14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 2005 PAZARTESİ 4 HABERLER Türban uyansına kızan TBMM Başkanı, isterlerse Anayasa Mahkemesi'ni kapatabileceklerini söyledi Arniç'tan Bumin'e gözdağı Bürosu) ANKARA (Cumhuriyet -TBMM Başka- nı BülentAnnç, Anaya- sa Mankemesi Başkanı Mustafa Bumin'in tür- ban kopusundaki açıkla- malanyia TBMM'nin yetkisine müdahale etti- ğini s4vunurken "Bu i Anayasa Mahkemesi'ni , ben Meclis'in yapabileceği bir anayasa değişikliğiyle kaldırabiu'r tniyinı? Kaldıra- bilir m. BugünAB ül- kelerinin hiçbi- rindebizde- ki Anayasa Mahke- mesi'ne benzer bir ku- rum yok" • Anayasa Mahkemesi Başkanı Bumin'in türban konusundaki açıklamalarıyla TBMM'nin yetkisine müdahale ettiğini savunan Annç, "Bu Anayasa Mahkemesi'ni ben Meclis'in yapabileceği bir anayasa değişikliğiyle kaldırabilirim" diye konuştu. Mahkemenin yetkilerini de kısabileceklerini söyleyen Annç, "Her şeyi yapabilirim, ben Meclisim" dedi. dedi. Annç, "parlamentolarınkadı- ııı erkek, erkeği kadın yapmak dışın- da her şeyi yapabileceğmi" söyledi. TBMM Başkanı Arınç, dün CNN'de yayımlanan Ankara Kulisi programında tartışma yaratacak açık- lamalar yaptı. Annç, "Gönlünüzde laik Türkiye Cumhuriyeti mi, İslam devleti mi yatıyor" sorusuna sinir- lendi. Meclis'e kara çarşafhlann gel- mesiyle ilgili bir soru üzerine de Annç, "Anadolu'daçarşafgiyenpek çok kadın olduğunu ve bireysel ter- cihleri karşısında onları aşağüama- yacağmı" söyledi. Annç, "Ben baş- kalarına benzemem. Benim yöneti- mimdeki Meclis halka kapah ola- maz" dedi. Annç, "anayasa üzerine ant içmiş bir insan olduğunu, bu re- jinıle, bu sistemle, bu anayasa ile, Ata- türk ilkeleriyle hiçbir sıkmtısı olma- dığuu" savundu. Annç, Anayasa Mahkemesi Baş- kanı Bumin'in türban konusundaki açıklamalanyla ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: "Beni ilgilendiren konu türban değiL, yasama yetkisini elinde bulun- duran Meclis'e yapılan haksı/Iık. Anayasaya göreyasamayetkisi Türk nüllcti adına Meclis'e ait Bu yetki hiç- bir kuruma devredilemez. Ingiltere Parlamentosu için söylenen şey doğ- rudur; bu, parlamentonun kadını erkek, erkeği kadın yapnıa dışmda her şeye muktedir olduğudur. Bir demokratik ülkede Meclis'in yasa- ma yetkisine sahip olmadığı söyîenir- seve bu yetkiye gölge düşürülürse ve bu konu tartışmaya açılırsa herkes buna güler. Anayasada yasama, yü- rütme ve yargı erkleri aynını vardır. Bunlar birbirleriyle rekabet eden, birbirlerinin sımrına tecaviiz eden, birbirlerinin üzerinde hegemonya kuran erkler değildir. Her birisi ege- menlik haklannı Meclis adına kul- lanıı: Benimyargıerkine, mahkeme- lere müdahale ctmcnı mümkün de- ğil. Anıa aynı müdahaleyi benim yü- rütmeden veya yargıdan da görmem nıtimkün değil." Anayasayı Meclis'in yaptığına ve bu dönemde 40'a yakın maddede Akdeniz Belediytfsi'ndeki cami için verilen 27 milyar lirayı sorgulayan Cengiz Köse tehdit ediliyor teci hedef gösterfldi• Kaçak cami tartışmalarını ve beledi tarafından verilen 27 milyar lirayı sorduğu j için Türk Diyanet Vakıf] Sen Şube Başkanı Salih^ Özbay tarafından "Cami istemeyen yazarf' ilan cdilen gazeteci Köse, tehdit telefonları aldığını söyledi ABİDİN YAĞMUR MERSİN - CHP'li Akdeni:: Belediye Başkanı Kcııan Yü • cesoy'un, kaçak camiyi yıkıp imar plan tadilatı yaptıktan sonra yeni bir caminin teme • lini atmasını eleştirerek bele • diye tarafından cami vakfına verilen 27 milyar liranın akı - betini sorgulayan yerel gaze • te yazı işleri müdürii Cengfc: Köse, Türk Diyanet yakıf Sen Şube Başkanı Salih Özbay ta • rafından "Cami istemeyen ya- zar" ilan edildi. Köse, Oz- bay'ın açıklamasıyla hedef gösterildiğini ve tehdit tele^ fonları aldığını söyledi. Cami inşaatı sürdüğü için ccmaat, namazı Akdeniz Belediyesi binasmda kılmaya başladı. DİCLE BELEE 1966 yılından bu yana ruh- satsız olarak hiznıet veren Es- ki Hal Camii, Akdeniz Bele- diyesi ile Mersin Müftülü- ğü'nün anlaşması sonucu yı- kıldı. Daha önce yeşil alan olarak işaretlenmiş olan alan yapılan imar planı değişikli- ğiyle "ibadet alanı" olarak işaretlendi. Yeşil alandan iba- det alanına dönüştürülen ara- zi üzerinde yıkılan kaçak ca- miinin yerine yeni bir camii yapılması için temel atıldı. Temel atılmasının ardından kamuoyunda "kaçak cami" tartışmalan yeniden başladı. Yaşanan süreci eleştiren Ye- rel Gazete yazan Cengiz Kö- se, söz konusu yazısında ön- ceki Akdeniz Belediye Baş- kanı Fazıl Türk' ün, kaçak ca- minin boşaltılması için cami vakfına 27 milyar lira verdi- ğini ve bu paranın müftülü- ğün tasarrufuna alındığını açıkladı. Türk Diyanet Vakıf Sen Mersin Şube Başkanı Sa- lih Özbay da Köse'nin yazı- sı üzerine Köse'yi isim vere- rek "cami istemeyen yazar" ilan etti. ']lukuksuzluğakarşıyım' Türk Diyanet Vakıf Sen Mersin Şube Başkanı Salih Özbay'm açıklamalannın ar- dından tehdit telefonları ve e-posta mesajlan aldığını vur- gulayarak, "Bencamiyekar- şı değUim, kiliseye, cemevine karşı değUim. Benim karşı ol- duğum hukuksuzluk" dedi. Tartışmalar sürerken ca- mii cemaati namazı Akde- niz Belediyesi binasında kıl- maya başladı. Hoparlör yoluyla ezanın da dinletildiği belediye binası- nın zemin katı cemaate yet- meyince bazı kişiler cuma namazını belediye binasının bahçesinde kıldı. değışiklık yapıldığına dikkat çeken Annç, sözlerıni şöyle sürdürdü: "Bu Anayasa Mahkemesi'ni ben Meclis'in yapabileceği bir anayasa değişikliğiyle kaklırabilirnıiyinı? Kal- dırahilirim. Bugün AB ülkelerinin hiçbirinde bizdeki Anayasa Mahke- mcsi'ne benzer bir kurum yok. Tar- tışmaya açmıyorum. Anayasa Mah- kemesi'ndenşikâyetetmiyorum. Ama bir şey söylüyorum. Bazı ülkelerde anayasa komitesi var, bazı ülkelerde anayasa komisyonu, bazı ülkelerde de anayasa mahkemesi var. Bazı ül- kelerde hiçbirisi yok. Anayasa Mah- kemesi'nin şu veya bu isimle hiçbirşe- kilde olmadığı ülkelerin hepsi de de- mokratik ama biz hem 1961 hem de 1980'de Anayasa Mahkemesi'ne ih- tiyaç duymuşuz ve bunu anayasaya koymuşuz. Bunu değiştirebilir miyiz, değiştirebiliriz. Üye sayısnu değiştire- bilir miyiz, değiştirebiliriz. Görev sa- lıasını değiştirebilir miyiz, değiştire- biliriz. Yüce Divan yetkisini alabilir miyiz, alabiliriz. Her yasanın Anaya- sa Mahkemesi'ne gitmesini engelle- yebilir miyiz, engelleyebiliriz. Her şe- yi yapabilirim, ben Meclis'im. Ana- yasa Mahkemesi bir kanunu iptal ederken kendisi kanun koyucu değil- dir. Ben bir şey yaparken sen ona kar- şı kanunçıkaramazsın demenin man- nğının yanhşlığını söylüyorum. Ben yasama organı olarak istediğim yasa değişikliğini yaparım. İstediğim yasa- ğı koyanm, istediğim yasağı kaldırı- run. TBMM'nin bu yetkisi üzerine kimse perde düşüremez." Arınç, Türkiye'nin, AlHM'nin yargı yetkisini kabul etmesinde yan- lış bir şey olmadığını, AİHM'nin türbanla ilgili kararlarının bireysel başvıırularla alınmış kararlar oldu- ğunu söyledi. Annç, bu kararlann ancak bu kişiler için bağlayıcı ola- bileceğini savundu. Anayasa Mah- kemesi'nin geçmişte RP ve FP'yi ka- pattığına dikkat çeken Annç, ''Bu- gün o partiler hayatta olsa, aynı ey- lemleri yapsalar Anayasa Mahke- mesi kapatabilecekmi? Kapatama- yacak. Anayasanın 68. ve 69. mad- desi degişti. NasıL, 312'den nıahkû- miyet ahyordu insan, bugün sonuç- lanyla ceza olmaktan çıktı. Yani şu- nu söylemek isliyorunı. demokrasi gelişiyor, süreç devam ediyor. Dün tabıı sayılan konular bugün demok- rasilerde flgür halinegeliyorsa mah- kemeler de içtihat değiştirecekler- dir, görüş değiştireceklerdiı. AİHM türbanı yasakladı, yaşasın AİHM; AİHMApo' ya yeniden yargdama ka- ran veriyorsa yuh. Bu olmaz" açık- lamasını yaptı. ÎYESÎ'NE OLUMSUZ YANIT VERDÎ Sezer, caddeye isminin verilmesini onaylamadı DtYARBAKIR (Cumhuri; hurbaşkanı AhmetNecdetSe^er, yıllar önce hâ- kim olarak görev yaptığı Diyârbakır'ın Dicle il- çesinde belediye tarafından; verilmek istenmesini kabul eımedi. llçenin çevresinde dolaşaıı caddeye alterna- tif olarak yeni bir cadde yapı lar 6 bin imza topladı. Yurttaş etBürosu)-Cum- dının bir caddeye ması ıçın yurttaş- artopladıklanim- zalarda aynca yapılacak ol^uı caddeye, yıllar önce ilçe belediye meclisinin almış olduğu bir kararla aynı zatnanda ilçeninl "fahri hemşerisi" de olan Sezer'in adının verilmesini talep etti- ler. Belediye mcclisince on^ylanan bu karar, Başkan Abdullah Akengin tarafından Cuınhur- başkanhğı'na iletildi. Cumhurbaşkanlığı Ge- nel Sekreter Yardımcısı H. Bülent Serim imza- sıyla gönderilen yanıt yazısırtda, "Cumhurbaş- kanımız, beliıii ycrlere adııım verihnesi istemle- rini ilke olarak uygun karşüamamakta, bu ko- nuda özel titizlik göstermektedir" denildi. DEHAP'lı Başkan Akengin, taleplerinde ıs- rarlı olacaklannı belirterek şunlan söyledi: "Bu yeni cadde, ilçenin ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamına önemli oranda katkıda bulunacak. Halkuı teveccühü bu yöndeoldu ve çok sayıda im- za toplandı. Sayın Cumhurbaşkam'nın talebi- nıizi geri çevirmesi özgün bir durum. Ama biz heııiiz aldığunız karardan vazgeçmedik. Bize ya- nıt olarak gönderilen yazıyı da dikkate alarak, önümüzdeki günlerde geniş yurttaş kanhmıyla bir meclistoplanosı yapıp konuyu yeniden ele ala- cağız. Eğeryurttaşlanmız, SayınCumhurbaşka- nımızın adının verilmesinde yine ısrar ederlerse biz bir kez daha bu talebi kendilerine ileteceğiz." İÇİŞLERİ BAKANLIĞI 19 DERNEĞE İZİN VERMEDİ 278 dernekyurtdışında faaliyetgösteriyor ANKARA (AA)-Yurtdışında faaliyette bulun- nıa izni isteyen 297 dernekten 278'ine izin ve- rildi, 19'una iseizin verilmedi. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, DYP Hatay Milletvekili MehmetEraslan'ın, yurtdışında fa- aliyet gösteren Türk dernekleri ile yabancı men- şeli derneklere ilişkin soru önergesini yanıtladı. 1995 yılından bu yana 297 derneğin yurtdışın- da faaliyette bulunma izni istediğini kaydeden Aksu, izin verilmeyen 19 derneği ise şöyle açık- ladı : "Altmtepe Lions Kulübü Derneği, Ataşehir Rotary Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Bağcüar Lions Kulübü Derneği, Beylerbeyi Ro- tary Kulübü Derneği, Caddebostan Lions Kulü- bü Derneği,DragosRotaryDerneği,Germanist- ler Derneği, Kadın Mason Büyük Locası Derne- ği, Kafkas Derneği, Maltepe Rotary Derneği, Marnıaris Lions Kulübü Derneği, Mason Der- neği, SokakÇocuklaruuve Yardıma Muhtaç Ço- cukları Koruma ve Topluma Kazandırma Der- neği,Tarabya RotaryDerneği,TarihKurumu Der- neği, Troia ve Yöresi (Batı Anadolu) Sanat ve Kültürünü Araştırma Geliştirmeve Yayma Der- neği, Yeni Fmdıklı Lions Kulübü Derneği, Yeni- şehir Rotary DerneğJ." Türkiye'de 11 yabancı menşeli dernek faali- yet gösteriyor. Bakan Aksu'nun verdiği bilgiye göre bu dernekler şöyle: "HürriyetçiTürk- Al- man Dostluk Cemiyeti (5 Şube), Ortadoğu Kül- tür Derneği Kaman Şubesi, Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği, Uluslararası Af Örgütü, S.O.S. KöpekliArama-Kurtarma Derneği, Yer- yüzü Doktorian Derneği, Türk İşadamlan Der- nekleri Avrupa Federasyonu." NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Gazetelerin sayfalanna birt^kım ço- cukyüzleri yansır. Saldırıya uğrâyan, da- yak yiyen, ailesinden işkence gören çocukların fotoğraflarıdır bun ar. Bun- lara bazen dikkatle, bazen tiikkatsiz bakarız, biranlıkacıduyduğumuz, me- raklanarak öykülerini öğrenmdye çalış- tığımız olur. Arzu Başaran'ın Galatasaray'daki "Apel" sanat galerisindeki ser^isine bu çocukların yüzleri, bedenleri yansımış- tı. Kimilerinin gözleri vardı, kifnilerinin yoktu. Arzu'yla resimlerin başında ko- nuştuğumuzda şunlan anlattı "Bunlar elimde vesikalıkfotoğraflargioi. Olan- Arzu Başaran'ın 'îhlal' Resimleri ları unutup, onların yüzlerine bakıyo- rum ve acılarına ortak oluyorüm. Bun- lar öteki Türkiye'nin çocuklan." Resim eleştirmeni Levent Çalıkoğ- lu, bu resimlerin öyküsünü şöyle ta- nımlıyor: "Arzu Başaran'ın geçen ser- gisindeki yüzler bilinmeyenden geli- yordu; keşfedilen, orada olduğu var sayılan suretlerdi onlar. Şimd ise, ga- zete imajına sinmiş kayıp yüzleri ano- nimleştiriyor ressam. Basılı ve biryü- zeye ait olan portrelerin ötesine uzan- maya, oradan ortak birbellek inşa et- meye yöneliyor. Hayal edileni resimsel kılarak, ona biryüz ve çehre kazandır- ma deneyiminden, gazetelerin üçün- cü sayfalanna haber olan vesikalara yönelen bu bakış, esasen adı sanı bel- li olmayanı hedef alıyor." • •• Bu çocuklar bizim çocuklarımız, ül- kemizin çocuklan. Bu ülke gerginlikle- rin ülkesi. Son 20 yılımız büyük acılar- la geçti. Köyler boşaltıldı, çatışmalar- da 30 binden fazla insanımızı yitirdik. Boşalan köylerden, dağlardan tepeler- den insanlar şehirlere göçtüler. Çare- siz, kimsesiz, işsiz güçsüzdüler. Bun- ların önemli bir kısmı da çocuklardı. Bu çocuklarla Istanbul'un birçok ye- rinde karşılaşırız. Arabamız kırmızı ışık- ta durduğunda ellerinde kovalar ve bezlerle arabamızın camlarını silmeye çalışırlar. Bazen bir mendil, çiklet sat- mak isterler. Kimdir, aileleri ne durum- dadır, bunları bilmeyiz. Hangi acıların, umarsızlıkların içinden sokaklara dökül- müşler de, bir ekmek parası için koşuş- turuyorlardır, bunları da bilmeyiz. Yaş- ları çalışma yaşı değildir. Gece yarıları onlara Beyoglu'nda Istiklal Caddesi'nde rastlayabilirsiniz. Soğuktan birköşede titrediklerine de tanık olabilirsiniz. Bazıları da tiner koklayıp kendinden geçer. Bir kısmı kapkaççılık yapar, in- sanlara saldırır. Acıları yüzlerinden oku- nur, öfkelerini içlerine atarlar. Bazen de öfkelerini, tepkilerini haykırırlar. ••• Arzu Başaran'ın çizdiği çocuk yüz- lerine bakarken, nelerdüşünülmüyor ki! Onun resimlediği yüzler, gazetelerin üçüncü sayfalarında gelip geçiyor önü- müzden. Burada biz gazetecilere yö- nelik eleştirileri olduğunu da görmez- den gelemeyiz. Bazen gazeteciler, bu haberleri, bu yüzleri tiraj kaygısıyla, da- ha fazla satma aşkıyla en acımasız bir şekilde sunarlar. 0 yüzlerin arkasında hangi dramlar yaşanmış, hangi acılardamıtılmış, dü- şünmeyiz bile. Sadece her gün üçün- cü sayfaya onlardan birisinin fotoğra- fını koymak amacıyla önümüzdeki re- simleri kanştırırız, bilgisayar ekranla- rından karşımızagelenlerden birini seç- meye çalışırız. Rutin bir işlemdir gaze- teci için. Halbuki onların hepsinde bir yaşam gizlidir. "Yakası altüst olmuş bir okul önlü- ğü, tarakla inceden inceye her iki ta- rafa ayrılan ve ucuna kelebek motifli bi- rertoka yerleştirilen saçlar, kesim mo- delinden yaklaşık birzaman duygusu veren ceket ve gömlekler?.. Kimin kim olduğunu gösteren okul yıllıklarından çekip alınmış gibiler. Yetişkinler, ço- cukların yüzlerinde kendi küçüklükle- rinigörür, anımsarlar. Bu fotoğraflar, fo- toğraf olarak bu zamandışılığa sahip- ler. Oysa bu fotoğraflar okadarmasum değiller. Bağırmıyorama yaralıyorlar." Levent Çalıkoğlu'nun bu değerlen- dirmesini resimlere bakarken daha iyi anlıyorsunuz. Sessiz sessiz bakıyorlar ve yüreğinizi yaralıyorlar. Arzu Başaran'ın bu etkileyici resimlerini görmenizi dili- yorum. Unuttuğumuz, görmek isteme- diğimiz bazı gerçekleri anımsatıyor. Çarpıcı, düşündürücü ve yaralayıcı. Sizi yüzleşmeye çağırıyor. Belki eleşti- riyor, belki de uyarıyor. 2000 Ll YILLARDA ERDAL ATABEK Atatürk Karar 1/eniyor... Her insan yaşamı boyunca verdiği kararlarla ken- di yazgısını çızer. Kendi vermediğinı sandığı kararlarla, bir şeyi yap- mak ya da yapmamak gıbi günlük yaşamı düzenle- yen seçimlerinde de yazgısını kendisi belirler. Ama çok az insan bunun farkında olduğu bir ya- şamı sürdürür Çoğunluk, başka koşulların etkisini, başkalarının da öyle yaptıklarını, öyle yapmak gerektiğini öne süre- rek kendi kararını nasıl verdiğiniri bilincine varama- dan yaşar. Atatürk, karar verme süreçlerinin incelenmesi için eşsiz bir örnektir. ._ "Şu Çılgın Türkler" kitabını okuyorum. Turgut Özakman'ın bir ölüm-kalım savaşı verdiğimiz kurtu- luş günlerinin öyküsünü anlattığı başucu kitabında,. yaşanan olayların içinde beliren Atatürk portresi çok önemli. Bu portre, çokdinleyen, az konuşan, hepyo-' ğun dikkatli, soğukkanlı, sabırlı bir "karar adamı"r\\n karakterini çiziyor. Atatürk, tarihi değiştiren kararların insanıdır. Tarihte, böyle önceyi ve sonrayı değiştiren karar- lar veren başka büyük liderler de vardır. Doğu'da, Batı'da, tarih boyunca büyük liderlerin verdiği karar- lar olumlu-olumsuz etkilerini sürdürmüştür. Ancak Atatürk'ün kararlarında çok önemli farklar, çok önemli özellikler vardır ki,kanımcaokullardaoku- tulması, herkese öğretilmesi, seminerlerde incelen- mesi gereklidir. Atatürk'ün karar verme dinamikleri, dünyanın tari- hini değiştırmiştir ama bunu bilmek, her insanın ken- di talihini değiştirecek önemde nitelikler taşımakta- dır. Atatürk'ün karar verme sürecindenelergörüyoruz: • Her karar, öncesi düşünülmüş, sonrası hesaplan- mış bir hazırlık sürecinin sonunda verilmektedir. Ani verildiği sanılan kararlar da bu hazırlık sürecinden geçmiş, tamamlanmış kararlardır. Karar verme eyle- minde yer alan bu kuluçka dönemi verilen kararın sa- ğaltımı anlamını taşımaktadır. • Her kararın nedenı olan bir temel ilkesi vardır. Bu nitelik çok önemlidir. llkesiz kararlar, günün olaylarr içinde savrulur, yer değiştirir, özelliği bozulur ama il- keli kararlar her akıntının içinde bozulmadan kalır. • Her karar, olaylarla değışmemeli ama olayları de- ğıştirmelidir. Günlük yaşamın kararları için de doğru olan bu özellik, gözden kaçmamalıdır. Doğru verilen. bir karar bu özelliği taşır. • Karar uygulamaya konuluncaya kadar sabırlı ol- malı, en uygun zaman, en uygun durum beklenme-' lidir. Sabır, bekleme cesaretinı gösterenlere ödülünü verır. • Verilen kararlar, önemine göre, bütün dış etkiler- den, gerekirseyakındakilerdenbilekorunmalıdır. Ka-' rarın etkisinin aşınmasına, hırpalanmasına, bozulma-- sına olanak verilmemelidir. ' • Karar, doğru yerde, doğru zamanda, doğru du- rumda açıklanmalıdır. Bu açıklama gecikirse, gere- ken zaman ve yer kaçırılırsa etkisiz kalır ve amaca ulaş- maz. • Verilen kararın sorumluluğu kararı verene aittir. Bu sorumluluk başkasına devredilemez, bölünemezama paylaşılır. Atatürk, bütün kararlarını sorumluluğu üze- rine alarak vermiş ama olumlu sonuçlarına çevresini ortak etmiştir. Bütün başarının da sonuçtatürk mil- letine ait olduğunu her zaman söylemiştir. • Kararın gösterdiği görevler gecikme ve çekince gösterilmeden kesinlikle uygulanmalıdır. Bu kesin uy-. gulama, sonra verilecek kararların sonuçlarını da et- kileyecek önemdedir. • Her karar, verilirken de, sonrasında da, onu an- layacak, onu doğru yere oturtacak kışilerle paylaşıl- malıdır. Gereksiz yayılma, sonradan kararı etkisiz kı- lacak yanlışlara yol açabilir. • Karar verme sürecinde zekânın, duyguların, ka- rakterin birlikte rol oynaması, birbirini güçlendirme- si, verilen kararı zayıflatmaması çok önemlidir. Atatürk'ün karar verme özelliklerini her kararında görmek olasıdır. Savaş kararları da, barış kararları da, hilafetin kaldırılması, cumhuriyetin ilanı, laiklik il- kesi gıbı kararlann tümü de incelendiği zaman "ka- rar nasıl verilir" sorusu en açık yetkinlikle ortaya çık- maktadır. Artık "kendikararını veremeyen" insanların, karar vermekten kaçınıp işi kadere, talihe bırakanların ço- ğaldığı günümüzde bu önderliği, bu rehberliği bil- memız zorunlu olmuyor mu?.. e-mail:erdalatak (superonline.com faks:0212 513 90 98 K0NDAKÇ1PARTİDEN AYRILDI Ağar'm 'Zapsu'su DYP'den istifa etti ANKARA (ANKA) - DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'a bir dö- nem en yakın isimlerden olan Lokman Kondakçı partiden istifa etti. TansuÇiller'liDYP'de Samsun tl BaşkanJığı ya- pan, Çiller tarafından ih- raç edildiği partiye Ağar'ın genel başkan se- çilmesinin ardından dö- nen Kondakçı, bir dö- nem genel başkan danış- manı olarak görev yap- tı. Ancak Kondakçı, 1.5 yıl sonra MehmetAli Ba- yar başkanlık divanı ve GlK'ten istifa ederken, kendisi de genel başkan danışmanlığı ile merkez karar kurulu üyeliğinden istifa etti. Kondakçı, son olarak DYP üyeliğinden de geçen günlerde istifa etti. Kondakçı, gerek fın- dık tüccarı olması, ge- rekse genel başkan da- ruşmanı olması nedeniy- le DYP çevrelerinde "Ağar'uı, Cüneyd Zap- su'su" olarak isimlendi- riliyordu. ÜSKÜDAR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2005/46 Karar No: 2005/123 Istanbul ılı, Üsküdar (1708) ilçesi, Gülfemhatun Mah. Cilt: 16, Hane No: 802, BSN: 3'te nüfusa kayıtlı Adnan Halıl ile Emine'den olma 24.03.1991 d.lu Fatuııetü Zehra Alpay'ın ilk isminin Fatma Zehra olarak düzeltilmesine. 11.04.2005 Basın: 19963 KADIKOY 2. SIJLH HIJKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2005/16 Vasi Tayini Mahkememızce verilen 05. 04.2005 tarih ve 2005/16 esas, 2005/260 karar sayıh karar ile Necip ve Zeynep If- fet'ten olma, 1921 Istanbul doğumlu Mahmut Sadettin Kerman TMK 405. maddesı gereğınce vesayet altına alı- narak kendısıne 01.03. 1957 doğumlu Ayşe Cevza Yüksel (Kerman) vası olarak tayin edilmiştir. Basm: 19874
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear