Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 15MAYIS2005PAZAR
PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglufr' cuınlnıriyet.com.rr
Zihniyet değişildiği şartVan ValisiMehmetNiyazi Tarılır'layatıntn ve üretimin önemini, terör ve uyuşturucuyu konuştu
Bugün gerçeklerin ve
doğruların lyırdına
varan bölge insanının
ayakları yere basmaya
başlaniış. j
(§ Osmanlı, sermaye
birikimini ve dönüşümü
sağlayamadığı için günün
şartlarına, ayak
ııyduramadı.
i Okullu olma konusu gibi
su konusunda da üç yıl
içinde rakamı \iifırlamayı
hedefliyoruz.
ama imkân
Igl Van Kalesi çevresini
canlandırmak için ışık ve
su gösterisi sepgilenecek
bir akııapark yapmayı
planlıyoruz Ayrıca
Osmanlı döneminde g.
Van hn gülleri ünlüymüş. /
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
Doğu Anadolu ülkemizin en çok ih-
male uğrayan bölgelerinden birisi. On-
larca yıl gerekli ekonomık ve eğitim ya-
tınmlanndanyoksun kalmış. Birdönem
ise bölgede başta Van olmak üzere pek
çok il "uyuşturucu trafiğinden nemala-
nanlar" damgasını yemiş. Ama bugün
gerçeklerin ve doğrulann ayırdına varan
bölge insanının ayakları yere basmaya
başlamış. Neredeyse 20 yıla yakın süre
de terörle iç içe yaşayan bu ınsanlar şim-
di sılkinip daha fazla yatınm, üretim,
daha iyı eğitim kalitesı için kollan sıva-
mışlar. Geçen hafta sonu gittiğim Van ve
ilçesi Erciş'te gördüklerim ve yaşadık-
lanmdan pek çok etkılendim. Van'ın Er-
ciş ilçesınde düzenlenen bir panelle
DPT'nin AB'yle birlikte başlattığı ve
bir ilk niteliğinde olan Doğu Anadolu
Kalkınma Programı'nın (DAKP) baş-
latılmasına ilişkin bir panel yapıldı. Pa-
nelde yapılan konuşmalar ve dinleyici-
lerin sorulanyla katılımcılığı Türkıye'de
bir şeylerin değışmekte olduğu unıudu-
mu güçlendirdi. Hele de Van Valisi Meh-
met Niyazi Tarüır'la yaptığım bu konuş-
ma Türkiye'nin geleceğiyle ilgili umut-
larımaumut kattı.:
uyuşturucunun önü keslldl
- Türkiye, nüfusunun biiyük çoğun-
luğu Müslüman olan bir ülke. Siz mo-
dern sosyolojinin kuruculanndan ve
ekonomist Max Weber'in kuramların-
dan yola çıkarak dinle kalkınma ara-
sındaki bağlantıyı sorguluyorsunuz.
Sizce dinle kalkınma arasında nasıl
bir bağlantı var?
TAR1LIR - Avrupa'da kapıtalizmin
gelişimi özellikle Max Weber tarafından
Protestanlığın yükselişine bağlanıyor.
Kuzey ülkelerinde, Protestan ülkelerde
daha erken bir dönemde sermaye bın-
kımi ve kapitalizmin gelışmesine tanık
oluyoruz. Katolik ülkeler ise onlara ki-
yasla kalkınmalannı daha geç bir dö-
p.enıdegerçekleştirebilmişlerdır.
Max VVeber Müslüman toplumlan da
ıncelemiş. Oralarda da kapıtalizmin ge-
lişmesine uygun şartların oluştuğunu
söylüyor. Ancak buralarda msanların
geleneksel davranış biçimlenni bıraka-
mamaları nedenıyle onların kapitaliz-
me geçemediklerini savunuyor.
Ne yazık ki bu çapta bir araştırma Is-
lam dünyasında yok. Islam dünyasında
Islamla kalkınma arasında nasıl bir bağ-
lantı var'? Dine atfedilen bırtakım gele-
neklerın kalkınma konusunda ne gibi
olumsuz etkileri olduğunu tam olarak tah-
lil etmiş değiliz.
Belkı güncel olarak bırtakım yorum-
lar yapılabilir, ama Max Weber çapında
bir düşünürümüz, bir sosyoloğumuz bu
ışin bilimini yapmış değil. Benım ala-
nım olmadığı için kesin bir yargıda bu-
lunmam doğru olmaz. Bunun yapılabil-
mesı için belkı de Max VVeber çapında
insanlara ihtiyacımız var Sadece Türki-
ye'de değil, ne yazık ki Islam dünyasın-
da da böyle bir çalışma yapılmamış.
Doğu Anadolu kalkınacak
- Peki, sizce Osmanlı deneyimi na-
sıl sonuçlandı?
TARILIR- Osmanlı deneyiminde de
bu dönüşüm yapılamadı. Bununla ılgi-
li olarak Mustaia Akdağ, Halil lnalcık
gibi tarihçilerin, SencerDivitçioğlugibi
iktisatçı bılim adamlannın çeşitli yo-
rumları var.
Osmanlı sermaye birikimini ve dönü-
şümü sağlayamadığı için günün şartla-
nna ayak uyduramadı. Dolayısıyla da
doğal olarak çöküş noktasına geldı. Biz
de Batılı ülkeler gibi sermaye ve bilgı bi-
rıkimını sağlayabilseydik bugün farklı
bir noktada olabılırdık.
- Türkiye, Müslüman olan ülkelere
kıyaslafarklı bir örnek gibigöjrünüyor.
Dolayısıyla Türkiye kalkınmışlığı ya-
kalayabilmek için sizce neler yapma-
lı?
TARILIR- Islam dünyasına baktığı-
mızda, Türkiye çok ciddi farklılıklar
gösteriyor. Bunda Islam dünyasının mer-
kezi olması dolayısıyla Osmanlı lmpa-
ratorluğu'nun daha erken dönemde mo-
dernleşme çabasına girmesi, ardmdan
cumhuriyet gibi bir dönüşümü yaşama-
mız bize bu ayrıcahğı kazandırdı.
Dolayısıyla bu modernleşme evrımı-
ni yapmaya Müslüman dünyasının ülke-
lerine göre bız daha yatkın görünüyoruz.
Ama burada başaramadığımız olgu top-
lumsal dönüşümü sağlayamamak. Özel-
likle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da-
kı feodal aşıret yapısı hâlâ devam edi-
yor.
- Aşiret yapısı toplumsal dönüşü-
nıün ö'nünde ciddi bir engel, öyle de-
ğil mi?
TARILIR-Tabii ki öyle. Bu noktada
ciddi bir zihniyet değişımi geçırmemız
gerekıyor. Bence bu sadece modernleş-
me değil, uluslaşma an-
lamında da bir handıkap-
tır.
Aşiretleşme ve uluslaş-
ma arasında ciddi bir te-
zat var. Biz bu zihniyet de-
ğişimini gerçekleştire-
mezsek yaptığımız tek
tek çabalarla üçüncül bir
sonuç almamız imkânsız
gibi görünüyor.
- Van, Muş, Bitlis ve
Hakkâri illerini kapsa-
yan ve DPT'nin AB 'yle
birlikte yürüttüğü 45
milyon Euro 'luk Doğu
Anadolu Kalkınma
Programı'nın (DAKP)
nisan ayında tanıtımıya-
pıldı. Bize biraz bupro-
jeden sö'z eder misiniz?
TARILIR - Bu proje
AB'ye üye adayı ülkele-
re verilen hibe fonları çerçevesınde ger-
çekleştirilecek. Daha önce adaylık süre-
cıni yaşayan ülkeler de bundan yararlan-
dılar. Geçmişte özellikle Yunanıstan ve
Ispanya'nın bunları çok ıyi kullandığı-
nı bilıyoruz.
Şimdi, Türkiye'nin birçok bölgesin-
de AB kaynaklannın bu şekılde kulla-
nılması söz konusu. Bununla ilgili ola-
rak bölgemizde DPT tarafından bir pro-
je koordinasyon birimi kııruldu. Başın-
da da Van Vali yardımcısı arkadaşımız
Osman Ahsen var.
Bu projenin hazırlık çahşması yakla-
şık bir buçuk yıldır devam ediyordu.
Şımdi doksan günlük bir süreç başladı.
Bunun 45 günü tanıtıma ve eğitime ay-
nldı. Geri kalan 45 günde de projeler alı-
nacak.
-Anladığım kadarıyla ilk kez Brük-
sel merkez dışında bu programm yü-
rütülmesinin denetimi alanda yapıla-
cak, öyle mi?
TARILIR-Daha önce benzer program-
lar bellı aşamalardan sonra onay için
Brüksel'e gönderilıyordu. Şımdi yeni
bir yöntem denıyorlar. Artık Brüksel'e
gıtmeyecek. Burada bir ön elemeden
geçtikten sonra Ankara'ya gıdecek.
Avrupa Birliğı Genel Sekreterlıği'ne
bağlı bir birımde değerlendınldikten
sonra karar verilecek. Bu programda
dört bileşen var.
- Nedir onlar?
TARILIR-Tarım Toplumsal Kalkın-
ma Bıleşeni, Çevre Turizm Bileşenı,
Sosyal Kalkınma Bileşenı, KOBl Bıle-
şeni.
KOBİ Bileşeni hariç, diğer üç bile-
şende paydaşlar kâr amacı gütmeyen ku-
ruluşlar, sivil toplum örgütleri, yerel yö-
netimler, ünıversıteler, il müdürlükleri
olabilir. Bölgemiz için bu konunun çok
yeni olması ve bölgede bilgi birikiminin
yetersızlıği nedeniyle bizim yeterli sa-
yıda proje verilmesi konusunda endişe-
lerimiz var.
Bunu telafi etmek için de ben bütün
kamu kurumlanna proje üretilmesi ve si-
vil toplum kuruluşlanna bu projelerin ver-
dirilmesi için talımat verdim. Bu çaba-
mızın amacı da aynlan bu fonun geri
gıtmemesini sağlamak. Bu fon, yoksul-
luk ve işsizliğı göz önünde tutarsak böl-
gemiz açısından çok büyük bir önem ta-
şıyor.
Bız bundan azami faydayı sağlamaya
çahşacağız.
- Türkiye 'de, özellikle büyük şehir-
lerde sayısız sivil toplum kuruluşu var.
Ama bu bölgede bu kuruluşlar etkin ve
etkili olabiliyorlar mı'l
TARILIR-Bızde gerçek anlamda si-
vil toplum kuruluşlan ne yazık kı çok
zayıf. Kendılerine sivil toplum kurulu-
şu dıyen örgütler zaman zaman bize ge-
lıp kıra yardımı bıle isteyebıliyorlar.
O zaman da bunlara sivil toplum ku-
ruluşu adını vermek zor oluyor. Bunla-
yapıyorsunuz?
TARILIR - tki yıldır ciddi bir planla-
mayla tl Özel Idaresi kaynaklarından
önemli birkısmı özellikle kırsal kesını-
deki okullara ayırdık. Mıllı Eğitim Ba-
kanhğı'mn da genel bütçeden ayırdığı
kaynaklan da ekleyerek bu yıl 270 ders-
lik yapıyoruz. Bunlann büyük bir kıs-
mı ihale edildi.
Geçen yıl toplam 117, 2003'te top-
lam 108 derslıkyapabilmiştik. Bızbuhız-
la gidersek üç yıl içinde okullu olmayan
28 bin çocuk rakamını sıfırlayacağımız
umudu içindeyim.
Halk terörden çok çektl
- Muhtemelen bu çocuklar çoğunluk-
la aile baskısıyla okula gönderilmiyor-
lar. Bu engeli nasıl aşabileceksiniz?
TARILIR - Geleneklerin ne yazık ki
böyle olumsuz etkileri var. Ama biz ka-
mu olarak ışin ıçine girince büyük oran-
da ikna edebiliyoruz. Öğretim yıhnın
başında merkeze bağlı Ocaklı Kö-
yü'nden, bir din adamının etkisiyle kız-
lann okula göndenlmediği bilgisi gel-
di.
TARILIR - Van Defterdarlığı'nın ba-
na verdiği rakama göre oran bire üç. Ya-
ni bir alıp üç veriyoruz.
Bunu tersıne çevirmenin tek yolu da
üretirnden geçiyor.
- Üretim deyince, aklıma şöyle bir so-
ru geliyor. Bu bölge onlarca yıl uyuş-
turucu kaçakçılığınm yolu olarak bi-
liniyordu. Ancak bu trafiğin '90'lıyıl-
ların sonundan beriyavaşladığı söyle-
niyor. Bunu sıfıra indirebilmenin ola-
nağı var mı?
TARILIR - Bu, sadece bızim çaba-
mızla, tek başına Van'ın ya da tek başı-
na Türkiye'nin çözebileceği bir mesele
değil. Bu sorunun uluslararası boyutu var.
Bu boyutu olması nedeniyle de çözül-
mesi için uluslararası alanda ciddi ve
samımi bir işbirliği gerekiyor.
Burada samimi kelımesini de özellik-
le kullanıyorum. Bütün devletlerin bu ko-
nuda samimi çaba içinde gerçek işbirli-
ği yapmaları lazım. Bizim kolluk kuv-
vetlerimiz bunun için olağanüstü gayret
içindeler. Çok ciddi miktarlarda uyuştu-
rucu yakalaruyor. Bunun haberleri zaman
zaman basına da yansıyor.
Türkiye'nin gösterdiğı bu gayretin di-
ğer ülkeler tarafindan da paylaşılması ge-
P O R T R E
MEHMET NtYAZİ TARILIR
1960, Bingöl doğumlu. Yükseköğrenimini AÜ
Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset ve Idare
Bölümü 'nde yapîı. Kısa bir süre Bayındırhk ve tskân
Bakanhğı 'nda denetim elemanı olarak çalıştıktan
sonra Içişleri Bakanhğı 'na geçti. 1990 'da Ingiliz
kamu yöneîimi sistemiyle ilgili incelemeler yapmak
üzere İngiltere ye gitti. Yurda dönüşünden sonra
çeşitli illerde kaymakamlık ve vali yardımcıhğı
görevlerinde bulundu. 2000 yılında İçîşleri
Bakanhğı 'nca gönderildiği İngiltere de kriminoloji
masteri yaptı. Master tezi Türkçede "Internet Suçları
ve Bireysel Mahremiyet" adıyla kitap olarak
yayımlandı. Eylül, 2004 'te Van Valisi olarak atandı.
rın hem organik yapı, hem de finans
kaynağı olarak sivil topluma dayanma-
lan lazım.
Yine de son birkaç yıldır bu alanda bir
canlanma var. Bunda AB'ye uyum sü-
reci içinde yapılan birtakım düzenleme-
lerin de etlcisi olabilir. Bu da sevindiri-
ci bir durum.
- Bu bölgede eğitim düzeyinin ciddi
olarak düşük olduğunu biliyoruz. Bu
düzeyiyükseltmek için neler yapılabi-
lir?
TARILIR- Bence bu Türkiye'nin bi-
rinci meselesidir. Burada zihniyet deği-
şiminin gerçekleştirilebilmesinin temel
yolu eğitimden geçer. Dolayısıyla bizim
kamu kaynaklannın kullanımında da
eğitime birinci önceliği vermemız gere-
kir.
Türkiye'nin geneline kıyasla bölgemi-
zin nüiiıs artışının çok yüksek olması bu-
raya özel bir özenın gösterilmesini zo-
runlu kılıyor. Bu bölgenin nüfus artışı
Türkıye oıialamasının iki katı gibi bir oran
gösteriyor.
Van'da okula gidemeyen çocuk sa-
yısı 28 bın. Bunlann 25 bini kız. Bu
da vahım bir durum. Son ıkı yıldır yü-
rütülen "Haydi Kızlar Okula" kam-
panyasıyla belli bir yol alındı. Bu kam-
panyayla okula kazandınlan çocuk sa-
yısı 20 bın. Ama dediğim gibi 28 bin
çocuk da hâlâ okullu değil. Bu neden-
le bızım eğitime çok ciddi bir öncelik
vermemız gerekiyor. Son yıllarda sür-
dürülen "Eğitime Yüzde Yüz Katkı
Kampanyası" çerçevesinde birçok ıl-
de olduğu gibi bızım ılimizde de bir ta-
kım yatırımlar yapılmaya başlandı.
- Siz vilayet olarak eğitim için neler
Okulda 62 erkek, 8 kız öğrenci vardı.
Haber gelır gelmez oraya milli eğitim mü-
dürü ıle il müdürünü gönderdim. Dönüş-
te, o köyde öyle bir dın adamı olmadı-
ğını, ancak bir velinin ekonomik neden-
lerle çocuklannı okula göndermek iste-
mediğinı anlattılar.
Ertesi gün köye ben gittim. Ve okula
gitmeyen bütün kız çocuklannı okula
kaydederek sayıyı 62 erkek ve 62 kız ola-
rak eşitledik. Buradan da ailelerin ikna
olabildiklerinı görüyoruz.
Geleneklerin yanı sıra içme suyu so-
runu da okula gıtme ya da gıtmemeyle
doğrudan bağlantılı. Çünkü aileler kız
çocuklan su taşımada kullanıyorlar. Ama
içme suyu şebekesını evlere götürebilir-
sek bunun da okullu olmada olumlu bir
etkı yapacağını düşünüyorum. Dolayı-
sıyla da içme suyu projesine de aynen
okul gibi öncelik vermemiz zorunludur.
Bunun için de harekete geçtik.
Eğitim şart
- Van 'a bağlı kaç yerleşim birimi
var?
TARILIR-Mezralar dahıl 1003 yer-
leşim birimimiz var. Cumhuriyet tarihı
boyunca sadece 188 binme şebekeli iç-
me suyu ulaştınlmış. Bu yıl buna 52 bi-
rim daha ekliyoruz.
Okullu olma konusu gibi su konusun-
da da üç yıl içinde rakamı sıfırlamayı he-
defliyoruz. Bu iş güç, ama imkânsız de-
ğil. Kaynaklann doğru kullanımıyla iş-
lerin doğrudan yapılması durumunda
pek çok şey başanlabiliyor.
- Burada devletin çok fazla katkısı-
nın olduğu görülüyor...
rekiyor. Belki mutlak anlamda sıfırlana-
mayabılır ama asgari düzeye indirilebi-
lir.
- Kolluk kuvvetlerinin uyuşturucu
trafığiyle olağanüstü mücadele verdi-
ğini söylediniz, ancak geçmişte birta-
kım kolluk görevlilerinin uyuşturucu
kaçırmaktan yargılanıp hapis cezala-
rına çarptırıldıklarını da biliyoruz....
TARILIR- Bir devlet örgütü içinde yer
alan ınsanlar arasında zaman zaman za-
af gösterenler olabilir. Bunlara hiçbir
zaman müsamaha gösterilmez; göste-
rilmemelidır.
Böyle bir bulgu olduğunda bu kişiler
hakkında derhal işlem yapılıyor. Aynı za-
manda da kamuyla olan bağlan hemen
kesılıyor. Zaaf gösteren insanlarheryer-
de olabilir.
- Türkiye 'de onlarca yıl terörle mü-
cadelede savaş verildi. Şimdi de
tran 'daıı gelen kaçak mazotun ve ka-
çakgöçmenlerin denetlenmesi için Er-
ciş'te üç yoldajandarma kontrol nok-
taları oluşturmuş durumda, Halk bun-
dan şikâyetçi. Erciş 'in kaçak mazotya
dagöçmen yolu üzerinde olmadığı söy-
leniyor. Siz buna katılıyor musunuz?
TARILIR - Aksıne, Ercış kaçak ma-
zotun da göçmenlerin de yoludur. Bun-
dan iki ay kadar önce Ercış 'le Adilce-
vaz arasında bir trafık kazası oldu. Ka-
zayı yapan kamyonun kasasından 62 ka-
çak göçmen yakalandı. Üzerlerıne pon-
za taşı basılmıştı. Çoğu Pakıstan vatan-
daşıydı. Bir kısmı da yaralanmıştı.
Pakistan Büyükelçiliği'yle görüşme
sonucu bunlar ülkelerine iade edildiler.
Şu anda tüm yollar hassasiyetle denet-
leniyor.
Göçmen pazarı suç örgütü gibi- Göçmenpazarını kimleryönetiyor?
TARILIR - Aynen uyuşturucu gıbı
uluslararası suç örgütlerinin işın için-
de olduğu bir pazar.
- Yine bu bölgede ciddi bir ihale
mafyası olduğu ve bu mafya mensup-
larının her ihaleden yüzde 30 komis-
yon aldıklan yaygın bir biçimde ko-
nuşuluyor...
TARILIR - Organize bir suç olarak
bu konuda bugüne kadar bize ıntıkal et-
mış herhangi bir duyum ya da bir şikâ-
yet söz konusu değil.
- Bir de Van 'dan yapılan sınır tica-
reti var. Bu ne durumda?
TARILIR- Sınır tıcaretı bu ılin eko-
nomisinde çok önemli biryer tutmuyor.
Ama ilde geçmişte mazot tıcaretinin
getirdiği tatlı kârlar nedeniyle böyle bir
beklentı var. Bu beklentıyi de o ışten pa-
ra kazanan belli kişiler gündemde tu-
tuyor.
Ama beklentiler gerçekleşmeymce,
"Devlet bize bakmıyor. Devlet bizimle
ilgilenmiyor," deniyor. Bunlar yanlış
düşünceler. Burada bizim ınsanlanmı-
zı yeniden toprakla, üretimle barıştır-
mamız gerekiyor.
Para kazanmak, üç kuruşluk mazot
elde etmek uğruna yaralanmayı, ölümü
bile göze almaları gerçekten çok acı
bir durum. Dolayısıyla ılimizde tanm
ve hayvancılığın geliştirilmesi gerektı-
ğini düşünüyorum
lkıncı önemli sektörümüz de turizm.
Biz bu iki alanda çalışmalarımızı yo-
ğunlaştırdık. Bir tunzm yatınm planı
hazırladık. Çevrede ıhmal edilmış ta-
rihı bınalar restore edilecek. Bir el sa-
natlan atölyesı, aynca Van Kent Müze-
si planlıyoruz. Bu konuda Kültür ve
Turizm Bakanı'yla görüştüm. Gerekli
çalışmalan yapmamızı söyledi.
- Van, işgal sırasında yakılıp yıkıl-
mıştı. Sanıyorum çok fazla da tarihi
bina kalmadı, burada...
TARILIR - Evet. Öylesine yakılıp
yıkılmış kı neredeyse tarihiyle bağı
kopmuş. Adeta hafızası silınmış bir
kent. Kent Müzesı ve Arşivı'nde geç-
mişe ait ne kadar belge varsa toplamak
istiyoruz.
Van Kalesi çevresini canlandırmak
için ışık ve su göstensi sergilenecek
birakuapark yapmayı planlıyoruz. Ay-
rıca Osmanlı döneminde Van'ın gülle-
ri ünlüymüş. Bu amaçla bir Van bah-
çesi düzenleyeceğız.
- YaAkdamarAdası'ndakieskiEr-
meni Kilisesi'nin restorasyonu ne ola-
cak?
TARILIR - Onun projesını Kültür
Bakanhğı yapmıştı. Geçen yıl Diyar-
bakır Koruma Kurulu'ndan izın çıktı.
Bu KültürBakanlıgı tarafindan 2005 ya-
tınm programına alındı. thalesi de ya-
pıldı.
Restorasyon çalışmalan sırasında da
gerekli hassasıyeti göstereceğiz. Gere-
kirse ünıversıtelerımızden damşman-
lık hızmetı de alacağız. Akdamar Ada-
sı aynca Turizm Teşvık Kanunu kap-
samına girecek. Dolayısıyla oraya ya-
tırım yapmak isteyenler teşvıklerden
yararlanabilirler.
Su sporlanna yönelik bir çalışmamız
da var. Yelken, kürek ve kano sporlan-
nı buraya getirmek istiyoruz. Bu amaç-
la altı kulüp kurdurduk. Malzeme sağ-
lanması için de Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü'yle görüştük. İlk aşamada
bize altı tane optimist tekne göndere-
cekler. Iskeleleryaptınyoruz. Buspor-
ları getirebilirsek hem spor, hem tu-
nzm açısından burası ilgi odağı ola-
cak.
- Van kedilerinin neslinin tüken-
mek olduğu söylenir. Bu kedileri ko-
ruma altına almak için nasıl bir ça-
lışma yapıyorsunuz?
TARILIR- Şimdi Van kedısı çiftliği
kurduruyoruz. Gelen zıyaretçiler pey-
zaj düzenlemesi yapılmış alanda hem
kedileri seyredebilecek hem de ısteyen
satın alabilecek.