Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 2005 PAZARTESİ
4 HABERLER
Türban uyansına kızan TBMM Başkanı, isterlerse Anayasa Mahkemesi'ni kapatabileceklerini söyledi
Arniç'tan Bumin'e gözdağı
Bürosu)
ANKARA (Cumhuriyet
-TBMM Başka-
nı BülentAnnç, Anaya-
sa Mankemesi Başkanı
Mustafa Bumin'in tür-
ban kopusundaki açıkla-
malanyia TBMM'nin
yetkisine müdahale etti-
ğini s4vunurken "Bu
i Anayasa Mahkemesi'ni
, ben Meclis'in yapabileceği
bir anayasa değişikliğiyle
kaldırabiu'r tniyinı? Kaldıra-
bilir m. BugünAB ül-
kelerinin hiçbi-
rindebizde-
ki Anayasa
Mahke-
mesi'ne
benzer
bir ku-
rum
yok"
• Anayasa Mahkemesi Başkanı Bumin'in türban konusundaki açıklamalarıyla TBMM'nin
yetkisine müdahale ettiğini savunan Annç, "Bu Anayasa Mahkemesi'ni ben Meclis'in
yapabileceği bir anayasa değişikliğiyle kaldırabilirim" diye konuştu. Mahkemenin
yetkilerini de kısabileceklerini söyleyen Annç, "Her şeyi yapabilirim, ben Meclisim" dedi.
dedi. Annç, "parlamentolarınkadı-
ııı erkek, erkeği kadın yapmak dışın-
da her şeyi yapabileceğmi" söyledi.
TBMM Başkanı Arınç, dün
CNN'de yayımlanan Ankara Kulisi
programında tartışma yaratacak açık-
lamalar yaptı. Annç, "Gönlünüzde
laik Türkiye Cumhuriyeti mi, İslam
devleti mi yatıyor" sorusuna sinir-
lendi. Meclis'e kara çarşafhlann gel-
mesiyle ilgili bir soru üzerine de
Annç, "Anadolu'daçarşafgiyenpek
çok kadın olduğunu ve bireysel ter-
cihleri karşısında onları aşağüama-
yacağmı" söyledi. Annç, "Ben baş-
kalarına benzemem. Benim yöneti-
mimdeki Meclis halka kapah ola-
maz" dedi. Annç, "anayasa üzerine
ant içmiş bir insan olduğunu, bu re-
jinıle, bu sistemle, bu anayasa ile, Ata-
türk ilkeleriyle hiçbir sıkmtısı olma-
dığuu" savundu.
Annç, Anayasa Mahkemesi Baş-
kanı Bumin'in türban konusundaki
açıklamalanyla ilgili olarak da şu
değerlendirmeyi yaptı:
"Beni ilgilendiren konu türban
değiL, yasama yetkisini elinde bulun-
duran Meclis'e yapılan haksı/Iık.
Anayasaya göreyasamayetkisi Türk
nüllcti adına Meclis'e ait Bu yetki hiç-
bir kuruma devredilemez. Ingiltere
Parlamentosu için söylenen şey doğ-
rudur; bu, parlamentonun kadını
erkek, erkeği kadın yapnıa dışmda
her şeye muktedir olduğudur. Bir
demokratik ülkede Meclis'in yasa-
ma yetkisine sahip olmadığı söyîenir-
seve bu yetkiye gölge düşürülürse ve
bu konu tartışmaya açılırsa herkes
buna güler. Anayasada yasama, yü-
rütme ve yargı erkleri aynını vardır.
Bunlar birbirleriyle rekabet eden,
birbirlerinin sımrına tecaviiz eden,
birbirlerinin üzerinde hegemonya
kuran erkler değildir. Her birisi ege-
menlik haklannı Meclis adına kul-
lanıı: Benimyargıerkine, mahkeme-
lere müdahale ctmcnı mümkün de-
ğil. Anıa aynı müdahaleyi benim yü-
rütmeden veya yargıdan da görmem
nıtimkün değil."
Anayasayı Meclis'in yaptığına ve
bu dönemde 40'a yakın maddede
Akdeniz Belediytfsi'ndeki cami için verilen 27 milyar lirayı sorgulayan Cengiz Köse tehdit ediliyor
teci hedef gösterfldi• Kaçak cami
tartışmalarını ve beledi
tarafından verilen 27
milyar lirayı sorduğu j
için Türk Diyanet Vakıf]
Sen Şube Başkanı Salih^
Özbay tarafından
"Cami istemeyen yazarf'
ilan cdilen gazeteci
Köse, tehdit telefonları
aldığını söyledi
ABİDİN YAĞMUR
MERSİN - CHP'li Akdeni::
Belediye Başkanı Kcııan Yü •
cesoy'un, kaçak camiyi yıkıp
imar plan tadilatı yaptıktan
sonra yeni bir caminin teme •
lini atmasını eleştirerek bele •
diye tarafından cami vakfına
verilen 27 milyar liranın akı -
betini sorgulayan yerel gaze •
te yazı işleri müdürii Cengfc:
Köse, Türk Diyanet yakıf Sen
Şube Başkanı Salih Özbay ta •
rafından "Cami istemeyen ya-
zar" ilan edildi. Köse, Oz-
bay'ın açıklamasıyla hedef
gösterildiğini ve tehdit tele^
fonları aldığını söyledi.
Cami inşaatı sürdüğü için ccmaat, namazı Akdeniz Belediyesi binasmda kılmaya başladı.
DİCLE BELEE
1966 yılından bu yana ruh-
satsız olarak hiznıet veren Es-
ki Hal Camii, Akdeniz Bele-
diyesi ile Mersin Müftülü-
ğü'nün anlaşması sonucu yı-
kıldı. Daha önce yeşil alan
olarak işaretlenmiş olan alan
yapılan imar planı değişikli-
ğiyle "ibadet alanı" olarak
işaretlendi. Yeşil alandan iba-
det alanına dönüştürülen ara-
zi üzerinde yıkılan kaçak ca-
miinin yerine yeni bir camii
yapılması için temel atıldı.
Temel atılmasının ardından
kamuoyunda "kaçak cami"
tartışmalan yeniden başladı.
Yaşanan süreci eleştiren Ye-
rel Gazete yazan Cengiz Kö-
se, söz konusu yazısında ön-
ceki Akdeniz Belediye Baş-
kanı Fazıl Türk' ün, kaçak ca-
minin boşaltılması için cami
vakfına 27 milyar lira verdi-
ğini ve bu paranın müftülü-
ğün tasarrufuna alındığını
açıkladı. Türk Diyanet Vakıf
Sen Mersin Şube Başkanı Sa-
lih Özbay da Köse'nin yazı-
sı üzerine Köse'yi isim vere-
rek "cami istemeyen yazar"
ilan etti.
']lukuksuzluğakarşıyım'
Türk Diyanet Vakıf Sen
Mersin Şube Başkanı Salih
Özbay'm açıklamalannın ar-
dından tehdit telefonları ve
e-posta mesajlan aldığını vur-
gulayarak, "Bencamiyekar-
şı değUim, kiliseye, cemevine
karşı değUim. Benim karşı ol-
duğum hukuksuzluk" dedi.
Tartışmalar sürerken ca-
mii cemaati namazı Akde-
niz Belediyesi binasında kıl-
maya başladı.
Hoparlör yoluyla ezanın da
dinletildiği belediye binası-
nın zemin katı cemaate yet-
meyince bazı kişiler cuma
namazını belediye binasının
bahçesinde kıldı.
değışiklık yapıldığına dikkat çeken
Annç, sözlerıni şöyle sürdürdü:
"Bu Anayasa Mahkemesi'ni ben
Meclis'in yapabileceği bir anayasa
değişikliğiyle kaklırabilirnıiyinı? Kal-
dırahilirim. Bugün AB ülkelerinin
hiçbirinde bizdeki Anayasa Mahke-
mcsi'ne benzer bir kurum yok. Tar-
tışmaya açmıyorum. Anayasa Mah-
kemesi'ndenşikâyetetmiyorum. Ama
bir şey söylüyorum. Bazı ülkelerde
anayasa komitesi var, bazı ülkelerde
anayasa komisyonu, bazı ülkelerde
de anayasa mahkemesi var. Bazı ül-
kelerde hiçbirisi yok. Anayasa Mah-
kemesi'nin şu veya bu isimle hiçbirşe-
kilde olmadığı ülkelerin hepsi de de-
mokratik ama biz hem 1961 hem de
1980'de Anayasa Mahkemesi'ne ih-
tiyaç duymuşuz ve bunu anayasaya
koymuşuz. Bunu değiştirebilir miyiz,
değiştirebiliriz. Üye sayısnu değiştire-
bilir miyiz, değiştirebiliriz. Görev sa-
lıasını değiştirebilir miyiz, değiştire-
biliriz. Yüce Divan yetkisini alabilir
miyiz, alabiliriz. Her yasanın Anaya-
sa Mahkemesi'ne gitmesini engelle-
yebilir miyiz, engelleyebiliriz. Her şe-
yi yapabilirim, ben Meclis'im. Ana-
yasa Mahkemesi bir kanunu iptal
ederken kendisi kanun koyucu değil-
dir. Ben bir şey yaparken sen ona kar-
şı kanunçıkaramazsın demenin man-
nğının yanhşlığını söylüyorum. Ben
yasama organı olarak istediğim yasa
değişikliğini yaparım. İstediğim yasa-
ğı koyanm, istediğim yasağı kaldırı-
run. TBMM'nin bu yetkisi üzerine
kimse perde düşüremez."
Arınç, Türkiye'nin, AlHM'nin
yargı yetkisini kabul etmesinde yan-
lış bir şey olmadığını, AİHM'nin
türbanla ilgili kararlarının bireysel
başvıırularla alınmış kararlar oldu-
ğunu söyledi. Annç, bu kararlann
ancak bu kişiler için bağlayıcı ola-
bileceğini savundu. Anayasa Mah-
kemesi'nin geçmişte RP ve FP'yi ka-
pattığına dikkat çeken Annç, ''Bu-
gün o partiler hayatta olsa, aynı ey-
lemleri yapsalar Anayasa Mahke-
mesi kapatabilecekmi? Kapatama-
yacak. Anayasanın 68. ve 69. mad-
desi degişti. NasıL, 312'den nıahkû-
miyet ahyordu insan, bugün sonuç-
lanyla ceza olmaktan çıktı. Yani şu-
nu söylemek isliyorunı. demokrasi
gelişiyor, süreç devam ediyor. Dün
tabıı sayılan konular bugün demok-
rasilerde flgür halinegeliyorsa mah-
kemeler de içtihat değiştirecekler-
dir, görüş değiştireceklerdiı. AİHM
türbanı yasakladı, yaşasın AİHM;
AİHMApo' ya yeniden yargdama ka-
ran veriyorsa yuh. Bu olmaz" açık-
lamasını yaptı.
ÎYESÎ'NE OLUMSUZ YANIT VERDÎ
Sezer, caddeye isminin
verilmesini onaylamadı
DtYARBAKIR (Cumhuri;
hurbaşkanı AhmetNecdetSe^er, yıllar önce hâ-
kim olarak görev yaptığı Diyârbakır'ın Dicle il-
çesinde belediye tarafından;
verilmek istenmesini kabul eımedi.
llçenin çevresinde dolaşaıı caddeye alterna-
tif olarak yeni bir cadde yapı
lar 6 bin imza topladı. Yurttaş
etBürosu)-Cum-
dının bir caddeye
ması ıçın yurttaş-
artopladıklanim-
zalarda aynca yapılacak ol^uı caddeye, yıllar
önce ilçe belediye meclisinin almış olduğu bir
kararla aynı zatnanda ilçeninl "fahri hemşerisi"
de olan Sezer'in adının verilmesini talep etti-
ler. Belediye mcclisince on^ylanan bu karar,
Başkan Abdullah Akengin tarafından Cuınhur-
başkanhğı'na iletildi. Cumhurbaşkanlığı Ge-
nel Sekreter Yardımcısı H. Bülent Serim imza-
sıyla gönderilen yanıt yazısırtda, "Cumhurbaş-
kanımız, beliıii ycrlere adııım verihnesi istemle-
rini ilke olarak uygun karşüamamakta, bu ko-
nuda özel titizlik göstermektedir" denildi.
DEHAP'lı Başkan Akengin, taleplerinde ıs-
rarlı olacaklannı belirterek şunlan söyledi: "Bu
yeni cadde, ilçenin ekonomik, sosyal ve kültürel
yaşamına önemli oranda katkıda bulunacak.
Halkuı teveccühü bu yöndeoldu ve çok sayıda im-
za toplandı. Sayın Cumhurbaşkam'nın talebi-
nıizi geri çevirmesi özgün bir durum. Ama biz
heııiiz aldığunız karardan vazgeçmedik. Bize ya-
nıt olarak gönderilen yazıyı da dikkate alarak,
önümüzdeki günlerde geniş yurttaş kanhmıyla
bir meclistoplanosı yapıp konuyu yeniden ele ala-
cağız. Eğeryurttaşlanmız, SayınCumhurbaşka-
nımızın adının verilmesinde yine ısrar ederlerse
biz bir kez daha bu talebi kendilerine ileteceğiz."
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI 19 DERNEĞE İZİN VERMEDİ
278 dernekyurtdışında
faaliyetgösteriyor
ANKARA (AA)-Yurtdışında faaliyette bulun-
nıa izni isteyen 297 dernekten 278'ine izin ve-
rildi, 19'una iseizin verilmedi.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, DYP Hatay
Milletvekili MehmetEraslan'ın, yurtdışında fa-
aliyet gösteren Türk dernekleri ile yabancı men-
şeli derneklere ilişkin soru önergesini yanıtladı.
1995 yılından bu yana 297 derneğin yurtdışın-
da faaliyette bulunma izni istediğini kaydeden
Aksu, izin verilmeyen 19 derneği ise şöyle açık-
ladı : "Altmtepe Lions Kulübü Derneği, Ataşehir
Rotary Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği,
Bağcüar Lions Kulübü Derneği, Beylerbeyi Ro-
tary Kulübü Derneği, Caddebostan Lions Kulü-
bü Derneği,DragosRotaryDerneği,Germanist-
ler Derneği, Kadın Mason Büyük Locası Derne-
ği, Kafkas Derneği, Maltepe Rotary Derneği,
Marnıaris Lions Kulübü Derneği, Mason Der-
neği, SokakÇocuklaruuve Yardıma Muhtaç Ço-
cukları Koruma ve Topluma Kazandırma Der-
neği,Tarabya RotaryDerneği,TarihKurumu Der-
neği, Troia ve Yöresi (Batı Anadolu) Sanat ve
Kültürünü Araştırma Geliştirmeve Yayma Der-
neği, Yeni Fmdıklı Lions Kulübü Derneği, Yeni-
şehir Rotary DerneğJ."
Türkiye'de 11 yabancı menşeli dernek faali-
yet gösteriyor. Bakan Aksu'nun verdiği bilgiye
göre bu dernekler şöyle: "HürriyetçiTürk- Al-
man Dostluk Cemiyeti (5 Şube), Ortadoğu Kül-
tür Derneği Kaman Şubesi, Uluslararası Sanat
Eleştirmenleri Derneği, Uluslararası Af Örgütü,
S.O.S. KöpekliArama-Kurtarma Derneği, Yer-
yüzü Doktorian Derneği, Türk İşadamlan Der-
nekleri Avrupa Federasyonu."
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Gazetelerin sayfalanna birt^kım ço-
cukyüzleri yansır. Saldırıya uğrâyan, da-
yak yiyen, ailesinden işkence gören
çocukların fotoğraflarıdır bun ar. Bun-
lara bazen dikkatle, bazen tiikkatsiz
bakarız, biranlıkacıduyduğumuz, me-
raklanarak öykülerini öğrenmdye çalış-
tığımız olur.
Arzu Başaran'ın Galatasaray'daki
"Apel" sanat galerisindeki ser^isine bu
çocukların yüzleri, bedenleri yansımış-
tı. Kimilerinin gözleri vardı, kifnilerinin
yoktu. Arzu'yla resimlerin başında ko-
nuştuğumuzda şunlan anlattı "Bunlar
elimde vesikalıkfotoğraflargioi. Olan-
Arzu Başaran'ın 'îhlal' Resimleri
ları unutup, onların yüzlerine bakıyo-
rum ve acılarına ortak oluyorüm. Bun-
lar öteki Türkiye'nin çocuklan."
Resim eleştirmeni Levent Çalıkoğ-
lu, bu resimlerin öyküsünü şöyle ta-
nımlıyor: "Arzu Başaran'ın geçen ser-
gisindeki yüzler bilinmeyenden geli-
yordu; keşfedilen, orada olduğu var
sayılan suretlerdi onlar. Şimd ise, ga-
zete imajına sinmiş kayıp yüzleri ano-
nimleştiriyor ressam. Basılı ve biryü-
zeye ait olan portrelerin ötesine uzan-
maya, oradan ortak birbellek inşa et-
meye yöneliyor. Hayal edileni resimsel
kılarak, ona biryüz ve çehre kazandır-
ma deneyiminden, gazetelerin üçün-
cü sayfalanna haber olan vesikalara
yönelen bu bakış, esasen adı sanı bel-
li olmayanı hedef alıyor."
• ••
Bu çocuklar bizim çocuklarımız, ül-
kemizin çocuklan. Bu ülke gerginlikle-
rin ülkesi. Son 20 yılımız büyük acılar-
la geçti. Köyler boşaltıldı, çatışmalar-
da 30 binden fazla insanımızı yitirdik.
Boşalan köylerden, dağlardan tepeler-
den insanlar şehirlere göçtüler. Çare-
siz, kimsesiz, işsiz güçsüzdüler. Bun-
ların önemli bir kısmı da çocuklardı.
Bu çocuklarla Istanbul'un birçok ye-
rinde karşılaşırız. Arabamız kırmızı ışık-
ta durduğunda ellerinde kovalar ve
bezlerle arabamızın camlarını silmeye
çalışırlar. Bazen bir mendil, çiklet sat-
mak isterler. Kimdir, aileleri ne durum-
dadır, bunları bilmeyiz. Hangi acıların,
umarsızlıkların içinden sokaklara dökül-
müşler de, bir ekmek parası için koşuş-
turuyorlardır, bunları da bilmeyiz. Yaş-
ları çalışma yaşı değildir. Gece yarıları
onlara Beyoglu'nda Istiklal Caddesi'nde
rastlayabilirsiniz. Soğuktan birköşede
titrediklerine de tanık olabilirsiniz.
Bazıları da tiner koklayıp kendinden
geçer. Bir kısmı kapkaççılık yapar, in-
sanlara saldırır. Acıları yüzlerinden oku-
nur, öfkelerini içlerine atarlar. Bazen de
öfkelerini, tepkilerini haykırırlar.
•••
Arzu Başaran'ın çizdiği çocuk yüz-
lerine bakarken, nelerdüşünülmüyor ki!
Onun resimlediği yüzler, gazetelerin
üçüncü sayfalarında gelip geçiyor önü-
müzden. Burada biz gazetecilere yö-
nelik eleştirileri olduğunu da görmez-
den gelemeyiz. Bazen gazeteciler, bu
haberleri, bu yüzleri tiraj kaygısıyla, da-
ha fazla satma aşkıyla en acımasız bir
şekilde sunarlar.
0 yüzlerin arkasında hangi dramlar
yaşanmış, hangi acılardamıtılmış, dü-
şünmeyiz bile. Sadece her gün üçün-
cü sayfaya onlardan birisinin fotoğra-
fını koymak amacıyla önümüzdeki re-
simleri kanştırırız, bilgisayar ekranla-
rından karşımızagelenlerden birini seç-
meye çalışırız. Rutin bir işlemdir gaze-
teci için. Halbuki onların hepsinde bir
yaşam gizlidir.
"Yakası altüst olmuş bir okul önlü-
ğü, tarakla inceden inceye her iki ta-
rafa ayrılan ve ucuna kelebek motifli bi-
rertoka yerleştirilen saçlar, kesim mo-
delinden yaklaşık birzaman duygusu
veren ceket ve gömlekler?.. Kimin kim
olduğunu gösteren okul yıllıklarından
çekip alınmış gibiler. Yetişkinler, ço-
cukların yüzlerinde kendi küçüklükle-
rinigörür, anımsarlar. Bu fotoğraflar, fo-
toğraf olarak bu zamandışılığa sahip-
ler. Oysa bu fotoğraflar okadarmasum
değiller. Bağırmıyorama yaralıyorlar."
Levent Çalıkoğlu'nun bu değerlen-
dirmesini resimlere bakarken daha iyi
anlıyorsunuz. Sessiz sessiz bakıyorlar
ve yüreğinizi yaralıyorlar. Arzu Başaran'ın
bu etkileyici resimlerini görmenizi dili-
yorum. Unuttuğumuz, görmek isteme-
diğimiz bazı gerçekleri anımsatıyor.
Çarpıcı, düşündürücü ve yaralayıcı.
Sizi yüzleşmeye çağırıyor. Belki eleşti-
riyor, belki de uyarıyor.
2000 Ll YILLARDA
ERDAL ATABEK
Atatürk Karar 1/eniyor...
Her insan yaşamı boyunca verdiği kararlarla ken-
di yazgısını çızer.
Kendi vermediğinı sandığı kararlarla, bir şeyi yap-
mak ya da yapmamak gıbi günlük yaşamı düzenle-
yen seçimlerinde de yazgısını kendisi belirler.
Ama çok az insan bunun farkında olduğu bir ya-
şamı sürdürür
Çoğunluk, başka koşulların etkisini, başkalarının da
öyle yaptıklarını, öyle yapmak gerektiğini öne süre-
rek kendi kararını nasıl verdiğiniri bilincine varama-
dan yaşar.
Atatürk, karar verme süreçlerinin incelenmesi için
eşsiz bir örnektir.
._ "Şu Çılgın Türkler" kitabını okuyorum. Turgut
Özakman'ın bir ölüm-kalım savaşı verdiğimiz kurtu-
luş günlerinin öyküsünü anlattığı başucu kitabında,.
yaşanan olayların içinde beliren Atatürk portresi çok
önemli. Bu portre, çokdinleyen, az konuşan, hepyo-'
ğun dikkatli, soğukkanlı, sabırlı bir "karar adamı"r\\n
karakterini çiziyor.
Atatürk, tarihi değiştiren kararların insanıdır.
Tarihte, böyle önceyi ve sonrayı değiştiren karar-
lar veren başka büyük liderler de vardır. Doğu'da,
Batı'da, tarih boyunca büyük liderlerin verdiği karar-
lar olumlu-olumsuz etkilerini sürdürmüştür.
Ancak Atatürk'ün kararlarında çok önemli farklar,
çok önemli özellikler vardır ki,kanımcaokullardaoku-
tulması, herkese öğretilmesi, seminerlerde incelen-
mesi gereklidir.
Atatürk'ün karar verme dinamikleri, dünyanın tari-
hini değiştırmiştir ama bunu bilmek, her insanın ken-
di talihini değiştirecek önemde nitelikler taşımakta-
dır.
Atatürk'ün karar verme sürecindenelergörüyoruz:
• Her karar, öncesi düşünülmüş, sonrası hesaplan-
mış bir hazırlık sürecinin sonunda verilmektedir. Ani
verildiği sanılan kararlar da bu hazırlık sürecinden
geçmiş, tamamlanmış kararlardır. Karar verme eyle-
minde yer alan bu kuluçka dönemi verilen kararın sa-
ğaltımı anlamını taşımaktadır.
• Her kararın nedenı olan bir temel ilkesi vardır. Bu
nitelik çok önemlidir. llkesiz kararlar, günün olaylarr
içinde savrulur, yer değiştirir, özelliği bozulur ama il-
keli kararlar her akıntının içinde bozulmadan kalır.
• Her karar, olaylarla değışmemeli ama olayları de-
ğıştirmelidir. Günlük yaşamın kararları için de doğru
olan bu özellik, gözden kaçmamalıdır. Doğru verilen.
bir karar bu özelliği taşır.
• Karar uygulamaya konuluncaya kadar sabırlı ol-
malı, en uygun zaman, en uygun durum beklenme-'
lidir. Sabır, bekleme cesaretinı gösterenlere ödülünü
verır.
• Verilen kararlar, önemine göre, bütün dış etkiler-
den, gerekirseyakındakilerdenbilekorunmalıdır. Ka-'
rarın etkisinin aşınmasına, hırpalanmasına, bozulma--
sına olanak verilmemelidir. '
• Karar, doğru yerde, doğru zamanda, doğru du-
rumda açıklanmalıdır. Bu açıklama gecikirse, gere-
ken zaman ve yer kaçırılırsa etkisiz kalır ve amaca ulaş-
maz.
• Verilen kararın sorumluluğu kararı verene aittir. Bu
sorumluluk başkasına devredilemez, bölünemezama
paylaşılır. Atatürk, bütün kararlarını sorumluluğu üze-
rine alarak vermiş ama olumlu sonuçlarına çevresini
ortak etmiştir. Bütün başarının da sonuçtatürk mil-
letine ait olduğunu her zaman söylemiştir.
• Kararın gösterdiği görevler gecikme ve çekince
gösterilmeden kesinlikle uygulanmalıdır. Bu kesin uy-.
gulama, sonra verilecek kararların sonuçlarını da et-
kileyecek önemdedir.
• Her karar, verilirken de, sonrasında da, onu an-
layacak, onu doğru yere oturtacak kışilerle paylaşıl-
malıdır. Gereksiz yayılma, sonradan kararı etkisiz kı-
lacak yanlışlara yol açabilir.
• Karar verme sürecinde zekânın, duyguların, ka-
rakterin birlikte rol oynaması, birbirini güçlendirme-
si, verilen kararı zayıflatmaması çok önemlidir.
Atatürk'ün karar verme özelliklerini her kararında
görmek olasıdır. Savaş kararları da, barış kararları
da, hilafetin kaldırılması, cumhuriyetin ilanı, laiklik il-
kesi gıbı kararlann tümü de incelendiği zaman "ka-
rar nasıl verilir" sorusu en açık yetkinlikle ortaya çık-
maktadır.
Artık "kendikararını veremeyen" insanların, karar
vermekten kaçınıp işi kadere, talihe bırakanların ço-
ğaldığı günümüzde bu önderliği, bu rehberliği bil-
memız zorunlu olmuyor mu?..
e-mail:erdalatak (superonline.com
faks:0212 513 90 98
K0NDAKÇ1PARTİDEN AYRILDI
Ağar'm 'Zapsu'su
DYP'den istifa etti
ANKARA (ANKA) -
DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar'a bir dö-
nem en yakın isimlerden
olan Lokman Kondakçı
partiden istifa etti.
TansuÇiller'liDYP'de
Samsun tl BaşkanJığı ya-
pan, Çiller tarafından ih-
raç edildiği partiye
Ağar'ın genel başkan se-
çilmesinin ardından dö-
nen Kondakçı, bir dö-
nem genel başkan danış-
manı olarak görev yap-
tı. Ancak Kondakçı, 1.5
yıl sonra MehmetAli Ba-
yar başkanlık divanı ve
GlK'ten istifa ederken,
kendisi de genel başkan
danışmanlığı ile merkez
karar kurulu üyeliğinden
istifa etti. Kondakçı, son
olarak DYP üyeliğinden
de geçen günlerde istifa
etti.
Kondakçı, gerek fın-
dık tüccarı olması, ge-
rekse genel başkan da-
ruşmanı olması nedeniy-
le DYP çevrelerinde
"Ağar'uı, Cüneyd Zap-
su'su" olarak isimlendi-
riliyordu.
ÜSKÜDAR 4. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2005/46
Karar No: 2005/123
Istanbul ılı, Üsküdar (1708) ilçesi, Gülfemhatun Mah.
Cilt: 16, Hane No: 802, BSN: 3'te nüfusa kayıtlı Adnan
Halıl ile Emine'den olma 24.03.1991 d.lu Fatuııetü Zehra
Alpay'ın ilk isminin Fatma Zehra olarak düzeltilmesine.
11.04.2005
Basın: 19963
KADIKOY 2. SIJLH HIJKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2005/16 Vasi Tayini
Mahkememızce verilen 05. 04.2005 tarih ve 2005/16
esas, 2005/260 karar sayıh karar ile Necip ve Zeynep If-
fet'ten olma, 1921 Istanbul doğumlu Mahmut Sadettin
Kerman TMK 405. maddesı gereğınce vesayet altına alı-
narak kendısıne 01.03. 1957 doğumlu Ayşe Cevza Yüksel
(Kerman) vası olarak tayin edilmiştir. Basm: 19874