02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10MAYIS2005SALI Şoke Hamza Saykan: "Dışişleri Bakanı Abdullah Gül 'Türkiye ekonomideki performansıyla Avrupa Birliği'ni şoke edecek' diyor. Avrupa'yı bilmem, ama halk AKP iktidarının zamlarıyla zaten şokta!" CUMHURİYET SAYFA 17 www.ctenizsom.com Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 IMF'ye göre asgari ücret çokmuş. Bu IMF azmış! Ballı Güneş Oksal: "Sahte bal üretenler teşhir ediliyormuş. Vatandaşın ağzına bir parmak bal çalıp aldatanlar ne zaman teşhir edilecek?" Müzakeresiz Akif Kökçe: "Türk . Tarih Kurumu ' Başkanımız kırmızı bültenle; Kıbrıslı Türkler, Rum mahkemelerince aranıyor. Anlaşılan, Avrupa hapishanelerine 'müzakeresiz' gireceğiz!" VATANDAŞ hukukçu... Istanbul Su ve Kanalızasyon Idaresi (İSKİ) ile iki ilişkisi var. Biri su abonesi olarak öteki ise bir profesörün İSKİ aleyhıne açtığı bir davayı 1994'den beri takip eden bir avukat olarak... İSKİ aleyhine dava devam ederken, hukukçu vatandaş 1998-2000 yıllarında kendisıne gönderilen su faturalarındaki bedellerin, su sayacına ait olmadığı anlıyor ve 2000 yılında ISKl'ye durumun düzeltilmesı içın bir dilekçeyle başvuruyor. İSKİ, basit bir aritmetik hesapla düzeltme yapacağı yerde, 2000 yılı Temmuz ayında hukukçu vatandaşın suyunu kesiyor. Hukukçu vatandaş mahkemeye başvuruyor. Mahkeme dört yıl sonra, dava tarihi itibariyle, hukukçu vatandaşın ISKl'ye borcu bulunmadığına, aksine yaklaşık 355 milyon lira alacaklı olduğuna karar veriyor. Karar kesinleştikten sonra 2005 yılında vatandaş, faiziyle birlikte yaklaşık 2.4 milyar liraya ulaşan aiacağını tahsil etmek için, lcra Dairesi'ne Bir kaşık su başvuruyor. Ancak, İSKİ borcunu ödemiyor ve lcra Mahkemesi'ne başvurarak, malları ve bankalardaki paralarının "kamu hızmetıne tahsis edildiği"ne ılışkın bir karar sunuyor. Hukukçu vatandaş, talep ettiği bedelin "müteahhit alacağı" olmadığını, "kendı parası ve faızi" olduğunu, kamuya özgüleme kararının bu talebı açısından öne sürülmesinin Türk Medeni Kanunu'ndaki "dürüstlük kuralı"na aykırı olduğunu, ortada açık bir mahkeme kararı varken, bu kararın uygulanmamasının Anayasa ve Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi'ndekı "hukukun üstünlüğü" ilkesine aykırı olduğunu, gerekirse Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'ne de başvuracağını anlatmaya çalışıyor. - Erotik kanallar Türk aile yapısına uygun değilmiş... "Uygunu nasıl oluyor!" Ancak bu görüşü geçerli sayılmıyor. Ayrıca, hukukçu vatandaşın dava tarihi itibariyle ISKl'ye hiçbır borcu bulunmadığı mahkeme kararında açıkça belirtıldiği halde, İSKİ hukukçu vatandaşa dava tarihi itibariyle yaklaşık 102 milyon lıra daha borç çıkarıyor ve bu bedel ödenmediği takdirde suyunun kesileceğini şifahen bildiriyor. Hukukçu vatandaş, şimdi suyunun kesilmesini bekliyor. Ama bir yandan da Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'ne başvuru dilekçesini hazırlıyor. Açacağı dava sonunda belki de yalnız ISKl'nin değil tüm belediyelerin, mallarını ve paralarını "kamu hizmetine tahsis etmek" suretiyle, kesinleşmiş mahkeme kararlarını uygulamamasının, Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi uyarınca, "hukukun üstünlüğü" ilkesine aykırı olduğu yönünde bir karar çıkacak. Sonra da İSKİ ve onun sayesinde belediyeler bir kaşık suda çırpınıp duracak! ULusal-Egemenlik Haftası'nda Sıvas'taydık PERtHANERGUN SESSÎZSEDASIZ(l) Efr/M®EN ALA/l&DiNDîf^ÇEfZi "AVllî £âtr/M 84& - G££2JCf O J&İCklJSL Halkın milli direnci yok ediliPkenISTANBUL Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Özbek, televizyonlardan "büyük" gazetelere kadar Nisan'ın son haftasından başlayarak medyada yayımlanan Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin haber ve yazıları taramış. Haber ve yazılar ilk bakışta soykırım iddialarının asılsızlığı üzerine kurgulanmış gibi algılansa da satır aralarına bakıldığında özbek'in ulaştığı sonuç şu: "önümüzdeki süreçte Ermeni soykırımı iddialarının Türk halkının belleğine, bilincine yerleşmesi, içselleşmesi için ülkesiyle, halkıyla ortak paydasını çoktan yitirmış medyamızda ciddi bir kampanya başlamıştır. Kampanyayı düzenleyenlerin amacı, ortalama insanımızda var olan Ermeni davasında haklılığımız ve bize yönelik isnatları ret refleksi dahil, ulusal yön duygusunu, derin bilinçaltındaki milli direnç ve özgüveni yok etmektir. Kampanyanın ardındaki dış dinamiklerin bir diğer beklentisi de devleti bunaltarak, AB şantajını da kullanarak doğrudan olmasa bile dolaylı bir telaffuzla geçmişte soykırım yaptığımızı Türkiye Cumhuriyet Devleti'ne kabul ettirmektir. Kıbrıs'ta, Kuzey Irak'ta, Ege'de, Patrikhane'de, Güneydoğu Anadolu'da AB'nin toptan siparişlerini kabul edecek bir devletin devlet denilebilecek bir yanı kalmış olursa tabii ki." Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuviyahoo.com Gelir dağılımında eşitiz: Gelir onlara, dağılmak bize! 4-11 Eylül 1919'daCumhurıiye- timızın temel harcının karılıpafıldı- ğı Sıvas Kongresi'nin günümızün toplumsal ve sıyasal gidişatı için- 'de önemini, Atatürk ilke ve dev- rimlerine inananların yansıtrfıası düşünülemez. 2 Temmuz'da 32 canımızı ykkıp yok eden Madımak katliamı nede- niyle Sıvas yüreğımde kara biı ya- ra oluşturmuştu. Oraya son (|idi- şim, Sevgili Asım Bezirci ile Ne- simi Çimen'in cenazelerini ls:an- bul'a getirmek üzere SHP ll Elaş- kanı'nın sağladığı özel bir uçpkia gidip acılarla dönüşümdü. Bir süre önce değerini, ba$arı- larını görerek daha çok anladıı jım, Cumhuriyet Universitesi Re<tör Yardımcısı öğrencim Prof. Hîıse- yin San'dan 23 Nisan için bir da- vet aldım. Madımak'ın gönlütlnde açtığı yaralara karşın bu içteıtılikli ve anlamlı çağrıya karşı durana- dım. Sıvas'a lyiki de gittim. Bu k<?nu- da inanç ve coşkusunu bildlğim Neşe Doster'in de bu anma tpp- lantısında bulunmasını önerdim. İki taraf buna uygunluk gösturdi, bu da iyı oldu. 29 Nisan 2005 günü, CÜ Kültür Merkezi'nde uygulanan progrpm- da paneli yöneten Doç. Dr. Mem- nune Erandaç -Atatürk Deyrim Tarihi Kursü Sorumlusu- çok ^tki- leyiciydi. Anlatımda okutman *ay- nı zamanda Sıvas Türk 0<tağı Başk.- Necip Günaydın "4 Eylül ve Ulusal Egemenlik"\ slaytlarla canlandırarak aktardı. Neşe Dos- ter, her zamanki coşkulu söyle- miyle 85 yıl önceden bugüne ulu- sal egemenliğin önemini vurgula- dı. Benim konum, Atatürk'ün "Devrim Koşusu Günlüğü" için- deki Türk Dil Kurumu'nun öremi ve bu günkü dilde yozlaşma ile Kuvvayı Millıye'den bu güne Kur- tuluş, Kuruluş ve Aydınlanm&'da kadınlarımızın öncülüğüydü." bp- lantıdan sonra öğretim görevlileri- nin, öğrencilerin dışında Köy Eins- titülü emekli öğretmen, ADD Sı- vas Şube Başkanı Muammer Çe- lik'in nemli gözleriyle duygularını ileten titreyen sesi kadar, el ele dü- şünce beraberliğinde buluşar Ye- niden Kuvayı Milliye Derneği Eiaş- kanı'ylaTürkOcakları Başkan 'nın Ulusal Egemenlik beraberliği|çok etkiliydi, dağınıklığın getirdiği ka- ramsarlığı umuda yönelticiyd... ••• Toplantıdan once görebilınek mutluluğuna erdiğimiz yer Sıvas Atatürk Kongre ve Etnografya vlü- zesi'ydi. Sıvas'tamüzeciliğe1923 yılında başlanmış. Çevreden (jeti- rilen belgeler, savaş araç ve gereç- leri, giysiler, kadınların el ürünloriy- lesüslemelervs. kongre bina:;ının bodrum katında saklan nış. 1927'de Gökmedrese'de, 1968'de Buruciye Medresesi'ıfıde, 1990 yılından beri de tarihi Sıvas Kongresi'nin yapıldığı binada Kül- tür Bakanlığfnın sorumluluğunda resmı müze oluşturulmuş. Bina- nın müze içinde sergilenen kita- besindeö Ekim 1892'deVali Maz- lum Paşazade Mehmet M<;m- duh Bey tarafından Mülkü Idadi (lise malı) olarak yaptırıldığı belir- tiliyor. Yapı 19. yüzyıl Geç Osrrıan- lı Dönemi Sivil Mimarlıkörneklorin- den biri olup üç katlı ve üç av ulu. Dış cephelertaş ve oymalı, iç me- kânlarsa işlemelı ahşap malzelne- den. Sekiz galeride Selçuklular döneminden başlayarak Osman- lı'da, Kurtuluş ve Kuruluş'taki yu- karda değindığım çevreden ve özel koleksiyonculardan derlen- miş malzemeler çok göz dolduru- yor. Bu galerilerden en düşündü- rücü ve Kurtuluş'taki andın örnek- lendiğini kanıtlayan Matbaa Oda- sı: 2-11 Eylül 1919 tarihleri arasın- da yapılan Sıvas Kongresi karar- ları, 4.9.1919'da Mustafa Ke- mal'in istemiyleyayın hayatınagi- ren Irade-i Milliye gazetelerinin tek tek sergilendiği, baskı makinesi- nin yer aldığı mekândı. Buna bir de Kurtuluş'ta kadınlarımızın öncülü- ğünü kanıtlayan ulu önderimizin desteğıyle kurulan "Anadolu Ka- dınları Müdafaa-i Vatan Cemiye- ti" adlı derneğin yapmış olduğu çalışmaların örneklenmesi de ka- dınlarımız açısından çokgurur ve- riciydi. Müzenin en ilginç yerlerinden biri de ancak bir büyük oda ölçü- tündeki kongre salonunda o gün- lerın delegelerinin oturdukları okul sıralarında isım ve resimleriyle saptanışıydı. Atatürk'ün 2 Eylül 1919'dan 27 Aralık 1919 günleri- ne dek çalışma ve yatak odası ola- rak kullandığı yerde duyduğum huşuyu anlatamam. Etkileyici düzendeki tanıtımın- da bize eşlik eden Müze Müdürü Süheyla Demirci'nin o günlerden bu günlere duygu yuklü anlatımı ve de Fakir Baykurt'un "Gökçe Kızları"n\ anımsatan pırıltılı yeşıl gözleriyle güzel yüzüne de değin- meden geçemeyeceğim. ••• Sıvas'la ilgili anılarımın içinde çok önemli yer alacak olan bir de Aşık Veysel'in Şarkışla'nın Sivri- alan köyüne gidişim oldu. Kültür Bakanlığı'nca müzeye dönüştürü- len Veysel'in evinde Sabahattin- Mualla Eyüboğlu ile Sevgili Ve- dat Günyol için de duygulandım. Müzeye memur edilen Cemal, Âşık'ın oğlu Ahmet Şatıroğ- lu'ndanolmatorunu. Köyegittiği- miz 30 Nisan gunü hava yağışlı ve oldukça da serindi. Buna karşın yol boyu çizilen görüntü Van Gogh'la Renoir'ye esin kaynağı olacak kadar etkileyıciydi. Yazık ki bu güzel yerlerin büyük nüfusu Al- manya'ya veya iş üretebilecekleri şehirlere göç etmiş. Yazları gelip kalabilmek için göze çarpan kışın kapalı duran villalar yapmışlar. Şu anda köyün kışlıkyaşayan hanesi Cemal'in dediğine göre kırk beş- miş, okula gidecek çocuk sayısı da yeterli olmadığından okul da yokmuş. Cemal üşüdüğümüzü görünce bizi Anadolu konukse- verliğiyle evlerinde çay içmeye ça- ğırdı. Orada Veysel'in en büyük kı- zı (dört kızı, iki oğlu olmuş) Zöhre ile de tanış olduk. Köyden ayrılır- ken Ankara'dan getirilen, cem evinde duası yapılarak kendi top- rağına gömülmek isteyen bir ce- nazeye de rastladık. Cumhuriyet Üniversitesi'nin ge- niş alana kurulmuş ve çok seçkin- ce düzenlenmiş oluşumu, ancak ayrı ve ayrıntılı bir yazıyla anlatıla- bilir. Bu konuda çok başarılı olan geçmişteki ve şimdiki yöneticileri kutlamak gerekir. Bu arada CÜ Rektörü Prof. Mehmet Bakır ile yardımcısı öğ- rencim Prof. Hüseyin San'ya bu güzellikleri yaşattıkları ve göster- dikleri konukseverlıkle ilgilerinden dolayı teşekkürediyor, başarılı ça- lışmalarının da devamını diliyo- rum. ÇlZGtLtK KÂMİL MASARACt kamilmasarachomynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoyuıyahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGİN hayatepikCqmynet.com GÖNIÜNÜ FERAH TUTL. MUHAFAZAKARLARIN BİR KADININ DEDİ5ÎNÎ YAPTIKLARI NERDE 6ÖRÜLMÜŞ?!.. IMF'Cİ KADININ DEDİKLERÎNÎ YAPARURMI \. DERSİN?.. N OTOBÜSTEKİLER KEMALURGENÇ k_urgenc((i>yahoo.com TARİHTE BUGÜN MİMTAZARIKAN lOMayts wwu).mumtaz-arikan.eom HOUANDA'NIN İSGALH. 194O'm BUGÜN, ALMAN OKDULAftl, HOLLANMYI ÎŞBALE BAÇlAPI- 1333 'PAKİ POLONYA SALOI- RlSlNI, 134O NİSANINOA DAHİMAIZKA YE NOR VBÇ HAREICATI İ2LEMİŞ,ARDtNMN M Hİr- LER'İN «gAV CEfHESİ"PLANLAR/UA UYGUN OLAZAk HOUAMOA'YA GİeiLAAİÇTİ.ASIL AMAÇ FRANSA ÜZERİNE yÜ&JMEICTİ^ANCAt: SlM/RDAKİ, ÜAILÜ "MAGlNOT (MAJıNö) HA7T/* Nl GEÇME GÜÇUİĞÜ PÜŞÜNÜLEGEK BU BNSEÜN SİV'Ş Y£BJ İLE KUZ£Y DENİZİAM S/MCAKİ HOLLAtJPA VE BBLÇİKA TVPgAtC- LARI 6EÇİTOLAIŞAK KUUANIUVORDU.MA yiS SOUUMA DEĞİN HE/S İK.İ ÜLKE DE TES- LİM OLACAKLAR,SI£A FBANSA'YA GE- LECBKTi.. GÖRÜŞ BEDRI BAYKAM Sevgili Medya, Aklınız Başınıza Geldi mi? Değerli okuyucular, bu yazıyı büyük bir dikkatle okuyun ve çevrenize yayın. Her Sabah, Vatan'ımı- zın Hürriyet'i için Radikal önlemler peşinde koşan ve Birgün, Aktüel olarak bunu başarmayı uman, medyamızın liberal, neo-liberal, neo-sosyalist, es- ki sosyalist, ılımlı Islamcı, merkezci büyük göbeği şu günlerde çatlamak üzere. Fena halde panik için- deler! 1 Nisan'da yürürlüğe girmesini iki ay tehir edebildikleri yeni Ceza Kanunu, 1 Haziran'da artık önlerine dayatılmış olacak. Demokrasi ve siyasal eleştiri, düşünce özgürlüğü o gün 'Vefat' edecek- ler... Bu satırların yazarı, yıllardır Atatürkçülüğün ne- den özgürlüğün ve aydınlanmanın olmazsa olmaz demokratik temeli olduğunu anlatan ödünsüz Ke- malistlerden biri. Ama Özal döneminden beri sev- gili medyamız, bizlerin sesini yok sayan, tüm anti- demokratik sansürlerle, köşe yazılarının ve yorum- haberlerinin yüzde 80'ini 2. Cumhuriyetçi ve ılımlı Islamcılara ayıran, heray, kahraman bir "araştırma- cılık"(ty aşkıylatüm hacı, hoca tarikatlarının döküm ve reklam dizilerini yayımlayan, "malum" takımdan oluşuyor. Şimdi ateş bacayı sarmış durumda. Yıllardır söy- lediğimiz her şey çıktı, ılımlı Islam diye bir şey ol- madığını, bunun ancak şeriatçılığa geçişin ara eta- bı olduğunu, yobazlığın tüm özgürlüklere, sanata, kadınlara ve demokratik düşüncelere düşman ol- duğunu 20 yıldır anlatıyorduk. Cumhuriyet, Türk Solu, Aydınlık, lleri gazeteleri ve Kuvay-ı Milliye gi- bi dergiler, bir de "büyük" medyadan bir elin par- mağınt geçmeyen 4-5 isim. Karşımızda hep kimler yer aldı, biliyorsunuz... Bugün feryat figan "basın özgürlüğü elden gidiyor" diye bağırıp çağıranlar...(!) Şimdi, Sevgili büyük basın patronları... Sizler ki, bu tekdüze, sıkıcı, antidemokratik, anti-Kemalist propagandaya alet oldunuz... Sizler ki o müthiş medya gücünüzü Atatürkçülüğü ve 1923 Cumhu- riyeti'ni ve laik-demokratik Kemalist yapısını eleş- tirmeyi "ilehcilik" sananlara toptan teslim ettiniz. Bugünlerde birtoplantı yapmayı düşünüyormusu- nuz? Şöyle geniş, büyük bir oturum olsun. Çağırın Cengiz Çandar'ı, Nazlı llıcak'ı, Mehmet Altan'ı, Fehmi Koru'yu, Mehmet Barlas'ı, Neşe Düzel'i, Ismet Berkan'ı, Taha Akyol'u, AN Bayramoğ- lu'nu, Etyen Mahçupyan'ı, Gülay Göktürk'ü, Cü- neyt Ülsever'i, Hadi Uluengin'i, Ayşe Önal'ı ve daha nicelerini ve onlara şunu sorun: "Yahu beyler, bayanlar, el üstünde tuttuğumuz değerliyazarlar, maaşını, primini, katını eksiketme- diğimizdeğerler... Yıllardır bize dediniz ki, demok- rasinin baş düşmanı 'resmi ideoloji'd/r. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran eskimiş Atatürkçü prensip- lerdir. Bu ülkenin gelişmemesinin nedeni Kemalist dinozorlardır. Onların inatçı, köhnemiş bugün bize dar gelen 1930 model ceketlehdir. Yıllardır kurtu- luşun ve ilerlemenin liberal-ılımlı Islamcı yeni ga- rip ittifakta olduğunu savundunuz. Ayrıca yıllardır, bir de kendini AB 'ci, demokrat diye yutturarak tür- ban demagojisini bile 'özgürlük arayışı' olarak su- nan bu yeni hükümeti hep savundunuz. Lidehni, başımıza Atatürk'fen sonra gelen en büyük çağ- daş nimet olarak sundunuz. lyi güzel de şimdi du- ruma bakın: Hükümeti övmek ve resmi demeçleri yayımlamak dışında gazetecilik bitti. Işte Radikal'in pazar manşeti: 'Cezalardan ceza beğen, özgür ba- sına inanan hapsi boylar' Digitürk'ün şifreli erotik kanalları kapatıldı. Gençlere sevişme yasağı geldi. Zina Yasası'nı çıkarmaya çalıştılar. Alkole getirilen vergiler, Anadolu'da iptal edilen güzellikyarışma- ları, her belediyede, her bakanlıkta dinci kadrolaş- ma, peşkeş çekilen kamu kuruluşları, istifaya zor- lanan belediyelerin kadın personeli ve daha neler neler... Işıklar bir bir söndürülüyor. Hani bu adam- larbiziAvrupa 'ya sokacaktı? Hani bunlar en özgür- lükçü gruptu? Hani siz bunlarla sabah-akşam ya- sakçı 'resmi ideoloji'y/yerdenyere vuruyordunuz? Ne oldu da böyle yanıldınız? Yani biz size boş ye- re mi on binlerce dolar maaş ödedik?" Evet sevgili okuyucular. Ne dersiniz, patronlar bu hafta böyle birtoplantı yapıp hesap soracaklar mı, yoksa her şey... "danışıklı dövüş"miû Her şey pa- ra ve ticaret mi? Nereye kadar? Yoksa promosyon olarak türban mı dağıtmaya hazırlanıyorlar? e-mail: bedbayCatnn.net- Faks: 0212 227 34 65 B U L M A C A SEÜAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ îzmir'in Seferihisar il- çesinde bir körfez. 2/ U- tanç duyma... Balık yumur- tasıyla yapı- lan bir türme- ze. 3/ îyiye yorulur olgu. 4/ Yansıma, yankı.5/"De- 9 lı gönül — ol- muş / Gezer Elif Elif diye" (Karacaoğ- lan)... Bıçak, kılıç gibi kesici araçların 3 kabı.ö/EskiÇinfel- 4 sefesinde evrenin 5 birliğini yapan dü- zen ilkesi... Duman lekesi... Arjantin'in 8 plaka ışareti. II Yüz 9 metrekare tutarında alan ölçüsü birimi... Anka- ra'nın bir ilçesi. 8/Fin ulusunun ünlü destanı. 9/ Ordu'nun Perşembe ilçesinin eski adı... Eski Mı- sırlıların kutsal saydıklan öküz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Boş, temelsiz ve asılsız söz. 2/Karakter... Üç direkli yelkenli bir tekne. 3/ Bir koyun girişınde ileri doğru uzanmış olan ve bir denizkulağını de- nızden ayıran kıyı şerıdı... En kısa zaman süresi. 4/Avrupa'dabir başkent... Kanşık renkli. 5/Arap- larda Müslümanlıktan önceki döneme verilen ad. 6/ Asya'da bir ülke... Müjdeli haber. II Deriyle kaplı tek kişilik Eskimo kayığı... Sığırlarda görü- len bulaşıcı bir hastalık. 8/AfHka'da bir ülke... Ad- ları sıfat yapan bir yapım eki. 9/Asya'da yaşayan yabanıl bir keçi... Tarlayı sürerek dinlenmeye bı- rakma.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear