02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2005 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MTJMTAZ SOYSAL Kararlılık NEYMİŞ, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin "Yuna- nıstan Ege karasularını 12 mile çıkarması savaş ne- denidir" diye bir kararı yokmuş; olmayan bir karar üzerine tartışma ve tutum belirleme de olmazmış. 1995 yılının 8 Hazıranı'nda bütün partilere men- sup milletvekillerinin imzasıyla bu konuda hüküme- te "askeri önlemlerdahil" heryetkiyi veren bildiri oku- nunca Meclis Başkanı'nın oylamaya gitmemiş olma- sı, ortada bir kararın bulunmadığı anlamına mı ge- lir? Yoksa, o gün yine aynı Başkan'ın "Bildiri Mec- lis 'teki ortak duygu ve düşünceleri yansıtıyor" di- yerek oylamaya bile gerek duymaması çok daha kök- lü bir ulusal kararlılığın mı ifadesidir? Zaten "casus belli" sözü de ilk kez o gün ortaya çıkmamış, daha önce devletin resmi makamlarınca sık sık dıle getı- rilmişti. Latince "casus"sözcüğü "hal, durum" demek; "ka- sus" okunuyor. "Belli" ise "savaş" demek olan "bellum"un "genitiv"\, yani "nin"çek\m\. Deyim, hu- kukta, "savaş nedeni, savaşıhaklıkılan durum" an- lamına gelmekte. Yunan, Ege karasularını 12 mile çıkarırsa başka türlüsü düşünülebilir mi? Komşunuz aslında Türk Boğazları'nın devamı ni- teliğindeki bir denizin zaten yüzde 44'ünü kapsayan karasularını yüzde 71.5'e çıkaracak, Yunan önersi- ni Ankara kabul etse bile sızin şimdi yüzde 7.5' olan karasuyunuz o durumda ancak yüzde '8.7' olacak ve siz buna seyirci kalacaksınız, öyle mi? Savaşma- yıp da ne yaparsınız? Uluslararası sayılabilecek su- ları yüzde 19.7'ye inecek bir denize açılabilmek ıçin Sığacık Körfezi'nin açığındaki birkaç millik delikten başka çıkışınız kalmamış demektir. "Deniz hukukunda zararsız geçış hakkı var; Yu- nanistan geçişe engelolamaz" gibi avutmalar ve avun- malar ancak bir aldatışın ve katlanışın ifadesidir. Üstelik, Yunanıstan on iki millik niyetinı bırakmış da sayılmaz. Gün geçmiyor ki, yüksek düzeydeki bir Yunan yetkili "Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşme- si'ne göre bu hakkımız var; zamanı gelınce kullanı- rız" demiş olmasın. Zamanı "ulusal müttefik" olarak gören ve onu hep "doğal müttefik" saydnğ\ Batı'nındesteğiy- le birleştiren bir Yunan azgınlığı, neyazık ki dönem dönem ancak "silahlı kuvvet tehdidi"y\e durduru- labiliyorzıra, karşı taraf yalnız bundan anlamakta. Belki komşuluk ve barış adına utanç verici bir du- rum ama, şu denklem de bir gerçek: Bu önleyici "tehdit" ortadan kalktığı, hatta bir biçimde azaltıl- dığı zaman azgınlık, hayalcilik ve büyümecılık ar- tıyor. İki komşu arasındaki ilişkilerin tarihi bunun sa- yısız örnekleriyle dolu. 1830'ların Yunanistan'ı bu- günkü büyüklüğe beş taksitte, adım adım, hep başkalarının desteğiyle geldi. Kıbrıs davası, Kons- tantinopolis, Patrikhane, Heybeli ve Pontus sayık- lamaları da gösteriyor kı, ödetılmek ıstenen taksıt- ler henüz bitmemiştir. Dolayısıyla Ege'de deniz ve hava üstünlüğünü art- tırmak ve Ege Ordusu'nu hep hazır bulundurmak bu bölgedeki barışı sürdürmenin ve hakça uzlaşmanın en etkili çaresi oluyor. Yoksa, savaşsa savaş. 11 Nisan - Şanlı Kurtuluş... Prof. Dr. Coşkun OZDEMİR I I Nısan 192()'de Ankara'da galcı duşmana karşı hucum ctmck Millet Meclisi'nin açılı- vetepeyebayrağımızıdikmekiçın şından 12 gunonce Urfa- sabırsızlanıyorlar. Sonunda o an lılar topraklannı Fransız geliyor. ÇelelerAllahAllahhaykı- işgalüıden kıırtardılar. Hem nşları ile hücunıa geçıyor ve tepe- şından 12 gun once Urfa- lılar topraklannı Fransız işgalindenkıırtardılar. Hem de buııu merkezden destek alma- dan, kendı başlanna, kahramanca bir direnişle başardılar. 85 yıldan berı bu zafer güniinü kutlamakta- lar Anılanm şımdı benı alıp 65 yıl öncesıne götüriiyor Işte lopçu Meydanı'ndayi7 tzcı kıyafetlen- mız, trampctlerımı/, borazanlan- mız, krepon kâğıtlarıyla suslenmiş bisikletlerimizle tuın okullar bir aradayız. 11 Nisaıı Kurtuluş Bay- ramı'nın coşkusunu yaşıyoruz, övünç ıçınde ve hep bırlıkte... Karşımizdakı tepede, şehıtlıkte Fransız bayrağı dalgalanıyor Işte temsılı savaş başladı. Çetelenmız tcpeye dogru bırbirı ardı sıra atılım (hamle) yapıyorlar. Vurulanlar, şe- hit duşenler oluyor, ama ılcrhyor- lar. Meydanın iki yanında eğersiz Arap atları üzerinde genç Urfalılar Türk, Arap, Kürt, hep bırlıkte ış- yi ele geçıriyorlar. Yüzlerce Arap atı ve bınıcılen ıle birlıkte Fransız bayrağını ındırıp Türk bayrağını dildyoriar üüyük bir sevınç, biıyıık bir coşku ıle trarn- petler, borazanlar, mızıkalar, ban- dolar ve her yaştan l Jrfalı, meyda- nı ınletcrek/aferikııUuyor Bağım- sız Turkiye C'umhuriyeti'nin ku- ruluşuna doğru atılan buyuk bir adım bu. Üç yıl soııra Cumhuriye- tı kuracak olanlann şanlı zaferi. Uzıın yıllar Urfalılar, gazı unvanı- nı alan Antep'ı, kahraman unvanı- nı alan Maraş'ı kıskamp dıırdular Sonunda 1984'te Urfa çoktan hak ctlıği şanlı unvanına kavuştu. Birkaç ay once Urfa'daydım. Ar- lık orası Şanlıurfa. Gc-nçlerin dc hazır bulıuıduğu bir ortamda yaş- daşlarım ile konuşurken ılginç bir şey oldu Benı ıyı tanıyan yaşh Ur- falılar bana "C'oşkun Beg; bugenç- lere kulah asma, onlar Şanlıurfalı, biz seniy kimin Urfalıyıh" dedıler. Bu bana Mîha Urgan'ın "Bir Di- nazorun Aıııları" adlı kitabındaki "Onlar Özal'ın vcleücri'' deyimi- m anuıısattı. Evet çok partilı rejim öncesi Cumhuriyet yıllannı yaşamış olan- lar Halkevinde gecelen tiyatro iz- lıyor, konîeranslara katılıyor, folk- lor göstenlerıne tanık olııyorlardı I lafta sonlan Balıklı Göl'de (Ayn- ı Zelıha) yüzme yanşlan yapıhyor- du ve orada "Aile İçindir" diye ay- n bir bolum yoktu o yıllarda. Goz- ler trahomlu, vücutlar sıtmalı idi, ama insanlaı umutla, güvenle ile- riyebakıyorlardı. öğretmenlervar güçlenyle bir devrimin öncülüğü- nü yapıyor, doktorlar özvenyle tra- homla, sıtmayla, veremle, frengıy- le savaşıyorlardı. Halkla tam bir dayanışma içındeydıler Turk halkı emperyalizme karşı savaş vermiş, bağımsızlığına ka- vuşmuş bir milletin kulluktan va- tandaşlığa yükselnıiş bireyleri ola- rak onurlu ve gururhı idı. Kürt, Türk, Arap aynmcılığı da yoktu o zaman Bırlıkte savaşmış ve yurt- laraıı bağımsızlığa kavuşturmuş- lardı. Türkiye CumhunyetTnın eşıt haklara sahip vatandaşları ıdiler Anlaşılır nedenlerle yavaş, ama ya- vaş da olsa güvenli (enıin) adım- larla muhaıazakârlıktan, dogma- lardan aydınlanmaya, aklın, bili- min, çağdaşhğın düııyasına doğru yol almakta idiler Çok partili dü- zene el koyııp demokrasıyı yozlaş- tıranlann ihanehne kadar Sanınm yaşlı Urfalılarkendılennı Şanlıur- fahdanayn tutmakla bunlan amaç- lıyorlardı. Yoksa itirazlan Urfa'nın fazlasıyla hak ettiği şanlı unvanına değildi elbette. Kolumu saDadım toplar oynadı Kara daş içinde çete kaynadı Yaşasın Urfalılar teslim olmadı Tılfindıı tcpcsindc tabya kuruldu Ermcnilcr Fransıza askcr yazddı Şebekede Fransıza mezar kazddı Yaşasın Urfalılarteslimolmadı [email protected] Ümit Kaftancıoğlu'nu Anış... Ümİt SARIASLAN Sanat Tanhçısı K öy Enstıtülerı'yle köyü ıçınden canlandır mak ışı çağdaş Prometelenn "gerçek"le savaşımıdır. Suyu clektnğc, bılgıyı bılınç aydınlığına çevirnıcde, uşzamanlı olarak uıstitu- ler, çağlann işini iki clin parmaklan sayısmca yı- la sıkıştınnışlardır Köy Enstıtülerı'nın cumhurı- yetın destansal atılımlannın başında yer alması boşuna değıldır 25 yıl once bugun (11 Nisan 1980) yitirdığımı/ Ümit Kaftancıoğlu da bu eııstitulerden Cilavuz Ana'ııın kucağıııda doğanlardandır. Enstıtünün ışı- ğı ve ısısıyla kuşanmış varlığı, kumanyas.ı arasına katılmış kıtapla ışıyan beynı ve bılıncıyle 1914 do- ğumludur. Babası koyluye toprak venleceğını duy- duğuiçiıı "nüfusakayıt" ettinr. 5 Nisan 1935.Ger- çek doğumu 17 Nisan olmalıdır!.. Dil ve düşün dağarunıza kattıklaııyla unutulnıaz olmayı hak etnıış bu değerinıizin yıtımine ne den- lı yansak azdır Kısacık yaşamına Köy linstıtülii yazar ve sanatçilar kuşağının seçkm bir temsılcı- sı olmasını sağlayacak kerte yapıt sığdırabılmiş bu insana yoncltilmiş kurşun, bugun daha ıyi algılı- yor ve kavrıyoruz ki cumhurıyete sıkıhıuştu. Köy Enstitülerı'nin kapatılmaları üzerinden yanm yüz- yıl, Kattancıoğlu'nıın öldürülmesınden çeyrek yüz- yıl sonra, toplumca ve topluca içinde bulunduğu- muz dunıma bakınca, bu yıtımın ayracı daha da açıhyor Acısı koygunlaşıyor Kaftancıoğlu, Cıla- vu? Koy Enstitusu 3. sınıf oğrcncısı ıken kıtap ve kitap okuıııa ıle ılgıli bir "soruşturma" yapılır. Okul kitaplığınııı okuma fişleri gözden geçirilir. O günkü adıyla Carip Tatar, bir öğretını yılında 33 kıtapla ıkıncı sırada yer alır Kıtabın ve kıtap okumanın hava gıbı su gıbı olmazsa olmaz oldu- ğu enstitude, elbet geleceğin yazarları, sanatçıları da filizlenecekti. Kendisi bu konuda şunlan soy- ler. "... Asü ctki aldığun yer Köy Enstitüsü olnıah. Orada dilimize çevrilmiş bütün dünya klasiklerini okudıım, kanştırdım. Yıllanm kitaplıkta geçti." Hetnen ardından ekler' "Türkçeöğremeııim Meh- nıet Dundar'm bcndc çok büyük etldsi vardır" (*) Başka lürlü olabilir miydi? Tüm yaygınlık ve ge- lişmesüıe karşın, yaymcılık ve kıtaptan beklenen, Köy Enstitülerı'nin bu alaııdakı etkısi ve yaygın- lık dÜ7eyıne ulaşamamıştır Köy Enstıtülen'nı ön- ce sulandınp, sonra kapatan kafa ve polıtıkalann bızi getırdığı yer, tek unıversıtesı dunyanın 500 unı- versitesi arasına giremeyen bir Turkiye'dir!.. Fay Kirby, Kemalist Tüıkiye'ıün kendinde so- mutlaştığını söyledıği bu eğıtım yuvalanndakı kı- tap okuma edımı ve kıtapla gelen aydınlık ıçın şunlan yazıyor:"... KöyEnstitüleri'nin,ögrencile- rini yüksek bir kültür düzeyi ile karşılaşarması vc onlan o duzeye çıkarması sonucu, çoksayıdayara- tıcı yazann ortaya çıkması kaçınılmazdı. Klasikle- riıı çevirilerini,cnstitüde olsunlar ya da olınasınlar, ortalanıa Köy Enstitüsü öğrcııcilcriıüıı okumala- rı, yoğun bir şekildc tarnşnıaları, güçlü bir okuma venitclikliIdtaplararamaaltşkanİığuuyerleştirmiş- tir. Enstitülerde yarancı yazuıa önem verilmesi ve öğrencilerinözendirilmesi,onlangüçlü bir yazınan- layışı ve eleştirisi düzeyine çıkarmış, yetenekli ya- zaıiaruıgclişmclcrinintcnıclinioluşturnıuştun''(* *) Kaftancıoğlu da ıçınden çıkıp geldığı köyü ve koyluyu daha gelışkın, daha yaşanası ve ınsan ye- teneklerini daha geliştirici bir yaşanıa eşik ve du- zeyine çıkarmak ıçın didindi durdu Yazılanyla, öy- kü ve romanlanyla I lalkbıhm araştırmalan ve radyo yapunlarıyla. Gunumuzde, bırakınız olum- lu, doğru ve güzel olana "çıkmak" isteııı ve edi- mını, pıyasanın ve pazann sunduguna "0^16^6 (!) bırbırimizle yanş edıyoruz. îstanbul'da kendisiyle ilk buluşmamızda beni, "edebiyat ünrversitem" dedığı Varlık'a götürme- sını, orada YaşarNabi ıle tanıştırmasım, sonra bır- likte "kültürümvvrsitenr dediği Cumhuriyet'te Sa- mi Karaören'in odasına çıkışımızı anımsıyorunı. C'ılavuz'dayakılan ateşle tutuşturduğıı meşale elın- de, çağdaş bir Promete gibi duruyordu. Bız o ada- mıyitirdik... (*) Uımt Kaftancıoğlu'yla konuşma Adıl OuUahahoğlu, Varlık, S. H73. llaziran 1980. (**)FayKirbv. Tiirkıve'deKövEnstilüleri, Güldikem Ya- vmları 2. Baskı. Ankara 2000 CUMHURİYETTEN OKURLARA İBRAHİM YILD1Z Gündem Yiiklii Trabzon'da üst üste yaşanan gerilimli saatler toplumun geldiği noktayı gösteriyor. BaştaCumhurbaşkanı, hükümet, siyasilervesivil toplum örgütlerinin uyansı, öncelıkle Mersin'deki Türk bayrağını yakma girışımı ardından toplumsal barış adına önem taşıyor. Geçen haftanın gündemine baktığımızdagerilimin üst noktalara taşındığını görüyoruz. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 'ılımlı Islam' uyansı, dikkat çeken ve üzerinde durulması gereken önemli konulardan biridır. Sezer, Türkiye'ye ısrarla model biçmek isteyen ülkelere karşı görüşünü net birdilleyineledi: "Türkiye mutlakörnekgösterilecekse, ancak, laikdemokratik ve hukuk devleti niteliğiyle örnek oluşturabilirlz. Yakın tarihe bakıldığında çevremızde geçiş dönemi örneği olarak 'ılımlı Islam' modeliyle sıkça öne çıkanlan kimi ülkelerin daha sonra kaçınılmaz bir biçimde radikal birdeğişikliğe uğrayarakköktendinci bir rejime dönüştüğü görülmüştür." Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu'nun islami holdingler konusundaki raporu dikkat çekiyor. Gittikçe güçlenen Yeşil Sermayenin yasaların boşluklarından yararlanarak binlerce mağdur yarattığını görüyoruz. Yine, Malatya Inönü Üniversitesi'nin düzenlediği, "Ülkemizde laik eğitim sistemiyle sosyal billm olarak din eğıtimı" kurultayına katılan bilim adamları, din eğitiminın tarıkatlara bırakılmasının getıreceğı sonuçlan masaya yatırarak çekincelerini dile getirdiler. • • • Cumhurbaşkanı Sezer'in ABD yönetiminden gelen eleştirilere karşın bu hafta Suriye'ye yapacağı resmi zıyaret, Irak ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler açısından büyük önem taşımaktadır. Ege konusundaTBMM Başkanı Bülent Arınç ıle AKP iktidarı arasında görüş farklılığı yine not edilmesi gereken önemli bir konudur. Hafta sonunda KKTC'de yapılacak cumhurbaş- kanlığı seçımı sonucunda oluşacak politika, Türkiye'yi yakından ilgılendırmektedır. Gündem ve gelişmelere bakıldığındaTürkıye'nin çok işinin olduğu ortaya çıkıyor... • • • 'Sovyet Belgelerinde Emperyalizm ve Ermeni Sorunu' yazı dızısıne yarın başlıyoruz. Doğu Perinçek'ın kaleme aldığı ınceleme, bırçok tartışmaya açıklık getirmesi açısından önemlidir. Konuyla ilgili olarak nisan ayı içerisinde başka yazı ve araştırmalara da yer vereceğiz. • • • llhan Selçuk başkanlığındaki Yenigün AŞ'nin murahhas azalığına Ertin Akgüç getırildi. Birçok şirketin üst duzey yönetıcılığınde bulunan Akgüç'e, Cumhuriyet ailesine katılımından dolayı hoş geldin diyoruz. Iyi haftalar... , Doğal ahşap, doğal tasarım! Ozel tasarımıyla nostaljı ruzgarlan estıren Francesca koltuk takımı ve kanepelerı doğal ahşap yapısı ıle dikkat çekiyor Ürünün her parçası yatak ve sandık olarak da kullanılabilen Francesca koltuk takımının bu özelliklerine tek hareketle ulaşılabiliyor. Yatak konumunda, yay sistemi ekstra rahatük sağlıyor. Francesca koltuk takımını, fonksiyonel sehpa tamamlıyor. Francesca kanepe ve koltuk takımına, çok ozel kampanya şartlanyla sahıp olabılırsmız ıııııııFOTOSRAFTA YER ALAH SEHPA AKSESUAR AMAÇLI KULLANII.MISTIR Değiştirmeye buyrun! 248,Yatak, masa ya da koltuk... Eskı mobılyanızı evınızden alalım. Yeni Istikbalinizi evinize teslim edelim. YTL'YEVARANİNDİRİMLE BtLıHIİLtN İNDİRİM MİKIARI, LISTTE GflRÜLEN FRANCESCA MAKSİ OTURMA GRUBUNA AİTTİR mammum İSTİKBALDEN PEŞİN FİYATINA VADE FARKSIZ MAXIMUM KARTA PEŞİN FİYATINA VADE FARKSIZ 12 TAKSİT JLVK8Ü istikbaı O Boydak IIPLJHHH33HH I I C â lwww.lstlkbal.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear