Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET J3ŞUBAT2005 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
Zonguldak
PB
PB
PB
PB
B
PB
B
B
B
10
12
12
13
13
12
14
11
9
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
PB
PB
B
PB
a
/
9
9
6
6
5
-1
Antalya B 14 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkarı
Van
PB
PB
K
PB
K
K
K
K
13
13
5
8
0
5
-6
B 9
Yurdun güney ve
batı kesımlerı parçalı
ve çok bulutlu, Kıyı
Ege, Batı Akdeniz ile
Çanakkale çevreleri
yağışlıgeçecek.Yagış-
lar, akşam saatlerınden
ıtıbaren yaflmur ve sa-
ganak şeklinde olacak.
Hava sıcaklığı yurdun
batı kesimlerinde his-
sedilir derecede ve tüm
yurtta artacak.
DIŞ MERKEZLER
Oslo PB -1 Berlin K 2 Moskova K -6
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
Y
Y
Y
Y
K
-4
1
7
6
4
4
4
Budapeşte Y 8 Aşkabat B 3
Madrıd PB 16 Astana PB-14
Viyana
Belgrad
_Y § Taşkent K 5
8 Bakû
Sofya
Roma
K 5 Bişkek K 0
Y 15 Tiflis PB -8
Atina PB 15 Kahire PB 16
Münih K 2 Zürih K 2 Şam PB 9
Parçalı bulutlu Sıslı , Bulutlu k
Çok bulutlu
GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK
• Baştarafı 1. Suyfada
zemininde görüşmelere hazır olduğumuzu söy-
leyecekti.
Güney Asya felaketi ile uğraşan Genel Sekre-
ter Davos'a gelemedi; RTE'nin hazırlandığı gö-
rüşme suya düştü. Ne ki BM Genel Sekreteri Gü-
ney Kıbns açıkta dururken Türkiye'den görüş-
melerin başlatılması isteminin gelmesine belki de
sıcak bakmadığı için hükümet Annan nezdinde
ikinci bir hamle yapamıyor.
Annan'ın Rumları masaya ısındırmak veya gö-
rüşme zeminine ilk harcı koymak için yaptığı gi-
rişimleri, Rum lıder Tasos Papadopulos geri çe-
virirdi.
Türkiye'nin -tabii ver kurtulun baş oyuncuların-
dan bay MA Talat'ın- özenle, istekle bir an önce
başlamasını istediği ikili görüşmelerin temeli atı-
lamıyor.
Yeniden harekete geçebilmek için KKTC'deki
20 Şubat seçim sonuçları bekleniyor.
• • •
Bu hükümetin açıkladığı politikalarla uyguladı-
ğı politikalar arasında her zaman gözetilen fark-
lılık yeni bir örnekle bir kez daha somutlaştı.
Dünyada hemen her çevrede Güney Kıbrıs'ı
Kıbns Cumhuriyeti olarak tanımamız isteniyor.
Türk hükümeti 17 Aralık zirvesinden bu yana ta-
nımayı reddediyor.
Gümrük Birliği protokolü 15 yeni AB ülkesine
genişletilirse Güney Kıbrıs'ın dolaylı yoldan tanın-
masını içeren görüşleri sürekli geri çevirdi.
Fakatttt, işte RTE, işte Gül: Attıkları son bir
adımla tanımaya direnmenin gösteriş olduğunu
ve beş paralık kıymeti harbiyesi olmadığını kanıt-
ladı.
AKP, Rum ana muhalefet lideri Nikos Anasta-
siadis'i resmen davet etti.
Bu davranış açıkça Güney Kıbrıs'ı tanımayı red-
deden hükümet (devlet) politikasına hükümetin
vurduğu darbe!
• ••
Görünürde Disi'nin Annan planına evet oyu ver-
mesi çağrının temel gerekçesi.
Fakat unutulan bir şey var; Rum ister muhale-
fette olsun ister iktidarda, Kıbrıs'ın tümüyle Rum-
ların egemenliğinde bir ada olması gerçeğinden
uzaklaşamaz.
Ankara'ya gelmeden önce verdiği demeçlerde
Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesini kalıcı barış
için ilk koşul gören Anastasiadis; burada asker
çekilsin demediğini, ne ki, "Rum halkının hissiya-
tını ve kaygılannı dile getirdiğini" söyledi.
Sanki Rum halkının "hisslyatıilekaygılarından"
Anastasiadis arınabilir, başka bir iklimin insanı
olabilirmişgibL.Sıkıyıgörünceyalanabaşvurdu.
O yalana başvurdu, bizimkiler de yalanları si-
neye çekti.
* * •
Gayrimeşru ilan ettiği Güney Kıbrıs'ın bir par-
tisini davet ederek hükümet sadece yadırganan
bir girişime imza atmıyor; aynı zamanda kimi te-
mel öğelerin taşlarını oynatıyor.
Rum parti liderini çağırırken hükümet içeriye
başka, Rumlara başka ve Denktaş'a başka ko-
nuşuyor.
Rauf Denktaş'a "Anastasiadis'in Ankara'da
'yüksek düzeyde' kabul görmeyeceği", Gül ve
RTE ile görüşmeyeceği bildiriliyor.
Oysa, Rum gelir gelmez ilk görüşen Dışişleri
Bakanı... RTE'nin kabul edeceği basına yansıtı-
lıyor.
KKTC'den ses yok. Talat'tan zaten tepki bek-
lenmez; oğul Serdar'a gelince... Suskun.
Rauf Denktaş ise gelişmelerden -tabii kendisi-
ne Anastasiadis'le ilgili Ankara'dan yalan söylen-
diği için- üzgün. Ve:
Rum ikiyüzlülüğünü kanıtlarcasına Anastasi-
adis, AB'li diplomatlara "Kıbrıs'ın tümüyleasker-
den arındırılmasını istediklerini" söylüyor.
Oyun içinde oyun kurgulayan hükümete Rum'-
dan ikiyüzlü oyun. Yaraşıyor!
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Aşk aşk diye diye
nice yollara gittik
• Baştarafı Arka Suyfada
tiıı kalburiistü kişilerinden sayılan orta yaşlı, güzel
bir kadın işletiyor. Kadının on sekiz yaşlannda bir
kızı var ve kasabanın beledıye başkanıyla evli. Film
bu ya, bir giin kasabaya, çok yakışıklı, biraz marji-
nal bir adam gehr ve kasabanın tek eczanesine girip
ış ister, işı ahr ve film başlar. Orta yaşlı eczane sahi-
bı çok geçmcden, adamın çekim alanına girer ve iki
kışi arasında cinselliği ağır basan bir ilişki başlar. An-
cak, ilişki ilerledikçe kadın her şeyi göze alacak ka-
dar adama âşık olur, adam içinse kadın sadece kul-
lanılacak bir malzemedir. Çok geçmeden adamın ta-
lepleıi başlar. Para ister, kadınla ilişkisının tüm ka-
saba tarafından dııyıılması için elınden gelenı yapar.
Kadın giderek kasaba ıçınde tüm statüsünü, tüm say-
gınlığını yitirmeye başlar Ama bu onun umuru bile
değildır istediği tek şey, o yakışıklı adam ve yaşadı-
ğı ılışkıdir. Adamın talcplerinin sonu yoktur ve so-
nıında kadından kızını ister. Kadın artık aşk denilen
o garip girdabın içinde, en dibe gitmeye hazırdır ve
kızını kendi eliyle âşığına sıınar. Ve ardından intihar
eder. Efendim yazımın başuıda ne demiştim, aşk biz-
im en çok yitirme duygumuzu besler. Bir düşünün,
neden hepimiz şu sözleri pek severız; "Mutlu aşk
yoktur".
Not: Kocaman bir özür: 8 Şubat 2005 tarihli
"Atatürk'ün En Sevdiğim Fotoğrafı" başlıklı
yazımda, Adnan Menderes'in hiiyıik askı opera
sanatçısı Ayhan Aydan'ın adını yanlış yazmışım.
Okurlarım beni uyardılar vc bana bunu yakış-
tıramadıklarını söylcdiler. Haklılar, acaba bir
özür yeterli olur mu?
İsilozgcnturk(W>superonline.com
• Yağmurlu Karlı
Deprem ders olmadıFARUK KIRTAY
YALOVA - Marmara depre-
mınde büyük yıkımın yaşandığı
Yalova'da 2 katla sınırlandırılan i-
mar izni 4 kata çıkanldı. Yalova
Belediye Başkanı Barbaros Bi-
nicioğlu, kaıarın inşaat sektörü-
ae ve kent ekonomısine canlılık
getirecegini savunurken TBMM
17 Ağustos Depremi Komisyonu
üyesi Celal Beşiktepc, "Bilim
dışı kararlarla yeni bir felake-
tin önü açılmış oluyor" dedi.
Bayındırlık vc lskân Bakaıılığı
Afet Işleri Genel Müdürlügü,
bınlerce kışınin yaşamını yitirdi-
ği 17 Ağustos depremi sonrasın-
da Yalova bölgesine 2 katyapılaş-
ma izni verdı. Ancak genel mü-
dürlük, 2 yıl sonra Yalova'dakı ka-
mu hizmet binalan için 4 kat ımar
iznini onayladı. Bu karan örnek
alanYalova Belediye Meelisi, şu-
bat döncmi 2. olağan belediye
meclis toplantısında kentteki tüm
yapılarda kat sınırlamasını 2'den
4'e yükseltti. Oybirliğiyle kabul
edilen kararın inşaat sektöriine ve
Yalova ckonomisine canlılık ge-
tirecegini savunan Binicioğlu, i-
mar planına aynca yapı tckniği
ile ilgili bazı özel maddeler ko-
ııulduğunu, inşaatlarda beton
standardının yüksek nıtelikte tu-
tulması, drenaj konularında ge-
rekli önlemleıin alımııası ve ben-
zeri konuların uygulamalarda ye-
rine getirilip getirilmediğine dik-
kat edileceğini söyledi.
' Etflt haritası hazırladık'
Yalova Belediye Başkan Yar-
dımcısı Hüscyin Uygun dakarar
çıkmadan önce Yalova'da coğra-
fi zemin ctüt haritasını hazırla-
dıklannı belirterek "Son 5 yıl-
dan bu yana Yalova'da 2 kat ya-
pılaşmanın yetersiz oldıığu tar-
tışıldı. Yalova'da konut açığı
önemli bir sorun. Ancak bu lca
rardan Yalova' nın her yerine 4
kat bina yapılabilir anlamı çık-
masın. Sonuçta, parscl parsel
yapılan jeolojik, jeotcknik ze-
min etüt raporları doğrultu-
sıında 4 kat yapılaşma olacak.
Zemini bozuk olan yerlerde 4
kat yapılaşmaya kesinlikle izin
verilmeyecek" dedı. Yalova İnşa-
at Mühendıslen Odası Başkanı
Lemi Kulunyar karann sektörü-
de istihdamı arttıracağuıı savuna-
rak'Her zemine istenildiği ka-
dar yükseklikte bina yapılır. Ye-
ter ki mühendislik uygulamala-
rına önem verilsin" dedı.
Türkiye Münar ve Mühendis-
ler Odaları Birliği (TMMOB)
Merkez Yönetim Kurulu eskı
üyesi Beşiktepe, "Ne yazık ki
çok katlı yapılaşmayla 17Ağus-
tos depreminden dcrsler çıka-
rılmadığı bu kararla ortaya
çıktı. Bilim dışı alınan karar-
larla yeni bir felaketin önü açıl-
mış oluyor" diye konuştu.
'Tepkiyi merak ediyorum'
Istanbul Ünıversitesi Mühen-
dislik l'akültesı Jeofızık Bölümii
Öğıetim Üyesi Yrd. Doç. Oğuz
Giindoğdu Marmara depremi
sonrası yaptıkları incelemelerde
kentin zcmin yapısının alüvyon
olduğunun ortaya çıktığına dik-
kat çekcrck şunları söyledi: "Ya-
lova'nın depremden dersler çı-
kardığım düşünüyorum. Dene-
liın çok önemli. Parsel bazında
zemin etütleri yapılması gereki-
yor. Olası bir depremde aynı
acıları yaşamamak için Yalo-
va'daki scçilmişlere önemli bir
görev düşüyor.Ancak, belediye
meelisi oybirliği ile karar almış.
Bu oldukça düşündürücü. Be-
lediyenin aldığıbu karara Yalo-
va halkının nasıl bir tepki gös-
tereceğini merak ediyorum"
1998'deki sel ve heyelan
Zonguldak'ta
afetkonutlan
çürüdü
ALİAYAROĞLU
Dayanıksız okullaryıkdacak
Miili Eğitim Bakanı (MEB) Hüse-
yin Çelik, İstanbul'da depreme kar-
sı dayanıksız olduğu belirlenen 54
okulun yıkını çalışmalaı ına başlan-
dığını belirterek, okullarııı yeniden
inşasımn bu yıl içinde tamamlana-
cağını söyledi. Çclik, bakanlığınca
başlatılan "tl tl Türkiye'yi İncele-
me" programı kapsamında Hilton
Oteli'nde düzenlenen "tstanbul'un
Eğitim Sorunlarını Görüşme ve De-
ğerlendirmc Toplantısf'na katıldı.
Çelik toplantıda yaptığı konuşma-
da, bu ay sonunda İstanbul'da bilgi-
sayar laboratuvarı olmayan okul
kalmayacağını kaydetti. Çelik, "ts-
tanbul'u bir düzcnc sokmak ve çağ-
daş bir eğitimi gerçekleştirmek,
Türkiye'nin 6'da l'ini düzene sok-
mak anlamına gelir" dedi. Istan-
hul'da depreme karşı dayanıksız ol-
duğu belirlenen okulların güçlendi-
rilmesi için İMKB'nin 25 trilyon li-
ra vereceğini bildiren Çelik, Dünya
Bankası'nın, kamu binalarının güç-
lendirilmesi için vermeyi öngördü-
ğü 4U0 milyon doların 3'te Pni,
okulların güçlendirilmesinde kul-
lanmak için tekliftc bulunduk-
larını anlattı. (FATtH ERDOĞDU)
ZONGULDAK - Zonguldak'ın Ereğli il-
çesinde 1998 yılında meydana gelen sel ve
heyelan felaketinde zarar görenler için Ba-
yındırlık ve lskân Bakanhğı'nca yaptınlan
ve geçen yıl teslim edilen afet konutlan da-
ha geri ödemesi başlamadan çürüdü. Iireğli
ve Alaplı ilçelerinde 1998 yılında meydana
gclcn sel felaketinde, onlarca ev su altında
kaldı, ardından meydana gelen heyelanda
78 aıle evsiz kaldı. Aynı yıl Ereğli'de yapı-
mına başlanan afet konutlan 6 yıl sonra bi-
tirilerek Ocak 2004 'te teslim edildi. 10 bi-
na, 80 daireden oluşan konutlara taşman
afetzedeler bir yıl içinde binada çatlaklar
oluştuğuna dikkat çekliler. Konutların alt-
yapılarının tamamlanmamasından yakınan
afetzedeler, tüm binalann bodrum katları-
nın su altında kaldığını söylediler. Geri
ödemeye 2006 yılında başlayacaklannı ve
18 yıl boyunca toplam 30 milyar lira öde-
yeceklerini anlatan afetzedeler, "Devlet bi-
ze böyle mi sahip çıkıyor? Köylerde kul-
lanılamaz duruma gelmiş evlerimiz bun-
lardan daha sağlam" dediler. Afetzede
K.onutları Sıte Başkanı Mehmet Adar ise,
hükümetin kendı afetzedelerine sahip çık-
madığını belirterek "Türkiye, Güney As-
ya'daki tsunami felakctine yardım eder-
ken kendi afetzedelerine sahip çıkmıyor.
Bir felaket yaşadık. Burada daha büyük
bir felaketin içine düştük" diye konuştu.
'Sözleşmeli sanatçı'ya tepkiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kültür ve i'urizm Bakanı
Erkan Mumcu'nun, tartışmaya
açtığı "Sanatçı ve Sanat Ku-
rumları Yasa Taslağf'na Kültür
Sanat-Sen'den sert tepki geldi.
Küllür Sanat-Sen üenel Başkanı
Bilal Şimşir, devlet sanatçılan-
nın "sözleşmeli" statüye geçıril-
melcrini öııgöıen düzenlemenın
"kültür vc sanat emekçilerinin
tüm kazanımlarını bir çırpıda
ellerinden almaya yönelik bir
kandırmaca" olduğunu söyledi.
Şimşir, bakanlığın Devlet Ti-
yatrosu, Devlet Opera ve Balesi
ve Güzel Sanatlar genel müdiir-
lüklerini yeni bir yasa taslağı ha-
zırlamakla görevlendirdiğine dik-
kat çekerek "Kamuoyuna per-
foı nıansa göre ücret yasası şek-
linde sunulan bu yasa çalışma-
laı ı, kültür ve sanat işkolunda
çalışan emekçilerin yıllar içinde
edindiği tüm kazanımları, bir
çırpıda ellerinden almaya yöne-
lik bir kandırmacadır" diye
konuştu.
'Emeğe karşı çevreler*
Türkiye ile bugün her türlü UİU-
sal dcğerin ayaklar altına alındı-
ğı bir sürecin yaşandığına işaret
eden Şimşir, sanat kurumlarımn
da bunlann arasında yer aldığını
ifade etti. "Perfornıansa göre
ücret" yasasımn, emeğe karşı
olan seçkinci çevrelerin yasası
olduğunu kaydeden Şimşir, "Sü-
reli sözleşmelerle sanatçıları
sağır, dilsiz, kör maymunlara
çevirmek, Devlet Tiyatrola-
rı'nı, Devlet Opera ve Balesi'ni,
Güzel Sanatlar Genel Müdür-
lüğü'nü küçültüp kendi seçkin-
ci anlayışlanyla idare edecekle-
ri birer prestij kurumuna dö-
nüştürmek amacındalar" gö-
rüşüne yer verdı.
Şimşir, Cumhurbaşkanfnca
veto edilen Kamu Yönetimi Yasa-
sı ve Devlet Personel Yasası'nda
da yer alan "perfoı nıansa göre
ücret" sisteminin emekçilerin ış-
lerini kaybetme korkusu içinde,
"yöneticilere kul olduğu" bir
düzen olduğunu bclirtti.
Şimşir, şunları kaydetti: "Sa-
kıncalarını anlattığımız kölelik
yasalarının, kültür ve sanat ku-
rumlarını etkileyeceği konusu
sendikamız tarafından iki yıl
dır ısrarla anlatılnıaktadır. Bıı-
na karşın, başta Kültür vc Tu-
ı izin Bakanı olmak üzere ba-
kanlık müsteşarı ve sanat ku-
rumlarımn genel müdürleri ta-
rafından bakanlık çalışanları-
mızın kapsam dışında olduğu
açıklamaları yapılmış, çalışan-
larımız aldatılmıştır. Şiıııdi çif-
te standart ve keyfiyeti kendile-
rine hak belleyen yöneticileri-
miz, o zaman neler yapmazlar?
Torpili ve adam kayırmayı ya-
sallaştırmaktan başka neye ya-
rayacak bu yeni yasa? Onurlu,
bağımsız kişiliğe sahip sanatçı-
ların böylesi bir düzende yeri
ncresi olacaktır?"
'AKP, Kıbns'ta hatah'
tstanbul Haber Servisi - Türkiye
Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar
Vakfı (TÜSES) tarafından Prof. Dr. Er-
dal Inönü'ye sosyal demokrasiye
yaptığı katkılar nedeniyle ödül ver-
di. Ödül töreninin ardından düzenle-
nen "Avrupa Birliği sürccinde Kıb-
n s " konulu panelde AB vc Kıbrıs ko-
nusu ele alındı.
Bılgı Ünıversitesi Rektör Yardımcısı
Şule Kut'un yönettıği panelde konuşan
SHP Genel Başkanı Murat Karayal-
çın, Türk heyetinin 17 Aralık'ta Kıbns
tuzağına düşürüldüğünü, heyetin çok
önemli konulara karşı çıkma gücünü
gösteremediğini vurgulayarak "Kıbns
sorunu konusunda Annan Planı'nın
bırakıldığı yerden yeniden ele alına-
bileceği kanısında değilim" dedi. Es-
kı Dışışlen Bakanı Şükrü Sina Gürel,
AKP'nin, Annan Planı sürecinde AB
ve Kıbns konulannda hatah olduğunu
belirterek, "Annan Planı'nı yeniden
dirilten Erdoğan oldu. Sonra plan
önümüze dayatma olarak geldi.
Umarım bundan sonra AB ve Kıbrıs
konusunda dayatma koyanlar, eskisi
kadar hızla başarılı olamazlar"dedi.
Emekli büyükelçi Özdem Sanberk,
Türkiye'nin katılsa da katılmasa da
AB'nin geleceği hakkında söz sahibı
olması gerektiğini ifade etti.
ÎNÖNÜ'YE ÖDÜL - TÜSES, Prof. Dr. Erdal Jnö-
nü'yü sosyal demokrasiye yaptığı katkılar nedeniyle ödül
verdi. Törende demokrasinin gclişnıesi için elinden gelcni
yaptığını belirten İnönü/'Bir insanın öınrü boyunca siya-
sette kalması olmaz. Bir hcdcf bclirlcnir, o hedefe varılın-
ca siyasetten ayrılmak gerckir" dedi. (GÖKÇE UYGUN)
j Sulu kar Gök gürultülu
GUNDEM MILSTAFA BALBAY
• Baştarafı I. Suyfuda
diz boyu. Ama hava durumuna konu olan kar or-
tada yok.
Biz en iyisi Ankara'daki gerçek hava durumunu ak-
taralırn da hem başkentlilerin hem de Anadolu'dan
Ankara'ya bakanların merakını giderelim...
Sayın okuyucular, Ankara çok ama çok yoğun bir
alçak basınç altında.
Alçak mı alçak bir basınç!
Üstelik tek yönlü de değil. Avrupa üzerinden ve At-
lantik üzerinden gelen alçak basınçla Basra-lrak
üzerinden gelen alçak basınç Ankara semalarında
birjeşti ve yoğun bir ısı terselmesine neden oldu.
Üçlü basınç, atmosferin Türkiye üzerindeki onur
tabakasında da incelmeye neden oluyor. Onurtaba-
kasının kimi bölümlerinde deliklerin oluştuğu, ancak
toplum üzerinde olumsuz hava yaratmaması için
gizlendiği iddiası var. Hava haritalarında da hissedi-
len bu incelmenin yeniden eski haline dönmesi için
alçak basıncın etkisinin azaltılması gerekiyor. Bu-
nun için de şiddetli bir rüzgârın esmesi kaçınılmaz
görünüyor. Anadolu'dan esen rüzgâr yer yer etkili
oluyor ancak alçak basıncın yoğunluğu nedeniyle bu
etki her yerde aynı şiddette hissedilmiyor.
Ankara'dan Kıbrıs yönüne doğru ise yoğun bir sis
dikkati çekiyor. Uzun süredir etkisini sürdüren sis
görüş mesafesini zaman zaman Brüksel ölçeklerine
göre birkaç metreye kadar indiriyor. Başkentten Kıb-
rıs yönüne gidenlerin yön bulmakta zorlandığı, pek
çok kurumun yolda kaldığı haberleri var.
Ankara'nın içindeki rüzgâr ise sürekli yön değişti-
riyor. IMF yönünden şişleme ve bahşişleme biçimin-
de esen rüzgârın özellikle başkentin Bakanlıklar
semtinde ve Eskişehir yönündeki yüksek binalarda
etkili olduğu görülüyor. Ankara'da IMF yönünden e-
sen rüzgârın yağmur bulutlarını getireceği ve Ba-
kanlıklar semti sakinlerinin yüzünü güldüreceği bek-
lentisi hâkimdi. Keşişleme, affedersiniz şişleme es-
en rüzgârın etkisini sürdürmesi bekleniyor.
Kuzey yönünde ise buzulların çözülmekte olduğu
ve bu durumun Türkiye'ye kuzey yönünden esen
rüzgârların ılımanlaşmasını sağladığı dikkati çekiyor.
Bu ılımanlaşma ilk aşamada mavi akım biçiminde al-
gılansa da Ankara'nın akım derken başka şey deme
olasılığının da bulunduğu görülüyor.
Orta Asya yönünden esen rüzgârların da başkent
üzerinde zaman zaman bulutlanma yarattığı, ancak
bu bulutların herhangi bir yağış getirmediği gözleni-
yor.
Sevgili okuyucular, Ege üzerinden Ankara'ya doğ-
ru gelen basıncın ise yüksek olduğunu görüyoruz.
Ege'deki basıncın sık sık kendi etrafında döndüğü,
"Avrupa ve Atlantik üzerinden gelen alçak basıncın
etkisiAnkara 'ya yeter, ben yüksekte durup bunu sey-
redeyim" havasında olduğu izlenimi hâkim. Ancak
buradaki yüksek basıncın seviyesinin her an deği-
şebileceğini de unutmamak gerekiyor.
Hava durumunda sık sık meydana gelen değişik-
lik Ankara'da şehir içi iletişimi de güçleştiriyor.
Yoğun ve şiddetli iletişim bozukluğunun özellikle
Bakanlıklar semtinden Yargıtay ve Danıştay'ın bulun-
duğu Kızılay yönüne doğru hissedildiği görülüyor.
Anadolu'nun değişik yönlerinden gelip Ankara'nın
Bakanlıklar bölgesinde iletişim kurmak isteyenlerin
hükümete bağlılık halatlarını yanında bulundurması
ve saadet zincirlerini ihmal etmemesi gerekiyor.
Bakanlıklar yönünden esen rüzgârın TBMM'nin
bulunduğu Ayrancı bölgesini tümüyle etkisi altına
aldığı, ancak bu rüzgârın Çankaya yönüne doğru
ilerledikçe bütün etkisini yitirdiği görülüyor.
Evet sayın okuyucular...
Ankara'daki hava durumu böyle.
Bu havanın dağılması ve değişik yönlerden gelen
alçak basınçların etkisini yitirmesi için Anadolu'dan
şiddetli bir rüzgârın esmesi gerekiyor...
Eser mi?
Onu da haber vereceğiz... Bizden ayrılmayın...
ankcumC" cumhuriyet.eom.tr
Sıvas davası samkaları
12 yıl sonra
yakalandılar
Haber Merkezi - Sı-
vas'la 2 Temmuz
I993'te Madımak Ote-
li'nin yakılarak 37 kişi-
nin katlcdildiği olaylara
karıştığı gerekçesiyle
haklannda gıyabi tutuk-
lama kararı bulunan 2
kardeş, 12 yıl aradan
sonra yakalandı.
Sıvas Emniyet Mü-
dürlüğü Terörle Müca-
dele Şube Müdürlügü
ekiplerinin kentte dü-
zenledikleri operasyon-
da Ali T. ve Saadettin
T. kardeşler gözaltına
alındı. Sıvas Emniyet
Müdürlüğü'ndekı sorgu
ve işle mleri tamamla-
nan Ali T. ve Saadettin
T. kardeşler, güvenlik
önlemleri altında Sıvas
Cumhuriyet Başsavcıh-
ğı'na getirildi. Adliye gi-
rişinde yüzlerini kapatan
sanıklardan biri, "Bizinı
olayla ilgimiz yok, hep-
si iftira, yalan. Günahı-
mız yok. Gerçek suçlu-
lar bulunsun" diye ba-
ğırdı. Bu arada adliyede
toplanan sanıklann ya-
kınlan ise asıl suçlulann
bulunmasını ıstediler.
Ali T. ve Saadettin T,
sevk edildikleri nöbetçı
malıkemede, hakların-
daki gıyabi tutuklama
karan vicahiye çevrile-
rek cezaevine gönderil-
di. Sıvas Emniyet Mü-
dürlüğü'ndcn yapılan
açıklamada şöyle denil-
di: "Sıvas Madımak
Oteli'nin yakılması ve
37 kişinin ölümü ile so-
nuçlanan olaylara ka-
tılmak suçundan, 1997
yılında Ankara I No'lıı
DGM tarafından hak-
lannda gıyabi tevkif
müzekkeresi çıkarılan
Ali T. ve Saadettin
T.'nin saklandıkları
yerin ihbar edilmesi
üzerine, savcılıktan alı-
nan arama karanna is-
tinaden görevli ekiple-
rimizce yapılan arama
sonucu, Saadettin T.
yakalanarak gözaltına
alınmış, Ali 1. ise gü-
venlik görevlilerimizi
görünce kaçmaya baş-
lamış, söz konusu şah-
sı takip eden görevlile-
rimiz, kaçan şahsı da
saklandıkları binada
yaptıkları arama sonu-
cu yakalayarak gözal-
tına almışlardır."