24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 KASIM 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Merak Savaş Ünlü: “AB ülkelerinde de ülkeyi kuranlara küfür eden, çamur atan, aşağılayan siyasetçi, bilim insanı, din adamı var mı acaba!” Ya ğ m u r E k i m Finlandiya’nın Kıbrıs planı çökmüş... “Göçük altında kalan var mı!” SON bir ay içinde, Amerika’ya giden Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’un üstünün aranmak istenmesini, NATO içindeki Türk subaylarına da aynı muamelenin yapılmasını, birer hafta ara ile ABD gazetelerinde “Türkiye’de ordu darbe yapacak” şeklinde üç kez birinci sayfadan haberler yapılmasını ABD’nin “psikolojik savaş makinesini devreye sokması” olarak niteliyor Bülent Esinoğlu: “Şunu kolayca söyleyebiliriz ki Amerikan gizli servisleri Türk ordusunun komuta kademesi ile psikolojik savaş içindedir. Bu psikolojik savaştan Amerika’nın beklediği açıktır; ‘Bizim darbe yapmaya niyetimiz yok’ şeklinde komuta kademesinden bir beyanat almaktır. Veya daha kapsamlı, mesela; ‘Türk ordusunun AB üyeliğine karşı bir tutumu yoktur. Çağdaşlaşmak için Batı değerlerine bağlıyız’ gibi bir açıklamaya komuta PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Hükümet şehit ailesine konut verecekmiş. Yan gelip yatsın diye mi? Rekabet Ahmet Mete Apak: “Cem Efendi’nin vaatlerine Recep Efendi kızıp palavra diyormuş. Kızmasını anlamak zor; herhalde rakip istemiyor.” kademesini zorlamaktır. Şu sırada ordudan gelecek böyle bir açıklama, komuta kademesinin Kara Harp Okulu açılışında Genelkurmay’ın açıklamalarına ters düşmesi anlamına gelir. Bunu askeri anlamda anlamaya çalışırsak, kazanılan bir mevziden geri çekilmedir. Ortada fol yok yumurta yok iken, ikide birde darbe laflarının dolaşıma sokulması, darbenin demokrasi ile alakası yoktur türünden malumu ilan eden köşe yazıları yazmanın başka türlü nasıl yorumlanacağını insan bilemiyor. Ordu ile Türk halkının arasını açmak için ‘darbe’ konusu işlenmektedir. Türkiye’de Amerika için görev yapan ‘en büyük’ gazetenin genel yayın yönetmeni, ortaya çıkıp sanki çok önemli bir şey söylüyormuş gibi, ‘Darbeler dönemi geçti’ Psikolojik savaş türünden açıklamalar yapıyor. Türk halkı demokratikleşmeyi çok istiyor ama ordu engel oluyor imajını sürdürmek bunların ezelden beri yaptıkları iştir. AKP ve emperyalizm işbirliği ile savunmamızın can damarı olan Psikolojik Harp Dairesi’nin, AKP tarafından lağvedilmesine, meydanın yabancıların psikolojik harp uzmanlarına terk edilmesine sebep olmuştur. Mevzilerinden geriye çekilmiş bir komuta kademesinin vereceği tavizlerin başında, askerimizin Afganistan’daki çatışmalarda kullandırılmasına razı olmak vardır. Hangi mevziden ateş ederlerse etsinler, hangi psikolojik savaşı sürdürürlerse sürdürsünler komutanlarımızın elindeki Kemalizm silahı onları vuracaktır. Çünkü Kemalizm halk ile birlikte olmak demektir. Halkı ile birlik olan ordular savaş yitirmez.” Sayın Çiçek ve Amazon Yerlileri Adalet Bakanı ve hükümet sözcüsü Sayın Cemil Çiçek’in muhalefeti geçenlerde “Amazon yerlileri”ne benzetmesi yeni değil. Anımsıyorum, 2002 yılının mart ayı sonunda anlattığı bir “Amazon yerlileri” öyküsü yer almıştı basında. Aşağı yukarı şöyleydi: Amazon yerlileri, her akşam büyük bir ateşin etrafında çember oluşturacak şekilde otururlarmış. Bir yandan barış çubuklarını içerken, bir yandan da türkü söylerlermiş. Ancak hepsinin söylediği türkü, ‘En iyi avcı benim, en büyük hayvanı ben avladım” şeklindeymiş. Aynı türküyü söylemelerine rağmen, hiç kimse diğerini dinlemez, kendi söylediğine bakarmış... Sayın Bakan, kıssadan hisse çıkarmıştı, şöyle diyordu: “Bizde de aynı, Amazon yerlileri gibi, herkes kendi türküsünü söylüyor. Herkes kendini birinci ilan ediyor. Ancak kimsen in kimseyi duyduğu yok.” Görülüyor ki çok sevmiş bu Amazon yerlileri öyküsünü. ??? Bizde ezelden beri yadırgadığım bir yaklaşım vardır; insanlar genellikle “her kafadan bir ses” çıkmasını pek onaylamazlar. İstenir ki düşünce de, düşüncenin dillendirilmesi de tek sesli olsun. Bunun nedeni de çoksesliliğin, çoğulculuğun rahatsız edici bir yanı olduğuna ilişkin insanlarda oluşmuş ortak kanıdır. Bu, özellikle bizimki gibi demokrasiyi henüz tam anlamıyla içselleştirememiş toplumlarda çok belirgindir. Oysa biz parlamenter demokrasinin ilke ve kurallarına sadık olduğumuzu savlayan bir toplumuz. Ülkemizde adı duyulan, duyulmayan onlarca siyasal parti faaliyet göstermektedir. Tümünün de amacı iktidar olmaktır. O halde seçmenlere seslerini duyurmak istemeleri en doğal haklarıdır. Öte yandan ülkemizin sorunları yıllar içinde birike birike, üzerlerinde konuşula konuşula öyle somut bir duruma gelmiştir ki, kendini en özgün gören bir siyasal parti bile sonuçta öbürlerinin söylediklerini, vaat ettiklerini yinelemek durumunda kalmaktadır. Dolayısıyla herkesin “kendi türküsünü söylerken” aslında aynı şeyi söylemesi, herkesin “kendini birinci ilan ederek” aslında kendini öbürlerinden farksızlaştırması, “kimsenin kimseyi duymaması” bu ülkenin gerçeğidir. Bu gerçeği görmek için balta girmemiş Amazon ormanlarına gitmeye gerek yoktur. Sayın Çiçek, bu ülkeyi yöneten hükümetin önemli bir üyesidir. Eğer ortada yukarıda söz konusu edilen gerçek gibi bir durum varsa, bu durumu değiştirmek herkesten önce üyesi olduğu hükümetin görevidir. Oysa AKP iktidarı, Türkiye’nin, tüm partileri söylemlerinde aynılaştıran hiçbir temel sorununu çözememiştir. Sayın Çiçek, eğer kendi partisini o büyük kakofonik koronun dışında farklı bir “ses” olarak değerlendiriyorsa büyük bir yanılgı içindedir. Ama partisinin farklılığını Türkiye’de daha fazla imam, daha fazla hatip yetiştirmekte, yetiştirdiği imamları, hatipleri el çabukluğuyla yargıca, savcıya, diplomata, hekime devşirmekte görüyorsa buna diyeceğimiz bir şey yoktur. AKP, parti içi demokrasiye yabancı bir siyasal örgütlenmedir, tek sesli bir “reis” partisidir. Bu tür partilerin yönetim kademelerinde görev yapan siyaset adamlarının politika arenasındaki çokseslilikten tedirgin olmaları doğaldır. Sayın Çiçek’te de bu tedirginliği görüyoruz. Seçimler yaklaştıkça bu tedirginliği daha da belirginleşecek, artacaktır. ??? Kimse kimseyi yapay gerekçeler ileri sürerek aldatmasın. Dünyanın başka hiçbir ülkesinde benzeri görülmeyen yüzde 10’luk seçim barajı varken, önümüzdeki seçimlerde de en az yüzde 40 oranında oy boşa gidecekken, parlamentonun oluşumuna yansımayacağı bilinirken, Türkiye’de gerçek parlamenter demokrasiden söz etmek inandırıcı değildir. AKP hükümeti bu demokrasi eksikliğinin adını bile anmamıştır. Bilmem Amazon yerlileri bu konuda ne düşünürler, Sayın Çiçek de tabii. (eposta: dkavukcuoglu?superonline.com) SESSİZ SEDASIZ (!) Papaz Gülhan Elmas: “Papa ülkemize gelirken, hükümet yetkilileri yurtdışına gidiyor. Hem Hıristiyan AB köyüne girmek istiyorlar hem de köyün papazıyla ‘görüntülenmekten’ kaçınıyorlar!” Ne devlet ama dedirten yağmacılık YAŞANAN olaylara bakıp “Ne devlet ama” diyor Reşit Çağın ve devam ediyor: “Arsız siyasetçi, hırsız bürokrat, sahtekâr müteahhit üçgeninin işbirliği ile ormanlarımızı güve gibi kemiren yapılaşmanın son örneğini İstanbul Kavacık sırtlarında görüyoruz. Bu zümrüt gibi ormanlık alanın şahıs mülkiyetine nasıl geçtiği bir yana, eski Orman Bakanı, yıllarca bedava çalışmasına mahsuben aldığı (maaş almadan bunca yıl nasıl geçindiyse) arazinin karşılığı olarak, buradan 13 villa alıyor ve tesadüfen Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Akif Kökçe: “Köylünün tarlada 20 kuruşa sattığı ürünü vatandaş pazarda 1 liraya alıyor. Serbest piyasa ile, kabzımal milletin efendisi oldu!” Kabzımal de Orman Bakanlığı yapıyor. O bölgeden sorumlu Orman İşletmesi’nin şefi de emekli olup bu şirkette müdürlük yapıyor ve memur maaşından biriktirerek aldığı buradaki trilyonluk evin tapusunun ‘haydan gelen huya gider’ misali şirket sahibi tarafından tehditle geri alındığını ileri sürüyor. Bu arada belediye başkanlarının, savcıların, hâkimlerin ve sairelerin adı geçiyor. Ve şirketin silahlı adamları nedeniyle siteye giremediklerini beyan eden bir Orman Bakanı hâlâ koltuğunda oturmaya devam ediyor. Ne devlet ama!” Medyamız Papa ziyaretine odaklaştı: Paparazzi! DÜZELTME VE CEVAP 03.09.2006 tarihli gazetenizin 17. sayfasında İskenderun Krallığı başlığı ve yazarınız Oktay Ekinci imzasıyla, müvekkil İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan hakkında tamamen gerçek dışı beyanlarla halkın nezdinde küçük düşürmeye yönelik bir yazı yayınlanmıştır. Müvekkil 1994, 1999 ve 2004 yerel seçimlerinde sırasıyla %40.77, %45.66 ve %37.09 oy oranları ile İskenderun Belediye Başkanı seçilmiştir. On iki seneden beri görevini başarı ile ifa ettiği, halkın sandıkta gösterdiği teveccüh ile sabittir. Kralın kente yaptığı kötülüklere sessiz kalanlar diye tanımladığı İskenderun halkı demokrasi bilinci yüksek bir toplumdur ve bu ifadesinden ötürü yazar öncelikle İskenderun halkına özür borçludur. Yazarın, müvekkilin icraatlarını eleştirmesi en doğal hakkı olmakla birlikte, bunlara karşı dava açan mimarlara karşı izlediği tutum ile ilgili beyanları gerçek dışıdır. Bahsi geçen para cezaları kimseye bir ayırım gözetilmeden uygulanmaktadır ve yargı denetimine tabi işlemlerdir. Kendini hukukun üstünde görerek, müvekkilin yürüttüğü ve görevi icabı olan imar uygulamalarının, hukuka uygunluğunu denetlemekle görevli idari makamlar ve yargı mercilerinin yerine koymaya kalkmak kimseye ihdas edilmiş bir hak değildir. Aynı yazıda “rantçı imar anlayışının son Belediye Başkanı Mete Aslan” ifadesi ile hakarete varan ithamlarda bulunulmuştur. Müvekkil görevi yürüttüğü süre zarfında kimseye haksız kazanç sağlamamış olup, bahsi geçen sahil yolu yıkımları projesinde de, yazarın söylediğinin aksine inşaat hakkı için yol daraltılmadığı gibi, mevcut yollar genişletilmiş ve yeni yeşil alanlar yaratılmıştır. Yazarın iddiaları tamamen gerçek dışı olup, yazısında hukuki ve cezai davaların konusunu oluşturabilecek ifadelere yer vermiştir. Bu hususta her türlü kanuni yollara başvurma hakkımız saklıdır. 05.09.2006 Av. A. Alper ASLAN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com Dosya No : 20061776 Ta. Bir borçtan dolayı hacizli bulunan, Tapu Kaydı: Kocaeli İli Gebze İlçesi Tavşanlı Köyü Karabayır Mevkisi 42 Pafta 1538 Parsel 14700 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın 1/2 hissesi Özellikleri: Taşınmaz tapuda tarla olarak gözükmekte, imar durumu incelendiğinde taşınmaz çevre düzeni planında orman alanında kaldığından üzerine yapı yapma olasılığı mevcut değildir. Yola cephesi bulunmamaktadır. İmar Durumu: 1/25000 ölçekli çevre düzen; planında orman alanında kalmaktadır. Değeri: 147.000,00 YTL Satış Saati: 10.00 10.10 Tapu Kaydı: Kocaeli Gebze İlçesi Tavşanlı Köyü Karabayır Mevkisi 42 Pafta 1540 Parsel 109650 m2 tarla vasıflı taşınmazın borçluya ait 1704/3840, 243840/2457600, 5989/109650 hisseleri toplam; 65.525 m2 miktarlı taşınmaz. Özellikleri: Tapuda tarla olarak görünmekte çevre düzeni planında fundalık alanda kalmakta olup üzerine yapı yapma olasılığı mevcut değildir. Yola cephesi bulunmaktadır. TEAŞ lehine 2942/7 madde şerhi bulunmaktadır. İmar Durumu: 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında orman alanı ve fundalık alanda kalmaktadır. Değeri: 1.965.750,00 YTL Satış Saati: 10.2010.30 Tapu Kaydı: Kocaeli Gebze İlçeşi Tavşanlı Köyü Karabayır Mevkisi 42 pafta 1541 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın Özellikleri: Taşınmaz 39300 m2 alana sahip tapuda tarla olarak görünmekte, çevre düzeni planında tarım özel mahsul alanında kalmakta olup yapı yapma olasılığı mevcut değildir: Yola cephesi bulunmaktadır. TEAŞ lehine 2942/7 madde şerhi bulunmaktadır. İmar Durumu: 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında tarım alanları özel mahsul alanında kalmaktadır. Değeri: 589.500,00 YTL Satış Saati: 10.4010.50 Açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. Satış Şartları : 1 Satış 16.01.2007 Salı günü yukarıda yazılı saatler arasında Gebze 1. İcra Müdürlüğünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetinin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar versa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şarti ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 26.01.2007 Cuma günü yukarıda yazılı saatler arasında Gebze 1. İcra Müdürlüğünde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse taşınmaz en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin % 20’si nispetinde pey akçesi (YTL veya devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir.) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satım harcı satış bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masrafları ile KDV, tapu alım harcı alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra İhale bedelini yatırmamak suretiyle İhalenin feshine sebep oian tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir 6 Satışa iştirak, edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 24.112006 (*) İlgililer tabirine İrtifak hakkı sahipleride dahildir. (Basın: 58757) GEBZE ÜCRA MÜDÜRLÜĞÜMDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Kasım www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Dik durması ya da 1 sarılması için 2 meyve ağaç 3 larına konulan destek. 2/ 4 Eli açık, cö 5 mert, yiğit... 6 Tahıl için 7 kullanılan sekiz kiloluk 8 ölçek. 3/ Soy 9 lu Arap atı. 4/ Şarkı, türkü... Eski 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Mısır’da güneş tanrı 1 B O S T A N C I O R G sı... Hayvan yiyece 2 E V S A F Ş İ A R A ği. 5/ Zarara uğrama 3 R A 4 M B İ S T U R İ tehlikesi... Halk diİ MA L linde babanın kız 5 U L A K S E kardeşine verilen ad. 6 D O A Ş K A Y 6/ Çin ve Japon 7 A B A R A ya’dan tüm dünyaya 8 Y D R A GON yayılmış bir strateji 9 H A N İ Ş A NO oyunu... Kimyada basit şekerlerin genel adı. 7/ Birlikten yoksun ve anlaşamayan gemi mürettebatı için kullanılan sözcük. 8/ Göz alıcı parlak renkleri olan bir papağan... Dünya. 9/ Franz Kafka’nın bir romanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kene. 2/ Aynı ahır adına koşan yarış atlarına verilen ad... Mikroskop camı. 3/ Eskiden mürekkebi kurutmakta kullanılan ince kum... Gece yapılan sinema ya da tiyatro gösterisi. 4/ Bir işi yaptırabilme gücü... Kaplarda su nedeniyle oluşan tortu. 5/ Türlü amaçlarla kullanılan cansız varlıkların tümü... Galyum elementinin simgesi. 6/ Afrika’da bir ırmak... Sincaba benzer bir hayvan. 7/ Nâzım Hikmet’in bir oyunu... Kuyruksokumu kemiği. 8/ Kastamonu’nun bir ilçesi. 9/ ‘‘Ayrılık ateşten bir /Nazlı yârdan hiç haber yok’’ (Türkü)... Üç ya da daha çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear