28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 15 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA 2 AÇI MÜMTAZ SOYSAL PENCERE CHP Gerçekten Düşüyor mu?.. Vatan gazetesinin dünkü manşeti düşündürücüydü, özetle aktarıyorum: ‘‘AKP yükseliyor.. CHP ise düşüşte..’’ ‘‘Üç anketten çıkan ortak sonuç’’ bu imiş... Özetle: AKP yüzde 3233.. CHP: 13.. MHP ile DYP yüzde 10’lar dolayında ya da altında seyrediyorlar.. ANAP 45.. DSP yok gibi.. ? Gazetenin Genel Yayın Müdürü Tayfun Devecioğlu açıklıyor: ‘‘Geçen anketteki gibi bugün de bizi eleştirenler çıkacak. Tekrar hatırlatayım: 3 saygın şirkete 3 bağımsız çalışma sipariş ettik. Onların çektiği fotoğrafı aynen yayımlıyoruz.’’ Anket sonuçlarını algılamak için ayrıntıya takılmak gerekmiyor; bugünkü sonuçlar neredeyse 3 Kasım 2002’de yapılan son seçimlerden bile beter... Sanırım durumu anlamak için anketler fuzuli de sayılabilir; tüm ülkede, kahvede, salonda, üniversitede, borsada, şirkette, gazetelerde yinelenen bir olumsuzluk tümcesi var: Bu iktidara alternatif yok!.. ? Hiç kuşkusuz durum hem de kısa sürede değişebilir; umutsuzluğa gerek yok!.. Ancak anketlere, topluma, siyasal yaşama boş gözlerle bakmanın da yeri yoktur; hem bu zamanda Türkiye iç ve dış boyutlarıyla tehlike çemberinde dolanırken en başta görev kime düşüyor?.. CHP’ye.. Önce anketler bir gerçeği mi vurguluyorlar?.. Koskoca parti bu soruyu yanıtlayacak olanaklara sahip değil midir? Sonra bu anketler parti içinde bir hareket, bir soru, bir merak neden yaratmıyor?.. Doğrusunu isterseniz CHP’nin son günlerde çabaları övgüye değer... Peki, parti neden anketlerde, yoklamalarda geriliyor?.. Neden meydanlara çıkamıyor?.. ? Bir vakitlerin ‘merkez sağ’ partileri sayılan DYP ve ANAP tabanlarını anlaşılan İslamcılara kaptırdılar ki barajın üstüne çıkmakta zorluk çekiyorlar... CHP’nin böyle bir derdi de yok!.. CHP’nin derdi ne?.. CHP’nin yoksa hiçbir derdi yok mu?.. Kendi içinde özeleştirel bir çabaya girmek ‘‘ihtiyacını’’ duyumsamıyor mu?.. ? Bir ülkede olanbitenlerden elbette siyasal iktidar sorumludur, eleştiriyi iktidar hak eder.. Ama muhalefetin sorumluluğu da iktidardan az değildir.. Hele bu dönemde.. Anketler doğru mu: ‘‘AKP yükseliyor.. CHP ise düşüşte..’’ Neden?.. En Zararlı Kuruluş KAMU YÖNETİMİ, her durumda mutlaka kamu yararına iş görmesi gereken yönetim demektir. Bir kamu yönetimi birimi olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı da bu açıdan bir istisna sayılmaz. Gelgelim, hiçbir kamu kuruluşu ülke ekonomisine ve dolayısıyla kamu yararına bu İdare kadar zarar vermedi. İşin tuhafı, bu birimin ekonomiyi ve kamu yararını korumak için kurulmuş olmasıdır. arar, herhangi bir kamu işletmesinin özelleştirilmek üzere ‘‘kapsama alınması’’yla başlar. Kapsama alınan kamu işletmesi artık Özelleştirme İdaresi’ne bağlanmış demektir; orası karar vermeden adım atamaz. Ne ileriye dönük yaratıcı bir düzelme işlemi, ne de yeni bir yatırım. Her şey, bu İdare’nin iznini gerektirir. Personele ilişkin kararlar da... Zaten, kapsama alınan işletmedeki moral hemen sıfıra inmiştir. Herkes, kurumun amaçlarını, sorunlarını unutmuş olarak kendi başının derdine düşer. İşletmenin başına getirilen kişinin görevi de onu satışa hazırlamaktır: Borçlar ödenir, alacakların peşine düşülür; işletmeyi geliştirmek için değil, daha kolay satılabilir duruma getirmek için ne gerekiyorsa o yapılır. Olumlu gözüken işler, kesime hazırlanan kurbanın beslenmesine benzer. O aşamada yapılanların kamu yararına yapıldığını sanırsınız; oysa, her şey aslında ‘‘gelecekteki alıcı’’nın yararınadır. İşin kötüsü, bu satış hazırlıkları ve bekleyişler yıllarca sürer: Beş, on, hatta yirmi yıl boyunca böyle hazırlanıp satış bekleyen kamu işletmeleri vardır. Acıklı olan, çeşitli aşamalardaki kararlarla ihale ve satış işlemlerinde işlenen hatalar, yapılan usulsüzlükler yüzünden bir türlü tam sonuca varılamamış olmasıdır. Yargıdan dönen her karar, yarıda kalan her ihale ya da bozulan her satış, sürecin uzamasına, işletmenin ekonomideki rolünün zayıflamasına, çarkların boşa dönmesine yol açar. Yüzlerce ve binlerce kişi artık havanda su dövmektedir. Satıştan gelecek geliri kat kat aşan kamu parası bu dönemde harcanmış olur. n çarpıcı örnek, bir zamanlar ülkenin dört denizinde kamu hizmeti olarak yolcu taşımış ve hatta Akdeniz’ın uzak kıyılarında bayrak gezdirmiş olan koskoca Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin yaklaşık yirmi yıl içinde eriyip gitmesidir. Seferler kaldırılmış, gemiler ıssız rıhtımlara bağlanmış ya da satılmış, işletme sonuçta elindeki yanaşma yerlerini ve yolcu salonlarını ‘‘Galataport’’ denen saçma bir projeyle ihaleye çıkarmak zorunda bırakılmıştır. Üstelik, bu satıştan elde edilecek gelirin ulusal denizciliği geliştirecek herhangi bir atılım için kullanılması hiçbir biçimde koşula bağlanmadan. Oysa özelleştirmenin felsefesinde, işe yaramayanların satılmasıyla elde edilecek gelirin kamu hizmetlerinin iyileştirilmesine aktarılması vardı. Ama şimdi ne gelir var, ne de yolcu gemileriyle sürdürülen bir kamu hizmeti. Z İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI 19 ŞUBAT 2006 PAZAR Saat: 11.0014.30 “Kara günler yeniden gelip çattı... Korkuya yer yok!.. Yılgınlık hiç gerekmez!.. Nihayetinde, Ulus Dağı’na çıkılacak! Ve yine bir ateş yakılacak!..” Şubat ayı konuğumuz ULUS DAĞINA DÜŞEN ATEŞ, 58 GÜN, SİVİL ÖRÜMCEĞİN AĞINDA kitaplarının yazarı MUSTAFA YILDIRIM Konu: Büyük İşgal Planı ve Kurtuluş Yer: Kadıköy MODA SPOR KULÜBÜ, Tuğlacı Emin Bey Sokak No: 2 KADIKÖY İletişim: 0 216 449 34 86 0 533 657 92 64 0 532 282 36 88 0 216 336 94 34 GENÇLERİ UNUTMAYINIZ. LÜTFEN YERİNİZİ AYIRTINIZ Ayrılan yerler 19 Şubat saat 11.00’e kadar saklanır. Lütfen 11.00’den önce yerinizi alınız. Açık büfe kahvaltı ederi: 17.50 YTL www.cumok.org eposta: istanbul?cumok.org E 68’LİLER BİRLİĞİ VAKFI’NDAN KAMUOYUNA ÇAĞRI 16 Şubat 1969 yılında ABD emperyalizminin 6. Filosu’nu protesto amacıyla yürüyüşe geçen devrimci yurtsever topluluğun üzerine saldıran irtica odaklarının yarattığı olaylarda 2 kişi ölmüş, yüzlercesi yaralanmıştı. Kanlı Pazar olarak anılan bu olayların üzerinden 37 yıl geçti. Günümüzde de potansiyel bir tehlike olan irtica ve gericiliğe karşı toplumu uyaran, Kanlı Pazar’da yaşananları kamuoyuna bir kez daha anımsatan bir basın açıklamasını Vakfımız 16 Şubat Perşembe günü saat 12.00’de Taksim’de Atatürk Anıtı önünde yapacaktır. Yukarıda belirtilen bu tehlikeye karşı duyarlı olan tüm toplum kesimlerini, siyasal partileri, sendikaları, oda ve meslek kuruluşlarıyla demokratik kitle örgütlerini basın açıklamasına katılmaya çağırıyoruz. 68’liler Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Not: Aynı gün akşam saat 19.00’da, Beyoğlu İstiklal Cad. Ayhan Işık Sok. Özverim Apt. 34/1’deki Ruhi Su Sanat ve Kültür Vakfı’nda Ruhi Su’nun yorumundan Kanlı Pazar dinletisi ve toplantısı yapılacaktır. CUMHURİYET 02 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear