25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9ARALIK2005CUMA CUMHURİYET SAYF/ TeJ; 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 17 Revaç 7 Aralık saat 15.55 sularında TRT Radyosu, dinleyicilerden istek alıp şarkı çalarken programın sunucusu şarkılan bir kenara bırakıp "Şu anda çok revaç gören bir kitap var. Hasan Cemal'in kıtabı. Cumhuriyet ile ılgili" diyor. Bir dinleyici TRT'ye telefon edip, "Hasan Cemal'den komisyon mu alıyorsunuz" diye sormayı düşünüyor. - AKP turizmi baltalıyormuş... "Baltalar elimizde, haşema belimizde!" Amerikan elçisi resmen göreve başlamış. Bunun bir de gayri resmisi mi var! GEÇEN gün televizyonda gördüm. Murat Birsel adındaki sunucu arkadaş günümüzün popüler gazetecilerinden Hasan Cemal, Tuğrul Eryılmaz ve Ismet Berkan'ı stüdyoya almış, karşılıklı konuşuyorlar. Konu; Cumhuriyet gazetesi. Kulaklanma inanamadım. Bizim Ismet, "Kızılelma"cı olarak tanımladığı Cumhuriyet'in, haberferi kendi hesabına göre eğip büktüğünü söyledi. Bu görüşe bir tek Tuğrul itiraz etti; herkes aynı şeyi yapmıyor mu diyerek, Ismet'in lafını kesti, Helal olsun dedim içimden, aralannda en erkek adam Tuğrul'muş. Yayın sırasında telefon açıp kutlamayı düşündüm, sonra yanlış anlaşılır diye vazgeçtim. Aralannda konuştuklanndan anladığjm kadanyla Bizim Ismet'in "Kızılelma" benzetmesi ile Hasan'ın kitabındaki eleştiriler epey örtüşüyor. Yine anladığım kadanyla dertleri, llhan Selçuk'un ve Cumhuriyet'in kendileri kadar Hoşaf"demokrat" olamaması. Ulusal bütünlük, laik cumhuriyet, tam bağımsızlık dersen "Kızılelma"cısın, asla "demokrat" olamıyorsun. Bu yaftadan nasıl kurtulacaksın? Örnekleri ortada. Söz stüdyodan dışan, seç beğen al: Özeleştirini yapıp ulus ötesi sermayenin önünde kırk takla atacaksın. Emeği inkâr edeceksin. Emperyalizmin şaklabanı olacaksın. Amerika'nın silanlı işgallerine demokrasi ihracı diyeceksin. Kıbns'ı verip kurtulacaksın. Ermeni'nin soykınm propagandasına çanak tutacaksın. Sırtını Avrupa Birliği'ne yaslayacaksın. Islamcı iktidarın sofrasından kamını doyuracaksın. Şeriatçıya saygı gosterıp yemekte rakı içmeyeceksin. Türbana dolanacaksın. Ulusal çıkarlan yok sayacaksın. Ulusal onuru unutacaksın. Ulus devleti yıkmak için her türfü işbirliğine gideceksin. Özelleştirmeyi elinden geldiği kadar güzelleştireceksin. Toplumcu değil bireyci olacaksın. Sonunda aklını, vicdanını, aıhunu en çok parayı verene satacaksın ve böylece en hakikisinden "demokrasi havarisi" olacaksın. Bu da başka bir "elma" türü olmalı. Hormonlu elma! Dünya bunlaria dolu. Emperyalizm bunlan özenle yetiştiriyor ve örneğin Irak'ta tanesine 50 dolara yazı yazdırıyor. Işleri bitince de hoşaf yapıyorlar. Diyeceksiniz ki eşek hoşaftan ne anlar? Ne yapalım... Bu da "küresel demokrasf'nin bir başka sorunu. Soy Atilla Büyüktuncay: "Dedesi Osmanlı'yı batırmıştı; torunu Cumhuriyet'i batırmak istiyor. Demek ki soy çekiyor." SIP Ahmet Arpad: "Bir röportajında 'Dedem Cemal Paşa hiç peşimi bırakmadı' demişti. Işin sım bu cümlede gizli!" SESSİZSEDASIZ(I) Başbakan'a bakar mısınız; konuşuyor BAŞBAKAN'A bakar mısınız. "Etnik unsurları birbirine din bağlar" diyor. Dünyayı geziyor, dünyadan haberi yok gibi. Irak'ta Müslüman Kürtler, Müslüman Şii Araplar, Müslüman Sünni Araplar nıye bırbirlerıne bağlanamıyor da, Hıristiyan Amerikalılarla Hıristiyan Ingılızler "arabuluculuk" yapıyor? Katar'daki Müslüman Araplarla, Kuveyt'teki Müslüman Araplar nıye bırleşemiyor? Mısır, Surıye, Ürdün, Lıbya nıye tek devlet olamıyor? Hıristiyan dünyasında Katolik Italyanlarla Katolik Fransızlar ve Katolik Almanlar ya da Ortodoks Yunanlarla Ortodoks Ruslar birbirlerine bağlanmayı niye ak/l edemiyor? Başbakan'a bakar mısınız. "Türban konusunda toplumsal mutabakat sağlandı, Meclis'te mutabakat anyoruz" diyor. Dünyayı gezmekten Türkiye'yı unutmuşa benziyor. Seçmenin dörtte birinin oyu ile sandalyelerin üçte ıkisine sahip olmuş; ne olduğunun farkında değil. Dörtte bir azınlıkla toplumsal uzlaşmayı sağladığını sanıyor ama Meclis'tekı üçte ıkı çoğunlukla hâlâ uzlaşma ayarlamaya çalışıyor. Başbakan'a bakar mısınız. Konuştukça incıler ortaya saçılıyor. Yüksek Yerilim Hattı erdincutku • yahoo.com Cemali bozuldu medyanm yüzsüz dönekleryüzünden! Kadınlar ve Seçim Oyımu IV1ERİÇ YTELİDEDEOĞLU Geride bıraktığımız 5 Aralık günü Türkiye Cumhuriyeti'nin kadın yurttaşlarının seçme ve seçılme hakkını kazanmalan- nın 71. yılıydı. Bugün birçok konuda karşı- mıza dikilen AB ülkelerinin pek çoğundan yıllar önce Türkiye tanımıştı kadınlarına bu hakkı. Ne varki Batı, bu hakkın bü- yük ölçüde kullanılmasında öze/likle seçilmenin geniş bir biçimde gerçekleşmesinde büyükadımlarattı. Kadının yüzyıllar boyu se- çim olayından uzak kalması- nın yarattığı ayrımı gidermek için, kimi Batı ülkeleri ya da Hindistan gibi ülkeler, millet- vekilliklerinin bir bölümünün kadın üyelere ayrılmasını dü- zenleyen "kota" sistemini ka- bul etti. Bu sistemin uygulanmasıy- la bugün bu ülkelerin parla- mentolannda kadın üye kimin- de yanya ulaşmış, kiminde üç- te bir oranına varmıştır. Ayrıca bu ülkelerde parla- mentoya giren kadınların se- çim sonunda oluşan hükümet- lerde bakan olarak büyük sayı- da yer aldıklan da görülmekte- dir; Norveç'in 19 üyeli bakan- larkurulunun dokuzu kadındır, neredeyse yan yanya. öte yanda bu kota düzeni- nin, pariamentoyla sınırlı kal- madığı ülkenin öteki "karar mekanizmalan "nda da somut olarak uygulanmasına geçildi- ği gelen haberler arasında. Norveç'te yapılan yeni se- çimle oluşan hükümet, yöne- tim kurulunun yüzde 4O'ı ka- dınlardan oluşmayan şirketle- ri tasfıye edecekmiş. Hükümette bu işle görevli kadın bakan bu konuda çok sertmiş; yeni şirketler kotaya göre kurulacak, eskiler de iki yıl içinde bu düzeni uygulama- ya geçeceklermiş. Dünyanın bir bölümünde başta ülke yönetimi olmak üzere hertüriü yönetimde, ka- rar süreçlerinde kadın- erkek eşitlığini demokrasinin bir ge- reği olarak görüp buna çaba gösteren ülkelere karşı, kimi ülkelerde henüz kadınlann se- çime katılmalarını kabul etmiş değiller; Islam ülkeleri ise ço- ğunluğu oluşturuyor. Bu Islam ülkelerinin kimile- rine "demokrasi" getirmek için yola çıkan dünya jandarması ABD, işal ettiği bu ülkelerde ilk iş olarak göstermelik seçimler yaptınrken kadınlann seçilme- si için gereken her düzenle- meyi de dikkate alıyor. Ne var ki, gerek Afganis- tan'da gerekse Irak'ta koydur- duğu kadın kotalannın hiçbir anlamı yok; bir bakıma ABD de takıyye yapıyor. Çünkü şeriat yöntemıni se- çen bu ülkelerde kadın millet- vekilleri, kendilerini "ikinci sı- nıfinsan", "ikinci sınıfyurttaş" olarak gören "şeriat"\, onay- lamak zorundaydılar ve onay- ladılar. Gerek Afganistan gerek Irak meclısinde yer alan başlan ör- tülü -ama kesinlikle Emine Er- doğan, Hayrünisa Gül gibi değil- makyajlan eksiksiz -tıp- kı Emine Hanım, Hayrünisa Hanım gibi- olan bu milletve- killeri göstermelik olarak dün- ya kamuoyu önüne çıkanldı- lar; böylece Afganistan'da, I- rak'ta, demokrasinin temel ko- şullanndan olan kadın-erkek eşitliği sözde sağlanmış oldu. Kadınlara seçme ve seçil- meyi sağlayan ilk Müslüman ülke olan Türkiye, 1923 Devri- mi'nin Cumhuriyeti olarak bu konuda izlenmesi gereken da- ha doğrusu zorunlu olan yolu izlemiş, ilkin şeriat yönetimine son vermiştı. 1926'da kabul edilen Yurt- taşlar Yasası (Medeni Kanun) ile Türkiye'de artık dünyasal yaşam dinsel yaptınmlarla de- ğil, çağın isteklerine göre de- ğişecek olan yasalaria yürütü- lecekti. Böylece temeli eşitsizliğe, özellikle kadın-erkek eşitsizli- ğine dayanan şeriatın hiçbir rolü kalmamıştı; bu gelişme- den geçmeyen Islam ülkele- rinde kadınlann seçilmelerinin anlamı yalnızca göstermelik- tir, bir oyundur. Ne var ki, 71 yıl sonra TB- MM'deki kadın üye oranı yüzde dört, belediye başkanı seçiminde ise binde beştir, Türkiye'nin bugünkü yöneti- mine bakıp bu oranı değiştire- cek atılımiarda bulunmak ge- rekir diyemiyor insan; çünkü var olan haklar tırpanlanıyor. Oysa bu konuda düzenle- meler yapan ülkelerin dene- yimlerinden yararlanmalı, do- layısıyla partiler "kota" olgu- suna yaklaşmalı, örnek gös- terdiğimiz ülkelerin yolundan gidilmelidir. KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇ AK behicakid yahoo.com.tr ÇfZGtLfK KÂMİL MASARAC1 kamilmasaraci ı mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MISTAFA BILGIS hayatepik(a mynet.com HASAN BEY BU SEFER ÇOK KOKUTTV AMA &AH$î$tFAZLA ALLAHTAN\.. KADIKOY 2. SULH HUKUK MAHKEMESI'NDEN Dosya No: 2005 607 \ ası Tavnı Mahkemenuzce \enlen 15'l0.2005 tanh \e 2005 60" esas. 2005 815 karar sayılı karar ile Urfi oglu 1924 dojumiu Mehınet Sabıh Suner. TMK 405 maddesı gereğınce \esayet altına alınarak kendıstne Mehmet Sabıh Vın I95" doğumlu kızı ÂvşeRefia Vatandostsası olaraktavmedılmıştır 25 10.2005 Basın 5^239 KADKÖY1. İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARHRMA İLAM Sayı 2005 69! Talımat Bir bofçfcm dofavı hacızlı otup. aşagYda cıns. mıkfar \e kıvmeti vazılı \Ş hıssesı satışa çıkaral- mıştır Bınncı arBmia .'0.12 2005 günü 14 00-14 IO"da Kadıköv I lcra Mudûrlu|fl adresımfc >apı- lacak \e o gunu ısteklı bulunnıadı^ı takdırde 05 01 20U6 gunu a\nj \er \e saatte 2 artırma >apılarak saülacagı Şu kadar kı amrma bedelmın maJın tahmı/ı edilen ki)Tn<ftınrn tamaırunı bulmasımn ve sa- aş ı9e>enm alacagına rüçhanı olan alacaklmın toplaraından fazla olmasının \ e bundan başka para>a çe\ ume > e paj lann pa> laştırma masraflannı geçmesının şafl oldugu. mahoızun »aüş bedelı ûzenn- den hesaplanacal KD\ 'nın alıcıva an olacağı. ıhale\e \iizde 20 lemıratla ıştırak edılecegı ve san$ şannaroesımn ıcra dosvusmdan görülebıkceŞı. raasrafi \enldı4mde jarmameıun bir ömegımn ısıe- >ene gondenlebılecea. fazla bıla almak ıstevenlenn vukanda >aaiı dos>a numarası ile claıremize başMirraalan ıbn ulunur ı * 12 2(<J? Muhammen kıımeıi >eni Tûrk Urası: 15 "3" 50 -\TL. Adedi: 25 448 Cinsi-Vfahneti »e öıremli nitelikleri: Colakoglu Inşaat Tunzm Erverjı Lretımı Sa- §IB>T veTıc AS'deborçlu HüsevmÇolak'm hıssesı11 pav dejen 06184 YTL ı Basm5"S~b OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ % C/A /Vavö Yo/hü cjfye k I ^ k et kumlmış. (j ^ ^ kjjrgenaayahoo.com TARtHTE BUGÜN MLMTAZAJUKAN 9Arohk tncuKmiuntaz-nrikan.com JOHN LBNNON ÖLDÜRÜLDÜ!. 138O/>£ SU6UM, BEATXES HAFIF MOZftC TOPLULUGUUUN UN LJJ ÜYELERlNOEN JOHN C-ENfUOU, lUA&C D4İ/ID A/>1/ g/R HAI/MIILf TmeAe/H&AA/ TTfBAfi/CAyLA ÖLJ3ORÜL.- fi/IÜÇTTJ. pAHA GON&U-AlZt, KATH.İN ESHCİ &İR. LEfJUOM HAY/SAM OU>UĞU,AMA AtCİ./' OEN6ES/UIN 8U- . İ36O', DA, PAUL MC CAerNEY, GEOGGE II S.ON VE ew<so A*tiZ/K PÛMMSfM •ÇA/eSA/J JDKAİ LENNOKI, SEA7TES G0UBUNUN BlBÇOK '. GEMÇ MÜ- SALStM yAISATAH GRjjP, ON Yl BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Ağaçların Kralı Zeytin, binlerce yıldır pek çok kültürde banşın, be- reketin ve umudun simgesi olarak görülmüştür. Tam olarak ne zaman, nerede yetiştirildiği ile ilgili bilgiler ke_- sinlik kazanmamıştır. Kimi varsayımlar zeytinin MÖ 5000'li yıllarda Mezopotamya'da, kimileri ise yine MÖ 5000'li yıllarda Italya'da yetiştirildiğini göstermektedir. Kuşkusuz, zeytinin simgeleştiği en önemli kavram banştır. Ağzında zeytin dalı taşryan güvercin, bin- lerce yıldır banşın simgesi olarak kabul edilmiştir. Zeytinin banşla simgeleştiği efsane ise ünlü Nuh Tu- fanı'nı anlatan efsanedir. "Yarattığı insanoğlunun dünyaya kötülük saçtığını gören Tann, insanlığı bir tufanla cezalandırmak ister. Tufan olmadan önce Nuh, yeryüzündeki tüm canlıla- nn çjftlerini bir gemiye toplar. Ardından büyük tufan başiar. Nuh'un gemisindekilerhariç yeryüzündeki tüm canlılaryok olur. Tufan bittikten sonra Nuh, sulann çe- kilip çekilmediğinı anlamak için bir güvercini gemi- nin penceresinden dışanya salar. Sular çekilmedi- ğinden güvercin gemiye geri döner. Yedi gün sonra Nuh güvercini bir daha bırakır. Bu sefer güvercin ağ- zında bir zeytin dalı ile geri döner." O gün tufanın so- na erdiğinin işareti olan zeytin, bugün de banşı sim- gelemektedir. Antik Yunan'dan eski Mısır'a değin zeytinin pek çok dini ayinde kullanılması, ona atfedilen kutsiyetin bir göstergesi olarak da sayılabilir. Zeytinle ilgili onlar- ca efsane, zeytinin pek çok medeniyette ne kadar önemli anlamlan olduğunu bize gösteriyor. • • • Buefsanelerden birisi zeytinin oluşumu ileilgili olan- dır. "Âdem ölümünden önce Tann 'dan merhamet di- ler ve bunun için oğlu Sit' i görevlendirir. Sit, cennet bahçesindekiiyilik ve kötülükağacından üç tohum alır ve babasının ağzına koyar. Babası gömülünce to- humlaryeşerir ve bu tohumlardan zeytin ağacı, sedir ağacı ve servi büyür." Zeytinin oluşumuyla ilgili diğer bir efsane de Yunan mitolojisine aittir. Efsaneye göre, "Tann Zeus, insan- lığa en değerii armağanı veren tann ya da tannçanın Attika'nm hükümdan olacağını ilan eder. Bunun üze- rine deniz tannsı Poseidon, barış ile bilgelik tannça- sı Athena mücadeleye girişirler. Poseidon, üç dişli ça- talını bir kayaya saplar ve insanlan uzak yerlere götü- recek, savaşlar kazandıracak olan "atı" yaratır. Athe- na ise mızragını yere saplayarak bir "zeytin ağacına" dönüştürür. Şehır halkı bu zeytin ağacının büyük bir zenginlik ve bereketin kaynağı olduğuna karar verirve Athena' nın onuruna şehre "Atina" adı verilir. Bugün bile efsanenin olduğu kabul edilen yerde bir zeytin ağacı durur. Bütün zeytin ağaçlannın Athena' nın ya- rattığı bu zeytin ağacından çoğaldığı söylenir." Yetiştirilmesi oldukça zahmetii olmasına karşın birçok medeniyette ve binlerce yıldır çok rağbet gö- ren bir bitkıdır zeytin. Bu nedenle krallann sofralannın bile vazgeçilmez mezesi olmuştur. Hatta öyle ki yine bir efsaneye göre; Mısır'ınfiravunuIII. Ramses (MÖ 1198-1166) zey- tini, Güneş tannsı Ra'ya hediye etmişti, "Senin şehrin Heliopolis'izeytin ağaçlanyla süsledim", diyerek... Krallann taçlannı süsleyen, Solon'un uğruna yasa çıkardığı zeytin ağacı, ağaçlar âleminde de çok rağ- bet görüyor olsa gerek yine bir efsaneye göre: "Ağaç- lar kendilerine bir kral seçmek istediğinde ilk olarak zeytin ağacına başvuruhar. Ancakzeytin ağacı kral ol- mayı kabul etmez. Daha sonra ağaçlar incir ve asma ağacına giderler, ama incir ve asma da kral olmayı kabul etmez. Ağaçlar en sonunda karaçalıya giderler. Ve karaçalı, ağaçlann kralı olur." Karaçalı, Leyla ile Mecnun'u ayıran bir bitkidir. "Leyla ile Mecnun birbir- lerine olan sevgilerini şiirierie dile getirirler. Aralann- da bir gül ağacı vardır. Zebani gelerek gül ağacını alır ve yerine karaçalı koyar." • • • Karaçalı, çok hızlı büyür, dikenli azgın bir bitkidir. Efsaneye göre ağaçlann kralı olmayı kabul ettiğinde; "Gölgeme sığınmayanıyakıp yok edeceğim" demiş- tir. Ağaçlann kralı olmayı, "llahlan ve insanlan onurian- dırmak için kullanılan yağımı bırakıp ağaçlar üzerin- de sallanmaya mı gideyim!" diyerek reddeden zeytin ağacının yerine karaçalı, yok edici krallığını kurmuş- tur. - Şimdilerde ne çok karaçalı var... - Yüreği sevgiden, banştan yana çarpanlar bir zey- tin fidanıdikmeli... gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 73 79 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 SOLDANSAĞA: 1/ Bir bılgisa- yar sistemini oluşturan ge- reçlerin tümü. 2/Serbestmes- lek adamlanru içinde topla- yan resmi bir- lik.. Göreceii. 3/ Uzun tüylü bir süs köpe- ği.. Elektrik donatımında kullanılan ve bağlantı- lann yerleştırilmesine yarayan kuru. 4/ îki tarla arasındaki sınır... Bir motorda bıyellerin almaşık devinimim dairesel devinime çe- virenmil 5/Tütündiz- mek. kunıtmak ve iş- lemek için kullanılan üstü kapalı sergi... Dolma yapmak için hazırlanan kanşım. 6/Dört İncil'den üçüncüsünün ya- zan... Yaldızlı. 7/Hacım. 8/YapıIan bir iyiliğe karşı ken- dini borçlu sayma... Boru sesi. 9/Türkçenin de yer al- dığı dil ailesinin adı... Tahıl yıgını. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Rakmm "'aslan sütü", turizmin "bacasız sanayi" bi- çiminde adlandınlması örneklerinde olduğu gibi, bir sözcükle anlatılabilecek bir kavramı birden çok söz- cükle anlatmaja venlen ad. 2JAnJayışsız ve kaba kim- se... Vilayet. 3/Hızmet hav-vanJannuı ayagına çakılan demir... Odenmesi gereken birparanın, alacağa sayı- larak bir bölümünün odenmesi. 4/Avrupa'da bir ülke. 5/NikeI elementinin simgesi... Arjantin'inplakaimi... Romanya'mn para birimi. 6/Eskiden Rum korsanlan- na verilen ad. 7/"Akaju" da derulen bir ağaç... Kemik- lerin \oivarlak ucu. 8/ YoksuJ... Bir cetvel türü. 9/Lis- te başı olmuş hafif müzik parçası.^Bir yaşında kjçi vavrusu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear