25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 2005 ÇARŞAMBA HABERLER Yüce Divan'daki Türkbank yolsuzluğu davasında imzasız bir mektupla Turgut Yılmaz'a ağır suçlama 14'mflyon dolarbkihbarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eskı Başbakan Mesut Yılnıaz ile eski Devlet Bakanı Güneş Tâner'in Yüce Divan'da yargılandığı dav4ya, Korkmaz Yiğit'in hesabından Yılrdıaz'ın karde- şi Turgut Yılmaz'ın hesabına 14 mil- yon dolar aktarıldığına Ülişkın ihbar tnektubu damgasmı vurdu. Türkbank ihalesıne müdahale konusunda araş- tırma istenıp ıstenmediğı sorusuna MÎT'in yanıt vermediği laçıklandı. Anayasa Mahkemesiinin önünde, aralannda Türkbank mağdurlanmn da bulunduğu grup, sabahın! erken saatle- rinden itibaren toplanmaya başladı. Bu nedenle dııruşma öncesincje izdiham ya- şandı. Mesul Yılmaz'ın mahkcmeye arka kapıdan girmesı dikkat çekti. Yüce Divan Başkanı Mustafa Bıımin, isimsiz bır ihbar mektubu geldiğinı, mektupta "KorkmazYiğit'in hesabın- dan Saber Şirketi aıacılığıyla Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ın hesabına 14 milyon dolar aktanldığT Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'in Türkbank ihalesindeki yolsuzluklara ilişkin yargılandığı davanın dünkü oturumuna imzasız ihbar mektubu damgasmı vurdu. Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin tarafından açıklanan mektupta, 'Işadamı Korkmaz Yiğit'in hesabından Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ın hesabına 14 milyon dolar aktarıldığı' iddiası yer alıyor. nin olduğu" yönünde olduğunu söyle- dı. Mesut Yılmaz da 7 veya 8 Ekım 1998'de um:ag'ın açılış töreninde ga- zeteciTuncayOzkan'ın, Sağlar'ın, ıha- leye ilişkin Çakıcı ile Yiğıt arasında ge- çen telefon görüşmesinin kasetinin bu- lunduğunu kendisine söyledığinı belırt- tı. Bunun üzerıne emniyetten kasetin deşifresinin kendisine gönderilmesinı ıstediğını kaydeden Yılmaz, "Ben ka- setin deşifresinden Sağiar'ın kaset hak- kında açıklama yapüğı 13 Ekim'den 2 gün önce bilgi sahibi oldum" dedi. Tanık Serkan Özyurt, Malı Suçlan Araştırma Kurulu olarak Genç TV'nın Kamuran Çörtük'e satışı ile ılgılı bır inceleme yaptıklannı söyledı. Burrun'in, iddiasının yer aldığını açıkladı. Bu- mın, MlT'e, Türkbank ıhalesi sürecin- de ihaleye müdahale edilıp edilmedi- ği yönünde bir araştırma yapılması ıçin o dönemde talep gelip gelmediğinm so- rulduğunu ammsattı. Bumin, MİT'ten bu konuda ikı adet bilgi notu geldiği- ni, soruya yanıt verilmediğini bildirdi. Duruşmada tanık olarak dinlenen FikriSağlar, Çakıcı-Yiğit arasındaki te- lefon görüşmelerini ıçeren kasetin bir kamu görevhsı tarafından kendisine posta ile gönderildiğini söyledi. Sağ- lar, kamu görevlisininkendisiniaraya- rak "Devletin üst makamlarına ilettik, bir sonuç alamadık Bunu size tevdi ediyoruz" dediğıni belırtti Türkiye'de o dönemde bırçok kaset ortalıkta do- laştığı ıçın iyi bir inceleme yapılması gerektığı görüşüyle araştırma yaptığı- nı kaydeden Sağlar, kasetin kopyasını dönemin TBMM Başkanı HikmetÇe- tin, Başbakan Mesut Yılmaz, Başba- kan Yardımcısı BülentEcevit'e takdim ettiğini, aynca araştırma önergesi de ver- diklennı kaydettı. Bumin, Sağlar'a, 30 Eylül 1998'de ulaşan kaseti neden 13 gün sonra açık- ladığını sordu. Sağlar, bu sürede gerek- li araştırmalan yaptığını, parti disiplı- ni içinde ilgililerle görüştüğünü kay- detti. Ecevıt'in de kasetten haberdar olduğunu öğrendiğıni anlatan Sağlar, izleniminin "kasetten herkesin haberî- "KorkmazYiğit'in şjrkederinin malidu- nununuincelemişsiniz. Bu bankayı ala- cak mali gücü var mıydı" sorusuna ta- nık Özyurt, tespitlerine göre böyle bir gücünün olmadığmı söyledi. Dönemin Mali Suçları Araştırma Kurulu üyesi MuzafferKökverde Genç TV'nın Çör- tük'e bedelsız verildiğini belirterek "Minare çaunmış ama küıfhazırlana- mamış" dedi. Duruşmanın ardından Yılmaz'ın kar- deşi Turgut Yılmaz, kendisiyle ilgili ih- bar mektubu hakkında açıklama yap- tı. Yılmaz, bu belgelerın düzmece ol- duğunu kanıtlamak için Dubaı'ye bi- rini yolladığını ve sonuçta ımzalann sah- te olduğunu, yazışmada kullanılan ban- kaya ait olduğu iddıa cdilen antetin bankanın anteti ile uyuşmadığını be- lirterek kâğıtlardakı isimlerin de o dö- nemde bankada çalışmadığımn bildi- rıldiğını kaydetti. Yılmaz, o gunden sonra beklemeye başladığını belirterek "Kısmet bugüne imiş" dedi. TRABZON Linç girişimıne dava açıldı AHMETŞEFİK TRABZON - F tıpi cezaevlenne karşı bildiri dağıtan 4 TAYAD üyesi- ni linç etme girişiminlde bulunmak- tan 11, bu olayı proteslto etmek ama- cıyla basın toplantısı düzenleyen TA- YAD'lılara saldırmaktan dolayı da 4 kişi yargı karşısına çı|ayor. Ülke çapında yankji uyandıran 6 Nısan'dakı linç gınşimi nedeniyle 11 kişi hakkında dava a^ılmasının ar- dından, 10 Nisan'da basın toplantısı yapan TAYAD'lılara s^ldırılması ola- yının failleri hakkındö da dava açıl- dı. Trabzon Atatürk Alanı 'nda basın toplantısı yapan Kübra Müjde Ünsal ve Emrullah Avcı'ya yönelik olarak Ali Ulusal adlı yurttaşın,"Saldırın bunlara, saldıranlara Servetimi bağış- lanm" diyerek çevredekılerı kışkırt- tığı behrtıldi. Ulusal hakkında "Su- çaazmettirmek"ten, SuatÇ. (68), Ai- perB. (30) ve Yusuf O. (27) hakkın- da da "kasten müessir fülde bıılun- mak"tan dava açıldı. ,Davanın, veri- len ifadeler, kamera g^rüntüleri, dok- tor raporlan, fotoğraflar ve tespit tu- tanaklan doğrultusunda açıldığı, yar- gılamanın Trabzon Sulh Ceza Mah- kemesı'nde yapılaca|;ı bıldınldi. OTTO SCHID 'Vakit gazetesivle ilgilenufnelV BERLİN (AA) - Almany a Federal lçişleri Bakanı Otto Schily, Yahudi düşmanlığı yaptığı gerekçesiyle ya- sakladığı Yeni Akit GmbH şirketi ta- rafından yayımlanan Anadolu'da Va- kit gazetcsi ile Türk Hükümetinin de ilgilenmesi gerektığıtıı söyledi. Schily, Anayasayı ICoruma Daire- si'nin 2004 yılı raporı nu basına açık- larken "Anadolu'da Vakit yoğun şe- kildeYahudidüşmanlığı yapması ne- deniyle yasaklandı. Bunun üzerine şahsıma ve bazı bakanlara karşı kış- kırtıcı haberleryayımladı. Son olarak Başbakan'a (Gerhard Schröder) kar- şı da haberler yapmaya başladı. Bu nedenleAnadolu'da Vakit gazetesi ile Türk hükümeti de ilgilenmeli" dıye konuştu. "Türk lıiiküınctinden ne yapmasını beklediği|ne" ilişkin bır soru üzerine Schily, "fBuna Türk hü- kümeti kararvermeli. EğerTürk hü- kümetinin hukuk imkâıılan yoksa bu imkânları \aı atmalı" dedi. Schıly'nin açıkladığı Raporun ra- dikal Türk gruplarıylja ilgili bölümü- nün başında, sınır dıjşı edilen Metin Kaplan'ın kurduğu Jslami Cemiyet ve Cemaatleri Derneği'nın faalıyet- lerine yer verildi. Raporda, Alman- ya'da 31 bin 800 radikal lslamcıdan, 27 bin 300'ünün Türk olduğu ve bun- lardan 26 bin 500'ünün Milli Görüş üyesi olduğu belirtıldı. Raporda, Mil- li Görüşçü olmayan Türklerin de El Kaide ve Ensar El tslam gıbi örgüt- lerle bağlantılı olabileceği kaydedil- di. Raporda radikal slamcılann sa- yısındakı artışa rağrıen son bir yıl- da şiddet eylcmleıinin sayısının 88'den 61'e düştüğü behrtıldi. CHP'li Eraslan, polisin yetkilerini genişleten düzenlemenin sakıncalanna dikkat çekti: Yeni Yeşfller yarablal>iür Vözaltında kaybedenler kaybedecek' İnsan Hakları Derneği (tHD) lstanbul Şubesi üyeleri "gözaltında kaybetme" olaylarının faillerinin açıklanmasını istedi. tHD, Yakıniarını Kaybcden Ailelerle Dayanışma Derneği (YAKAY- DER) ve Uluslararası Gözaltuıda Kayıplar Konnsyonu (İCAD) üyesi bir grup, 17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele I laftası etkinlikleri kapsamında Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. Grup, "Kaybedenler kaybedecek", "Failler bulunsun, hesap sorulsun" ve "Analann öfkesi katilleri boğacak" sloganlannı attı. Grup adına basın açıkiaması yapan İH1) İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin, "Bizler, hükümeti, halkı bilgUendirmeye ve kayıplann akıbetini açıklamaya çağırıyoruz" dedi. Kayıp aileleri de toplu mezarlann açılarak, hiç olmazsa yakınlannın cesetlerinin kendilerine teslim edilnıesini istedi. (Fotoğraf GÖKÇE UYGUN) Tutuklu aileleri, tepkilerini Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e iletti 'Ceza İnfaz Yasası geri çekilsin' İstanbul Haber Servisi - Tutuk- lu aileleri, 1 Hazıran'da yürürlü- ğe girmesi planlanan yeni Ceza tn- faz Yasası'nın geri çekilmesi ıs- temiyle Adalet Bakanı Cemil Çi- çek'e faks çekti. Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği (TUYAB) ve Tu- tuklu Aileleri ile Dayanışma Der- neği (TUAD) üyesi bir grup, "Hüc- re tecrit terörüne son", "lçerde dı- şarda hücreleri parçala" ve "Di- siplin cezalarma hayu-" yazılı dö- vizlertaşıdı. "Devrimcitutsaklar yalnız değildir", "İmrah'da tecri- de hayır" ve "Devrimci irade tes- lim alınamaz" sloganlarını atan grup adına basın açıkiaması yapan TUAD Sekreterı Sultan Toptaş, Ceza tnfaz Yasası'nın evrensel hu- kuk ılkelerıni, temel insan hakla- nnı gözetmeyen, antıdemokratık yaptınmlarla dolu olduğunu belir- terek yasanın ezıyet ve ışkence ile devrimci tutsakları yok etmeyi amaçladığını söyledi Grup, açık- lamanın ardından Galatasaray Pos- tanesi'ne giderek metnı Adalet Bakanı Çiçek'e gönderdı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Adalet Komısyonu'nda, Ceza İnfaz Yasası ve Ceza Muhakamesi Yasası'nda yapılan değı- şikhkle, terorle mücadele gerekçesiyle polıse yer gösterme için "hükümlü ve tutukluları 15 güne kadar cezaevinden ahna" yetkisi verildi. Abdullah Öcalan başta olmak üzere terör suç- lularının avukatlanna sınırlama getirilmesi tartışma yarattı. TBMM Adalet Komisyo- nu'nda, dün Ceza İnfaz Yasası ile Ceza Mu- hakemesı Yasası'nda değişiklık öngören yasa önerilerı değişiklıkler yapılarak kabul edildı. Yeni düzenlemeler ve tartışmalar şöyle. • Terör suçlularının hakkında soruşrurma ve kovuşturma açılan avukatlannın görevlerı- ne son venlmesi, hükümlü ve avukat arasın- daki görüşmelere sınırlama getirilmesine iliş- kin düzenleme tartışma yarattı. CHP'liler, dü- zenlemenin savunma hakkını kısıtladığını söyledıler. Feridun Baloğlu, "Belü sayıda avu- kat için böyle kalıcı bir düzenleme yapılamaz" dedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise Öcalan'ı kast ederek "Bu kişüün devletin bekçiliği al- tında avukaüan aıacılığıyla örgütü yönettiği bizzat bu avukallarca resmen açıklanıyor. Devlet bu insanlann istisnıan karşısında eli kolu bağlı bekleyemez" dedi. Bu madde kabul edildi, ancak terör suçlularının cezaevinden telgraf, faks ve mekrup gönderip almasının kısıtlanmasını öngören madde AKP'liler çe- kimser kalınca metınden çıkarıldı. ^ AKP'li AhmetÇağlayan'ın önergesiyle, kolluk kuvvetlerıne "hükümlü ya da tutukhı- ları rızalarını alınak koşuluyla ve hâkinı kara- nyla en çok 15 gün süreyle tutuklu ve hiiküm- lüyü yer gösterme ve dinleme için cezaevinden ahna" yetkisi venldi. CHP'li Orhan Eraslan, yurürlükteki mevzuatın buna zaten ızin verdı- ğıni belirterek "thtimal ki bu düzenlemeyle tutuklu veya hükümlü yeni sue işlenmesinde kullamlabilir. Yeni Yeşiller yaratmaya yöneük bir düzenleme olabilir" uyansında bulundu. • Telefon dinleme, sırasında yapılmakta olan soruşturmayla ılgısi olmayan bir suçun işlendığı şüphesıni uyandırabılecek delilın el- de edılnıesı durumunda cumhuriyet savcılığı- na bıldırilmesine ılışkın madde çıkanldı. \/ Ceza Muhakemesı Yasası'nın arama, el koyma ve belgelen inceleme gıbı maddele- rinde savcının bulunmaması durumunda kol- luğa yetki veren maddelerı tartışma yarattı. Eraslan, "Otoriter bir rejime doğru gidiyo- ruz" dedi Cumhuriyet savcılannın, kolluk amir ve memurlan hakkında doğrudan so- ruşturma açabilmesını, ancak en üst dereceh kolluk amirlenne hâkim güvencesi getıren düzenleme, metinden çıkanldı. »^ Şüphelinin en yakın mahkemeye gön- derılmesi için getirilen zoruıılu süre 24 saat- ten 12 saate düşürüldü. İHD'nin Kızıltepe raporunu açıkladığı için hakkında dava açılan Mehdi Perinçek: 4 Savcı samldarı şaşırdı^DİYARBAKIR(Cumhurryet Büro- su) - Mardın'in Kızıltepe ilçesinde Uğur Kaymaz ve babasının öldürül- mesınin ardından yaptıklan gözlem- lerı bir rapor haline getiren ve bunu basın toplantısıyla açıklayan İHD'li- lere 5187 sayılı Basın Yasası'na ay- kın davrandıklan gerekçesiyle dava açıldı. Hakkında dava açılan İHD temsılcisi Mehdi Perinçek, söz ko- nusu madde nedeniyle yahıızca ba- sın mensuplanna dava açılabileceği- ne dikkat çekti. Kızıltepe'de 21 Kasım 2004 tarihin- de Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın öldürülmesi olayını aj-aştıran tHD Doğu ve Güney- • Uğur Kaymaz ve babasının ölümüyle ilgili raporu açıkladığı için hakkında Basın Yasası'na aykırı davrandığı gerekçesiyle dava açılan Mehdi Perinçek, "Söz konusu madde gereğince sadece basın mensuplanna dava açılabilir" dedi. doğu Bölge Temsilcisi Mehdi Perin- çek ile ÎHD Diyarbakır Şube Başka- nı Selahattin Demirtaş, hazırladıkla- rı raporu kamuoyuna açıklayınca, 5187 sayılı Basın Yasası'nın 19'un- cu maddesine aykırı davrandıklan gerekçesiyle 2 bın YTLden 50 bin YTL'ye kadar ağır para cezası öngö- ren dava açıldı. Kızıltepe Asliye Ceza Mahkeme- sı'ne dava açan ilçe savcısı Önder Kemal Sekücü iddıanamede, olaya ilişkin hazırlık soruşturması hakkın- da gizlılik kararı venldığıni belirte- rek sanıklann hazırlık soruşturması sonuçlanmadan, hazırlık tahkikatı- mn gıdışatını etkileyecek, kamuoyu- na yanlış ya da yanıltıcı bilgi verdık- lerini öne sürdü. Haklannda açılan davayı değerlen- diren İHD'liler ıse Savcı Sekücü'nün "sanıkları şaşırdığını" öne sürdü. Id- dianamedeki yasa maddesinin ilgi- lendirdiği sanıklar kapsamına gaze- telerin editör, yazar veya muhabirle- rin girdiğını belirten Mehdi Penn- çek, aynca hazırladıklan raporun kap- samının hazırlık dosyasını etkileme- ye dönük olması şeklınde değerlen- dırilmesini de eleştirdi. Pennçek şun- ları söyledi: "İddıanamede belirtildiği gibi ha- zırlık dosyasının kapsamı ile ilgili bir beyanımız yok. Araştırma ve incele- me raporumuzu açıkladık. Rapora bakıldığında o dönemde ilçede cum- huriyet savcısı olan kişi ile de rande- vulu bir görüşmeyapıldığı göriilürve bu durum raporda vardır. Eğcr iddia edildiği gibi bir durum olsa idi, o za- ınan savcı bi/iınlc görüşmezdi." AVRUPA ? DAN GÜRAY ÖZ Kara Milyander Göz göre göre gerçeğin tersini söylemek, çağı- mızın bir hastalığı olsa gerek. Söyleyenler kendi söy- lediklerıne inanıyorlar mı, bilemem, ama gerçeğin böylesine tersyüz edilmesi, insanlann ahlaki ola- rak kabul edebilecekleri bir şey değildir. Anlı şanlı bir profesörümüz, Prof. Dr. Mehmet Altan yazıyor: "Gelişmiş çağdaş bir ülkede eko- nominin patronu kimdir? " Cevap veriyor: "Tabii kı halk. Peki bizde kim? Hâlâ devlet." Gelişmiş bir ülkede, diyelim Almanya'da, eko- nominin patronu halk mı? Onun için mi halkın 5 milyonu işsiz, onun için mi çalışanların gerçek üc- retleri neredeyse 10 yıldır düşüyor? Onun ıçın mi kazanımlar çalışanların, emeklılerin elinden bir bir alınıyor? Yoksa Alman halkı mazoşist mi? Profesörümüzün gerçeği tersyüz eden sözleri- nin esbab-ı mucibesı ikinci cümlesindedir: "Ge- lişmiş bir ülkede ekonomik paylaşım nerede ger- çekleşır? Tabii kipiyasada. Bizde nerede gerçek- leşiyor? Maalesef siyasette." Gerçeğe perende attıran profesörün mantığını çözmekte zorlanıyoruz. Almanya'da, ekonomiyi kimin yönettiğinı herkes biliyor. Piyasanın nasıl iş- lediğıni ve aktörlerinin kimler olduğunu da. Halkın durumdan memnun olmadığmı, her gün lanetoku- duğunu gelişmiş ülkelerde aklı başında ve dürüst hiç kimse inkâretmez. Devletin, "serbest piyasa ekonomisi" adı verilen sistemın aktif yöneticisi, orkestra şefı olduğu, Almanya'da derslerde oku- tuluyor. Ama profesörün denklemi pek basirtir; ekono- miyi halk yönetiyor, piyasa paylaştırıyor, devlet seyrediyor. Gerçekse bunun tersıdir. Ekonomiyi patronlar ve onîarın ulusal-uluslararası örgütleri devletin aktif katkısıyla yönetiyor. Paylaşım dev- letin sıkı koruması, sıstemi korumayayeminli par- tilerın parlamenter zorbalığı altında gerçekleşiyor ve altta kalan hep halk oluyor. Türkiye için neden hayıflandığı ise anlaşılmıyor profesörün. Türkiye'de de aynen böyle oluyor. Fark, sade- ce pastanın küçüklüğünde ve paylaşımın kayıt içi, kayıt dışı şeklinde kendini gösteren mafioz kural- sızlığındadır. • • • Bir başka tersyüz etme işlemi de geçen günler- de "solcu" bir yazar elıylepiyasayasürüldü. "Sol- cu" kardeşimiz Can Dündar, Millıyet gazetesin- de "Kızıl Milyarder" başlığı altında yayımlanan rö- portajında George Soros'a övgüler düzdü. Soros, sosyalist ülkelerin çözülmesinde ve yıkılmasında aktif rol oynadığınıövünerek anlatan, şimdi de böl- geyi ABD emperyalistleri için yeniden dizayn et- meye çabalayan anlı şanlı borsa spekülatörüdür. Ona "kızıl milyarder" değil, "kara milyarder" adı uygun düşer. Türkiye'de yandaşlarıyla birlikte ken- dine biçtiği görev, gerılımleri ABD çıkarlarına gö- re yönetmek, solu etkisizleştirmek, canlanmasına engel olmaktır. Arada bir Bush politikalarını eleş- tırir pozlarla "suret-i haktan" görünmeye çalış- maktaysa da, aslını inkâr eden bir haramzade de- ğildir. Bilgi Üniyersitesi yayınları arasında çıkan "Küreselleşme Üzerine" adlı kitabında aynen şun- ları yazıyor: "Hem ekonomik, hem de askeri açı- dan hâkim bir konum sahibi olmanın keyfıni çıka- rıyoruz. En doğal eğilim ve en az pürüz yaratacak olanı, piyasa köktenciliğıne ve jeopolitik kökten- ciliğe devam etmek olacaktır." Bu sözlerde milyarderlik, saldırganlık, vahşi ka- pitalistlik bol miktarda var da, bir kızıllık sezebıli- yor musunuz Allah aşkına? Can Dündar her şeyi unutmuş olabilir, ama kızıl ile karayı da mı birbirinden ayıramıyor artık? e-posta: guray.ozı / cumhuriyet.com.tr HOTEL MAVİ DENİZ TÜRKİYE'NİN CENNET KÖŞESİ, MAVİ BAYRAK ÖDÜLLÜ, MARMARİS TURUNÇ KOYUNDA DENİZE SIFIR, YÜZME HAVUZU, HAVUZ BAR, SNACK BAR, SABAH, AKŞAM ZENGİN AÇIK BÜFE ODALAR- DA; MUSTAKİL ELEKTRİKLİŞOFBEN, KLİMA, MÜZİK, TELEFON, TV, SAÇ KURUTMA. 0-2YAŞÜCRETSİZ AYNI ODADA ÜÇÜNCÜ KİŞİ % 50İNDİRİMLİ Yarım pansiyon Mayıs-ftlra Hazlran-Eylül Tenrauz-ASuıtos Bungalov 30.00 YU+KDV «.00 YTl+KDV 50.00 YH+KDV Otel Odasi 40.00 YU+KDV 55.00 YR+KD» 70.00 YTl+KDV KAMPANYA (01-16 Tepia) 7 gece kal 6 gece öde REZERVASYON Tel: 0 252 476 71 90-81 Faks: 0 ZS2 476 70 07 wwvu.hotelmavldenb.coni info®hotelnıavlılenlz.cam DENİZLİ CUMOK ÇAĞRISI 18 MAYIS 2005 GECESİ YAPACAĞIMIZ BAĞIMSIZLIK YÜRÜYÜŞÜNE (Fener Alayı) TÜM HALKIMIZI BEKLİYORUZ. 500 Metrelik Bayrağımızın Altında Buluşalım, Ulusal Birliğimize Sahip Çıkalım. Yer: Atatürk Stadyumu Önü Buluşma Saati: 19.30 ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ DENİZLİ ŞB. DENİZLİ CUMOK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear