28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2006 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Irak’ın devrik lideri, zorla getirildiği mahkeme salonuna slogan atarak girdi Tuz Gölü, Gaz Deposu... Rusya’nın Ukrayna’ya doğalgazı kesmesi nedeni ile yaşanan bunalım, kış ortasında Türkiye’de halkın, belediyelerin, sanayicilerin, doğalgaza bağımlı enerji üreten tesis yöneticilerinin tüylerini diken diken etti. Bereket Moskova, Ankara’ya ‘‘Mavi Akım’’ hattından ek gaz güvencesi verdi de rahatladık. Ardından İran, her zamanki gibi haber vermeden doğalgaz vanasını kıstı. Tüyler yeniden dikleşti. Tahran, gazın kesilmesinin gerekçesini Ankara’ya ‘‘Allah’ın takdiri ilahisi’’ olarak bildirdi. Bu arada bazı sanayicilerin üretimleri aksadı. Doğalgazda iki noktanın önemli olduğu anlaşıldı. Biri, değil bir, iki kaynağa bile bağımlı olmak tehlikeliydi. Ötekisi ise Türkiye’de doğalgaz depolama önlemi düşünülmemişti. Türkiye’nin doğalgaz tüketimi yılda yüzde 24 artıyor, şebekeye yeni kentler ve sanayi kuruluşları ekleniyordu. Üstelik Türkiye; Rus, Azeri, İran’ın yanı sıra Orta Asya gazını da Avrupa’ya taşıyacak geçit ülkesi olacaktı. Basın, Tuz Gölü’nün altında doğalgaz deposu yapımı için kasımda Dünya Bankası ile kredi anlaşmasını önemsememişti. Basın böyle bir anlaşmanın varlığını ancak sorun çıktıktan sonra algıladı. Bunalım gündemden düştü, depolama işi yine unutuldu. 2 Şubat’ta Dünya Bankası ile BOTAŞ arasında Tuz Gölü’nün altında depo yapımı için gerekli olan 325 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalandığında, haber yine basına yansımadı. Türkiye’de bunalımsız ve durağan bir gaz piyasasını sürdürmeyi amaçlayan ‘‘Gaz Sektörü Depolama Projesi’’ için banka, Türkiye’ye 7 yılı geri ödemesiz, 13 yıl vadeli, sabit faizli kredi açtı. Proje iki yapılanmayı öngörüyor. Tuz Gölü’ne yakın, yeraltı tuz katmanlarının içinde doğalgaz deposu yapılacak. Tesis, 960 milyon m3 çalışma gazı ile bunun bütünlüğünü koruma amaçlı 460 milyon m3 ‘‘tampon’’ gaz deposundan oluşacak. Tesis, 20 gün süreyle 40 milyon m3 gaz verip 25 günde 30 milyon m3 hızla doldurabilecek. Projenin ikinci ayağını ise Erzincan ve Çorum’da iki sıkıştırma istasyonu oluşturuyor. Bunlar, var olan ile gelecekte yeni kaynaklardan alınacak gazları iletmekte kullanılacak. Çorum 30 MW gücü ile Rus doğalgazındaki artışa, Erzincan’ın 39 MW güçlü istasyonu ise Azerbaycan gazına hizmet edecek. Projenin ihale koşulları temmuzda açıklanacak. Depolama zamanla 5 milyon m3’e çıkacak. Ancak hemen birden rahatlamayınız. Her şey yolunda giderse depo 10 yıl sonra hizmete girebilecek. Bir umut kaynağı da Silivri’deki 1.6 milyon m3’lük yerüstü deposunun haziranda devreye girme olasılığıdır. Saddam: Kahrolsun Bush ? Duruşmaya geleneksel kıyafetleri içinde gelen Saddam Hüseyin, salona girişinde ‘‘Kahrolsun vatan hainleri, kahrolsun Bush, yaşasın Irak, yaşasın ümmet’’ şeklinde slogan attı. Dış Haberler Servisi Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin, Bağdat’ta yargılandığı davanın dünkü duruşmasına ‘‘Kahrolsun Bush’’ sloganı atarak girdi. Eski devlet başkanı, kendisinin duruşmaya katılması için zorlandığını söyledi. Gergin tartışmaların yaşandığı duruşmanın bugün devam etmesi bekleniyor. Savunma ekibinin boykot ettiği duruşmaya, yanında muhafızlar olmaksızın gelen Saddam Hüseyin, ABD Başkanı Bush aleyhine sloganlar attı ve Başyargıç Rauf Abdülrahman’a, ‘‘Bizi niye buraya gelmeye zorluyorsunuz’’ diyerek kendisini gıyaben yargılamasını istedi. Abdülrahman, yasada mahkemeye çıkmak istemeyen sanıkların zorla çıkarılabileceği yönünde düzenlemeler olduğunu ve kendilerinin yasayı uyguladığını söyleyerek buna yanıt verdi. Saddam Hüseyin’in savunma ekibinin başkanı Halil el revliler arasında arbede yaşandı. Eski istihbarat şefi ve Hüseyin’in üvey kardeşi İbrahim, yargıca ‘‘Sen bir askeri yargıçsın’’ diyerek konuşmak istediğinde yargıç, muhafızlardan sanığı sandalyesine oturtmasını istedi. Yere oturdu İbrahim de bunun üzerine sandalyeye oturmayı reddederek sırtını yargıca dönüp yere oturdu. Saddam Hüseyin de yargıca hakaretler ederek ‘‘alçaldığını ve utanç verici olduğunu’’ söyledi. Başsavcı Cafer el Musavi’nin, yargıca sanıklara avukat ataması yönünde yaptığı öneri, Saddam Hüseyin tarafından reddedildiği için uygulanamadı. Savunma ekibi, 29 Ocak’ta yapılan duruşmada avukatlardan birinin Başyargıç Abdülrahman tarafından salondan çıkarılması üzerine salonu terk etmişti. 1 Şubat’taki duruşmaya sadece 3 sanık katılırken bir gün sonraki duruşmaya sanıkların hiçbiri katılmamış ve avukatlar Yargıç Abdülrahman değiştirilmedikçe duruşmaları boykot etmeyi sürdüreceklerini açıklamıştı. Sanık avukatları, 1970’lerde gıyabında devlet aleyhine faaliyette bulunmaktan ömür boyu hapse mahkum edilen Abdülrahman’ın bu davada yargıçlık yapmaya uygun olmadığını ileri sürüyor. Daha önce iki duruşmayı boykot eden Saddam Hüseyin, başyargıcı azarladı. (Fotoğraf: AP) Duleymi, AFP’ye yaptığı açıklamada, dünyanın hiçbir yerinde insanların zorla mahkemeye getirilemeyeceğini, bunun ancak yasaların orman kanunlarına dönüştürülmesiyle mümkün olabileceğini söyledi. Dava yargıcının değiştirilmesi talebinde bulunan savunma ekibinin boykot ettiği önceki duruşmaya sanıklar da katılmamıştı. Ancak sanıklar dünkü duruşmaya zorla getirildiler. Irak, yaşasın ümmet’’ şeklinde slogan attı. Son iki duruşmayı boykot eden Saddam Hüseyin, her zamanki gibi takım elbise yerine, bu duruşmaya geleneksel kıyafetlerle katıldı. Salona muhafızlar eşliğinde getirilen ve bu durumu protesto eden Barzan İbrahim ile gö ‘Yaşasın Irak’ Saddam Hüseyin, salona girişinde ‘‘Kahrolsun vatan hainleri, kahrolsun Bush, yaşasın Gel de Saygıyla Anma! AKP hükümeti, 83 yıllık Türkiye Cumkıtan, aralarında mısır ithalatçısı, yuhuriyeti tarihinde, ‘‘benzeri görülmemurtacı oğlu da olan yüksek kazanç miş bir hükümet olarak’’ yerini alacasahiplerine vergi indirimi uygulamakğa benziyor. la yetinmiyor, kayıt dışı paranın kapıHükümet geçen yıl vergi yasalarınsını da aralıyor. Vergi Usul Yasası’ndada bir değişiklikle, ‘‘en yüksek gelir ki belge alma kuralının ihlalini özendivergisi’’ diliminde yüzde 5, Kurumlar ren bir maliye bakanını düşünebiliyor Vergisi’nde yüzde 10 indirim yaptı. musunuz? TBMM’de, savcılıklarda Söz gelişi 100 milyon YTL kazanç sağyolsuzluk dosyaları bulunan Unakılayanın 5 milyonu vergiden bağışlandı. tan’dan, başka bir şey beklenebilir mi? Buna karşılık, 2006 yılında çalışanla7 milyon emekli, dul, yetim, yüzde 1 rın ve emeklilerin aylıklarına enflasyokesinti ile kendilerinden alınacak 200 nu karşılayamayacak oranda zammı trilyon liranın üzerindeki parayı, yüklütfetmekle kalmadı, emeklilerin, dulsek gelirlilere aktaran bakana, haklarını ların, yetimlerin sofrahelal edecekler midir larından günde bir ekdersiniz? meği de çekip aldı. Cumhuriyet tarihimizDolaylı vergi tüketicide iki maliye bakanı idam den alınır; ağırlığını, meedilmiştir. Osmanlı İmmur, işçi, emekli, dul ve paratorluğu’nda da mayetim çeker. AKP iktiliye bakanlığı yapan Cadara geldiğinden bu yavit Bey (18751926) sina Türkiye’de dolaylı yasal yaşamından dovergi oranı yüzde 66’dan layı gıyabında Divanı yüzde 73’e çıktı. ErdoHarp’te 15 yıla mahkum ğan emekliye ilk altı ayolmuş, daha sonra Anda yüzde üç, ikinci altı kara’da da Türkiye Cumayda yüzde üç zam müjhuriyeti’nin maliye badesini verirken Maliye kanlığına getirilmiş bir Bakanı Kemal Unakımaliyeci ve siyasa adaCavit Bey tan dolaylı vergideki mı idi. Atatürk’e planlayüzde 7’lik artış ile zamnan ‘‘İzmir Suikastı’’na mı çoktan bu kitlenin adı karıştığı için İstiklal cebinden çekti. Mahkemesi kararı ile Başbakan Recep Tayidam edildi. yip Erdoğan ‘‘emeklileHasan Polatkan re müjde’’ verdi. Emek(19151961) da 27 Maliler, ‘‘fiş, fatura eziyeyıs askeri darbesinden tinden’’ kurtulacaklardı. sonra tutuklanıp YassıBaşbakan bir ayaküstü ada Mahkemesi’nde demecinde ‘‘emeklileyargılanarak anayasa ihrin vergi iadelerine lotarlalinden idam edilen, ya’’ uygulanacağını bile 1990’da onuru geri vesöyledi. Yine ayaküstü rilen bir başka maliye ‘‘emeklilere fiş alma yebakanıydı. Hasan Polatkan rine yüzde 4 oranında ek İster Cavit Bey ve iszam verileceğini’’ açıkladı. Ardından ter Polatkan, hiçbir zaman ‘‘yolsuzluk’’ Unakıtan tasarıyı TBMM’ye iletti. Yasuçlamalarına muhatap olmadılar, dosa, ‘‘Ey emekli! Fiş, fatura alma, ben kunulmazlık ardına sığınmadılar. Emeksana yüzde 5’lik fiş geliri yerine yüzli, dul ve yetimin ayda yüzde 1 oranınde 4 zam yapayım, yüzde 1’ini de ceda vergi iadesini kesmek demek, babime atayım’’ mantığını öngörüyordu. sit bir hesapla bu yoksul insanların sofGelirler Genel Müdürü rahmetli Alralarından günde bir ekmeği çalmak detan Tufan, kayıt dışı ekonominin önmektir. Ekmek, undan yapılır. Oysa gülenmesi amacıyla Türkiye’de halkı yüznümüz Maliye Bakanı Unakıtan, emekde 5 vergi iadesi karşılığında fiş, fatulinin, dulun, yetimin ununu kendisine, ra toplamaya ‘‘Fiş al ki sana yol, okul, oğluna ve para babalarına aktarıyor. Gel hastane olarak dönsün’’ söylemi ile de Cavit Bey’i, Polatkan’ı, bugün kolheveslendirmişti. 7 yaşındaki çocuk bituklarında oturan böyle bir maliye bale sakızını fişle alır olmuştu. Şimdi Unakanı karşısında saygıyla anma! Kadının ‘kaçışı’ ölüm Irak’ın kuzeyinde geleneklerin altında ezilen kadınlar kendilerini gazyağıyla yakarak öldürüyorlar. Çünkü bu ‘en ucuz intihar’ yolu Dış Haberler Servisi Irak’ın kuzeyinde her yıl onlarca kadın, yaşadığı koşulların çaresizliği nedeniyle kendini yakarak canına kıyıyor. Süleymaniye’deki kadın derneklerine göre, gelenekler ve eski kabile alışkanlıklarının baskısı, kadınları umutsuzluğa ve intihara sürüklüyor. AFP’nin haberine göre, gazeteci Peyman İzzeddin, 1 Ocak’tan bu yana sadece Süleymaniye bölgesinde en az 28 kadının hayatına son vermesini, kadınlar arasında intihar vakalarının artmasının göstergesi olarak değerlendirdi. Kadınların kendilerini yakmak için gazyağı kullandığını, intihar girişimlerinden kurtulan az sayıdaki kadının çoğunun da vücutlarının yüzde 85’inin yandığını anlatan İzzeddin, ‘‘Gazyağıyla intihar en ucuz yol. Zira kadınların bütün dünyası gaz lambasıyla mutfaktan ibaret. Ateşli silah ve ilaçlar ise bazı imkânlara sahip olmayı gerektiren pahalı intihar yöntemleri’’ dedi. göre, intihar vakaları, bölge kadınının değişim halindeki bir toplumda hüküm süren eski gelenek ve değerlerin ezici baskısı altında kaldığını gözler önüne seriyor. ‘‘Ne 1991’deki ayaklanma, ne de Saddam rejiminin devrilmesinin bu olguya son verebildiğini’’ belirten Ferac, ‘‘Bu, kadınların umutsuzluk ve çaresizliğini gösteren toplumsal bir olay’’ dedi. Ferac, kadınları, özellikle aile içindeki baskı ve şiddet ile maddi bağımlılık ve uyum sorunlarının ümitsizliğe sevk ettiğini savundu. Bekşan Abdullah adlı politikacı da, durumu değerlendirirken ‘‘hızla dışa açılmanın, aşiret düzeninin hâkim olduğu toplumun dengelerini altüst ettiği’’ görüşünü savundu. G UANTANAMO BM raporunun ucu ABD Başkanı’na dokunuyor... Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu (UNHRC) Guantanamo ile ilgili raporunda tesisin derhal kapatılmasını ve buradaki kişilerin de ya yargılanmasını ya da serbest bırakılmasını istedi. Raporda, ABD Başkanı George Bush’u da içerecek biçimde Guantanamo ile ilgili işkence iddialarının soruşturulması ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasından bahsediliyor. İngiltere’de yayımlanan Daily Telegraph gazetesinde yer alan bir haberde, UNHRC’nin bu hafta açıklanacak bir raporla Guantanamo Üssü’nün kapatılmasını isteyeceği bildirildi. Raporda, Washington’un Guantanamo Üssü’nde tuttuğu 520 kişiyi ya yargı önüne çıkarması ya da serbest bırakması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca ABD’ye, işkenceye tekabül eden tüm uygulamalara son vermesi çağrısı yapılan raporda, açlık grevine giden kişilere zorla yemek yedirmek de işkence uygulaması olarak geçiyor. Bush yönetiminden, tüm işkence iddialarının Amerikan ceza mahkemeleri tarafından sorgulanmasını ve emir komuta zincirinin her kademesinde bulunan askeri ve siyasi tüm sorumluların cezalandırılmasını garanti altına alması da raporda dile getirilen talepler arasında. Daily Telegraph, raporda bu yöndeki ifadelerin açık olmadığının altını çizerek ABD Başkanı Bush’un da işkence iddialarıyla yargı önüne çıkmasının gündeme gelebileceği yorumunu yaptı. Gazete, Washington yönetiminin BM raporuna tepki gösterdiğini belirtti. Koca ya da babaya mesaj Peyman İzzeddin, ‘‘kendini yakarken geride kalanlara mesaj bırakan kadının, koca ya da babasını utanç içinde bırakabilmek için böyle ‘görkemli’ bir yöntemi seçtiğini’’ düşünüyor. Rivane adlı kadın dergisinin çıkaran Ronak Ferac da, ‘‘Süleymaniye civarında her yıl 100120 kadın kendisini yakarak intihar ediyor’’ dedi. Ferac’a I RAK Türk TIR’larına saldırı Dış Haberler Servisi ABD ordusu için kuru gıda taşıyan Türk TIR’larına roket saldırısı düzenlendiği, saldırıda 1 Türk şoförün yaralandığı, 4 ABD askerinin öldüğü bildirildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Almanya’dan Bağdat’a ABD ordusuna ait kuru gıda taşıyan 6 TIR’dan oluşan konvoya, Bağdat yakınlarında roketatar ve makineli tüfeklerle saldırı düzenlendi. Nakliyat firması yetkilileri, saldırıda soyadı öğrenilemeyen Hüseyin adlı bir Türk şoförün yaralandığını, 4 ABD askerinin de öldüğünü belirttiler. Yetkililer, saldırı sırasında TIR’larda büyük hasar olduğunu kaydettiler. Öte yandan, Irak’ın başkenti Bağdat’ta dün sabah bir banka önünde düzenlenen intihar saldırısında 10 kişinin öldüğü, 3’ü çocuk yaklaşık 40 kişinin de yaralandığı bildirildi. Bu arada, Irak’ta kaçırılan 2 Alman rehinenin görüntülerinin yer aldığı yeni bir video kasette militanlar, talepleri yerine getirilmediği takdirde rehineleri öldürecekleri tehdidinde bulundular. Amerikalıların övüncü Raporu yazan BM görevlileri ayrıca ABD’nin mahkumları ‘‘düşman savaşçılar’’ olarak sınıflandıramayacağını ve ‘‘teröre karşı şavaş’’ argümanının bu mahkumların bir suçlama olmadan alıkonulması için bir gerekçe teşkil edemeyeceğini ifade etti. Açlık grevi yapan mahkumların zorla beslenmesine ilişkin olarak da BM görevlileri, yemeği reddetmenin zararlarını anlayabilecek bir zihinsel yapıda oldukları halde yemek istemeyen kişilerin zorla beslenmesinin bir çeşit işkence olduğunu belirtti. Bunun gerekliliğini savunan ABD’li yetkililerse, bu sayede mahkumların kendilerini öldürmelerini engellediklerini öne sürüyorlar. Gazete bir ABD yetkilisinin, ‘‘Guantanamo Körfezi’nde, kampın açıldığı günden bu yana hiçbir mahkumun ölmemiş olmasından gurur duyuyoruz’’ dediğini aktardı. Washington yönetimi daha önce uluslararası gözlemcileri Guantanamo’ya davet etmiş, ancak onların mahkumlarla görüşmelerine izin verilmeyeceğini belirtmişti. Gözlemciler ise mahkumlarla görüşmelerinin engellenmesi halinde Guantanamo’ya gitmenin hiçbir anlam ifade etmeyeceğini dile getirmiş ve daveti geri çevirmişti. Eli Maşalı Kasımpaşalı! Her geçen gün Başbakanımızın ‘‘eli maşalı Kasımpaşalı’’ havası daha da belirginleşiyor. Bir bakıyorsunuz ‘‘Türkiye’yi pazarlamakla’’ kalmıyor, bazılarının ‘‘anasını da’’ satıyor. Türkiye’yi pazarlayanlara, anasını satanlara ne denildiğini elbette tartışacak değiliz. Danıştay, bir öğretmenin okul dışında da türbanla dolaşamayacağına karar veriyor. Başbakanımız Danıştay’a yükleniyor, ‘‘Bunlar yakında evin içine de karışacaklar’’ diyor. Mersin’de Tarım Bakanı’ndan yakınan bir köylüye ‘‘Artistlik yapma lan!.. Hadi ananı da al git buradan’’ diye bas bas hakaret ediyor. Muhalefet ‘‘malvarlığını’’ bildirmesini isteyince ıkına sıkıla, yarım yamalamak bir açıklama yapıyor. Üsküdar Emniyet Mahallesi’ndeki ruhsatsız 7 katlı ya da Kısıklı’da yeni yaptırılan içten üç katlı villadan, Keçiören’deki daireden söz edilmiyor. Birkaç milyon YTL, birkaç yüz bin dolara karşın ‘‘maaşı ile geçinemediğini’’ söylerken yüzü kızarmayan bir başbakan, çocuklarının malvarlıklarına da yer vermiyor. Bu denli malvarlığına karşın nasıl oluyor da TC Başbakanı’nın çocuklarını ABD’de işadamları okutuyor? Nasıl bir yüz bu? Bir AB ülkesinde böyle bir başbakan ve maliye bakanı, koltuklarında oturabilirler mi? Dolayısıyla Başbakan’ın ‘‘Bunlar yakında evin içine de karışacaklar’’ demesi, gerçekte bilinçaltının boşalmasından başka bir şey değildir. Eli maşalı Kasımpaşalının korkmaya, hesap soracakların evinin içine de gireceklerinden kaygılanmaya başladığının bir göstergesi değil mi? Kuşkusuz Danıştay değil ama Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan’ında avukatlar emirlerinde olacaktır. Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Haiti’de 7 Şubat günü yapılan devlet başkanlığı seçimiyle ilgili tartışmalar sürüyor. Seçim komisyonu üyesi Pierre Richard Duchemin, seçimde hile yapıldığını söyledi. Duchemin’in açıklamasının ardından devlet başkanlığını çok az oy farkıyla kaybeden Rene Preval’ın çoğu yoksul olan taraftarları sokaklara dökülerek kitle gösterileri yaptı. 19962000 döneminde devlet başkanlığı yapan Preval’ın Haiti’nin zenginleri ve ABD tarafından sevilmediği yorumları yapılıyor. (Fotoğraf: AP) Haitililer sokaklara döküldü CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear