Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI
adına İLHAN SELÇUK
tfayın Yonetmenı: İbrahim
Yıldız # Yazıişleri Müdürü: Salim
Alpaslan # Sorumlu Müdür:
Mehmet Sucu • Haber Merkezı
Müdürü: Hakan Kara
tstıhbarat: CcngizYıldırım • Ekonomi: Hasan
Eriş • Kültür Egcmcn Berküz 9 Spoı. Ab-
dülkadir Yücclman • Makaleler Sami Ka-
raören • Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Bıl-
gı-Belge: Edibe Buğra # Yurl Haberlerı: Meh-
raet Faraç 0 Avrupa Temsıleisı: Güray Öz
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Başkan), Emrc Kongar(Danısj-
man), Orhan Erinç, Hikmct
Çctinkaya, Şükran Soner, Ib-
rahinı Yıldız, Orhan Bursalı,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısi Mustafa Balbay Alatürk BulvarıNo 125,Kal4,
Bakanlıklar Tel 4195020 (7 hat), haks- 4195027 • Iznıır lemsıl-
cısı Serdar Kı/jk, H /ıya Blv H52 S 2/1 Iel 4411220, F-"aks-
4418745 • Adana lcmsılcısı Çetin Yiğenoğlu, lrıonü Cd 119 S
No.1/1, Iel 161 12 11, haks: 361 12 15 Antalya'Iemsılcısı Ahmet
OrırçojŞluCumhunyelCad K0/5 fel. 0242 2480057 Fax 2410509
• Miıessese Müdürü Erol Erkııt % Satış: Fa/i-
let Ku/a 0 Cumhıırivet Rcklam: 0 (ienel Mu-
dur Ö/lcm Aydvn 0 (ıcııel Müduı Yıtıdımcı-
sı Na/endc *Pal Tel (0212) 251 9X 74 - 75 '
251 98 81 - X2 Fax: (0212)251 9X 68 Re/arvasy-
on:(212)5l2()S05 lax 2l2SnX4M
Yayımlayan: V-nı (ıım HaborAidii'.ı ÜjsmveYaymulıkA^ rurkocafı C aıl l'M K ağalof lu 14114 Isuntul I'K 24(. - Sırkaı l+tlS Isi l d ((I ; i 2 n l 2 l ] M J S (
i(] h.ıl) laks (0 212ı M t 8S')
Baskı: Mcıke/d.ı/clcUL-rgı Basuu\a\mullkSan vclıı A1
) lalıhMah 1 Lısjıı B,ısrı ( atl Samandını Karül Uüulıııl Dagıtını: NİL-rkıv Dat-'itımPaAirlamaSaJi vı ! K \ Ş \ \ U U
Navgııı
ımhın 13MAYIS2005 Imsak: 3.54 Oüneş: 5 42 Öğle: 13.08 Ikındı: 17.00 Akşam:20 21 Yatsı: 21.59
GÜNCELcüCÜNEYT ARCAYUREK
I Baştarafı 1. Sayfada
Bu iktidar, dışardan içe den gelen türlü suçla-
maları, yakıştırmaları T jrkiye ya da Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile özdeşleştirmeye merak
sardı.
Yakıştırma edebiyatı blr çeşit iktidar sloganı:
Hiçbir suçlamayı üstlenrheyecek, çarpık gidişi
veya olayı yerine göre TüYkiye'ye, TC'ye saygı-
sızlık, hakaret gibi söyleıjnlerle başından defet-
meye çalışacak.
Tabii rafta AKP'den "y$lancı" dolma var, ama
yiyen yok!
••!*
Bu sloganın tutarlı bir Vanı da yok. Olay önce
üniversite iç bünyesinde Datlak verdi. Rektörlük,
Izzet Baysal Vakfı'nın R""E'yi üniversite rektör-
lüğünden habersiz davei etmesine karşı çıktığı-
nı, bu nedenle törenlere otılmayacağını birya-
zıyla vakfa bildirdi. ,
Ama RTE'nin törenlenf katılacağı kesinleşin-
ce, rektörlük kararlı tutuıjnunu bir bildiriyle açık-
ladı: Davetin, "üniversitpnin ilkeleri yönünden
uygun görülmediğini" bildirdi; üniversiteleri
Atatürkçü düşünceyi ö^ümsemiş, laik Cumhu-
riyet ilkelerinin yer bulduğu kuruluşlar olarak" ta-
nımladı.
Bildirinin sonlarında ş$yle bir ifade yer alıyor:
"Bizim ilham kaynağımız Atatürkçü düşünce
doğrultusunda (üniversi1\eyi kuran ve gelişmesi-
ne büyük maddi manevi katkıları olan) rahmetli
Izzet Baysal /n fikirleri ve ilkeleridir".
RTE, Bolu'yâ gelmede|n önce bu ifadelerin ne
anlama geldiğini -eğerjbiliyorsa- anımsamalı,
bilmiyorsa öğrenmeye çtalışmalıydı.
Zira, rahmetli Izzet Baysal, Atatürk'e, devrim-
lerine sahip çıkan, laik Cumhuriyeti savunan ve
savunulması için maddi, manevi her olanağı kul-
lanan ve kullanılmasını ifeteyen bir insandı. Üni-
versiteyi, Atatürkçü geriçlik yetişmesi için kur-
du. Bilinen ve hâlâ yaşalyan çıplak gerçek bu!
Kanıt Demirel'in arşiknnde. Cumhurbaşkanı
olduğu dönemde -1996'ya kadar- Izzet Bay-
sal'dan zaman zaman ntıektuplar alırdı. Birkaçı-
nı göstermişti bana. Içâriğini de anlatmış, kimi
satırlarını okumuştu. |
Izzet Baysal, mektuplarında bugünkülerin ho-
cası, bugün iktidarda dlanların koruyucusu ve
yaratıcısı Necmettin Erbakan ile yaşanan laik-
lik karşıtı rejimsel sıkıntıfara ve bu kadroların ül-
keye Atatürk yolundan.çevirmek için gizli açık
her türlü melaneti (büyjk kötülük) yaptıklarına
değinir, ülkeyi bunlardan kurtarması için Çanka-
ya'dan ricacı olurdu.
Rektörlüğün, Baysal'in fikir ve ilkeleri doğrul-
tusunda hareket ettiğinı açıklarken vurgulamak
istediği temel fikir, Baysal'ın fikir ve ilkeleriydi ve:
Rektörlük, Erbakan kadroları içinde yer alan,
bugün "değiştiği ve gel ştiği" savındaki RTE'yle
bir arada olmak yerine. .
... Baysal'ın yaşatmak istediği, bugün artık bir
çeşit vasiyet anlamını tîşıyan ilkelere uygun bir
davranış sergiledi.
Muhalefet partileri hükümeti suçladı, DEHAP ise kararı olumlu karşıladı
Baykal: Acılar canlanırANKARA / DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal,
Öcalan'ın yeniden yargılanma-
sının "Türkiye'yi karıştıraca-
ğını ve geçmiş acıları yeniden
canlandıracağını" söyledi. Av-
rupa Insan Hakları Mahkeme-
si'nin (AİHM) karannda "yeni-
den yargılama" istemine yer
verilmediğini, bu konudaki ka-
rarı Avrupa Konseyi (AK) Ba-
kanlar Komitesi'nin vereceğine
dikkat çeken Baykal, hükümeti
bu alanda girişimde bulunarak
"yeniden yargılama kararını
önlemeye" çağırdı.
Baykal, Petrol-tş Sendikası
yönetıcileriııi kabulünde kararı
değerlendirdi. Baykal, şu görüş-
leri dile getirdi: "Yeniden yar-
gılama Türkiye'yi karıştırır.
• CHP Genel Başkanı Baykal, AKP
hükümetini yeniden yargılama
kararını önlemeye çağırdı. Baykal,
yeniden yargılamanın Türkiye'de
gerginlik ve kutuplaşmaya yol
açabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye'nin yaşadığı acı olay-
ları tekrar gündeme getirir.
Inutmaya çahştığımız karan-
lık bir tarih sayfasını tekrar
karşımızda buluruz. Tekrar
Türkiye'de gerginlik ve ku-
tuplaşma olur. Yargılama sü-
reci bir propaganda, bir siya-
si tartışma, siyasi iddialaşma
platformu haiine dönebilir."
desiyle çelişkili ıç hukuk mad-
deleri ortada. Hükümetin derhal
konuya sahip çıktığını, çözü-
mün nerede olduğunu ortaya
koyması gerekir.
H
İÇ HyKOIC ORTADA'
ANAP Genel Başkanı Erkan
Mumcu: Anayasanın 90. mad-
SUKUMETE SÜÇLAMA
DSP Genel Başkanı Zeki Se-
zer: Eğer AKP hükümeti, bizzat
AB gözlemcıleri tarafından adil
bulunan Öcalan kararını yete-
rınce savunmuş olsaydı, diplo-
matik girişımlerinı bu yolda sür-
dürseydi, AİHM'nın siyasi karar
vermesini de önlemiş olurdu. A-
ma Başbakan, Dışişleri'ndeki
diplomatlar yerine, başka kim-
seleri yanında taşıdığı için, işin
hangi boyutlara varacağını bel-
ki de hiç hesaplayamanııştır.
DEHAP MiMNUN
DEHAP Genel Başkanı Tun-
cer Bakırhan, dün parti genel
merkezinde düzenlediği basın
toplantısında,Türkiye'nin kara-
rı "demokrasinin meşruiyeti
ve hukukun evrensel normla-
rı çerçevesinde olgunlukla
karşılamaşı gerektiğini" ifade
ederek, "Öcalan'ın evrensel
hukuk normlarıyla yeniden
yargılanmasının, Kürt soru-
nunun tartışılnıası ve çözünıü
için yeni bir fırsat yaratacağı-
nı düşünüyoruz" dedi.
•TÜRKİYE'NİN 3 SEÇENEöt VAR'
Prof.Batum:Hukuka
uymakyararsağlar
İSTANBUL (AA) -
Bahçeşehir Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Süheyl
Batum, AİHM'nin tcrör
örgütü elebaşı Abdullah
Öcalan lehine verdiğı
karardan sonra Türki-
ye'nin önünde yapabile-
ceği 3 seçenek bulundu-
ğunu belirterek "Türki-
ye'nin hukuka uynıası
menfaatınadır" dedi.
Prof. Dr. Süheyl Ba-
tum, yaptığı açıklamada,
AtHM Büyük Daıre-
si'nin aldığı kararın her-
kes tarafından beklendi-
ğini dile getirerek şunla-
rı kaydetti: "Türki-
ye'nin önünde 3 seçe-
nek var. Biri, Türkiye
yasa değişimini yapa-
cak, yeniden yargılama-
nın yolunu açacak,ikin-
cisi ise Türkiye bu deği-
şikliği yapmayacak.
IJçüncü seçenek de ola-
bilir mi, bunu bilmiyo-
rum, Öcalan'ın avukat-
ları engel yokmuş gibi
mahkemeye başvura-
rak konunun Anayasa
Mahkemesi'nin önüne
getirilmesini isteyecek."
Galatasaray Üniversi-
tesi Avrupa Araştırma ve
Dokümantasyon Merke-
zi Başkanı Prof. Dr. Işıl
Karakuş usule ilişkin bir
problem olduğunu belir-
terek "Burada önemli
olan nokta, adil yargı-
lanmanın gerçekleşme-
si için gerekli olan usul
kurallarındaki eksik-
liktir" diye konuştu.
SÖYLEŞİ
ıı
ATTİLÂ İLHAN
../Özleştirmecilik' Ne İşe Yamyordu?!.."
... Her zaman şaşmışımdır, aca-
ba neden böyle okutylur: Eğer de-
ğişmediyse, bizim 'InkılâpTarihi'
derslerinde; Anadolu Ihtilâli,
Tanzimat ve Meşrûtiyet in deva-
mıymış gibi okutulurdu; aynı şey,
bir başka düzeyde daha, yapıl-
mıştır: 'Inönü Cumhuriyeti', Gâ-
zi'nin ideallerine sâdık, onu sür-
dürüyor izlenimi yar ıtılmıştır; Dil
Devrimi de öyle, bizim nesil, iise-
lerde 'özleştirmecilik' alıp başını
gittiği zaman, Gâzi'ye hizmet et-
tiğini sanıyordu, kendi hesabıma,
ancak Fâlih Rıfkı Bey'in, 'Çan-
kaya'sını okuduğurr zaman, 'ka-
zın ayağının başka türlü' oldu-
ğunu anladım.
Sizce, rejiminin yaptığı bu uygu-
lamada, yanlış bir şeyler yok mu?
'Çağdaşlaşmak:'
rayından çıkınca
(Çağrışım / 5 "...düşünmüş
durmuşumdur; en aşırı 'özleş-
tirmeci' Nurullah Ataç'ın, aynı
zamanda, en aşırı Yunan/Latin
yandaşı olması bir anlam taşı-
maz mı? Taşımaz <>lur mu? As-
lında Inönü döneminde 'Dil Dev-
r/m/'nin, 'Uluslaşarak Çağdaşlaş-
mak' rayından, 'Batıfılaşmak' rayı-
na aktarıldığının şaŞmaz göster-
gesi! İşin, bir de 'resmiyeti' var-
dır: Ataç, Inönü'nün 'özel danış-
manı' fiîândı: 'Yukardan' müsa-
adeli olmasa, bu derece ifrata
gitmezdi; ayrıca bu mârifeti, 'tek
parti, tek şef, tek mlllet' dönemi-
nin, 'resmi organı' Ulus gazete-
sinde yapamazdı. Ayrıntıdır a-
ma, ilginç bir nokta da şudur:
Atatürk dönemi dil tartışmala-
rında, Ataç'ın adı pek anılmaz!.."
"...dedim ki Inöhü Cumhuri-
yeti, uluslaşarak çağdaşlaşma-
yı, bunun için 'ulusal bir bileşim'
aramayı bırakıyor; Yunan/Lâtin
kültür tabanını benimsemeye
yöneliyor; peki bu nedir? Yu-
nan/Latin tabanlı Hıristiyan, Batı'lı
ve Beyaz Emperyalfcmin, Osman-
h'ya, Tanzimattan beri, 'cebren ve
hile ile' benimsetıfıeye çalıştığı,
koprador kültür ileYiciliğinin yeni
bir aşaması değil ı\ni? Nasıl Os-
manlı'da 'Tanzimatçılık' komp-
rador Batı kültürünü benimse-
miş, 'seçkin', tabiatıyla millet-
ten ayrı, bir aydın tabakası ye-
tiştirmiş; bu aydınları kullana-
rak, Batılının istek
lı'ya kabul ettirmesini sağlamış-
sa, bu 'Yeni/Tanzimatçılık' da
'seçkin' bir yönetici/aydın türü
lerini Osman-
üreterek, Türkiye'nin Batı'ya
angaje olmasını sağlayacaktı.."
"...sağlamadı mı? Mustafa Ke-
mal dönemindeki, Anti/ Emperya-
list, Müdafaa-yı Hukukçu 'millîsi-
yaset'; Inönü Cumhuriyeti döne-
minde, terk edilerek, usul usul,
Batı'nın 'Atlantik'ç/ siyasetine an-
gaje olunur. (buraya dikkat!) Öy-
leyse 'tasfiyecilik' (özleştirme), uy-
durma kelimelerleyeni birTürkçe
yapmak çabası, aslında dinselin
yerine, ulusal ve özgün bir bileşim
yaratmak gayretlerinin, terk edil-
diğini deyimlediği kadar, 'kompra-
dor' bir kültüre yönelişte, bu uy-
durma dilin, temel unsurlardan bi-
rini oluşturduğunu da deyimle-
mektedir. Hepsi birbiriyle ne de
güzel çakışıyor, görmüyor mu-
sunuz?.."
"... Şu halde, dilde ilericilik di-
ye gençlere belletilmek istenen
'özleştirmecilik' (tasfiyecilik),
Mustafa Kemal döneminin 'dil-
de uluslaşma' hareketi değil;
Inönü döneminde, TDK tarafın-
dan benimsenip 'resmileştiril-
miş' olan Ataç 'uydurmacılığı-
dır; amacı, Yunan/Lâtin kültü-
rünü benimsemek olan, uydur-
macılık! Bu sözüm yabana.. 'ile-
riciliğe' edebiyatımızdaki Birin-
ci (Garip) ve Ikinci Yeni akımla-
rının sahip çıkması da, bundan
ileri geliyor. Herkesin bildiği
üzere bunlar (sentez değil )
'komprador' tabanlı akımlar:
Hem biçimci, hem Batı mukal-
lidi! 'Seçkinlikleri' de pek gizle-
nemez: Popüliste eğilimleriyle,
aşırı alafrangalıklarını örtbas
edemezler; halka, 'yukardan'
baktıklarmı da! Zaten, handiyse
içgüdüsel bir tepkiyle, 'komp-
rador alafrangalığma' direnmiş
olan, geniş halk yığınlarıyla ni-
ye diyalog kuramıyorlar? Işte
bundan!..."
'Demokrasl' işi bozuyor...
"...Inönü, II. Dünya Savaşı so-
nunda, (dış baskılarla) 'Demok-
rasi'ye geçmek zorunda kalma-
saydı; Allah bilir bu tutum, dev-
letin 'resmi' kültür politikası
olarak, sürüp gidecekti. De-
mokrasi, işi bozuyor. Inönü,
böyle yabancı tabanlı bir kültür
politikasıyla, Anadolu halkın-
dan oy alamayacağını kestire-
cek kadar, akıllı ve kurnazdır.
Kabul ettiği kolaylıkla kültür po-
litikasını reddetti. Hasan Âli Yü-
cel'i bırakıp, Milmi Eğitim Ba-
kanlığı'na Reşat Şemsettin Sirer'i
tayin ettiği an, o güne kadar
devletten geniş destek gören
'Komprador llericiliği', gayri
resmi zemine intikal etti. Yâni
derece derece, Türk Dil Kuru-
mu'na, Halkevleri'ne vs. sığındı.
Demek artık muhalefettedir. O
gün bugün muhalefette! Bu sı-
fatıyla, oldum olası muhalefette
olan toplumcularla işbirliğine öze-
niyor; özenip de ne yapıyor: Üst-
yapısal Batı taklitçiliğini ciddi bir
özeleştiriden geçirip, diyalektik bir
estetik görüşüne mi yöneliyor; yo-
oo, Köy Enstitülü, Halkevili, TD-
K'li, 'öz/eşf/rme'li, 'opera'lı, Bizim
Köy'lü, Mitologyalı 'Komprador
llericiliğini' toplumculuğa yama-
maya çalışıyor..."
"...Eğer Müdafaa-i Hukukçu,
Anti/Emperyalist, 'Mazlum Mil-
letler' arasında, gücüne yakışır
bir rol oynamaya tâlip, tam ba-
ğımsız bir Türkiye'den yana
isek; Doğu/lslâm 'Ümmet Kül-
türümüz'den vazgeçemeyiz, bu
da 'demokratikleştirilmiş' ulu-
sal dilimizi 'Ümmet' dilimizden
Osmanlıca'dan damıtmamızı ge-
rektirir. (...) Yok, 'Mazlum Millet-
lere sırt çevirip, 'Batılı, Beyaz ve
Hıristiyan 'Sistem'in değer öl-
çülerine bağlanacak isek; her
şeyden, /-en başta Ümmet dö-
neminden Türkçe'nin edinip
özümsediği olanaklardan-
uzaklaşmamız, Batılı ülkelerin
dizi dibinde, uysal uysal, Yu-
nan/Lâtin çıraklığı etmemiz zo-
runludur..."
Baçka çâresi var mı?
... Yâni, birzamandıryaptığımız
gibi mi? Insan ister istemez, bu
soruyu kendine soruyor; zira, son
iki çağrışım, yirmi sene önce (1
Mart 1982) yazılmış bir söyleşi-
den aktarılmıştır. O zaman soru
şudur: Gâzi'nin istediği 'ulusal
kültür' bileşimi gerçekleştirile-
bilseydi, halkımız, onu kendine
yabancılaştıran, 'alafranga
komprador ilericiliği'ne direne-
bilmek için, 'ümmet kültürü'ne
sığınmak zorunda kalır mıydı?
'İlericilik' ulusal kökten üretil-
mezse; 'yabancılaşma'yıyadırga-
yan' halkın, 'Ümmet Kültürü'ne
sığınması kaçınılmazdır.
e-mail:tilahan(« isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88
Çeşitli
temaslarda
bulıınmak
üzere gittiği
Portekiz'den
dönen Sezer,
AİHM'nin
Öcalan
kararı
koııusunda
"Yasal
düzenleme
yapılmazsa
Türkiye'deki
nıahkeme
yeniden
yargılama
istcmini
reddedecektir"
dedi. (AA)
Sezer: Sorumluluk
yasa koyucununANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer, Avrupa Insan Hakları
Mahkemesi'nin (AİHM) kararı
kapsamında terör örgütü başı Ab-
dullah Öcalan'ın yeniden yargıla-
nabilmesi için CezaYargılama Usu-
lü Yasası'nda değişiklik yapılması
gerektiğini belirterek sorumlulu-
ğun hükümete ait olacağını ıma et-
ti. Cumhurbaşkanı, "Bugünkü ya-
sal düzenleme karşısında bunun
(yeniden yargılamanın) kabulü
olanaksızdır. Bunu yapıp yapnıa-
mak da yasa koyucunun takdi-
rindedir" dedi.
Sezer, çeşitli temaslarda bulun-
mak üzere gittiği Portekiz'den dün
akşam saatlerinde döndü. Cumhur-
başkanı, Esenboğa Havalimanf nda
AİHM'nin terör örgütü başı Abdul-
lah Öcalan'a ilişkin kararı anımsa-
tılarak yöneltilen soruyu yanıtlarken
şunları söyledi:
"Avrupa İnsan Hakları Mahke-
mesi'nin, bugün (dün) açıklanan,
yargılamanın adil yapılmadığına
ilişkin kararı, bu karara dayana-
rak yargılamanın yenilennıesi is-
teminde bulunursa benim kanım-
ca, Türkiye'de bu davayı gören
nıahkeme, bu isteği reddedecek-
tir. Çiinkii bu konuda bir yasal en-
gel bulunmaktadır. Ancak, Ceza
Yargılama Usulü Yasası'nda bu
konuda bir değişiklik yapıhrsa Av-
rupa İnsan Hakları Mahkeme-
si'nin kararı, yargılanmanın ye-
nilenmesi nedeni olarak kabul
edilebilir. Bu yapılmadıkça, bu-
günkü yasal düzenleme karşısın-
da bunun kabulü olanaksızdır.
Bunu yapıp yapmamak da yasa
koyucunun takdirindedir" dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer, gerekçeler
konusundaki değerlendirmesinin
sorulması üzerine, "Gerekçeyi bil-
miyorum. Gerekçesini öğrenince
o konuda bir şey söyleyebilirim"
diye konuştu.
Söz sırası ağır
ceza mahkemesinde
H Baştarafı 1. Sayfada
Öcalan'ın avukatlan, AtHM'nin ge-
rekçeh kararıyla kapatılan DGM yeri-
ne kunılan Ankara 11. Ağır Ceza Mah-
kemesi'ne başvurabilecekler. Usul Ya-
sası'nda 4 Şubat 2003 tarihinde AİHM
önünde bulunan ve kesinleşmemış olan
dosyalar, yeniden yargılama dışında tu-
tuluyor. Bu nedenle mahkeme, yeniden
yargılama ıstemini yerinde görmeyip
başvuruyu reddedebilir. Karann kesin
nitelik taşınıası nedeniyle Öcalan'ın
avukatlan, "adil latminin gerçekleş-
mediği, ayrımcılık yapıldığı" gerekçe-
siyle yeniden AlHM'yebaşvurabılirler.
Hükümetin yasal değişikliğin günde-
minde olmadığı açıklaması dikkate
alındığında çözüm için yalnızca yazılı
emiryolunun kullanılması seçeneği ka-
lıyor. Bu yetkiyi elinde bulunduran
Adalet Bakanı Ciçek, Yargıtay'a başvu-
rarak yerel mahkemenın ret kararının
kaldırılmasını isteyebilecek. Başvuruyu
Öcalan'ın ıdam kararını onayan Yargı-
tay 9. Ceza Daıresi görüşecek. Daıre,
yerel mahkemenin kararını kaldırıp ye-
niden yargılamanın yolunu açabileceği
gibi ret kararını da benımseyebilir. Da-
irenin vereceği her iki karar da bağlayı-
cı nitelik taşıyor.
Ağır ceza mahkemesi yapılan başvu-
ruyu incelerken Öcalan'ın yargılanma-
sını kısıtlayan düzenlemeyi anayasaya
aykırı bularak konuyu Anayasa Mahke-
mesi'ne taşıyabilir. Yüksek mahkeme,
kısıtlılık düzenlemesini eşitlik ilkesine
aykın bularak iptal edebılir. tkinci ola-
sılık ise Anayasa Mahkemesi, eşitlik yö-
nünden konuyu değerlendirmeyip ana-
yasanın 90. maddesindeki uluslararası
sözleşmelerin esas olduğu hükmünü
dikkate alarak kısıtlılık düzenlemesinin
görmezden gelinmesine karar verebilir.
Yargının tüm aşamalannda yeniden
yargılama istemini reddetmesı duru-
munda ise çözünıü yargının bulması ge-
rektiğini açıklayan hükümetin bulması
gerekecek. Mevcut CMUY'de olduğu
gıbı 1 Haziran'dayürürlüğegirmesibek-
lenen CMY'de de Öcalan'ın yeniden
yargılanmasını kısıtlayan düzenleme
korunuyor. Hükümet, Meclis gündemi-
ne getireceği tek maddelıkyasa teklifiy-
le kısıtlılık düzenlemesini kaldırabilir.
Kısıthhğınkaldınlmasıylabırlikte Öca-
lan için yargılamanın yolu açılır.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
"Sorun" da 3 ana konudan oluşuyor:
1- Gözaltı süresi uzundu, hemen yargıç karşı-
sına çıkarılmalıydı.
2- Mahkeme heyetınde askeri bir üye de vardı.
3- Savunma süresi yeterli değildi. Dava çabuk
bitirildi.
AİHM pek çok davada, "Yargılama süresi çok
uzun" diyerek Türkiye'yi mahkûm etmişti. Şimdi
hızlı diye eleştiriyor.
Dava sadece hukuki değil, siyasal, toplumsal,
hatta uluslararası bir biçime bürünüyor. AİHM ka-
rarını AB medyasının birinci haber olarak verme-
si, yakın gelecekte olacakların habercisi.
• * *
Türkiye'deki durum şu:
Gözler AKP hükümetinde... AKP'nin gözü dev-
let kurumlarında!
Garip bir durum. AKP, AİHM'nin vereceği kara-
rı öğrendikten sonra durumu kabullenip nasıl çı-
kış yolu bulurum arayışına girdi. Çare olarak da
şunu buldu:
- öcalan davası hükümet değil, devlet olayıdır.
Yargı gerekeni yapacaktır! Lütfen hükümet işleriy-
le devlet işlerini birbirine karıştırmayalım!
Yeri geldiğinde "Hükümet her şeydir. Milliirade-
nin sonucu olarak kurulmuştur. Tabii ki devlet ku-
rumlarında da etkin olacaktır" diyen AKP, şimdi
devletin arkasına sığınmaya çalışıyor.
Gülünesi bir durum!
AKP hükümeti AİHM kararlarına karşı çok vahim
yaklaşımlarda bulundu. Türban davasında "Türki-
ye'nin devlet olarak tezi ayrı, hükümetin bakışı ay-
rıdır" diyecek kadar ileri gitti. Parti kapatma dava-
sında AİHM'nin gelenekleriyle örtüşmeyecek bir
yaklaşım sergiledi. öcalan davasında ise bekleme-
yi ve devletin arkasına sığınmayı yeğliyor!
• • •
öcalan, 16 Şubat 1999'da Türkiye'ye getirildi.
31 Mayıs 1999'da yargılama başladı, aralıksız sür-
dü, 29 Haziran 1999'da bitti. Mahkeme Başkanı
Turgut Okyay kararı açıkladı:
Idam!
Dönemin DSP-MHP-ANAP koalisyonu infaz
için karar almak durumundaydı. Avrupa, öca-
lan'ın avukatlarınm AlHM'ye başvuracağını, bu
sürecin beklenmesi gerektiğini söyledi. Koalisyon
saatler süren toplantı sonunda AİHM'nin de ka-
rarı uyarınca infazın buzdolabına konması görü-
şünü benimsedi. Sonrasında ölüm cezası kalktı,
ömür boyu hapse dönüştü.
Geldik bugüne...
Hükümet tez zamanda çok net bir tavır ortaya
koyabilmeli. En kötü tavır, tavırsızlık olacaktır.
Güneydoğu Anadolu'da yaşayanlar da barışın
tadına vardı. Bunun bozulmaması için herkes üze-
rine düşeni yapmalı. Ancak DEHAP'tan yapılan
açıklamalar AİHM sürecinin siyasallaştırılmak is-
teneceğini gösteriyor.
Kimi ülkelerin terörle mücadele ediyorum diye
sınırlarından binlerce kilometre ötede operasyon
düzenlediği birdünyada, Türkiye'nin toprakların-
daki terörle mücadele ettiği için hedef haiine ge-
tirilmesi kabul edilemez bir durumdur. Öcalan da-
vası Türkiye'den "öçalma"davasınadönüştürül-
memelidir. Gelışmelerin bu yöne kayıp kayma-
ması temelde hükümetin tutumuna bağlıdır.
ankcum((icumhuriyet.com.tr
AB KOMİSYONU:
TÜRKİYEDEN
UYGULAMA BEKLİYORUZ
Haber Merkezi - Avrupa Birliği Komisyonu,
AİHM'nin Abdullah Öcalan'ın yeniden yargı-
lanmasına ilişkin kararının Türkiye tarafından
dikkate alınmasını ve uygulanmasını beklediğini
bildirdi. AB Komisyonu sözcüleri, dün günlük
olağan basın toplantısında konuya ilişkin soruları
yanıtlarken, AİHM kararını "not aldıklarını",
bu kararın 2003 'te söylenenleri teyit ettiğini be-
lirttiler ve Ankara hükümetinin süratli tepki gös-
terdiğini, gerekenin yapılacağını duyurduğunu
ifade ettiler. Ankara'nın süratli tepkisinden ve
açıklamasından duyulan memnuniyeti yansıtan
sözcüler, terörist Öcalan'a ilişkin karar üzerinde
özellikle odaklanmayı reddederek "AB Komis-
yonu, AİHM'nin tüm kararlarını dikkate alı-
yor. Bu karar da Kopenhag kriterleri kapsa-
mında, diğerleriyle birlikte, Komisyon'un yıl-
hk Türkiye raporunda yer bulacak" dediler.
THE INDEPENDENT
'ÖCALAN KARARI
KRİZ YARATABİLİR1
LONDRA (ANKA) - AİHM'nin Abdullah Öca-
lan'a ilişkin kararının kriz yaratabileceği öne sü-
rüldü. The Independent gazetesi, karara uyulma-
masının Türkiye'nin AB üyelik çabası koııusunda
soru işaretlerine yol açabileceğinı belirterek kara-
nn Türk hükümeti için "hassas" bir döneme denk
geldiğini yazdı. İngilizThe Independent gazetesi,
AİHM'nin Öcalan'ın adil yargılanmadığı yolun-
daki karann açıklanması hemen öncesi yayımladı-
ğı haberde böyle bir kararın Türkiye'de büyük tep-
ki yaratabileceğini savundu. Karann Türkiye'de
"kriz"e yol açabileceğini öne süren gazete, "Hal-
kın çoğu eski PKK liderini ülkenin en tehlikeli
teröristi olarak görüyor. PKK lideri olarak
1980-1990 yıllarında güneydoğuda cn az
30 bin kişinin öldürüldüğü ayrılıkçı ayaklan-
mayı planlamakla suçlanıyor" diye yazdı.
Gazete yorumuna şöyle devam etti: "Ancak ka-
rara uyulmaması, Türkiye'nin yargı sistemini
modernizc ettiği iddiasını sorgular, AB'ye ka-
tılma çabası konusunda büyük bir soru işareti
oluşturur. Mahkemenin kararları, Türkiye da-
hil Avrupa Konseyi'nin 46 üyesi için bağlayıcı-
dır." The Independent, "Erdoğan ile daha ılımlı
ve AB'nin siyasi değerlerine daha yakın gibi
görünen siyasi rakibi ve Abdullah Gül arasında
devam eden gerginlikler var.. ancak AKP, di-
ğer partilerin çok önünde olmayı sürdürüyor.
Ayrıca 2007'ye kadar bir genel seçimle karşı
karşıya değildir" yorumunu yaptı.