24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 KASIM 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Seyyid Kutub’dan etkilenen İslamcı Hareket Örgütü, amacına ulaşmak için her yolu mubah sayan bir düşünceye sahip Aydınlara kıyan İslamcı gruplar 979’da gerçekleştirilen İran İslam Devrimi’nin Türkiye’deki İslamcı akımlar üzerindeki etkilerini önceki bölümlerde aktardık. Hizbullah’tan Kaplancılar’a kadar pek çok akım İran Devrimi’ni model alıp Türkiye’ye de uyarlamanın hayallerini kurdu. Bunların dışında bir örgüt daha var ki hem İran Devrimi’nden hem de Mısır’daki Müslüman Kardeşler Örgütü’nden etkilendi. Her iki bölgedeki İslamcı çizginin en katı unsurlarını Türkiye’de uygulamaya girişti: İslami Hareket Örgütü (İHÖ)... Bu örgütün, para kaynakları oluşturmaktan hedefin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya kadar bütün eylemlerindeki başlıca ilke şu oldu: ‘‘Amaca ulaşmak için her şey mubahtır.’’ İHÖ, kendisini tanımlarken, tek tümceyle şöyle özetliyordu: ‘‘Allah’ın dinini yeryüzünde ikame etmeyi gaye edinmek, bu amaca ulaşmak için hedefler belirleyip, inanılan değerler doğrultusunda faaliyetler göstererek mücadele vermek.’’ 1 İ slami Hareket Örgütü hem İran Devrimi’nden hem de Mısır’daki Müslüman Kardeşler Örgütü’nden etkilendi. Her iki bölgedeki İslamcı çizginin en katı unsurlarını Türkiye’de uygulamaya girişti. Yakalanan elemanları verdikleri ifadelerde Emeç ve Dursun cinayetlerini örgütün işlediğini söyledi. de filizlendi. Güvenlik birimlerinin raporlarına göre İslami Hareket, örgüt anlamında oluşumunu 1985 yılında tamamladı. Örgütün temel omurgasını Batman’daki ‘‘İkra’’, ‘‘Cem’’, ‘‘Seda’’ kitabevleri oluşturdu. Özellikle Cem Kitabevi’ni 198385 yılları arasında işleten Ekrem Baytap, örgüt için ayrıca önem taşıyan isim oldu. Örgüt 1987 yılında sistematik olarak yapılanmaya geçti ve kendi içinde yaptığı değerlendirmede ‘‘kurumsallaştığını’’ ilan etti. Güvenlik güçleri açısından, örgütün varlığı ve boyutları 21 Ocak 1993 tarihinde, Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden 3 gün önce başlatılan operasyonla kesinlik kazandı. Bu operasyonlar sırasında, örgütün yakalanan ve pasifize edilen elemanlarının sayısı 200’ü buldu. Bu elemanların verdiği ifadeler şu bilgileri içeriyordu: Gazeteci yazar Çetin Emeç ve Turan Dursun cinayetleri İHÖ tarafından işlendi. İRAN’DA EĞİTİM Örgüt, İran Devrimi’ni benimserken, içindeki kimi unsurlar da şu noktanın altını çizmeden geçmediler: ‘‘İran Devrimi’ne evet, Şii düşüncelere hayır.’’ Yine örgüt içindeki bir kanat da Mısır’daki Müslüman Kardeşler’in radikal bölümlerinden birinin başında yer alan Seyyid Kutub ve eserlerinden etkilendi. ‘‘Kültürel çalışma’’ adı altındaki faaliyetlerini bu kitaplarla sürdürdü. İran’dan etkilenen pek çok örgüt gibi İslami Hareket de Güneydoğu Anadolu bölgemiz İHÖ’nün üst düzey elemanları İran’da eğitim gördü ve Türkiye’de de kimi İranlı diplomatlarla çeşitli düzeylerde ilişkiler kurdu. Örgüt maddi olanaklarını genişletmek amacıyla gasptan oto hırsızlığına, soygundan kapkaça kadar pek çok olaya karıştı (Bu ifadelerden sonra yeniden incelenen bazı oto hırsızlığı ve gasp olaylarının, örgütün faaliyetleri arasında bulunduğu ortaya çıktı). Örgüt elemanları, doğrudan anayasal düzeni değiştirmek ve yerine teokratik bir rejim kurmak üzere yetiştirildi ve yönlendirildi. İSLAMİ HAREKET ÖRGÜTÜ’NÜN DÖRT AŞAMALI STRATEJİSİ Tevhid: AksoyMumcuKışlalı cinayetlerinin taşeronu ürkiye’de aydın katliamları denince ilk akla gelenler arasında şu üç tarih var: T 31 Ocak 1991, 24 Ocak 1993, 21 Ekim 1999. Prof. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Prof. Ahmet Taner Kışlalı’nın katledildiği günler ister istemez Türkiye’nin de ayağa kalktığı günlerdi. Her cinayet sonrasında başlıca yakınmamızsorumuz şu olmuştu: Katiller nerede? Uzun dönem bu sorunun yanıtı arandı. Cinayet sonrasındaki ‘‘olay yeri’’ görüntüleri umutlu olmayı da zorlaştırıyordu. Çünkü delillerin çoğu ‘‘süpürülerek’’ bir torbaya konmuştu! Oysa bu tür cinayetleri aydınlatmada başarılı olan güvenlik birimleri, küçücük bir ayrıntıyı bile özenle topluyor ve inceliyor. 2000’li yıllarda başta Hizbullah olmak üzere adının başına İslam sözcüğünü ya da İslami bir sözcüğü getiren terör örgütleriyle ilgili operasyonlarda bir örgütün adı ayrıca öne çıktı: Tevhid! Örgüt, 1980’lerin ortasında Nurettin Şirin’in yazıişleri müdürlüğünü, yöneticiliğini üstlendiği İstiklal, Şahaded ve Tevhid dergilerinin etrafında gelişti. MENZİL VE İLİM BAĞLANTISI T arikatların ve radikal İslamcı grupların, hedefe ulaşmak için ‘‘tebliğcemaatcihad’’ üçlü stratejisinden hiç sapmadığını, bunu ortak rehber edindiğini önceki bölümlerde aktardık. Bu strateji temelde İHÖ için de geçerli. Ancak bu örgütün stratejik aşamaları 4’e çıkardığı, her aşamayı değişik adlarla sınıflandırdığı dikkati çekiyor. Bu aşamalar ve ayrıntıları şöyle: 1 OLUŞUM: Buna ‘cemaatleşme merhalesi’ de deniyor. Öteki örgütlerin birinci aşamasını tebliğ oluşturuyordu. İHÖ, tebliğ ile cemaatleşmeyi ilk aşama içinde harmanlıyor. Örgüt bunu kendi içindeki elemanlarına açıklarken şu mesajı veriyor: ‘‘Tebliğ yöntemi ile kazanılan her taraftar aynı zamanda cemaat şuurunu edinmiş olmalıdır. İnancı ? İHÖ’nün hüküm aşaması mevcut düzeni tamamen yıktıktan sonra, şeriat düzenini öngörüyor. paylaşan insanlar, inançlarının gereği olan gayeyi gerçekleştirme yolunda bir araya gelen, bir plan ve programa bağlı hareket eden vasıflı organize topluluklardır.’’ 2 SİYASİ AŞAMA: Oluşum tamamlandıktan sonra, örgütün deyimi ile ‘‘siyasi merhale’’ye geçiliyor. Bu aşama örgüt içinde en zorlu ve en önemli bölüm olarak kabul ediliyor. Kendi içinde 3 alt bölümden oluşuyor. Bunlardan birincisi kimliğin belirginleşmesi. Buna göre örgüte katılan kişinin bir tek kimliği vardır; Müslüman. Her şeyin üzerinde o kimliğin kabul edilmesi, yanına başka bir kimliğin konmaması gerekir. İkinci aşamayı ise saflaşma oluşturuyor. Kimliğini kazanmış olan kişi artık tam anlamıyla bir mümindir. Kendisi gibi olmayan da kâfirdir. Bu durumda saflaşma belirginleşmiş, ortada hiçbir pürüzlü durum kalmamış demektir. Örgütün kriterlerine göre kimin Müslüman, kimin kâfir olduğu hiçbir tartışmaya meydan vermeyecek şekilde açıktır. Üçüncü aşamanın adı ‘‘tağutla sürtüşme’’. İslami Hareket, mevcut rejimi tağut olarak isimlendiriyor. Tağutla sürtüşmenin anlamı şu: ‘‘Rejimin yasama, yürütme organları dahil olmak üzere her şeyini reddetmek.’’ Tağut’un İslami terminolojideki anlamı şu: ‘‘Hak ve hukuk gözetmeyen, hakkı çiğneyen, hakkı gasp edip haddi aşan, yeryüzünde Allah’ın hükümlerini tanımayarak kendisi hüküm koyan ve insanları bu hükümlere boyun eğmeye zorlayan, insanları Allah’a kulluktan ve ibadetten alıkoyan, insanları şeytani, nefsani ve şehevi yollara sevk eden herkes ve her şey.’’ İslami Hareket bu aşamada artık rejimi hedeflemiş, kamuoyunu etkileyecek eylemleri yapma gücüne erişmiş demektir. Bu aşamanın bir başka özelliği de ulaşılan güç oranında, mahalli mahkemelerin kurulması ve mahalli sorunların çözümü için çaba harcanmasıdır. 3 ASKERİ AŞAMA: Bu aşamaya gelindiğine inanıldığı an, mevcut rejim yıkılıncaya dek mücadelenin başlamış olması gerekiyor. Bu mücadeleyi yaparken eldeki kuvvetlerin çok iyi hazırlanması, istihbaratın ayrıca yapılanması öncelikli bir zorunluluk olarak değerlendiriliyor. 4 HÜKÜM AŞAMASI: Bu aşama örgütün mevcut düzeni tamamen yıktıktan sonra, yerine hedeflediği şeriat düzenini öngörüyor. Her şeyin İslami düzene göre inşası ve sürdürülmesi ilkesinden hareket ediliyor. Hüküm aşamasının başarılı olması için, ilk üç basamağın tümüyle gerçekleştirilmiş olması benimseniyor. Bu aşamada İslami Hareket artık İslami Hükümet adını alacak ve her alanda yetiştirdiği profesyonel adamlarıyla kendi anayasasını hazırlayıp devlet işleyişini kuracak. HEDEFLERİ AYDINLAR Türkiye’de çok sayıda aydın, İslamcı örgütlerin hedefi oldu. İHÖ’nün yakalanan elemanları gazeteci yazar Emeç ve Dursun cinayetlerini örgütlerinin işlediğini söyledi. AksoyMumcuKışlalı cinayetlerinin taşeronu ise Tevhid örgütüydü. ‘Cemaatsiz İslam, lidersiz cemaat olmaz!’ slami Hareket Örgütü (İHÖ) 5 aşamalı bir yapılanma öngörüyor: İ 1 GENEL ŞÛRA (Kongre): Genel şuranın temel görevi bir üst organ olan yasama şurasını seçmek. Genel şuranın üyeleri, örgüt içerisinde belirli bir işlevi, etkinliği ve sorumluluğu bulunan bütün elemanlar. 2 YASAMA ŞÛRASI: Genel şurada yapılan seçim sonrasında belirlenen örgüt elemanları, 1 yıl süreyle yasama şurasına seçilir. Yasama şurası örgütün bağlı kalacağı esasları belirler. Örgütün hareket tarzı ile ilgili bütün kararlar burada alınır. Yasama şurasının en önemli özelliği ise örgütün en tepesindeki lideri yani imamı seçmesidir. 3 İMAM (Lider): Yasama şurasının ana rehberi şudur: ‘‘Cemaatsiz İslam, lidersiz cemaat olmaz.’’ Kamuoyundaki algılaması son derece masum ve yasal olan pek çok kavram, radikal İslamcı gruplarda çok farklı anlamlara geliyor. ‘‘Cemaat’’ bunların arasında yer alıyor. ‘‘İmam’’ da bu kavramlardan biri. İslami Hareket için imam; toplum içinde yapılan tarifinin dışında, örgütün lideri, siyasi özelliği olan karizmatik bir kişidir. Mutlaka yasama şurasının seçimi ile işbaşına gelir. Bu durum İHÖ, yasama şurasının ana rehberi Büyüme süreci Hizbullah’ın her iki grubu Menzil ve İlim’le bağlantılı olarak devam etti. Temel hedefi şuydu: İran tipi bir devrimi Türkiye’de de yapmak. Güvenlik birimlerinin raporlarına, yakalanan sanıkların ifadelerinden ortaya çıkan bulgulara göre örgüte pek çok İranlı yardım etti. Hatta, örgüt üyelerinin önemli bir bölümü sık sık İran’a giderek eğitim gördüler. Yine bu raporlarda yer alan bilgilere göre İran’ın rejim ihracında kullanmak üzere kurduğu Kudüs Kuvvetleri’ne bağlı kimi elemanlar da bu örgütle değişik zamanlarda bağlantılar kurdu. 1994’te örgütün yayın organının adı Selam olarak değiştirildi. Aynı yıl, Selam ve Kültür Dayanışma Vakfı’nın kurulmasıyla bir ölçüde genişleme eğilimine girdi. Ancak örgüt doğrudan eylem hedefli olduğu için kitlesel tabanını genişletmeyi çok öne çıkarmadı. Ferhan Özmen ve Necdet Yüksel, Aksoy, Mumcu, Kışlalı cinayeti davalarında yargılandılar, hüküm giydiler. Dava sürecindeki operasyonlarla örgüt büyük ölçüde çökertildi. Güvenlik birimlerinin örgütle ilgili güncel değerlendirmesi şu: ‘‘Örgüt, toparlanma ve eleman temin etme faaliyetinde bulunmaktadır.’’ Hizbut Tahrir: Hedef hilafet İslami Hareket Örgütü’yle ilgili 1994’te görülen davayı izleyen bir grup çarşaflı kadın. (Fotoğraf: Cumhuriyet arşivi, HATİCE TUNCER) imama ayrı bir güç ve ağırlık kazandırır. Güvenlik birimlerinin raporlarında, İslami Hareket’in imamlığı konusunda, dönemlere göre değişen farklı bilgiler yer alıyor. Bir dönem örgütün imamlığını ‘‘Deniz’’ kod adlı Ekrem Baytap yapıyordu. Bir başka dönem ise bilgi ve kariyer bakımından Baytap’tan daha ileri olduğu kabul edilen M. Ali Bilici’ydi. 4 İCRA ŞÛRASI: Ana rolü imamın oynadığı, her türlü icra yetkisine sahip şuradır. Buraya seçilecek kişiler yasama şurasının belirlediği, imamın onayladığı kişilerdir. Kararlar çoğunlukla alınır, son sözü imam söyler. İcra şurasının en önemli özelliği örgütün eylem kanadı olmasıdır. Yapılanması da buna göredir. Şura, kararlarını alır ve uygular. İcra şurasına bağlı alt birimler vardır. Bu birimler 4’e ayrılır: Tedarükat birimi: Örgütün finans ve lojistik gereksinimlerini karşılamak için kurulmuştur. İstihbarat birimi: Her türlü açık ve kapalı kaynaktan bilgi toplamak için kurulmuştur. Teknik birim: Bomba ve patlayıcı yapımı gibi teknik konular için kurulmuştur. Ameliyat birimi: Örgütün tetikçi bölümüdür, silahlı eylemleya da illegal bir İSTANBUL ri yapmak için kurulmuştur. yayın organını 5 MESULİYET ŞÛRALAbenimsemiyor. Ancak öteki grupların yayın RI: Öteki adı Mahalli Birimorganlarından sık sık bu örgüte destek geliyor. ler’dir. Kendi sorumluluk alaGeçmişten günümüze, yayınlarında İslami nı içinde düzenleme yapar ve Hareket’e destek veren dergilerin başında tasarrufta bulunur. Örgütün ‘‘Dünya ve İslam, Haksöz, Müslüman Genç, mahallelerdeki, toplumun en Değişim, Yeni Yeryüzü’’ dergileri geliyor. iç kesimindeki organıdır. Her Örgüt elemanlarının önemli bir bölümü mesuliyet şurasının bir üstünyakalandı. Ancak dış örgütlerin ve de bölge sorumlusu yer alır. devletlerin, bu örgütü fırsat bulduklarında ve gerektiğinde kullanabilecekleri öngörüsü, YARIN: KADİRİLER, güvenlik birimlerinin hazırladığı raporların IŞIKÇILAR, MİHR ana motiflerinden birini oluşturuyor. GRUBU... slami Hareket Örgütü ile ayrı kulvarlarda gibi görünen ama ortak hedefe sahip bir İ başka örgüt de Hizbut Tahrir. Bu örgütün İHÖ’den başlıca farkı şu: Tebliğ aşamasının çok sağlam olması gerektiğine inanması. Bu nedenle, sadece devlet kurumlarında değil, semtlerde, kent varoşlarında da propaganda, bilgilendirme çalışmalarının yoğun olması gerektiği görüşünden hareket ediyor. Örgütün en tepesindeki kişiye şu ad veriliyor: Mutemet! Bu kişinin altında da Anadolu’nun değişik kentlerinden sorumlu kişiler bulunuyor. Onların adı ise vilayet encümeni. Buna göre Türkiye’deki çalışma sahası 4 vilayet encümenine bölünmüş. Birinci encümenin sorumluluk sahasına şu iller giriyor: Ankara, Erzurum, Kayseri, Van, Niğde. İkinci encümen sadece İstanbul’dan sorumlu. Üçüncüsü Adana ve çevresinden sorumlu. Dördüncüsünün sorumluluk sahası da Konya ve Ankara. Başkent iki sorumlunun kontrolünde. Örgüt, tebliğ aşamasını uzun tutacağını ilan ettiği için güvenlik raporlarında eylemleriyle ilgili ayrıntı bulunmuyor. slami Hareket MERKEZ İL İ Örgütü’nün pek çok elemanı yurtdışında eğitim gördü. Ancak faaliyet sahası tamamen yurtiçi oldu. Örgüt elemanları profesyonel eğitim aldıkları için gasp, soygun, oto hırsızlığı gibi eylemlerin yanında fidye için adam kaçırma türünde eylemlerde de bulundular. Örgüt Batman’da kurulup gelişmesine karşın ana etkinlik yerleri olarak İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Elazığ, Malatya ve Bingöl gibi illerde tabanını genişletti. Güvenlik birimlerine göre en etkili olduğu il ise İstanbul. Öteki İslamcı grupların aksine İslami Hareket Örgütü legal CUMHURİYET 09 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear