’a göre, askeri planlamacılar, iki tür hava saldırısı se Gerçekten Serbestlik mi? Yoksa... Yeni küresel düzenin ABD önderliğinde somut araçları ile planlanması 1978 tarihine kadar uzanır. ABD’nin IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlarla birlikte ‘‘serbest ekonomi’’, ‘‘serbest dış ticaret ve kur politikaları’’ Batı kapitalizminin anayasası olarak o tarihte kabul edildi. ‘‘Washington uzlaşması’’ bu yeni iktisadi anayasaya uygun görülen isimdi. Ekonomiler açılacak, saçılacak ve devlet (kamu) müdahaleleri ortadan kaldırılacak denildi. Batı’nın kendi dışındakilere önerdiği (ve dayattığı) bu iktisadi anayasa, ilk defa Türkiye’de uygulamaya konuldu. Türkiye’deki adı, 24 Ocak Kararları’dır. Yeni liberal iktisadi anayasayı sağlama bağlamak için 12 Eylül 1980’de askerler iktidara getirildiler. Yeni Amerikan anayasasına uyan düzenlemeler yapıldı. Washington uzlaşmasının arabesk adı Özalcılıktır. ‘‘Turka’’ eklenen sözcüklerde olduğu gibi dilimize yerelleştirildi. Chavez’den ABD elçisine uyarı ? KARAKAS (AA) Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, ABD Büyükelçisi William Brownfield’ı ülkeden kovmakla tehdit etti. Chavez, ulusa seslendiği televizyon konuşması sırasında Brownfield’ı uyararak ‘‘Bizi provoke etmeye devam edersen bavullarını toplamaya başla. Çünkü seni kovacağım’’ dedi. ? Washington Post gazetesi, Savunma Bakanlığı, CIA gibi kurumlardaki planlamacıların, İran’da havadan vurulabilecek hedefler üzerinde çalıştığı ve bu hedefler arasında, Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesisiyle İsfahan’daki uranyum dönüşüm tesisinin de bulunduğunu yazdı. çeneğinin avantaj ve dezavantajlarını tartışıyor. Buna göre ilk seçenek, sadece nükleer tesislere karşı sınırlı bir hava saldırısını öngörürken ikinci seçenek, İran’da çok daha geniş askeri ve siyasi hedefleri de kapsayacak uzun bir hava harekâtını içeriyor. Gazeteye konuşan yetkililer, Bush’un, görevi sona ermeden önce İran sorununu çözmeye niyetli olduğunu söylediler. Bazı uzmanlar, ABD’nin, aslında Washington yönetiminin askeri operasyon yönünde istekli olmadığını ve hava saldırısı söylemini, Tahran’ı diplomatik süreçte ‘‘yola getirmek’’ amacıyla gündeme getirdiği görüşünü savundu. Başka uzmanlar ise Bush yönetiminin blöf yapmadığını ve hava harekâtını İran’ın nükleer etkinliklerini durdurma konusunda tek yol olarak gördüğünü belirtti. ‘Tek gerçek seçenek’ Eski Pentagon yetkililerinden Kurt Campbell , ‘‘Bush’un ekibi, hava saldırılarının mümkün olup olmadığını inceliyor, çünkü bazı kişiler, bunun tek gerçek seçenek olduğunu düşünüyor’’ dedi. The Washington Post, ABD’nin uydular yoluyla ve İran hava sahası içinde pilotsuz hava araçları uçurarak Tahran’ın nükleer faaliyetine ilişkin Ramadi’de operasyon ? Dış Haberler Servisi Irak’ın Ramadi kentinde şiddetli çatışmalar sonucu 50 direnişçi öldürüldü. Çatışmalarda bir de Irak askeri öldü. Bağdat’ın kuzeyinde, havadan desteklenen ABD askerleri de 8 direnişçiyi öldürdü. Bağdat’ta geçen hafta bir Şii türbesi yakınında bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda ölenlerin sayısı 90’a çıktı. bilgi edinmeye çalıştığını da yazdı. Bazı uzmanlar ise Pentagon’daki askeri çevrelerin, İran’a hava saldırısı düzenlenmesine karşı çıktığını belirtti. CIA’nın eski Ortadoğu uzmanı Reuel Marc Gerecht, ‘‘Pentagon, Irak ve Afganistan’da çok sıkıştığı için İran’a saldırılmasına şiddetle itiraz ediyor’’ dedi. The Washington Post’a göre ABD’li planlamacılar, İran’ın olası bir saldırıya nasıl karşılık vereceğini ve durumun İslam dünyasında nasıl tepkilere yol açacağını da tartışıyor. Operasyona karşı çıkan Carnegie Endowment düşünce kuruluşunun uzmanı Joseph Cirincione ise olası bir hava saldırısının, İran’ın nükleer silah üretmeye yönelik kararlılığını daha da arttıracağı görüşünü savundu. The New Yorker dergisi de ABD’nin İran’ın Natanz tesisine karşı sığınak delici taktik nükleer bomba kullanmayı planladığını belirtmişti. Oligarşi ve faşizme giden yol... Görünürde ‘‘serbestlik’’ ve ‘‘rekabet’’ sözcükleri bir aldatmacadır. Ringde yüz kiloluk boksörü elli kiloluk tüysıklet ile karşı karşıya getirip ‘‘dövüş serbest’’ dediğimizde, kimin galip geleceği baştan bellidir. Üstelik ağır sıkletin arkasındaki ‘‘silahlı adamlar’’, tüysıklete tabancalarını da doğrultmuşlarsa sonuç planlanmış demektir. Bu maç şikedir. Serbestlik güzel, rekabet güzel de bunlar ‘‘eşitler arasında olursa anlam taşır’’. Yoksa, vitrini süsleyen sloganlar haline dönüştüğünü görmemek aptallık olur. İlle de görmek istemeyenler varsa bunların niyeti zaten bozuktur. Hele ABD ve AB ülkelerinin, ‘‘rekabet edemedikleri mallarda ve hizmetlerde’’, bazen dünyanın en yüksek ‘‘sübvansiyonlarını’’ vererek; bazen ‘‘tarife dışı engeller’’ yaratarak; bazen de doğrudan doğruya ‘‘yasak’’ levhasını asarak rekabet ve serbestlik kurallarını hiçe saydıklarını, uygulamaları ile ortaya koymaktadırlar. Dünyada doğrudan doğruya yapılan ve rekabeti ortadan kaldıran mali desteğin (sübvansiyonun) yüzde yetmişini, dünya nüfusunun yüzde on ikisini oluşturan ABD ve Avrupa Birliği yapmaktadır. Dolayısıyla rekabet ve serbestlik, en başta ABD ve AB tarafından bozuluyor. Ekonomilerin ve dış ticaretin liberalleştirilme ve özelleştirilme uygulamaları, Türkiye, Meksika, Brezilya, Arjantin ve Güneydoğu Asya ülkelerine dayatıldı. Yeltsin Rusya’sı da modaya uyduruldu. 1994’te Türkiye ve Meksika, 1997’de Asya ülkeleri, 1998’de Rusya, 2002’de Arjantin ekonomileri dibe vurdu. Türkiye 2001’de ikinci şoku yaşadı. Şu anda dış borç ve dış açığa bağlanmış durumda. Liberal ekonomiyi uygulayan ülkeler Batı’ya daha bağımlı hale geldiler. Batı kapitalizminin şirketleri bunların piyasalarına yerleşti. Güney Amerika ülkeleri, Putin’in Rusya’sı ve kimi Asya ülkeleri Washington uzlaşmasına karşı cephe aldılar. Türkiye’de ise işler aynen sürdürüldü. Yönetim zaafları, ulusal refleks gösterememe ve yetersiz demokrasi hep birlikte bu sonucu doğurdu. Liberalleşme, rekabet ve özelleştirme politikaları Batı kapitalizminin azgelişmiş ülkeleri işgalinin yolunu açmıştır. Washington uzlaşması, ‘‘işgalde ve sömürgeleşmede uzlaşma’’ sonucunu ortaya çıkardı. Dünyada gelir bölüşümü daha kötü duruma geldi. Zenginler ve fakirler arasındaki farklar büyüdü. İşsizlik, açlık yaygınlaştı. Liberal ekonomi, serbest dış ticaret ve özelleştirme azgelişmiş ülkelere refah yerine, ‘‘oligarşiyi ve faşizmi’’ getirdi. Ulusal refleks gösteren ve yönetimlerini bu yönde değiştiren ülkeler sorunlarını çözmeye başladılar. Güney Amerika’da meydana gelenler bunun en güzel örneğidir. Türkiye, yönetim zaafları dolayısıyla en sancılı dönemini yaşamaktadır. Ulusal refleks gösterebildiği oranda sorunlarını çözme olanağına kavuşacaktır. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali TAHRAN’DAN YANIT: ABD psikolojik baskı yapıyor Dış Haberler Servisi Tahran yönetimi, Amerikan medyasında İran’a saldırı haberlerinin artmasını ‘‘psikolojik savaş’’ olarak değerlendirdi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamid Rıza Asefi dün düzenlediği basın toplantısında, saldırı savlarını ‘‘başlatılan psikolojik savaşın taktikleri’’ olarak niteledi ve ‘‘bu iddiaların ABD’nin çaresizliğini ve öfkesini gösterdiğini’’ belirtti. ABD’nin, nükleer programları konusunda, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK), Rusya ve diğer ülkelerle anlaşmaya varmalarını istemediğini belirten Asefi, bu nedenle Washington’ın kendilerine karşı propaganda çalışması yürüttüğünü söyledi. ABD ile Irak’ın güvenliği üzerine yapılması öngörülen müzakerelerde ‘‘işgalcilerin geri çekilmesi, Irak’taki güvenliğin sağlanması ve ABD’ninIrakhakkındaki tutumunu düzeltmesi’’ konularının gündeme geleceğini söyleyen Asefi, görüşmede Irak dışında başka konuların görüşülmeyeceğini vurguladı. ‘‘Amerika’nın iyi niyetli olduğundan şüphe ettiklerini’’ belirten Asefi, ‘‘ABD müzakere sayesinde iki ülke arasındaki sorunların çözülebileceğini düşünüyorsa önce İran’a karşı tutumunu ve bölgedeki siyasetini değiştirsin’’ dedi. Asefi, görüşmenin Irak’taki hükümet çalışmalarıyla ilgisi olmadığını belirtti ve ‘‘Irak’ta bir hükümetin kurulması, öncelikle Irak’taki yetkililer, gruplar, ülke meclisi ve mevcut hükümetin görevidir. Bunun Amerika ile de hiçbir ilgisi yok. Zaten bize göre, Irak’ta bir hükümet kurulmasına ABD engel oluyor’’ diye konuştu. Londra saldırısı ‘çete’ işi ? LONDRA (AA) İngiliz Observer gazetesi, hükümet tarafından, 7 Temmuz bombalı saldırılarıyla ilgili raporda, olaylarda El Kaide’nin parmağının bulunmadığı görüşünün yer aldığını yazdı. Gazete, henüz açıklanmayan raporda 7 Temmuz saldırılarını düzenleyen kişilerden ‘‘çete’’ diye söz edildiğini ve bu kişilerin eylem planlarını internet üzerinden yazışarak yaptıklarını öne sürdü. Camide izdiham: 26 ölü, 70 yaralı ? KARAÇİ (AA) Pakistan’ın Karaçi kentinde bir camide çıkan izdihamda 26 kişi öldü, 70 kişi yaralandı. Polis, binlerce kadının çocuklarıyla birlikte kandil için bir araya geldiğini, camiden çıkarken bir kız çocuğunun yere düşmesi ve çığlık atması üzerine panik yaşandığını söyledi. Başbakan Silvio Berlusconi Roma’daki oy merkezine annesi Rosa ile birlikte geldi. (Fotoğraf: AP) JACK STRAW: İki gün sürecek seçimlerde sağ ve sol, kozlarını paylaşacak Operasyon nedeni yok İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw İran’a yönelik bir askeri müdahale olasılığını reddetti. Straw, İran’ın nükleer tesislerine saldırı olasılığı bulunmadığını söyledi. Straw, uluslararası topluluğun İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda ‘‘şüphe içinde’’ olduğunu, ancak ortada bir ‘‘casus belli’’ (savaş nedeni) bulunmadığını belirtti. İtalya’da büyük yarış Dış Haberler Servisi İtalyanlar iki gün sürecek genel seçimler için dün sandık başına gitti. Son kamuoyu yoklamaları, sol ittifakın adayı Romano Prodi’yi Başbakan Silvio Berlusconi’nin 34 puan önünde göstermesine karşın kararsız seçmenlerin oylarının belirleyici olacağı belirtiliyor. Seçime, irili ufaklı toplam 74 parti katılıyor. Ancak seçmenler esas olarak merkez sağ yelpazedeki 10 partinin ittifakından oluşan Berlusconi liderliğindeki Özgürlük Evi ile merkez sol yelpazedeki 16 partinin ittifakından oluşan Prodi liderliğindeki Zeytin Ağacı arasında tercih yapacak. Seçimde oy verme işlemleri dün ve bugün olmak üzere iki gün sürüyor. Seçim sonunda Senato’da 315, Meclis’te ise 630 sandalyenin yeni sahipleri belirlenecek. Meclis için 47 milyon 160 bin 244, Senato için ise 43 milyon 62 bin 20 seçmen oy kullanabilecek. Meclis üyelerini belirlemek için 18, Senato’yu belirlemek için ise 25 yaşında olmak gerekiyor. İtalyanlar dün TSİ 09.00 ile 23.00 arasında oy kullanırken bugün de TSİ 08.00 16.00 arasında sandığa gidiyor. Kesin olmayan ilk veriler, bugün oy verme işlemlerinin tamamlanmasının ardından açıklanacak. Şaron’a ‘iş göremez’ raporu ? KUDÜS (AA) İsrail’de Adalet Bakanlığı, 3 aydır komada olan İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un, yarın ‘‘sürekli iş göremez’’ ilan edilmesine karar verildiğini bildirdi. Bu kararla Şaron iktidarının resmen sona ereceğine dikkat çekildi. Berlusconi 5 yıldır iktidarda İtalya’da beş yıldır iktidarda olan Berlusconi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en uzun süre görev yapan İtalyan lider. Berlusconi aynı zamanda ülkenin en zengin işadamı. Ancak iş dünyasındaki başarısını ülkeye yansıtmayı başaramadığı için eleştiriliyor. Sektöründe lider olan firmamızın Dış Pazarlama Bölümü’nde görevlendirilmek üzere; En az 3 yıl yurtdışı pazarlama ve satış tecrübesi olan, aktif satış ve proje takibi yapabilecek, (Gıda sektöründe çalışmış olmak tercih nedenidir.) İyi derecede Arapça ve İngilizce bilen, Yurtdışı seyahat engeli olmayan, (Erkek adaylar için askerlik hizmetini tamamlamış olmak gerekmektedir.) Yurtiçi veya yurtdışı Üniversite veya Yüksek Okul mezunu (tercihen Gıda veya Kimya Mühendisliği bölümlerinden mezun), Dinamik çalışma ortamına uyum sağlayabilecek, Bölge Satış Yöneticisi takım arkadaşı aranmaktadır. Adayların ayrıntılı özgeçmişlerini 25.04.2006 tarihine kadar 0262 7511390 numaralı faksa veya perihan.pekkucuk?aromsa.com.tr adresine iletmelerini rica ederiz. Tüm başvurular gizli tutulacaktır. Mübarek: Irak’ta iç savaş yaşanıyor Dış Haberler Servisi Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Irak’ta bir iç savaş yaşandığını söyleyerek ABD birliklerinin ülkeyi şimdi terk etmesi durumunda bu iç savaşın bölgeye yayılma riskinin bulunduğunu öne sürdü. Mübarek, ‘‘Irak’ta şu anda aslında bir iç savaş vardır, eğer Amerikalılar ülkeyi şu anda terk ederse bu bir felaket olur, çünkü savaş daha da kötüleşir’’ dedi. Mübarek, bu durumda ‘‘İran ve diğer ülkelerin müdahalede bulunacağını, Irak’ın korkunç bir iç savaşa sahne olacağını ve terorizmin sadece Irak’ı değil bölgenin tamamını yok edeceğini’’ söyledi. Bağdat ise Mübarek’e tepki gösterdi. Başbakan İbrahim Caferi, Mübarek’in sözlerine açıklık getirilmesi için dışişleri bakanının görevlendirildiğini açıkladı. İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da Irak’ın ‘‘korkunç bir katliam’’ yaşadığını, ancak iç savaşın eşiğinde olmadığını söyledi. 10 NİSAN LAİKLİK GÜNÜ 78. Yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin dinsel temele dayalı bir Cumhuriyet olmadığı 78 yıl önce bugün TBMM’nin aldığı kararla ortaya konmuştur. Buna göre: “Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dinlerin, devleti idare edenlerle edecekler elinde bir alet olmaktan kurtuluş güvencesidir.” Üç yıldır iktidarda olan AKP ise, ABD’nin biçimlendirdiği “Ilımlı İslam Devleti” modeline uyabilmek için laikliği her fırsatta törpüleme gayreti içindedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin “laik” nitemini daraltarak kısırlaştırmak isteyen her türlü düzenlemenin sonuçsuz kalacağına inanıyor, 10 Nisan Laiklik Günü’nü kutluyoruz. KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ 2005/569 Esas Davacı Hasan Kırgıl tarafından davalı Asuman Kırgıl Aleyhine açılan boşanma davasının ara kararı gereğince; Davalı Asuman Kırgıl’a davetiye tebliğ edilemediğinden ve zabıta tahkikatına rağmen adresi tesbit edilemediğinden, dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Davacı davalıyla 11.10.2002 tarihinde evlendiği, aralarında sevgi ve saygı kalmadığını, davacının şu anda cezaevinde bulunduğunu, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, sık sık evi terk edip gittiğini, davalının müşterek çocuklara ilgi, yakınlık ve anne şefkati göstermediğini, davacının eşi ve çocukları ile ilgilendiğini, davalının 3 Ağustos 2003 günü evi terk ederek gittiğini, başka bir erkek ile kendisini aldattığını öğrendiğini, müşterek çocukların velayetinin davacıya verilmesini istediğini, bu yüzden boşanma davası açtığını, davalının bizzat veya vekili ile 02.06.2006 günü saat 09.30’da yapılacak duruşmada hazır bulunması, aksi takdirde yokluğunda yargılama yapılarak karar verileceği hususu davetiye yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 4/4/2006 (Basın: 15877) İZMİR 3. AİLE MAHKEMESİ ANMA YILMAZ ŞAHİN (1954.......) Gördüğü ilk su birikintisine, okyanus diyebilecek kadar karşılıksızdı yüreği NESRİN ULAŞ Aromsa Besin Aroma ve Gıda Katkı Maddeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Esas No: 2005/380 Davacı Tamam İzgi vekili tarafından davalı Kenan İzgi aleyhine açılan Boşanma davasında verilen ara kararı gereğince; 312 sokak, no: 7, Ümit Mahallesi, Pınarbaşı İzmir adresinde bulunduğu bildirilen davalı Kenan İzgi’ye çıkarılan tebligatların bila tebliğ iade edilmiş olması ve zabıta vasıtası ile yaptırılan tüm aramalara rağmen tebliğe yarar açık adresinin bulunmaması sebebi ile davalıya dava dilekçesinin, yenileme dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla; Duruşma gün olan 27.04.2006 günü saat 10.30’da İzmir 10. Aile Mahkemesi Duruşma Salonu’nda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde yargılamanın yokluğunda yapılacağı ve hüküm verileceği hususunu bildirir iş bu ilan Davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 16.03.2006 (Basın: 15879) İZMİR 10. AİLE MAHKEMESİ CUMHURİYET 11 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear