23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19NİSAN2005SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ARSEN LÜPEN TURHAN SELÇUK DÜRÜST TABİATLI İSTANBUL EFENDİSİ ABDÜLCANBAZ 1 IN HARİKULÂDE MACERALARI KISIM TEKMİLİ BÎRDEN AKS.AM t?tPJTu AHET İLE Bilgisayar dağıtım törenine katılan bakan, fiyatlann beklenenden pahalı olduğunu kabul etti Çelik'ten 'dizüstüKDV itirafi• Milli Eğitim Bakanı Çelik, Elazığ ve Ankara'da görev yapan 6 öğretmene bilgisayarlarını verdi. Microsoft'un öğretmenlerden alacağı 40 dolan daha sonra iade edeceğini söyleyen Çelik, KDV almama planını gerçekleştircmediklerini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Ba- kanı Hüseyin Çelik, öğret- mcnlerc uygun şartlarda dı- zustu bilgisayar kampanyası çerçevesinde ilk bılgısayarla- n sahiplenne verdı. Bilgisa- yar fıyatlannın yüksekliğini eleştıren sendıkalara tepki gösteren Çelik, Microsoft'un öğretmenlerden aldığı para- nın 40 dolannı daha sonra iade edeceğini söyledi. Milli Eğitim BakanlığVnca gerçckleştinlen, Vakıfbank'ın kredi sağlamayı öngördüğü "ÖğretmenlereDizüstüBilgi- sayar Projesi" çerçevesinde ilk dizüstü bılgisayarlar Re- sim Heykel Müzesi'nde dü- zenlenen törenle sahiplerine verildi. Törende konuşan Mil- li Eğitim Bakanı 1 lüseyın Çe- lik, 20'ncı yÜ2yılm en önerrı- lı buluşunun bilgisayar, 21 'ın- ci yüzyıhn ıse ınternet oldu- ğunu söyledi. Okullara ADSL haarüğı Bilgisayar teknolojisiyle dünyanın bir "köyedönüştü- ğünü" anlatan Çelik, öğret- menlerin bu gelışmelenn ge- risınde kalmaması gerektiği- nı kaydettı. "Eğitimde artık klasik yönteınlcrlc gclişmiş ülkclcrin yanında yer alama- yız, »nlaria yanşamayız" dı- yen Çelik, göreve gelmeleri- nin hemen ardından Intel ve Microsofl ile yaptıklan iş- birliği çerçevesinde öğret- menlerin bilgisayar eğitimi konusunda önenıli adımlar attıklannı ifade etti. Çelik, tüm okullara ADSL bağlan- tılı internet sağlanması yö- nündeki projelerinin de bu yılın sonuna kadar önemli bır aşamaya geleceğını kaydet- tı. Çelik, kampanya kapsa- mında almamayı öngördük- lcri KDV'yi almak zorunda kaldıklannı anımsatırken, "Elimizden gelseydi bu bilgi- sayarlan öğretmenlerimize hibe ctnıck istcrdik. Ancak Türkiye ekonomisi buna uy- gun değü" dedı. 'Microsoft zonınlu değir Öğreünenlerin işletim sis- temi konusunda da yalnızca Microsoft kullanmak zorun- da bırakılmayacaklanna ışa- ret eden Çelik, TÜBÎTAK ta- rafından hazırlanan Pardus ve Linux işletim sıstemlen- nın de ısteyen öğretmene ve- Milli Eğitim BakanlığTnca gerçeklcştirilen, Vakıfbank'ın kredi sağlamayı önjgördüğü "Öğretmenlere Dizüstü Bilgisayar Projesi" çerçevesinde ilk dizüstü bilgisa- yarlar Rcsiııı Heykel Müzesi'nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi. (Fotoğraf: KORAY AVCI) rileceğinı söyledi. Çelik, bazı öğretmen sen- dikalannın kampanyaya yö- nelik eleştırilerıne de tepkı gösterek iş yapanların eleş- tirildiğini savundu. Vakıfbank Genel Müdürü Ahıııet Kaçar ıse 4 Nısan'da almaya başladıkları başvu- rulann 11 bin 334'ü buldu- ğunu kaydetti. Törende daha sona Elazığ'dan gelen 3 öğ- retmenle Ankara'da görev ya- pan 3 öğretmene Bakan Çe- lik tarafından dizüstü bilgi- sayarları verildi. GENÇLER ANKARA'DA Teûç-öğrenci görüşmesinde gerginlik ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - YÖK Baş- bakan Prof. Dr. Erdoğan Teziç, kendılerinı "Genç- lik Federasyonu" olarak isimlendircn ve "İJniver- sitelerde soruşturmaya uğradıklarını vc baskı gördüklcrini" belirten bır grup öğrenciyi temsılen 4 öğrenciyi kabul etti. Öğrencıler soruşturma- ların "YÖK merkezli" olduğunu savunurken Te- ziç YÖK'ün bunda her- hangı bır etkısınin bulun- madığını söyledi. Bilkcnt'teki YÖK bi- nası önüne gelen "Genç- likFederasyomT pankar- tı altındaki 50 kadar öğ- renci, üniversitelerde öğ- rencilere yönelik soruş- turmaları protesto etti. Öğrencileri temsilen 4 kişi YÖK binasına alına- rak Başkan Prof. Dr Te- zıç'le bırsaatsürenbırgö- rüşme yaptı. Gerginlik yaşandı Görüşmenin başlangı- cında öğrencilcrle Teziç arasmda kısa bır gergin- lik yaşandı. Gerginliğin ardından öğrencıler ilk olarak üni- versitelcrinde yaşadıkla- rı sorunları anlatırken anayasal haklann bıle ıda- rece engellendiğini kay- dettiler. Üniversitelerinde afış astıklan, bıldiri dağıttık- lan ve "dcmokratik" tep- kılerinı göstermek ıçın koydukları eylemler ne- dcniyle soruşturmaya uğ- radıklarını, lıatta üniver- site dışında yaşanan ey- lemler nedeniyle bazı öğ- rencilerin okuldan atıl- dıklannı belirten öğren- cıler, YÖK'ün ve dolayı- sıyla Teziç'ın sonıştur- maların temel kaynağı ol- duğunu savundular. ^tç işleyişc kanşmayız1 Öğrencılere yanıt ve- ren Teziç, öğrencilerin hem göruşlerını açıkla- dıklarını hem de kendisi- ni haberdar ve bilgisi ol- madığı olaylardan sorum- lu tuttuklarını belirtirken YÖK olarak ünıversıte- lerdekı soruşturmalara, bu kurumlann iç işleyış- lenne kanşamayacaklan- 111 söyledi. Teziç, YÖK'ün soruş- turmalara ilişkin olarak sadece öğrencilenn yar- gıdan lehlerine çıkan ka- rarların uygulanmaması aşamasında devreye gı- rebileceğini belirterck "Bana eUnizdeki uygu- lanmayan yargı kararla- nnı vcrin, biz konuyla il- gileneceğiz" dedı. Öğren- cilenn, kamu malına za- rar verme gibi eylemler gerçekleştırmelerinin ya- sal olmayacağını vurgu- layan lezıç, "Ben şidde- tin her türlüsüne karşı- yım" dedı. 70lerin İstanhul'u ğy çerli, eserlerini Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Basın Müzcsi'ndc scrgiliyor. Orlıan Ke- mal, Bülcııt Eccvit, Sakıp Sabancı gibi iinlii isimlerin de fotnğraflannın yer aidığı serginin açılışını yapan TGC Başkanı ve gazetcmiz yazan Orhan Erinç, "Keııdimi/i tarihi belge üre- ten insanlar olarak algüıyorunı. 1933 yılından itibaren çckilen fotoğraflar, hâlâ süren bazı sorunları göz önüne seriyor" dedi. Erinç, "Fotoğraflar, gelecegin gazetecilerine de yol gös- terici oinıası ve o dönemin yöneticilerini sorgulaması açısuıdan bclgc niteliğindedir'' dedi TGS ve Basın Konseyi'nin girişimlerinde gelişme yok Bakanhk hapiste ısrarh IstanbulHaber Servisi - Tür- kiye Gazeteciler Sendıkası (TGS) Yönetım Kurulu ve Basın Konseyi, Adalet Ba- kanhğı'nın çağrısı üzerine 13 ve 16 Nisan 'da Ankara'da ya- pılan toplantılarda ıyıleştırı- cı adımlar atılamadığını bil- dirdi. Adalet Bakanlığı'nın yeni Türk Ceza Yasası'nın (TCY) basın ve ıfade özgür- lüğü ıle ılgılı maddelennde, hapıs cezasının ilke olarak korunmasında ısrar etmesi- nin, hapishanelenn gazetecı- lerle dolacağı endişesıni da- ha da arttırdığı vurgulandı. TGS Yönetim Kurulu ndan yapılan yazılı açıklamada, ye- nı IC'Y konusunda Adalet Bakanlığı ile yaptığı toplan- tının sonuçlarını duyurdu. Açıklamada, toplantılarda ye- terlı ılerleme sağlanamadığı- na dıkkat çekilerek öncelik- li taleplcr arasında basın ve ifadc özgürluğüyle ilgili dü- zenlemelerde hapıs cezası- nın tercıh edılmemesinin yer aldığı kaydedildi. TCY'nin birçok maddesinde suç ve ce- zalann belırlenmesınde oran- tısızlık bulunduğu belirtilerek "Birçok suçun karşılığında düzenlenen yaptırımlar ka- mu vicdanını rahatsız edici agırlıktadır. Bu bakımdan ye- ni TCY'nin basınla ilgili ıııad- delerinde yapılacak iyileştir- meler yasaya yönelik diger eleştirileri ortadan kaidırma- yacakör" denildi. Basuı Konseyi Yüksek Ku- rulu üyesi Turgut Kazan da yaptığı açıklamada, "Basın özgürlüğü yönünden Türk Ceza Yasası'nı iyileştiriciadım- lar atılamadı. Basın mensup- ları bu gelişmeyi rifizlikle iz- lemelidir. Böylece, bir ceza ya- sası ha/ııiıgının ııasıl yapıldı- ğı anlaşıhnış olacaktır. İyileş- tirme yoktur. Dağ fare doğur- muştur" dedı. KÖŞK'E İNAT Eğitimde vekâlet dönemi • Cumhurbaşkanı Sezer'in, Milli Eğitim Bakanlığı 'nda vekil olarak bulunduklan görevleri sürdüren toplam 14 bürokratın asaleten atanmasına ilişkin kararnameyi geri gönderdiği öğrenildi. ANKARA (AJNKA) - Mıllı Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanhk üst düzey kadrolanna atanmaları için uğraştığı 14 bürokratı, Cumhurbaşkanı Ahnıet Necdet Sezer'in vetosuna karşın bu makamlara vekâleten oturttu. Sezer, MEB üst düzey kadrolarında vekâleten bulunan Müsteşar Yardımcısı Şaban Şimşck, Yurt-Kur Genel Müdürü Hasaıı Albayrak, llköğretim Genel Muduru Servet özdemir'in de aralannda bulunduğu bu burokratlann kararnamelennı iade ederken, bu kışıler söz konusu görevlen vekâleten sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Sezer'in MEB'de asaleten atanmasına onay vermediği bürokratlara ilişkin ele geçirilen belge, Bakan Çelik'in bürokrat atamalannın toplam 14 kez Sezer tarafından veto edildiğini ortaya çıkardı Tamamı Bakanlığın üst düzey kadrolannı oluşturan söz konusu burokratlann "veto"lu olmalanna karşın Bakan Çelik'in ıstedığı makamlarda görevlerini sürdürdüğü belirlendi. Milli Eğitim Bakanlığı'nda veto edilenlerin başında Bakan Çelik'in Van'dan arkadaşı olan Doç Dr Şaban Şimşek bulunuyor Çelik göreve gelır gelmez ilk olarak Köşk'e gönderdiği Şunşek'in kararnamesi, Sezer tarafından geri gönderildi. Sezer'in kaıarnameyi, Şimşek'in uzmanlığının eğitimle ilgili olmayan göz doktorluğu dalında olması nedeniyle imzalamadığı kaydedildi. Vetolu bir diğer ısım de Yurt-Kur Genel Mudurlüğünü şu anda vekâleten yürüten Hasan Albayrak. Albayrak'ın genel müdürlük için yeterlı knterlen taşımadığı kaydedilirken, yapılan bir yönetmelik değişikliğiyle genel müdürlüğe vekâleten getirildiği belirtildi. Sınav skandalı yok sayıldı Sezer, Dışilişkıler Genel Müdürlüğu'ne vekâleten getırilen Doç. Dr Ibrahim Özdemir'in de kararnamesını iade etti Özdemir'in aynı genel müdürlükte genel müdür yardımcısı olarak görev yapması için yazılan kararnamesi Köşk'ten dönmesıne karşın, adı "suıav skandalı T 'na karışan Ibrahim Kapaklıkaya'mn genel müdürlükten ayrılması üzerine Bakan Çelik, Özdemır'i genel müdürlüğe vekâleten görevlendirdi. Sezer'in, Özdemir'in kararnamesini ımzalamamasında, ilahiyat fakültesi mezunu olmasının etkin olduğu belirtildi. Sezer'in veto ettiği, ancak şu anda etkin görevlerde bulunan diğer bürokıatlar şöyle: Cemal Taşar, Murat Kıraç, Doç. Dr. Servet Özdemir, Hasan Kaplan, Ahnıet Ergün Bedük, Yusuf Esener, Nurettin Konaklı, Emin Gürkan, ismail Toksöz ve Hüseyin Acır. DUZYAZI ORHAN BtRGİT Bip Gerçek Kahraman.. İki Tarih Kuzey Kıbrıs Yüksek Seçim Kurulu, Rauf Denk- taş'ın görevinden ayrılış tarihini dün 23 Nisan 2005 akşamı olarak ilan etti. Oncekı günkü Cumhurbaşkanlığı seçimini M. Ali Talat'ın kazanmış olmasını, Kıbrıs'ta bır devrin ka- panması olarak değerlendirenleraçısından inanılmaz bır rastlantı degil mi bu tarih? Bir süreden berı Denk- taş ile ilgili haberlere sayfalarında ya da ekranlarda yer vermeyen medyamız, kendisinin Cumhurbaşkan- lığı seçimlerine katılmama kararı almasından bu ya- na, fikirdeğiştirmışolmalı. Hakkında çıkan övgü ya- zılan ya da anlatılanlar, görevinden ayrılan bir ınsan için özellikle doğu ülkelerine has uğurlama alışkan- lıklarının çok ötesınde bir vicdan temizleme niyeti- nin ürünleri gibi öne çıkıyor. Anlatılanlar, onun aslın- da yarım yüz yılı bulan Kıbrıs Türkleri'nin bağımsız- lığı ıçın vermiş olduğu savaşımın çok az bir bölü- münü yansıtıyor. Benım kuşağım, Sayın Rauf Denktaş'ı sadece doğup büyüdüğü ve yaşamaktan mutlu olduğu ada- nın toprakları ustünde değıl; Türk dünyasının geniş coğrafyasındada enderyetişmiş ulusal savaşçılar- dan birisi olarak gördü. Kıbrıs, Büyük Britanya'nın bir domınyonu ıken varlıklı soydaşlarımızdan önem- li bir kesim Kanada'dan ABD'ye, Avustralya'dan In- giltere'ye kadargözünün tuttuğu yerleregöçtü. Gi- derken nesi var nesi yoksa götürmekten de çekın- medi. Ya Rauf Raif Ne Yaptı? Rauf Bey, kendisine Ingiltere'de Hukuk öğrenimi yaptıracak malı olanaklara sahip birailenin oğlu idi. öğrenimini tamamlar tamamlamaz yurduna döndü ve kısa bir süre Başsavcılık Dairesı'nde görev yap- tıktan sonra 1957'de avukat olarak Faiz Kaymak ve Fazıl Küçük'ün en güçlü destekleyıcısi oldu. Çünkü 0 tarihte Ingilizler yönetimi bırakıyorlardı ve Yunanıstan'ın ada üzerinde ilhak kampanyası filız ver- meye başlamıştı. Dileyenler Denktaş'ın 0 günlerde nasıl bır özgürlük savaşçısı olduğunu öğrenmek için ulusal basınımızın koleksiyonlarına başvurabilirler. O günlerin Istanbul gazetelerinde Kıbrıs haberleri bi- rinci sayfalardaydı ve çoğu kez manşetti. Denk- taş'ın birayağı anavatanında kamuoyu oluşturma- yı, davasını anlatmayı amaçlayan toplantılardaydı. Fırsat buldukça da kendi soydaşlarına statükoya kar- şı ulusalcılığın bilincini aşılamak için köy köy dola- şıyordu. Son iki yıldır AB'nin ve ABD'nin Kıbrıs'ta izlediği Rum egemenliğinde Türk azınlığını asimile etme po- litikasına karşı açtığı bayrak nedeni ile kimileri O'nu uzlaşmaz bir politikacı olarak gördü ve göstermek istediler. Çözümsüzlük politikası ile ayakta kalmak- la suçladılar. Oysa zahmet ederek örneğin 21 Şubat 1959'da, rahmetli Dr. Küçük ile tarihi Londra görüşmelerin- den adaya döndükleri zaman sevinç gösterileri ya- pan on binlerce Kıbrıslıya yaptığı konuşmayı oku- salar, Denktaş'ın gerçekleri görmekten ve göster- mekten korkmayan bir yapıya sahip olduğunu da görürler. LondraAntlaşması'nda Federal Kıbrıs Cum- hurıyetı kuruldu. Rum Cumhurbaşkanı'nın yanında bir Türk başkan yardımcısının yer alması benim- sendi. Temsılciler Meclısi'nde yüzde 70 ve 30'luk kon- tenjanlaraynldı. BakanlarKurulu'ndaTürkleredesan- dalye verildi. Hepsinden daha önemli olarak adada bir ilhakı önlemek için Türkiye, Yunanistan ve Ingil- tere'nin garantörlüğü tanınırken 950 kişilik Yunan, 650 kişilik Türk alaylarının bulunmasından söz edil- di. İki toplum kendi ulusal bayraklarını da taşıyacak- lardı. Kısaca bugün empoze edılmek istenilen An- nan tasarımından daha çok hakkın sahibiydi Türk kesirmi. O anlaşmanın coşkusu karşısında kürsüde "Benidinleyın"dıyordu, "özgürlükRumlarkadarsi- zin de hakkınız. Oyunlara izin vermeyiniz. Anavata- nın güvencesini uzağınızda tutmayınız." 15 Temmuz 1974 darbesi, haklı olduğunu tarih önünde gösterdi. 1959'la 1974 arasında zaman ol- du geceler boyu uyumadı. Türkiye'ye zorla gönde- rildi. Adaya kimseye haber vermeden dönmek is- tediği zaman ölümle burun buruna geleceğini elbet- te biliyordu. Arkasında böylesine bir tarih dağı bulunan ada- ma kahraman demezseniz, nankörlük kimlıği bir da- ha hıç çıkmamak üzere gelir yakanıza yapıştırılır. Öyle inanıyorum ki, Denktaş'tan kurtulmuşolma- yı sahte söylemlerle gizlemeye çalışanlar yakın bir gelecekte kendisine çağrıda bulunacakların baş sı- ralarında yer alacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Sayın Başbakanı, MÜSİ- AD'da "bizi parçalamaya yönelik gayretlerden" söz ederken ilk büyük lokmalardan birısının Akde- niz'dekı ada olduğunu mu söyledi dersiniz? Raslantının böylesine ne demeli ki... Sayın M. Ali Talat da "saray"a 24 Nisan tarihinde girecek. Yani Annan Planı'nın halkoylaması ile benim- sendiği gün ve Kıbrıs Türkünün bağımsızlığını koruyacağına namusu üzerine yemin edecek. Faks: 0 212 677 08 21 obirgrt(çr)e-kolay.net GAZALCFDAN ÇELtK'E SORU: Resim ve müzikdersleri neden seçmelioldu? ANKARA (AA)-ÇHP Denizli Milletvekili Mus- lafaGazalcı, Milli Eğıüm Bakanı Hüseyin ÇeHk'e, resım, müzik ve beden eğitimi derslerinin zo- runlu olmaktan çıkanl- ma nedenını sordu. Gazalcı, Bakan Çelik tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Baş- kanlığı 'na sunduğu soru önergesinde, ilköğretim okullannın 4, 5, 6, 7 ve 8'inci sınıflarında mü- zik, resim ve beden eği- timi derslennın seçmeli olarak alınabilmesine iliş- kin uygulamayı eleştire- rek, bu derslerin çocu- ğun duygulannı ve be- denını harekete geçiren etkinlikler olduğunu be- lirtti. Bu uygulamamn Mil- li Eğitim Şûralannda ka- rar altına alınıp alınma- dığının açıklanmasını is- teyen Gazalcı, "Bu ders- İ€riıı/x)nınlıi(lers(ilmak- tan çıkanhp seçimliyapıl- ması başka bir ülkedc var mı? Varsa Türkiye, bu ülkeninönerisiyle mi böy- le bir uygulamaya geç- mektedir" sorusunu yö- neltti. Ekonomik yönden zayıf ailelerin çocukla- nnın, okul dışında çoğu para ıle venlen bu etkın- liklerden nasıl yararla- nacağını da soran Gazal- cı, eğitimcilerin, öğret- men sendikalannın ve bu dersleri okutan öğret- menlerin tepkileri göz önüne alınarak bu karar- dan vazgeçilıp vazgeçıl- meyeceğının açıklan- nıasını istedi. „•
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear