02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2005 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edime B 28 Sinop PB 28 Adana A 34 B 31 Samsun Y 26 tocaelı B 28 Trabzon Y 26 •Canakkale B 30 Giresun Y 25 ETTİT B 31 Ankara B 27 Manisa B 32 Eskişehir B 28 /ydın Denizli A 34 Konya B 27 PB 21 Sıvas PB 22 Zonguldak PB 25 Antalya A 34 Kars Mersın Diyarbakır Sanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A B B B B B B 32 32 33 30 32 27 23 Y 20 Yurdun kuzey ke- sımlerı parçalı bulutlu. Orta Karadenız kıyıla- n. Doğu Karadenız, Doğu Anadolu'nun kuzeydoğusu ıle Sı- nop çevrelen sağanak ve gok gürultülu sağa- nak yağışlı, dığer yer- ler az bulutlu ve açık geçecek Havasıcak- lığında onemlı bır de- ğışıklık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B PB B Y Y Y Y Y 18 17 16 24 22 23 26 24 Münıh Y 20 Zürih Berlın Budapeşte Madnd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y PB Y Y Y Y B 22 26 24 23 27 26 27 32 Y 18 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflıs Kahire Y B PB B PB PB Y B 36 13 33 27 29 19 31 A 34 0 Açık i " ^ " ^ Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu , Çok buiutk. - Yağmurlu , Gok gurjffijlü Yürütmeyi durdurma kararı YOK, özerkliğini koruyor • YÖK'ün başvurusunu değerlendiren Danıştay 8. Dairesi, Yükseköğretim Yasası'na tabi öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadrolanna yapılacak açıktan ve naklen atamalar için Başbakanhk Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanhğf ndan izin alınması uygulamasına "yürütmeyi durdurma" karan aldı. tLKAYATA ANKARA - Danıştay 8. Dairesi, Yükse- köğretim Kurulu'nun (YÖK), yükseköğ- retim elemanlannın a.çıktan ve naklen atamalarında Başbakanlık'a bağlı Devlet Personel Başkanlığf ndan ve Maliye Ba- kanlığı'ndan izin alrtıa şartıyla ilgili "yürütmeyi durdurma" karan verdi. Kararda, üniversıtelerin "bilimsel özerkliğinin" yanı sıra "idari ve mali özerkliğinin" sağlanması gerekliliğinin de kuşkusuz olduğu vurgulandı. YÖK, Başbakanlık'ın 29 Mart 2005 günü Res- mi Gazete'de yayımlanan Açıktan ve Naklen Atamalar konulu 2005'8 sayılı genelgesinin yürütülmesinin durdurul- ması için açtığı davadan haklı çıktı. Be- lirtilen genelge ile Başbakanlık, üniversı- telere öğretim yardırncüannın (öğretim görevhleri, okûtmanlar, araştırma görev- lileri. uzman çevirici ve eğitim-öğretim planlamacılan vs.) naklen ve açıktan ata- malan için, Başbakamlık'a bağlı Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlı- ğı'ndan izin şartı getinyordu. YÖK'ün, uygulamanın Yükseköğretim Yasası mev- zuatına aykırı olduğunu vurguladığı dava dilekçesini değerlendiren Danıştay 8. Dairesi, öğretim yardımcılannın açıktan ve naklen atamalarında tek yetkilinin YÖK olduğu karanna vardı. Danıştay ka- rannda şu ifadelere yer verildi: "Üniver- sitelere, yüksek düzeyde bilimsel çaüş- ma ve araştırma yapnıak. bilgi ve tek- noloji üretmek, bilim verilerini yay- mak, yurtiçi ve yurtdışında kurumlar- la işbirliği yapmak suretiyle bilim dünyasının seçkin bir üyesi haline gel- mek, evrensel ve çağdaş gelişmeye kat- kıda bulunmak amacıyla tanınan bi- limsel özerkliğin gerçekleşebilmesi için bu kurumlann mali ve idari özerkliği- nin de sağlanması gerektiği kuşkusuz- dur. Bilimsel özerkliğe sahip olan yük- seköğretim kurumlarının öğretim üye- leri (profesör ve doçentler) ile öğretim üye yardımcıları (öğretim görevlüeri, okûtmanlar, araştırma görevlüeri, uz- man, çevirici ve eğitim-öğretim planla- macılan vs.) arasında, bilimsel özerkli- ğin amaç ve ilkeleri yönünden bir ay- rım düşünülemeyeceği açıktır. Başka bir anlatımla da kadro sınırlaması dı- şında tutulan öğretim üyeleriyle ilgili idari yaklaşımın, aynı sınırlamaya ah- nan öğretim üye yardımcıları için de gösterilmesi, aynı konumdaki kamu görevlileriyle ilgili kurallarda bulun- ması gereken eşitlik ve tutarlılığın bir gereğidir." Danıştay karannda, üniversi- telerin yetkili organlannuı, kamu görevi- nin gereklerini ve bilimsel gereklilikleri gözeterek özerklik anlayışı ıçınde hare- ket edeceklerine kuşku bulunmadığı vur- gulanırken, tersi yaklaşımlara karşı yargı yolunun zaten açık olduğu belirtildi. Ka- rarda. "Dava konusu edilen genelgenin yürütülmesinin durdurulmasına oy- birliği ile karar verildi" denılirken öğ- retim elemanlannın atamalannda YÖK'ün izninin arandığı, başka bır ko- şul öngörülmediği vurgulandı. Universitelere kayıt için son gün ANKARA (AA) - Universitelere 5 Ey- lül'de başlayan kayıt süresi bugün sona eriyor. ÖSS sonuçlanna göre 2005-2006 akademik yılında bir yükseköğretim prog- rarrurıa kayıt yaptırmaya hak kazanan adayların kayıt işlemleri, bugün mesai sa- ati bitiminde tüm üniversitelerde tamam- lanmış olacak. Her yükseköğretim progra- rnının kayıt tarihinin farklı olması nede- niyle. adaylann ÖSYS sonuç belgesüıde belirtlen tarihte ilgili üniversitede kayıt için hazır bulunmalan gerekiyor. Belirti- len sûre içinde kayıt için başvurmayan ve- ya kayıt işlemlerini tamamlamayan aday- lar kayıt haklannı kaybedecekler. Laik öğretim vurgusu• Baştarafı 1. Sayfada lentilerini karşılayacak donanı- ma sahip sağlıklı bireylerin ye- riştirilmesinin ancak çağdaşeği- tim ve öğretim programlannın uygulanmasıyla olanaklı olabi- leceğine dikkat çekti. Türkiye Cumhuriyeti'nin ay- dınlık ve mutlu geleceği için en değerli varlık olduğunu vurgu- ladığı genç nüfusun. e\Tensel de- ğerleri özümsemiş, dünya ger- çeklerini yorumlama becerisine sahip, bilim, teknoloji, kültür ve sanat yaşamındaki gelişmelere duyarlı bıreyler olmasının amaç- lanmasını isteyen Sezer şöyle dedi: "Çocuklarımızın genç belleklerini ezber, kalıp ve dog- malara dayalı bilgilerle dol- durmak yerine Ugi, beceri ve yaratıcıhklarını dikkate ala- rak yetiştirmeliyiz. Bugünün öğrencilerini, sorumluluk ve işbirliğinin önemine inanan, anadilimiz Türkçeyi etkin. doğru ve yerinde kullanan. kendilerini baskı ve yönlendir- meden uzak tutarak kendi ka- rarlarını uygulayabilen, ba- ğımsızlık ve özgürlüğü kişili- ğinin değişmez ilkesi olarak benimsemiş, ülkesine, toplu- muna, kendisine güvenen bi- reyler olarak görebilmek iç- tenlikli dileğimizdir." CHP Genel Başkanı Denız Baykal, 2005-2006 eğıtim-öğ- retim yılı nedeniyle yayımladı- ğı mesajda, bütün gelişmiş top- lumlarda olduğu gibı Türki- ye'de de eğitimın, ulusal, bilim- sel, karma, laik ve uygulamalı olması gerektiğini kaydetti. Cumhuriyetin salt bir yönetim şekli değil, aynı zamanda bir modernleşme projesi olduğunu kaydeden Baykal, Atatürk'ün yaşamı boyunca en fazla önem verdiği alanın, modernleşme- nin temel dayanağı olan eğitim sistemi olduğunu belirtti. Bay- kal mesajında şöyle dedi: "Teknolojinin baş döndürü- cü bir hızla gelişriği içinde bu- lunduğumuz bilgi çağında, ye- ni meslek ve hizmet alanları artmış, çeşitlenmiştir. Ancak, toplumsal ve bilimsel dinamik- ler maalesefTürk Milli Eğitim sistenıinin önünde sey retmek- tedir. Bu nedenle de eğitim sis- temimiz başta fırsat eşitsizliği olmak üzere. sorunlar yumağı olmaktan kurtanlamamıştır." Ulusal Eğıtımcıler Derneğı Genel Başkanı Zeki Sarıhan ıse, 2005-2006 eğitim-öğretim yılının en önemli özelliğinin, Milli Eğitim Bakanhğı'nın 20 bin sözleşmeli öğretmen alma- sıyla ilköğretim okullannda uy- gulanacak yeni müfredat oldu- ğunu söyledi. Sanhan, "Sözleşmeli öğret- menlik, eğitimde özelleştirme ve öğretmen emeğini ucuza getirme isteğinin bir sonucu- dur. tlköğretimde bu yıl uygu- lannıaya başlanan yeni müf- redat iseAvrupa Birliği'nin is- teği doğrultusunda, birey merkezli. sivil toplumcu, çok kültürlü. çok dinli bir anlayış- la hazırlanmış bulunuyor. So- ros Vakfı'nın ekonomik deste- ğiyle hazırlanan yeni müfre- datta ulusal öğeler olabildi- ğince aza indirilmiştir " değer- lendırmesını yaptı. Yeni eğıtim-öğretım yılının öğretmenler ve öğrenciler için başanlı geçmesini dileyen San- han, ulusal eğitımi destekleme- ye de\am edeceklerini bildirdi. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı 4 Eylül Si- vas Kongresi'nin 86. yıl etkinlikleri kapsamın- da Kadıköy Meydanı'nda kutlama yapıldı. Sivaslılar, Sivas Kongresi'ni kutladı Istanbul Haber Servisi - Sıvas Der- neklen Federasyonu (SİDEF) Başkanı Doç. Dr. Mustafa Bülbül, "Sivas Kong- resi ruhuyla ulusumuzun birlik ve be- raberliğini, yıkılmaz bir kale olarak inşa etmek istiyoruz" dedi. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı 4 Eylül Sivas Kongresi'nin 86. yıl etkinlik- leri kapsamında Kadıköy Meydanı'nda Sivaslı sanatçılann da katılımıyla coşku- lu kutlama yapıldı. Kadıköy Iskele Mey- danı'nda SIDEF'in bu yıl ikincisıni dü- zenlediği etkinliğe yerel yöneticiler, si- vil toplum kuruluşu temsilcileri ve yurt- taşlar katıldı. Atatürk Anıtı'na çelenk ko- nulması ve saygı duruşunun ardından Is- tiklal Marşı'run söylenmesiyle başlayan kutlamalarda açılış konuşmasını yapan SlDEF Başkanı Bülbül, millet olarak en zor günlerimizi geçirirken Mustafa Ke- mal ve arkadaşlan tarafmdan Cumhuri- yetin temellerinin Sivas Kongresi'nde atıldığını anımsatarak "Sivas Kongresi ruhuyla ulusumuzun birlik ve bera- berliğini yıkılmaz bir kale olarak inşa etmek istiyoruz" dedi. Bülbül'ün ko- nuşmasmın ardından konuşan yazar Mi- ne Selimbeyoğlu, kongrede alınan ka- rarlann Türk milletınin mayasuu oluş- turduğunu vurguladı. Maltepe Belediye Başkanı Fikri Köse ıse çok sayıda Sivas- lının Istanbul'da yaşadığını ifade ederek "Sivashlar ülkemizin lokomotifi olma- ya devanı ediyor" diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ABD Ankara Maslahat- güzan Nancy McEldowneyin 11 Eylül saldınlannın yıldönü- mü nedeniyle düzenlenen tören- de yaptığı konuşmada kullandığı "Türkiye halkı" ıfadesi gergin- liğe neden oldu. Törene katılan Ankara Merkez Komutanı Tuğ- general Abdullah Kılıçarslan, McEldowney'in özür dilemesini istedi. Kılıçarslan, tepkisini "Türk devletini kurana Türk halkı denir. Türkiye halkı diye bir şey yok, tek halk var, Türk halkıdır" dıyerek dile getirdi. McEldowney. 11 Eylül saldın- lannın yıldönümü nedeniyle Ke- çiören'deki şehitler anıtrna çe- lenk koydu. Türkçe olarak, "Bu- gün sizinle bütün kalbimle ko- nuşmak isriyorum. çünkü bu- gün sizin ve Türkiye'nin yakın ve sadık dostu olarak burada- yım" sözleriyle konuşmasma başlayan McEldovvney, 11 Ey- lül'ün, tüm Amerikahlann büyük bir acıyla andığı gün olduğunu belirtti. "Bu «cı günde biz sade- ce kendimizi düşünmüyoruz. çünkü biliyoruz ki başkaları da. bazen daha fazlasıyla bu acıyı çektiler" diyen McEldovv- ney, Türk halkırun on \illar bo- yunca "bir cinayet şebekesi- nin" terörüne maruz kaldığına ve büyük değer verdiği demokra- tık cumhuriyetini korumak için hem kanıyla hem canıyla çok bü- yük bedeller ödediğine işaret et- ti. Nancy McEldovvney, "Biz bu- rada Türk kahramanlarına, uluslannı korumak için kendi hayatmı feda eden bu kahra- manlara saygı göstermek için buradayız. Çünkü onlar de- mokrarik değerleri korudular. Şehitlerin acısını hisseden tüm ulusunuzla beraberim" diye konuştu. "Ladin'le Öcalan'ın arasında fark yok' Banşa karşı terörü sürdürenle- re hiçbir zaman izin vermeyecek- lerini vurgulayan Eldowney, "Bomba ister New York'ta, is- ter tstanbul'da patlamış olsun, teröristler hangi nefret ya da yanıltma sloganmın arkasına saklanırlarsa saklansınlar, te- rörist ister Usame bin Ladin, is- ter Öcalan, ister Zarkavi, ister Karayılan olsun. birlikte, bura- da böyle bir anıtta bir arada durarak son derece açık ve ka- rarlı bir mesaj vermiş olalım. hiçbir kafa karışıklığı olma- sm" diye konuştu. Eldovvney' in, konuşmasının bir bölümünde "Türkiye halkı" ifa- desini kullanması tepki çekti. Tö- rene katılan Ankara Merkez Ko- mutanı Tuğgeneral Abdullah Kı- lıçarslan, Keçiören Belediye Baş- kanı Turgut Altınoktan konuş- ması bitirir bitirmez, McEldovv- ney'in "Türkiye halkı" ifadesi- ni düzeltmesini istedi. Durumu tam olarak anlamayan Altınok, yeniden kürsüye gelerek Kıhçars- lan'ın "Türkiye halkı yok,Türk halkı var" uyansı üzerine açık- lama yaptı. Kılıçarslan, tören son- rasında gazetecilere, "Türk dev- letini kurana Türk halkı denir. TÜFkiye halkı diye bir şey yok, tek halk var,Türk halkıdır " de- di. ABD'h dıplomat, "ABD'li kardeşleriniz PKK'nin lanet- lenmesinde, aynı El Kaide için olduğu gibiTürkiye'nin yanın- dadır. Türkiye ve ABD'nin eri- şemeyeceği güvenli bölge veya saklanma yeri yoktur. Birlikte teröristleri avlayıp yok edece- ğiz" diye konuştu. Keçiören Belediyesi ise McEldovvney'in konuşmasında "Türkiye halkı" şeklinde bir ibarenin yer almadığını sa\Ttn- du. Konunun bir "tercüme ha- tasından" kaynaklandığı savn- nulan açıklamada, "Bu durum Belediye Başkanımız Sayın Turgut Altınok tarafından da tören sırasında dile getirilmiş- tir. Ayrıca bazı basın organla- nnda yer alan haberlerde id- dia edildiği gibi Amerikan Bü- yükelçiliği Maslahatgüzan ile Ankara Merkez Kuvvetler Komutanı Sayın Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan arasın- da da kriz yaşanması söz konusu değildir" denildi. A SAĞLIK BAKANLIĞI: Çocuklara okulu sevdirin ANK\R\ (Cumhuriyet Bürosu) - 2005- 2006 eğitim-öğretim yılının ilk ders zili bu- gün çalıyor. Yeni eğitim-öğretim yıhnda 1 milyonun üzerinde çocuk "okullu" oluyor. Sağlık Bakanlığı, öğretmenleri ve aileleri, okula yeni başlayan çocuklann ruh sağlığı ve öğrencilerin beslenmeleri konulannda uya- nrken ögrencilere de öğütler verdi. 2005-2006 eğitim-öğretim yılının ilk dö- nemi 9 Ocak 2006'da sona erecek. Yanyıl ta- tili Kurban Bayramı ile birleştirildiği için öğ- renciler 3 hafta tatıl yapacaklar. 2005-2006 eğitim-öğretim yıhnın ıkınci yansı 30 Ocak Pazartesi günü başlayacak ve 12 Haziran 2006 Pazartesi günü tamamlanacak. Sağlık Bakanlığı, öğretmenleri ve ailele- ri, okula yeni başlayan çocuklann ruh sağlı- ğı vebeslenmeleri konulannda uyardı. Temel Sağlık Hizmetlen Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, okula yeni başlayan ço- cuklara okulun sevdirilmesinin büyük önem taşıdığı belirtilerek bu konuda öğretmen ve ailelere önemli görevler düştüğü belirtildi. En bü\ük görev öğretmenlerin Açıklamada, çocuklann okulu sevmeleri- nin, büyük oranda okulda gördükleri davra- mş ve İcendilerine gösterilen ilgiyle ilişkıli olduğu kaydedildi. Öğretmenlerin bu konu- da önemli rol üstlendikleri vurgulanan açık- lamada, "Anne ve babalanndan günün önemli bir bölümünde ilk kez aynlan ve okula yeni başlayan çocuklanmızın hata- lannın hoşgörüyle karşılanıp başarıları- nın desteklenmesi önemli olacaktır" de- nildı. Öğretmen ve ailelerin, çocuklann ça- lışma sorumluluğunu ahnalanna yardımcı ohnalan gerektiği kaydedilen açıklamada. okula yeni başlayan çocuklann üzerlerinde hissetuklen baskınuı azaltılmasının, okulu sevmeleri ve başanlanyla yakından ılişkili olduğu vurgulandı. *-- . ... _ — ' ABD maslahatgüzannm katıldığı terör anmasında 'Türkiye halkı' tartışması 'Türkiye halkı yok, Türk halkı var' GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada 1- ABD, 11 Eylül sonrasında ilk Afganistan'a saldırdı. Türkiye, NATO çerçevesinde ABD'ye ko- numuna uygun düşen yardımlar yaptı. 2- ABD, Afganistan'ın ardından Irak planları yapmaya başladı. 3- Ecevit hükümetinden deniz komandolarının Irak'a girişi ve U-2 uçaklarının Irak üzerinde uç- ması için izin koparan ABD, devamını getirmek is- tedi. 4- Ecevit, Irak operasyonu için Türkiye'nin da- ha fazla rol almasına karşı çıktı. Aynı süreçte hü- kümet karıştı! 5- 3 Kasım 2002 seçimleriyle AKP iktidara gel- di. ABD Erdoğan'ı daha başbakan olmadan Was- hington'a davet erti. Erdoğan'ın, "Saddam bir diktatördür. Biz bir diktatörle komşu olarak yaşa- mak istemiyoruz" sözü ABD katında, "Bu hükü- metten her şeyi isteyebiliriz" diye yorumlandı. 6- 2003'ün ilk aylarında Türkiye'de kullanaca- ğı olası üslerde inceleme izni verilince ABD, "Ta- mam" dedi, "Türkiye'yi istediğimiz noktaya getir- dik." 7-1 Mart 2003'te tezkere Meclis'ten geçmeyin- ce AKP-ABD balayısının "ba/"ı gitti "ay/"sı kaldı! • • • 1 Mart tezkeresinin üzerinden 2.5 yıl geçti. Ara- daki dev dalgalanmalar bir yana Türk-Amerikan ilişkilerinin özünde bu tezkerenin izleri devam edi- yor. CHP'yi kendi istemleri açısından "daha huy- suz" bulan ABD, şu aşamada "AKP hükümetiyle yol almaya çalışmaktan başka çare yok" diye dü- şünüyor olmalı! Diplomasi muhabirimiz Mahmut Gürer'in cu- martesi günkü haberi iki ülke ilişkileri açısından ilginç bir noktayı yansıtıyordu: Son dönemde ABD Türkiye'ye, ilgili alanlann ikinci ya da daha alt düzey yetkililerini gönderi- yor. ABD'nin son Ankara Büyükelçisi Eric Edel- man'ın yerine 3 aydır atama yapılmaması da dik- kat çekici. Gerçi Erdoğan, ABD'ye sık gidiyor, ama sıkı görüşme beraberinde iyi ilişkiyi getirmiyor. • * • Bundan sonrasına bakarsak... PKK ile müca- dele için Ankara'ya geldiği duyurulan ABD Avru- pa Kuvvetler Komutanı Orgeneral James Jones ve Merkezi Kuvvetler Komutan Yardımcısı Korge- neral Lance Smith temaslarını tamamlayıp gitti. Görüşmeler sonunda yine PKK ile mücadele açı- sından tatmin edici bir açıklama çıkmadı. Artık tat- min edici eylemden vazgeçtik, tatmin edici açık- lama bekliyoruz! Kerkük sorunundan peşmergelerin eğitimine kadar her konuda Türkiye ile çatır çatır pazarlık yapan, Irak 51. eyaletiymiş gibi hareket eden ABD, konu PKK olunca şu yanıtı veriyor: - Eee biz buna karışamayız. Biliyorsunuz ege- men bir Irak devleti var. Biz bir şey dersek onlar alınır. Bunu egemen Irakyönetımiylegörüşmeniz gerekir. Onlaria anlaşın sonrasında da biz elimiz- den geldiğince size yardım ederiz! Tam Aziz Nesin'lik! Org. Jones'un açıklamalannı ters çevirince san- ki gerçekler ortaya çıkıyor gibi... İki örnek vere- lim: - PKK büyük mesele. (Yani, bu meseleyi hemen bitirmeyeceğiz. Büyük tutmaya devam edece- 9iz.) - Verimli görüşmeler yaptık. (Türkiye'ye bazı şeyler Ver' dedik.) Bu sözlerin devamı Erdoğan'ın beşinci ABD se- ferinde! ankcum c cumhuriyet.com.tr Irak'ta kaçırılmıştı Kuyumcu fidye karşılığı serbest HABUR (AA) - I- rak'ta FeyazAlişan ad- lı arkadaşı ıle birlikte kaçınlan Adanalı ku- yumcu Enver Ünvar, 200 bin dolar karşılı- ğında serbest bırakıldı. Alişan ise ıstenen para ödenmediği için ser- best bırakılmadı. Şırnak'm Silopı ilçe- si yakınlanndaki Ha- bur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan Ünvar, Irak'ta kuyum- culukla uğraştığını ve 40 gün önce Bağdat'ta Iraklı ışadamlanyla gö- rüştükten sonra Türki- ye'ye dönmek üzerey- ken aracına ateş açıla- rak durdurulduğunu bildirdi. Kendilerini "Irak mücahitleri" olarak tanıtan kişılerin, yanındaki arkadaşı Fe- yaz Alişan'ı da alarak 4 araçlık bir konvoyla bilmedikleri bir yere götürdüklerini ifade et- ti. Kendilerinin zindan şeklinde yapılmış bir eve götürüldüğünü kaydeden Ünvar, şöyle konuştu: "Bizi 200 bin dolar karşılığında serbest bırakacakla- rını söylediler. Türki- ye''nin Bağdat Baş- konsolosluğu aracılı- ğıyla durum aileme bildirildi. Bana veri- len süre dolmuştu. Ai- lem 3 gün önce iste- nen parayı getirme- miş olsaydı ben bura- da olmazdım. adam- lar kafamı kesecek- lerdi. Ailem istenen parayı toparlayıp be- ni kurtardığı için çok mutluyum. Üzüldü- ğüm şey ise arkada- şım için de 200 bin do- lar para isteniyor ve henüz onun için bir şey yapamadık ama elimden geldiği kadar ona da yardımcı ola- cağım." Unvar'ı karşılayan akrabalan Vasfi Yıldız ve Abidin Bağdemir ise "15 gündür Irak'- ta bekliyorduk. 3 gün önce Irak'taki bazı ki- şilerin aracıhğıyla kendilerini mücahit olarak tanıtan gruba ulaşıp Enver'i 200 bin dolar karşılığında al- dık. Arkadaşı Feyaz Alişan ise halen örgü- rün elinde" dedilef.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear