02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 NİSAN 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA £ v U -Li 1 U MX kultur(« cumhuriyet.com.tr 15 'Mayakovski' Maya Sahnesi'nde • Kiiltür Servisi - Kahramanlar Soytarılar Tiyatrosu, Rus şair Vladımır Mayakovskı'nin 'Trajedi' (1913), 'Pantolonlu Bulut'(1915), 'Omurganın Flütü' (1915), 1nsan'(19l6) adlı şıirlennden oluşan 'Mayakovski' adlı oyunu bugün saat 20 3O'da Maya Sahnesi'nde ılk kez sahneleyecek. 14 Nisan'a kadar sergılenecek olan tek kişilik oyunda vıyolonsel sanatçısı Mine Rrol'un müzığı eşhğınde Aşkın Şenol rol alacak. Mayakovskı'nin yırmılı yaşlarındaki arayışını anlatan oyıınun dekoru Türker Işçi'yc (Smıth), fotoğrafları Alexander Rodchenko, Bekır Köşker'e ait. (0 212 252 74 52) Emre Erdem'e ödiil • Kültür Servisi - Tıyatro eleştırmeni, dıamaturg Emre Erdem 10. Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödüllerı'nde ılk kez verilccek olan Genç Kuşak Iıyatro Özel Ödülü'ne layık gorüldü 1T1-UNESCO (Uluslararası Tıyatro Enstıtüsü) TEC (Tıyalro Eğitim Komıtesı) dünya yönetım kurulu üyesi olan Emre brdenı geçen ay ülkemızde TEV (Turk Eğitim Vakfı) ıle ortaklaşa olarak kulturler arası etkıleşım programı düzenlendi. Program kapsamında Yunanistan ITI-Dunya Tıyatro Yazarları Birliği Başkanı Dr. Lıa Karavıa ve Japon nıodern dansçı Doç. Dr. Yoko Odagın'nın çalışmalarından oluşan bir seçkı sunuldu. Uluslararası Genç Tiyatro Uygulamacılar Komitesi yonctim kurulunda da görev alan Emre Erdem, UNICEF Turkıye Mıllı Komitesi'nin ilk kez gerçekleşecek olan Türkıye 2005 galasının mımarlanndan bırı. Yoshitaro Nomura'ya veda • LONDRA (BBC) - Japon fılm yönetmeni Yoshitaro Nomura, Tokyo'da 85 yaşında öldü. 1974 tarihli gcrılım "C'astle of Sand'Mc ün kazanan yonetmen, 22 yaşında sinema dünyasına adım attı İlk yönetmenlık denemesi "Hato/Güvercin"ın (1953) ardından, aralıksız çahşmalarım sürdürdü. "Castle of Sand"le, eleştırmenlerce en lyi Japon yonetmenler arasına sokulan Yomura, öncü bir kara fılmcı sayılıyor. Sanat yaşamı süresince, samuray dramaları ve müzıkaller de yöneten Yomura, aralarında Agatha Christie romanlannın da olduğu edebiyat uyarlamalarında da başarısını sürdürdü. ISTANBUL FÎLM FESTÎVALİ • EMEK'tc 10 OO'da 'Bayram Günü', 12.30'da 'Üvey Kardeşim Frankcştayn', 16.00'da 'Gilles'in Karısı', 19.00'da 'Hotel Rwanda', 21.30'da 'Evin Analıtarları' (0 212 293 84 39) • ATLAS'ta 10 OO'da 'Sudaki Bıçak', 12.30'da 'Sürgündekiler', 16.00'da 'Karşı Daire', 19 OO'da 'Eros', 21.30'da 'Yağma Anıları: Toplumsal Soykırım'. (0 212 252 85 76) • StNEPOP'ta 12 30da 'Körü Körünc', 16.00'da 'Küçük Cennet', 19.00'da 'Hayatımın Şarkısı', 21.30'da 'Davetsiz'. (0 212 25111 76) • BEYOĞLU SÎNEMASI'nda 12.30'da 'Savaş Alanı', 16.00'da 'Napola', 19.00'da '5. Kat', 21.30'da 'Türev'. (0212 251 32 40) • REXX'te 19.00'da 'Bazı Çocuklar', 21.30'da 'Ördek Mevsimi'. (0 216 336 0112) KÜLTÜR • SANAT HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDIIN ANDAÇ Faulkner'ı okumalı önce'Dost' dergisinde olmalıydı. Faulkner'la ya- pılmış bir konuşmayı okumuştum yıllar önce. Taşranııı artık u/erimc geldığı günlerdı. Kapıla- rımı zorluyor, bir an once oradan gıtmek/uçmak istiyordum . Her iyı şey yenı bir keşif, bağlan- madır... Faulkner'ın o söyleşıdeki sözlerinin ar- dından giderek bırçok şeye ulaşabildim. Ama bi- raz daha beklemek gerektı. Çünkü ilk adımda, Kemal Atalay Kıtabevı 'nde karşıma çıkan yalnız- ca Talat S. Halman'ın hazırladığı, Varlık Yayın- lan'nca yayımlanan "William Faulkner" kıta- bıydı. Bazı yazarlara kavuş.abılmek ıçın beklemek gerektı. Öyle de yaptım Adtnı, yazdıklarını def- terımin biı köşe.sine kaydedıp bekledım. Yazarları n ya/dıklan kadar, onlar üzerine ya- zılanlar da ilgımı çekıyordu. Çünkü orada yazıp kurduklan dünyanın seyrıni anlatan bılgiler var- dı Onlan o kıyıya getiren serüvenleri tutkuyla okurdum. Halman'ın kitabı şoyle başlıyordu- "Bu kitabın tenıel amacı, ünlii Amerikan ya- zarı \Villiam Faulkner'm (1897-1962) kişiliği- ni vc sanatını en belirli ve değerü yönleriyle Türk okurlarına sıınmaktır." Faulkner'ı tamma yolculuğumun bir başka rastlaşması ıse' Yeni Dergi'dedir. Dergının ücak 1966 sayısını Beyazıt'taki sahaflardan edınmeme neden olan, kapaktakı şıı ımlenıeydı. "Malcolm Covvley'nin İncelcmesi: William Faulkner'a Giriş" Memet Fuat'ın dergidckı şu küçük no- tu ıse yetmişti bana: "Bu sayının ana yazısı'Wil- lianı Faulkner'a Gınş' ünlii eleştirmen Malcolm Cowlcy'nin 'Portable Faulkneı' adlı antolojiye yazdığı önsözdür. Remzi Kitabevi'nin şıı gün- İerde yayınılamı^ olduğu' Ses ve Otke'ye okur- laı ımı/ııı ilgisini çekmek amacıyla yay ımlıyo- ruz." İyı bır edebiyat dergisinin/yonetmenının yol gösteıiciliği de boyle olmalıydı, bence! çevrilmesl güç bir yazar... Okuma tutkusunun alıp götürdüğü kıyıda, kendi okuma yordamımı bıı tür sınırdan geçire- bileceğım yazarla yüz yüze gelebileceğimın ılk ışaretlennı Halman vcımişti yıllar once Çevrıl- mesı güç bır yazarla baş başa olmanın oğretıcı ya- nı var ülagelen okuma/anlama bıçımınızı, yor- danısal bakışınızı bir yana bırakıp onu anlamak ıçm yeni biı yol arayışına yönelırsınız ısteı ıste- mez. tşte bu noktada eleştın/ınceleme/araştırma metinleri yardımınıza koşar Onlann açtıkları ka- pı, gosterdıklen yerden yazarın anlatı dünyasına adım atarsanız, anlanıa/yorumlamada bırçok guçluğu de çdzersınız Bu anlamda, Faulkner'm şu sozune bır yanıyla katılmamak mumkun de- gil- "Eleştirmenleri yazar olıııak isteyenler okur, yazmak isteyenlerin buna vakti yoktıır. Eleştirmenin işlevi saııatçıııııı kendisine yöne- lik dcğildir." Biı yazardan (ustadan) el almak tutkusuduı, sızı onu anlamaya, yazdıklannı kav- ramaya yöncltcn. O yolda yan okunıalar, başka OKUMA ÖNERILERI * yVilliam Faulkner: Ağustos Işığı, 1990; Döşeğimde Ölürken, 2002; Ayı, 1991, Çevınler Murat Belge, lletişım Yay.; Kurtar Halkımı Musa, Çev.. Necla Aytür, 2002, 309 s , Abşalom, Abşalom!, Çev.. AslıBiçen, 2000, 315 s.; Köy, Çev.. Deniz llgaz, 2004, 384 s ; Ses ve Öjke, Rasih Güran, 2004, 294 s . OAkşam Güneşi, Çev. Hamdi Koç, 1993, 105s., Yapı Kredı Yay; Sartoris, Çev.. Gülten Yener, 1985, Can Yay., 379 s., KutsalSığınak, Çev Ender Giirol, 1991, Çem Yay., 197 s ; Duman, Çev.. Talat S. Halman, 1990, Can Yay, lM)s , DoktorMartino, Çev; BilgeKarasu, 1956, Yenılık Yay, 78 s., Kırmm Yapraklar, Çev Ülkü Tamer, 1959, Ataç Kıtabevı, 69 s BELLEK KUTUSU "lyi bir yazar asla bir kuruma dahil olamaz. Bir feyler yazmakla fazla meşguldür o. Birinci sınıf bir yazar değilse kendisini zamamm yok, ekonomik özgürlüğüm yok diye kandırıyordur. lyi sanat hırsızlar, içki kaçakçüarı ya da at hırsızları arasından da çıkabilir. Insanlar katlanabilecekleri zorluk ve fakirliğin mikturını keşfedemeyecek kadar korkaktırlar gerçekte. Ne kadar dayamklı olduklarım keşfetmekten korkarlar. Hiçbir şey iyi biryazarı yok edemez* lyi biryazurı alt edebilecek tek şey ölümdür. lyi yazarın basarıyaya da zengin olmaya aldıracak zamunı da yoktur." IVılliam Faulkner sözler nasıl yadsınabilir ki... Faulkner, bır yazar ıçın, bır başına okul olabilccek bır anlatı ustası- dır. Öğretici, gdsterici, yonlendıncı, kavratıcı... 'Kitap-lık' dergısinın Nısan 2005 sayısmda yayımlanan bir soyleşısını ("İyi ronıancı ahlak dışı biridir", Jean Stein Vanden Heuvel) okuı- ken; yıllar once karşılaştığım o ılk sözlerinı anım- sadım bır an Yenı bır yazar adayına öylesine çok sozu olan bın kı Sorulan sorulara verdiğı her bır yanıt bınkımın/deneyımin aktarımını gosterıyor Edebıyatm usta-çırak ilişkisiyle oğrcnılebıle- ceğının bır gösteıgesidir Faulkner Çıınku o da bu yoldan geçmiştir. Dilersenız done döne oku- duğıı yazarlara, yapıtlara bır goz atalını: Eski Ahit, Dickens, Conrad, Cervantes, (Don Qu- ixotc), Flaubert, Balzac, Dostoyevski, Tolstoy, Shakespeare, Çehov, Mclvillc, Marlowe, Campion, Jonson, Herrick, Donne, Keats, Shelley... Hayata yazının Içinden bakabllme Faulkner'ın yazar olarak duruşu, hayata bakı- şı, yazıdan/yazarlıktan ne anladığı, ımlediğim sdyleşide öylesine açıklıkla dıle gelıyor ki, yaza- nnı çağımızın çağdaşı kılan düşüncelerini döne done okıımak kaçınılmaz geliyor bana Faulkner'ın roman coğrafyasına/yurduna (Mississipi/Yonapatavvpha) dondugumuzde yü- zıimüzü, okyanusun otesindeki kara parçasında yaşayan insanlaıın en lcmcl/trajık sorunlannın ustalıklı biçimde dile getınldığını gözlenz. Bugün, Halman'ın 1963'tesözünüettıği, "Fa- ulkner'ın en iinemli üç döıt ronıanıııdaıı hiç- biri dilimize çevrilnıiş dcğildir: Ses ve Gazap, Abşalom Abşalom!, Döşeğimde ölürken, Ağustos Aydınlığı ülkemize hâlâ sunulmadı," gerçeklığın ustesındengeldığııııızi söylemeliyim Rasih Güran, Necla Aytür, Murat Belge, En- der Gürol, Talat S. Halman, Deniz llgaz, Aslı Biçen, Hamdi Koç birer Faulkner çevırmenı ola- rak günümüz edebiyat ortamına usta bır yazarın bınkimini sunmuşlardır Bugünün edebiyat okuru, yazarı önce Faulk- ner'ı okuma yordamını edınmelı... Hayata yazı- nın içinden bakabılmenın neler sağlayabileceği- ni de orada gorecektır emınım. Faulkner, sundu- ğu dünyada hem ınsanın serüveninı hem de ro- manın bır yuzyıl boyıı aldığı yolun anlammı gos- termektedır iyı edebıyatm, iyi yazarın neden "•güncel"ın, popülerlığin ötesinde biryerde dur- duğunu anlayabılmek için de once Paulkner'ı okumalı derim. 7. Selanik Uluslararası Belgesel Film Festivali kapsamında bu yıl 125 belgesel izleyiciyle buluşuyor Ozgünlüğün etkileyicigücü... |0212| 2*3 !• 71 Oj'un "fl atölyesi www.nyıınatolyesi.f:rjııi Krı 14/15 Nlsjn 20.30 Ctmtt karlıyla rozprvasynn yapıl 16 NİSin 16.00 - 20.30 ilanlarınız İçin (0212)293 89 78 perareklam@perareklam com tr perareklam@superonlıne com www perareklam.com.tr Çeviren Haluk Bilginer Şebnem Sönmez-Mtuat Tafkent Fadlk AtasoyZeynsp Oülmea OSkçar Otnç-Özbak Yıldız Emıah Kolokısa-Tekin Temel murat ld$kmU 17 Nlsan 16 00 azrail'in gözyaşları Yöıvten KemalAydoğan EFES PUsen E F E S Pilsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. yarın GitarKonseri >MigueiTrapaga 1967 yılında Isipıirıya'cfeı doı'ıan sanatçı, Santander'de Ataııflo Argnntn VH Madıid'de The Real Conservatorlo Superlor de Mıısiı;a konsGrvatuvarlaıında efıltlrh görınüştür. Avrııpn, Orta ve GüneyAıiıeııko,"/"•*" a o n "" "•"^*'^ Möksikâ Kukıılkan Gitar Feslivali'nds gitar vvorkshop'ları düzenlemiştir. Î AKSM'de a 20.00 10,00. YTL II J I 5,00. YTL AKBANK Merku/lrnl; Pd^rtesl ve Salı liarlç > ü l«tit-r Akljdiık Kııltur M f ™ " ttkınllkl(rıngti(;tkl(^ lcrogı pııua» i{tlo(il<ırd ıılretıllıns k l^lrı ıJıivrtlyr vpya SUNAR bılMlcnn ötıceden dlınr IP<, olıııai AKBANK KULTURİ SANATI HERKEZİ " ASLI SELÇUK SELANİK-'VSosyal değişimler, nıedyanın hegcnıonyası, kürcselleşme gibi 21. yüzyılın başlangıcını duyu- ran öğeler, dijital teknolojideki hızlı gelişmeler, tanımlann ve bilgilerin çı- kış yollaıını açıkça köreltti. Hepimiz biliyoruz ki yetenekli bir yonetmen, iyi bir öykii ve bir dijital kanıera ile ilginç bir çalışma yaratabilir. Ciinii- nıiizde belgeseller artık yasak bölge- de bulunmaktan kurtııldular; tanı tersine dağıtım açısından büyük bir açılım kazandılar, gün geçtikçe de bu potansiycl artıyor. Televizyonlar artık belgcsclleri birer zaman doldurma, boşlukları kapatnıa aracı gibi gör- mekten vazgeçti, artık onlan i/.leyici- leıin bilgilenmesinde alternatif, ol- gun seçenekler olarak algılamaya başladı. Selanik Belgesel Festivali gü- niimüz dünyasım olabildiğince yansı- tan bir kültürcl etkinliğe dönüştü" dıyen, '21. Yüzyılın Görüntüleri'nı sunan 7 Selanik Uluslararası Belgesel Fılm Festıvalı'nın ızlence yöneticisi Di- mitri Eipides, festivalin bu yılkı 125 filmlik scçkisıyle yııkandakı sözlerinı doğruluyor Kadınlar kadınları artlatıyor Belgeseller toplumlar ıçın ıtıcı, yön- lendıncı bır güç olmalı, sorunlara ışık tııtnıalı, çeşitliliği savunmalı ve süreklı gelişimin koşullannı sağlamah. Sosyal olgularm tartışıldığı "Dünyaya Bakış- lar"da özellikle kadın yonetmenler hemcınslennın çıkmazlarını, umutları- nı ve umutsuzluklarını, gelecek düşle- rinı çarpıcı bır anlatımla sunuyorlar. "92 Sq. M. Russia: A 'Kommunalka' in St. Petersburg"da (Eva Gerber- ding, Andrea Schramm/Almanya, 2003) Saınt Petersburg'da aynı daıreyı, mutfağı ve tuvalctı paylaşan döıt kadı- nın çok zor koşullarda yaşamalarına karşın iyimserliklennı, espn anlayışla- • Sosyal olgııların tartışıldığı Selanik Uluslararası Belgesel Film Festivali'nin "Dünyaya Bakışlar" bölümünde özellikle kadın yonetmenler hemcinslerinin çıkmazlarını, umutlarını ve umutsuzluklarını, gelecek düşlerini çarpıcı bir anlatımla sunuyorlar. rını, gülümsemelerıni yitiınıemelerinı hüzünlc izliyoru7 Bskı ve yenı rejımı tartışıyorlar, kıvı, kayısı yemeyı özlü- yorlar, bır parça dondurma ya da gramo- fonla "Marina" şarkısını dmlemek on- lan mutlıı etmeye yetiyor. En büyuk oz- lemleriyse bir gıın hepsının bağımsız birer evı olması. "Tales frotn the Insi- de"da (Guadalupe Miranda/Mcksı- ka, 2004) Puente Grande lutukevı'nde- kı kadın mahkûmlar yaşama dört elle sarıhnalarını, dusj kınklıklannı, duygu- sal deneyımlennı ıçtenlıkle aktarıyor- lar. "Prostitution Behind the Veil"de (Nahid Persson/Danımarka 2004) 1982'de Iran'dan kaçan yonetmen N Pers.son, fahışelık ve uyuşturucununya sak olduğu lran'da gerçekleıle yasakla- rın karşıtlığını vurguluyor Kuçük ço- cuklarını bazen evde bırakarak, bazen de yanlarına alarak müşten arayan Mı- na ve Fanba toplumlanndakı ıki yuzlu- lüğü, çıfte standardı dile getırıyorlar; yoksul, duşmuş kadınlanntoplumca na- sıl dışlandıklarını irdeliyorlar "Portreler: Jnsan Yolculuklarr 1 bolumunde gösterılen "Georgi and the Butterflies" (Andrey Paunov/Bulga- nstan, 2004) ıyımserpsıkıyatr, nörolog, yönetıcı, amatör ahçı, emprezaryo Dr üeoıgi Lulchcr'in duşlerıyle ve yaptık- lanyla ılgılı sıcak, hüzünlü, duygu do- lıı bır çalışma. "EliasPetropoulos: An Underground World" (Kalliopi Le- gaki/Yıınanıstan, 2004) Albaylar Cun- tası döneminde yurdunu bırakıp Pans'e yerleşen, kendını halk edebıyatçısı ve yeraltıcı olarak niteleyen sanatçınuı (1928-2003) sıradışı portresi. 1970'le- re dek hıçbır yazarın ılgılenmediği, hor gördüğü rebetler hakkında bir kitap ya- zınca (Rebet Şarkılan) 5 yıla mahkûm edilır, solcu olduğu ıçın iş bulama/, Türklere barbar diyen Yunan tanh kıtap- lanna kızıp üç yıl Türkolojı okur, çağ- daş Yunan toplumunun Osmanlı tmpa- ralorluğu'ndan etkılendığını söyleyince de tüm şımşekleri üzeı ine çeker. "Habitat" bolumunde gösterılen "Shipbreakers" (Michael Kot/ Kana- da, 2004) ızleyıcıyı dünyanın en büyuk gemı parçalama istasyonunun bulundu- ğu, kn-k bin göçmen ışçının yaşayıp ça- lıştığı, Hindıstan'dakı Alang'a götürü- yor. "Carpatia" (Andrzej Kilamtul- rich Ridzevski/Almanya - Avusturya, 2004) Romanya'nın Transılvanya böl- gesindeki Karpat dağlık bölgesme şur- sel, pastoral bıryolculuk. Halkların ge- lenek ve görenekleıini ustaca sergıle- yen bır başka belgeselcı de "Cinima V^rite"nin (Gerçek Sinema) yaratıcısı Kanadalı Pierre Perrault. Usta göz- lemcı, Kanada'dakı yitip gitmış tüm es- kı geleneklerı gerçek, bire bir anlatım- la bızlere sunuyor. 'Cöçmenllk ve insan Hakları' Dunya nürusunun yüzde 2.9'unun göçmen olduğu, bu sayının 2050'de yüzde 5.8'eulaşacağı ongorulen "Göç- menlik ve tıısan Hakları" konferan- sında kulturel anlaşmazlıklara, ırkçılığa, demokratık değerlere, sığınma kampla- nna, sosyal ve politik haklara, ekono- mik modellere değinildı. Bu yıl etkın- lik 120'si yabancı olmak üzere 400 ko- nuğu agırlıyor Sinema bıletlen 4 Euro rutannda, 125 belgeseli ise 30 Euro kar- şılığında ızleyebiliyorsunuz. îlk ikı se- ans öğrencilere ücretsiz Selanık'tekı bu önemli festivali ızleyenler arasında et- kili bir topluluğu da Selanik Üniversi- tesı'nın öğrencıleri oluşturuyor. Bu üni- versıte, aynca etkinliğe genç, dıkkatlı ve meraklı bir izleyicı kıtlesı kazandırıyor. -L
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear