14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFiA + CUMHURİYET 28 ARALIK 2005 ÇARŞAMÇ.* HABERLER Pamuk içitı emsal karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 1 Haziran 2005'ten önce eski Türk Ceza Yasası'nın 159'uncu maddesinden açılan davalann Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlı olduğuna karar verdi ANKARA(CumhuriyetBü- rosu) - Targıtay 9. Ceza Daire- si, yazar Orhan Pamuk hak- kında ajçılan davaya emsal oluş- turacalc yenı bir karar aldı. Yar- gıtay, 1 Haziran 2005'ten önce eski TCTK'nın 159'uncu mad- desinden açılan davalann Ada- let Bakanlığı'nın iznme bağh ol- duğuna karar verdi. Akhisar Asliye Ceza Mah- kemesi., bir kişi hakkında, eski TCK'nin, «Türklüğe hakare- ti" de iç«ren 159. maddesinden açılan bnr davada, suçun 1 Ha- ziran 2O05'ten önce işlendiği gerekçesiyle yargılamayı dur- durdu. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe gıren 5237 sayılı ye- ni TCK. "ye göre, bu tür suçlar- Lagendik LACENDIJK'E 30TİNCİ MADDEDEN SORUŞTURMA Istanbul Haber Servisi - Beyoğlu Cumhuriyet BassavcıLgı, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk hakkında, Türk Si- lahlı Kuvvetleri'ne hakaret ve yargıyı etkilemek suçlaraalanyla soruşturma başlattı. Hukukçular Birliği Yönetım Kurulu üyesi Kemal Kerinçsiz'in suç duyurusunu işleme koyan Başsavcüık, Lagendijk hakkında soruşturma açıl- masına karar verdi. Lagendijk hakkında "Türklüğü, Cumhuriyeti, devietin ku- rum ve organlannı aşağılama" suçunu düzenleyen TCK'nin 301. ve "Adfl yargüamayı etkUemeye teşebbüs" suçunu düzenleyen 288. maddeden soruş- turma açan başsavcüık, Kerinçsiz'ı "müştekT sıfatıyla ifade vermeye çağırdı. da izne gerek olmadığını ileri sürerek asliye ceza mahkeme- sinin karannın yazılı emir yo- luyla bozulmasım istedi. Da- ire, söz konusu yerel mahke- me karannın bozulması iste- mıni oybırliğıyle reddetti. 9. Ceza Daıresi, suç 1 Haziran 2005'ten önce işlenmiş ise es- ki TCK'nin 159. maddesıne gö- re açılacak davalarda, yıne ay- nı yasanın 160. maddesinin 2. fikrasının Adalet Bakanlığı'mn ıznini öngördüğünü vurguladı. Yazar Orhan Pamuk hakkında TCK'nin 159. maddesine mu- halefetten açılan davada da suç tarihi 1 Haziran 2005'ten önce olduğu için Şişlı 2. Asliye Ce- za Mahkemesi, Pamuk'un yar- gılanması için Adalet Bakanlı- ğı'ndan izin istemişti. Adalet Bakanlığı, bu konuya ilişkın incelemesini hâlâ sürdürüyor. Pamuk hakkında açılan dava- ya ilişkin gazetecilerin sorula- nnı yanıtlayan Adalet Bakanı CetniÇiçek, "Şimdiacefeeime- yin, izni ya veneceğiz ya da ver- mejeceğiz. Bu karan görebfl- rnekiçin bekiemekgerekiyordu. Bütün mesele demokratik sa- bmJr" dedi. Istanbul 3. AğırCe- za Mahkemesi de, Pamuk hak- kındakı davaya "müşteki'' sıfa- tıyla katılan avukat Kemal Ke- rİBçsiz'ın, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği "dur- makararTnayaptığı ıtirazı red- detti. Öte yandan Pamuk hak- kındaki davanın ilk duruşmasın- da çıkan olaylan inceleyen mü- fettişler, adliyede görevli po- lislerin olay çıkmaması için sevk ve idare edilmediğine de işaret ederek emniyet müdür yardımcısı ve ekipler amirinin kusurlu olduğunu dile getirdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Solumuzun Geleceği ve Seçeneksizlik Melih Aşık dünkü köşesinde bir saptama yapıyor: "Çok yazdık, yine yazahm... Türkiye'nin çıkmazını AKP oluşturmuyor. Türkiye'nin çıkmazını; alterna tifinin bulunamaması, CHP'nin iktidar alternatifi olmaktan ısraria kaçınması oluşturuyor." Melih Aşık'ın bu saptaması önemli, çünkü hepimizin sonunda gelip dayandığı yer, siyası seçeneksizlik oluyor. Tabii burada CHP'ye ve Baykal'a kızıyoruz. Neden bir iktidar seçeneği yaratamıyor diye hayıflanıyoruz. CHP'nin yönetim zaafları, siyasete müdahaie zaafları olduğu bir gerçek. CHP sıyasetı daha çok, "istemezük" şeklınde ıfade edilecek bir tarzda yü- rütüyor. AKP, dünyadaki gelişmelerın de yönlendirmesiyle bir siyaset belır- liyor. CHP'nin tavrı ise bu belırlenen siyasetlere karşı çıkmak şeklinde ge- lişiyor. • • • AKP hükümetinin son aylarda gide- rek bir belirsizlik içine girdiğini görü- yoruz. AKP, Avrupa ile başlayan AB müzakerelerinde kritik bir sürece giril- diği andan itibaren, bu süreci baltala- yacak bir tarz tutturdu. 301. madde- den açılan davalar ve bu davalar ko- nusunda Adalet Bakanı'nın tutumu, umut verici değil. Bu tutum içinde müzakerelerin sağlıklı bir şekilde yü- rümesi söz konusu olamaz. Bunu bu hükümetin yetkili isimlerı bizden daha iyi biliyorlar. 301. mad- deden davalar açılıp mahkûmiyetler geldikçe, düşünce ve ifade özgürlüğü baskı altına alındıkça, içeride gerilim arttığı gibi AB ile ilişkiler de olumsuz bir sürece girecektir. Şu anda yaşa- nan budur. Başlangıçta, bu davalann açılmasının asıl nedenınin yargıdaki geleneksel anlayış olduğunu düşünü- yordum. Son günlerde kafamda şüp- heler oluştu: AKP bu davalann açıl- masından mutlu oluyor. Bu yolla AB'ye dirsek mi göstermek istiyor di- ye düşünüyorum. • • • Sonuç olarak, sonradan olma de- mokratlıkla işler bir yere kadar gidiyor ve sonra gerçek kimlik ortaya çıkıve- riyor. Işte insan bu noktada Türki- ye'de demokrasiyi, özgürlükleri, hal- kın eşitlik isteklerini karşılayacak bir sol muhalefeti arıyor. Bu ortamda öz- gürlükçü, kıtlesel bir sol muhalefetin çok iş yapacağına inanıyorum. Nerede bu sol muhalefet, nerede bu sol seçenek derseniz, elimi umut- suzca havaya kaldırıyorum. CHP'yi de bu işte tek başına suçlamanın haksızlık olduğu düşüncesindeyim. Solumuz ne kadar özgürlükçü, eşitlik- çi, demokrat ki, CHP'ye kızalım diye- rek kendi kendime söyleniyorum. • • • Ne oldu bize böyle? Sırf korkularla yaşayarak neye çözüm üretebiliriz ki! Avrupa Biriiği süreci, sağlıklı bir şekil- de değerlendirilebilir, Türkiye'nin çağ- daşlaşma hamlesi bu süreç içinde yeni açılımlar yapabilirdi. Buna da an- cak sol demokrat bir birikim ön ayak olabilirdi. Pekı böyle bir umut görunü- yor mu? Solda böyle bir seçenek ya- ratma umudu var mı? AKP'nin artık bir düşüş eğrisi içine girdiği söylenebilir. AKR yükselen mil- liyetçi dalgadan korkuya kapılmış gibi görünüyor. Geleneksel milliyetçi-mu- kaddesatçı eksene yaslanarak daha dar bir yörüngeye oturmaya niyetli gi- biler. • • • Işte çıkmaz da burada başlıyor. AKP'nin soluna geçecek, sırf korun- ma ile yetinmeyecek, toplumun önü- nü açacak değişikliklere önderlik edecek bir siyasi çıkışa ihtiyaç bulu- nuyor. CHP, böyle bir ihtiyaca cevap verebilir mi? örneğin, demokrasi ve özgürlüklerin önünün açılmasını sağ- layabilir mi? Benim görebildiğim ka- darıyla CHP yönetimi de yükselen milliyetçilikten prim alabilirim hesabı yapıyor. Oranın tapusu başka partile- rin elinde. Nafile bir çaba. Sol hareketın devlet eksenli olmak- tan çıkıp halk eksenli hale dönüşmesi gerekiyor. 1970'lerin halkçılığı önem- liydi. Ne yazık ki şu anda o halkçılık- tan eser yok. Böyle giderse olacak gibi de görünmüyor. Melih Aşık'ın söylediğine yeniden dönersek, "Türkiye'nin çıkmazı al- ternatif bulunamaması." Insanı asıl karamsarlığa iten de bu. Latin Ame- rika'da sol yükseliyor, Türkiye'de yerlerde sürünüyor. Nedir bizim on- lardan farkımız? O ülkeler, ciddi, an- tiemperyalist ve anti-militarist solcu geleneklere sahipier. Bizim solumuz- da antiemperyalizm milliyetçilikle sı- nırlı bir alanda hareket ediyor, anti- militarizmin ise a'sından bile söz edi- lemez. Düşünelim bakalım. Sonumuz ne olacak... GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOGLU Latin Amerika Dersleri Bolivya'da seçimleri, özelleştirmelere, ABD dış politikasına karşı olduğunu söyle- yen, kendini "Amenka'nın kâbusu" olarak niteieyen, "Sosyalizme Doğru Hareketi"nn lideri Evo Morales kazandı. Latin Ameri- ka'da solun bir "Rönesans" yaşamakta ol- duğuna ilişkin kanaat biraz daha güçlendi. Bu inançta bir haklılık payı var ama, Latin Amerika deneyiminden başka ülkelerdeki solun da faydalanabileceği dersler çıkara- bilmek için sürece biraz daha yakından bakmak gerekiyor. Ekonomik toparianma ve bağımsızlık İlk bakışta, soldaki bu güçlenmenin, il- ginç bir biçimde, bir ekonomik toparianma dönemiyle çakışmış olduğu görülüyor. Gerçekten de, IMF'ye göre, Latin Amerika ekonomileri 2000-2001 mali krizinin ardın- dan hızla toparlanmaya başladılar (Finance and Development, Aralık, 2005): Ekonomik büyüme 2004'te yüzde 5.6'ya, 2005'te yüzde 4'e yükseldi; 2006'da yüzde 3.5'in üstünde kalması bekleniyor. Aynı dönemde LA ülkelerinin dış ve iç mali dengelerinde de belirgin bir düzelme görülüyor. Her ne kadar IMF uzmanlan bu başan- dan bir pay çıkarmaya çalışsalar da, ger- çek oldukça farklı. Arjantin krizindeki fiyas- kodan sonra IMF'nin bölgedeki prestiji ve etkisi çok büyük ölçüde zayıfladı. Diğer bir deyişle Latin Amerika ekonomileri, IMF programlanndan uzaklaşma, kendi yolunu arama çabalanyla birlikte iyileşmeye başla- dı. Hükümetler, toplumsal hizmetlere, yok- sulluğu azattmaya yönelik harcamalan art- tırmaya, piyasa reformlannı sınırlandırma- ya, özelleştinmeleri durdurmaya, hatta geri çevirmeye, dış borçları ertelemeye, öde- memenin yollarını aramaya gıderek daha çok iç borçlanmaya yönelmeye başladılar. Latin Amerika hukümetlerinın, IMF ve ulus- lararası mali sermaye karşısında bağımsız karar alma kapasitelennı arttırmaya çaba- ladıklan dönemde, ülke ekonomilerinde de genelde bir ekonomik iyileşme görülüyor. Imparator başka işleıie meşgulken 2001 -2005 döneminin, bir özelliği daha var. Tarihsel olarak Latin Amerika'yı, deyim yerindeyse kendi arka bahçesi olarak gö- rüp çok yakından denetlemeye büyük özen gösteren ABD, bu dönemde dikkatini daha çok Ortadoğu, özellikle de Irak üze- rinde yoğunlaştırdı. Ekonomik küreselleşme yoluyla ABD he- gemonyasını konsolide etme stratejisi, ye- rini, liderliğini, askeri üstünlüğüne dayana- rak enerji kaynaklannı ve Ortadoğu'yu de- netleme yoluyla koruma çabasına bırakın- ca, Amerika Serbest Ticaret Bölgesi Anlaş- ması projesi aksamaya başladı. LA hükü- metleri ABD yörüngesinden çıkmaya, Mer- cosur gibi yerel serbest ticaret bölgesi pro- jeleri güçlenmeye başladı. ABD'nin Irak işgali, bir taraftan askeri gücünün sınırlannı ortaya koydu, bir başka ülkeye daha askeri müdahaie yapamaya- cağına ilişkin kanaatleri, dolayısıyla ABD'ye hayır deme eğilimini güçlendirdi. Diğer ta- raftan, Guantanamo, Ebu Garib, CIA'nın iş- kence uçakları ve uluslararası zindanlar zinciri, Latin Amerika'da Pinochet, Vıdeld döneminde on binlerce, insanı öldüren, ABD patentli Kondor Operasyonu'nu anımsatarak, Latin Amerika halklarının, Şili darbesinden bu yana ABD dış politikasın- da pek bir şeyin değişmediğine ilişkin inançlarını güçlendirdi. "Emperyalist gü- cün", korkutma, sindirme kapasitesi azal- dıkça, bölgede toplumsal muhalefet, her renkten sol ve dolayısıyla demokrasi güç- lenmeye başladı. Latin Amerika solu ~ Yakup Kepenek Hocamız pazartesi ya- zısında, Latin Amerika solunun dinamikleri- ni özetlemişti. Ben, bu özetten de yararia- narak şöyle gözlemler yapabiliriz diye dü- şünüyorum. Latin Amerika'da sol liderierin hemen hiçbiri, Chavez ve Morales'de da- hil, bugün için kapitalizmin ufkunu aşan bir ekonomik ve siyasi proje ileri sürmüyoriar. LA'da sola kayan liderierin hepsi, bir taraf- tan genelde halkın gereksinimlerine cevap vermeye çalışırken diğer taraftan, uluslara- rası mali sermaye ile bir uzlaşma zemini aramaya devam ediyoriar. Bu ikilem ister istemez onlann politikalannın sınıriannı da saptamış oluyor. Chavez'in başarısı ise ye- ni ve özgün bir ekonomik modelden daha çok petrol gelirierini halkın gereksinimlerine cevap verebilecek biçimde kullanabilme- sinden kaynaklanıyor. Bu solcu lideriere bakınca hemen hepsi- nin arkasında güçlü bir kitlesel hareket, sendikalar ve karmaşık ittifaklardan oluşan yaygın bir "taban örgütleri" ağı olduğunu görüyoruz. Bu örgütlenme ağı, kitle hare- ketini canlı tutarak bu liderierin iktidarda kalabilme koşullarını belirliyor, Venezüel- la'da olduğu gibi, gerektiğinde onlan bir askeri darbe girişimine karşı bile koruyabi- liyor. Sanınm, bu yaygın siyasi ve toplum- sal örgütlenmenin oluşturulması da, Latin Amerika deneyiminden çıkanlacak dersle- rin başında geliyor. ergin.yildizoglu '< gmail.com Döşûk yokıt sorfiytrtı MScroiîİemcifi kontrol sisteni %93verim • Slondart ınoktan kuınonda • 30.000 kcol/h kapasüe • Yüksek verim •17.000,20.000 ye 26.000 kcal/h kapasüe • tt5°Chossasıyetü SKaksu kooforu • Elektronik ateşleme LCDPanel Donma emniyeti Kompakt tasontn • Emniyet sistemieriyte ûstön güvenKk •%93 verim • ElekfronSc ateşleme suçıu • LCD ekran • Dü;ûk yakıt sarfiyatı • 20.000 ve 26.000 kcal/hkapashe • Bu verim, tesint sınvnun S0-30 X çdıpnaH durumunaa gerçsldejmeklKİîr, > LCD panel • 3,2 It Mkrofast ünitesi ile üsfûn sıcak su konforu • 26.000 kcal/h IcapasHe Çevns dostu • 20JD00ve26.000kcol/lı kapasHe • Duşük emisyon değerieri ile çevre dostu • Diagnosfik anzo uyan sistemi 125 YCTKILI SCRVIS MUŞTERI ItETISHK MERKUI 0 t M 211 33 JJ futcisu) U> DemirDökümJRUN GAIMNTISI www.cle<nirdokum.coın.tr 0MUR 80YU SERVIS G»RANTISI TÜRKIVE NİN HER KOŞESINE SERVIS AGI SUREKLI YCOCK PARCA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear