25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 2005 CUK 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkate Izmir Manisa Aydın Denizti PB PB PB PB PB PB PB PB 10 11 13 13 16 16 18 17 Sinop Y 14 Adana B 23 Samsun Y 17 Mersin B 22 Trabzon _Y 18 Diyarbakır B 17 Giresun Y 17 Şanlıurfa B 22 B 19Ankara Y 13 Mardin Eskışehir 9 Siirt B 19 Konya Y 12 Hakkâri Sıvas PB 12 Van PB 13 PB 9 Zonguldak Y 13 Antalya B 20 Kars Yurdun kuzey ve ba- tı kesımlerı parçalı ve çok bulutlu, Batı ve Or- ta Karadenız. Doğu Ka- DIS MERKEZLER Oslo PB -2 Berlin B 2 Moskova K -2 kuzeybatısı iutlu geçecek Hava s>- caklığı yurdun kuzey ve batı kesımlennde 2 ile 4 derece azalacak He/sinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Münih B B PB B B B B B -3 -1 8 7 4 7 3 0 Budapeşte PB 5 Aşkabat B 11 Madrid PB 14 Astana B -18 B 5 Taşkent B 7 Belgrad PB 8 Bakû B 14 Sofya Roma PS 9 Bişkek PB -1 Y 12 Tiflis B 18 Atina B 16 Kahıre Zürih K 2 Şam B 22 "B~24 öulutlu i Sıslı , BulutJu k Çok bulutlu < Yağmuriu •>-WJ Kartı S u l ü k a f Gok guaıltulı GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada leyen takıyye yöntemine başvurduğunu artık giz- lemiyor. AKP lideri demokrasi ve Islam ilkeleriyle ilgili önceki yıllardaki sözlerini bugün yinelemeye baş- ladı. Bir süredir gizlediği amaçları hemen hemen ay- nı kıvamda yeniden açığa vuruyor. 2. Cumhuriyet Tartışmaları kitabında RTE, "Bi- ze göre demokrasi amaç değil, ancak bir araçtır" dedi. Bu yargısına bir not ekleyelim; bir başka konuşmasında demokrasiyi istediği durakta (ör- neğin Islam Cumhuriyetinde) inilecek birtramva- ya benzetmişti. Avustralya'da bir üniversitede 1993'te açıkla- dığı görüşü, "Demokrasi bir amaç mıdır, araçmı- dır? Demokrasi (ve din) bir araçtır" diye yineledi. • • • Oysa2. Cumhuriyet Tartışmaları kitabında RTE demokrasi amaç değil araçtır söylemine tamam- layıcı ifadeler ekliyor: "(Demokrasi) hangisisteme girmek istiyorsanız (ömeğin Islam Cumhuriyeti) bu dûzenin seçiminde bir araçtır, diyor". Bugün Türkleri de dahil ettigi etnik gruplarara- sında bağı Müslümanlığın sağladığını söylerken hangi düşüncelerin tutsağı olduğunu daha önce- ki yıllarda şu ifadeyle açıkladı: "Türkiye'yiIslamın devlet planı içinde düşünüyonım." RTE bu düşünceden arınmadığı gibi, son açık- lamalan ile TC'yi Islam kimliğine çevirmekteki az- mini sergiliyor. önceki ve bugünkü söy/emleri a/t-üst kimlik tartışmasında etnik grupları bağlayan din faktö- rpnü öne çıkarmasındaki nedeni açığa çıkarıyor: Üst kimliğe Islamı oturtmanın peşinde, Zira, 1993'teşusözü, bugünkü açıklamalarının anahtan: "En üst belirieyici (üst kimlik) Islamın il- keleridir. Her şey ona göre belihenir." RTE Islamı üst kimliğe oturttuktan sonra büyük bir hızla ülkeyi, "üst belirieyici Islam ilkelerine" göre yönetecek. Gücü yeterse! • • • CHP lideri Baykal, "Başbakan'ın pusulayı şa- şırdığını" söylüyor. Acaba? Başbakan pusulayı mı şaşırdı yoksa Islam ilke- lerine göre bir Türkiye yaratmayı gerçekleştirme- ye mi çalışıyor? Adamın etnik gruplara, Türk ve Kürt sorununa bakış açılanndaki zikzaklara, din konusunu üst kimliğe yerleştiren son açıklama- lanna bakılırsa sorunun yanıtı şu: Amaç, laik Cum- huriyeti ılımlı Islam Cumhuriyetine dönüştürmek! Baykal doğru söylüyor: "Bu iş böyle gitmez. Ya Başbakan değişmeliya da Başbakan 'ı Türkiye de- ğiştirmeli" diyor. Bu Başbakan değişmeli, halk değiştirmeli. Evet, değiştirmeli. Ama, halkımız "û7d/şaf/r)"ayırdında mıacaba? Bkaflmftan, CM tepkisf • ANKARA (Cumhuriyet) • TBMM Insan Haklannı înceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, CIA uçakJanna ilişkin iddialan hatırlatarak "îstihbarat uçaklan, son günlerde dûnya semalannda dolaşmakta, bu arada ülkemizde de dolaştığı söylenmekte. Insanlar gizli cezaevlerinde sorguJanmakta ve işkenceye maruz kalmakta" diye konuştu. Uluslararası sözleşmelerin yok sayıldıgını ve BM'nin işlevsiz hale getirildiğini kaydeden Elkatnuş, "Dünyayı belli güçler, istediği gibi idare etmeye çalışıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu, insan hakJanndan geriye gidiştir" dedi. 'Depremi müvekkilim mi yaraffi?' • KONYA (Cumhuriyet) - Marrnara depreminde Yalova'da yaptığı ve sattığı bazı binalann yıkılması sonucu "birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verdiği" gerekçesiyle yargılanan Veii Göçer, ortaklan ve mimanna verilen 25'er yıl hapis cezası karannın Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafindan bozulmasmın ardından sanıklann yargılanmasına devam edildi. Duruşmada söz alan sanıklardan Zafer Coşkun'un avukatı Tahsin Sönmez ilginç bir savunma yaptı. Sönmez, "Suçun oluşması için binanın kendiliğinden olduğu yere çökmesi gerekiyor. Oysa bina deprem sonucu yıkıldı. Depremi müvekkilim mi yarattı?" diye konuştu. Kıran kursuna baskm • DENİZLİ (AA) - Denızlı'nin Kale ilçesine bağlı Karaköy beldesinde, yöneticiliğini H.D'nin yaptığı Karaköy Talebe Yurdu'nda, ilköğretim çağındaki çocujclara izinsiz Kuran kursu verildiği ihban üzerine, Kale Sulh Ceza Mahkemesi'nden alınan kararla jandarma ekiplerince arama yapıldı. Ekipler, kayıtlan olmayan 21 ilköğretim öğrencisini, yurt görevlileri tarafindan gizlice dışan çıkarüırken yakaladı. 'SOPU Nasri Sorulur' kitato • İstanbul Haber Servisi - TRT'nin deneyimli rauhabirlennden Kemal Aslan'ın, "Soru Nasıl Sorulur: Haberciler Için Bilgi Toplama, Mülakat ve Röportajda Soru Tekniği" adlı kitabı, Anahtar Kitaplar Yayınevi'nden çıktı. Aslan kitabında, sorunun amacını, kaynakla nasıl iletişim kurulması ve onun nasıl iJcna edilmesi gerektiğini, sözel ifadeler kadar beden dilinin de soru sormada etkili olduğunu ortaya koyuyor. 33 sanatçı aym çizghle • İstanbul Haber Servisi - 9-23 Aralık 2005 tarihleri arasında İstanbul Deniz Müzesi Sanat Salerisi'nde düzenlenecek olan resim sergisinde farklı anlayış ve çizgide çahşmalar yapan 33 lanatçı aynı "çizgi"de bir araya geliyor. Değişik linamikleri içinde banndıran ve onu besleyen iç ıluşumlanyla yeni kavramsal anlamlar "üklenen çizgileriyie sanatçılar günümüz sanat >rtamına farklı açılımlar sunuyorlar. Nükleerkaçakçılıkkuşhusuna kampom soruşturması istendi RaporMASAK'a dagönderildi 2.5 ıııilyoıı dolarlık indiıinı tLHANTAŞCI ANKARA - Lıbya 'da ele geçi- rilen ve Türkiye üzerinden gön- derildiği belirlenen nükleer silah üretiminde kullamlabilecek nite- likte parçaların ticaretinde kara para boyutunun da soruşturulma- sı istendi. Türk şirketlerin "çift kullanımlı" parça ticareti sıra- sında yüzde 50 oranında kâr etti- gi saptanırken 2.5 milyon dolar düzeyinde de indirim yaptıklan sonucuna ulaşıldı. Raporda bu durum, "Firmanın fiyat indiri- mioden kaynaklanan kaybı 2.5 mjyon doların üzerindedir. Bu anlamda satış miktanna bağlı olarak firmanın bu denli yük- sek bir kârı gözden çıkannış ol- ması basiretli birriiccaryakJa- şımıyla izah edilemez" denildi. GümrükTeftiş Kurulu'nca sap- tanan, Almanya'da başlayıp Tür- kiye üzerinden Libya'ya ulaşan ve nükleer silah üretiminde kul- lanım olasılığı yüksekparçalann ticaretinde ilginç bulgulara ula- şıldı. Müfettişler, Türk şirketle- rin beyannameleri, faturalan ve hesaplan mercek altına aldı.Be- yannamelere göre 1999 yılında güç kaynağının birim değerini 45 bin dolar olarak gösteren şirket- lerin, 2000 yılı ve sonrasında sa- tılan aynı özellikteki güç kaynak- lannın fiyatının 20-24 bin dolar arahğında olduğu belirlendi. 'TeamfiUere uymuyor' Raporda, "Birim fiyatlarda 25 bin dolara varan bu fiyat azafması dikkat çekici bulun- muştur. Beyannatneierin, faru- raların incelenmesindeeşyanın tanımlarının aynı olduğu gö- rülmektedir. Bu durumda bu kadar büyük bir fiyat düşüklü- ğü dikkate değer görülmekte- dir. Alıcı firmalara toplam 2.5 mUyon dolar düzeyinde indi- rim yapılması gibi bir sonuç doğmaktadır ki bu da ticari te- amüllere uygun görünmemek- tedir" değerlendirmesi yapıldı. Suçlanan işadamlanndan Se- lim Alguadiş, fiyatlardaki azal- manın kaynağını, o dönemde elektronik parçaların dünya piya- sasında dolar bazında ucuzlama- sı, giderlerinin aynı olmasına kar- şın dolardaki arhştan kaynaklan- dığmısavundu. Alguadiş, "mü$- terinin" çok miktarda alım yapa- cağım söylemesi nedeniyle de in- dirime gidildiğim öne sürdü. An- caJc, bu yanıt raporda, "Bu fir- malara (Pakisfan'daki) düzen- lenen tüm faturalar USD cin- sindendir ve bu anlamda pari- te değişikliği onların maliyetle- rini kesinlikle etkilemez. Fir- manın fiyat indiriminden kay- naklanan kaybı 2.5 milyon do- ların üzerindedir. Bu anlamda satış miktanna bağlı olarak fir- manın bu denli yüksek bir kâ- n gözden çıkarmış olması basi- retli bir tüccar yaklaşımıyla izah edilemez" değerlendirme- siyle tatmin edici bulunmadı. ÂmBaıgöfiara .$ .... (Balls to En,S iargoesî) Gümrük müfettişleri, olaya ka- nşan şirket yöneticileri hakkında dava açılması istemiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunurken rapo- run bir örneği de olayın kara pa- ra yönünden de soruşturulması için Mali Suçlan Araştırma Ku- rulu'na (MASAİC) gönderildi. Kimse ustfine almıyor Hakkkında dava açılması iste- nenlerden ZübejT Baybars Çay- cı, Dubai ve Pakistan şirketlerine yapılan ihracatla kendisinin ilgi- sinin bulunmadığını savunurken, "Bu ihracatlarla teknik olarak Ertuğrul Sözmen, satış pazar- Iama olarak Selim Alguadiş il- güenmiş olabilir" dedi. Sözmen de ihracatlar hakkında bilgisi ol- madığmı öne sürerken "Bu ih- racatın bağlantılan ile iJgili hiç- bir şey bilmiyorum. O dönem- de bu işlerle satış sorumlusu Baybars Çaycı ilgileniyordu" diyerek Çaycı 'yı işaret etti. AVUSTRALYA ZİYARETİ KKTCli sporculardanprotesto "Embargoed!"isimli sivil toplum kuruluşunun girişimleriyle, spor ambargolannı protesto etmek amacıyla hazırla- nacak posterin çekimleri, Girne"deki Jasmine Court HoteFde yapıldı. KKTCli futbolcu- lar, tümüyle sovunup mahrem yerlerini kampanyanın sloganını taşıyan "Ambargolara Şut! (Balls to Embargoes!)" pankartıyla kapatarak poster çekimleri için poz verdiler. Bu pos- : terlerifl, FIFA'nın KKTC alevhıne uyguladığı ve dostluk maçlannda yer almalarına bile ' uygulanan yasaklara karşı başlatılan bir dizi eylemin ilk olduğu belirtildi. (Fotoğraf: AA) ' YİMPAŞBaşkanı Uyar, aramrkenMeclis Komisyonu 'na bilgi vermiş Kırmızı bültenli konuk AYŞE SAYIN ANKARA - Türkiye'de ve yurtdışında usulsüz para topla- yıp batıran ve arkasuıda binler- ce mağdur bırakan YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Baş- kanı Dursun Uyar'ın, Alman mahkemesinin istemi üzerine "kırmıa bülten"le aranırken TBMM Islami Holdingleri Araştırma Komisyonu'na bilgi verdiği ortaya çıktı. Almanya Mannheim Savcılığı'nın 8 Şu- bat 2005 tarihli "uluslararası tutuklama emri" istemini içe- ren karannda Uyar'ın, Almanya ve Isviçre'de "saadet zinciri sistemi" tarzında yapılanmaya giderek çok sayıda insanı dolan- dırdığma işaret edilirken "kaç- ma tehlikesi bulunduğu için de hemen turuklanması" iste- niyor. Halen YİMPAŞ Yönetim Ku- rulu Başkanı olarak Yozgat'ta yaşamını sürdüren Uyar, 14 Ekim'de Islami Holdingleri Araştırma Komisyonu'na bilgi verdikten sonra elini kolunu sal- layarak gitmişti. Komisyona "22 Kasını"da Dışişleri Ba- kanlığı tarafindan iletilen "uluslararası tutuklama em- ri"nde samk Uyar, Offen- bach'taki YÎMPAŞ AŞ ve Em- metten/tsviçre'deki YÎMPAŞ AŞ grubunun Denetleme Kuru- lu üyesi,YİMPAŞ AŞ 'nin kuru- cu üyesi, Mannheim'daki Aytaç Limited Şirketi'nin ortağı ve genel müdürü Abdurrahman Çiğdem ile birlikte dolandıncı- hkla suçlanıyor. Tutuklama emrinde kayınbi- raderi Fahri Gürler'in halen gözaltında olduğu, tutuklama karannın sadece Uyar için ge- çerli olduğu ifade ediliyor. Tu- tuklama emrinde, Uyar'ın Al- manya'da yaşayan Türk vatan- daşlanmn ortaklık paylarmı tahsil eden YÎMPAŞ Limited Şirketi'nin yöneticisi olarak birkaç bin yatınmcıyı "bilınç- li ve kasten dolandırmak ve zarar vermekle" suçlandı. Erdoğan'dan Gelibolu güvencesi CANBERRA (AA) - Avustral- ya Federal Başbakanı John Honard, Gelibolu 'nun "ta- rihi önem arz eden bir yer olarak ilan edilmesi konu- su"ndaAvustralya kanunla- rına göre, önerileri olduğu- nu açıklayarak "Herhangi bir şekilde Türkiye'nin hak ve egemenlikierini et- kilemek anlamında bir gi- rişim değil" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Gelibolu Yanmadası ve şe- hitlerin Türkiye için önemi- ne dikkat çekerek "Bu me- deniyetimizden gelen bir gerçekrir. DoJayısıvJa ora- da bu gerçeklerin göz ardı edilmesi mümkün değil. Gerek içerden gerekse dı- şardan kim gelirse gelsin, geldiği zaman iftihar ede- bileceği bir nıekânı hazır- laoıanın gayreti içindeyiz. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Sizin evlatlarınız da bizim misafirlerimiz- dir. Ondan da endişeniz ol- masın. Şehitlerimizle yan yanadırlar" diye konuştu. Avustralya'ya resmi ziyare- tini sürdüren Erdoğan, Mel- bourne'den Başkent Canber- ra'ya geçti. Erdoğan, Avust- ralya Federal Başbakanı John Hcmard tarafindan Federal Parlamento önünde resmi törenle karşılandı. Er- doğan ve Hovvard baş başa ve heyetler arası görüşme- nin ardından, iki ülke arasm- da çalışma ve tatil vizesi ile tanmda işbirliğini öngören anlaşmalann imza törenine katıldılar. Erdoğan. ziyare- ti kapsamında Avustralya Savaş Abidesi ve müzesini ziyaret etti, Atatürk Amtı 'na çelenk koydu. AB luııiKİıı kaygıya dönüştü Tanla,Türkhalkınınyüzde 66.5'ininTürkiye'ninAB'ye üye olmasını istediğini, ancak sadece yüzde 39.6'smın birliğe üye olunabileceğine inandığmı söyledi Bülent Tanla. İstanbul Haber Senisi - CHP istanbul Milletvekili Bülent Tan- la, Türk kamuoyunun yüzde 66.5'inin Türkiye'nin Avrupa Bir- liği üyesi olmasmı istediğini öne sürerek "Ama birliğe tam üye olabileceğimizi düşünenler yüz- de 39.6, düşünmeyenler ise yüz- de 46.9 oranında. Türk halkın- daki umutlu arayış, kaygılı bek- leyişe dönüştü" dedi. Tanla, Türk halkının AB politi- kaları ve kurumlan hakkında en az bilgiye sahip ulus olduğunu belir- terek bu konudaki notunun 10 üze- rinden 3.7 olduğunu ifade etti. AB ülkelerinin notlannın da 10 üze- rinden 4.4 olduğuna işaret eden Tanla, Türkiye'nin AB yolunda halklann, politikacılann ve bürok- ratlann çok iyi bilgilendirilmesi gerektigini anlattı. TanJa, Türki- ye'nin AvTupa kamuoyuna tanıtıl- ması, AB'nin de Türkiye'ye tanı- tıhnasuun önemine değinerek şöy- le devam etti:"Kültürümüzü, sa- natımızı, folklorumuzu öne ala- rak iç siyaset kaygılarından uzak, sivil toplum kuruluşlarıy- la işbirliği içinde bu büyük tanı- tımı yapmalıyız. Kültürümüzü, kültürel değerlerimizi, kültür varlıklarımızı, kültürel zengin- liklerimizi Avrupahlara tanıt- malıyız. Onların değerini tanı- maü, halklann bir arada yaşaya- bilmelerinin altvapısını oluştu- ran kültürel çoksesliliğin sağlan- masını temin etmeliyiz." G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile birlikte Şemdinli, Yüksekova ve Hakkâri'yi kapsayan ge- ziye çıkarken ilk gözlemim bu oldu. Van'ı Hakkâri'ye bağlayan Zap suyunun sık sık kestiği karayolu, yine 9O'lı yıllara oranla daha iş- lek. Kamyonlar otobüsleri kovalıyor. Irili ufaklı köylerde evlerin üstünü toprak damlar değil, teneke kap/amalar örtüyor. Köy evlerinin he- men yanındaki ot harmanlarının çokluğu bir baş- ka hayat belirtisi. Sözün özü PKK terörünün çok keskin olduğu yıl- lara oranla Güneydoğu'nun dağlarında, ovaların- da hayat belirtileri biraz daha artmış. • • • Şemdinli'deki ilk durağımız kitabevine yapılan saldırıda ölen Zahir Korkmaz'ın ailesi oldu. Kork- maz'ın annesinin, iki çocuğunun ağzını bıçak aç- mıyor. Kardeşler Engin ve Cengiz Korkmaz'ı ise susturmak zor. Engin Korkmaz, "75 ay Kırklare- li'nde askeıiik yaptım. Dönüşte bununla karşılaş- mamalıydım, ödül bu olmamalıydı" diyor. Kardeş Cengiz Korkmaz da Başbakan'ın Şemdinli'ye ge- lip kendilerini ziyaret etmemesinden yakınıyor, An- kara"nın gündemine gönderme yapıyor: "Başbakan 10 günlük dış gezilere gidiyor da, 2 dakika bize uğrayamıyor." Askerden dönen Engin işsiz. "Şemdinli'deişyok kine yapacağız" diye yakınıyor. Engin'e sordum: - Bölgede bir Kuzey irak beklentisinden söz edi- liyor. Okumaya gidenler var diyorlar. Sen ne düşü- nüyorsun? Engin, yeğeninin Istanbul'da dershaneye gittiği- ni, oradaki bir üniversiteyi kazanmak istediğinif söylüyor. Kentin içinde bizi dolaştıran Hikmet de işsizlik- ten yakınıyor. Ama kendi durumunun kısmen iyi ol- duğunu söylüyor. Mesleğini aynen şöyle açıkladı: "Kuyumculuk ve kaçakçılık". Şemdinli'nin ana güzergâhı Cumhuriyet Cadde- si'nde halka hitap eden Baykal'ın kardeşliğe ve bir- likte yaşamaya ağırlık veren konuşması yer yer al- kışlandı. Deniz Baykal konuşurken Şemdinlilerin arasında gezindik. Yüzlerde değişik ifadeler var- dı. Kimileri ola ki biri zorla açar diye ağzını sıkı sı- kıya kapatmış, konuşmayı dinliyordu. Çoğunluk norrnal bir Anadolu kentine siyasetçi geldiğinde nasıl davranılırsa öyle dinliyordu Baykal'ı. Şemdinli'de kasım ayında meydana gelen olay- ların etkisini büyük ölçüde üzerlerinden atmışlar. Bugünlerde deyim yerindeyse "heyet turizmiyle" kucaklaşmışlar. Şemdinli'yeAnkara, İstanbul mer- kezli heyetlerin biri gelip biri gidiyormuş. Arada çocuklarla konuştuk. 5 çocuktan 4'ü po- lis, 1 'i öğretmen olmak istiyordu. • • • Şemdinli'de en çok dikkatimizi çeken ise Bay- kal'ın konuşmasından sonra bir grup liseli gencin CHP liderinin önünü kesmesiydi. Doğrusu provo- katif bir eylem olabileceğini düşündük. Yaklaşın- ca gördük ki gençler kapatılan dershanenin açıf- masını istiyor. Gençlerie ayaküstü sohbet ettik. Şemdinli Jan- darma Sınır Komutanlığı burada bir Mehmetçik Dershanesi açmış, büyük kentlerdeki dershaneter- den eğitim malzemesi katkısı almış, geçen yıl kur- sa giden 270 lise öğrencisinden 32'si üniversite ka- zanmış. Bu yıl 300'den fazla öğrenci kaydını yap- tırmış. Durumu Şemdinli Sınır Alay Komutanı Al- bay Tacettin Soykök'e aktardık, kursun yakında açılacağını söyledi. Yüksekova ve Hakkâri gözlemlerini de yanna bı- rakalım. ankcumta cumhuriyet.com.tr Yeni büyükefçi<ten güven mefctubu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, ABD'nin yeni An- kara Büyükelçisi Ross L. Wilson'ı Çankaya Köş- kü'nde kabul etti. Kabulde. Wilson, Sezer'e güven mektubunu takdim etti. Wilson sunuş sırasında, Sezer tarafindan kabul edilmekten duyduğu mem- nuniyeti de dile getirdi. ABD Başkanı George W. Bush'tan iki mektup getirdiğini belirten VVilson, bunlardan ilkinin önceki Büyükelçı Eric Edel- man'ın çağnlmasına ilişkin mektup, ikincisinin ise güven mektubu olduğunu belirtti. 'Partiler, en yoztaşmış kurum' • LONDR4 (AA) - "Uluslararası Saydamlık" (Tî) örgürü tarafindan 69 ülkede 55 bin kişiyle ya- pılan mülakatlar sonucu hazırlanan "2005 Dünya Yolsuzluk Barometresi" adlı raporda, 69 ülkeden 45'inde siyasi partilerin yolsuzluğa en çok bulaş- mış kurumlar olarak görüldüğü belirtildi. Raporda siyasi partileri polis, yasama organlan, yargı ve medya izliyor. Raporda, sivil toplum örgütleri ve dini kuruluşlann yolsuzluklardan en uzak kurum- lar olarak görüldüğü de belirtiliyor. 'Türkiye'de işkence azalıyor' • STRASBOURG (A.A) - A\rupa îşkenceyi Ön- leme Komitesi'nın (AİÖK). 16-29 Mart 2004'te Izmir, Aydın ve Gaziantep bölgelerindeki cezaevi ve karakollarda yaptıgı incelemelerle ilgili raporu dün yayımladı. Raporda, "özellikle Izmir ve Ay- dın bölgesinde gözaltı koşullannda olumlu geliş- meler olduğu" belirtildi. işkence ve kötü muame- leyi önlemek için cezaevi ve karakol çalışanlanna verilen eğitimin olumlu sonuçlar verdiği kaydedi- len raporda. "eğitimin savcı ve yargıçlan kapsaya- cak şekilde genişletilmesi" tavsiye edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear