25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 MART 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA J\_ U IJ J_ \j ğ\ kultur(ctcunnhuriyet.com.tr 15 Clint Eastwood'un, 4 dalda Oscar kazanan 'Milyonluk Bebek' adlı son filmi ikinci haftasında Babalar ve kızlan... Beş gün önce, yıllardır (tıpkı vak- tiyle 'Akademi'nin Spielberg'e yaptığı gibi) aday gösterilip hep hüsrana uğrayan Marty'nin (Mar- tin Scorsese) bu kez çok iddıalı (hem de 11 dalda) Havacı'sının ha- vasıtıı söndürerek en iyi film ödü- lü başta olmak üzere en iyi yönet- men (Clint Eastwood), kadın oyuncu (Hilary Swank) ve yardım- cı erkek oyuncu (Morgan Fre- enıan) Oscar'larına layık görülen Milyonluk Bebek, ilk bakışta aynı formülün uygulandığı, Rocky'nin kadın versiyonu gibi, gösterişli, al- benilı bir spor-boks filmi ızlenimi veriyor, aüşılmış tarafından. Çağlar boyunca kan, şıddet, vahşet seyret- meye bayılan insanoğlunun en çok ilgı gösterdiği sporlardan olan boksta nicedir kadınlar da ringe çı- kıyor artık, malum. Çünkü tıpkı bizdekı kadın voleybol maçlarının çokça (erkek) seyirci toplaması gi- bi, ABD'de de bir şekilde işin içine kadın bacağının karıştı(rıldı)ğı spor gösterileri hep rağbettedir öteden beri. Baba kız yakınlığı Yarım yüzyıllık oyunculuk kari- yerinde sert, bıçkın ve maço kovboy ya da hem yargıçlığa, hem de cel- latlığa soyunan, dediğim dedikçi 'kirli' polis rolleri adeta üstüne ya- pışmış ama 'Play Misty For Me'den (1971) 'Mystic River'a (2003) ve şimdilik sonuncu (25.) filmi 'Milyonluk Bebek'e kadar uzanan, yaklaşık 35 yıllık yönet- menlik yaşamındaysa umulmadık şekilde gelişme gösterip aşamalar kaydetmiş Clint Eastvvood (eleştir- menler kraliçesi Pauline Kael'i de birazcık morartarak) çağdaş Ame- rikan sinemasının en önemli kişilik- lerinden birine dönüştü günümüz- de. Gong arasında boksörün yara- larını tedavi eden bir 'köşeci' ola- rak yıllarca rınglerin havasını solu- muş ve yaşadıklarını yazmış F.X.Toole'un bir hikâyesinden uyarlanmış ve ilk kez senaristlığe girişen Paul Haggis'in imzasını ta- şıyan bir senaryodan çekilmiş 'Mil- yonluk Bebek'te Eastwood, 13 yıl öncesinde ona ilk Oscar zevkini tat- Million Dollar Baby/ Yönetmen, müzik: Clint Eastvvood / Senaryo: Paul Haggis / Kamera: TomStern/Montaj: Joel Cox / Oyuncular: Clint Eastvvood, Hilary Svvank, Morgan Freeman, Jay Baruchel, Margo Martindale, Mike Colter, Lucia Rijker, Brian O'Bryne / ABD 2004 (Özen Film-Umut Sanat) .lasik, yalın anlatımı, sağlam dramatik yapısı, başarılı oyunculuklarla perdeye yansımış kanlı canlı, etkileyici karakterleri, Oscar'a aday gösterilmiş görüntüleri ve montajıyla, bir "Affedilmeyen" olamasa da kuşkusuz kaçırılmayacak bir film "Milyonluk Bebek", beylik deyişle. tıran unutulmaz western başyapıtı 'Unforgiven'daki rol arkadaşı olan ve bu kez de Frankie'nin boksör emeklısi, bıricik dostu Scrap'ı oy- nayan Morgan Freeman'la yeni- den bir arada. Los Angeles'ta keş- fedilmeyi bekleyen genç boksörle- rin antrenman yaptığı, salaş bir spor salonu işleten, kızından kopmuş, mutsuz, hayat yorgunu, yaşlı, küs- kün, bezgın ve yalnız boks antrenö- rü Frankie'nin (C. Eastvvood), yıl- lar öncesinde, menajerliğini üstlen- diği Scrap'ın (M. Freeman) feci da- yak yediği ama bir türlü havlu ata- rak durduramadığı son maçında, bir gözünü kaybetmesinden duyduğu vicdan azabı, her karede belirgin. Yazdığı mektupları açmadan gerı gönderen kızıyla neden kopup ya- bancılaşlığı da hiç açıklanmayan filmde, papazıyla sürekli papaz ol- duğu bir kiliseye devam eden, ınançsız dinozor Irlandalı katolik Frankıe'yle, bir köşesinde yatıp kalktığı salonu silip süpüren, bok- sör eskisı, sakat arkadaşı Scrap ıki- lisi, bir yastıkta kocamaya kararlı, hep birbirlerını kollayan, yılları de- virmiş, huysuzdan çok mızmız sı- fatına uyan ve cinsellıği çoktan ra- fa kaldırmış, kocamış bir çiftı andı- nyor yer yer. Sürdürdüğü yoksun ve yoksul yaşamını boks aracılığıy- la değiştirip zirveye çıkmaya ve şampiyon olmaya kararlı, hırslı, 2O'lı yaşlarını yeni bıtırmiş, gözü- kara bulaşıkçı ve garson parçası Maggie (Hilary Swank'ın kaderin- de erkeğimsi rollerde başarılı ol- mak yazılmış besbelli, 'Erkekler Ağlanıaz'dan 6 yıl sonra yine erke- ğimsi bir rolle en iyi kadın oyuncu Oscar'ını 2. kez kazanması da doğ- rusu tam bir sürprizdı), dırekt ola- rak Frankie'den kendısıni çalıştır- masını istiyor. Ilkin reddettiği Mag- gie, azmi ve mücadele gücüyle et- kilediği Frankıe'ye yeniden yaşa- ma sevincini hissettıriyor ve gide- rek yeşeren, sevgi dolu bir baba kız yakınlığı bazı dokunaklı sahnelere yansıyor. Kızıyla kopmuş bir baba olan Frankie'yle babasının terk et- tiği Maggie ilişkisının yer yer bey- lik Hollywood standartlarını aşan bir derinliğe eriştiğı filmde boks sa- dece bu acılı, sorunlu 'yalnız'ları bıraraya getıren bir araç. Karavanda yaşayan 100 kiloluk annesine ve sorunlu ailesine bak- mak ıçin boksu bir kurtuluş yolu olarak gören, eğitimsız ama ba- şarmaya azmetmiş Maggie'nin nasıl yumruk atması gerektiğini öğrendiği Frankie'nin kanatları altında, rakiplerini 1. rauntta na- kavt ederek peş peşe kazandığı maçlarla adım adım zirveye yük- selişi, kalleşçe, pis dövüşen şam- piyon Billıe'yle (Lucia Rijker) yaptığı unvan maçını tam da ka- zanırken ansızın duruyor. "Bir tanesi" Maggie'nin yatağa mah- kûm olduğu yenı, felçlı yaşamına son vermek isteğıni "makineyi kapatarak" yerine getıren Fran- kie'nin hayalet gibi ortadan kay- bolduğu kederli finalde, başından beri filmi bize aktaran Scrap'in, kızı Catie'ye babası Frankie'yi anlattığını fark ediyoruz son ka- rede belli belirsız. Sıra dışı bir boks fllml En lyı Yabancı Film Oscar'ıyla taçlandırılan Alejandro Anıena- bar'ın "İçimdeki Deniz"ınde dala- ğını yardığı ötanazı temasını da ıçe- ren "Milyonluk Bebek" bokstan hazzetmesenız de ılgısız kahnama- yacak cınsten sıra dışı bir boks fil- minin ötesıne geçen, nngdekı bir ba- balar ve kızları çeşitlemesı, hüzün- lü, buruk bir baba-kız sevgısi hikâ- yesi. Sonuçta klasik, yalın anlatımı, sağlam dramatik yapısı, başarılı oyunculuklarla perdeye yansımış kanlı canlı, etkileyici karakterlen, Oscar'a aday gösterilmiş görüntüle- ri ve montajıyla, bir "Affedilme- yen" olamasa da kuşkusuz kaçırıl- mayacak bir film "Milyonluk Be- bek", beylik deyişle. Artık olgun- luk dönemindeki 75'lik Eastwo- od'un "bilgece bir tavır'Ma seyirci- ye sıkı yumruklar atarak yenı arayış- lara yönelişınin bir ürünü. Kim de- rdi ki dünün sert, maço kovboyu yaşlandıkça kadına da yer veren, ağızda acı kekre bir tat bırakan, ala- bıldiğıne insancıl, böylesi duygulu ve hüzünlü fılmler yapacak! İZLEYİCİ CÖZÜYLE. ERDAL ATABEK Şarabın tadına varmak... 'Sideways\ orta yaşlı iki erkeğin ya- şamlarına bakmalarının öyküsü. Miles ile Jack iki dost. Miles öğretmenlik ya- pıyor, aynı zamanda da kitap yazıyor a- ma henüz bastırma olanağı bulamamış. Gene de kendini yazar olarak duyumsu- yor, yakın çevresi de artık onu yazar ola- rak kabul ediyor. lçe kapanık, duyarlı, çekingen, kötümser. Arkadaşı Jack, onun tersıne, dışadönük, çabuk ilişki kurabi- len, iyimser mizaçlı. Jack aktör, diziler- de rol almış, reklam filmleri çekiyor. Bır- likte geziye çıkıyorlar. Jack bir hafta son- ra evlenecek, bu süre içınde şarap bağla- rını gezecekler, şarap tadımları yapacak- lar, bir anlamda 'bekârlık haftasfnı renklendirecekler. Miles, şarap kültürü- nün inceliklerini bılen birısi. Gıttikleri yerler de bu kültürün tanınmış yerleri. Buradaki 'şarap tadımcıları 1 işini bilen kişiler, 'şarap garsonları' dameraklıla- rına kaliteli hizmet verecek kadar işin uz- manları. İki arkadaşın öyküsü Jack, bu haftayı kadınlarla paylaşmak istiyor, arkadaşının içe kapanıklılığını da aşmasına çalışıyor. Ama Miles, iki yıl önce ayrıldığı Victoria'yı unutmamıştır, bu ayrılığı sindirememıştir, bu nedenle de yeni bir ilişki kuramamaktadır. Miles ıçin yaşam başarısızlıklar demektir. Bu gezide onu yıkan iki lıaber daha alır; Vıc- toria yeniden evlenmiştir, Jack'in düğü- nüne gelecektir, kitabının basılması da kabul edilmemiştir. Miles, kendini 'kay- bedenler' listesine koyar ve Jack'in ça- balarını boşa çıkarır. Ama Jack çabuk havlu atanlardan değildir ve ihtiraslı bir şarap tadımcısı olan Stephanıe ıle ilişki- yı kurmuştur bile. Şarap garsonu Maya da Miles ile yakınlaşmayı istemekte mi- dir acaba? Jack ataklarıyla, Miles çekingenlikle- Miles (Paul Ciamatti) ile Maya (Virginia Madsen) filmin bir sahnesinde. riyle kendi geçmişleri ve gelecekleriyle karşılaşırlarken olaylar da kendi seyrin- de gelişmektedir. Jack, kendisini yaşlan- dıran yıllar geçmişteki armağanlarını ge- ri alırken yaşamın keyfini çıkarmaya ka- rarlıdır. Miles için zaman boşuna mı geç- mektedir? Yeniden evlenmeyi denemesı gereklı değil midir? Yeni bir kitap dene- se nasıl olur? Ortak zevkleri olan şarap da öyle değil midir? Şarabın hayatı vardır. Şarap geçmişin- den gelen nıce acıları, nice hazları ken- dısinde toplamıştır. Üzüm olarak bağlar- da olgunlaşırken sert rüzgârlara göğüs germış, nice yağmurlar üzerınden geçip gıtmiştir. Ama o üzümler bu çilelerin hepsini kendi tadına katmış, sularının lez- zetini böyle oluşturmuştur. Şarap da şı- şenin mantarı çıktıktan sonra biraz hava- landırılmak istemektedır. Aroması, o özel tadı yukarlara çıkmalı, kadehin içinden kenarlara doğru süzülmelidir. Ancak bü- tün bunlan bilen bir damak, o şarabın ta- dına varacaktır. şaraplar ve insanlar Şaraplarla insanlar arasında nasıl da ya- kın bir bağ vardır. Sideways, güzel görüntüler arasında ge- çen tatlı bir film. lzleyici şarabın da tadı- na varıyor. Bu arada, olgunlaşan şaraplar gıbı ınsan olgunluğunun da çeşitli yönle- nni görüyor. Acılar, tatlar, paylaşılanlar, paylaşılamayanlar, tazelenen dostluklar, kuruyan ilişkiler. Yaşam, bağlann arasın- dan süzülen bir ırmak gibi geçip giderken üzümler olgunlaşıyor ve şarabın tadını ve- rıyorlar. Sade bir filmin insancıl sorunlara böyle keyıfle bakması sinemada çok sık rastlanan bir çalışma değil Beş dalda Oscar'a aday olup en iyi uyarlama senaryo dalında Os- car almış. Görülmeye gerçekten değer. YENİBAŞLAYANLAR...YENİBAŞLAYANLAR... Sollno 'Duvara Karşı' filmiyle Avrupa'yı sarsan Fatih Akın, 'Solino' ile Ispanya'nın Oscarlan sayılan Gora'da Avrupa'nın En tyi Filmi ödülünü almıştı. Filmin başrollerini Moritz Bleibtreu, Barnaby Metschurat, Antonella Attili paylaşıyor. 1960'larda ltalya'nın Solino kasabasında yaşayan Amato ailesi Almanya'ya taşınma kararı alır. Ancak, oğullan Gigi ve Giancarlo ıle Almanya'ya vardıklannda, Amato aılesı hayal ettikleri manzarayla karşılaşmaz. Çaresizlık içinde kıvranırken bir çıkış yolu bulurlar: Bir pizzacı açacaklardır. Böylece, hem kendilenni evlerinde hissetmelerini sağlayacak bir restoranlan olacak, hem de en iyi bildikleri işi yapacaklardır. "Solino" adını koydukları bu pizzacı, yaşadıkları Ruhr bölgesindeki ilk ltalyan lokantasıdır. Restoranın turulmasıyla işinı büyüten Romano'nun değerlerını bırer birer yitırmesi, aile bağlarının yavaş yavaş çözülmesine yol açacaktır. Maklnist/The Machlnlst Brad Anderson'ın yönettiği filmde başrolleri Christian Bale, Jennifer Jason Leighpaylaşıyor Filmde suçlandığı suçun bıle ne olduğundan emin olmayan ama bunun vicdan azabıyla kendini yıyıp bitiren bir adamın hikâyesı anlatılıyor. Trevor Reznik adlı bir makıne operatörü uyuma yeteneğini kaybeder Aşırı yorgunluk ve uykusuzluk yüzünden fiziksel sağlığı ve akli dengesı bozulmaya başlar. Dükkânda onun da kanştığı bir kaza sonucu adamlardan bırı kolunu kaybedince adamlan karşısına almış olur. Kaza yüzünden Trevor'ı suçlarlar Çalışanların onun işten atılması için komplo kurmaya başladıklanm anlayınca Trevor'ın suçluluk duygusu zamanla şüphe ve paranoyaya dönüşür, acaba daha kötüsünü mü beklemelidir? Daha Yaklas/Closer Mike Nichols'ın yönettiği filmde başrolleri Julia Roberts, Jude Law, Natalie Portman ve Clive Owen paylaşıyor. Clıve Owen ve Natalie Portman'a Oscar adaylığı getiren filmde bir aşk hikâyesi anlatılıyor Nıchols film ıçin, "Film aşkta başlangıç ve sonları hatırladığımız ve ortadaki bölümü kurgulama eğiliminde olduğunıuz gerçeğini deşiyor. Olayları nasıl hatırladığımız ve hayatın bize aslında nasıl göründüğü gibi ilginç sorular soruyor" diyor. Vedat Günyol 94 yaşında • Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ve Vedat Günyol'un Öğrencileri Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nın katkısıyla 6 Mart Pazar günü saat 15.00'te 'Vedat Günyol 94 Yaşında' başlıklı bir etkinlik düzenleyecek. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nın salonunda yapılacak olan etkinlik kapsamında TYS Başkanı Cengiz Bektaş, Mehmet Başaran, TYS Genel Sekreteri Gülsüm Cengiz, Vedat Günyol'un öğrencılerinden Aydın Ergil ve Hasan Üzey'in konuşmalarının yanı sıra Ali Yalçın da Günyol'un sevdiği türküleri seslendirecek. Girişin serbest olduğu etkinliği Vedat Günyol'un öğrencısi Levent Yılmaz sunacak. Öpücüklü film ölüm tehdidi getirdi • LAHORE (AFP) - Pakistanlı sinema yıldızı Meera, Bollywood yapımı bir filminde canlandırdığı bir öpüşme sahnesi yüzünden ölüm tehditleri alıyor. Genç yıldız, artan bu tehditler nedenıyle hükümetten koruma talep istedi. Hındıstan - Pakistan ortak yapımı filmde utanılacak bir yan bulunmadığını söyleyen Meera, filmde ülkesinin geleneklerini hiçe sayan bir yaklaşım olmadığını da vurguladı. Kültür Bakanı da, bakanlık olarak Meera'nın rol aldığı film için herhangı bir soruşturma girişiminın söz konusu olmadığını belirrti. Travolta ve Thurman bir arada • LONDRA (BBC) - Ünlü yıldızlar John Travolta ve Uma Thurman 'Ucuz Roman/Pulp Fıction'dan (1994) sonra yıne bırlıkte kamera karşısına geçecekler. Ikilinın rol alacağı 'Be Cool', eski çevrımınde yine John Travolta'nm rol aldığı 'Get Shorty'nin devamı niteliğinde. 51 yaşındaki Travolta, yeniden Thurman ile kamera karşısına geçmenin kariyeri açısından heyecan verici olduğunu söyledi. Siyasilerin ünlü sözleri replik oldu • ANKARA (AA) - Türk siyasi tarihinin ünlü ısimlerinin tarihe geçmiş sözleri, bir tiyatro oyununa replik oldu. Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sahneye koyduğu Haldun Taner'in ünlü yapıtı "Gözlerimi Kapanm, Vazifemi Yapanm"da, Türk siyasi hayatına damgasını vuran Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Tansu Çiller ve Necmettın Erbakan'ın tarihe geçmiş ünlü sözlerine yer veriliyor. Haldun Taner'in ılk kez 1960'larda kaleme aldığı ve daha sonra günün koşullarına göre üç kez yenilediği oyunda, 31 Mart Vakası'ndan 1960'ların ortalarına kadar yaşanan tarihsel- toplunısal olaylar ele alınıyor. Yönetmenliğini Serhat Nalbantoğlu'nun üstlendıği oyunda, rolleri Sabri Özmener'in yanı sıra Ünsal Coşar, Levent Ülgen, Hiilya Gülşen Irmak, Nejat Armutçu, Engin Özsayın, Deniz Baytaş, Çetın Azer Aras, Can Öztopçu paylaşıyor. BUGÜN • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde 19.30'da 'İDSO Solistleri Haftası' kapsamındaki konser. Şef: Alexander Sclnvink Solistler: Sami Öztop (viyolonsel), Günay Yetiz (flüt), Sezai Kocabıyık (obua), Cevdet Tokkuşoğlu (klarnet), Süleyman Almtemiz (fagot), Ertuğrul Köse (korno), Şenova Ülker (trompet), Levent Çoker (trombon) ve Yücel Berrak (timpani). (0 212 251 56 00) • BABYLON'da 23.00'te Erik Truffaz konseri. (0 212 292 73 68) • OSMANLI BANKASI MÜZESİ SİNEMASI'nda 19.30'da 'Charlie Chaplin'den Kısalar V. (0 212 334 22 70) • BİLGİ ÜNİVERSİTESİ DOLAPDERE KAMPUSU'nda 15.00'te ve 20.00'de 'Bulutları Beklerken + Sırtlarındaki Hayat', 17.30'da 'Adaptation'. (444 0 428) Imza Günü 5 Mart Curaartesi 17:00-18:30 Deniz Kavukçuoğlu 3. Bursa Kitap Fuarı 2. Salon, Stand No: 302 Merkez : îurkocoğı Cod No: 39/41 Cağaloğlu İSTANBUL - Tel: 0212 514 01 96 Şube istıklal Cad Zambok Sok 4/1 Taksim İSTANBUL - Tel: 0212 252 38 81 Ankara . Atatürk Bulvarı No. 125 Kal: 4 Bakanlıklar-ANKARA - Tel: 0312 419 50 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear