Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 "TEMMUZ 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Aynen iade
TMMOB Başkanı Mehmet So-
ğancı, AKP'nin TBMM'de uygula-
maya geçirdiği son "Kendin pişir,
kendin ye" yönteminden örnekler
venyor:
"1999'dan ben 5 kez değişikli-
ğe uğrayan Bankacılık Yasası, bu
kez 90 dakika içerisinde yasalaş-
mış, yaşamsal önem taşıyan 193
maddenin görüşîlmesi sürecinde
madde başına 27saniye sûre düş-
mûştür. O kadar hızlı hareket edil-
miştir ki, Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Yasası Tasansı'nın kap-
sam başlıklı 2. maddesi. TBMM
tutanaklanna göre okunmaz ve oy-
lanmaz, başkan '2. maddeyi oku-
tuyorum' der, katip üye 3. madde-
yi okur, 3. madde okunur, oylanır,
kabul edilir.
Adında 'toprak konjrna' ifadesi
yer alan Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Yasası, topraklan koru-
yucu hükûmlerle eşzamanlı olarak,
topraklan yok edenleri 'affeden' bir
geçici maddeyi de içerir. Bu da
tartışılmaz, 'af nMiğindeki düzen-
temeleriçin gereklı çoğunlukaran-
rnaz."
Mehmet Soğancı, yasaların içe-
ri klerine ilişkin görüşlerini de kısa-
ca özetliyor:
"Topraklanmızı işgal edenler af-
fedilmesin. özelleştirmelerte yeni
peşkeşleryaşanmasın. Bankalann
içi boşaltılmasın. Sağlık tesislerin-
de taşeronlaşmaya gidilmesin. Es-
nek çalışma koşullan uygulanma-
s/n. DlE'de kadrolaşmayaygınlaş-
masın. Belediyelerrant alanlan ol-
masın. Milli parklanmızyağmalan-
masın. Telefonlanmızdinlenmesin."
Soğancı'ya göre, madem bu
yasalar tartışmaksızın kabul edil-
miştir, öyleyse yine tartışmaksızın
Meclis'e aynen iade edilmelidir!
IŞIK KANSl!
Tiirk Telekom bizimdir!
Türk Telekom'un başına gelen ne-
dir? Dünya gazetesi yazarı Taylan Er-
ten'in ifadesiyle şudur:
"Türk Telekom'un yüzde 55 kamu
hissesinin 6.5 milyardolara Oger'e ba-
ğışlanmasını 'zafer' ilan edenler, Oger'in
bu 'malı' aslında bedavaya kapattığı-
na aldınş etmeselerbile, kamuoyu me-
rakediyor. Alanlaraçısından herşeyyo-
lunda giderse 1.6 milyar dolan peşin,
gerisi 5 yılda ödenecek Türk Telekom 'u
21 yıllık imtiyaz, 21 yılın bitiminde de
ana şebeke ile altyapı mülkiyetini ele
geçirmek, 'Italyan soslu' her Lübnan-
Suudi kırmasına nasip olmaz! O kadar
nasip olmaz ki, AK Parti iktidannca
2004 yılında içi boşaltılarak sadece
hisse devirleriyle ana sözleşme deği-
şikliklerinde geçerti hale düşürülen al-
tın hisse de 'bedavanın' birparçasıdır.
'Altın hisse' böylece 'tenekeye' dönüş-
türülerek Oger'e bağışlanmıştır!"
Peki, hiç Türk Telekom satılır mı?
TÜBİTAK henüzTÜBlTAK iken hazır-
lanan ve tam teslim AKP iktidannca
kulak arkası edilen Türkiye Ulusal En-
formasyon Altyapısı Anaplanı'na (TU-
ENA) göre satılmaz! Çünkü: "Küresel
enformasyon ekonomisinde, birülke-
nin gelişebilmesi ve ekonomik büyü-
mesi, hem tüketici ürünleri ve hizmet-
lerinin sunulmasında hem de diğer
mal ve hizmetlehn üretilmesinde ge-
niş ölçekte enformasyon işleme, sak-
lama, bulma ve aktarma yeteneğine
bağlı olacaktır. Bu tür iletişim sistem-
leriniilkkurabilecek ve etkin kullanımı-
ABOÜUAH,
HELLOOT..~
HAT KESiLDİ
nıyapabilecek ülkelerin diğeıierine kar-
şı rekabet üstünlüğü olacaktır.
Bunun yehne gelebilmesi ve ortaya
çıkacak fırsatlann yakalanabilmesi için
gelişmekte olan ülkeler, telekomüni-
kasyonpolitikalanyla diğerpolitika oluş-
turma alanlannı (ekonomik, toplumsal,
sanayi, antitröstgibi) birbiriyle sıkıca iliş-
kilendirmek durumundadırlar."
Peki, TürkTetekom'u satmak9. Ulaş-
tırma Şûrası'nın "Haberleşme Komis-
yonu fîaporu "ndaki hedeflere uyuyor
mu? Uymuyor.
Çünkü: Satış, "haberleşme hizmet-
lerini rekabetçi biryapı içinde ucuza,
kaliteli ve yaygın sunma"y\ engelliyor.
Satış, "yurttaşlann bilgi toplumunu
oluşturacak ulusal enformasyon ağına
erişebilmesi içinyaygın, adil, herkese,
herzaman, heryerde, herzaman eri-
şilebilirücretlerle hizmetilkesi'ni zede-
liyor. Satış, "haberleşme alanındakiher
türiü hizmetin uluslararası rekabet or-
tamında ulusalişleticileryaratma" ama-
cına da aykın. Satış, "haberleşme po-
litikasını, ülkenin elektronik, enforma-
tik sanayileri üretimindeki yerel katkı-
nın oranını arttırma ve yeni iş alanlan
açmada araç olarak kullanma "yı önlü-
yor...
TUENA da şu sonuca ulaşılmış:
"Ülkemizin uluslararası taahhütleri-
ne uygun şekilde olmak kaydıyla Türk
Telekom'un kontrolünün kaybedilme-
mesi hem milli güvenlik (jeoekonomik
ve jeopolitik) hem de anaplanın altya-
pı planlamasında kabul edilen 'Bilgi
Toplumu' hedefinin bir gereğidir."
Bu gereğin tam tersi yapılıyor. Prof.
Dr. Mümtaz Soysal'm deyimiyle "hal-
kın malına hayınlık" ediliyor...
Son tiimce
Emekli Orgeneral Kemal Yavuz'un 6
Temmuz'da Akşam gazetesinde ya-
yımlanan ve Recep Tayyip Erdo-
ğan'a 1 Temmuz günü Genelkurmay
karargâhında verilen 5 saatlik brifin-
ge ilişkin yazısının son tümcesinden:
"...sizsiz olun, bu toplantının tarihi
olan 1 Temmuz 2005'i aklınızda tu-
tun, inanın yakın zamanda hepimize
lazım olacaktır."
Dilbilgisi
Eğitim-Sen, "anadilde
öğrenim" ile ilgili tüzük
maddesini kaldırdı, ama
hâlâ tartışmayı özellikle
kaşımakta ısrar edenler
var.
Bunlardan bir tanesi tuttu,
"Avrupa'da anadilde
öğrenimin bir hak
olduğunu, Almanya'daki
Türklerin bu hakkı
kullanabildiklerini, Türk
çocuklannın anadilde
eğitimlerini Alman devlet
okullannda
gerçekleştirdiklerini" ileri
sürdü.
Verdiği bilgi doğru değil bir
kere...
Almanya'da zorunlu eğitim
"Almanca"6\r. Almanya'da
okula giden Türk çocuklan
datüm dersleri "Almanca"
alır.
Kimi eyaletlerdeki
uygulamaya göre, tüm
derslerin yine "Almanca"
okutuldugu okullarda
Türk çocuklan isterlerse
"ikinci yabancı dil"
yerine "Türkçe"yi
seçebilirler. Haftada
birkaç saat olan bu
"seçmeli" ders, adı
üstünde "yabancı dil yerine
Türkçe"dir.
Insanlık halidir.
Bazen anadil eğitimi ile
anadilde eğitimi birbirine
kanştırabilirsiniz.
Bazen de başkalanna
ilericilik dersi vereyim
derken, öyle bir ilerlersiniz
ki, bir bakarsınız
ayaklannız yerden kesilmiş,
uçmuşsunuz...
Ilginç Kayırmacılık...
TÜRKERERCAN
Medyamızda bazen ilginç
haberlerie karşılaşınz. Yurtdışı-
na gönderilen bilmem kaç ton
gıda maddesi, Avrupa gıda
normlanna uymadığı gerekçe-
siyle satın alan ülke (Almanya,
Hollanda, Isviçre, Ingiltere vb.)
tarafından iade edilmiştir... Bu
haberierde ana ve ara tafsilat
kesinlikle belirtilmez. Soracak
olursanız, böyle bir tafsilatın
verilmesi Türk Ticaret Kanu-
nu'na aykın olduğu için ola-
naksızdır. Şimdi, şöyle birkaç
soru sıralayacak olursak bun-
lara cevap alınabilir mi?
Sağlıklı gıda nizamnamesine
aykın olduğu gerekçesi ile ge-
ri gönderilen bu mallar ne ya-
pılır:
Bir noktada bu işin kefili olan
devlet tarafından toptan imha
mı edilir? Yoksa birçok şeye
göz yuman yöneticilerin koru-
ma ve kollamalan ile piyasaya
sürülüp herşeyi kabullenen bu
halka yedirilir mi?
Bu ihracatı yapan ünlü ve
dev firmalann adı niçin halka
açıklanmaz?
İşin kefili olan devlet bu fir-
malara ne tür bir ceza uygular
ya da uygular mı?
Aralarına katılabilmek için
henüz müzakere tarihi alabildi-
ğimiz günü göbek atarak bay-
ram ilan ettiğimiz AB ülkeleri
böyle firmaların yaşamasına,
ticaret hayatını sürdürmesine
olanak tanırlar mı?.. AB ülke-
lerinde böyle bir ticari firmaya
ne ceza uygulanır?
Ticaret yaşamımızı yakından
takip edenler gayet iyi hatırlar-
lar. Türkiye'nin adını lekeleyen
ve bu daldaki tüm ihracatçı ku-
ruluşları zan altında bırakan
olayın konusu, yıllar yıllar ön-
ce içerisine makineyağı kanş-
tınldığı gerekçesiyle iade edi-
len zeytinyağlan idi.
O zaman iade edilen tonlar-
ca bu zeytinyağı ne olmuştu?
İade gerekçesi göz önüne alı-
narak tümü imha mı olunmuş-
tu.. yoksa ne şiş yansın ne ke-
bap düşüncesi ile piyasaya mı
sürülmüştü? Yoksa yurtiçinde-
ki belli büyük alıcılara mı pazar-
lanmıştı? Bu ihracatı yapan fir-
ma halka niçin açıklanmamış-
t? Ve yine bu ihracatı yapan dev
firma bugün hâlâ cicili bicili TV
reklamlan ile iç ve dış ticaret ya-
şamını sürdürüyor mu?
Bu zeytinyağı olayı sessiz
sedasız, o zamanki iktidann Ti-
caret Bakanı tarafından örtbas
edilince tabii ki işin arkası ke-
silmedi ve büyüdü. Ardından ih-
raç edilip, ticari maddelere uyul-
madığı gerekçesi ile iade edi-
len tonlarca et sorunu ortaya
çıktı: O etlerin de akıbeti karan-
lıktakaldı.. neyapıldıklan, kim-
lere ne şekilde pazartandıklan
hiçbir zaman ortaya çıkmadı...
Devletimizin, bu "dev" fir-
malara yumuşak tutumu sü-
rerken, bu kez iade edilen ton-
larca bal ortaya çıktı. Bu bal-
lar dışanya hangi firma tara-
fından ihraç edilmişti, geri dö-
nen ballar ne yapıldı.. bu çile-
keş halka mı yedirildi veya ye-
dirilecek bu balların markası
ne idi?..
Bu firmaya ne gibi bir ceza
uygulandı? Bunlann tümü yine
karanlıkta bırakılarak üçkâğıt-
çı fırmalann korunması yoluna
gidildi. Bu uygulamanın sebe-
bi nedir? AB ülkelerinde olsa
böyle bir firma, böyle bir mar-
ka anında ticaret hayatından
silinir. Bizde ise tam tersi olu-
yor, palazlanıp büyüyor. Yanı-
tı bulunamayan bir soru da ör-
neğin en fazla vergi ödeyen
"dev" firmalar arasında bu gi-
bi ihracat - ithalat işlerini yapan-
lann adını hiçbir zaman neden
göremiyoruz?
Oğlu - kızı bir giydiğini ikin-
ci kez giymeyen, gece kulüp-
lerinde limitsiz para harcayan,
lüks ithal arabasını en fazla bir
ay kullanan savurganlann ve
babalannın adları da vergi lis-
telerinde görünmez ve ne iş
yaptıklan kesinlikle açıklanmaz.
Bunun sebebi nedir?
Bu, bir noktada haksız kazan-
cı savunmak, namuslu ile na-
mussuzu aynı kefeye koymak,
namussuz kişileri kollamak an-
lamına gelmiyor mu?
Bir simit çalan çocuğun re-
simleri, adı sanı boyalı basın-
da boy gösterirken, bu firma-
lar, şirketler, holdingler karşısın-
da sessiz kalınması "Namus-
lunun hakkını arayacağız" slo-
ganı ile iktidar olan AKP'ye hiç
yakışmıyor. AKP olan adını ken-
di kendine değiştirip AK'laştı-
ran AK'lığa hasret olduğu için
kendini ak ilan eden bir parti-
ye bu suskunluk, vücut dili ile
ortalığı birbirine katan bir yö-
neticiye bu sessizlik yakışıyor
mu?..
KİM KtME DUM DUMA BEHİÇAK behicaka turk.net
HARBİ
\
SEMİH POROY
K
$k\Z ÂK.J
egJPr
r
l
Iıi-
}
^İMİZ HATıfcMTTI... 86M
——^_
r
semihporoya yahoo.com
•tnıu1
HAYAT EPÎK TÎYATROSU MLSTAFA
bÜNYA'DA HER 5 SANtyEDE 1 ÇOOJK "AÇLIKTAN" ÖLÜYOR I
hayatepikOimynet.com
BULUT BEBEK NLRAYÇİFTÇİ bulutbebekı hotmail.com
10 TEMMUZ PAZAR
MEHMET ALI
AYBAR
ÖLÜMÜNÜN 10. YILINDA SAAT U :00 DE
AŞİYAN DA ANILIYOR
Kâmplarında ve
fanamasın
diye- mı
haberleşnoemizı
I
b r î ş ^
zarnanii oîarak
bfi^jzlıf
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Temmuz tcictc.mumtaz-arikan.com
SARACOĞİU BAŞBMCAN..
f9+2'DE BUGÜN, LMLÜ DEVLETADAMt
RU SARACO6UJ Ç
TOŞ fSEF/K SAYPAM'tN ÖUİKAJYLE
Ğ
OOIC-
Er 8AŞKAMLIĞ/U, CUA*We8£/
rHÖfiJÜ'NÜN A7X{>f&< SARACO6UJ,
6ÖIZEVP£ oöer y/c. KAiAC/ucnK- PAHA ÖNOE,
MILJJ EĞİTİM (19-2.4- İ3ZS) , \iAUye(-f9Z?-i33O\,
APALET(t933 -1333) VE Pf?İfL£&r-f33e - İ93&)
BA&MLI& YAPMlŞ OLAM ŞÜKR.Ü SABACOĞLU,
ÇOK GÛÇ S/e OBTKAstPA gAŞ&4AÇAHU§A
GBTilZlUyo/SPU.TlJKM/YE'yİ JT, OOA/r/i SAVA-
Ç/'MIM OlŞIUCrt TUTMA POÜr/&*£'HPv4
ONUU DA ÖUEMU F#Yl OlAcAKTflS..
l
S/raSHtdct ŞörvyorCunuz.
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Dünyalar Savaşı
SpieJberg'in son filmi "Dünyalar Savaşı"r\\ gördünüz
mü? Yerkürenin en güçlü ordusu, dünyayı istila eden ge-
zegen ötesi yaratıklar karşısında biçare kalıyor.
"Dünya", Steven Sp/e/berg'in filminde ABD'den iba-
ret... Girdikleri her yere kök salan ve "kan kusan" bu deh-
şetengiz istilacılara karşı; Amerikan ordusu elindeki tüm
imkânlarla savaşıyor. Ama nafile. ABD'nin "sûpertekno-
lojik silahlan"; insanoğlunun şimdiye dek hiç karşılaşma-
dığı bu savaşta etkisiz kalıyor. "Bilinmeyen düşmana" kar-
şı işlemiyor.
Bush ve ortaklannın dört yıldır sürdürdüğü "terörie
savaş" da böyle. Dünyanın bir numaralı gücü; 11 EylüPün
arkasından, Afganistan magaralanndayaşadığı iddıa edi-
len Usame bin Ladin'e karşı, elindeki tüm teknolojik im-
kânlan seferber ederek savaş açtı. 11 Eylül'ün miman Bin
Ladin, ıddiaya göre terör örgütü El Kaide'nin ruhu, bey-
ni, eli, ayağı, gözü, kulağı.. her şeyiydi. Bir kez ele geçi-
rilirse, dünya huzura erecek; "kan kusturan" teröre kar-
şı zafer kazanılmış olacaktı.
Ideolojinin askerleri
Afganistan ve Irak; bu uğurda iki "süper teknolojik"^ sa-
vaş yaşandı. "Gezegen ötesiyaratıktan" farksız sayılan
Bin Ladin ele geçirilemediğı gibi, "ücra Afgan mağara-
lannda tek beyin ve tek karargâhtan yönetilen terör sa-
vaşı" savı da, dört yıl içinde darbe üstüne darbe olarak
çöktü.
Afganistan savaşından bir yıl sonra patlayan Bali (Ekim
2002) bombalan, "El Kaide" hanesine yazılan terör ey-
lemlerinin, Endonezya'da "Islami Cemaat" isimli yerel,
taşeron bir örgüt tarafından gerçekleştirildiğini ortaya
koydu. Eylemcilerle "El Kaide" arasında doğrudan bağ
yoktu.
Bali'den bir yıl sonra, bu kez Istanbul sokaklannda
patlayan (Kasım 2003) bombalar, aynı gerçeği bir kez da-
hatescil etti. Istanbul'daki bombacılarda "El Kaide" \öe-
otpjisini paylaşmakla birlikte Bingöl'den çıkmışlardı. "El
Kaide" artık çeşitli ülkelerde şubeleri ve taşeronlan bu-
lunan "kanlı birideolojiye" dönüşmüştü.
2004 baharında dünya bu kez de Madrid'de Atocha
Istasyonu'na konulan bombalarla sarsıldı. Istanbul'daki
gibi tıpkı, düşük maliyete, basrt yöntemlerle üretilmiş bir
dizi bomba; Ispanyol başkentinin kalbinde 191 kişiyi sa-
bah işlerine giderken katlettı. Ispanya'dakı bombacılar
da "emirteri" Afganistan mağaralanrtdan almamıştı. Çc-
ğu; Iberik yanmadasına göç etmiş Faslılardı.
Ingiliz istihbaratının dikkati nerede?
Londra metrosunda patlayan ve yerküreyi dehşete
boğan bombalar da muhtemelen böyle bir şey çıkacak.
Arapça bir "web sitesinde" olayı "El Kaide"ye bağlı ol-
duğunu iddia eden "GizliEI Kaide Cihad örgütü" isimli
bir grup üstlendi gerçi. Ancak örgütle El Kaide arasında
doğrudan bağlantı olduğuna dair somut kanıt olmadığı
gibi, eylemciterin kimlikleri de Ingiliz istihbaratı tarafından
resmen onaylanmadı. Uzmanların kanısı -önceki olaylar-
da görüldüğü gibi- faillerin, Ingiltere'de yaşayan ve Bin
Ladin'le doğrudan ırtibatıbulunmayan"E/Ka/ye;deo/o-
jisinin taşeronlan" olduğu yolunda.
Bush'un "terörie savaşı" bu durumda ne anlama ge-
liyor? Dünya ne zamandır bu soruya yanrt anyor. Batısıy-
la, doğusuyla dünyaya kök salan bu korkunç "El Kaide
ideolojisi" karşısında; en güçlü savaş teknolojisi, ne işe
yanyor? Bin Ladin ele geçirilse ne olur, geçirilmese ne
olur?
Eşi benzeri görülmeyen bu "dünyalarsavaşında"yai-
nız "süper teknolojik silahlar" değil, en iddialı istihbarat
örgütleri de çuvallıyor. Istanbul'da Ingiliz Konsoloslu-
ğu'na konulan bombalara karşı önlem alamayan Ingiliz-
lerin efsanevi "MI 5 örgütü", Londra'da da kümeye düş-
tü. Bu nasıl iş? Arka arkaya yaşanan hezimetler (ki buna
Saddam'ın bulunamayan kitle imha silahlannı da katmak
gerekiyor) nasıl açıklanabiliyor?
Dikkatleri dağılmış. Gözler Gleneagtes'daki "G-8" Zir-
vesi'ndeymiş. Yapılan tekaçıklama bu. Istanbul'da Ingil-
tere Konsolosluğu'na konulan bombalar öncesinde de
mi dikkatleri dağıldı? Irak'ta bulunamayan kitle imha si-
lahlannda da mı dikkatleri dağıldı? MI 5'in dikkati nere-
de peki? Bir araya hiç gelmeyecek mi?
Bush ve Blair'in yalan, dolan ve yüzeysel propagan-
da üzerine kurduğu "terdrte savaş masalının" artık cılkı
çıktı. Gleneagles'taki basın toplantısında, Ingiltere Baş-
bakanı'nın hemen arkasında sıralanan ve dünyanın pat-
ronlan sayılan G-8 liderierinin yüzlerindeki 0 "boş deh-
şet" ifadelerine şöyle bir göz atın. Onlar da bu garip sa-
vaşta sözün bittiği noktaya gelindiğinin farkında. Ağız-
lanndan dökülen laflar ne olursa olsun...
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA;
1/ Bir tiyatro
oyununda sah-
neye çıkma sı- 2
rası gelen
oyunculan
uyaran ve bu 4
sıranın bozul-
masını önleyen
kiınse. 2/Üye...
"Hile, dolap"
anlamında ar-
go sözcük. 3/
Herhangi bir
1 2 3 4 5 6 7 8
makinenin bir dogrul-
tuda gidip gelerek iş
görenparçası...Birno- „
ta. 4/Oğe...Hastalık,
dert. 5/Tekke edebiya-
tı şiir türlerinden biri.
6/ Üzüntülü düşünce
durumu... ''Durur —
gibi dallarda kanlı bül-
büller" (AJımet Ha- 8
şim). 7/Yozgat ilinde- 9
ki ünlü höyük... Tan-
tal elementinin simgesi. 8/Gölgede kalan yan... Açık
denizden bir kum setiyle aynhş sığ koy ya da kör-
fez. 9/Genellikle büyük yerleşim merkezlerinin üze-
rinde toplanan kirli hava... Düz ve geniş arazi.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Halk edebiyatında nakarata verilen ad. 2/ Şair...
"Sermet Muhtar —": Yazanmız. 3/Kişinin kendi
bedensel ve ruhsal benliğine karşı duyduğu aşın
hayranlık. 4/ Macar mutfağına özgü bir tür et yeme-
ği. 5/ "Emirler, beyler" anlamında eski sözcük...
Suyosunu. 6/Uzun ve genış ağızlı çöküntü... At üre-
tile'n çiftlik. 7/ tlkel benlik... "Dagtavuğu" da deni-
len bir kuş... Çin ve Japonya'dan tüm dünyaya ya-
yılmış bir strateji oyunu. 8/Ateşli ve tehlikeli bir has-
talık... Eşya üzerindeki mikrop ve ufak böcekleri ba-
sınçlı buharla öldürmeye yarayan büyük kazan. 9/
Atış taliminde hedef tahtasını bile vuramama.