22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFACUMHURİYET18 MAYIS 2005 ÇARŞAM BA - Troia ranta açılıyormuş "Birileri yeni filmler çevirecek!" Tel: 0.212.512 05 05 Faks; 0.212,512 44 97www.denizsom.com Niksar Tokat'ın Niksar Kaymakamı Mustafa Karabina, ilçede Nesîl Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Demeği'nin Zaman gazetesi temsilciliği desteğiyle düzenlediği "Kutlu Doğum Haftası" etkinlik davetiyesine "ev sahibi" olarak adının izinsiz yazıldığını ve davetiyelerin toplattırıldığını bildirdi Türkiye beşik gibi sallanıyormuş. Biz de uyuyoruz! Satıcı Doğan Yıldırım: "Bir televizyon kanalındaki tartışmada AKP milletvekili Dengir MirFırat, CHP milletvekili Algan Hacaloğlu'na 'ERDEMlR'in satılmasında ne var canım. Aynı görüşlerde olsaydık aynı partiye üye olurduk' diyor. Buradan anlaşılıyor ki, bu ülkenin ulusal değerleri partilere göre değişiyor." Elektronik posta; denizsom@cumhuriyet.com.tr ÖZBEKİSTAN'DAKİ gelişmelerin perde arkasını izlemeye devam ediyoruz. Ankara'dan dostumuz Mustafa Yıldırım, bu kez ABD'nin 2004 raporlarına bakarak anlatıyor: "Fergana Vadisi, bir bölümü Kırgızistan, büyük bölümü Özbekistan sınırları içinde ve Nakşibendilerin merkezi konumundadır. Burası Orta Asya'nın tahıl ambarı gibidir ve 'ekmek sepeti' olarak nitelenmektedir. Ancak aşırı nüfus yığılması nedeniyle gelir düzeyi çok düşüktür. ABD ve Batı Avrupa destekli demokrasi hareketinin yandaşları olmasalar bile Islamcılar Fergana'da örgütlenmiştir. Mayıs başlarında Andican kentinde Islamcı bir önderin yargılanması sırasında bir ayaklanma başlatılmıştır. Çatışmalarda çok sayıda isyancı ve asker ölmüştür. Batı basını ölenlerin sayısını 500'lere dek yükseltmiştir. ABD örgütlerince para ve eleman desteğiyle kurulmuş olan 'sivil' örgüt önderleri ve sözcüleri isyanı demokrasi Ekmek sepetiistemine bağlamıştır. ABD, Avrupa ve Iskandinav ülkelerinde konuşlanmış olan Özbek muhalifleri Islamcı isyanın bir aldatmaca ve Devlet Başkanı Islam Kerimov'un uydurması olduğunu ileri süren açıklamalar yapmaya başlamıştır. Bizim medyada da çok sayıda kişı bu görüşün sözcülüğüne soyunmuştur. Olaylardan yararlanmak isteyen Batıh çevreierse özbekistan'ın dinsel örgütlenmeye karşı en sert baskıyı uygulayan ülkelerin başında geldiğini yaymaktadır. Burada dinsel örgütlenmeye karşı baskı dedikleri, aslında Türkiye'de de uygulanan laik devletten ödün vermeme ilkesidir. Zaten ABD Dışişleri birimlerinden Uluslararası Din Hürriyeti Komitesi'nin yıllık raporlarında Özbekistan önemli bir yere sahiptir. Raporlarda önceleri Hıristiyan misyonerlik eylemlerini yürütenlere baskı uygulandığı ileri sürülürken daha sonra Müslürnanların da baskı altında olduğu ileri sürmeye başlanmış ve Özbekistan'a yaptırım uygulanması istenmiştir. Özbek muhaliflerini destekleyen ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre Islamcı hareket özetle şöyledir: Tacikistan ve Kırgızistan sınırları içinde konuşlanan Özbek Islamcı Hareketi 1999 yılından beri Bişkek, Osh ve Taşkent'te birçok bombalı eylem yapmıştır. Orta Asya'da bir Islam devleti kurma amacıyla kurulan ve özellikle Almanya, Danimarka ve Ingiltere'de barınma olanağı bulan Hizb-ut Tahrir, Özbekistan'da etkindir. Andican'da hapiste olan ve yargılanması gerekçe gösterilerek isyan çıkartılan Ekrem Yoldaşev ise yeterli savaşımda bulunmadığı gerekçesiyle Hizb-ut Tahrir'den 1996'daayrılmış, Fergana Vadisi'nde örgütlenmiştir" SESSÎZSEDASIZ(I) 14&A//A/ -DÜ3DUAİ, / MU/JT4Ç ÛLDUGOM ZLMVET MEVccrrraızA. Kültür ve Turizm Bakanlığı'mn hızı KULTUR ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile bir protokol yapmış... Protokole göre Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, her ilde tescilli bir kültür varlığının onarımını yapacak ya da yarım kalmış bir kültür merkezinin inşaatını tamamlayacak. Buraya kadar tamam. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç da valiliklere bir yazı göndererek, o ilde onarılması ya da tamamlanması istenen bir yapının 15 Mayıs 2005 tarihine kadar Bakanlığa bildirilmesini istiyor. Burası da tamam... Amma ve lakin... Altında Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un imzasının bulunduğu yazının tarihi 22 Mayıs 2005. Bu durumda çeşitli fikirler yürütülebilir: Bakan toplantılarda uyuyor gibi görünse de aslında Bakan'ın özel kalemi uyuyor. Bakan, günün değil en az bir hafta sonrasının işlerini tamamladığı için toplantılarda şekerleme yapması doğal karşılanmalı. Hükümet çağ atlatmaya Atilla Koç'un gün atlatma çalışmalarıyla başlamış bulunuyor. Yüksek Yerilim Hattı erdincutkufrı yahoo.com Dikkat... ABD bazı ülkelerde piyasaya sahte demokrasi sürüyor! KÖŞESİ OKTAY EKİNCt Beyoğlu'nda 'Otomobil'! Dünya ilc birlikte ülkemizde de yaygınlaşan "kent merkezlcrinde yayalaştırma"ların kuşkusıjz en ünlü örneği İstiklal Caddesi... Türkiye'deki birçok tarihi kent belediyesi, tstanbul'unbuuygula- mastnı örnek alarak kendi esl:i do- kularındaki cadde ve sokakları da "araç trafiğine kapatiııa"nı ı gu- rurunu yaşıyor. Bunu "mimari özen" ile de gerçekleştiren bdedi- yelerimiz "Tarihi Kentler Sirli- ğpnin ödüllerini alırken, belediye başkanları da "kentleriniotomobi- le tcslinı etmeyen yerel yöı ctinı kahıanıanlaıı" olarak tarihe ge- çiyorlar. . Ne var ki böylesi olumlu bir sü- rece "öncülük" eden İstiklal Cad- desi'ndeki yayalaştırmaya artık "son verilmcsi"ni de isteyînler var! Nurettin Sözen geçenlerdeki görüşmemizde yakınıncaya kadar buna biz de pek inanmampştık Ancak, söylenenleri ve "söylîyen- leri" öğrenince, "Beyoğlu'na gü- zelleştirme" adına yeniden oto- mobile açılmasını isteyenleıe hiç de öyle "cahiLcühela" denemeye- ceğini; hatta "taksi şoförii" madıklarını ve bu özlem "ciddiciddi" dile getirdikleri ladık.. leol- erini ian- "Otomobilsiz kalabalık ne işe yarar?" tstiklal Caddesi, artık sade ;e ts- tanbul'un değil, tüm ülkenin dün- yaca ünlü "kültür, ticaret vc alış- veriş" merkezi... Bunu ise elbette ki önctlikle geçmişinden gelen "uygarlıl biri- kimleri"ne borçlu... Ne var d 15 yıl önce "egzozvemotorgürültü- sünden" arındırılmasaydı, şjmdi- ki canlılığı, çekiciliğı ve toplum- la olan bütünleşmesi gerçekleşe- bilir miydi? "Yayalaştırma", 20. yÜ2yıhn son çeyreğinden bu yana özellik- le tarihsel kent merkezlerindt baş- latılan ve "otomobirin kent üze- rindeki yıkıcılığını kültürel c oku- lardan uzaklaştırmayı sağlayan, günümüz şehirciliğinin bel ci de en "çağdaş" yöntemleri aıasın- da... Bu kararlar sayesinde, SÎ dece eski kent dokusu korunmuş o lmu- yor; lıalkın özgün ve kimlikl me- kânlarda "zamanın derinlik erini de hep birlikte yaşayarak" o cent- le ve kentlilerle olan kültürel bağ- larının güçlenmesini de sağlıyor... Işte bu çağdaşlığı lstanl)ul'a Beyoğlu gibi en yoğun bir bolge- de kazandıran Nurettin Sözen, Belediye Başkanhğı anılarır ı an- latırken diyor ki: "1990'da burayı yayalaştırma- ya başlarkcn düzenlediğimiz an- kctte csnal'ın vc semt sakinlehnin çoğunluğu bizi destekledi. Sadece Yakkonıın sahibi Vitali Hakko karşı çıkmıştı..." ••• Nitekim, son zamanlarda da İs- tiklal Caddesi'nin yeniden araç trafiğine açılması gerektiği yö- nündeki düşünceler, Vitali Hak- ko'nun kurucusu olduğu ve uzun yıllar adiyla bütünleşen "Beyoğ- lu'nu Güzelleştirme Derne- ğj"nden yayılıyor. üerekçe ola- rak ise; "burayayakışınayan kala- balıklar işgal ettiler; suçluiarın yıı- vası oldu; tehlikcli bir bölgeye dö- nüştü..."deniyor... Bu sö/lerı duyunca, derneğin ünlü zenginlerimızden sosyete starlarına kadar "seçkuı" bir da- vetliler topluluğuyla "Çiçek Pa- sajı"nda düzenlediği "Beyoğlu'nu güzelleştirmc buluşmalarT''nı anımsıyoruz. Yine Nurettin Sö- zen'in, aynı sözlerdeki "niyet- ler"le ilgili şu değerlendirmeleri- nede "yakışan"buluşmalar oldu- ğunu düşünmedcn edemıyoruz. Vakko gibi özellikle "en iistge- lir gruplan"na hizmet veren ma- ğazalar için tstiklal Caddesi, bu- giinkü yayalaşmış ha- liyle hem "sosyalyapı" olarak hem de "akşve- riş alışkanlıkları" ba- kımından artık hiç uy- gun değil... Çünkü, ülkenin en pahalı giysilenni ve aksesuvarlarını satın almak için Vakko'yu seçen müşteriler, Tak- sim'dekı ya da Tepeba- şı'ndaki otoparklardan İstiklal Caddesi'nin tam ortasın- daki mağazaya "halkın içinden yürüycrek" gelmeyı pek ıstemi- yorolmalılar.. Bu nedenle cadde trafiğe açılır- sa, Vakko'nun tam öııünde "özel şoförlüaraba"dan inilerek hemen içeri girilip, sonra da aynı konfor ve "güvenlik" içinde ayrılmanın rahatlığı da ciroyu arttırmaya yetebilecek... ••• Peki İstiklal Caddesi'nde hiç mi sorun yok? Elbette var ve diz boyu... Sevgili Fcıhaıı Şensoy'un tanımlamasıyla, buraya "var- sayalım yaya caddesi" dedırten o sayısız "görevli" (!) aracın geçişı- ni artık kesin önlemlerle durdur- makgerek... "Resmi" plakanın, "kuralları çiğnemc özgürlüğü" sağ- layamayacağını, birileri artık şu şımanklara gösterebilmeli... Sivillerin de onlardan aldıkları cesaretle yarattıkları bu aymazlık artarsa, yakında "yayacaddesinde ezilcnler" daha da çoğalacak.. Vakko da "tezinde" haklı çıkmış olacak... oekincif'/ cumhuriyet.com.tr KİM KtME DUM DUMA BEIUÇAK behicakditurk.net e\İ4rı c*~<fr> n IcŞi Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL MASAIİACI kamilmasaracit ı mynet.com HARBt sEMtn POROY semihporoyin yahoo. com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Mayıs wwu).mumtaz-arikan.com KUKREYEN DA6 !. 19BO'PE BUGÜN ASD'NİN \A/ASN/NGTt>N EYALE- TİNPEKİ Sr. (JEL.ENS YANARPAĞt PÜSkUJRMEYE BAŞL4M1ÇT/ ! BİRIC4Ç AYPAN SE/Zİ ÇEf/rL/' SARSINTM-ARLA uyA/e/PA 8UL.UK/AN OAĞ/M ÇEI/RESİNPEK.İ yE&LBŞtM 8//S/MLE/£f BO- ŞALr/LMfŞj Bu PA ıNSAN KMYBINI ÇjOtC AZALT AAtşr/. BlLıA/EfJ £M ESKİ PATLAMA TAIZİMt M.Ö. İ9OO OLAN Sr. NEL£NS, İSOO t-ESPE BlR KEZ PAHA PÜSKÜIS.MÜŞ7TJ. ÖZBLLKLE ÇIKAIS.Diei PUMAN VE KÜLLE, K/LOMEr/£E- LEKCE Ç£.ı//ZE£lNİ ÇÖLE ÇEvt/SEfJ VOUCAN, M/LYONLAISCA OSMAN HAYI/ANfNI PA Soletan Sağa, Sj-, UeJenS ' ırt manz.aras/ndafcj değişiım gor-ûliiyof. ESKİŞEHİR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2004/1453 Davacı Gulscren Kalın vekılı Avukat lahsın Bezek ve Av. Oya Kalın tarafından davalılar Adnan Çakır ve 3 kışı hakkında açılan Eskışehır ilı merkez Şırıntepe Malıallesı 21 m 46 pafla 8781 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ızaleyı şüyu davasının yapılan açık yargılaması sonunda venlen ara kararı gere- ğınce; Davalılardan Ayhan C'ınar'ın yapılan talıkikatta adresı meçhııl oldugundan ılanen teblıgat yapılmasına karar vertlmış olup, duru^manm atılı bu- lunduğu 05 07.2005 günü saal 09 25'te hazır bulunması veya bırvekil marıfetı ile kendılerını temsıl ettırmelen, HUMK 'nun 509 ve 510. maddelerı gc- reğince duru^maya gelmedıklerı takdırde yargılamanın yokluklannda yürütüleceğı davetıye yerıne kaıın olnıak üzere ılanen tebliğ olunur. Basm 1 22439 KAHRAMANMARAŞ AİLE MAHKEMESFNDEN 2003/358 Davacı Nurcan Kalaylar tarafından davalı Mehmel Kalaylar aleyhıne açılan boşanma davasında, davalı ile boşanmalarına karar verilmesıni talep et- mı^ olup, adresı tespıt edılemedığınden adına teblıgat yapılamayan davalı Ihsan oğlu, 01 02.1959 d lu, Mehmet Kalaylar'm 2003/262 Esas sayılı bu da- vanın 12.07 2005 günü saat 09 OO'da duruşmasında bı/^at hazır bulunması veva bir vckılle temsıl olunnıası, aksı lıalde yokluğunda yargılamaya devam edıleceğı ve karar verileceğı hususıı da\a dılekçesi ve dııruşma güniınü bıldırır davetıye teblığı yerıne kaıın olmak üzere ılan olunur Basın: 22503 GORUŞ Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR İyimserlik Arayışı Bazı dostlarım var. Cumhuriyet'in tartışmasız okunmaya izlenmeye değer en iyi gazete olduğu- nu kabul ediyorlar, ama almıyor ve okumuyorlar. Gerekçeleri sorulduğunda cevapları şöyle: "Cum- huriyet'i ağır, okuması zahmetli, haber ve yorum- ları karamsar buluyoruz. Üzüntüler, kaygılar için- de yaşamak istemiyoruz. Günlerimizi, saatlerimi- zi daha keyifli, daha neşeli geçirmeyi yeğliyoruz." Kısacası bir aydın sorumluluğu taşımak istemiyor bu sevgili dostlar. Bir aydın kişi olmanın onlarayük- lediği sorumluluğu göz ardı ediyorlar. Gerçeklerle yüz yüze gelmek istemiyorlar. Yaşam felsefeleri şu fani dünyada olabildiğince huzur içinde iyimser duygularla yaşamak. Bir de gazetenin bütün say- fa ve sütunları ile onların görüşlerine uygun yayın yapmasını bekleyen ve bu gerçekleşmeyince onu aforoz eden aydınlarımız, arkadaşlarımız var. Za- man zaman bana yüksek sesle "Hocam ben artık Cumhuriyet okumuyorum" diye sesleniyorlar. He- lal olsun onlara. İyimserlik arayışları oldukça yay- gın. Geçen gün Ekodiyalog triosunu dinlerken bir dinleyici, soru sormak yerine üçlüye "Ne iyi ettiniz de geldiniz, içimiz kararıyordu, siz bizi ferahlattı- nız" diye şükranlarını sundu. Ciddi miydi, dalga mı geçiyordu ayırt edemedim. Ekodiyalog üçlüsü ger- çekten harika bir iyimserlik aşılıyortopluma. Onla- ra göre bütçe açığı azalıyor, mali disiplin çok iyi gi- diyor, enflasyon düştü. Büyüme muhteşem, istih- dam yaratıldı, otomobil, kumaş, buzdolabı üretimi arttı. Daha ne istiyorsunuz? Her şey güllük gülis- tanlık... Dikkat ediyorum, bir salon dolusu güzel giyimli insan onları ilgi ile, güleryüzle dinliyor. Akbank da- vetlisi olarak il il, üniversiteden üniversiteye dola- şan trio, salondan gelen soruları büyük ustalıkla aralarında dolaştırıyor ve diyaloglarını takılmalarla, esprilerle süslüyor. Bazı soruları, üstünden atlaya- rak, bazılarını da yanlarından dolaşarak karşılayı- veriyorlar. Bazı soruları da tümü ile yanıtsız bırak- makta ve salonu neşeye boğmakta gayet mahir- ler. Peki bu üçlü dışında kalan ve ekranlarda göre- mediğimiz Akbank'ın davetlisi olamayan ekono- mistler neler söylüyor Allah aşkına? Onlardan ne- Işr öğreniyoruz? Dış borç son bir yıl içinde 16 milyar dolar artmış- tır. Milli gelir 2004'te reel olarak 9.9 oranında arttı, ancak dış dengelerde 15.6 milyar dolarlık bir cari işlem açığı ve yüzde 10.3 düzeyinde açık işsizlik var. Çok övünülen büyümede stokların önemli pa- yı söz konusu. Spekülatif yönlü bir büyümedir or- taya çıkan. Istihdam yaratmayan bir büyüme, emekçiye hiç yansımayan. Sanayi ücretleri reel ola- rak yerinde saymakta, emeğin sömürüsü artmak- tadır. Reel ücretler yüzde 18.1 gerilemiştir. Buna karşılıksermayenin kârlılığı yükselmiştir. Ekonomi- nin istikrarı 35 milyar dolarlık spekülatif sıcak pa- raya bağlanmış bulunuyor. özelleştirme akımı ile devletın kâr eden kuruluşları birer birer satılıyor. Devlet sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden ge- ri çekilmekte, kamu kuruluşları çökertilmektedir. Kârlı ulus varlıklarının elden çıkarılması ile üretimin ekonomik değerinin kamu yerine yabancılara ak- tarılması sağlanıyor... Işte ekranlarda yer alamayan ekonomistler böy- le sıralıyorlar ekonomik durumumuzu. Peki Akbank davetlisi Ekodiyalogcular neden bunlardan hiç söz etmiyorlar? İşsizlik, emekçinin durumu, gelir dağı- lımındaki, vergilendirmedeki eşitsizlik neden tartış- ma konuları arasında değil? Neden ülke ekonomi- sinin bağımlı hale gelişinden hiç söz etmiyorlar. Üçlü tam bir uyum içinde sadece iyimser yorum- lar yapıyor. Bir görevi yerine getirdikleri izlenimini alıyorsunuz. Evet, onları dinlemek size iyimserlik telkin edebilir, ancak bunu sürdürebilmeniz için si- zin de Akbank ya da benzeri bir kuruluştan davet ve destek almanız gerekir sanırım. Yazıyı bitirme- den önce nedense anılarım beni neredeyse yarım asır öncesine götürüyor. Yalova vapurunda gence- cik bir ortaokul öğrencisinin dikkatle bir kitap oku- makta olduğunu görüyorum. Bu gözleri pırıl pırıl gencecik çocuğun okuduğu, Kafka'nın ünlü kita- bı "Metamorfoz".. Okumaya Metamorfoz ve ben- zeri kitaplarla başlamak, ileri yaşlardaki iyimserli- ğe katkı yapar mı dersiniz? coskunoz ı superonline.com 1 2 BULMACA SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Tayfaların gemi sahibi- ' ne verdikleri 2 ad. 2/ Doğu 3 Karadeniz'in yüksek ke- simlerinde yaygın geçici kırsal yerleş- metipi...Raf. 3/Giyim süs- lemede, şap- 9 ka, çanta, se- pet örmede kullanı- lan parlak, renkli vc dayanıklı şerit... Kü- çük su kanalı. 4/ Hayvanların su iç- tikleri taş ya da ağaç- 5 tan oynıa kap. 5/ 6 Türkistan'da vezirle- re verilen san... Bir- 8 birine oldukça ben- 9 zeyen şeylerden her biri. 6/ Bebekleri eğlendir- mek için çıkarılan ses... Bir dağ sırasının yamaç- lanndan her biri. II Uzak... Yunan mitolojisinde, "Alön Post"u aramaya çıkan geminin adı. 8/Rüt- besiz asker... Uskumru familyasından küçük bir balık. 9/Ordu'nun bir ilçesi... Kastanyet eşliğin- de, bir kişı tarafından yapılan İspanyol dansı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yeniçeri Ocağı'nın bölük zabitlerine verilen ad. 2/En küçük izci kuruluşu... Nişastayla yapı- lan bir çeşit tatlı. 3/ Afrika'da yetişen bir palıni- ye... Iki iletken arasında meydana gelen, son de- rece ışıklı elektrik boşalımı. 4/Arsız, sırnaşık. 5/ Halk dilinde kayınpedere verilen ad... Hayat ar- kadaşı. 6/Seryum elementinin simgesi... Suları- nı bir denize ya da göle gönderen bölge. II As- ya'da bir ülke... Kibarca olmayan söz ya da de- yim. 8/ Koca.. .Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen neden. 9/ Karadeniz yöresinde balıkçılann mar- tıya verdikleri ad... İspanyolların sevinç ünlemi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear