22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA Elekfronik posta: dsnizsoin9ciimlturiyetcoın.tr Tel: 0.212J12 05 05 Fak$: 0:212.512 44 97 17 Gezilen Ahmet Mete Apak: "Başbakan son birkaç haftadır maaile yurtdışı gezisine çıkmıyor. Acaba beyefendi ve hanımefendi dünyada her yeri gördüklerini mi sanıyor?" - Rumlar, Türkiye'yi AB'ye şikâyet edecekmiş... "Ucu açık şikâyet sürecine girdik!" M 3 E a Erdoğan AKP'nin kuruluş toplantısına geç gitmiş. Hiç de demokratik değil! Akdeniz llhan Koman'ın "Akdeniz" heykeli bulundu! Tamer Sezgin: "Zinciriikuyu'dan Maslak'a giderken, 4. Levent'e varmadan Yapı Kredi Plaza binalannın önünde duruyor. Heykel hâlâ kuytuda ama hâlâ çokgüzel." Operasyon Akif Kökçe: "Bir demokratik cumhuriyettir gidiyor. Irak'ta uygulanan 'özgürteştirme operasyonu'ndan sonra, bizim için geliştirilen 'demokratikleştirme operasyonu' sahnede!" MARMARA depreminin üzerinden altı yıl geçti. Altı yıl sonra başta deprem olmak üzere doğal afetlere karşı neredeyiz, kaç arpa boyu yol aldık? Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu'na göre bundan böyle afetlere "takdir-i ilahi" demek söz konusu değil, çünkü yeni yıkımlar "takdir-i idari"nin eseri olacak. Jeoloji Mühendisleri Odası diyor ki: "Bugüne kadar, ciddi bir adım henüz atılmadı. Türkiye sadece bir deprem ülkesi değil, akla, plana, bilime aykırı olarak uygulanan rant politikaları nedeniyle bir afet ülkesi oldu. Bugün 20 milyon insanımızın yaşadığı Istanbul ve çevresini etkileyecek bir depremin riskleriyle karşı karşıya bulunuyoruz. Birbiriyle örtüşen birçok senaryoya göre 70 bin binanın 30 bin kadannın yıkılacağı, 50 bin insanımızın öleceği, 300 bin kişinin yaralanacağı öngörüsü abartılı bulunmuyor. 60 milyar dolariık bir ekonomik kayıp bekleniyor ve karar verıciler hala Afetlerlekaderci bir anlayışla depremi bekliyor. Altı yıl boyunca afet zararlarını azaltma sürecinde ilk ele alınması gerekli olan imar ve afetler yasaiarındakı temel düzenlemeler yapılmadı. 1999'da Dünya Bankası ile imzalanan Marmara Depremi Acil Yeniden Yapılandırma Kredi Anlaşması sonrasında ülkemizdeki afet hızmetleri ve yapılanması, özelleştirmeci bir anlayışa terk edildi. Ulusal Deprem Konseyi'nin strateji raporunun tespitleri hayata geçirilmedi. Afet hizmetlerinin yerelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi, sigorta ve özel şirketlerin kontrolünde bir piyasa işlemine dönüştürülmesi sonucu afet güvenliğine yönelik hizmetler devletin görevı olmaktan çıkanldı. Afet hızmetlerinde, hizmeti satın almanın önü açılarak afet yönetim yapılanması parçalandı. Dünya Bankası'nca kurulan deprem ve afet sigortası uygulaması iflas etti, bu sistem ulusal kaynakların yurtdışına transferinden başka bir işe yaramadı. 1999 depremınden sonra deprem vergisi adı altında toplanan paraların ve bağışların hesabı verilmedi. Yapı denetim olgusu. denetim şirketlerinin kendi ifadeleriyle hedeflenen amaçtan saptı. Yapı denetimi Dünya Bankası dayatmalarıyla piyasa koşullarına açıldı. Güvenli yapılaşma kamusal bir hizmet olmaktan çıkanldı, ticarı bir meta haline getirildi." Son söz: "Dünyada afetlerden etkilenen insan sayısı her yıl yüzde 6 artıyor ve afetlerden etkilenen insanların yüzde 9O'ı azgelişmiş ülkelerde yaşıyor. Kapitalist politikalar azgelişmiş ülkeleri ve yoksulları afetlere karşı daha savunmasız bir hale getiriyor." SESSÎZ SEDASIZ (!) Küresel dünyanın en uygarları UYGARLIK konusunda bazı saptamalar yapmıştı Prof. Dr. Özer Ozankaya ve günümüzde "uygar" geçinen "Siyaset Batısf nın çağdışı, baskıcı yerel güçlerte işbirliğini anlatmıştı... Güney Güner bu saptamaya Clive Bell'in "Uygarlık" adlı yapıtından bir alıntı ile katkıda bulunuyor: "Bell, 'Büyük Britanya ile birleşikleri, 1914 Ağustos'undan 1918 Kasım'ına kadar, uygartık adına savaştılar. Uygarlığın, bilmem kaç milyon insanın hayatına mal oluşu, aklı başında birçok insanı şaşkına çevirmiştir' diye yazıyor. Birinci Dünya Savaşı'nda gerekçe olarak ileri sürülenler günümüzde de aynıdır. Ülkeler işgal edilirken; çocuklann, kadınların, yaşlılann üzerine bombalaı: yağdınlırken; tarih yağmalanırken uygarlık götürüldüğünden söz ediliyor. Tıpkı sömürgecinin, Hıristiyan misyonerin tarihin kaydına geçen söyleminde olduğu gibi. Oysa saldırılan uygariığın ta kendisidir." Bu durumda karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: Küresel dünyada en uygar, en çok sömürendir! Yüksek Yerilim Hattı Toplugörüşmelerde "toptan satışa" geliyor, erdincutku - yahoo.com "para"kende hayatlanmız! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Haydarpaşg. Fulyg ve Galata Port îstanbul'a 3 darbe... Dünya mimarlan tstanbul'da toplandıklannda, gazetecilerara- sında paylaşılamadılar. Özellıkle "ev sahibi kentin sorunlarT üze- rine yapılan söyleşiler sayfalan kapladı; ekranlarda günlerce sür- dü... Mimariar Odasının ev sahıp- lığinde temmuzun ilk haftasında gerçekleşen Dünya Mimariık Kongresinin "medya"dakı yan- sıması, "devtet"ın ev sahiplığin- deki Habitat-U Kent Zirvesi nı (1996) bile gende bıraktı. Ne var kı İstanbul'un ve ülke- nin "mimarhk ve şehiraük" gün- demine "dünya ile birlikte irdele- mek" için eşi bulunmaz bir fırsat olan kongre günlerinde, asıl tar- tışılması gereken "3 dev proje 1 " hakkında dünya mimarlanndan hemen hiçbir görüş alınamadı... •Gizkpen" niyetier Çünkü bu 3 dev proje, kamu- oyundan ve ilgıli tüm kesımlerden adeta "gizlene- rek" yürütülüyor Her proje de te- melde bir "ni- yet"i içerdiğin- den. İstanbul "gizlenen niyet- ler"in riski altın- da... Haydarpaşa- Harem arasında hükümet tarafın- dan tasarlanan "Dünya Tkaret Merkezi ve Kruvaziyer Liman'" projesinin, imar hukukundaki "ilan" kuralı uygulanmadan ve "belediye meclisi onayı" bile alın- madan gerçekleşmesi için "özel yasa" çıkanldı.. Beşiktaş Jinınastik Kulübü (BJK) tarafindan kentin son ka- lan vadilerinden Fıılya'da uygula- nacak "Süleyman Seba Ahşveriş, Hastane ve Rezidans KompleksT projesi, Beşiktaş Belediye Baş- kanı İsmail Ünal da "mimar* ol- masına rağmen mimariık kurum- lanndan saklanarak üretiliyor... Tophane ile Fındıklı arasını İs- tanbullulann elinden almaya ni- yetli "GalataPort" projesinde de en ağır eleştirilere bile aldınlmı- yor... Çünkü burası da önceki yıl- larda "turizm merkezr ilan edi- lerek imar yetkileri yine Anka- ra'ya bağlanmış durumda... Ve, kentin en önemli yerlerin- de; kentin geleceğine en ağır dar- beleri indirmeye aday; kent hal- kının kıyısına, tanhine, doğasuıa ve yaşamına açıkça el koyan bu 3 dev proje. anakentte bir "mi- mar belediye başkanı" varken "merkezi yönetimin himayesin- de" ardı ardına devreye giriyor... dir Topbaş'ın da hızmete aday olarak seçıldiği kent için kendine ait "özgünprojelerr vardır He- le "mimar'" olmasından ötürü de bu projeler kim bilir ne kadar ay- nntılı tasarlanmıştır... Ancak Topbaş'ın, daha birinci yılını geride bırakırken, îstan- bul'un kaderine "mimarca" değil adeta "emlakçi" anlayışıyla yön verecek bu dev projeyİe karşı kar- şıya kalması. bir mimar belediye başkanı için her açıdan "kâbus" olmalı... Çünkü her biri Istanbul için "yaşamsal" kararlan ıçermesıne rağmen bu kararlann demokratik yetkilisı olarak 3'üne de "müda- hale yetkisi" kısıtlanmış... Yine her biri aslında kent hal- kının "kentM haklannı" doğru- dan "ihlal" etmesine rağmen hal- kın temsılcısi olarak 3'ünde de "icra"cı değil sadece "rica v 'cı konumda... Dahası. her biri için öncelik- le bütüncül bir kent planlaması ile karar veril- mesi gereknicen 3 "ündede Istan- bul için en önemli "Kadir Topbaş projesT olan "metropo- litan planlama"* çalışması şimdi- den deliniyor: kentin geleceği- ne dönük imar hedefleri bugünden bir kenara atılıyor. imar faşizmi tşte böylesi bir ortamda "med- ya"mızdaki haberlere bakıyo- rum. Haydarpaşa projesinde en çok merak edilen, "kaç gökdelen var"... Oysa. isterse hiç olmasın... Kentin karar organlannı "yetki- az" kılmak. asıl sorgulanması ge- reken "imar faşizmT değil mı- dır° Galata Port'ta en çok merak edilen ıse nhtıma bağlandıklann- da kentin önünde duvar oluştura- cak dev transatlantiklerden, az- man binalardaki otel ve çarşılara yılda kaç dolar milyarderinin ine- ceği... Oysa İstanbul'un turizmle da- ha fazla buluşması için asıl yapıl- ması gereken, özgün peyzajını korumak ve turistlerin de sadece "port"la değil tüm "kenfle ta- nışmalannı sağlamak değil mi? Fulya Projesi'nde de "BJK'nin elde edeceğirant1 " hesaplama ya- nşı \ar.. Oysa îstanbul'un elde kalan son yeşil vadisinın bu kent ve gelecek kuşaklar için "de- ğer"uü acaba bilen var mı 9 duvar" daha da vükselecek... Kadir Topbaş'ın kaderi Her belediye başkanı gibi. Ka- oekinci(« cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak'i yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL M4S.4R.467 kamilmasaraci : mynet.com H A R B İ SEMİH POROY semihporoy < < yahoo.com «KİP6M £ r t ^ N'APARDlMIZABi? HAYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA MLGIN hayatepik ı: mynet.com KARİKATURCULER KARİKATURCULER DERNESİ "BABA ERENLER KARİKATÜR ŞENLİICLERÎ DÜZENLESE ONU DA BAŞARIYLA SERCEKLESTÎRÎR DESEM J ÇOK MU HAYALCİ OLURUM?!.. 25. NASREDDİN HOCA KAftlKATUk yARI$MASI"NI SONUÇLANDIRMIŞ.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Ağustos unvtcmumtaz~arikan.com MOTOSIKLET MANS'TAf 19Z9'DA 8UGÜM,MAMŞ û£MİZr /LK K£Z MO- TOSiKLerLE AŞfU>/. DENEMB, İMGİLTERB- FRAHSA ASASIfJOA SUYUN OAL&ASIZ OL- DUĞU 8/R ZAMANM YAPtLP). DÖRDeR Ü SANPAL SiÇjMiNOe İKİ OUBA B'/SA2 AÇt£ ÂC4L4CA*: g/ÇİMDE e Ş Ç , L g E YERL£fri£./LM/Şrt. PERVANE, âSE MONT£ EOİLMİf OueuMDAKİ MOTOSitC- LETİN MOTO/SUNA BAgLANkAIÇTI. H.£TAN- LEY PB/SREY ADLI /NG/Lİ2 SÜOJCÜ VE SE- LES/NPE/a ARKAOAÇI L• THAOCEJZ, OO - VEÜ'DeN SAAT ?-3O'C* HAe£X£77jE~ H. 1O'CA CMA 'S 'yeCF&IUSA) I/AGM/Ş, SAAr Y1. SO £>£" tSîSTEDOY££'£ULAfMlÇTI. GÖRÜŞ PERİHAN ERGITN 'Ne Yapmalı?'Kültürel bir toplantıdan, çok yorgun olarak eve dön- düğüm 13 Ağustos'u 14'üne bağlayan gece yansında TRT-1'İ, günün haberlerini oğrenebilmek için tuşladım. Ekranda Ayşenur Aslan'ın yönettiği "Ne Yapmalı?" isimli program vardı. Konu, Aydınlar Gişimi'nin PKK terörünü önlemedeki önerileri ve Başbakan Erdoğan'ın, toplantıda ve Diyar- bakır'daki girişim ve söylemleriydi. Başta girişimcilerin sözcüsü Istanbul Tabib Odası Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy olmak üzere beş katılımcı vardı. Karşılannda da çoğunlukla gençler ve onlann önünde oturan dört acılı şehit anası bulunuyordu. Girişimci sözcüleri tek tek Kürt kimliğinin tanınması so- runlannı, demokratik açılım istemlerini tüm aynntılanyla açıkladılar Başbakan'ın demokrasi eksenindeki açıkla- malannı, istemlerini, getirmek istediklerini -umut- olarak kabul ettiklerini sergilediler. Analann feryadı! Bu uzunca açıklamalardan sonra sunucu, şehit ana- lanna bu ginşimle ılgılı olarak ne düşündüklerini sordu. Natıkası çok açık ve güçlü olan, 7 kurşunla asker evla- dını şehit veren acılı ana: "Siz aydınlar, benim yaşlı göz- lerime yüreklice bakabiliyor musunuz? Diyarbakır'dan öncebizleri, kolsuz, bacaksızköredilen gazilehmize gi- dip onlann soıvnlannı dinlediniz mi? Bunlar Kürt kar- deşlerimiz için de eşdeğerdedir. 'Daha fazla demokra- si' derken terörün başı A. Öcalan'/n cezaevinden azat edilmesinimiistiyorsunuz?Irak'takiKürt örgütlehnides- tekleyerek çıkar işbirtiğiyapan, ABD ve AB'nin öncüle- rine karşı tavır alması için hükümete bir önehniz oldu mu? Ben Azeri kökenli bir Karslıyım. Ailemde evlılik ak- rabalığı olan Kürtler var. Bizim, Anadolu'daki Kürtlehe bir düşmanlığımız yok. M. Kemal Atatürk düşmandan yurdu kurtanrten onlar da onun yanındaydı. Anadolu halkı, istilacılaha savaştı ve vatan için binlerce şehit ver- di. Teröristlerise kendiyurttaşlannı kinle, düşmancaöl- dürüyorlar" diye acılannı ortaya koyarken girişimciler tartışmanın bu yöne kaymasından hoşlanmadılar. öyle ki Sayın Gürsoy bile "Böyle birtartışma olacağını bilsey- dim, bu programa gelmezdim" dedi. Gûneydoğu ihmal mi edildi! Terörnedenıyleaynı toprağın insanlannın boşuna akan kanını durdurabilmeyi hep eğitim, sağlık, ekonomik ve kültürel haklann çözülmeyişine bağlayagelmiş, geçmiş yönetimleri de o yöreyi ihmal etmekle suçlamışızclır. An- cak, 1990'lann başında SHP-DYP koalisyon hükümeti zamanıda SHP'nin yurt sorunlanyla ilgili kitap halinde bastınlıp dağıtılan ve yabancı dillere çevrilerek dışanya da gönderilen araştırmalardan birinin "Gûneydoğu so- runu" ismini taşıdığını ve geçerti bazı çözümler içerdiği- ni, o tarihlerde SHP Parti Meclisi'nde bulunmam nede- niyle iyi hatırlıyorum. Bu koalisyonun ilk yıllannda yarar- lı bazı girişimlerde bulunulduğunu ancak terörün şidde- tini arttırması ve hükümetin başına Tansu Çiller'in gel- mesiyle bu hareketin tavsadığını ve sonrasında çatışma- lann şıddetlenerek asker-sivil 30 binden fazla yurttaşı- mızın hayatını kaybettiğini biliyoruz. Gûneydoğu bölgemizin geçmiş cumhuriyet yönetim- lerince kasten ihmal edildiği savının geçersiz olduğunu birkaç ömekle açıklamak mümkün. Kâradeniz Bölgemiz- de Kastamonu'nun, Ordu'nun köylerini geziniz, Orta Anadolu'da Ankara'nın sadece 100 km. uzağında köy ve kasabalan geziniz ve hatta ülkemizin en gelişmiş ye- ri olan Ege bölgemizin dağ köylerini geziniz. 21. yüzyıl- da nasıl bir yoksulluk ve kendi kaderine terk edilmişlik içinde olduklannı görürsünüz. Istanbul, Izmirgibi büyük illerimızin varoşlannın altya- pı, yerieşim, temizlik vb. sorunlan Hakkâri'nin, Diyarba- kır'ın sorunlanndan farklı mı? Güneydoğu'nun kasten geri bıraktınldığı savı bölge halkını Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı kışkırtmak için yer- li aynlıkçılar ve yabancılar tarafindan dillendirilmektedir. Elbette Gûneydoğu bölgemizin kendine has sorunlan vardır: Toprak ağalığı, dini gericilik, dört kadınla evlen- me, çok çocuk yapma, kadının toplum dışına itilmişliği vb. sorunlann çözümü çok emek isteyen, zaman alıcı ve sadece gönüllü kuruluşiara havale edilmeyecek derece- de önemli konulardır. Bir yandan teröıie savaşırken di- ğer yandan da terörü besleyen şartlann ortadan kaldı- nlması için gayret harcamalıyız. Gûneşin doğduğu yer! Söz konusu programı ızler ve Türkiye için bunlan dü- şünürken görkemli açılışıyla ülkemizin tanıtımına vesile olan Izmir'de düzenlenen 23. Universiade-2005'in açı- lış törenindeki gösterimlerde ne yazık ki Osmanh'ya öz- lemin açıkça ortaya konulduğunu gördük. Cumhuriyet dönemine ve M. Kemal Atatürk'e bir kez bile değinilme- den geçildi. Gösterimde, Urartu'dan başlayarak, ükya, Roma, Bizans, Kibele, Troya (Atı da ortaya konarak) Nemrut. Göktürkler, Uyguriar, Altınordulular, Osmanlı ha- remine kadar her şey yer aldığı halde bir tek kelime ve resimle Anadolu topraklannda doğan güneşin ışıtıcısı cumhuriyet ve kurucusundan bahsedilmemesı ne acı! Organizasyon yetkılisine bunun nedeni sorulduğunda alınan cevap, özrünün kabahatinden daha büyük oldu- ğunu gösteriyordu: "Banşı simgeleyen bu etkinlikte sa- vaş olmamalıymış!" Peki, Truva Atı, mehtertakımı vb. şeylerneyin nesi olu- yoıi Ben bu durumda; aynen olayı bizlere ileten Serdar Kızık ve tepkili Izmirfiler gibi "Yazıklar olsun" demekten kendimi alamıyorum. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 8 9 SOLDANSAĞA: 1/ Bergama ya- kınlannda. Yor- tanlı barajının 2 sulan altında kalacak olan antik kent. 2/ 4 Kjrmızı, pembe 5 ya da mor renk- li çıçekler açan bir süs bitkisi. 3/ Kilıme ben- Q zer, renkli ve motifli uzun yolluk... Ulaştırma. eriştirme. 4/ Orhan Hançerlioğlu'nun bir romanı... Bir renk... Boru sesi. 5/ Kalite. 6/ Japonya'da bir kent... Muğla'nmbirilçesi. 7/ Terbiyesizkimse... Bir 6 düşünce ya da karara karşı çıkma. 8/ "Güzel 8 sever diye — ederler / 9 Benim Hak'tan ga>Ti sevdığım mı var" (Karacaoğlan) Bir nota. 9/ Nazilerin politikasında Germen nkından kimselere yakıştınlan ad... Yurdumuzda da yaşayan, kürkü değerli yırtıcı bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesindeki ünlü antik kent. 2/ Süzgeç, kevgir. 3/ Madimir Nabokov'un ünlü roma- nı... Bir nota. 4/Oylumlu... Kültür. 5/ABOzgentürk'ün yönettiği. GencoErkaTın başrolünü ovııadığıbir fılm... Az tavlı toprak. 6/XVII. yüzyılda yaşamış ünlü bir di- van şairi... Verme, ödeme. 7/Bü" tartı birimi... Yabancı paralann ulusal para cinsinden değeri. 8/ Yeni bir şey bulma... Buda rahibi. 9/Közlenmiş patlıcan, sanmsak- lı yoğurt ve kıymayla yapılan bir yemek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear