02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 MAYIS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA SOZ OKURUN .1 Fikret Dağlıoğlu [email protected] Faks; 0 212 513 90 98 Biıyükde\iet adaııu:femetfrıönü Üe Cümhuriyet'in kuruluju ile birlikte ya- yına başlayan bu gazeteyi gökkuşağı- na benzetırim. Öyle bir gökkuşağı ki kör inançları boğacak, karanlıklan delecek, satıl- mışlann, gafillerin, hainletin suratına tokat gibi inecek. Her Cumhuriyet'i elime aldığımda onları gö- rürüm. Tüfek elde siperden sipere koşan Ku- vayı Milliyecileri.. ve "ölmeyi reddediyorum" diyen komutanları... Ve günlerce yan aç, uykıı- suz, savaş meydanlannda tası yastık, kaputu yor- gan eden komutanlan. Tümc ulusunun makûs talihini yenenleri... Savaşlar, savaşlar... Bal lar'da, Yemen çöİlerinde, S canlar'da, Kafkas- uriye'de, lnönü'de, Sakarya'da, Afyon'da... Ve Mudanya Silah Bı- rakma Antlaşması, yurdumuza, ulusumuza ışık- lar saçan Lozan Banşı... Sonra asırlara meydan okuyacak, sonsuza değin yaşayacak, tüm dünyaya "Yurtta banş, dünyada banş" sloganıyla örnek olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşu ve aydın- lanmadevrimi... Savaşlar, savaşlar... Askeri savaşlar, siyasi savaşlar, devrim savaşlan, iktisadı savaşlar, top- lumsal savaşlar, sanayıleşme savaşlan. Bu büyük savaşlann herkaresinde büyük ön- der Atatürk'ün yanında İsmet İnönü bulun- maktaydı. Arkasındaıı demokrasiye geçiş. Türkıye Cum- huriyeti yönetiminin demokratik, laik, sosyal hukuk devletı oluşunun anayasada yerını al- ması. Son Türkıye Cumhunyeti devletıne danı- gasını vuranlardan bındır İsmet İnönü. Onu, bazılan tüm bunları unutup neden ağır şekilde tenkit ederler bılemıyorum. O kı, başı- na taş atıldı, yılmadı, lınç edılmek ıstendı yıl- madı. 21 Mayıs Ihtılalı'ndesabahadeğın Mec- lis'te bekleyen de oydu. 0nun için çeşitlı şeyler söylendı. Tüm bun- lar sayfalar alır. Yalnız şunu yazmak ısterım: 1938-1945 arası, Avrupa'da faşizmın doruğa çık- tığı yıllardı. Hem Hitler'ın yayılına emellen vardı, hem de Batılı tüm devletlerin. . Stalin'ın komünizmı de yayılmacı bir komünı/m ıdı. Stalin saldırmazlık paktını yirtmış, parmağını Türkıye'ye uzatmıştı. Bırtarafta Boğazları, dı- ğertaraftan Kars, Artvm, Ardahan'i istedi. (Bir Artvinlı olarak yazıyorum.) Amacı sıcak denız- lere ınmek ve Artvin yöresı ıle Doğu Anado- lu'da çıkacak maden yataklarına ulaşmak ola- caktı. İsmet Paşa yılmadan, usta bir satranç şampiyonu, usta devlet ve siyaset adamı olarak, karaya oturtmadan götürdü bu koca gemiyi. İktisadı, siyasi, askeri, kültürel bağımsızlık ve ö/gürlükle, saygınlık. Çörçil bıle doğuda ıkı büyük devlet adamı var demıştı, "Biri kör, diğeri sağır". Soranm; İsmet Paşa'dan sonra onun yennı dol- duracak bırısı daha geldı mı? Sevim NEBİOĞLV Dil devrimi yoluna devam ediyor Devletimizin kurucüsu yüce Ata- türk'ün tt Ülkesini,yüksekbağım- sızlığııu konımasını bilen Türk ulıısu, di- lini de yabancı dillerin boyunduruğun- dankurtarmalıdır" ilkesinden yola çıkan Türk Dil Devrimi, özelliklle 12 Eylül hu- kuksuzluğunun yarattığı büyük yıkıma ve engellemelere karşın yoluna devam ediyor. Kökenini Anadolu'da halkın konuştu- ğu an dilde bulan ve Türk aydınlanma- sınm, Türk çağdaşlaşmasır ,ın olmazsa ol- mazı olan dil devrimine tüm aydınlar iç- tenlikle sahip çıkmalıdir. Divanü Lügat- it-Türk'te söylendiği gibi erdemın başı dil- dir. Dillerinin bozulmasınii ve yok olma- sına sessiz kalan toplumlar önce ekinle- rini (kültürlerini) sonra bağımsızlıkları- nı ve en sonunda da her şeyini yitirirler. Türk dili var olduğu ve geliştiği sürece Türk ulusu da hep var olaoaktır. Bugün eğer düşünbilim (felsefe), top- lumbilim, ruhbilim gibi temel bilimler- de Türkçe cğitim ve binlejre Türkçe çe- viri yapılabiliyorsa unutulrnasın ki bu salt dil devrimi yüzündendir. Elğer bugün ye- ni çıkan yasalanmızda oldukça an bir dil kullanılabiliyorsa bu ancak dil devrimın- den dolayıdır. Türk yazın dünya çapın- da hepımizi gönendirecek yapıtlar suna- biliyorsa bunu dil devrimine borçludur. Arapça, Farsça bozması Osmanlıcayla bunlar asla başarılamazdı. Bugün eğer en tutucu gazete ve dergileıde bile pek çok Öztürkçe sözcük kullanılrnadan yazı ya- zılamıyorsa bu dil devriminin başansı ve geri çevrilemezliğinden dolayıdır. Atatürk devrimleri içe isinde en çok dil devrimi olmuştur, onc an dolayı kar- şıdevrimin boy hedefi durumuna gel- miştir. Ozellikle son yıllarda hâtta yasalan hı- çe sayarak (x,q gibi harflene Türkçe söz- cük yazımı gibi) özensiz bir dil kullanı- mı yaygınlaşmaktadır. Salt akçalı ışlerle ilgilenen ve bu konulan önömsemeyen yö- neticilerimizin durumun diddiyetinin ay- rımına varması gerekmekltedir. Unutma- yalım Türkçeye saygı yüce ulusumuza umhu saygıdır. Hepimize görev düşüyor. Av. Giirsel Devrim İYİM Bostancrdaki Atatürk büstü T ürk tiyatrosumııı ilk kadın oyun- cusu Afife Jale'nin Kadıköy'deki büstünün perişan halini anlataıı yazılan büyük bir üzüntü ile okıulııııı. Bugün ise, Bostancı vapuriskelesi karşısındaki park- ta yer alan Atatürk büstünün benzer ha- lini görünce, bir Cumhuıiyet okuru ola- rak ben de bu büyük utapıcı ve vurdum- duymazlığı dile getirmek istedim. Bu ko- nuda mutlaka çok şcy söylcmck nıüm- kün. Ancak, bunun bu sayfada diğer okur- larınıza haksızlık olabileceğinin bilincin- deyim. Bitirirken, nasıl bir toplum haline getirilmek istendiğimiz üzerinde önemle dşünülmesinin gerektiğini ve ülkemizin ve çağdaş yaşam biçiminıi/in kurucüsu Atatürk 1 e karşı yapılan bu haksızlığı şid- detle kınadığımı belirtmek istiyorunı. Kİtrel Y1LMAZ ELEŞTÎRİLER • "Yeter Artık" başlıklı yazınız içın sağolun hocam (Mümtaz Soysal). ABD'ye, AB'ye, AİHM'ye gereken yanıtınızı verdiniz. Valanımızın sağcısı - solcusu ile 70 milyon evladını gönendirmişsınizdir. Şahin SÖNMEZ • Bir Cumhuriyet okuru olarak, diğer sayfalarda gördüğüm, emekten, alın terinden ve hakkaniyetten yana tavn maalesef spor sayfanızda göremiyorum. Ozellikle Sayın Abdülkadir Yücelman ve Sayın Halit Deringör'ün Fenerbahçe yanlısı yorumlar yapması beni üzüyor. Ben Cümhuriyet'in her sayfasında bütün sayfalarındaki anlayişı görmek istiyorum. Tuncay YILMAZ • Toktamış Ateş'in hoşgörü kavranıına sığınarak çağdaş, laik ve üniter Türkiye Cumhuriyeti yenıinli düşmanlanna (Tarikat mensuplarına) sevgiyle yaklaşımı gibi konularda yazılan köşe yazılan dayanılmaz bir hal aldı. Haluk SANLI • Gençliğimde şiırlerini kıvançla, ezbere okuduğum bir insan. Türkçe sözcüklerı yalın ve ustalıkla kullanırdı. Şımdilerde Arapça, Farsça sözcüklerden oluşan (ümmet dılı denen) Osmanlıcayı yeğliyor. Bu dilin saraydan öteye gidemediğini görmezden gelıyor. Fransız bir Türkoloğun, "Türklerin kültür dili Osmanlıcadır" savına sığınıyor. Yazılarında Atatürk dönemını kıvançla anlatıyor. Yaptıklanna övgüler düzüyor. Fakat, Cumhuriyet kurulduğunda Anadolu'da yaşayanların yüzde 90'ının okur-yazar olmadığını bilmezden geliyor. Me/tmet KUT Türkiye'nin enerji politikası Okurun T ürkiye'nin enerji gereksinimini mutlaka kendi kaynaklarından sağlayacak politi- kaları öne çıkarıp uygulamaya geçirmesi ve ozellikle yoksun olduğu petrol ve doğalgaza da- yalı santralları süratle ıç kaynaklarına dayalı santrallarla yedeklemesi şarttır. Zıra zaten faiz yükü nedeniyle ana borcunu azal- tamayan Türkiye, her yıl gittikçe miktarı artan ve fiyatı tamamen dış odakların kararlanna bağ- lı olarak oluşan ham petrol ve doğalgaz konu- sunda kendi kaynaklannın çok yetersiz olması- na ve dışa bağımlı olmasına rağmen halen elekt- rik enerjisı üretimınde ve ısınmada doğalgazı, pet- rokımya sanayiinde ve vasıtaların tahrikinde de petrol ürünlcnnı kullanmak durumundadır. Üstelik ıhtıyacı olan petrol ürünlerını ve pet- rokimya ürünlerını kendi ımkânlarıyla rafine et- mek ve üretmek için kurulmuş tesıslerini de özelleştirme bahanesıyle dış odakların denetı- mine terk etme gibi anlaşılmaz bir bağnazlık arı- fesindedır de. Türkiye'nin önde gelen ve mutlaka daha da çoğaltilmasi gereken ana güç kaynakları şüphe- siz ki su santrallandır. Kurulmuş, kuruluş aşama- sında ve planlanmış olan barajlarımızın enerji üretim kapasıtesı tam olarak kullanılabılırse ül- kenin temel enerji ıhtıyacını çok rahat karşılaya- bileceklerı gıbı uygun kullanımla sulama ımkâ- nı nedeniyle şu anda en düşük verim durumun- da olan tarımsal üretımımizi de eskı yeterlılıği- ne ulaştırabılır. Ömer SUNMAN Cumhuriyet, sayfalannı CUMOK'lara açıyor. "Söz " sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm haberler,e, duyurulara, görüslere ve eleştirilere yer vereceğiz. CUMOK lar bu gazetenin gerçek sahihidirler; ülke yayın yaşamına yepyeni katkılarda bulunup genel sorunlanm yansıtmakta önemli işler üstieneceklerine inanıyoruz. ls ,. ufuklar açacaklarma, ülkenin yerel ve ADD ve ÇYDD ''nin varoluşlarını hızlandıracak iletişim ağının "Söz Okurun " sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. [email protected]. tr Mektup Adresi: Türkocağı Cad. 39/41. Cağaloğlıı/İSTANBUL Faks: 0212 513 90 98 4 CUMOK'ların Kadıköy buluşması I" stanbul CUMOK'un, önceki gün Kadıköy Moda KASDAV lokalinde düzenlediği toplantıda gazetemiz yazarlarından Prof. Dr. Türkel Minibaş, "Bağımsızlık Ateşi ve Ulusal Egemenlik" konulu konferans verdi. 200'e yakın Cumhuriyet okurunun katıldığı toplantıda Cumhuriyet Kitap Kulübü kitapları, CUMOK tişörtleri ve 3 Haziran 2005 günü akşamı gazetemiz imtiyaz sahibi fihan Selçuk ve yazarlarımız ile aynı yerde düzenlenecek "CUMOK Yaz Bulaşması" yemek davetiyeleri de ilgi gördü. AKP'nin türban iııaclı Anayasa Mahkenıesi Başkanı Bumin, üniversitelerdeki türban yasağının yasa çıkanlarak kaldınlabileceğini savunan AKP iktidanna, bu girişiniin anayasaya ve halla Avrupa İnsan Ilaklan Sözleşmesi'ne avkırı olacağını, geçen günlerde bir konuşmasmda görevi gereği olarak hatırlatnııştı. Lktidardan bizce çok haksız ve de mesnetsiz olan (epkiler geldi. Kuşkusuz bu (epkiler halkımızın büyük bir kısnıı taranndan bilinen gerçeği değiştirmedi ve degiştirmeyecektir. Türban ile dini duygıılann istisnıar edilerek siyaset yapıldığı 70'li yıllarda tanıştık. Bunun annelerimizin bireysel hak ve özgürlüklerini kullanarak başlanna örttükleri ve kimsenin müdahale etmediği başörtüsünden çok farklı olduğu gerçegi tartışılaınaz. Türbanın ve tesettürün bireysel bir özgüıiük olmayıp şeriat yönetiminin bir simgesi olduğıınu gerek halkımız gerekse AB ülke halklan açıkça görmekte ve rahatsızlık duymaktadırlar. Bu konuda ülkenıizde herkesin bildiği yüksek yargı organlannın ve AİHM'nin bu doğrultudaki kararlan artık içtihat oluşturacak nitcliktedir. Nitekim geçmişte ülkemizde bu görüşleri savunan iki parti bu nedenle kapatılmıştır. İktidann devamlı olarak bu konudaki ısran anayasa suçu oluşruracaknr. İktidann bu gerçekleri unutmuş olması olanaksızdır. Dr Sabiha ALATAN CUMOK topituıtılan Eskişelur Cumhuriyet gazetesi okurları (CUMOK) 22 Mayıs Pazar günü bir araya geliyorlar. MusaÖ7Ü Baraji'nda toplanacak olan CUMOK'lar yaptıklan açıklamada, katılımcıların 220 44 49,234 51 68,221 59 43 No'lu telefonlarını arayabileceklerini belirttiler. yollaırmra ayıridım Tlhan Selçuk'un 4 Mayıs'ta köşesinde yazdığı, "Özgürlük zaferlerin değil, yenilgilerin birbirine eklenmesiyle oluşan yenilgiler /.inciıinin halkalannı kıra kıra kazanıhr" sözü gerçekten çok hoşııma gitti ve hemen not defterime kaydettinı. Herkes taranndan bilindiği üzere bence de bu /incirin en büyük halkası, ekonomik bağımlılıkür. Bu durum insanlar için geçerli olduğu gibi ülkeler için de geçerlidir. Bizinı yapmanuz gerekense hiç zaman kaybetmeden, ekonomimizi IMF'den ve emperyalizmin o keskin pençesinden 1MF ile yollanmızı ayırarak kurtarmaktır. Çünkü IMF'nin ve emperyalizmin pcnçesinin ne kadar keskin ve acımasız olduğu, bugüne kadar birçok tecrübeyle sabitlenmiştir ve o pençenin geçtiği hiçbir ülke kurtulamamışrır. Tam bağımsız Türkiye için herkes toplumsal sorumluluk duygulannı biraz daha güdülemelidir. Mesut TOSUN Solun üretim sorunları Ihan Selçuk, Mümtaz Soysal ve Emre Kongar, sütunlarında bir süredir solun sorunları üzerınde arayışlar içeren yazılar yazmaya başladılar. Esasen bu yazılann ana amacı soldaki dağınikhk ve bu dağinıkhğa neden olan ana unsurlar ile ilgili. Bu araştırmalarda ortaya çıkan bir faktör var, bu da sol kesimin üretim ile ılgılı olarak sabıt ve devrimci bir duruş sergileyemediğıdır. Bu tutarsızlığın nedenleri arasında sayılan "lider sorunu ve bu sorunla ilgili olan zaman kayıplan" bence etken bir neden değildir. Solun "lider sorunu" olmadığı yıllar ıçerisınde de her zaman için bir "üretim sorunu" mevcuttu, bugün de bu sorun küreselleşme ortamında daha da bir büyüyerek karşımıza çıkmaktadır. Buna yanıt venlemediği ve geniş kesımlenn ortak anlayış ve mutabakatı ile çare bulunamadığı sürece de tutarsızlıklar sürecek ve kayıplar artacaktır. Sol, geçmişte olduğu gıbı bugün de ne yazıktır ki özgün ve araştırmacı nitelığini kaybetmıştir. Sağ ve merkez sağ gibi onlar da Avrupa ve Batı solunu taklit etmekte ve bu taklidin içerisinde bir Anadolu sentezi çıkarmaya çalışmaktadırlar. Ancak, ülkemizin içinde bulunduğu koşullar ve kendisıne özgün sorunlar nedeni ile taklit reçeteler ile sağlıklı ve kalıcı bir çözüm bulmak olası değildir. Bu noktadan hareketle, "üretimde verimlilik arnşı" bizim ülkemiz için birıncil önemde bir sorun değildir. Bunun yerine ele ahnması gereken öncelikli konu, "Ulusal bazda üretim" meselesidir. Bu ikisi arasındakı temel farklıhkJar son derecede önemlidir. Hatta hayati önemi vardır diyebiliriz. Hüseyin ÖKLEM 7 yaşmda Yarhk ve yaşama nedenimiz olan Atatürk ilke ve devnmlerini her ne pahasına olursa olsun korumayı, yaşatmayı ve yenı nesıllere aktarmayı kendıne temel ılke olarak belırleyen, aydınlanmanın savunucusu Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), demokratik ve laik Cumhunyete yönelık saldırılara karşı Onursal Başkanımız Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ve arkadaşları tarafından 19 Mayıs 1989'da "halk örgütlenmesi" olarak kurulmuştur. Büyük zorluklarla kurulan ve kurulduğu günden bu yana üyelennın desteğıyle ayakta durmaya çalışan ADD, aynı görüşü paylaşan ancak örgütlenemeyen binlerce yurttaşımızı "Kemaliznı" düşüncesınde birleştirmeyi başarmıştır. Herkesi kucaklamak felsefesinin bir sonucu olarak toplumun bütün kesımlerinden katıhmlarla hızla büyüyen ADD'nin bugün yurtiçıne yayılmış 512 şubesi ve 105 bin üyesi vardır. Kemalizmın evrensel olma nitelıği gereği yurtdışında da örgütlenen ve şubeler açan derneğımiz binlerce kilometre uzaklarda yaşayan yurttaşlanmız için de "ortak bir ses" oldu. Ulusal bütünlüğümüzün ve egemenhğimızın, içerideki ve dışandaki ihanet şebekelerinin her türlü saldırılarıyla karşı karşıya kaldığı günümüzde, ADD'nin işlevi ve anlamı daha da önem kazanırken sorumluluğu da artmıştır. Tam bir "özveri örgütü" olan ADD, emperyalizme karşı verilmiş Ulusal Kurtuluş Savaşı sonucunda kanla kurulmuş olan Cumhuriyetimizın özünü ve anlamını savunmayı kendine ılke edinmiş ve bu uğurda gönüllü neferler olarak mücadele edecek olanlann ocağıdır, evidir. UğurSETEN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear