25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AR«JK 2O05 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER UIVŞTIRMA BAKANIYILDIRIM: Uçak, Sabiha Gökçen'e 2 kez indi Ulıştırma Bakanı Binali Yıldınm, ABD tescilli uçağın PegasusTec şirketine ait ol- dıŞunu söyleyerek "Teknik uçuş yaptığı biLnen uçak, Türkiye'de 21 saat kalmış- tır İşkence iddiası varsa bunu ilgili ku- runlara soracaksınız" dedi. AN£ARA(Cumhu- riyet Kirosu) - Ulaştır- ma Bakanı Binali Yıl- dınm, CIA'ya ait ol- duğu belirtilen uçağın, Türkije'ye 1 değil 30 Ekim ve 15 Kasım ta- rihJerinde olmak üze- re 2 kez indiğini söy- ledi. Yıldınm, "Uça- ğın tescilli olduğu ülke ABD, ıçağın sahibi ise Pegasus Tec. şirketidir. Teknik uçuş > apüğı bi- Bnen uçak, Türkiye'de 21 saatkalnuştrr. tşken- ce iddias] varsa bunu ilgili kunımlara sora- caksnuz. Bu benim gö- revim değil" açıklama- sını yaptı. Ulaştırma Bakanlı- ğı tarafından "LTaşür- ma Altyapı İhtivaç De- ğerlendirmesi Proje- s"nin tanınmı amacıy- la Hotel Etap Altınel'de düzenlenen toplantıya katılan Yıldınm, basın mensuplannın sorula- nnı yanıtladı. Yıldınm.CIAuçak- lannın Türkiye'ye iniş yapıp yapmadıklanrun sorulması üzerine, her- hangı bir CIA uçağı- mn izinli olarak Türk hava sahasını kullan- masının söz konusu ol- madığını belirtti. Söz konusu uçağın ise Azerbaycan'dan kal- kan ve 30Ekimile 15 Kasım tarihlerinde iki kez uçuş yapan bir uçak olduğunu ifade eden Yıldınm, uçağın ıcayıth olduğu ülkenin ABD. sahibinin ise Pe- gasus Tec. şirketi ol- duğunu söyledi. Bu şiıketin Azerbay- can'dan Gözen Hava- yolları'nın Türkiye temsilciliği aracılığı ile Sabiha Gökçen Hava- limanı'ndan gerekli izinleri aldığuıı anla- tan Yıldınm, "Bu uçak, teknikuçuş olarak uçu- şunu tamamhyor. Sa- biha Gökçen'e iniyor. Ondan sonra Hollan- da'yagitmek üzeretek- rar havalanıyor. Olay bundanibaretBu uçak CIA uçağı nudır, biz bi- lemeyiz" dedi. Uçak hakkında herhangi bir araştırma yapılıp ya- pılmadığının sorulma- sı üzerine Bakan Yıl- dınm, uçağın sivil bir uçak olduğunu belir- lediklerini, ancak araş- tırma yapmak gibi bir misyonlannın olmadı- ğını söyledi. 21 saat kaldı Yıldınm, Sivil Ha- vacılık Genel Müdür- lüğü'nün sivil uçuşlar- da tam yetkili olduğu- nu belirterek "Eğeras- keri uçuş yapüacaksa askeri makamlardan bizebukonudabilgige- Br. tstihbaratuçuşlann- da ise bilgûün, Dışişle- ri ve diplomatikkanaJ- brdan gefanesi gerekn-" dedi. Yıldınm şunlan söyledi: "Tamamensi- vütescifli,şirketeaitbir uçak. tzinierini ve pro- sedürieri yerine getir- miş, teknik uçuş yap- nuş, içerisinde mürette- battan başkayolcu yok. Ne Türkiye'den yolcu abnış ne de burada yol- cu bırakmış. Türki- ye'de21 saatdinknmiş, yakıtını almış ve yolu- na devam etmiş." RAPYO VE TV KURABİLECEK Sendikalar Yasası değişiyor • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı'nca son şekli verilen 'Sendikalar Yasa- sı' taslağına göre sendika üyeliği için ara- nan noter şartı kaldınlacak, sendika iş kollan sayısı 28'den 18'e indirilecek; sen- dika ve konfederasyonlar radyo ve tele- vizyon kurabilecek. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Ça- lışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı, "Sen- dikalar Kanunu Tasa- na Taslağı''na son şek- lini vererek görüşleri- ni almak üzere sosyal taraflara gönderdi. Taslağa göre, sendi- kalann yıllardır eleş- tirdiği "noterşarti" kal- dınlarak işçinin doldu- rup imzaladığı kayıt fı- şini sendikaya verme- si ile sendika kaydı ya- pılabilecek. Halen sen- dikalara ve konfede- rasyonlara işçinin 1 günlük çıplak ücreti üzerinden üyelik aida- tı ödenirken. taslak, ai- dat miktarlannın da tü- züklerle belirlenmesi- nı düzenliyor. Taslakla. halen 28 olan işkolu sayısı 18'e ındiriliyor. Taslağa gö- re gıda işkolu şeker iş- koluyla, dokuma işko- lu deri işkoluyla, ağaç işkolu kâğıt işkoluyla, gazetecilik ve basın ış- kollan haber işkoluyla; kara, hava, demiryolu ve deniz işkollan ardi- ye ve antrepoculuk iş- kouıyla birleştirilecek. Taslağa göre 3984 Sayılı Radyo ve Tele- vizyonlann Kuruluş ve Yayınlan Hakkındaki Kanun'un, özel radyo ve televizyon kurma yasağına ilişkin 29. maddesi, sendika ve konfederasyonlar hak- kında uygulanamaya- cak. Böylece sendika ve konfederasyonlar radyo ve televizyon ku- rabilecekler. Halen. 16 yaşını dol- duran işçiler işçi sendi- kalanna üye olabilir- ken, 16 yaşım doldur- mamış olanlann üye- liği kanuni temsilcile- rinin yazılı iznine bağ- h tutuluyor. Taslak ise 15 yaşını dolduran iş- çilerin sendikalara üye olabilmelerine olanak tanıyor. Daha önce hazırla- nan yasa taslaklan, iş- çi ve işveren sendika- lannnı genel kurul sü- resinin 3 yıla indiril- mesini öngörürken. tas- lağın son şeklinde, mevcut yasadaki ola- ğan genel kurullann 4 yılda bir toplanacağına ilişkin düzenleme ko- runuyor. MSGSİJRektörü Prof.Dr. Ismet Vildan Alptekin'le 'üniversitegerilimi'ni konuştuk 'OrtaçağAvrupası'na öyldhülüyor OKTAYEKİNCİ Öncelıkle 10 ilden başlanarak 25 ye- nı üniversitenın daha kurulmasını he- defleyen hazırlıklar Anadolu kentleri- ni memnun etse bile akademik çevre- ler kaygı ve tepki içindeler YÖK'ün bu gibi "siyasi popühzm üniversiteleri" karşısında bılimin ve kültürün gereğinı savunamadığını be- lirten Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. IsmetVildan Alptekin, ülkemizdeki yükseköğrenim düzenı demokratikleşmeden akademik eğitün düzeyinin de yükselemeyeceği- ni söylüvor. Üniversıtelerarası Kurul (ÜAK) Baş- kanlığı'nı geçen ağustos ayında 9 Ey- lül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Ahcı'ya devTeden Prof Dr. Alptekin. YÖK yerine artık bu kurulun etkin ol- ması gerektiğini belirterek şunlan ek- liyor: "Hükümete sh^seten karşı olan ke- simkr, Y ÖK vönetiminin de hükümet- leobn çaoşmalankarşsmda YÖK'üdes- tekleyerek, asıl yapdması gerekeni unu- tmoriar.Çünkü hükümetinderdi YÖK değil, yöneticfleri. Örneğin YÖK Başka- nı'nın hükümet>anlısı otana dunımun- da bu çaüşma da tümüyle kalkar; ama ÜAK tüm ünh ersitekrinrektöıierdü- zeyinde temsil edildiğj demokratik ve kaühmcı bir organ olarak, kişilen? bağ- h değiL bilime \e akademik özerkükle- re da>ah olarak üniversite bağunsıznğı- nın da güvencesi olarak işlev görür~" "Psikolojik bunalım'lara katkıda bulunuyorlar MSGSÜ Rektörü Prof.Dr. Alpte- kin'in, özellikle Başbakan'ın üniver- sıtelen "başansız" gösteren ifadele- ri karşısında söylediklen ise üniver- sitelerimizin aslında "mudze" yarat- tıklan yönünde... Gelişmiş ülkelerde eğitime aynlan yatınmlar ve üniversitelere aynlan payın miktan açısından Turkiye'nin son sıralarda yer aldığuıı unutmamak gerektiğini belirten Alptekin şunlan vurguluyor; "Buna rağmen ünhersitekrimizin yetersiz kaynak. açlık suunnda çanş- ördığı ücretli elemanlan ile ortaya 'Akdeniz, küreselleşmede dinamikbir labomtuvar' Avrupa-Akdeniz ortaklığı bağlamında medya için düzenlenen bir dizi konferansın üçüncüsü Istanbuldayapılıyor... LEYLA TAVŞANOGLU BARSELONA - Avrupa- Akdeniz ortaklığı bağlamında medya için dü- zenlenen bir dizi konferansın üçün- cüsü burada yapıhyor. Hem Kuzey A\Tupa, hem de Araplar dahil, Ak- deniz ülkelennden gazetecı ve med- ya mensuplannın dınleyici ya da ko- nuşmacı olarak katıldığı toplanhnuı amacı, Barselona sürecinin 10. yılı, Akdeniz Yılı olarak ilan edildiği için Güney Akdeniz ülkeleriyle AB ara- sındaki, özellikle medya alanında ilişkilen daha sıkılaşnrmak ve tak- viye etmek. Medya için hazırlanan sürecın üç ayağı bulunuyor. Birinci ayak eylül sonunda Ürdün'de Lut Gölü kıyısında düzenlenen konfe- ransla başlatılıyor. tkinci ayak Fran- sa'nın Marsilya kentinde kasım ayı ortasındaki toplantı. Üçüncüsü ise tam Barselona Zirvesi'nin tarihleri- ne denk düşürülüyor. Gcniş katihmla yapıhyor Barselona toplantısının açılış otu- rumu geniş bir katılımla yapıhyor Açış konuşmasını yapan Avrupa- Akdeniz Enstırüsü Başkanı Ispan- yol Andreu Claret'in sözleri özetle şöyle: "Arka arkaya üç seminer fik- ri çok vararh oldu. Akdeniz, bu kü- reselleşme çağmda son derece dina- mikbir laboratuvardır." Katalan Ga- zetecıler Cemıyetı Başkanı Joan Bru- net ise konuşmasında daha çok etnik azınlıklar konusuna ağırlık venyor: -Basın, etnik azuıhklarlailgüi haber- leriverirken önvargılar ve kfişelerden kendini so\utlanıa>ı başarabilmelL Gazetecilerde kendileriotosansiir uy- gulamaktan kaçuınjabdıriar."" Katalonya Yönetimi Sözcüsü Jo- aquim Nadal ise şu görüşlere yer ve- nyor: "Akdenizbiriletişünvehaber- leşme bölgesidir. Ama artık yeni ini- siyatifler alma zamanı gelmiştir. Bu- nun yanında 10 yıl öncesinin strate- jileri bugün için de geçeıüdir. Med- yanın, ön\ argılann sona erdirümesi- nin bir aracı ounası gerekir.*' AB'nın ıyı komşuluk ılişküeri mı- man olan Avrupa Komisyonu Dış İlışkiler ve Avrupa Komşuluğu Siya- seti Komisyoneri Benita Ferrero- VValdner da şu konuşmayı yapıyor: "Biliyorum, kimileri için bardağm yansı doiu, kimileri için de bardağm Barselona topbmûsuun açılış oturumu geniş bir kaolunla yapınrken ilgmç protesto gösterilerine de sahne olmuştu. 'Arap dünyasında devrimyaratılar' Uvdu yayıncılığı tartışmaları ise daha da ilginç. Akdeniz havzasmda son 14yıldaparlayan ve mrıtcu ha- ber vermekle tamnan iki tele\izyon kanalı hemen hemen bütün konuşma- ların konusu oluyor. Bunlar El Ce- lire ve El Arabiya kanallan. Ağır- lıklı olarakAkdeniz havzasmdan ge- lenkonuşmacılardiyorlarki: "ElCe- zire ve El Arabiya kanallan demok- rat ve şeffafbasının olmadığı Arap dünvasında devrim varattı. Avrupa ülkelerinde bövle vaymlar vok. ABD dekı kanallara bakın. Embed- ded denilen Irak Savaşı 'nda ABD ordusuna tutkallayapıştırılan gaze- teciler Bush vönetiminin mikrofon- ları gibi davrandılar. Öte vandan El Cezıre ve El Ara- biya Arap dünyasını birleştiriciya- ym yapıyorlar. Heryerde izlenebili- vorlar." Bir aralık El Cezire televiz- yansı boştur. lztediğkniz politikalar ilişküerimizi daha da giiçlendirecek- tir. Gazetecilerin kimi durumlarda tehditleı altında kaldığını biliyoruz. Bu arada methada herkesin fikir ve ifade özgürlüğü olmalıdır. Mcdva. belli suurlar içinde hapsolma> an ile- tişinı özgüıiuğüne sahip bulunmab- dır. Öldürülen. taciz edilen. tchdidc uğra> an. işlerinden aolan gazeteci- lerin dramına çokciddibiçimde eğil- melhiz. Avrupa-Akdeniz süreciinişli çıkış- h bir yol izlemiştir. Ama artık bunu yemden yükseltebilmeliyiz. Akdeniz bizim denizimizdir. A\ rupa. komşu- lanyla iyi ilişkiler ve dayanışma için- de olmadan geüşemez,ileri gidemez. Bu bölgeinsanuunihtivaçlaruu bilen, onlan karşıla>an. onu dinleven bir gündem oluşturabilmeli>iz. fstikrar ve refah için i\i yönetişim gereklidir." Eğıamin çok önemlı olduğuna dik- kat ççken Fenero-Waldner sözleri- nı şöyle sürdürüyor: "Akdeniz YUK- zası nüfusunun üçte biri 15 yaşm al- tında. Bunun bir bölümü ilkokula grtmiyor. 2015'ekadarokuma-vazmamese- lesini kökünden yok etmeB\iz." Fer- rero-Waldner, bölge ülkelerinın her buTiıın koşullanna göre tek tek ey- lem planı hazırlaması gerektiğine dikkat çekerek diyor ki: "Medya çokönenıü bir rol mnuyor. Sizler (biz gazeteciler) de bunun küit o>ııncula- yonunu kimin fınanse ettiği tartış- ma konusuoluyor. Butartışma. El Ce- zire 'yi Katar hükiimetinin fınanse ettiği, ama yayınpolitikasına kesin- likle karışmadığı bilgisigelince nok- talanıyor. Bütün bunlar konuşul- duktan sonra sözlerin havatageçiril- mesi tüm katıhmcılann dileği olarak telaffuzediliyor. Bundan sonra önem- li soru, başlayan bu sürecin sür- dürülebilir olup olmayacağı... nsmız." Bunun ardından tek tek otu- rumlara geçiliyor. Medyanın rolüy- le ilgili olarak ağırlık verilen konu- lar son derece somut: "Gazeteciler klişe karmaşasımn ardına gizknme suçu işlememehdir- ler. Medyanın rolü. karmaşalann arasından geçmeyi başarabilmektir. Medya için kozmerik çözümler ola- maz. \led\a, klişeleri yıkmakta ön- cü olabilmen'dir. Ama değişmekte olan toplumlarda medya i>i enfor- masyon verirken deformasyon da yapabihnektedir. Küreselleşme Av- rupahlaşma olarakalgüandL Ama bu- nu çağdaşlaşma olarak değiştirme- Hyiz. Otekinin değerlerine ise hep te- peden baküdı.'* AŞKIN'IN tLK DURUŞMASI14 ARAUKTA YAPILACAK Savcılık Rektör Aşkın'ın sağbk raporunu istedi YUSUF ZtYA CANSEVER \AN - Van Cumhunyet Başsavcılığı, 13 Kasım'dan bu yana Yüzüncü Yıl Üniversite- si (YYU) Tıp Fakültesı Araştırma Hastane- si'nde tedavi altrnda tutulan Rek- tör Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın sağlık durumuyla ılgili hastane yöneti- minden bilgi istedi. Hastane yetkı- lileri ise ellerine henüz öyle bir ya- zı ulaşmadığını söyledi. îhalede yolsuzluk, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve resmi evrak- ta sahtecılik suçlanndan rutukla- narak cezaevine konulan Rektör Yücel Aşkın, Yüzüncü Yıl Üniver- sitesi Araştırma Hastanesi yoğun ba- kım servisinde 18. gününü doldu- rurken gözler 14 Aralık'ta yapılacak olan ilk duruşmaya çe\Tİldi. Duruşma öncesı hazırlık yapan Van Cum- hunyet Başsavcılığı ilk kez hastaneden res- mi bir yazıyla bilgı istedi. Savcılık hastane- nin vereceği rapor doğrulrusunda rektörün ilk duruşmaya gelememesi halinde nasıl bir yol izleneceğini tartışırken yetkililer böyle bir durumda duruşmanın ertelenmeyeceğını. mah- keme heyetınin hastaneye gıderek yargılama yapabileceğini behrtiyor. Van Cumhuriyet Başsavcılığı yet- kilileri. bu konuda şunlan söyledi: "Prof. Dr. Aşkın'ın sağhk duru- mu nedeniyle mahkemeye çıkmaya- cağı yönünde şu ana kadar doktor- lanndan herhangi bir be\an gelme- di. Bilgi amaçlı bir yazı yazdık. Eğer gönderilecek rapor olunısuz olursa mahkeme sebeplerini değer- lendirerek geçerii olup olmadığına karar verecek. ,\ma duruşmanm er- telenmesi söz konusu değil. Mutlaka yapılacak. Prof. Dr. Aşkuı'ın mahkemeye gelememesi durumıiRda mahkeme he\cri uygun görürse hastane\e giderek yargılann yapabilecek." koyduğu performans takdire şavandır ve üniversitelerimiz dünya klasma- runda son derece ryi bir ycrdedir ve bu durum bir mucizedm." dıyor. Meslek hselerinm ve buna bağlı olarak da özellikle imam hatip lise- leri mezunlannın üniversitelere gir- mesi için sürdüriilen çabalar konu- sunda da rektörün görüşleri şöyle; "Asırlarca önce, Avrupa da skolastik dönemlerde mezfaep ve tarikariar ağır basmakta,önce din adamı sonra mes- lek sahibi olnıa eğüimi desteklenmek- tejdi Yedi-sekiz asır önceAvrupa ül- kelerinin geiişme döneminderasdanan bu eğihmin şimdiTürkiye'de degörül- mesi, çağdaşhk adına oldukça kaygı vericidir™" Üniversitelere girme özgürlüğünün meslek hselerinın elinden almmadı- ğını da belirten Alptekin, bir anaya- sal hak olan bu olanağın kurallannm bulunduğunu, meslek liselerine ayn- calık tanınmasının ise üniversıtelere öğrenci yetıştirmek için programlan- mış liselerden mezun milyonlarca gencin haklanna ortak olmak ve on- lan mağdur etmek anlanuna gelece- ğinı söylüyor. Prof.Dr. Ismet Vildan Alptekin'in son zamanlarda ortaya atılan kont- rolsüz Kuran kurslan konusunda da uyanlan var. "Akü çağına gelmemiş cocuklar, ehil otanayan eDcrdc. hiçbireğitim verilme- den ezbere dayalı ve anlaşılmayan, açıklayıcı olmayan ilkel yöntemierle şartlandırümaktadır*' dıyen Alpte- kin şunlan eklıyor: "Din eğrrinıi el- bette verilmelidir. Ancak bu eğitim, çocuklann akıl çağlanna girmesiyle biıükte ve aydın din adamlan tarafin- dan verilmelidir_." ülkemizde 30 yıl önce türban sorunu yoktu* Ülkemizde ve üniversiteJerde otuz vıl önce türban sorunu yoktu. Biz o za- man da Müslümanlann çogunlukta ol- duğu laik bir ülkey dik. Aynca, her biri temel hak ve özgüıiüklerin çağdaş gü- venceleri olan Anayasa Mahkemesi, Da- nıştay ve L luslararası Insan Haklan Mahkemesi kararian bu konuyu tü- müyle kapatmışnr. Bilimsel ç«^matar, türban takmaya zorlanan kızlanmız ve kadınlanmızda psikolojik \e sosyal so- runlar olduğunu ortaya koymuştur. Bu olgunun üzerinde de önemle durulma- sı gerekir.'' Türkiye'de üniversite orta- mının bilimsel özerklik içinde ve çağ- daş kültürel yaşama katkıda bulunacak düzeyi yakalayabilmesi için, öncelıkle buna kaygıyla bakan siyasi egemenlik niyetlenne karşı önlem almak gerekti- ğini belirten Prof.Dr Alpte- kin, yapılması gerekenin ise YÖK'ün yen- ni ÜAK'ın al- ması gerektı- ğin, şöyle vur- guluyor: "ÜAK'nm görevleri yasa ve yÖDetmehk- lerle belirlen- mi^EÜAK'nn buçerçevedete- mdgöreviaka- demikkonular- dakarariarala- rak Türk üniversiteJenııin sorunlannı çözmek ve ilgili organizasyonlar yap- maktir. Buna paralel olarakda üniver- siteleri ilgilendiren tüm konularda ab- nacak karariarda yasa ve yönetmeük- lerin ohışturulmasmda ÜAK'nm kesin- rikle çahşmalann içinde olması ve ona- ymın alınması gerekir.'' İsmetVTkian Alptekin 'ERMENİ KONFERANSI'NA DURDURMAYI ELEŞTlRMlŞLERDl Gazetecflere mahkemeye hakaret iddiasıyla dava ANKARA(ANKA)- HukukçularBirhğiyö- neticisi Avukat Kemal Kerinçsiz'ın şikâyeti üzerine, Boğaziçi Üni versitesi'ndeki Ermeni Konferansı'nı iptal eden Istanbul 4. Idare Mah- kemesi'ne hakaret ettikleri gerekçesiyle gaze- teciler HasanCemal. tsmetBerkan. _ _ _ _ _ Haluk Şahin, Murat Belge ve Erol Kaurcıoğlu hakkında, Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi 'nde dava açıldı. Dava iddianamesinde "şüp- hdflerin" Türk yargı sistemini "eteş- tiri çizgisi dışında zan altında bıra- karak baskıcı anlavış sergiledikleri'' ilen sürüldü. Gazeteciler hakkında 6 ay ile 4 yıl arasında değişen hapis cezası istendi. Boğaziçi Üniversitesi'nde 23-25 Eylül tarih- leri arasında yapılması planlanan ancak Hu- kukçular Birliği'nin açtığı dava üzerine Istan- bul 4. îdare Mahkemesi tarafından durdurulan Ermeni Konferansı, 25 Eylül'de Bilgi Üniver- • Cemal, Ber- kan, Şahin, Belge ve Katir- cıoğju hakkın- da, Asliye Ceza Mahkeme- si'nde dava açüdı. sitesi'nde gerçekleştinlmişti. Hukukçular Birliği bu kez konferansın iptal edihnesini değerlendiren yazarlar aleyhine suç duyurusunda bulundu. Bağcılar 2. Asliye Ce- za Mahkemesi, konuya ilişkin dava açarak id- , dianame hazırladı. Radikal gazetesi yazarlan Erol Katırcıoğlu, Mehmet Murat Kadri Belge, Haluk Şahin, Mehmet îsmet Berkan ve Milliyet gazetesi yazan Hasan Cemal hakkındahazırlanan id- dianamede, "suç", "Adilyargılama- yı etkilemey e teşebbüs, devletin yar- gı organlannı aşağdama" olarak ta- nımlandı. Davanın ilk duruşmasının 7 Ara- lık'ta yapılması kararlaştınhrken, gazetecilerin geçerii mazeret dışında gerekirse mahkemeye zorla getirilmesi istendi. Iddianamede gazete- ciler için 6 aydan 4 yıla kadar cezalara çarptı- nlmalan istendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear