Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19NİSAN2005SALI
14 KULTUR kulturfa cumhuriyet.com.tr
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
NedenFüsun Akatlı?Ben onu her yaptığı işe yiırekten
sarılan ciddı bır ınsan olarak bıli-
nm. FUsun Akatlı'yı... Yıllarca ta-
nışmadık. 198O'li yılların başların-
da, hcnüz Hacettepe Üniversitesi'nde
öğretim üyesıyken, kent merkezin-
dekı bir kültür kurumunda 'eleştiri'
üstüne verdiği bir konferansı ızlemış-
tim. Bugün artık ancak çok yaşaın-
sal toplaııtılarda görebileceğimiz ka-
labalikta bir katılım vardı konuşma-
sına. Olsa olsa dinleyenlerin ancak
dörtte biri öğrencısı olabilirdi. Geri
kalanlar, benim gibi, dışardan katı-
lanlardı.
O yıllarda felsefe-deneme- ınce-
leme-eleştın alanında ılk ıki kıtabı
yayımlanmıştı: 'NiçinDiyalektik?'ve
'YazBaşınaNelerGelir'. Ayncaede-
biyat dergilerinde 1968'den bu ya-
na denemelen ve yazılan çıkan, ara-
nan ve değer verilen bir kalemdi.
1980'ierden 9O'lı yılların sonları
na ulaşıldığında ıse art arda yayım-
lanan başka kitaplarıyla gündem-
deydi. 'BirPencereden'(1982), 'Ede-
biyatDefteri'(1987), 'Felsefe Kıyı-
lannda' (1989), 'Zamansız Yazalar'
(1994), 'Tenha Yolun Ortasında
(1995), 'Pusulamız Felsefe' (1997),
'Düşünce Ufkunda Pupa Yelkcn'
(1999). Aynı süreçte, denemelerini
'Acıyla, Sevgiyle, Kahramanca'
(1998), öykü üstüne yazdıklarını
'Öykülerde Dünyalar' (1998), şiir
ve romaıı üstüne olan çalışmalarını
'Zamana Dircneıı Şiir, Zamaıu Ya-
şatan Roman' (1998), felsefe konu-
lanna ılışkin yazılarını da -yeni ya-
zılarla birlikte- 'Sis Lambası' (1999)
başlıkh kitaplarda topladı
Aradan geçen 20 yıllık süre için-
de edebiyatın ve sanalın vazgeçilmez
temeli olan -akademik düzeyde edın-
diği- felsefe birikımım, bır yandan
edebıyat okumaları ile, bir yandan
da -dramaturgluk yaptığı uzunca dö-
nemde- tiyatro ile buluşturarak kül-
tür dünyamızın vazgeçilmezleri ara-
sında seçkin bir noktaya ulaştı.
Edeblyat eleştlrlslnln
temel taslarından
Füsun Akatlı bugün Türk edebi-
yat eleştirisinin temel taşlanndan bi-
ridir. Türkçeyi en zengin, doğru ve
azın ve düşün
dünyamızın saygın
isimlerinden
Doç. Dr. Füsun
Akatlı 'nın
Yeditepe Üniversitesi
Tiyatro Bölümü 'nde
yönetici ve
öğretim üyesi
olarak yedi yıldır
yoğım emek
verdiği görevine
son verilmesi,
kültür ve sanat
alanında yetişmiş
insanlarımızın
değer inin
bilinemediğin in
göstergesidir.
kıvrak biçimiylc kullanan yazarla-
nmi7 arasında başlarda geldiği gibi,
edebıyat ütünlerimizin en ince, en du-
yarlı noktalarını gün yüzüne çıkar-
mayı başarmış, 'denemeci yaratıcı-
lığı' ile bulııştıırduğu 'eleştiri' türii-
ne okuma keyfi katmış, bir başka
deyişle, inceledigi edebıyat ürünle-
rinin içerdığı 'hirincildirı yorumlar
ken kullandığı ikincildirı (eleştiri di-
lını) de 'edebiyat' kılabilmiş bir ya-
zın insanımızdır. Tanrı vcrgisi ze-
kâyı sağduyuyla, bilgıylepekıştıre-
bilenlerden
Işte bu nedenle, Füsun Akatlı kül-
tür-edebıyat- sanat dergilerinde ya-
zar, sempozyumlarda konuşmacı,
yayınevleri için danışman, ödül ku-
ruluşlanndajüri üyesı olarak aranan
isimdır. Bu görevlere çağrılmasının
nedeni de hatır gönül kırmayan tür-
den biri olmasından değil, tam ter-
sine, değer yargılarından ödün ver-
mez, disiphnlı bır kışiliğe sahip ol-
masından kaynaklanıyor. Yazılarını
izleyenler iyi bilir, Akatlı, kalemini
-gerektiğindc- hedefı şaşmaz bır sı-
lah olarak yetkınlıkle kullanan, kes-
kın bır polemıkçidir aynı zamanda.
Yaşamı 'ödül vermek'le geçtiği
için ilk ödülünu (Memet Fuat Eleş-
tiri Ödülü) 2000'h yıllarda yayım-
lanaıı 'Kültürsüzlüğümüzün Kışı'
(deneme) ve 'Felsefe Gözlüğüyle Ede-
biyat' (eleştın) kıtaplarından ıkın
cısı ile -epeyce gecikmiş olarak- alan
Füsun Akatlı, 1998 yılından bu ya-
na Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bö-
lümü'nün başkanhğını yürütmekte.
Daha doğrusu yürütmekteydi.
Tiyatro bölümü
yürütmenln zorluğu
Adı geçen ünıversıtenın kuruluş
dönemıne rastlayan o yıllarda 'ti-
yatro bölümü' açmak, ister 'özel', is-
ter 'devlet'e ait olsun, yükseköğre-
tim kurumlannca 'prestij' sayılı-
yordu Tıyatromıi7 yenı bır atılım
içınde olnıasa da, tiyatro bölümü
mezunları işbulmakta/orlansada...
Bu nedenle, ö/ellıklc fızıksel alt-
yapısi ve eğıtmenı bulunmayan ku-
rumlarda, 'ağırlıklı' olarak 'uygu-
lama'ya dayalı, dahası, kimliğini
bulma aşamasındakı gençlen yal-
nız zihinsel değıl, duygusal ve be-
densel açıdan da etkileyecek bir eği-
tım sürecı başlalılırken uzun uzadı-
ya düşünülmcsi gerektiği, eğıtmen
ve altyapı açısından donanımlı ol-
mayan kunımların bu tür gırışımle-
nnın yarardan çok zarar getireceği
tartışılagelmişti.
Füsun Akatlı, işte bu dönemde
üstlendığı sorumlulukla, Yeditepe
Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nübu-
günkü 'öğrencileretavsiyeedilebile-
cek' konumuna laşıyabilmiş kişidır
Zaman içınde çekırdek akademik
kadrosunu oluşturma yolıına gıtme
yanında, kuramsal dersleri ve uygu-
lama derslerini veren kültür ve sa-
nat ınsanlarından yararlanmış ve
Bölüm'den mezun oyuncuları tiyat-
ro dünyamıza katmıştır. Bu başarı-
nın temelinde 'disiplin, çalışkanlık
vedirençlilik'yahnaktadır Başıboş
bırakılmış bır tiyatro bölümünü to-
parlamanın neredeyse olanaksız ol-
duğunu bu işe 'emek vermiş,' olan-
lar iyi bılir, başkalan da pek bılmez,
ya da ılgılenmezler. .
Durum böyleyken, basından öğ-
reniyoruz ki, Füsun Akatlı'nın Ye-
ditepe Üniversitesi 'ndeki görevine,
derslerıne gırmedığı gerekçesıyle
son venlmış. Füsun Akatlı gibi 30
yıllık meslek yaşamını kültüre ve
eğitime katkıda bulunmaya yonlen-
dirmiş, yaşama hep, hıçbır şeyı 'ha-
ftte almayan' gözlüklerle bakmış,
saygınlığını üretkenliğiyle kazan-
mış, dahası ekmek parasını hep yo-
ğun emekle çıkarmış bırı ıçın yapı-
labılecek en akıl almaz suçlama!
Şaşırdım, ü/.üldüm, kırıldım...
Kültüre ve sanata hızmet verenler
adına Bu yazıyı da bu nedenle
yazdım.
Füsun Akatlı'nın kültür ve sanat
dünyamızda yolu açıktır. Hizmetın-
den yararlanmayı ıstemeyenler dü-
şünsun
ÎZMİR VE KONYA'DA
Nouri Bouzid'in 'Kil Bebekler'i Istanbul FilmFestivalinde
gösterilmişti.
Tunus Filmleri
Haftası...
Kültür Servisi - TC Kul-
tür ve Turizm Bakanhğı, Tu-
nus Büyükelçıhğı ve Anka-
ra Sinema Kültürü Denıe-
ğı'nın ışbırhğiyle bu yıl ilk
kez düzenlenen 'TunusFilm-
leri Haftası'nm Ankara'dan
sonraki durakları tzmir ve
Konya. Etkinlik kapsamin-
da, Tunus sinemasının son 20
yıldaki en iyi örneklennden
yedısı uzun, beşı kısa film ve
belgesel olmak üzere top-
lam 12 fılmgösterilecek. Fe-
ridBoughedir,NouriBouzid,
MoufidaTlauiveNaccrKhe-
nıir gibi dünyaca ünlü usta
yönetmenlerin cn önemli
filmlerinin yer aldığı etkin-
lik 22-25 Nisan tarihlen ara-
sında îzmir'de Desem Sıne-
ması'ndave29 Nısan-1 Ma-
yıs tanhlen arasında da Kon-
ya'da Tüze Kulesıte Sine-
malan'nda ızleyiciyle bulu-
şacak.
Gösterilecek filmlerden
biri, dünyada bugunc dek en
çok izlenen Tunus fılmı olan
'Halfaouine- Çadlann Ço-
cuğu', Kuzey Afrıka sine-
masının başyapıtlarından.
1980 yapımı 'Azize' ise, az
ama öz filmler yapan yönet-
ıııcıı Abdellatif Ben Anı-
mar'ın en onemli filmi. Ya-
zar, şair, ressam ve yönet-
men NacerKhemir'ın 'Bin-
birGeceMasallan'ndan esin-
lenerek çektiği 1991 yapı-
mı 'Güvercinin Kaybolan
Kolyesi' de etkinliğin onem-
lifilmleriarasında yeralıyor
Sadece Tunus sinemasının
değıl, dünya sinemasının da
önde gelen kadın yönetmen-
lerınden Mouflda Tlatli'nin
ılk sinema filmi 'Sarayııı
Sessizüği' isekadıniarın, bir
ulusun kişisel ve siyasi tan-
hini geri donüşlerle anlatan
bir film. Tımus'un en üret-
ken ve dünyaca tanınmış yö-
netmenlennden Nouri Bo-
uzid'in 2002 yapımı son fıl-
mı 'KilBebekler' ıse özgiir-
lüğe kavuşmanın yollarını
arayan üç yalnız insanın öy-
küsünü anlatıyor.
'Kil Bebekler', iki yıl on-
ce tstanbul Film Festivali'nde
gösterilmişti. 'NarlJykusu',
çağdaş Tunus'tan gorunum-
ler sunan bır film Tunus si-
nemasına iki önemlifilmar-
mağan cdcn yönctıncn Na-
ceurKtari'nin 'Elçfler'den 23
yıl sonra çektiği 'Cönül Çe-
len' bir yaşamoykusü anla-
tıyor.
Izmır Desem Sıneması
(0 232 422 29 46), Konya
Tüze Kutesite Sineması
(ü 332 233 28 72)
Keitel'a festivalin kapanış gecesinde 'Yaşamboyu Onur Ödülü' verildi
Harvey Keitel IstanbuVdaydı
AYÇATEZER
'Rezervuar Köpekleri', 'Duınan', 'Gün
Batunından Şafağa', 'Taraf Tutmak
1
ve
'Piyano' gibi filmleriyle tanınan unlü
oyuncu Harvey Keitel, '24.1 lııslararası
İstanbul Film Fcsthali' için tstanbul 'day-
dı. Keitel'a festivalin kapanış gecesinde
'Yaşamboyu Onur Ödülü' verildi.
Rol seçiminde kendisi için senaryonun
yönetmenden bıle önce geldığıni dile
getiıen Keitel, verimli bir iş çıkarmak için
çalıştığı yönetmenlerle arasındakı ıhşkı-
yı uyumlu bır biçimde yürüttüğünü, bu-
nu da Slaııislavski yöntemlerıni uygula-
yarak yaptığını sözlerine ekliyor.
Tiyatro ruhu asla bltmez...
New York'ta aralannda Al Pacino'nun
da bulunduğu Actor's Studio adlı tiyatro
okullarının olduğunu ve burada pek çok
yetenekli, genç oyuncunun kendılerını
geliştırebıleceklen yenı teknıkler öğrenip
yenı iirünler verdiklerini beliıten ünlü
oyuncu, "Tiyatro bcnim için çok önemli.
Actor's Studio'da genç oyıınculara Sta-
nislavski yöntemlerini ögreterek onlaruı
oyunculuklanna yön vcı -
mcyc; bu tür tiyatro yap-
maııın ve Stanislavski'nin
değerini bilmelerini sagla-
maya çalışıyonız" diye ko-
nuştu. Ffollysvood'da son
dönemde fazlasıyla devam
filmi yapılmasmın bır tür
son olup olmadığına iliş-
kin soruyu ise Keitel şöyle
yanıtladı: "Bazen son ya-
kınmış gibi geliyor. Sonra
bunun yalnızca ruh duru-
mundaki geçici bir düşüş
olduğunu anhyorsunuz.
Çünkütiyatroruhu çokgüç-
lü ve asla birmez. Buna çok
gereksinmemiz var. Eski
çağdaki insanlann mağa-
ralara resim yapması gibi
bir gereksinme bu. Onlar kendilerini, dü-
şüncclerini, tutkulannı isteklerini av sah-
nelerini çizerek anlatıyorlardı. Bu gerek-
sinim değişntedi. Ama Hollywood insan-
lann bu gereksininüni hiçbir zaman tam
olarak karşılayamayacak".
1lerde yonetmenliğe de adim atmayı
düşünen Keitel, Teo Angelopoulos'la ay-
nı yöntemlerle çahştıklan ıçın çok ıyı an-
laştıklarını vurguluyor.
Oyuncu olarak üretkenliğini çok çalışma-
sına borçlu olduğunun altını çizen Harvey
Keitel, "Türkiye benim için bilinmeyen, gi-
zcmli bir ülkeydi. Tarihini öğrcnmck isliyor-
dum. Bu yüzden buraya geldim" diye açık-
hyor Türkiye'ye gelmesının nedenını.
Isviçre Hastanesi Ödülleri'ni
kazananlar belli oldu
Kültür Servisi - Özel Yenı lsvıçre
Hastanesı'nın düzenlediği 2. Sanat
- Edebiyat ödülleri sonuçlandı.
Amacı Türk sanat ve edebıyatına
yeni yapıtlar kazandırmak ve
ödül alan yapıtları kıtaplaştırarak
okurla buluşmasmı sağlamak
olan yanşmada odüller
üç dalda (öykü, şiir ve oyun)
verildi. Seçici kurulu Doğan
Hızlan, Selim İleri, İnci Aral,
Füsun Akatlı ve Turhan Günay'dan
oluşan öykü dalında birinciligi
Elvan Çubukçu'nun 'Cümlenıize'
adlı dosyası kazandı. Seçici kunıl
özel ödülü ıse Pınar Eryaşar
Ayınaz'm 'Şu tnsanlar' adlı
dosyasına verildi. Şıır dalında;
Ahmet Oktay, Enver Ercan,
Mctin Cengiz, Baki AsıKürk ve
1\ırgay Kantürk'ten oluşan seçici
kurul Scnıih Çelenk'in
'Nacar ile Serkisof' adlı dosyasını
bırıncıhğe, Veysel Erol'un
'Vitrinler' adlı dosyasını seçici
kurul özel ödülüne değer gördü.
Oyun dalında ise Ahmet
Levendoğlu, Ciüngör Dilmetı,
Molisa Cürpıııar, Cülşcn
Karakadıoğlu ve Hayati
Asılyazıcı'dan oluşan seçici kurul
Tüliıı Tankut'un *Ki7 Kulesi' adlı
oyununa bırıncılık, SemaCöktaş'ın
'Duvar' adlı oyununa ise seçici özel
odülü verdi. Yarışmanın 1550 YTL
olan bınncılık ve 500 YTL olan
seçici kurul özel ödülleri,
kazananlara ekım ayında
düzenlenecek bır töıenle verilecek.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
KapagümrükAmlapıd)
HürriyetGazetesi'nin pazarekinde İstanbul ya-
zılarına yenı başlamıştım. Karagümrük'e gitmiş-
tik. Hayallerimde, Istanbul'u semt semt dolaş-
mak ve yazmak vardı.
Yirmi yıl geçmiş olmalı. Geçen zaman eskiden
hoşuma gıderdı. Acılar törpülenmiş gibi. Sonra son-
ra ürktüm geçen zamanda. Yıtıkler devreye girin-
ce...
Stadyumun orda durduk, otomobılden indik. So-
ğuk sonbahar gününde Karagümrük enikonu ten-
haydı.
Cumbalı rumbalı -aklımdan Server Bedi'nın ro-
manı geçıyordu- özelliklerini, töresini, duygusu-
nu, yeniyle eski arasındakı bocalayışından edin-
diği yaşama gücünü kaybetmemiş bir Karagüm-
rük az sonra karşımıza çıkacaktı.
Böyle düşünmüştüm.
Hatırlayışımdaki Karagümrük bakir kalmış bir
semtti.
Çocukluğumda bu semte gelir, annemin bir ah-
babına konuk giderdık. Karanfıl kokulu lohusa
şerbetini ilk kez o evde içmiştim. Herhalde doğum
sonrasıydı. Fakat bebeğı hatırlamıyorum.
Ozamanlar, garip ve sıtmalı biryurtsamayla, bu
semt, çevresemtler banaesrarlı bir dünya gibi ge-
lirdi. Oralardan genlerime işlemiş bir sızı vardı
sankı.
Evler küçük, sokaklar dardı. Insanlar hemen
hep orta halli, yoksul. Temiz ve aydınlık. Gençle-
rin yarın için büyük umutları var. Gençlıği göçmüş-
ler daima tevekkül sahibi...
Konuk gıttiğimiz evin sokağı şuralarda değil
miydi? Gördüğüm sokak hiçbir şey söylemıyor-
du.
Geçıp gittiğimiz yollarda neredeyse yıkılacak,
bakımsız mı bakımsız, kağşamış ahşap evlerle
çarpık çurpuk, bırer kutu gibi dikilmiş, derme çat-
ma apartmanların iç içeliğine tanıklık edıyorduk.
Gerçı sokaklar yine dar, evler yine küçük ama o
eski, gizemli, ışıltıları olan dünyayı bulmak olasız.
Tam tersine, kararmış bir dünyaya giriyorduk.
Sonbahar akşamı sankı daha erken inecekti. Bu-
rada gönüller kararmıştı.
Eramya Çelebi Kömürcüyan ın yüzyıllar ön-
ce tasvir ettiği bütün bu semtler ne kadar başka-
dır! Kömürcüyan'la birlikte Istanbul'un kapıların-
dan yirmi ikincisine uzanalım:
"Bunun adı Edirnekapısı'dır. Sağımızda Patrik
Sargis'/n gömülü bulunduğu, Balatlı Ermenlle-
rin mezarlığı vardır. Rumlann mezarlığı da Edir-
nekapısı yakınındadır.
Buraları Türklerin koruması altındadır. Burada
Türklere ait bahçe ve konaklarile Bayram Paşa 'nın
bostanı vardır. İç taraflarda ıse Beylık Çayırı ve
Yenibahçe mevcuttur.
Surun dışında yürüdüğümüz yolun üstündeki
diğerkapıya kadargüzel bahçeler, eski büyük sa-
raylar ve bostanlar görülür."
Kömürcüyan'ın tasvırınden yüz yıl kadar sonra
bir yabancı seyyah mezarlıkları gravürüne geçir-
miştır. Gravurde bahçelerı ve bostanları görürsü-
nüz. Edirnekapı'dan Karagümrük içlerine, ışlen-
mış toprak şaşırtıcı bir ağaç ve yeşerti bereketi-
ni gözler önüne serer.
Şimdiyse bu bereketten eser kalmamıştı. Da-
ha yirmi yıl önce semt büsbütün bostansız, ye-
şertisizdi.
Bir başka İstanbul tarihçısi, Inciciyan, Karagüm-
rük'ü "odalar"\y\a anar:
"Sultan Mehmed, Istanbul'u zaptettikten son-
ra, muhtemel bir Rus isyanını önlemek maksa-
dıyla, Bursa'dan ve bazı müelliflere nazaran di-
ğeryerlerden getirttiği Ermenileri şehrin muhte-
lıf noktalarına yerleştirmiştir
Bu Ermeni topluluklanna Altı Cemaat adı ve-
rilmiştir. Patriklere verilen fermanlarda İstanbul Er-
menileri bugüne kadar aynı adı taşımaktadır."
Odalar adı altında altı semtte yaşayan cema-
atin birbölüğü, "Edirnekapısıyanındakigümrük-
te, Karagümrük Odaları'nda oturmuştur".
Öneriler:
Kitap / Iblisler, Azizler, Kadınlar, Refik Erduran,
Dünya Kitapları, 2005 (Usta Erduran'ın büyük bir
içtenlikle kaleme getirdiği anıları.)
Türk sinemasının Hollyvvood'la flörtii
• Kültür Servisi - Sony Columbıa Pıctures ile
lstısnaı Filmler Reklamlar (IFR) ortaklığında
hayata geçırılecek olan 'The Net 2.0'ın
çekimleri başladı. 'The Net 2.0' 1995 yapımı
'Net' (Şebeke) filminin bir üst versiyonu
niteliğinde. İJnlü oyuncu Sandra Bullock'un
başrolünü ustlendiği Şebcke'dekı gibi, sanal
ortamdaki kımlik hırsızlığını konu alan ' 1 he
Net 2 0'ın yönetmenlığını Charles VVinker
üstlenecek Başlıca rollerde ıse Nıkki Deloach
ile birlikte üemet Akbağ, Şebııem Dönmez,
Neıl Hopkıns, Keegen Connor Tracy, Güven
Kıraç ve Halit Ergenç var. Film, Amerikalı
bilgisayar programcısı Hope Cassidy'nın,
'hayatının işi' için geldiği tstanbul'dakı
maceralannı anlatıyor Filmde IFR adına ortak
yapımcı olarak Ezel Akay yer alıyor.
Nevesen Aksoy Paris'te
• PARİS (AA)-Ressam Neveser Aksoy, 39.
kişisel sergısını Pans'te açtı. İstanbul, Bodrum,
Kapadokya'dakı evlenn pencerelerını değişik
yönlenyle ve farklı bır teknıkle yansıtan
resımlerıyle tanınan sanatçının seıgisi Tüıkiye'ııin
Pans Tunzm ve Tanıtma Müşavirliğı seıgi
salonunda 22 Nisan gününe kadar açık kalacak.
Çalışmalarını 1974 yılından bu yana surduren
Aksoy, Türkiye dışında daha önce yine Fransa,
Hollanda, Japonya, tsviçre ve Luksemburg'da
kişisel sergiler açmıştı. Aksoy, 1990 yilında Pans
Üniversitesi'nin plastik sanatlar bölümünde,
resimde penccrc konulu tezıyle doktora yapmıştı.
Karanlığın Pronsi'
• Kültür Servisi - Hard rock müziğin en
büyük isimlerinden biri olan Ozzy Osbourne
Sony/BüM etiketiyle 25 yıllık solo
mü/ik kariyerini ozctleyen 4 CD'den
oluşan bır set yayımhyor. 51 şarkıhk bu
albümde sanatçı en ünlü parçalarının yanı
sıra, başka sanatçılara ait on favori
şarkıyıda seslendiriyor. (Rolhng Stones -
"Sympathy For The Devıl" Mountaın's -
"Mıssıssıppı Queen").