23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2005 SALI HABERLER DUNY4DABUGUN ALİ StRMEN Diyap-ı Hamakatın Yürekli İnsanları Eğer bir ülkenin belirli bir bölgesinde, her yaz gecesi yüzlerce kişi damdan düşüp ölüyor ve bu da umuru adiyeden sayılıyorsa, orada gerçekten çok vahim bir durum var demektir. Eğer bir ülkenin insanlan, "Bişiiiy olmaz abiii" diyerek bina yaparken, araba kullanırken, insan ilişkilerini geliştirirken ya da plaj adı verilen ka- zurat kıyılanndan denize girerken bütün kuralları bir yana itiyor, bu yüzden doğal afetlerin tahri- bat katsayısını ahmaklığıyla çarparak büyütü- yor, trafıği bir beşeri afete dönüştürüyor, deniz sefası sandığı kazurat içinde kulaç atma çaba- sını müstekreh bir hale sokuyorsa, orada ger- çekten çok vahim çarpıklıklar var demektir. Eğer bir ülkede, insanlar 21. yüzyılda bile or- taçağdan kalma töre cinayetlerini aşamamış, kadını hâlâ ikinci sınıf görüp okutmamış, aşka gelince tabancaya sarılıp hödükçe, keyfini başkalannın canıyla ödetme yolunu tutmuşsa, oradaki çarpıklıklar, hoş görülemez, dayanıla- maz boyutlara varmış demektir. Ve eğer bu durumdaki insanlar topluluğu, bu davranışlannın neden hor görüldüğünü, neden eleştirildiğini anlamıyorlarsa durumları bütün tehlikeli kirlenme sınırlannı aşmış demektir. • • • Kural tanımazlar, sebep-sonuç ilişkisini anla- mazlar, hödük kalmada inatla direnenler ço- ğunlukta olduklannda, kuralı, sebep-sonuç iliş- kisini savunanlann durumu bir kat daha zorlaşır. Bu gibi toplumlarda, çarpıkhkları eleştirmek manda gibi yürek ister. Bir kez ahmaklığın adı akıl, kurnazlığın sıfatı zekâ, deliliğin eşanlamlısı bilgelik olarak algı- lanmaya başlandığında, artık orada doğrunun nerede, yanlışın nerede olduğunu anlamak da anlatmak da güçleşir, pusulanın ibresi sürekli hamakatı gösterince selamet olanaksızdır. Ve toplumlarda çarpık olmayan, çarpıklıktan yana çıkmayanlar haksızdır. Toplumbilim, gözlem, araştırma, bu çarpık- lıkların sosyo-ekonomik nedenlerini araştırma- ya yarayabilecekken ancak buralarda hama- katı mazur göstenmek için kullanılır. Bir ülkenin solu bile geri kalmışlığını, geri bı- raktırılmışlığa çevirerek sorumluluğu kendi üs- tünden başkasına atmaya çalışıyorsa eğer, sa- ğını solunu şaşırmış demektir o toplum ve gü- nü dün ile başlayan iktidarlara mahkûm olur. Hödük kalmada direnme katsayısının olduk- ça yüksek olduğu ortamlarda topluma en bü- yük ihanet, bu durumu eleştirmek yerine alkış tutmaktır. ••• Böyle ortamlarda, molla icazetli aydın olmak değil de gerçek aydın olmak, çarpıklığa hep ba- hane aramak yerine onu eleştirmek yürek ister. Ve böyle toplumlarda, bu yürekliliği göste- renleri, halk sevgisi, halka saygı adına çarmıha gererler. 0 tür toplumları şair Neyzen Tevfik şöyle açıklar: "Tuhaftır şu insanoğlu her lafı kaldıımaz. Canım dersin kızar da, öpersin aldırmaz." Hödüklükte direnme inadını yüksek sesle ve de öfkeyle eleştiren yürekli bir yazar olan Mi- ne Kırıkkanat da bu davranışları yüzünden çarmıha gerildi, çalıştığı gazetedeki köşesin- den ayrılmak zorunda kaldı. Demokrasi için yola çıkan, bir süre sonra, uyuşukluktan mediokrasiye rota çeviren, ar- dından da hızla idiokrasinin batağına koşmaya başlayan toplumlarda halk dalkavuğu olma- yanların işi zordur. Çünkü idiokrasi için elverişli ortam ancak halk dalkavukluğu ile beslenir. Damdan düşerek ölenlere, keyiften tabanca çekip öldürenlere, yolları beşeri afete çevirip kan gölüne döndürenlere, ailesinin evlendir- mek istediği kişiyle değil de kendi istediğiyle evlenen yakınının canını alarak töreyi ve na- musunu kurtardığını söyleyenlere, beyaz don- la denize dalanlara övgü düzmek esastır, hö- dük kalma direnci yüksek toplumlarda. Mine Kırıkkanat bu kuralı bilmiyordu, işinden olarak öğrendi diyemeyeceğim, çünkü yürekli aydın böyle bir şeyi kabul edemez. Olsa olsa, cesaretinin bedelini ödemeye katlanır. Sanırım Mine de bu gerçeği bile bile, daha nice bedeller ödemeyi sürdürecek. asirmencg cumhuriyet.com.tr KARS'TA DEVtR TESLtM TÖRENt KorgenerolKıvnkoğlu: Sobnmm sınamayın KARS (AA) - 9. Ko- lordu Komutanı Korge- neral Hayri Krvnkoğlu, "PaneDerdüzenleyip de- mokratikçözümden bah- sedenler, bu banşı, ülke- nin namusunu korumak uğruna hudutta nöbet tu- tan askereateşederek mi sağlayacaklar?" dedi. Kars'ta, Hafız Hakkı Paşa Kışlasf nda düzen- lenen devir teslim töre- ninde, 14. Mekanize Pi- yade Tugay Komutanı Tuğgeneral SezaiBostan- cı, sancağı, Tuğgeneral Ercan Okan'a devretti. Törende konuşan Kor- general Kıvnkoğlu, hu- dut nöbetçilerinin, canla- nnı Türkiye'nin namu- su, şerefi ve bölünmez bütünlüğü için sıper ettik- lerini ifade etti. Kıvn- koğlu, şöyle konuştu: -Ancak yakınbir geçmiş- te bu mukaddes görevi ifa eden, Digor'daki hu- dut birliğimize, bölücü teröristierce saldın dü- zenlenmiştir. Büiiğin anında karşıhk vennesi üzerine örgüt mensupla- n kaçıp gitınişlerdir. Şim- di soruyorum sizlere, ba- nş mitingleri, paneller düzenleyip. demokratik çözümden bahsedenler. bu barışv ülkenin namu- sunu korumak uğruna hudutta nöbettutan aske- re ateş ederekmisağlaya- caklar? Buradan bizim sabnmcı smayanlara ses- leniyorum. Mehmetçik, dün olduğu gibi bugün de hem dış hem de iç düş- mana karşı güvenİik ve huzurun teminabdır.*' Baykal, Erdoğan'm muhalefete yönelik "Kan üzerinden siyaset yapıyorlar" sözlerine tepki gösterdi 'Başbakan kan komışmasm' LEVENTGENCELIİ BURSA-CHP Genel Başkanı De- niz BaykaL Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır gezisinde yaptığı açıklamalanna tepki göste- rerek Terör farkh kaynaklardan besleniyor. Başbakan terörörgütünün taleplerini önemseyerek, onlan mu- hatap alarak, müzakere ederek yan- uş vapıyor" dedi. Partisinin Bursa il merkezini ziya- retinde gazetecilerin sorulannı yanıt- layan Baykal, terörle etnik sorunun birbirine kanştınlmaması gerektiği- ni vurguladı. CHP lideri, CHP'nin 1998 yılında hazırladığı bir raporda, "Kürtsorunu"na değindiğini anım- satarak şunlan söyledi: "Biz birey sel hak ve özgüriükler, et- nik Idmlik bağlamında sorumı orta- ya koyduk. Herkes etnik Idmtiğini • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'm terör örgütünün taleplerini önemseyerek, onlan muhatap alarak, müzakere ederek yanlış yaptığını belirten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, terörle etnik sorunun birbirine kanştınlmaması gerektiğini vurguladı. açıklasm demiştik. 7 yıl önce hukuk sisteminde bu sıkıntı varth. Bunun devtete tehdit oluşturmadığuu ifade etmiştik. Türidve'de arbk ldmsenin etnik kimligini ifade etmesi yadırga- nacak bir olay değildir, anadilini öğ- renme garipsenecek bir olay değildir. Müzik yapma, kitap-kaset çıkarma, televizyonda istediği dilde konuşma yadırganacak bir olay değildir. Bu iş aşdmışor. Bu rapor onu söylüyordu." Bugün etnik sorunla terörün bir- birine kanştınldığını ifade eden Bay- kal, "DemokratikilerJemesağlandı- ğı halde terör sorunu ortadan kalk- madL Terör farkh kaynaklardan bes- leniyor. Onu büelim. Ona karşı özel tedbir alahm. Ama bir insan hakkı olarak da özgürlükleri vereKm" di- ye konuştu. Baykal, Başbakan Erdo- ğan'm etnik sorunu, terörün çözümü açısından bir çare olarak gördüğünü belirterek "Büyükyanhşyapryor. Hiç alakası yoktur. Terör örgütünün bu konudaki taleplerini önemseyerek, onlan muhatap alarak, müzakere ederek terör sorununu kontrol ede- cegini sanryor. Onlarla bu temasa yö- neldiği anda ne terör ne de etnik so- runla flgili doğru bir çizgide durma- yı başanyor" diy e konuştu. Terörün arkasında bir siyasi pro- je olduğuna yönelik görüşünü yine- leyen CHP lideri Baykal, şöyle de- vam etti: "Demokratiklesme bazen bahane bazen talep. Gereğini yapa- hm. İnsan haklan, bireysel hak ve özgüriükler çerçevesinde yapahm. Ama bir etnik kesimi de\ letin rnuha- tabı halnegeormeyeiinL Etnikkesim- leridevletle karşıhkh pazarhk yapar Doktaya getinneyefirn. Dikkat edflme- si gereken nokta budur." 'Mayınlan önleyüT Baykal, Başbakan Erdoğan'ın mu- halefeti "Kan üzerinden siyaset ya- pıyorlar* diye suçladığına dair bir so- ruya da, "Bir başbakanın ağzmdan da kan sözleri yakışmryor. Başbakan kan konuşmasın, kan akışını önle- sin. Kan akışmı önlemek için yap- ması gereken şey leri. CHP ona uzun süreden beri sövlüvor. Bu konudaki eksiklerini, zaaflarmı söyKiyor. Baş- bakan patlayan maymlar komısun- da önemH adımlar atmah. En büyük sorun yoDarm asfalüanmasL YoDarm asfaltianmasu mayın döşeme konu- sunu engeUrvor" yanıtını verdi. 1 Mart tezkeresinin CHP sayesin- de engellendiğini anımsatan Bay- kal, şunlan söyledi: "CHP,birtekin- sannnızm, bir tek vatandaşmuzın da- hi burnu kanamasm diye büyük bir sorumluluk geüştirdL Türkiye'yi ba- takhktan kurtardL Eğer biz, kan üze- rinden siyaset yapsaydık, Başbakan o koltukta oruramazdL Başbakan, o kadar büyükhatalaryapıyorki Tür- kiye'yi Irak'a sokacak, yabancı kuv- vetleri Türkiye'ye yerteştirecekti. Biz sadece Türldye'yi değil, Türkiye'de iktidan da bir büyükfelakete sürük- lenmekten bilerek ankoyduk. Bizim anlayişumzın gereğini yapük." CHP'LI TOPUZ: 'Erdoğan aydınları kullandı 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'm Diyarbakır gezisı öncesinde görüştüğü aydınlan "kuUandığuu" öne sürdü. Topuz, "Aydınlar şirndi bana kızacaklar ama kuDanıldıklaruu bir süre sonra anlayacaklardır" dedi. Topuz, aynca "AB ülkeieri korkarun bü- süre sonra Başbakan'dan Güneydoğu'ya özerklik' ve 'Kürtlerle masaya oturun' taleplerini önümüze süreceklerdir' 1 görüşünü dile getirdı. CHP Grup Başkanvekili Topuz, dün parlamentoda gazetecilerle sohbet etti. Erdoğan'm Diyarbakır gezisi öncesi ve sonrasındaki bazı gelişmeler anımsatılarak "CHP politikasuıda bir değişiklik mi var" sorusunun yöneltilmesi üzerine Topuz, "Bu konuda kesinlikle bir değişüdik söz konusu değfl" dedi. Başbakan Erdoğan'ın gezi öncesinde aydınlarla görüşerek yeni bir gündem oluşturduğunu vurgulayan Topuz, daha önce 4 kez iptal edilen gezinin PKK'nin terörü yeniden canlandırmaya başladığı bir dönemde gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Topuz, şu görüşleri dile getirdı: "Başbakan'ın gezi öncesinde yapoğı görüşme ve gezi sırasında söykdüderinin tam tersini daha önceki değerlendirmelerinde buunak mümkün. Biz, Başbakan'ın bu zikzaklanna auşığız. Konu çıpiak olarak şudur: Başbakan 4 kez ertelediği bir gezi önesinde ürperiyur ve korkuyor. Başbakan, bu korkulan nasıl yenerim diye çare ararken ündadına aydınlar yetişti. Başbakan ay dınlann randevusunu kabul etti ve görüştü. Başbakan bu 12 aydını kuttanmışür, bu 12 aydın kullanıldıklanru bir süre sonra anlayacaklardır. Terörün yeniden urmanmaya başladığı bir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı resmi poütikanın dışında sözde insan hakkı ve demokrasi görünrüsü ve o geziyi kurtarmak için bu görüşmeyi yapmışör.'' CHP Grup Başkanvekil Topuz, Diyarbakır gezısine AB çevrelerinden olumlu tepkiler geldiğini ve 3 Ekim öncesinde yapay bir rahatlama sağlandığını vurgularken de, "Bu npkı, AB ile Kıbns konusunun bir ilgisi yoktur, söyiemine benziyor. Bu sözlerden sonra neler yapıldığı ortada. AB ülkeieri korkarun bir süre sonra 'Güneydoğu'ya özerklik' ve 'Kürtlerle masaya oturun' taleplerini önümüze süreceklerdir'' görüşünü dile getirdi. Büyükanıt: Geleceği biz çizmeliyiz Ege Ordu Komutanı Orgeneral Koşaner, görevini Orgeneral Tuncel'e de\rettL Torene, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt da törenine kanldL (Fotoğraf: AA) HAKANDİRİK İZMİR - Kara Kuv\etleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ABD'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nm (BOP). dünyadaki dönüşüm sürecı- nin bir parçası olduğunu be- lirterek "ÖnemB olan bu sü- rece Türkiye'nin nasıl katkı- da buhınacagu nasıl y önete- ceğidir. GeleceğL yahiız baş- kalan değil, bizim de çizme- miz, görmemiz lazun" dedi. Ege Ordusu Komutanlı- ğı'ndaki de\ir teslim töreni- ne katılan Orgeneral Büyüka- nıt, ABD- Iran ilişkileri ve BOP'la ilgili sorulan, Peter Druckerın "Gdeceği tahmin etmenin en güzel yolu, onu yaratmaknr" sözüne atıfta bulunarakyanıtladı. BOP'un sempozyum konusu olabile- cek genişlikte ve "hassas" bir konu olduğunu dile geti- ren Orgeneral Büyükanıt, söz- lerini şöyle sürdürdü: "Bu kadar hassas bir konuda bir iki cümleyle açıklama yap- mak mümkün değiL Ama şu- nu söyleyebüîrim. Tüm dün- yada bir dönüşüm var. Buna çeşnüisimlertakryorlar. BOP diyorlar. Değişik isimler söy- iüyorlar. Dunyada, başta Or- tadoğu olmak üzere bir dönü- şüm süreci yaşamyor. Onem- ti olan bu sürece Türkiye'nin nasıl katkıda bulunacağı, na- sılyönetecegidir. Geleceği, yal- nız başkalan değiL bizim de çizmemiz, görmemiz lazım. Drucker'uı bir sözü \ar:' Ge- leceği tahmın etmenin en gü- zel yolu, onu yaratmaktır.' Geleceği nasıl tahmin ediyor- sanız. eğer onu şinıdiden ya- ratabüiyorsanız, başanh ohır- sunuz." Kalabalık bir davetlı toplu- luğunun kaüldığı törende, Ge- nelkurmay 2. Başkanlığı'na atanan Ege Ordu Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, gö- revini Orgeneral Fethi Tün- cel'e devTetti. Tuncel, yaptığı konuşmada, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, ça- ğm gerektirdigi vizyona sahip, de\letin bölünmez bütünlüğü uğruna her türlü fedakârlığı yapmaya hazır birlikler yetiş- tireceklerini söyledi. CHP'nin Güneydoğulu vekilleri genel afifın çözüme katkı sağlayacağı görüşünde 6 Once sorunun adı konulmah' A.NKARA (ANKA) - CHP'nm Güneydoğulu milletvekilleri, Baş- bakan RecepTayyip Erdoğan'ın ay- dınlarla yaptığı görüşme ve Diyar- bakır'da dile getirdıği "Kürt soru- nu"na ilişkin görüşlerini açıklar- ken, sorunu inkâr etmenin çözüm- süzlük getireceğini ifade ettıler. "CHP dahil herkesin bu ülkenin birliği, tekliği \e üniter de\1et yapı- sını boznıadan demokratikleşme- sine, modernleşmesine gelişimine katkı sağlamak istediğine" vurgu yapan CHP Ağn MilleUekih Naci Aslan, Kürt sorununun çözümünün genel af olduğunu iddia ederek "Başbakan yann basına desin Id, 'Evetbubanşın, bu kardeşliğm ve Kürt halkının, Türk halkırun anne- lerinin ağlamaması için genel af kaç ınılmazdır' desin, ben heykeüni dikerim, eti ve ayağı öpülürn dedi. CHP Hakkâri Mılletvekılı Esat Canan da, "Biz geçmişten beri ya- şanan sorunun Kürt sorunu oldu- ğunu isimlendirdik. Teşhis öyle kon- du" diyerek, bunun için sorunun demokratik yönden çözülmesi için söz konusu raporu hazırladıklannı söyledi. Canan, 1989 yılında yazı- lan raporda da sorunun "Kürt so- runu" olduğunu ve sorunun de- mokratik yollarla çözülmesi için görüş belirtildiğini vurguladı. Ca- nan. " Var olan bir sorunu inkâr et- mek de çözümsüzlüğe götürür. Her Jdm çözüm yönünde gayret sarf ederse destek vermeye hazınz. En çok sıkmüyı bölge halkı çekmekte- dir. Bu konu siyasetler üstü ele aun- malıdır" dedi. CHP Van Milletvekili Mehmet Kartal ise, Türkiye'de birkaç aske- ri darbe olduğunu, Güneydoğu'nun 30 yıla yakın Olağanüstü Hal'le yö- netildiğini anımsatarak o dönemde uygulanan yanlış ve şiddet uygula- malan sonucu birçok aranan insa- nın yurtdışına çıknğını belirtti. Ken- disinin de Kürt asıllı bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu vurgulayan Kartal, görüşlenru şöy- le açıkladı: "Kürt sorununun tarîfi de yoktur. Tarifınin içini boş bırakıyotiar. tnkârcıhk bizi etki-tep- ki durumuna getirdL Kaset yasak- ü sonra serbest bıralaldı şimdi alan dinleyen yok. Televizyon yajın y apacakü o da göz boyamaea oldu. Oysa habeıieri de Kürtçe versinler. Necip Usta'mn yemek tarifleri de Kürtçeverüsin. Ulkedeki bu sorun, iy i niyetli yaklaşımla çözülebilir. Sorun ne\se adı konulsun." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Ertuğrul Günay, deneyimli bir po- litikacı. Askeri darbeterin hedefi olmuş birsosyal demokrat. Görüşlerine ka- tılsanız da katılmasanız da ülkemizin sosyal demokrat hareketi içinde bir yeri vardır. Son gelişmeler üzerine dayanamamış ve düşüncelerini ifa- de eden bir mektup kaleme almış. Ahmet Güryüz Ketenci, SHP mil- letvekili ve partinin genel sekreteri. 0 da deneyimli bir siyasetçi. O da ba- şı derde girmiş bir sosyal demokrat. O da son gelişmeler üzerine duygu- lannı ifade etmiş. Her ikisi de değer verdiğim dostlanm arasındadır. On- lann mektup ve açıklamalarını sizler- le paylaşmak istiyorum. • • • Ertuğrul Günay'ın mektubunun baş- lığı, "Toplumsal Barışı llgilendiren Konular Küçük Çekişmelere Malze- me Yapılamaz!": "Ülkemiz, uzunca bir süreden bu yana ulusal bütünlüğü- müze ve toplumsal banşa kasteden terör eylemlerinin acılannı yaşamak- tadır. Terör, içerideki olumsuzluklar- dan olduğu kadar, ülkemizin -dünya Ertuğrul Günay ve Ahmet G. Ketenci Mektupları ölçeğinde bir paylaşım alanına dö- nüşen- coğrafyasının yarattığı ko- şullardan da beslenmekte ve destek- lenmektedir. Insani kayıplann yanı sıra kalkınma- mız ve gelişmemiz için gerekli önem- li maddi kaynaklann da heba olma- sına yol açan terör sorununun geri- letilmesi ve yok edilmesi, günlükpo- litika çekişmelerinin üzehnde tutul- ması gereken büyük ve ulusal birhe- deftir. Bu hedefe vanlabilmesi için ödün- süz ve özveriligüvenlik önlemlerinin yanı sıra, her türlü sivil, demokratik, ekonomik ve toplumsal gihşimin de ihmal edilmemesinin önemi açıktır. Çünkü terörü mahkûm ve giderek yok etmenin kalıcı yolu, ülkemizin bütününde ve özellikle sorunlu böl- gelerimizde insanımızın güvenini, dostluğunu ve desteğini kazanmak- tan geçiyor. Bu açıdan, Sayın Başbakan 'ın son Diyarbakır gezisi öncesi ve esnasın- da yaptığı girişim ve konuşmalann günlük politika polemiklerine malze- me edilmeye çalışılması, konunun önemi ve ciddiyetiyle bağdaşmayan birtutumdur. Olkemiz.de, geçmişte sosyal de- mokrat iddialartaşımış olan bir siya- si partinin önde gelen sözcülerinin söylenmemiş sözleri çarpıtarak, 'Ha- ta yaptık, terörle mücadele etmeye- cektik, dedi' gibi tahrifatlara kalkış- ması, en basit deyimle uygunsuz ve yakışıksızdır. Türkiye'de 12 Eylül gerçeğini bi- lenler, 80'liyıllarda yapılan yanlışla- rın bugün karşılaştığımız bölücü ve gerici tehditlerin oluşmasındaki pa- yını ve ağır sorumluluğunu kabul ederter. Bu nedenle 'yapılan hata- lar' deyiminden neyin kastedildiği açıktır. Ûzüntü verici olan, ülkemizin ya- şadığı sorunlardan ve sıkıntılardan olduğu kadar, kendi partilerinin ya- zılı belgelerinden de habersiz birta- kım görevlilerin Türkiye'de sosyal demokratpartilerin sözcülüğünü iş- gal ediyor olmalarıdır. Terör, demokratik hukuk devleti, ulusal bütünlük ve toplumsal barışı ilgilendiren konular, halktan umudu- nu kesmiş birtakım yorgun politika- cıların günlük hesaplar ve karanlık beklentilerie istismanna terk edilme- yecek kadar önemlidir." ••• Ahmet Güryüz Ketenci'nin açıkla- ması şöyle: "Kürt sorununun demok- ratik bir biçimde çözülmesi, ülkemiz için büyük bir kazanım olacaktır. Ne varki, öncelikli olarak PKK önkoşul- suz biçimde silah bırakmalı ve terör eylemlerine son vermelidir. Türki- ye'de Kürt sorununun demokratik bir biçimde çözülmesi konusunda oluşan duyarlılıkları önemsiyonız. Sadece muhalefet yapmak adına, solu ve politik dili kirleten anlamsız, çözümsüz sığ anlayışı asla kabul et- miyoruz. Terörle mücadele konusunda de- mokrasiden geri adım atılmamalıdır. Ancak, teröre de hiçbir biçimde ta- viz verilmemelidir. Terorizmin hiç kim- seyeyaran olmamıştır. Gelecekte de olmayacağı bilinmelidir. Bütün Tür- kiye'yi terör konusunda açık ve net tavır almaya, demokratik duyarlığı ve mücadeleyiyükseltmeye çalışıyo- ruz." • • • Solun, "Kürt sorunu" konusunda geçmişte bugünle kıyaslandığında dahaduyarlı olduğunu biliyoruz. Son dönemde bu konuda aşırı milliyetçi- liğin etkisi solu sessizleştirmişti. Gü- nay ve Ketenci'nin tutumu, geçmiş- teki çizginin yeniden gündeme gel- mesi olarak da görülebilir. Bu konu, hakaret ve önyargıların ötesinde, tah- lilci bir bakış açısıyla yeniden masa- ya yatırılmalıdır. Ucuz milliyetçi pole- mikler pek bir işe yaramadı. Bundan sonra da yaramayacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear