Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 MAYIS 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET
H J J v U I l v J İ V A J . ekonomi(a)cumhuriyet.com.tr
İhalede 'istihdaıp şartı' aranmayacak. Alıcı firmadan Batman Rafinerisi'ni açık tutma taalıhüdü istenecek
TÜPRAŞ işçisine yol göründü
KARDAYDI ŞİMDİBORÇLU
TPAO ya
hükümet Çelmesi
MURATK1ŞLALI
ANKARA-Başbakanlık Yüksek Denetleme Ku-
rumu (YDK.), Türkiye Petrolkri Anonim Ortaklı-
ğı'nın (TPAO) "Aylık satış geliıinin yüzde 10'unun
Maliye Bakanlığı'na ödennıesi"
2004 bütçe yasaları hükümleri
kârldığının düştüğünü ve mali y 'lerliliğiniıı olumsuz
etküendiğini" bildirdi. YE
"TPAO'nun yatınmlannı darboğaza sürüklediğini"
belirterek2005 bütçesinde düzeltilmesini istedi. An-
cak 2005 bütçesinde de aynı 113
YDK tarafından 2004 Eylül
nan "TPAO 2003 YıhRaponTdda, TPAO'nun 2003
yılı faaliyet kânnın bir önceki;
azalarak 155 trilyon lira olarak
ni öngören 2003 ve
nedeniyle "faaliyet
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Petrol Rafinen-
leri AŞ'nin (TÜPRAŞ) yüzde
51 'lık bölümünün satışı için çı-
kılan ihalede "istihdam şar-
tı"nın aranınayacağı öğrenildi.
Buna karşın ihalede alıcı firma-
dan Batman Rafinerisi'ni açık
tutma taahhüdü istenecek ve ta-
ahhüdün yanında alıcı firmadan
teminat mektubu da alınacak.
Edinilen bilgilere göre TÜP-
RAŞ ihalesinde alıcı firma pe-
şin ödeme seçeneğı kullanabile-
ceği gibi vadeli ödemeyi de se-
• TÜPRAŞ'1 yarısı peşin 2 taksitle almak mümkün
olacak. Oyak Yatınm, şirketin değerini 3.5 milyar
dolar olarak tahmin ediyor. Kurum, 2004'ün ilk dokuz
ayında 270 milyon dolar kâr etmişti.
çebilecek. Bu durumda yatınm-
cının ihale bedelinin yüzde
50'sini peşin ödemesi istenecek,
geriye kalan, yıllık yüzde 7 fa-
izle 2 yılda eşit taksitle ödene-
bilecek.
2 Eylül'de tekliflerin alınaca-
ğı TÜPRAŞ ihalesinde devrin
bu yıl içinde tamamlanması ön-
görülürken, şirketin bu yılki kâ-
nnın dağıtımında sözleşme im-
za tarıhinın esas alınacağı belir-
tiliyor.
Orneğin, aralık başında söz-
leşme imzalanması durumunda
yüzde 51 'lik bölüme isabet
eden kârın 11 aylık bölümii
Özelleştirmeldaresi'ne, 1 aylık
bölümü de alıcı firmaya kala-
cak.
TÜPRAŞ 2004 yıhnın ilk 9
ayında 270 milyon dolar kâr et-
mişti. 2004 yıhnın tahmini kân
450 milyon dolar olan TÜP-
RAŞ için, geçen yıl iptal edilen
ihalede 1 milyar 301 milyon do-
lar teklif edilmişti. Yapı Kredi
Yatırım tarafından hazırlanan
15 Mart tarihli TÜPRAŞ rapo-
runda, 2005 'te 361 milyon do-
lar kâr etmesi beklenen kuru-
mun değerinin 3.5 milyar dolar
olması gerektiği belirtiliyor.
K bu durumun
gulama devam etti.
ü itibarıyla hazırla-
ıla göre yüzde 29.2
gerçekleştiği belir-
tildi. Raporda "Faaliyet kârımıı azalnıasmda asılet-
ken 2003 Mali Yılı Bütçe Yasası gereği gayri satî sa-
• Hükümet, kâr
eden TPAO'nun
satışlarından 2003
ve 2004 yıllarında
yüzde lOpaykesti.
Bu, TPAO'nun
"kârlılığmı ve mali
yeterliliğini
olumsuz etkiledi"
ve "yatırımlarmm
finansmanmı
darboğaza
sürükledi". Kurum
yatınmlannı
yapabilmek için
borçlanmak
tış lıusılatının yüzde 10'u
oranında 57.5 trilyon li-
ranıı Maliye Bakanlı-
ğı'nii ödcnmesi olmuş-
tur" denerek şu sapta-
malâra yer verildi:
"2003 ydında kârlıkk
oranlan düşcn ve yurtiçi
veyı rtdışı yatırımlarının
fınansmanı ilevergi ve te-
nıerrü ödemeleri için fa-
aliyetlerindcn yctcrti kay-
nağı yaratamayan ortak-
lığın, hazır değerlerinin
tümıine yakınını kullan-
dığı ve 2003 yılı sonuna
doğılu ticari bankalar-
dan döviz einsinden
borçlanma yoluna gittiği
«riıülmektedir. İnceleme
sırasında (Eylül 2004)
NurtenÖztürk,ekibiylc birlikte "TemizTtovalet" ve "YeşilYol" projeleriyle yerel sorunlara çözüm aradı.
Tark yaratmaya
çahştık ve yarattık'
zorunda kaldı.
bordlanma ihtiyacının
artarak devam ettiği, ticari bankalaıdan döviz cin-
sinden krediler kullanıldığı ve borçlanma ihtiyacının
2005 yıhnda da devam ctıııesinin öngörüldüğü görül-
nıüştür. Ortaklığın borçlanma ihtiyacının azaltıla-
bilmcsi için faaliyctlerinden tlalıa çok kaynak yarat-
nıası gerekmcktedir. Bütçeyasasına konulan hiikiim-
lerle TPAO'nun gayri safı satış hasüatımn yüzde 10'u
oranından bir payın bütçeye aktanlması sağlanmak-
tadır. Bu durum ortaklığın faaliyet kârını çok önem-
li ölçüde olumsuz etkileınektedir"
YDK raporunda, "TPAO'nun gayri safi satış ha-
sılaü üzerinden yüzde 10 (»ranında bir payın genel
bütçeye aktarılmasının, ortaklıj|ın faaliyet kârlılığt-
nı önemli ölçüde olumsuz elkilediği ve orlaklığuı yur-
tiçi vc yurtdışında devam eden Çok büyük ve önem-
li yatınmlannın finaıısnıanında darboğaza doğru
süriiklendiği göz önüne alıııarak 2005 bütçesinde bu
yöndc hükiim komılmaması için ilgili merciler nez-
dindegirişinıdcbulunulması"öiıenldi. YDK'nin bu
önerisine karşın aynı hüküm, 2Ö05 Mali Yılı Bütçe
Yasası'nın "Muhtelif Gelirler, başlıklı 29. mad-
desinde yine yer aldı.
EVRİM KAYA
Türkiye merkezli ilk ulus-
lararası akaryakıt dağıtım şir-
keti olan Opet Petrolcülük
AŞ'nin kurucu ve Yönetim
Kurulu Üyesi Nurten Öztürk,
başarılı bir işkadını olması-
nııı yanı sıra şirket bünyesin-
de gerçekleştirdiği "Sosyal
Sorunıluluk Kampanyala-
n"yla da Türkiye'ye ışık tu-
tuyor. Öztürk, "Opet, bir baş-
latıcı, düşündürücü, bir itici.
Önemli olan Türkiye'nin so-
runlanna sahip çıknıak ve çö-
züm üretmek" dedi.
Ekibiyle birlikte bugüne
değin "Temiz Tuvalet" ve
"Yeşil Yol" projeleri kapsa-
mında çok sayıda çalışma
gerçekleştirerek yerel sorun-
lara çözüm bulan Öztürk,
"Kazanmazsanız harcaya-
mazsuıız, ticaret amaç değil
araçtır. Türkiye'yi daha iyi
«3*1.
yerlere götürmek ve dışanda
daha iyi temsil etmek için ça-
lışıyoruz" diye konuştu. Opet
olarak farklı bir yerde olduk-
larının altını çizen Öztürk,
sektörde ilk üç şirket arasın-
da olduklarını, gelecek he-
deJlerininse birincilik oldu-
ğunu vurguladı.
Ecevit'in "Köy-Kent" pro-
jesini anımsatan "Örnekköy"
projesiyle de tüm illerde bir
Örnekköy yaptnak istedikle-
rini anlatan Öztürk, "Ben za-
• Hedeflerinin liderlik
olduğunu belirten Opet
Yönetim Kurulu Üyesi
Nurten Öztürk, "Şosyal
Sorumluluk
Kampanyaları" ile dikkat
çekiyor. Öztürk, son olarak
tüm illerde bir "Örnekköy"
yapmak ıstediklerini
anlattı.
man kaybetmek istemiyorum.
Önemli olan düşünmek değil,
uygulamak. Iıısanlaıın mut-
luluğunu görmek çok önemli"
diye konuştu.
Öztürk rurizm potansiyeli
olan illerde çalışmalaryaptık-
larını anlatarak "Biryerlerde
elimi/i başımızın arasına alıp
düşünmemiz gerekiyor. Biz
doğaya olan borcumuzu ödü-
yoruz, herkes de ödesin istiyo-
ruz. Fark yaratmaya çalıştık
veyarattık..."dedi.
CHP'Ll ÖNDER:
Tekel'in satışı
yoksulluk demek
CEMİLCİĞERİM
SAMSUN - Tekel ve Tütün Araştırma
Komisyonu üyesi, CTIP Samsun Millet-
vekili Sezai Önder, Tekel'in özelleştirme
gündemine alınmasıyla 2000 yılında 583
bın olan tütün ekicisi sayısının 300 binin
altına düştüğünü, üretici sayısının azalma-
sıyla yaklaşık 1 milyon insanın ekonomik
olarak cıddı bir gelir kaybına uğradığını
söyledı
2000-2004 arasında Tekel çalışanları sa-
yısında da yüzde 46 oranında azalma ol-
dıığuna, 2000 yılında toplam 38.733 olan
Tekel çalışanı sayısının 2003 yılı sonunda
22.600'e düşiirüldüğüne dikkat çeken Ön-
der, "Mevcut sigara fabrikalanıun Sam-
sun, Tokat, Malatya ve Bitlis gibi görece az-
gelişmiş bölgelcrde kurulu olması ve bu yö-
relerin ekonomiierine getirdiği canlılık ne-
deniyle bu fabrikalann kapannıası ve ye-
rinc ikamc cdecek ürctim birinüerinin ku-
rıılmaınası durumunda bölgesel olarak bir
yoksullaşnıa yaşanacaktır" dedi.
KÜFÜR ÎDDİALARI
Mersin Limanı 'nda
işler karıştı
MERSİN (Cumhuriyet)- Mersin Lima-
nı'nda örgütlü işçi ve memur sendikalan,
liman personeline küfrettiği iddia edilen
Mersin Vali Yardımcısı İbrahinı Şeker'i
kınadı. Çalışanlar, limanda iş yapan özel
firmalann işçi ve memurlara hakaret ettik-
lerini ve her işlerinde torpil kullandıklan-
nı da ıleri sürdüler.
Mersin Limanı A Kapısı önünde topla-
nan BASK, Memur-Sen, Kamu-Sen ve
KIiSK'e bağlı limanda örgütlü sendikalar
ile Liman-lş Sendikası ortak bir açıklama
yaptı. KESKtemsilcisi AliGüllü, limanın
iç işleyişine müdahale eden Vali Yardım-
cısı Ibrahiın Şeker'ın eksik bilgiye daya-
narak personele küfrettiğini söyledi.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Toplu Kaçış
Türkiye aylardır, dış açmazlarıyla uğraşıyor. Gün-
demi, çok sayıda dış konu oluşturuyor. Böyle olun-
ca da toplumun ana sorunları unutuluyor.
Kuşkusuz, AB üyeliği bağlamında Kıbrıs, Erme-
ni ve öbür dış ilişkilerin tartışılması önemlidir. Bu
sorunların çoğu on yıllardır bizimledir. Bunların bu-
günlerde yoğun tartışılmasının dış etkenlerden
kaynaklandığı söylenebilir. Bu tartışmaların, çö-
zümlerin öncüsü olması istenebilir.
Ancak, toplumun sorunları yalnızca dış değiş-
kenlere indirgenemeyecek kadar ağırdır. Ve başta
siyaset olmak üzere kamuoyunu oluşturan tüm
kesimlerin bunları tartışması ve çözüm üretmesi
gerekir. Dünün tarihiyle yüzleşmek iyi; ya bugün-
lerin yolsuzlukları ve işsizliğiyle yüzleşmek?
Üstelik bu dış bağlantılı sorunların yoğun biçim-
de tartışılması, toplumu, milliyetçilik titreşimine çe-
kiyor. Milliyetçilik titreşimi, kimi kez aşırıya kaça-
biliyor; iç çatışmaların kaynağı olabiliyor. O zaman
da akılcı ve soğukkanlı yaklaşımların önü kesiliyor.
• ••
Girilen ortam, ülkenin ana sorunlarının tartışılma-
sını ve bunlara çözüm üretilmesini büyük ölçüde
engelliyor. Ana sorunların unutulmasına yol açıyor.
Hükümet, 2005'i, ekonomide kayıt dışılıkla sa-
vaşım (mücadele) yılı ilan etmişti; bu konuda ne ka-
dar yol alındığı sorgulanmıyor.
Işsizlik çözüm bekliyor. Esnaf ve sanatkâr kesi-
mi, faiz borcu, sınırsız dışalım kaynaklı rekabet ve
daralan alım gücü sonucu büyük sıkıntılaryaşıyor.
Bahar geldi, geçiyor; çiftçinin sorunları tartışıl-
mıyor; çiftçilik ve hayvancılığın canlandırılması
amacıyla yapılması gerekenler unutuluyor.
Özelleştirme adı altında, ülkenin en büyük üre-
tim birimleri, tam anlamıyla yağmalanıyor. Devle-
tin mal ve hizmet alımında, saydamlıktan uzak uy-
gulamalar devam ediyor. Arkasında, ne hükümet
ne de doğru dürüst basın desteği olan bir avuç ka-
mu denetmeni, rüşvet ve yolsuzlukla savaşmaya
çalışıyor.
Ekonominin büyükleri, önce özelleşiyor, sonra
da yabancılara satılıyor. Bankalar elden gidiyor.
Enerji Bakanlığı, yeniden, rüşvet ve yolsuzlukla-
rın yatağı durumuna geliyor. Toplum, enerjisini, iç
ve dış düşman aramada kullanıyor.
Hükümet, iki yılı aşkın bir süredir, TÜBİTAK ile sa-
vaşıyor; bilimi teslim alıyor; ülkenin beynine kur-
şun sıkıyor; bilimsel araştırma özgürlüğünü yerle
bir ediyor. Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanında
atılım yapmasının önü kesiliyor. Bu konuda da bir-
kaç cılız sesin dışında toplumsal tepki gösterilmi-
yor.
Yargının etkinleşmesi, kamu çalışanlarının top-
lumsal sorumluluğunun arttırılması, niteliğininyük-
seltilmesi, polisin, insana ve insan haklarına say-
gısı bakımından neleryapılabileceği akla gelmiyor.
Demokratikleşmenin yollarını açacak anayasa,
seçim ve siyasal parti yasaları es geçiliyor. Egitim-
den sağlığa, ulaştıımadan kentsel altyapıya, çalış-
ma sürelerinden çevreye değin liste uzatılabilir.
Buna gerek var mı?
Hepimiz, hep birlikte, dış düşmanları hele bir ye-
nelim, bu sorunları da "birgün" çözeriz(!)..
Dün, 1 Mayıs'tı; emeğin bayramını kutlarım. 1
Mayıs, sorunlardan kaçışın değil, tam tersine "bi-
linçle hak aramanın" insanlığa armağanıdır.
DİINYA EKONOMtSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LÜNDRA Vakıfbank'tan faiz indirimi"Savaş ittifakı" zayıflıyor. Blair, siyasi
yaşamını, tarihe "yalancı" Başbjakan ola-
rak geçerek bitirmeye hazırlanyor.. Böl-
gesel seçimlerdeki hezimetin ardından, bir
siyasi krizle boğuşmakta olan Eterlusco-
ni de gidici. Bush tarafından, Birleşmiş
Milletler'e ABD temsilcisi olar^k atanan
John Boltonun, Kongre'den oriay almak-
ta zorlanması, Bush yönetimınih hiç iste-
mediği tartışmaları yeniden canlandırdı.
Ingiltere ve Italya'daki siyasi ç elişmeler,
iki ülkeyi askerlerini Irak'tan çekme nok-
tasına, bu da ABD'de "zorunİLi askerlik"
gibi siyasi olarak son derecede' sakıncalı
bir uygulamayı gündeme getirebilir.
Blair, Berlusconi, Bush (ve Bolton)
"Yalancı"
Irak savaşına giderken, büyi ık çoğun-
luğu savaşa karşı olan Ingiltere halkını ik-
na edebilmek için ileri sürdüğü, ama da-
ha sonra doğrulanamayan iddialar, Tony
Blair'e olan güveni sarsmıştı. önceki pa-
zar günü Mail on Sunday gaze^si, yargı-
nın başı Lord Goldsmith'in savaşla ilgili
olarak Blair'e verdiği ilk ve ayrıntılı (hükü-
metin ısrarla açıklamayı reddettjği) değer-
lendirmesinin bazı kısımlarını yayımladı.
Lord Goldsmith bu ilk değerlendirmesin-
de, savaşın yasallığına, yalnızca: Birleşmiş
Milletler'in karar verebileceğinö işaret et-
tikten sonra, Ingiliz siyasileri ve âskeri per-
soneli hakkında uluslararası rnahkeme-
lerde dava açılabileceğine ilişkln endişe-
lerini dile getiriyordu. Pazar günü Obser-
ver, Irak savaşı sırasında genelkurmay
başkanı olan Amiral Boyce'ur), siyasile-
ri kast ederek, "Ben ve askerletim hapse
düşersek başkaları da bizimle gelir"
dediğini aktardı.
Blair "spekülâsyona son vermek, Irak
tartışmasını seçim kampanya^ı günde-
minden çıkarmak umuduyla",, belgenin
tamamını açıkladı ama, Irak savaşı gün-
demin başına oturdu (The Ind^pendent,
29/04). Blair bu ilk değerlendirmeyi ne-
den bakanlardan ve meclisten saklamış-
tı?.. Lord Goldsmith neden değerlendir-
mesini Blair'i destekleryönde d$ğiştirmiş-
ti? Eğer Blair, ülkeyi bir yalan üzerine hak-
sız bir savaşa soktuysa, şimdi savaş suç-
lusu sayılabilir miydi? Nitekim Iriak'ta ölen
askerlerden birinin annesı, Blair'i mahke-
meye vermeye hazırlandığını açıkladı
(Scottish Press Association, 29/04). Pa-
zar günü basına sızan yeni bir belge, Bla-
ir'in, kararını savaştan sekiz ay önce ver-
diğini, istihbarat şefinin "veriler bu karar
etrafında düzenlenmeye başladı" dediği-
ni gösteriyordu (The Independent, 01/05).
Muhafazakâr The Spectator dergisin-
deki bir yorumun da kabul ettiği gibi İşçi
Partisi büyük bir olasılıkla bu seçimleri de
kazanacak. Ancak meclisteki çoğunluğu
büyük ölçüde azalacak. Seçimlerden son-
ra Blair'in parti başkanlığında kalması ola-
naksızla-
şacak;
eğer
kendisi
istifa et-
mezse,
ilk kong-
rede dü-
şürüle-
cek. Ni-
tekim
gözlemcilere göre kimi İşçi Partisi aday-
ları kampanyalarını, seçimlerden sonra
Blair'i devirme vaadiyle sürdürüyorlar. Di-
ğertaraftan, eğerseçimlerde Liberal Par-
ti beklenenden daha iyi bir sonuç alırsa,
Yeni İP'si hükümeti imajını parlatmak için
Irak'tan çekilmeye ilişkin bir tarih açıkla-
yabilir, hatta kısmen asker çekmeye bile
başlayabilir.
Berlusconi
Berlusconi'nin başındaysa iki bela bir-
den var. Birincisi, koalisyon partilerinin
toplumsal desteği hızla eriyor. 3-4 Nisan
bölgesel seçimlerinde, 13 bölgenin 12'si-
ni muhalefete kaptırdılar. Bu, koalisyon
içinde panik yarattı. Çünkü, "seneye ya-
pılacak genel seçimleri merkez sol ko-
alisyonun kazanacağını gösteriyor-
du"(BBC). Hıristiyan Demokratlar'ın ba-
kanları istifa etti. Berlusconi önce istifa et-
meye yanaşmadı, sonra artan baskılara
dayanamadı. Devlet Başkanı, hükümet
kurma yetkisini yeniden Berlusconi'ye
verdi. Böylece kurulan yeni hükümet, sağ
blokun milletvekilleri bir erken seçimden
korktukları için meclisten güvenoyu aldı.
Bu ikinci hükümetin de yaşamının kısa ol-
ması bekleniyor. Çünkü bir önceki hükü-
metin çökmesine neden olan sorunlardan
hiçbiri çözülmedi. örneğin, bu hükümetin,
güneyde, faşist eğilimli Ulusal Ittifak'ın,
Hıristiyan Demokratlar'ın sosyal tabanı-
nı oluşturan yoksullara yardımcı olacak
bir adım atması, bütçe açığının boyutla-
rından dolayı, olanaksız.
Bu sırada, Italyan gizli servis görevlisi
Nicol
Calipa-
ri'nin,
Irak'ta bir
yol kont-
rol nokta-
sında,
ABD as-
kerleri ta-
rafından
öldürül-
mesini soruşturmak üzerine kurulan ABD-
Italyan ortak komisyonunun ortak bir yar-
gıya ulaşamaması (Associated Press
29/04), Italya'da zaten çok güçlü olan sa-
vaş karşıtı tutumun hızla ABD düşmanlı-
ğına dönüşmesine neden oldu (USATO-
DAY, 28/04). Bu yüzden, başsavcıya ayrı
bir soruşturma için yetki veren Berlusco-
ni hükümetinin (Reuters, 01/05), yıl sonu-
na kadar Italyan askerlerini Irak'tan çek-
meye karar vermesi olasılığı giderek güç-
leniyor.
Bush (Bolton)
Başkan Bush, The New York Times'ın
"muhafazakârların muhafazakârı" dedi-
ği, militarist görüşleriyle tüm uluslararası
anlaşmalara ve Birleşmiş Milletler'e düş-
manlığıyla bilınen John Bolton'u, ABD
Birleşmiş Milletler temsilcisi olarak ata-
yınca, yer yerinden oynadı. Halbuki, libe-
ral eğilimli The American Prospect'ten Te-
rence Samuel'e göre "Böyle olmaması
gerekiyordu, Bolton hiçbir zorlukla karşı-
laşmayacaktı, Demokratlar birlikte dav-
ranmayı başaramayacaklardı".
Demokrat Parti temsilcileri uyum içinde
çalışarak Kongre'de Bolton'a karşı güçlü
bir direnç yükselttiler, Eski Dışişleri Baka-
nı Colin Powell kaygılarını belirtti. Ingiliz
hükümeti de hoşnut değıldı bu atamadan.
Bu direncin basıncı Chuck Hagel, Arlen
Specter, George Voinovich, Lisa Mur-
kovvski gibi Cumhuriyetçi senatörlerin
de tereddüde düşmesıne neden oldu;
Bolton'un onaylanması ertelendi (The
VVashinton Post, 26/04).
Halen, Bush, Bolton'un arkasında ka-
rarlılıkla durduğu için büyük bir olasılıkla
Bolton'un atanmasının eninde sonunda
onaylanacağı düşünülebilir. Ancak Bol-
ton, gerek siyasi çizgisıne ve tarzına (zor-
ba, fanatik vb..) ılışkin eleştirilerin gerek-
se de alttan alta sürmekte olan dış politi-
ka tartışmalarının etkisiyle iyice aşınmış
olacak. Bu sırada Bolton'un, istihbarat ku-
ruluşları üzerinde yaptığı baskılara ilişkin
ifadelerortayadöküldükçe.tüm 11/09so-
ruşturmaları, Irak süreci, yeniden konu-
şulmaya başlandı (La Times, 28/04). CIA
Başkanı Tenet'in kitle imha silahlarının
varlığına ilişkin verdiği garantiyle ilgili "Ha-
yatımda sarf ettiğim en salakça sözler"
demesi de (CNN 28/04), deyim yerindey-
se sürece tüy dikti.
Halbuki Bush yönetiminin şu günlerde
daha iyi habere gereksinimi var. Irak'ta as-
kerı yapı, personel ve malzeme yetersiz-
liği, Partizan Savaşındaki yoğunlaşmanın
etkisiyle artan moral bozukluğu, yeni as-
ker bulmakta çekilen zorluklar gibi neden-
lerle giderek zayıflıyor (The Asıa Times,
27/04). Bu koşullarda, Italya'nın askerle-
rini çekmeye kalkması, hele bunu Ingilte-
re'nin izleme olasılığı, ABD'nin Irak'ta kal-
maya devam etmesını son derecede zor-
laştırır.
Irak'tan çekilmek söz konusu olmadığı-
na göre Bush hükümeti, zorunlu askerliği
getirmeyi gündemine almak zorunda ka-
labilir. Bu ise Vietnam anılarını canlandı-
rarak, ABD halkından, ama özellikle orta
sınıflardan büyük bir tepki çeker; gelecek
seçimlerde Cumhuriyetçi Parti'nin kazan-
ma şansını sıfıra indirir.
ANKARA (AA)- Vakıfbank, tüm
taksıtlı ticari kredi faiz oranlannda
ındirime gittiğini açıkladı.
Vakıfbank'tan yapılan açıklama-
da, bankanın taksitli ticari işletme
kredisı faiz oranının, 1 -36 ay vadede aylık
yüzde 2.00'den yüzde 1.95'e, "0" km araç
kredisi faiz oranınınsa kaskosunun banka
tarafından yapılması durumunda
aylık yüzde 1,70'ten yüzde 1.59'a
indirildiği bıldirildi. 1-36 ay vade-
lerde franchising kredisi için aylık
yüzde 1.95, VaKobi yatınm kredisi
için aylık yüzde 1.75 ve 3 sezoıı ödemeli
tıırizm kredisi için aylık yüzde 1.90 faiz
uygulamaya başladığı da ifade edildi.
avea
AVEA İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş.
Milli Plyango Idaresi Genel Müdürlüğü'nden alınan
22/04/2005 tarlh ve B.07.1.MPİ.0.13.00.02/647/2369 sayılı Izlnle
düzenlenen plyanqoya 655 Iştirakçl katılmıştır.
25/04/2005 - 26/04/2005 - 27/04/2005 tarihlerinde
yapılan çekilişlerde ikramiye kazanan asil/yedek talihlilerin
listesi aşağıda belirtilmlştir.
25/04/2005 tarihinde yapılan çekilişte kazanan asil ve yedek talihlilerin listesi:
Adet ikramiye Adı
1 l-MatePDAZKCep Bilgisayarı
Kupon No
219
233
310
317
Adı Soyadı
Selim BIZCANLI
Gökhan ÇOLAK
EnverZENGİN
Mesut ÖZKAN
(Asıl)
(1. Yedek)
(2. Yedek)
(3. Yedek)
26/04/2005 tarihinde yapılan çekilişte kazanan asil ve yedek talihlilerin listesi:
Adet İkramiye Adı Kupon No Adı Soyadı
1 I-Mate PDA2K Cep Bilgisayarı 247
459
385
271
Ismaıl DURANKAYA (Asil)
SelımTAŞKIN (1 Yedek)
llknurAYDIN (2. Yedek)
Fatıh KORUK (3. Yedek)
27/04/2005 tarihinde yapılan çekilişte kazanan asil ve yedek talihlilerin listesi:
Adet İkramiye Adı
1 i-MatePDA2KCep Bilgisayarı
Kupon No Adı Soyadı
252 Zekerıya KÖROĞLU (Asil)
312 Mustafa PALAZ (1. Yedek)
336 Mustafa ŞAHIN (2. Yedek)
129 Umut KÜÇÜKKABAK (3. Yedek)
İkramiye kazanan asil talihlilerin 18/05/2005 tarihine kadar,
yedek talihlilerin fse, 02/06/2005 tarihine kadar
AVEA iletişim Hizmetleri A.Ş. Abdi ipekçi Cad. No: 75
Maçka 34367 istanbul adresine veya
(0212) 460 19 41 no'lu teiefona başvurmaları gerekmektedir.