25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2005 PAZAR 14 KULTUR kulturCwcumhuriyet.com.tr Karikatür ustamız Turhan Selçuk Almanya'daki sergisinin açılışında sanatseverlere seslendi 'Mizah çizeri çizgiyle düşünür'TURHAN SELÇUK Almanya bana yabancı değil, uzak da değil. Yıllar öncesi bu ülkede ya- yımlanan mizah dergilerinde, haftalık gazetelerde, albümlerde, çızgılenm yayımlanıyordu, halen de yayımlan- makta. 2002 yılında sanat yaşamımın 60. yı- lı kutlandı. Demek kı, tam 63 yıldan beri karikatur çizıyorum. Yalnız kari- katür mü çizıyorum? Günlük siyasal ve toplumsal içerikli çizgilerimın ya- nı sıra, 1957'den beri, yine günlük bır çizgi romanım da var. "Abdülcanbaz n ı tek başıma hem yazıyor, hem de çizi- yorum. Onun yaşı da 47'ye varmış... "lnsan Haklan" adındakı sergım, 1993 yılında Nürnberg'de açıldığında, ilginç sürprizlerle karşılaşmıştun. Ney- di bu sürpnzler?.. Az sonra açıklaya- cağun. Almanya'da Abcfüleanbaz'la karşılaşmak... Dostlar, Nürnberg'de bir akşam ye- meğe davet ctmişlerdı beni. Kentin büyük caddelerinden birindeyiz. Kar- şımızdaki lokantanın vitrininin üzen- ni baştan başa kaplayan, ışıklandınl- mış, kocaman bır pano var. Bu pano- yu, benım çızgi romanımın kahrama- nı Abdülcanbaz'ın portresı süslüyor. Hayretle, kıvançla seyrediyorum.. îçeri girdık. Lokantanın sahibi he- yecanla yaklaşıp bizleri karşıladı Baktım, bu zat sanki, hıh demış Ab- dülcanbaz'ın burnundan düşmüş. VU- helm bıyıklı, esmer bır kişi... Lokantanın içinde, başanyla yapıl- mış büyük bir Abdülcanbaz maskotu vitrin içinde duruyor. Tuvaletlerin uze- nnde "Baylar", "Bayanlar" kelımele- ri yok. Erkeklermkınde Abdülcan- baz'ın, kadınlarınkindc, romanımın kadın kahramanlanndan bınsi olan, güzeller güzelı "Cihanyandı"nın port- relen var. Oldukça kalabalıktık. Izzet, ikram görduk, güzel bır zaman geçirdik. Kalkarken, dostlanm hesabı öde- mek istediler ama lokanta sahıbı alma- dı ve "Biziın, lUrhan SelçukBey'e çok boreumuz var, nasıl ödeyeceğimizi bi- lemiyoruz'' dedi Yine Nürnberg'deyiz... Benı Bamberg'e götürdüler. Ora- daki bir üniversiteyi geziyoruz. Pro- fesörlerden binsi, bizleri çalışnıa oda- sınadavet ettı. rürkçekonuşanbirAl- M, Usta çizer Turhan Selçuk'un sergisinin açılışına, Frankfiırt Başkonsolosu Salih Buğaç Güldere vc eşi, Mehmet Canpolat, Langcn Belediye Başkanı Dictcr Pitthan vc üst düzey kent yöneticileri kanldı. man profesordü Bır ara, "Bakınız, ben nasılTürkçeöğreııdinı'' dedi, kalk- tı yan odaya geçtı. Az sonra, kucağın- da zor taşıdığı Abdülcanbaz kıtapla- nyla döndü Ve onlan masasmın üze- rine yığdıktan sonra "tşte, ben bııııla- n okuyarak Türkçeyi üğrendim" de- dı. Soıırabana donup "IurhanBey,ek- sik sayılarını/ varsa, buradan tanıam- layabilirsiniz" dıye ekledi. "İnsan HaklarT sergim, Strasbo- urg'dakı "Avrupa İnsan Haklan Sara- yı" sergi salonunda 1992'de açıldı. Oradan Almanya'ya, Nürnberg'e geç- tı Tambıryılsüresınce,hemenhemen tüm AJman kentlerinde sergılendı Da- ha sonra Hollanda'ya, Fransa'ya, Ma- kedonya'ya, Avusturya'ya, Yugoslav- ya'ya, Izmır'e, Kıbns Türk Cumhu- nyetı'ne davet edildi Son durağı Gü- ney Afrika'nın uç büyük kentı oldu. 1992'den 1997'ye kadar 5 yıl dun- yayı dolaştı. En çok kaldığı, en çok do- laştığı yer ise Almanya oldu. Açıhş- ların hemen tumüne katıldım. Sozüme başlarken, "Ben Alman- ya'ya yabancıdeğüim" sö/unu, bu ne- denle söylediğimi, burada tekrar be- lirtmeliyim. Bu sergıde göreceğınız özgün bas- kılann tümü, gazetelerde yayımlan- mış kankatürler arasından seçildı 1940'lara, 50'lerc kadar "Karikatür sanatnııclır,değilmidir?"tartışması tüm yeryuzünün öncelıklı konusuydu. Bu tartışmalı yıllarda Saul Stein- berg adında Romanyalı bir çızer, bı- linçli olarak salt yazısıza ve grafik çizgılere yöneldı. Bu çizimler Ame- nka'da "Yalnız Çizgiyle" adındaki bir kitapta toplandı Bu bılınçlı gınşim- den sonradır kı, "Karikatür sanat mı- dır,depmidü"?" tartışmalanna son ve- nldı. Etkinlik dnce Fransa'da yayüdl. And- re François, C'haval, Sine, Mose örne- ğı mizah çızerlerı, bu modern akıma öncülük ettıler. Yaygınlıkkazanan.ama fürkıye'de henuz duyulmayan bu akimı, 1950'le- rin başlannda, çalıştığım gazetede, uzun bır yazıyla duyurdum ve destek- ledım. Karikalurun "çizgiyle mizah" sana- tı, "grafikmizah"olduğunuaçıkladım, çalışmalanmı da, bu yönde geliştirmek ıçınçabasarfettim. Mizah çizeri, çizgiyle düşünen, dü şündüğunu çizgiyle ızleyıcıye ulaştı- ran kışıdır. Mizah, bu grafik çizginin eğılımindedir. Ya da çizgi mızahla yüklüdür. Bu nitehkler, bu etkın sanata ulus- izah çizeri, çizgiyle düşünen, düşündüğünü çizgiyle izleyiciye ulastıran kişidir. Mizah, hu grafik çizginin eğilimindedir. Ya da çizgi mizahla yüklüdür. Bu nitelikler, bu etkin sanata uluslararası hir dil kazandırmıştır. Yaşadığımızyüzyılın bu etkin sanatım yazar llhan Selçuk şu deyimiyle çok güzel özetlemiştir: "Karikatür nedir? Derim ki, çizgilerin soyutlanmasında, mizahın geometrisine varmaktır." lararası bır dıl kazandırmıştır. Yaşadığımız yüzyılın bu etkın sana- tım yazar tlhan Selçuk şu deyimiyle çok guzel özetlemiştir. "Karikatür nedir? Derim Id, çizgilerin soyuüanma- sında, mizahın geometrisine varmak- tir." Ve ben, altmış küsur yıldır bu yol- da çalışıyorum Ama hâlâ bir amator ruhuylaçalışıyorum. Eksiklerimi gör- meye, bulmaya gayret edıyorum Da- ha iyiye, daha guzele ulaşmak özlemi içindeyım Bıraz sonra, çalışmalarımın yalnız çok küçük bir bdlümunu gorecek ve söylediklerimin ne kadanna ulaşabil- diğımin karannı sızler vereceksiniz. Sergımı onurlandıran ve beni dın- lemek zahmetine katlanan bu salon- daki seçkin ve sayın ızleyıcılere tek- rar tekrar teşekkürler edıyorum. mmmm&mmımmmmmmmmmtmmm 'Çizgi ıııizalıa' büyük ilgi İRFAN ERGİ LANGEN -Tiirk ve dünya karıkatürünün ya- şayan en büyük ustalanndan Turhan Selçuk' un karikatur sergısı, Almanya'nın Langen kcntın- de açıldı Langen Belediyesi'nin sergi sarayı ve müze olarak kullanılan tarihı bınasındakı sergi, belediye, Türk-Alman Dostluk Derne- ği, Frankfurt Başkonsolosluğu Turizm Ataşe- liği ve yerel Toplum gazetesi tarafından orga- nıze edıldı Türk ve Alman konuklann muh- teşem ilgisiyle açılışı yapılan ve 8 Mayıs tari- hine kadar mızahseverlerin beğenisine açık kalacak sergi, daha sonra Almanya'nın çeşit- lı kentlennde 'turneye çıkacak' Turhan Selçuk, Almanya ziyaretinın 2. gü- nünde, 'Türkiye'de Siyasi Gelişmeler ve Karikatür Sanatnun BedclT konulu konferan- sından sonra, Avrupa Türk Gazetecileri Bır- liği'nin (ATGB) onuruna verdiğı yemeğe katıldı. Adına ödüller verilen ilk kadın tiyatro oyuncumuzun acılı yaşamı Kadife Sokak'taki büstünde sürüyor Afife Jale Kachköy'de agbyor!CİHANDEMtRd Basından öğrendiğime göre bu yılın 'Afife Ja- le Ödülleri' yarın akşam Lutfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenecek bır törenle 9. kez verilecek. 1997'den ben Afife Jale adına ödül verilmesı Türk tıyatrosu için epcyce geç ka- lınmış bır güzellik olsa da, 18 yaşmda sahneye çıkma cesareti göstermiş ilk 'Müslüman' Türk kadını olan Afife Jale'nın kendisıne verdiğimiz ödül ne durumda dersıniz? 1902 Kadıköy doğumlu 'öncü' sanatçı Afife Jale, 1920 yılında Kadıköy'de bulunan Apollon Tiyatrosu'nda gostermiştı o büyük cesareti. Türk kadınlannın henüz sahneye çıkmasının bıle ya- sak olduğu bir dönemde... O zamankı Apollon Tiyatrosu'nun yerinde şimdılerde Rexx sinema- sı bulunuyor. (Bu sınemanın eski adı Reks'ti, yok cdilen Türkçenuzden nasibini alıp Rexx oldu, ye- tınmeyı bılmeyen kuşaklar içın tek 'x' de yetnıe- dığınden olsa gerek, iki x sahıbı oldu!) Kadıköy Belediyesi, 90'h yıllann sonlannda Rexx sine- masının gelecek program tabelasının onundekı dar alana bır 'Afife Jale' büstü koydu. lkı x sa- hıbi bu sinema, bir de büst sahıbı olmuştu anla- yacağınız. '0 gencler kl Afife önünde oturup Afifeyl bilmezler' Bu sinemamn bulunduğu Kadife Sokagı, 90Mı yıllann ıkıncı yarısında aniden Kadıköy'un Bar lar Sokağı haline gelmiş; sayısız bann var oldu- ğu, bol gürültülü, cumbüşlü, sürekli insan kay- nayan bir sokak Bır hastane odasında, kimse- siz ve acılar içinde, 39 yaşında ölen Afife Jale'nın büstü, çokkısabirsüre sonra, sokağı mesken edin- miş, onun önünde sevgihlenyle buluşan trendy(!) gençler tarafından sprey boyalarla boyandı Ha- yatı acılarla geçmiş bu öncu sanatçınm büstünü rahat bırakmayan kultür yoksulu gençlerimiz büstün hertarafını boyalarla, imzalarlarezilede- rek, tanmmayacak hale getirdiler. Bunu yapar- ken büsttekl kişiyi de zerre kadar tanımıyorlar- dı tabii kı. Bunca yıllık yazarhğımızı, çızerlığimizi bir yana bırakın; sadece duyarlı bır Kadıköylü ola- • Bir Türk kadını olarak 18 yaşında sahneye çıkma cesaretınin bcdclini, çok zor günler yaşayarak 39 yaşmda gelen çok erken bır ölümle ödeyen Afife Jale, yaşamını yitirirken ne denli yalnız bırakıldıysa, zavallı büstü de aynı yalnızlık içinde şimdılerde, barlarla dolu Kadife Sokak'ta. Üstelik bu sokakta 'sanat' etkinliklerine soyunmuş, sergiler düzenleyen barlarımız bıle var, ama sanınm Afife'yi onlar da göremiyorlar! rak, önünden günde birkaç kez geçmek durıı- munda kaldığım bu bustun sahıpsız, kımsesız ve pıslut içindeki perişan halı benı uzun zaman- dır çok üziiyordu. O bustun önünde yerlere otu- rup sigaralannı tellendıren, okulkırmış lıselı(!) kızlanmı/, arkalannda onca yıl sonra bile hâlâ ağlamakta olan zavallı Afife Jale'yi fark ede- cek dtımmda değıllerdi elbette. Ancak bellı kı bu büstü bıı kültür mırası olarak sahıplenmesı gereken ıkı x'lı Rcxx sineması ılgılılerının de Afife Jale'nin bu pcnşan görüntüsünü fark ede- cek hali yoktu Pekı bu büstü oraya koyarak bir incelik gosteren Kadıköy Belediyesi, bıislun perişan halını göriip de temizlemeyi düşunmuş muydu acaba 7 Sanmıyorum. Barlar yuzunden gunde ikı kez çöplenıı ahndığı, hcr an ınsan kaynayan bu sokakta öylece mahzun bır halde bırakılan Afife Jale, kondıığu daracık alanda kaynayıp gitmişti belli kı Bustun kaıdesınde, bı- ıakın Afife Jalc'yle ılgılı bır bılgı, Afife Ja- le'nin adı bile yok Afife Jale Kadıköy'un en hareketli sokağında şimdılerde en yalnız ınsan Bu coğrafyadakültüre sanata gösterilen duyar- lılık dün neyse bugün de o. Türk 'un kultur cep- hesınde değişen hiçbir şey yok Bir Türk kadını olarak 18 yaşında sahneye çıkma cesaretinın bedelını çok zor günler yaşa- yarak 39 yaşında gelen çok erken bir ölümle ödeyen Afife Jale, 1941'de yaşamını yitirirken ne denlı yalnız bırakıldıysa, zavallı büstü de ay- nı yalnızlık içinde şimdılerde, barlarla dolu Ka- dife Sokak'ta. Üstelik bu sokakta 'sanat' etkın- lıklenne soyunmuş, sergiler düzenleyen barla- rımız bıle var, ama sanınm Afife'yi onlar dagö- - J - remiyorlar! Bir gazetenın Istanbul ekı geçen yıl bu büs- tün perişan halını, "Gençler nıakyaj yapö'' şek- linde bir magazın ucuzluğuyla vennışti. Gaze- tenin bu haberine gösterdığım tepkiye yanıt bi- le alamamiştım ne yazık kl. Zavallı büst, yüzu- gözü boyalarla rezıl edılmış, her tarafı çizilmiş, pislik ve bakımsızlık ıçındeyken, eleştirilmesi ge- reken bu duyarsızlık apaçik ortada dururken; o gazete bunu 'makyaj' olarak değerlendirip, bu utanç vencı kültürsüzlüğe sanki çanak tutmuş, bustu rezıl etmış gençlere adeta "Ne güzel yap- mışsınız,ellerinizesağukçocuklar'' dcmıştı, bel- kı ne yaptığının bıle farkında olmadan Cerçek sanatçılar adına bir stmge Her türlü telılikeyi göze alarak 18 yaşında sah- neye çıknıış, sonrasında bir kaçak hayatı yaşa- mak zorunda kalmış, çareyı haplarda aramış, nıhsal depremler yaşamış bu insanı hıç olmazsa 2005'lerde rahat bıraksaydık Ama heykellere tükürenleri görerek büyuyen, televole kaçkınla- nnı sanatçı sanan, gerçek sanatçıya 'saygı' gös- termekten yoksun gençlcnn ulkesınde böyle bi- zım bir ımkânımız yok ne yazık kı. Kültürsüzluğuyle ovunen, tanh ve kültür bilın- ci sıfırda ama linç bilıncı acayıp gelişmiş, geç- mişinden, değerlennden tamamen kopmuş, ken- dine yabancılaşmış, ölu halde yaşayan, sadece cin- net durumunda clıne bayrağı alıp ortalıkta dolaş- mayı bilen şaşkm bır toplum, görünen o ki za- vallı Afife'len hafıfe almaya ve onlara işkcnce yapmayadevam edıyor Sadece Alîfe'yi değil ta- bii ki, Afi fe dığer gerçek sanatçılar adına bir sim- gedir bu yazıda Anlayacağınız, kımseler hıçkınklannı duyma- sa da, Afife Jale Kadıköy'de hâlâ ağlıyortum ses- sızlığıyle. Yarın akşam, göıkemli bir torcnle onun adına ödüller venlecek gene. Giderek yok ol- makta olan tıyatromuzun, elde kalmış, bir avuç ıyı nıyetlı çaba sahibi, onun admı taşıyan ödül- ler alacak ve böyle giderse belli kı o ödüllerle, onlar da bıraz daha yalnız kalacak, tıpkı Afife Jale gıbı. Bunu görmek için kâhın olmaya fılan gerek yok, Afife Jale'nın kendisıne verdiğimiz ödülün Kadife Sokak'taki ıçlcr acısı halı her şe- yıgösteriyor!.. Les Invasions Bar- bares (Barbarların Isti- lası)/ Yön: Denys Ar- cand / Oyn: R6my Gi- rard, StĞphane Rous- seau, Marie-Jos6e Croze 2003, renklı, 95 dakika I Umut Sanat- Palermo. D. Arcand'ın yazıp yö- nettiğı fılm, 17 yıl önceki etkileyıcı bır çalışnıa olan 'Amerikan Imparatorlu- ğunun Çöküşü'nün aynı karakterlerle devam filmı nıtelığınde. Ellilerini suren hazcı, eski radıkal solcu, dul tarilı pro- fesörü Remy kanserdir, günleri sayı- hdır. Oğlu yatırımcı bankacı Se- bastien, an- nesınin çağrısıyla uzun yılla- nn ardın- dan Lond- ra'dan babasını görmeye Quebec'egelır Baba-oğul hiçbir konuda anlaşamaz- lar. Remy'ye göre oğlu S?bastien dünyadakı tüm olumsuz paragöz değışun- lerin habercısı, yayılmacı 'barbarlann' bır sımgesi- dır R' ? my açısından oğlu hırslı bır kapıtalıst, ken- dısı ıse duygulu bıı hüma- nısttır Tüm bu zıtlıklara karşın Sebastıen babasını son günle- rınde mut- lu edebilme çabasıyla tüm maddi olanaklarını seferbcr eder. Hasta- nenın karga- şasından onu özel bır oda- ya aldırır, tum dostlanm, akademisyen arkadaşlan- nı, eski sevgılılerını Remy'yi gormeye çağırır. Dünyadakı pohtık, eko- nomik, kişısel, cınsel de- ğişimleri insan ılışkılerı çerçcvesinde olağanüstü bir ustalıkla betımleyen bu dramatik komedı günü- müzdeki yıtınlen etık de- ğerlerin, paramn yükselen gücunun altını zekıce çı- ziyor. 2003 yabancı fılm Oscar'ını, yonetmen, film, senaryo Cesar'lannı, Can- nes kadın oyuncu (M.J. Croze) odüllennı alan ya- pım, yaşam sevgısı, poli- tık ıdealler, dünyanm gel- dığı nokta ve dostluk ü/e- nne unutulmaz bir çalışma To Sir, With Love (Sevgili öğretme- nim)/Vön: James Clavell/Oyn. Sidney Poitier, Judy Ge- eson, Suzy Kendall /1966, renkli, 101da- kika/Columbia Tris- tar-Sony. Eustace Ricardo Bra- ithwaite'uı 'To Sir, With Love' (1959) romanın- dan aktarılan film, iş bulamayan elektronık mühendısı sıyahi Mark Thacke- ray'ın, Londra doklarının yoksul bir mahallesin- deki liseye öğretmen olarak gel- mesıni anla- tan sıcak, dokunaklı ve insancıl bir çalışma. Çoğu baş- ka okullardan atılmış, başıboş, sorunlu öğren- cileıie ilk önce ıletışım kuramayan Mark, bir süre sonra hiçbir şeyi umursamayan öğrenci- lerıne bırer yetijjkin ola- rak davranmaya başlar. Yaşamda kalma, kendi ayaklannın üzerınde du- rabilmeeğı- tımı verme- ye başlayan, böylece bu • yıtık genç- lerın yaşa- nıa değişik bir açıdan bakmaları- nı ve algı- lamalarını sağlayan Mark, öz disiplm, so- rumluluk, ınancı için savaşmak konularında ögrencılennı eğıtır. Sid- ney Poitier'in yetkin bir yorum sunduğu bu dram bır sıyahınin top- lum içinde yer alması- nı irdeleyen sosyal içe- rığıyle de dikkat çeki- yor. Özel Bölümler'de yö- netmen ve oyunculann özgeçmişleri, fragman var. 1967'nın en iyı ış yapan filmler lıstesınin yedıncı sırasında bulu- nan bu etkıleyici ya- pımdaki, 60'ların po- püler şarkıcısı Lulu'ııun soyledığı'ToSir,With Love' şarkısı o yıllann lııt parçası olmuştu Yenî başkan Kocatepe • Kültür Servisi - Müzik Yorumculan Meslek Bırlığı'nin (MÜYORBİR) 3. ülağan Genel Kurulu sonucunda başkanlığa Ali Kocatepe getırıldı. Divan başkanlığına Alı Rıza Binboğa'nın scçıldığı genel kurulda, faaliyet ve denetleme raporları okunup oylanarak aklandı. Daha sonra yapılan seçimler sonucu MÜYORBİR'in yönetim kurulu, Selçuk Alagöz, Ali Kocatepe, Ueniz Seki, Emre Altuğ, Hurşıt Yenıgün, Orhan Gencebay ve Turhan Yükscler'den olııştu. ISTANBUL FJLM FESTJVAÜ • EMEK'te 13.3ü'da 'Bombon, Köpek', 16 00'da 'BıçakSırtı', 19.00'da 'Bombon, Köpek', 21.30'da 'KraUarve Kraliçeler'. (0 212 293 S4 39) • ATLAS'ta 11.00'de 'Kralııı Oyunıı', 13.30'da 'Paravanın Arkasmda Şarkı Söylerken', 16.00'da 'Ayın Saklı Yüzü', 19.00'da 'Napola', 21.30'da 'Baylar ve Bayanlar' (0 212 252 85 76) • StNEPOP'ta 11 00 de 'Gecc tnmeden', 13.30'da 'Pembe Flamingolar', 16 OO'da 'Polyester', 19.00'da 'SaçSpreyi', 21.30'da 'Avrupa'da Bir Gün: Canım Türkiyenı'. (0 212 251 11 76) • BEYOĞLU'nda 11.00'de 'Tony Takitani', 13.30'da 'Danvin'in Kâbusu', 16.00'da 'En İyi TürkFilmi', 19.00'da 'HasatZamanı', 21 30da Altın Lale'yi Kazanan FUm'. (0 212 251 32 40) • REXX'te 11.00'dc 'Agnes ve Erkek Kardeşleri', 13 30'da 'Whisky\ 16.00'da 'KimseFarkEtmiyor', 19 OO'da 'Eros', 21.30'da 'Sürgündekiler' (U 216 336 01 12) BUCÜN • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONlJ'nda 19.30'da Ece İdil ve EvrenBüyükburç'un katıldığı 'Akdeniz Şarkılar' başlıklı konser. (0 216 454 15 55) • HATAY RESTAURANT'ta Cemal Süreya Kültüı Sanat Dcrncğı saat 18 00"de düzenleyeceği 'Sabahattin Kudret Aksal'ı Aıııııa Toplantısı'. (0 216 361 33 57) {J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear