14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MART 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı Sezer, ormanlann azalmasmın doğadaki dengeyi bozduğunu söyledi BIRLEŞMIŞ MILLETLER Ağaç dikimi özendirilmeliANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer, her yıl yangınlarda yitirilen bın- lerce hektar ormanlık alanm gelecek için yarattığı tehdide işaret etti. Eroz- yona karşı ağaçlandırma yapılması- nı isteyen Sezer, yurttaşlann bilinç- lendirilmesi, özel ve anı ormanlan- nınyaygınlaştınlarak fidan dikiminin özendirilmesi çağnsı yaptı. Dünya Ormancıhk Günü nedeniy- le mesaj yayımlayan Sezer, ormanla- nn azalmasıyla ortaya çıkabilecek tehlikelere işaret etti. Çevre kirliliği- nin yarattığı sorunların arttığını vur- gulayan Sezer, şunlan kaydetti: "Çok sayıda bitki ve hayvan türünün ya- • "Yüzlerce yılda yetişen ormanlanmızın dikkatsizlik ve duyarsızlık sonucu yok olması, ulusal servetimizde değeri ölçülemeyecek kayıplara neden olmaktadır" diyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, devletin yanı sıra gönüllü çevre kuruluşlarının ağaçlandırma için katkıda bulunmasını istedi. şam alam olan ormanlanmızın ko- runmasıve yeşîl alanlann çoğalnlma- sı, doğal dengenin bozulmaması ve çevre sorunlarının en aza indirilmesi büyükönemtaşımaktadnf Sezer, or- manlann azalmasının doğadaki den- geyi bozduğunu, toprak kayması, sel, heyelan ve kuraklık gibi felaketlere yol açtığını kaydetti. "Ne yazık ki yurdumuzda her yıl seller ve taşkın- lar, birçok yıırttaşımızın ölümüne ve maddi zarara neden olmakta,yine de topraklannve ormanlann çıkaramaç- lı olarak bflinçsizce kullanımı engel- lenememektedir" uyansında bulu- nan Sezer, devletin yanı sıra çevre kuruluşlarının ağaçlandırma için kat- kıda bulunmasını istedi. TBMM Baş- kanı BülentAruıç da doğanın bilinç- siz kullanımı sonucu en çok toprak kaybeden ülkelerin başında Türki- ye'nin geldiğini bıldırdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ıse onnanla- nn korunmasının ulusal sorumluluk olduğunu vurguladı. Belediyelerden etklnllk Ormancıhk Günü ve Orman Haf- tası nedeniyle Istanbul'da Beşıktaş ve Bahçelievler Belediyesi ağaç di- kimi yaptı. Beşiktaş Belediyesi'nin ağaç dikim şöleni, çevrecı örgütler, öğrenciler ve halkın katılımıyla Akat- lar Karanfilköy Özlem Parkı'nda gerçekleştirildi. "Daha yeşil bir Be- şiktaş için sevgi ve umutla ağaç dike- üm" sloganıyla gerçekleştirilen tö- rende, bin yetişmiş fidan dikildi. Be- şiktaş Beledıye Bakanı İsnıail Ünal, ağaçlandırma organizasyonlannın devam edeceğini söyledi. Bahçelievler Belediyesi de orman ve ağaç sevgisınin arttınlması ama- cıyla, Şırinevler Kocasinan Cadde- si'nde düzenlenen törenle ağaç dik- me şöleninı başlattı. Şölen Orman Haftası boyunca devam edecek. i H * » r ,*p» <* ** • • ^-_tr M*» r İstanbul, rant çevrelerinin zorlaması sonucu da megaköye dönüştü. Arazi mafyasunn baskısı sonucu tstanbul ormanlannda Sultanbeyli gibi bir ilçe, Çavuşbaşı ve Akfirat gibi de beldeler doğdu. Topluma ve kente karşı işlenen her türlü suç, siyasi iktidarlar tarafmdan göz ardı edildi Yasalarla orman yağmasıCENGİZYILDIR1M îstanbul'un ormanlan, sık sık değiş- tirilen yasalar, özel tahsisler, boğaz köp- rüleri, satılması beklenen 2B alanları, yağmacı sermaye ve arazi mafyası ilış- kılenyle birlikte siyasi iktidarlann seyir- ci kalması sonucu talan edildi. Toplu- ma ve kente karşı işlenen her türlü suç, siyasi iktidarlar tarafından örtbas edil- di. Dünya kenti tstanbul, rant çevrele- rinin zorlaması sonucu da "megaköye" dönüştü. Boğaz köprülerinin inşası, yağ- macı sermaye ve arazi mafyasının bas- kısı sonucu gerçekleşen talan, tstanbul ormanlannda Sultanbeyli gibi bir ilçe, Çavuşbaşı ve Akfirat gibi de beldeleri yarattı. Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan İstanbul, siyasetçilerin toplum ya- rarı yenne kişilerin yarannı ön planda tutması ve yapılan imar planları ile yağmalandı. Büyük Marmara depre- minden sonra zenginler, beklenen ts- tanbul depremi nedeniyle de kentin el- de kalan son ormanlannınbulunduğu ku- zeye yönelip "uydukentier" kurdular ve kentte yaşayanlar her yıl artan göçün de basıkısıyla yeşil alana hasret kaldılar. Yağma yöntemleri 1950yılında 1 milyon 166 bin 477 olan Îstan- bul'un nüfiısu 15 milyona yaklaşırken kentin tarihi ve kültürel değerleri, su havzalan yok edi- liyor, akarsulan, denizleri ve havası hızla kirle- tiliyor. Eski Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık'ın verdiği bilgiye gö- re, tstanbul Orman Bölge Müdürlüğü sınırlan içinde açma, yerleşme, işgal ve faydalanma suç tutanaklanna göre yitirilen orman alanları akıl almaz boyutlara ulaştı. tstanbul ılınde en fazla orman kıyımı, 1975- 1979 ile 1984-1990 ve 1992 yılından sonraki 3 ayn dönemde gerçekleşti. 1975-1979 yıllannda • Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan îstanbul, siyasetçilerin toplum yaran yerine kişilerin yarannı ön planda tutması nedeniyle yağmalandı. Büyük Marmara depreminden sonra zenginler, kentin elde kalan son ormanlannın bulunduğu kuzeye yönelip "uydu kentler" kurdular ve kentte yaşayanlar her yıl artan göçün baskısıyla yeşil alana hasret kaldılar. Istanbul'da yıllara göre işlenen suçlar ve yitirilen alanlar şöyle: İstanbul ilinde yıllara göre 2. madde ve 2B uygulamaları Yıllar I 1950-1961 1962-1981 1982-1991 1991-2004 Toplam Suç Adedi • 165 , 7449 », 1484 » I 6071 j 16069 Yitirilen Alan (dekar) _ _ _ _ _ , 18.676 r 13.158 110.070 ] | 153.700 llçesi Adalar Beykoz jk Çatalca j p Eyüp G.O.Paşa K.Çekmece Kartal Maltepe Pendik Sarıyer Silivri Sultanbeyli Şile Şışlı t _ » . Tuzla * * " Ümranıye Üsküdar Toplam 1975-1980 VF 280 6.350 - 4.500 920 - 10.280 800 • 720 ^~*X - 6.280 - 25.280 1981-1990 450 30.310 200 2.530 2.770 & * • ' "11.970 6.320 2.620 650 3.190 9.500 1991-2000 - 4.020 17.930 fj- 1.840 « * , " f f 130 m 90 hkt- - 19.400 1.830 8.270 20 v Kr(} -, 250 10.830 *• 9.250 440 88.660 ^t.y - 6.500 - 58.430 Toplam (dönüm) 450 34.610 18.870 4 560 9.120 1.970 1.970 90 10.820 3.540 20.050 15.300 18.570 9.970 10.830 22.030 440 172.370 ulaşıma açılan 2. Boğaz Köprüsü, yaşama ilk kez geçirilen 2. madde uygulamalan, 1973 yılında çıkanlan 1744 sayılı yasa ile "orman niteliğini kaybeden alanlann orman sınırlan dışına çıka- nlması" yağmayı hızlandırdı. Istanbul'daki toplam 49 özel orman alanının da yapılaşmalar nedeniyle elden çıkmak üzere olduğuna dikkat çeken Salih Sönmezışık, Bey- koz'daki Saip Molla Ormam'nın yüzde 6 yapı- laşma ile betonlaştığını, Kartal'daki Göçbeylı ÖzelOrmanı'naFormula 1 tesislerinin yapıldı- ğını, Beykoz'daki Serdaroğlu Özel Ormanı'nı ise çok yakında benzer tehlikeler beklediğini dıle getrrdi. Türkiye'de ormanlann salt açma, yerleş- me, yangınlar nedeniyle yok edilmediğini, ka- mu yaran adı altında, her türden yatınma tahsis edilen orman alanlannın miktannın da diğer yollarla gerçekleştınlen talan ile eşdeğer oldu- ğuna dikkat çeken Salih Sönmezışık, "Nüfusun geüşmesi nedeniyle artan hizmet ve yatınmlara alan kalmadığı için gözler ormanlara çevrilmiş, böylece İstanbul, 'ormanlan tahsis edilen' ille- rin ilksıralanna yerleşmiştir. Şu anda maden, ta- şocağı, yol, su, isale hattı, bina, vakıfüniversitesi, ruristik (esis, spor kompleksi vb. birçok yalınnı için yaklaşık 1500 kişiye 198 bin dekar genişliğin- deki ormanlık alanlar 49 yılüğma kadar varan izinlerle yok edilmiştir. Bu alan tstanbul ilindeki devlet ormanlannın yüzde 8.2'sini oluşturmak- tadır" diye konuştu. 500 bin dekar orman yltlrildl 2B uygulamalan ile 172 bin 370 dekar, orman tahsısleriyle 198 bin dekar, işgal altındaki alan- lar ile 123 bin 228 dekar olmak üzere toplam 493 bin 598 dekar ormanlık alanın fiilen yitınldığıni vurgulayan Salih Sönmezı- şık, şöyle devam etti: "Aynca 18 Kasım 1983 tarihindeyayınılanan 2960 sayılıBo- ğaziçi Yasası, boğaziçi alanındaki or- manlarda intifa ve irtifak hakkı tesis edflemeyeceği, ayncabu alanlarda 2Buy- gulaması yapılamayacağının öngörül- mesine karşın bu alanlarda 3860 dekar 2B uygulaması yapılmış, boğaz öngö- rünüm bölgesinde izin ve irtifak veril- miştir. Beykoz'dakiMihribatornıanıda Albayraklar'a kiralannıışrjr." Boğaziçi Yasası da koruyamadı Türkiye'de uygulanan ormancıhk politikasını ve orman yağmasını böl- ge bölge dolaşarak dia gösterileri ile anlatan Sönmezışık, tstanbul'un or- manlannı Boğaziçi Yasası'nın da ko- ruyamadığını belirterek özetle şu gö- rüşlere yer verdi: "2. boğaz köprüsü- nün hazırlık çalışmalannın başladığı 1987 yınndan 1996 yılına kadarki 10 yü- lık sürede, Boğaz'ın yalnızca doğu yakasında, TEM Otoyolu'nun ku/ey ve güneyinde, 3005 adet, yeni orman içi açma ve yerleşme suçu işlenmiş bu eylemler sonucu 4 milyon 610 bin 937 metrekarelik orman alam traşlanarak veya yakılarak yok edilmişn'r. Yine aynı bölgede yapılan talan sonucu 'orman nitehğini kaybettıği' gerekçesiilell8milyon560 bin metrekarelik alan orman rejimi dışına çıkanl- mıştır. Tüm bunlar yetmîyormuş gibi yine bu böl- gede 55 milyon 700 bin 415 metrekarelik or- man alanı, kamu yaran nedeni ile kişj ve kuruluş- lara tahsis edilmiştir. Yalnızca 2. köprü nedeni ile ve sadeceAnadolu yakasında İstanburun 171 milyon 559 bin 352 met- rekarelikorman alanıyokedilmiştir. Sonuçta söz konusu uygulamalar nedeniyle, tstanbul orman- lannda Sultanbeyli gibi bir ilçe, Çavuşbaşı ve Akfirat gibi de beldeler doğmuş ve gelişmeye devam etmektedir." Beykozlu denizi tstanbul Boğazı'nın eşsiz güzellikteki sahil şeridi Beyko/'da, yükseklikleri imara aykın şekilde 2-3 metre olarak inşa edilen yalı duvarlan, 1 metreye indirilecek. Sahilden geçerken denizi görememekten şikâyet eden yurttaş- lar, "Deniziıı kokusu var, görüntüsü yok" dedi. Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül, duvarlann alçalhl- nıası için Boğaziçi tmar Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kuru- lu'ndan yanıt beklediklerini anımsa- tarak, "Yalı sakinlerinin de yasada Öngöriilen düzenlemeler konusunda gerekli hassasiyeti göstereceklerine inamyorum'' diye konuştu. Danıştay'a havza başvurusu tstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası tstanbul Büyükkent Şubesi, "Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği T 'nin su havzalannı kullanıma ve yapılaşmaya olanak tanıyan bazı maddelerinin ıptali için Danıştay'a başvurdu. 1988 tanhli "Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği''nin bazı maddeleri değiştirilerek 31 Aralık 2004'te yeni haliyle yürürlüğe girdi. Yeni yönetmeliğin sakıncah maddelerinin ıptali ıçın Danıştay'a başvuran Mimarlar Odası tstanbul Büyükkent Şubesı'nden yapılan açıklamada, yeni yönetmeliğin iptalinın ıstenmesine yol açan sakıncalar şöyle sıralandı: "300 metre olan mutlak koruma alanı 100 metreye indirilerek 200 metresi kısa mesafeli koruma alanına dahil edilmiş, böylece kamulaşürmadan ve kullamm yasaklanndan kurtanlmıştır. 1988 Yönetmeliği'nin kısa mesafeli koruma alanlannda mezarlık kurulmasını yasaklayan hükmü kalduilmıştır. Kısa mesafeli koruma alanlanndaki mevcut binalann, kaçak olup olmadıklan dahi dikkate alınmadan tadilat ve bakımına da izin verilerek fiilen bir imar affi yaratılmıştır. Mevcut yerleşim ve sanayi tesislerinin yerlerinde kalacağı kabul edilmiştir. Orta mesafeli koruma alanlannda maden ocağı açılmasına ve işletilmesine olanak sağlanmıştır. Uzun mesafeli koruma alanlannda yeni sanayi tesislerinin yapınuna izin verilnüştir. Çevre ve Orman Bakanlığı'na, uzun mesafeli koruma alan sınınnı, dolayısıyla içme suyu havza sınınnı daraltma yetkisi verilmiştir." geleceği tehdit ediyorİstanbul Haber Servisi - 22 Mart Dünya Su Günü'nün bu yılkı tetnası "Hayatiçin su" olarak belirlendi. Ancak veriler, "hayat kaynağı suyun" ciddi bir tehdit altında olduğunu gösteriyor. Birleşmiş Milletler'ın açıkladığı verilere göre dünya nüfusunun üçte bıri, yaşamak için gerekli suya ulaşmada büyük sıkıntı çekiyor. 2050 ya da 2100 yılına gelindiğınde, Türkiye de çok cıddi bir su kriziyle mücadele etmek zorunda kalacak. Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı'ndan yapılan açıklamada, Türkiye'nin sanıldığı gibi su zengini olmadığı vurgulandı. Bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına düşen yılhk su miktannın en az 10 bin metreküp olması gerektiği belirtilen açıklamada, "Türkiye'de kişi başına kullanılabilir su miktan ise 1430 metreküptür. 2030 yılında nüfiısu 80 milyona ulaşacak Türkiye, kişi başına düşen 1100 metreküp su miktan ile su sıkınnsı çeken bir ülke durumuna girecektir" denildi. Açıklamada, Türkiye'de son 40 yılda 1 milyon 300 bin hektar sulak alanın geri dönüşü olmayacak biçimde kaybedildiğinin altı çizilerek, bu alanlann; tarım, sanayi ve yerleşim alanlanna dönüştürülmesi, su kaynaklannın aşın kullanımı, kaçak avcılık, bahkçıhk, evsel ve endüstriyel atıklann sulak alanlara boşaltılması gibi nedenlerle yok olduğu belirtildi. Savurganca kullanıyoruz Thames Water Türkiye Direktörü Evren Köprülü de küresel ısırtma, hızlı nüfus artışı ve su kaynaklannın kirlenmesi gibi nedenlerle bu yüzyıhn ortalannda kötümser tahmınlere göre 60 ülkede 7 milyar, ıyimser tahminlere göre 48 ülkede 2 milyar kişinin su sıkıntısı çekeceğinin tahmin edildığinı anımsattı. Köprülü "Türkiye su kaynaklan açısından Ortadoğu ülkelerine göre daha zengin olmasına karşın Avrupa ülkelerine nazaran daha az potansiyele sahip. Buna karşın kaynaklanmızı hiç tükenmeyecekmiş gibi savurganca kullanabiliyoruz" dedı. TMMOB'DEN UYARI Kaynaklar siyasalsaldırı altındaİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye'de yaklaşık 17.5 milyon insana içme suyu şebekesiyle su verilmediği belirtilerek kentlerde su şebekelerindeki çatlaklar nedeniyle de yaşanan su kayıplannın yüzde 40 oranında olduğu bildirildi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası îzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, ülkedekı su kaynaklarının güvenliğinın çevresel olduğu kadar siyasal tehditlerle karşı karşıya olduğu, su politikalannın bağımsızhk ve egemenlik anlayışının bir ürünü olduğunun unutulmaması gerektiği kaydedildi. Küresel ısınma nedeniyle su kaynaklannın öneminin arttığı belirtilen açıklamada, kaynaklann israfa ve yanlış kullanılmaya karşı korunması gerektiği vurgulandı. Konunun stratejik güvenlik sorunlanyla da ilgili olduğu ifade edilen açıklamada, "Dünya nüfusunun yüzde 5'ine, su kaynaklannınsa yalnızca yüzde l'lik bir bölümüne sahip Ortadoğu'da, su kaynaklarnun kullanım ve paylaşımının bölge dışı ülkelerce yönlendiriuneye çalışıklıgı görülmektedir. Bu anlayış son olarak AB'nin Türkiye ile ilgili 2004 Ekim tarihli ilerleme rapomna ilişkin etki raporunda dile getirilmiş ve Türldye'nin Dicle ve Fu^at havzasnıdaki barajlannın, sulama kanallannuı ve sulama planlannın uluslararası bir yönetinıe bırakılması gereği ifade edünüştu-" denildi. Klmyasal klrlenmeler Açıklamada, dünyada 1.5 milyar insanın yeterli ve sağhklı suya sahip olmadığı vurgulandı. Her yıl 5 milyonu aşkın insanın sulardakı mikrobiyal ve kimyasal kirlenmeler nedeniyle öldüğü bildirilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Her yıl 250 milyon iıısan sulardaki kimyasal kirlenmeler nedeniyle hastalamyor. Diğer yandan önümüzdeki yirnıi yıl içerisinde tüm dünyada 180 milyar dolarlık altyapı yaünmının yapılmaması durumunda yeterii ve sağhklı bu hiznıeri alamayan insan sayısnun 33 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear