Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 7 HAZİRAN 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Hatlar karışmış
Dıkılı'de oturan Turkcelf
abonelerinin cep telefonlarına
"Yunanistan'a hoş geldiniz.
Türkiye Büyükelçiliği" iletisinin
düştüğünü yazmıştık.
Yurttaşların tepkisini çeken bu
iletileıie ilgıli olarak Turkcell'den bir
açıklamageldi.
Turkcell yetkilileri, yabancı
operatörlerle uluslararası
dolaşım anlaşması yaptıklarını
belirtip "hatlar kanştı" diyorlar
kısaca:
"Turkcell'in kapsama alanları ve
sinyalleri, sınırlarda yer yer
kesişmekte ve bazı noktalarda
abonelerimiz -sanki
yurtdışındaymış gibi- yabancı
operatörün kapsama alanına dahil
olabilmektedir. Ayrıca arazinin
dağlık, deniz kıyısı, virajlı olması
veya Türk Telekom'daki elektrik
kesintisinden kaynakianan sinyal
seviyesinin düşmesi de benzeri
durumlara sebebiyet
vermektedir."
Dikili ve çevresindeki duyarlı
okurlanmıza ve yurttaşlarımıza
duyurulur...
Dünyayı
yakalamak
Recep Tayyip Erdoğan, imam
okullan mezunlanna istedikleri her
ünıversiteye girme olanağını yine
tanımadığı için YÖK'e çattı:
"Şu anda Türkiye üniversiteleri
dünyada ilk 500 içehsinde yer
alamamış."
YÖK'teki profesörier bilmiyorlar ki,
imam okulu mezunlannı
bir alsak, daha o gün üniversitelerin
başı göğe erecek...
IŞIK KANSlî
Sendikalar birleşin!Hep böyle oldu... Özelleştirmelerte doğ-
rudan baş etmeye çalışan sendikalar dı-
şında diğerteri resmen yattı. Ne zaman özef-
leştirmeler uyuyanlann da başına bela ol-
du, bu kez onlar uyandı, diğerieri yattı!
Petrol-lş ise yıllardır özelleştirme cana-
vanyla uğraştığından hiç uyku tutmayan
sendikalardan. Geçen hafta başkanlar
kurulunu toplayan Petrol-lş, yaşamın ya-
kıcı deneyleriyle örülmüş çok dikkat çe-
kici önerilerde bulundu: "Sendikal hare-
ketin, giderek büyüyen sorun/an gönden
gûne küçülen yapılarla çözebilmesi müm-
kün değildir. Toplumsal mücade/ede et-
kin bir hareket yaratabilmek için sendi-
kalar öncelikle birleşme ve farkiı a/an/a-
ra dönûk strateji ve program geliştirme
amacını önlerine koymalıdırlar. Bu doğ-
rultuda, işkolu sayısı en azından Ulusla-
rarası Çalışma örgütü (ILO) standartlan
doğrultusunda düşûrûlmeli, birieşik bir
emek mücadelesinin daha etkin verilebil-
mesi için her işkolunda tek sendika, ül-
kede tek konfederasyon hedefi somut
adımlar atılarak dillendirilmelidir. Bunun
için de öncelikle 3 işçi konfederasyonu-
muz önkoşulsuz birleşmeyigündemine al-
malıdır."
Petrol-iş yöneticileri, geliştirdikleri öne-
riyle an kovanına çomak soktuklannın far-
kındadırtar kuşkusuz, ama er geç birinin
dogruyu söylemesi gerekiyordu...
Trabzon'dan
Geçen günlerde 20
kadargörevden alın-
mış il başkanı, 43 il-
den gelen kunjltay delegele-
ri, il, ilçe ve belediye başkan-
lan, 10 kadar milletvekili ve
eski parti yöneticileri Anka-
ra'dabir arayageldi. Tartıştık-
lan konu, bu yıl sonuna doğ-
ru yapılması beklenen CHP
kurultayıydı.
Toplantıda, kurultay süre-
cinde yapılacak çalışmalar-
dan CHP orgütünün haberdar
dmasını sağlamak amacıyla
bir "temsilciler kurulu" oluş-
turuldu ve kurulun başına da
eski CHP Genel Sekreteri Er-
CHP'de temsilciler kurulu hareketi
tuğnri Günay getirildi.
Oluşturulan komiteye özel-
likle "temsilcilerkurulu"den-
di. Çünkü, kurulun Erzurum ve
Sıvas kongreleri sonrası oluş-
turulan Heyeti Temsiliye'yi
çağrıştırması isteniyordu.
Çünkü, temsilciler kurulu ken-
dine iki hedefi görev edinmiş-
ti:
1 - Üyelerin, örgütün, seçil-
mişlerin, görevden alınmışla-
nn parti içi hukukunu koru-
mak.
2- Ipotek altına alınmak is-
tenen ülkenin hukukunu ko-
rumak...
Ertugrul Günay, bu iki teme)
hedefin aynntjlannı şöyle agk-
lıyor
"Bir ikilem içinde CHP ve
Türkiye. Büyük olasılıkla
2006'da seçim olacak. Bu
arada CHP bir kurultaya gi-
diyor. CHP'iilerin önüne şu
seçeneği koymayı düşûnü-
yoruz: Bugünkü yönetimle
biriikte barajı aşıp aşmaya-
cağı tartışılan birparti mi o/-
malı, yoksa yepyeni biranla-
yışla hem partinin,
hem ülkenin huku-
kuna, mağduriann,
mazlumlann hakianna sahip
çıkan, kimsesizlerin kimsesi
o\an birCHPbilindyfeAKP'yi
yenmeye, iktidar olmaya mı
çalışacağız? Bunun çok can
alıcı birsoru olduğunu düşü-
nüyoruz. Bu soru karşısında
CHP'iilerin ve kamuoyunun
tarafsız kalamayacağı kanı-
sındayız."
AKP karşısrıda örgütJü, dip-
diri, ne istediğini ve ne dedi-
ğini bilen, yalpalamayan, kit-
leleri sürükleyen CHP'yi kim
istemez ki?
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞIPAL
Çahşan Eıııekli: SSK Emeklisi
SORU: 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'na ve
5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'na tabi bir devlet üni-
versitesinde "öğretim elemanı" olarak görevli bir SSK emek-
lisiyim.
2005 yılı Bütçe Kanunu ile biz devlet üniversitelerinde ça-
hşan öğretim elemanlannın SSK emekli ayhklan kesildi. Da-
ha doğrusu, bizlere *Ya emekli aylığınızıkestirerekçalışınya
da işinizden aynlın" denıldi.
Oysa ki vakıf üniversitelerinde çahşan SSK emeklisı ar-
kadaşlannuzın aylıklanna dokunulmadı.
Bunun nedenini anlayabılmiş değilim. Yazılannızda, SSK
emeklileri, kamu ya da özel sektörde çahştıklannda, SSK'den
aldıklan emekli ayhklannm kesilmeyeceğini aktanyorsu-
nuz. Acaba ben mi yanıhyorum?
(B.E.)
YANTT: Öncelikle sorunuzun yanıtını Yargıtay Onuncu Hu-
kuk Dairesi'ne bırakıyoruz.(*)
"(...) 506 sayılı kanuna göre yaşbbksigortasmdan ayhk alan-
lann bu ayhklan ancak 506 sayıh kanun kapsamında sigor-
talı olarak çalışmaya başlamalan hatinde kesilir. Yoksa TC
Emekli SandığYna tabi bir işte çahşmalan, Sosyal Sigortalar
Kanunu hükümleri çe\Tesinde yaşhhk ayhğının kesilnıesini
gerektirmez. (...)
Giderek sosyal güvenüğe itişkin haklardan feragat caiz de-
ğildir. Şöyle ki. davacı yaşhhk aylığı tahsis talebinde bulunup
kendisine bu sigorta dalından ayhk bağlandıktan sonra ka-
nunda öngörükn halkr dışında artık bu haktan feragat et-
mesi mümkün değüdir." (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, Tari-
hi: 20.9.1994 E.No. 1994/10379 K. No. 199416510)
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Yasası'nın 10. mad-
desi uyannca: "Oğretim elemanlan, 657 sayıh DevletMemur-
lanKanunu'mın 187-213'üncü maddeleriue düzenlenen sos-
yal hak ve yardımlardan faydalanniar."
657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 187. maddesi "Sos-
yal Haklar, Yardımlar ve Emektilik Haklan" ile ilgilidir.
"Madde 187 - Devlet memurlanıun emeklflik ve maluHûk
haDerinde kendilerinin, ölümleri haünde dul ve yetimlerinüı
sahip bulunduklan haklar emekliük kanunlanyla düzenle-
nir."
Bu maddelerdeki anlatımdan2914 sayılı Yüksek Öğretim
Personel Yasası kapsamında görev yapan öğretim eleman-
lannın TC Emekli Sandığı'na bağlı ve "istirakçi" konumun-
da görev yaptıklan tartışmasızdvr. TC Emekli Sandığı Yasa-
sı Ek Ma'dde ll'de:
*TC Emekli Sandığı Kanunu'na tabi daire, kurum ve or-
takhklar ile bunların Sos> al Sigortalar Kanunu'na tabi işyer-
lerinde emeküliğe tabi olmayan ücretli, geçici kadrolu veya
yevnüyeli hizmetlere tayin edilen emeklilerin, buralarda ça-
bştıklan sürece emekli a\lıkları kesilir.''
Ek Madde 11, TC Emekli Sandığf ndan emekli aylığı alan-
lan ilgilendirmektedir. Görüşümüze göre Ek Madde 1 l'in
TC Emekli Sandığı Kanunu'na tabi daire, kurum ve ortak-
hklar ile bunlann Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi işyerle-
rinde çahşan ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası hüküm-
lerine göre yaşhhk aylığı almakta olan SSK emeklilerine uy-
gulama olanağı yoktur. Bu nedenle de 506 sayılı Sosyal Si-
gortalar Yasası'na göre bağlanan yaşhhk aylıklannın, yine
Sosyal Sigortalar Yasası hükümlerine göre kesihnesi gere-
kir.
Kaldı ki TC Emekli Sandığı ile "iştirakçi" arasındaki uyuş-
mazlıklann çözüm yeri. "Idari Yargı'' olan, Bölge Idare
Mahkemeleri ile Danıştay'dır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kurumu ile "sigortahsı"olan SSK emeklisi arasındaki uyuş-
mazlıklann çözüm yeri ıse "Adli Yargı" olan yetkili iş mah-
kemeleri ya da bu davalara bakmakla görevli mankemeler
ile Yargıtay'dır.
Son olarak yazımızı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun,
konuyla ilgili bir karar czeti ile noktalayahm:
"ÖZET: Yaşhhk ayhğı ılmakta iken yeniden çahşmaya baş-
layan sigortahya Sosyal Sigortalar Kanunu ile alternatifli bir
sistem getirihniştir. Sigoıtah hangi sistemi tercih ettiğıni açık-
ça ortava ko\madan yaşhhk ayhğuun kesUmemesi gerekjr.''
(Yareıtây Hukuk Genel Kurulu, 30.05.2001 Tarih, 200110-
441 Esas ve 2001/450 Karar)
(*) Kaynak: Lebib Ynlkın Yayınlan: Yüksek Mahkeme
Kararları
Eğitım-Sen Trabzon
Şube Başkanı Cevdet
Oztürk, kapatılma
aşamasındaki
sendikasının 3
Temmuz'da yapılacak
genel kurulu öncesi
görüşlerini öğretmenlerle
paylaşmak istediğini
duyurdu:
"Anadil eğitimi ile
anadilde eğitim
kavramlan, Eğitim-
Sen'in kapatılması
sürecinde birbirierine
çok kanştınldı.
Anadil eğitimi, bireyin
anadilini öğrenmesJ
boyutundaki
etkinliklerin tamamını
ifade ederken; anadilde
eğitim ise ana
okulundan başlayarak
üniversiteyi de kapsayan
ve her dersin anadilde
eğitimlöğretimini ifade
eden bir kavramdır. Artık
Türkiye'de anadilde
eğitim yaygarası, bir hak
olmanın ötesinde üniter
yapıya yönelik saldınnın
sadece siyasal bir
parçasıdır. Çünkü,
anadilde eğitim veren
ülkelerin hiçbiri üniter
yapı ve merkezi yönetim
modeline göre
yönetilmemektedir.
Türkiye'de 'anadilde
eğitimi savunmak' üniter
yapıya meydan
okumanın
masumlaşmış bir
şeklidir."
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakiaturk.net
Pki
HARBİ SEMÎHPOROY semihporoya yahoo.com
. com
hayatepikCn mynetcom
BU DURUMDA
CAN YÜCEL'İN
ŞİLİ ÎCİN
YAZDlSl ŞÎÎRİ
ÎRANM
UYARLAYABtLİRİZ
J
•IRAMDAKİ
CUMHURBAŞKANLI&I
SECİMtNDE
£>A$IRIDÎNCİLER
<JX 6ALÎP ÇIKTr.."
"IRAhTDAia
TEIsJCEREYE
tencere dibin kara
scninki benden kara
OTOBÜSTEKİLER KEMALLRGEM, k_urgenc(ayahoo.com
tfo (clu buna- A fabocfan
sesler ç- bu.
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAM 27 Haziran uwtc.nuitntaz-arilum.com
RENKLİ TELEVİZYON..
1SZ9'OJ &U6ÜN. İLK RENKLI 7EL£VIZY0*1 60-
ELOE EDİLMIfTİ. N£W Y
£AAGAISN&4 SAGq
ÜBNKLİ GÖAÜUTÜOE 8AYKAKLA& >SE Bilt
GÜL. GÜÇLÜKLe FA&K£&LMlŞrt.
Ö£ÜMrÜ KAlJrESf İyf OESİİ.Ot,
HEtJ DE £/<&AM P£K KÜÇÜKTİJ. 193?
f
PE
/NGİLTERE'OB 8AÇO4rrLAN &ÜZEM.İ
VİZYON YA YfHt £>OĞAL
YAZOt. KiS/rTL/ SÜG£t-E& Ç
TELEi/lZYOM YAYIMLA/Sf İLK K£Z,13S1 Yf-
LıNDA AMeR.İ/cA 'DA YAP/LMtfTf. 13S3 7EN
SONRA İ£E, TELEVİZ.YON FABe.ıKALAet
YAl/AÇ YAVAÇ /Ç.EA/KCI TEKMOL&j-iYE
GEÇMEYE KLOYULMUÇTU.
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Türkiye'ye
İspanyol Dersi
Türkrye'de askeridaıbeleryaşanmasaydıne ohırdu?"
Geçen hafta Antakya'da AB'Iİ gazetecilerle yaptığımız
sempozyumda "ElPais'' yazan Hermann Tertsch, su-
numuna bu soruyla başladı... Ardından hemen bir baş-
ka soru ekledi:
"Şöyle de dûşûnebiliriz: Ispanya'daki '81 darbesi,
başanya u/aşmış olsaydı ne olurdu? Ispanya ters yöne
girse ve demokrasiyegeçiş dönemindeki Tejero darbe-
sine yenikdüşse ne olurdu? Türkiye, -aksine- Ispanya'nın
Franco sonrasındayaptğıreformlanyıllaröncesinde ken-
di inisiyatifi ile yapmış olsaydı ne olurdu?"
'Geriye değil, ileriye bakın'
Hermann Tertsch'in "tarihe" yönetttiği kilit sorulann il-
ki bu oldu. Türkiye'ye ilişkin yorumu salondaki izleyici-
lere bırakan Tertsch, Ispanya için özeöe sonra şunlan söy-
ledi:
"Tejero bu bahist&n zaferie çıkmş okaydı, Ispanya
bugün 16. yüzyıldan bu yana yaşadığı en büyük refe/ı
dönemini yaşıyor olmayacakt... Her halükârda tarih
başka türlü yazılacaktı!"
AB'de bugün yaşanan kriz üzerinde de "Beriin Duva-
n yıkılmasaydı bu krizyaşanır mıydı?" sorusunu yönel-
ten İspanyol gazeteci:
"Çok garip.." dedi arkadan: "Y///ar boyu Avrupa'nın
en büyükemeli ve arzusu, Batı-Doğu Avrupa arasında-
ki bölünmeyi ve Yalta 'yı aşmak oldu. Bu emelin gerçek-
leştiği noktada Avrupa halbuki, tarihin en büyük knzine
girdi. Hepimizi hazırtıksız yakalayan ve büyük bir hızla
hareket eden tarihin girdabı içindeyiz şimdi. Çengeli
asılı kaian sayıse soru, sayısız cepne varönümüzde: Kü-
reselleşme, Çin'in yükselen gücü, ABD'nin yeni kimli-
ği; Lübnan, Suriye, Irak... Hertüriü belirsizliğe gebe bir
Ortadoğu, yükselen popülizm, Rusya'nın neo-Staliniz-
me kayışı... ve pazarAvrupa'sı ile siyasiAvrvpa projesi
arasında gel git yaşayan AB'nin kimlik bunalımı...'
"Çokgûç ve çok özel birsiyasikonjonktürve çok özel
bir tarihi dönüm noktasındayız!' d'ıye Tertsch özetle şu
mesajı verdi: "Ama elimizdeki tek malzeme bu. Durum
bu. Mevcut bu. Şimdi artık bu malzemeyle ileriye bak-
mak zonındayız. Evet, geride bıraktığımız tarih ortada.
Saglıklı bir değeriendirme için ne Avrupa'nın bugünkü
koşullannı, ne tanhiunutmalı; ancakbunlann esıriolma-
malıyız. Türkiye olarak 'Bundan sonra ne yapabılınz, ne
yapmalıyız': sorvlanna konsantre olmalısınız. Tarihi de-
ğıştiremezsiniz. Kendi dışınızdaki gelişmeleri de etkile-
yemezsiniz. Tek seçeneğiniz, gerçekçi olmaktır. AB'ye
girseniz de girmeseniz de, modem ve gelişmiş toplum-
lar arasında yer almak istiyorsanız önünüze konan re-
formlanyapmakzorundasınız!Ev ödevinıyapan birTür-
kiye, mutiaka cazıp b/rpartnere dönüşecaktı'r Tam üye-
lik' ne zaman-nasıl olur, şimdiden bunu kimse kastim-
mez. On-on beş yıllık bir perspektifsöz konusu. Işinize
bakın. Yolunuza devam edin. Reformlann kamuoyu ta-
rafından içselleştirilmesi için seferber olun ve frenlen-
melerine ızin vermeyin!"
'Savunmacı pozisyondan çıkın!'
Avrupa-Türkiye gazetecilerforumuna katlan tüm AB'li
gazetecılerin farkiı biçımlenje dile getindiğı poasyonu, Her-
mann Tertsch -Ispanya'nın yakın dönemdeyaşadıgtec-
rübenin de ışığı altında- böyle bir tarihi ve stratejik pers-
pektifle sundu. AB'li meslektaşlanmızın hemen hepsi şu
noktada bırleştiler
"AB Türkiye'yi günah kecisine dönüştürse de sinir-
lerinize sonuna kadarhâkim olmalısınız.'Kurban psiko-
lojisine' girmeyin. (Biz'kadınlanmızı dövdük ama siz de
kendigöstericilerinizidövûyorsunuz, misali) 'Savunma-
cı pozisyonlandan' sakmın. Bundan daha çokanbpati top-
layan birpozisyon olamaz. Zaafve kınlganlıkgösterile-
rinden, asabi tepkilerden, duygusallıktan kaçının. Me-
se/e sınır harbi yapmak değil, Avrupa normlannı uygu-
lamaktır... Müzakereler, kim ne derse desin 3 Ekim'de
başlayacak.. Tarih 2005 güzü yerine, 2006 bahanna
alınsaydı, bu b/te riske girebilirdi. Bu avantajı değerien-
dirmeye bakmalısınız!"
Karşı karşıya olduğumuz bu en zoriu, en imkânsc
şarüarda bile AB'den tek bir gazeteci çıkıp: "Bu serüve-
ni unutun ve ûstüne bir bardak su için!" diyemedi so-
nuçta. Bunasevinirmisınız, üzülürmüsünuz, bilemem...
Ama ne Avrupa Türkiye'den kurtulabilecek, ne Türkiye
Avrupa'dan... Bu imkânsız. Bir kez daha bunu gördüm
Antakya'da:
"Türkiye'ninûyeliksûrecizorama mümkün... Blair'/n
pozisyonunu güçlendiren 'gevşek Avrupa' modeli ha-
yatbulursa, Türkiye'ye daha kolayyerbulunacak!" Her-
kesin kafasındaki uzun dönem perspektifi bu.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5
SOLDANSAĞA:
1/ Akdeniz
Bölgesi'nde
yetişen ve 2
köklerinden
kırmızı boya
elde edilen bir
bitki.2/Man- 5
tık... Bir göz 6
rengi. 3/ Jo- -,
hann Srra-
uss'unüçper- 8
delik hafif 9
operası... Is-
kambilde bir kâğıt.
4/ îyilik, ihsan. 5/
Anadolu halklannuı
en eski ana tarmçası...
îran'ın plaka işare-
ti... Su-. 6/Enküçük 5
izci kuruluşu... Me- 6
melilerde ana ile dö- 7
lüt arasında kan alıp 8
verme işini sağlayan 9
organ. II Tanrısal... Küçük mağara. 8/ Sanatta ve
düşünce yaşamında ortaya çıkan yeni görüş ya da
yöntem... Polonya'nın plaka işareti. 9/Divan şi-
irinin ölçüsü... Tanntanımaz.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Denizcilerin yeÛcen açarken, ağ toplarken ya da
kürek çekerken gayrete geknek için söyledikleri
sözcük. 2/Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen
değnek... "Manilakeneviri" adheryafi verenmuz
türü. 3/Bir araşurmanın, bir tarbşmanın temeli olan
ana öğe... Hayvan damı. 4/Zonguldak yöresine
özgü bir halkoyunu... Istek, arzu. 5/Yüreklilik. 6/
"başlar — doğarken saltanatı sultaniyegâhın"
(Attilâ tlhan)... Ilgi çekici ve değişik kimse. 7/Bir
bağlaç... Yurdumuzunbirbölgesi... Birnota. 8/II.
Abdülhamit'in sürgüne gönderildiği Selanik'te
ikamet ettiği köşkün adı. 9/ Kaknn da denilen
kürk hayvanı... Ortaoyununda kadın rolüne çıkan
erkek oyuncu.