25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19NİSAN2005SALI 14 KULTUR kulturfa cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL NedenFüsun Akatlı?Ben onu her yaptığı işe yiırekten sarılan ciddı bır ınsan olarak bıli- nm. FUsun Akatlı'yı... Yıllarca ta- nışmadık. 198O'li yılların başların- da, hcnüz Hacettepe Üniversitesi'nde öğretim üyesıyken, kent merkezin- dekı bir kültür kurumunda 'eleştiri' üstüne verdiği bir konferansı ızlemış- tim. Bugün artık ancak çok yaşaın- sal toplaııtılarda görebileceğimiz ka- labalikta bir katılım vardı konuşma- sına. Olsa olsa dinleyenlerin ancak dörtte biri öğrencısı olabilirdi. Geri kalanlar, benim gibi, dışardan katı- lanlardı. O yıllarda felsefe-deneme- ınce- leme-eleştın alanında ılk ıki kıtabı yayımlanmıştı: 'NiçinDiyalektik?'ve 'YazBaşınaNelerGelir'. Ayncaede- biyat dergilerinde 1968'den bu ya- na denemelen ve yazılan çıkan, ara- nan ve değer verilen bir kalemdi. 1980'ierden 9O'lı yılların sonları na ulaşıldığında ıse art arda yayım- lanan başka kitaplarıyla gündem- deydi. 'BirPencereden'(1982), 'Ede- biyatDefteri'(1987), 'Felsefe Kıyı- lannda' (1989), 'Zamansız Yazalar' (1994), 'Tenha Yolun Ortasında (1995), 'Pusulamız Felsefe' (1997), 'Düşünce Ufkunda Pupa Yelkcn' (1999). Aynı süreçte, denemelerini 'Acıyla, Sevgiyle, Kahramanca' (1998), öykü üstüne yazdıklarını 'Öykülerde Dünyalar' (1998), şiir ve romaıı üstüne olan çalışmalarını 'Zamana Dircneıı Şiir, Zamaıu Ya- şatan Roman' (1998), felsefe konu- lanna ılışkin yazılarını da -yeni ya- zılarla birlikte- 'Sis Lambası' (1999) başlıkh kitaplarda topladı Aradan geçen 20 yıllık süre için- de edebiyatın ve sanalın vazgeçilmez temeli olan -akademik düzeyde edın- diği- felsefe birikımım, bır yandan edebıyat okumaları ile, bir yandan da -dramaturgluk yaptığı uzunca dö- nemde- tiyatro ile buluşturarak kül- tür dünyamızın vazgeçilmezleri ara- sında seçkin bir noktaya ulaştı. Edeblyat eleştlrlslnln temel taslarından Füsun Akatlı bugün Türk edebi- yat eleştirisinin temel taşlanndan bi- ridir. Türkçeyi en zengin, doğru ve azın ve düşün dünyamızın saygın isimlerinden Doç. Dr. Füsun Akatlı 'nın Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü 'nde yönetici ve öğretim üyesi olarak yedi yıldır yoğım emek verdiği görevine son verilmesi, kültür ve sanat alanında yetişmiş insanlarımızın değer inin bilinemediğin in göstergesidir. kıvrak biçimiylc kullanan yazarla- nmi7 arasında başlarda geldiği gibi, edebıyat ütünlerimizin en ince, en du- yarlı noktalarını gün yüzüne çıkar- mayı başarmış, 'denemeci yaratıcı- lığı' ile bulııştıırduğu 'eleştiri' türii- ne okuma keyfi katmış, bir başka deyişle, inceledigi edebıyat ürünle- rinin içerdığı 'hirincildirı yorumlar ken kullandığı ikincildirı (eleştiri di- lını) de 'edebiyat' kılabilmiş bir ya- zın insanımızdır. Tanrı vcrgisi ze- kâyı sağduyuyla, bilgıylepekıştıre- bilenlerden Işte bu nedenle, Füsun Akatlı kül- tür-edebıyat- sanat dergilerinde ya- zar, sempozyumlarda konuşmacı, yayınevleri için danışman, ödül ku- ruluşlanndajüri üyesı olarak aranan isimdır. Bu görevlere çağrılmasının nedeni de hatır gönül kırmayan tür- den biri olmasından değil, tam ter- sine, değer yargılarından ödün ver- mez, disiphnlı bır kışiliğe sahip ol- masından kaynaklanıyor. Yazılarını izleyenler iyi bilir, Akatlı, kalemini -gerektiğindc- hedefı şaşmaz bır sı- lah olarak yetkınlıkle kullanan, kes- kın bır polemıkçidir aynı zamanda. Yaşamı 'ödül vermek'le geçtiği için ilk ödülünu (Memet Fuat Eleş- tiri Ödülü) 2000'h yıllarda yayım- lanaıı 'Kültürsüzlüğümüzün Kışı' (deneme) ve 'Felsefe Gözlüğüyle Ede- biyat' (eleştın) kıtaplarından ıkın cısı ile -epeyce gecikmiş olarak- alan Füsun Akatlı, 1998 yılından bu ya- na Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bö- lümü'nün başkanhğını yürütmekte. Daha doğrusu yürütmekteydi. Tiyatro bölümü yürütmenln zorluğu Adı geçen ünıversıtenın kuruluş dönemıne rastlayan o yıllarda 'ti- yatro bölümü' açmak, ister 'özel', is- ter 'devlet'e ait olsun, yükseköğre- tim kurumlannca 'prestij' sayılı- yordu Tıyatromıi7 yenı bır atılım içınde olnıasa da, tiyatro bölümü mezunları işbulmakta/orlansada... Bu nedenle, ö/ellıklc fızıksel alt- yapısi ve eğıtmenı bulunmayan ku- rumlarda, 'ağırlıklı' olarak 'uygu- lama'ya dayalı, dahası, kimliğini bulma aşamasındakı gençlen yal- nız zihinsel değıl, duygusal ve be- densel açıdan da etkileyecek bir eği- tım sürecı başlalılırken uzun uzadı- ya düşünülmcsi gerektiği, eğıtmen ve altyapı açısından donanımlı ol- mayan kunımların bu tür gırışımle- nnın yarardan çok zarar getireceği tartışılagelmişti. Füsun Akatlı, işte bu dönemde üstlendığı sorumlulukla, Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nübu- günkü 'öğrencileretavsiyeedilebile- cek' konumuna laşıyabilmiş kişidır Zaman içınde çekırdek akademik kadrosunu oluşturma yolıına gıtme yanında, kuramsal dersleri ve uygu- lama derslerini veren kültür ve sa- nat ınsanlarından yararlanmış ve Bölüm'den mezun oyuncuları tiyat- ro dünyamıza katmıştır. Bu başarı- nın temelinde 'disiplin, çalışkanlık vedirençlilik'yahnaktadır Başıboş bırakılmış bır tiyatro bölümünü to- parlamanın neredeyse olanaksız ol- duğunu bu işe 'emek vermiş,' olan- lar iyi bılir, başkalan da pek bılmez, ya da ılgılenmezler. . Durum böyleyken, basından öğ- reniyoruz ki, Füsun Akatlı'nın Ye- ditepe Üniversitesi 'ndeki görevine, derslerıne gırmedığı gerekçesıyle son venlmış. Füsun Akatlı gibi 30 yıllık meslek yaşamını kültüre ve eğitime katkıda bulunmaya yonlen- dirmiş, yaşama hep, hıçbır şeyı 'ha- ftte almayan' gözlüklerle bakmış, saygınlığını üretkenliğiyle kazan- mış, dahası ekmek parasını hep yo- ğun emekle çıkarmış bırı ıçın yapı- labılecek en akıl almaz suçlama! Şaşırdım, ü/.üldüm, kırıldım... Kültüre ve sanata hızmet verenler adına Bu yazıyı da bu nedenle yazdım. Füsun Akatlı'nın kültür ve sanat dünyamızda yolu açıktır. Hizmetın- den yararlanmayı ıstemeyenler dü- şünsun ÎZMİR VE KONYA'DA Nouri Bouzid'in 'Kil Bebekler'i Istanbul FilmFestivalinde gösterilmişti. Tunus Filmleri Haftası... Kültür Servisi - TC Kul- tür ve Turizm Bakanhğı, Tu- nus Büyükelçıhğı ve Anka- ra Sinema Kültürü Denıe- ğı'nın ışbırhğiyle bu yıl ilk kez düzenlenen 'TunusFilm- leri Haftası'nm Ankara'dan sonraki durakları tzmir ve Konya. Etkinlik kapsamin- da, Tunus sinemasının son 20 yıldaki en iyi örneklennden yedısı uzun, beşı kısa film ve belgesel olmak üzere top- lam 12 fılmgösterilecek. Fe- ridBoughedir,NouriBouzid, MoufidaTlauiveNaccrKhe- nıir gibi dünyaca ünlü usta yönetmenlerin cn önemli filmlerinin yer aldığı etkin- lik 22-25 Nisan tarihlen ara- sında îzmir'de Desem Sıne- ması'ndave29 Nısan-1 Ma- yıs tanhlen arasında da Kon- ya'da Tüze Kulesıte Sine- malan'nda ızleyiciyle bulu- şacak. Gösterilecek filmlerden biri, dünyada bugunc dek en çok izlenen Tunus fılmı olan 'Halfaouine- Çadlann Ço- cuğu', Kuzey Afrıka sine- masının başyapıtlarından. 1980 yapımı 'Azize' ise, az ama öz filmler yapan yönet- ıııcıı Abdellatif Ben Anı- mar'ın en onemli filmi. Ya- zar, şair, ressam ve yönet- men NacerKhemir'ın 'Bin- birGeceMasallan'ndan esin- lenerek çektiği 1991 yapı- mı 'Güvercinin Kaybolan Kolyesi' de etkinliğin onem- lifilmleriarasında yeralıyor Sadece Tunus sinemasının değıl, dünya sinemasının da önde gelen kadın yönetmen- lerınden Mouflda Tlatli'nin ılk sinema filmi 'Sarayııı Sessizüği' isekadıniarın, bir ulusun kişisel ve siyasi tan- hini geri donüşlerle anlatan bir film. Tımus'un en üret- ken ve dünyaca tanınmış yö- netmenlennden Nouri Bo- uzid'in 2002 yapımı son fıl- mı 'KilBebekler' ıse özgiir- lüğe kavuşmanın yollarını arayan üç yalnız insanın öy- küsünü anlatıyor. 'Kil Bebekler', iki yıl on- ce tstanbul Film Festivali'nde gösterilmişti. 'NarlJykusu', çağdaş Tunus'tan gorunum- ler sunan bır film Tunus si- nemasına iki önemlifilmar- mağan cdcn yönctıncn Na- ceurKtari'nin 'Elçfler'den 23 yıl sonra çektiği 'Cönül Çe- len' bir yaşamoykusü anla- tıyor. Izmır Desem Sıneması (0 232 422 29 46), Konya Tüze Kutesite Sineması (ü 332 233 28 72) Keitel'a festivalin kapanış gecesinde 'Yaşamboyu Onur Ödülü' verildi Harvey Keitel IstanbuVdaydı AYÇATEZER 'Rezervuar Köpekleri', 'Duınan', 'Gün Batunından Şafağa', 'Taraf Tutmak 1 ve 'Piyano' gibi filmleriyle tanınan unlü oyuncu Harvey Keitel, '24.1 lııslararası İstanbul Film Fcsthali' için tstanbul 'day- dı. Keitel'a festivalin kapanış gecesinde 'Yaşamboyu Onur Ödülü' verildi. Rol seçiminde kendisi için senaryonun yönetmenden bıle önce geldığıni dile getiıen Keitel, verimli bir iş çıkarmak için çalıştığı yönetmenlerle arasındakı ıhşkı- yı uyumlu bır biçimde yürüttüğünü, bu- nu da Slaııislavski yöntemlerıni uygula- yarak yaptığını sözlerine ekliyor. Tiyatro ruhu asla bltmez... New York'ta aralannda Al Pacino'nun da bulunduğu Actor's Studio adlı tiyatro okullarının olduğunu ve burada pek çok yetenekli, genç oyuncunun kendılerını geliştırebıleceklen yenı teknıkler öğrenip yenı iirünler verdiklerini beliıten ünlü oyuncu, "Tiyatro bcnim için çok önemli. Actor's Studio'da genç oyıınculara Sta- nislavski yöntemlerini ögreterek onlaruı oyunculuklanna yön vcı - mcyc; bu tür tiyatro yap- maııın ve Stanislavski'nin değerini bilmelerini sagla- maya çalışıyonız" diye ko- nuştu. Ffollysvood'da son dönemde fazlasıyla devam filmi yapılmasmın bır tür son olup olmadığına iliş- kin soruyu ise Keitel şöyle yanıtladı: "Bazen son ya- kınmış gibi geliyor. Sonra bunun yalnızca ruh duru- mundaki geçici bir düşüş olduğunu anhyorsunuz. Çünkütiyatroruhu çokgüç- lü ve asla birmez. Buna çok gereksinmemiz var. Eski çağdaki insanlann mağa- ralara resim yapması gibi bir gereksinme bu. Onlar kendilerini, dü- şüncclerini, tutkulannı isteklerini av sah- nelerini çizerek anlatıyorlardı. Bu gerek- sinim değişntedi. Ama Hollywood insan- lann bu gereksininüni hiçbir zaman tam olarak karşılayamayacak". 1lerde yonetmenliğe de adim atmayı düşünen Keitel, Teo Angelopoulos'la ay- nı yöntemlerle çahştıklan ıçın çok ıyı an- laştıklarını vurguluyor. Oyuncu olarak üretkenliğini çok çalışma- sına borçlu olduğunun altını çizen Harvey Keitel, "Türkiye benim için bilinmeyen, gi- zcmli bir ülkeydi. Tarihini öğrcnmck isliyor- dum. Bu yüzden buraya geldim" diye açık- hyor Türkiye'ye gelmesının nedenını. Isviçre Hastanesi Ödülleri'ni kazananlar belli oldu Kültür Servisi - Özel Yenı lsvıçre Hastanesı'nın düzenlediği 2. Sanat - Edebiyat ödülleri sonuçlandı. Amacı Türk sanat ve edebıyatına yeni yapıtlar kazandırmak ve ödül alan yapıtları kıtaplaştırarak okurla buluşmasmı sağlamak olan yanşmada odüller üç dalda (öykü, şiir ve oyun) verildi. Seçici kurulu Doğan Hızlan, Selim İleri, İnci Aral, Füsun Akatlı ve Turhan Günay'dan oluşan öykü dalında birinciligi Elvan Çubukçu'nun 'Cümlenıize' adlı dosyası kazandı. Seçici kunıl özel ödülü ıse Pınar Eryaşar Ayınaz'm 'Şu tnsanlar' adlı dosyasına verildi. Şıır dalında; Ahmet Oktay, Enver Ercan, Mctin Cengiz, Baki AsıKürk ve 1\ırgay Kantürk'ten oluşan seçici kurul Scnıih Çelenk'in 'Nacar ile Serkisof' adlı dosyasını bırıncıhğe, Veysel Erol'un 'Vitrinler' adlı dosyasını seçici kurul özel ödülüne değer gördü. Oyun dalında ise Ahmet Levendoğlu, Ciüngör Dilmetı, Molisa Cürpıııar, Cülşcn Karakadıoğlu ve Hayati Asılyazıcı'dan oluşan seçici kurul Tüliıı Tankut'un *Ki7 Kulesi' adlı oyununa bırıncılık, SemaCöktaş'ın 'Duvar' adlı oyununa ise seçici özel odülü verdi. Yarışmanın 1550 YTL olan bınncılık ve 500 YTL olan seçici kurul özel ödülleri, kazananlara ekım ayında düzenlenecek bır töıenle verilecek. YAZIODASI SELİM İLERİ KapagümrükAmlapıd) HürriyetGazetesi'nin pazarekinde İstanbul ya- zılarına yenı başlamıştım. Karagümrük'e gitmiş- tik. Hayallerimde, Istanbul'u semt semt dolaş- mak ve yazmak vardı. Yirmi yıl geçmiş olmalı. Geçen zaman eskiden hoşuma gıderdı. Acılar törpülenmiş gibi. Sonra son- ra ürktüm geçen zamanda. Yıtıkler devreye girin- ce... Stadyumun orda durduk, otomobılden indik. So- ğuk sonbahar gününde Karagümrük enikonu ten- haydı. Cumbalı rumbalı -aklımdan Server Bedi'nın ro- manı geçıyordu- özelliklerini, töresini, duygusu- nu, yeniyle eski arasındakı bocalayışından edin- diği yaşama gücünü kaybetmemiş bir Karagüm- rük az sonra karşımıza çıkacaktı. Böyle düşünmüştüm. Hatırlayışımdaki Karagümrük bakir kalmış bir semtti. Çocukluğumda bu semte gelir, annemin bir ah- babına konuk giderdık. Karanfıl kokulu lohusa şerbetini ilk kez o evde içmiştim. Herhalde doğum sonrasıydı. Fakat bebeğı hatırlamıyorum. Ozamanlar, garip ve sıtmalı biryurtsamayla, bu semt, çevresemtler banaesrarlı bir dünya gibi ge- lirdi. Oralardan genlerime işlemiş bir sızı vardı sankı. Evler küçük, sokaklar dardı. Insanlar hemen hep orta halli, yoksul. Temiz ve aydınlık. Gençle- rin yarın için büyük umutları var. Gençlıği göçmüş- ler daima tevekkül sahibi... Konuk gıttiğimiz evin sokağı şuralarda değil miydi? Gördüğüm sokak hiçbir şey söylemıyor- du. Geçıp gittiğimiz yollarda neredeyse yıkılacak, bakımsız mı bakımsız, kağşamış ahşap evlerle çarpık çurpuk, bırer kutu gibi dikilmiş, derme çat- ma apartmanların iç içeliğine tanıklık edıyorduk. Gerçı sokaklar yine dar, evler yine küçük ama o eski, gizemli, ışıltıları olan dünyayı bulmak olasız. Tam tersine, kararmış bir dünyaya giriyorduk. Sonbahar akşamı sankı daha erken inecekti. Bu- rada gönüller kararmıştı. Eramya Çelebi Kömürcüyan ın yüzyıllar ön- ce tasvir ettiği bütün bu semtler ne kadar başka- dır! Kömürcüyan'la birlikte Istanbul'un kapıların- dan yirmi ikincisine uzanalım: "Bunun adı Edirnekapısı'dır. Sağımızda Patrik Sargis'/n gömülü bulunduğu, Balatlı Ermenlle- rin mezarlığı vardır. Rumlann mezarlığı da Edir- nekapısı yakınındadır. Buraları Türklerin koruması altındadır. Burada Türklere ait bahçe ve konaklarile Bayram Paşa 'nın bostanı vardır. İç taraflarda ıse Beylık Çayırı ve Yenibahçe mevcuttur. Surun dışında yürüdüğümüz yolun üstündeki diğerkapıya kadargüzel bahçeler, eski büyük sa- raylar ve bostanlar görülür." Kömürcüyan'ın tasvırınden yüz yıl kadar sonra bir yabancı seyyah mezarlıkları gravürüne geçir- miştır. Gravurde bahçelerı ve bostanları görürsü- nüz. Edirnekapı'dan Karagümrük içlerine, ışlen- mış toprak şaşırtıcı bir ağaç ve yeşerti bereketi- ni gözler önüne serer. Şimdiyse bu bereketten eser kalmamıştı. Da- ha yirmi yıl önce semt büsbütün bostansız, ye- şertisizdi. Bir başka İstanbul tarihçısi, Inciciyan, Karagüm- rük'ü "odalar"\y\a anar: "Sultan Mehmed, Istanbul'u zaptettikten son- ra, muhtemel bir Rus isyanını önlemek maksa- dıyla, Bursa'dan ve bazı müelliflere nazaran di- ğeryerlerden getirttiği Ermenileri şehrin muhte- lıf noktalarına yerleştirmiştir Bu Ermeni topluluklanna Altı Cemaat adı ve- rilmiştir. Patriklere verilen fermanlarda İstanbul Er- menileri bugüne kadar aynı adı taşımaktadır." Odalar adı altında altı semtte yaşayan cema- atin birbölüğü, "Edirnekapısıyanındakigümrük- te, Karagümrük Odaları'nda oturmuştur". Öneriler: Kitap / Iblisler, Azizler, Kadınlar, Refik Erduran, Dünya Kitapları, 2005 (Usta Erduran'ın büyük bir içtenlikle kaleme getirdiği anıları.) Türk sinemasının Hollyvvood'la flörtii • Kültür Servisi - Sony Columbıa Pıctures ile lstısnaı Filmler Reklamlar (IFR) ortaklığında hayata geçırılecek olan 'The Net 2.0'ın çekimleri başladı. 'The Net 2.0' 1995 yapımı 'Net' (Şebeke) filminin bir üst versiyonu niteliğinde. İJnlü oyuncu Sandra Bullock'un başrolünü ustlendiği Şebcke'dekı gibi, sanal ortamdaki kımlik hırsızlığını konu alan ' 1 he Net 2 0'ın yönetmenlığını Charles VVinker üstlenecek Başlıca rollerde ıse Nıkki Deloach ile birlikte üemet Akbağ, Şebııem Dönmez, Neıl Hopkıns, Keegen Connor Tracy, Güven Kıraç ve Halit Ergenç var. Film, Amerikalı bilgisayar programcısı Hope Cassidy'nın, 'hayatının işi' için geldiği tstanbul'dakı maceralannı anlatıyor Filmde IFR adına ortak yapımcı olarak Ezel Akay yer alıyor. Nevesen Aksoy Paris'te • PARİS (AA)-Ressam Neveser Aksoy, 39. kişisel sergısını Pans'te açtı. İstanbul, Bodrum, Kapadokya'dakı evlenn pencerelerını değişik yönlenyle ve farklı bır teknıkle yansıtan resımlerıyle tanınan sanatçının seıgisi Tüıkiye'ııin Pans Tunzm ve Tanıtma Müşavirliğı seıgi salonunda 22 Nisan gününe kadar açık kalacak. Çalışmalarını 1974 yılından bu yana surduren Aksoy, Türkiye dışında daha önce yine Fransa, Hollanda, Japonya, tsviçre ve Luksemburg'da kişisel sergiler açmıştı. Aksoy, 1990 yilında Pans Üniversitesi'nin plastik sanatlar bölümünde, resimde penccrc konulu tezıyle doktora yapmıştı. Karanlığın Pronsi' • Kültür Servisi - Hard rock müziğin en büyük isimlerinden biri olan Ozzy Osbourne Sony/BüM etiketiyle 25 yıllık solo mü/ik kariyerini ozctleyen 4 CD'den oluşan bır set yayımhyor. 51 şarkıhk bu albümde sanatçı en ünlü parçalarının yanı sıra, başka sanatçılara ait on favori şarkıyıda seslendiriyor. (Rolhng Stones - "Sympathy For The Devıl" Mountaın's - "Mıssıssıppı Queen").
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear