23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA -f CUMHURİYET 22 ARALIK 2005 PERŞEMgE HABERLER DÜNYADA BUGÜN AIİ StRMEN İç Dinamikler, Dış Dinamikler Ülkemızde kişi: leri ve kurumları, Avnıpa Birliği konusuna yaklaşımlan açısından üçe ayırmak, yanlış olma- sagerek. Bınncı grubu, ki çoğunluktalar, AB yandaşları oluştu'ruyorlar. Bunların çoğunlukta olrnalarının nedeni, hiç değılse aralanndan kimılennın olayın gerçek yüzünü t a m olarak bilmeme- lennden kaynaklanıyor. örneğın tarım k-esıminde çalışan- lar, olayın tam boyutunu henüz kav- ramış değiller. Tanm alanında AB ıle uyum sağlanabilmesi için bir dızi re- form zorunlu. Üstelik sanılanın aksi- ne, bu konuda müzakere olanağı yok. 0 ölçütlere u ymak kaçınılmaz. Müzakere ancak, takvim ve reform- ların getireceğı u y u m zoriukları ve çiftçinin ilk ağızda uğrayacağı zarar- ların karşılanması konusunda AB katkısı ile ikjilı olabi lir AB, bu konudakı katkısının, daha öncekı ülkelere olandan çok ama çok daha aşağı düzeyde kalacağını zaten açıklamış ve Türkıye de kabul etmiş durumda. Bütün bu öğeler, belki de hiçbir zaman gerçekleşebi- lemeyeceği belirtilmiş olan serbest dolaşıma bel bağlamış olan tarım kesimindekilerin rüya gördüklerıni gösteriyor. Onlann, bu rüyalanndan uyandıklannda hangi tepkileri vere- ceklerını, hangı isyanlan oynayacak- larını tahmin etmek güç olmasa ge- rek. Kısacası, AB'ye üye ülkelerin çoğunluğunun kamuoylarında bile rastlanmayan bu kayıtsız koşulsuz Avrupa yandaşlığı, olayın boyutunu kavramamaktan kaynaklanıyor. Avrupa karşıtlannın şu anda azın- hkta olduklannı arna süreç ışledikçe sayılannın artacağını söyleyebilıriz. Daha şu anda bile ilke olarak AB'ye karşı olanlann savlannı bılmek ve anlamakla bırlikte, yıne de bütü- nüyle kavrayamadığım içın burada tam olarak anlatabılecek konumda değilim. • * • Bir de, frenklerîn "Euro-scepti- que" dıye adlandırdıkları benim de aralannda bulunduğum AB konusu- na ihtiyatla yaklaşanlar var. Onların da amacı, AB'ye öteki 25 ülke gibi, eşit koşullarla tam ürye olmak, nımet ve külfetlen hıç değılse kural olarak (çünkü pratikte AB içinde de hiçbir zaman tam eşıtlik yok) eşit paylaşa- cak bir sonuca ulaşmak. Kışısel olarak, cumhuriyet devrimi- nin büyük reformlarıyla Avrupa de- ğerlerinin evrenselliğini, bunları ilk kez Avrupa coğrafyası dışında Hıris- tiyan olmayan bir toplumda uygula- yıp kendi örneğinde bütün dünyaya kanıtlamış olan Tiirkiye'nin salt bu nedenle AB üyeliğini hak ettiğini, bu- nun tarihimizin 200 küsur yıllık yöne- liminin bir sonucu olduğunu düşün- mekteyim. Ancak bu görüşü savunanlann iki noktada bazı haklı kuşkuları var. Bunlardan birincisı, AB'nin Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmeyip özel bir statü ile kendisine bağlamakla yetin- mek istediğini belirten, nihaı metinle- re de kayıt düşülen tavırlan, ikincisi ise AKP iktidannın politikasının hiç de Avrupa yolunda olmadığı, AB'yi gösterirken bunu bambaşka bir yö- nelişin kılıfı olarak kullandığı kaygısı- dır. Bu görüşe karşılık, kayıtsız şartsız AB yandaşları ise şu savı ileri sür- mekteydiler: - Biz müzakerelere başlayalım, bu süreç içinde yapmak zorunda kala- cağımız reformlar Türkiye'yi bam- başka yerlere götürecektır. Sonunda öyle bir yere varacağız kı, hiç alma- salar bile ne fark eder! Böylesi bir görüşün ınsana "Biz adam olmayız abi, bizi olsa olsa Av- rupa adam eder" tekeıiemesıni çağ- nştırması gıbi hüzünlü bir yanı olma- sını bırakalım bir yana. • • • Aslında bu görüş, Osmanh'dan bi- ze miras kalmıştır. Tanzimat'tan bu yana, Osmanh'nın Batılılaşma ve çağdaşlaşma hamlelerinde hep dı- şardan gelen dayatmalar rol oyna- mıştır. Ama, herhalde " Insanlanmıza eşit davranmamız" telkinine salt d/- şardan gelen bir uyan diye kulak tı- kayacak değildık. Ne var kı, kendi dinamikleri ve iradesiyle çağdaşlaş- ma yoluna giremeyen ve bunu başa- ramayan bir ülkenın, bu çabada ba- şarıya erışmesi mümkün olmuyor. Hep, bir eksıklik ve çarpıklık çıkıyor ortaya. Dostum Prof. Süheyl Batum, Va- tan'daki köşesınde dış dınamıklerle demokratıkleşme ve çağdaşlaşma- nın mümkün olmadığını yazıyordu. Haklıydı. Dış dinamiklenn etkisiyle çağdaş- laşmanın örneği Tanzımat'tır ve so- nucu ortadadır. Bu gerçeğı dıle getırmek, Tanzi- mat dönemınin hiçbir yarar sağla- madığı, o dönemde hiçbir kazanım elde etmediğımız anlamına gelmiyor. Ama sonuçta kendi hedeflerinı ısa- betle belirtmemiş, ona yönelmemiş, çağdaşlaşma hamlesini ve demok- rasıyi özümsememış bir toplumun gelişmesı de sınırlı kalıyor ve kımi hedeflere ulaşırken kimi zaman da tam ters yönlere vanlıyor. Korkarım kı, bu kez de öyle ola- caktır. Bir sürü gösterge bize bunu anlat- maya yetiyor. Bu gerçeğı görmek için, müzakere sürecinin başlamasından bu yana geçen zaman dılimı içinde Türki- ye'nin nereye doğru yönelmekte ol- duğuna bakmak gerek. Daha çağdaş, daha demokratik bir Türkiye'ye doğru mu gidiyoruz, yoksa tersı yönde mi yol almaya başladık? Dilersenız yarın da olayları teker teker ele alarak bu soruyu yanıtla- maya bakalım. Böylece AB'ye ilke olarak yandaş şüphecılerin, kaygılarında haklı olup olmadıklarını görmek olanağına ka- vuşuruz. asirmen@cumhuriyet.com.tr AKP'li Köybaşı'nın çirkin sözleri üzerine 19 Mayıs Üniversitesi Komisyonu'nu terk ettiler CHP 'den küftir protestosu• CHP "li Nurettin Sözen, "Saygısız tavırlan ve akj] almaz galiz küfür nedeniyle toplantıyı terk ettik. Grup yönetimiyle bir toplantı yapacağız. Bundan sonraki tavnmızı orada belirleyeceğiz" dedi. AJVKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- TBMM'de 19 Mayıs Ünı- versitesf nde kadrolaşma savla- nnı ıncelemek üzere kurulan ko- misyonun AKP"lı üyelennden Nevşehır MılleU ekılı RsvanKöy- bap, CHP'lılere "p—k" diye ba- ğırdı. Bu söz üzenne ıtışmeler yaşanırken CHP milletvekıJJen küfurlü konuşmayı protesto ede- rek komısyonu terk etti. CHP tstanbul Milletvekılı Nu- rettin Sözen toplantının başında gündem dışı söz alarak geçen haftakı toplantıda bir akademıs- yenin "Gürcü" olup olmadığı- nın sorulmasının "etikkuraDara uygun ofanacnğuu, böiücülük an- lamına geldiğinr söyledı Ko- Samsun 9 dan 110 koli evrak CEMİLCİĞERİM SAMSUN - Ondokuz Mayıs Ünıversitesi'nde (OMÜ) keyfı yönetım, kamu kaynaklannın amaç dışı kullanımı ve kadrolaşma iddialannın araştırmak ıçın kurulan komısyon TBMM'de çahşmalarını sürdürürken OMU yönetiminden de bazı yeni belgeler talep edıldı. Bu kapsamda, Rektör Prof. Dr Ferit Bernay başta olmak üzere. rektör yardımcılan, dekanlar ve yardımcılan, tıp fakültesı hastanesı başhekimi ve yardımcılan, ünıversıte genel sekreten ve yardımcılan, daıre başkanlan, şube müdürlen, şef, akademik personel, ihale komisyonu, komısyon başkan ve üyelen, teslim ve ayniyat görevlılen, tıp fakültesi öğretım üyeleri, hastanede idari görevlerde bulunan başhemşıre \ e yardımcılan. bölüm, kısım, ameliyathane ve yoğun bakımdan sorumlu hemşireler ve yardımcılanna ait mal bıldirimi beyannameleri ıstendı. Istenen belgelenn Ankara'ya göndenlmesine devam ediliyor. Dün de bir mınibüs dolusu belge fotokopısi Ankara'ya gönderilıdi. Böylece bugüne kadar gönderilen belgeler 110 kolıyı buldu. 1 mısyon Başkanı Cemal Yıbnaz Demir ise "Ben yasal suuriannu bifirim" karşılığını v erdı. Aluıan bılgiye göre. komısyonun geçen haftakı toplantısında Prof. Dr. Bi- lal Dindar dınlenırken, Başkan Demıt "SizGiircü müsünüz" so- rusunuyönelttı Dmdarda,"Evet" yanıtını \enrken, Demır bu kez •"Mikeladzesm ismini kuDanıyor musunuz" dıye sorulannı sür- dürdü Dindar. "Havir, o Gürcü- ce sülalemdir benim. Bunlann buraya kadar geimiş olması çok enteresanbir şey" karşılığını ver- dı. TBMM 19 Mayıs Üniversite- si Araşurma Komısyonu'nundün- kü toplantısında Dış Hekımlığı Fa- kültesı Dekanı Prof.Dr. Hülya Köprülü dınlendı. CHP'lı üye- ler Hacettepe Ünıversitesrnden Samsun'a gıtmış olan Prof.Dr. Hülya Köprülü'nün çalışmalan- nı övdü. CHP'lı komısyon üye- lennden Mustafa Ozyurt. "Yap- üklanmızla gurur duyuyorum, sia tebrik ediyorum" dedı. Edı- nılen bilgıye göre; AKP'li üye- lenn görev süresi uzatılmamış bir akademisyenle ilgili sorulan üzenne genlım yükseldı. Prof.Dr. Köprülü u Başvuruda bulunan iki kişiden birinin doktoradan son- ra hiçbir çahşması yoktu. digeri- nin çahşmalan varch. Bu neden- leçahşmalarıoJan adaytercih edfl- di"dedı AKP> lıüyeİer"aüJan" öğretim üyelennden sözedınce CHP'li Nurettin Sözen, "Termi- nobjhi her topkmoda anlaüyoruz. Aûlma değil, rektörhık >ardımcı doçenttikkadrosunu uzaOnamış. Yarduncı doçent kadrolaniki yıl- da bir uzaüur va da ıızatılfpay" dedı. CHP'liler, AKP'li üyelenn so- ru sorma üslubuna tepkı göster- dı Mustafa Özyurt, "Tarafrutar gibikonuşuyorsunuz.Objektü s&- rular sorun" dedı. Nurettin Sö^ zen de, "Burası mahkeme değü" dedi. Komisyon Başkanı Cemal Yılmaz Demır, "Niyetiniz sabo- tertmekmi" derken, Sözen "Mfl- letvekiDigi sıfatma yakışmıyor bu sözcükler. Sue >~akışabüirama bi- ze yakışmaz" karşılığını verdı. Bu arada genlım yükselırken, AKP'li Rıtvan Köybaşı'nın CHP'li Özyurt'a "p.-^k" diye bağırdığı aktanldı. Özyurt, "Ter- biyesiz, utannuyormusunuz" dı- ye bağırdı. Bu arada ıtışme yaşa- nırken. 4 CHP'li üye "Bu komis- yonda çaüşılmaz" dıyerek top- lantıyı terk ettı. Nurettin Sözen, "Grup yönetimiyle bir toplanb >'apacağız.Bundan sonrakitavn- mızı orada belirleyeceğiz" dedı. İGNELİFIRÇA ZAFER TEMOÇİN ARGO SÖZLERİTEPKİ ÇEKTl Bakan Güler^den dii^eysiz üslup AI\KARA(CumhuriyetBüro- su) - TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelen sırasında Ener- ji ve Tabu Kaynaklar Bakanı HB- mi Güler'in argo üslubu tartış- ma yarattı. Güler'in Mavi Akım konusundaki eleştirileri yanıt- larken "Belgeleri ister kutunuza koyahm, arzu ederseniz elinize verefim" sözlen tepkilere yol aç- tı. Güler, "sidikyanşrndan söz edınce de muhalefet sert tepkı gösterdı. Güler bu sözlennı ön- ce "idraryanşı'' diye düzeltti, da- ha sonra da geri aldı. Enerji Bakaru Güler, görüşme- ler sırasında eleştirileri yanıt- larken "Bunhnon kere arüatöm; şimdi de, yann, kitap halinde, nepinizin, miDetvetdDerinin ku- tulanna bunlan koyacağız" de- di. CHP'li ŞevketÂrz, "MiDet- veldü kutusu da nereden çıktT dıye ıtıraz ederken Güler "Is- terseniz elinize verelim; arzu ederseniz elinize veririm" kar- şılığını verdi. Güler, Mavi Akım'la ilgili eleştınlen yarut- larken tansıyon yeniden yüksel- di. Bu gerilım tutanaklara şöy- le yansıdı: Hilmi Güler - Bir Tunısgaz N-ar, hiç kımse Tunısgaz'dan bah- setmıyor işin ılgınç tarafı. Aynı Batı'dan gelen borudan aynı gaz, iki ayn fiyattan geliyordu, Ma- vi Akım hariç. Miraç Akdoğan (Anavatan) - Mıktarnedir?! AhmetIşık(AKP)-Nasıl olu- yoro Sayın Bakan?! HflmiGüler-Geliyorişte; Al- lah'ın bir hıkmeti, o dönemin şartlan. Her şeyı ızah edecek halimiz yok; her şeyi de anlatır- sam sabaha kadar anlatmam la- zım. Bakın, ben şimdi ikincı bir doktora yaptım bu konuda, ikin- ci bir doktora yaptım. (...)fe.J, çalışma ve bilgiyle oluyor. (AKP sıralanndan, palavrayla ohnu- yor, sesleri.) Yanı, palavrayla ol- muyor dediğiniz gibi teşekkür edenm. Yani, güzel bir şey; çün- kü, artık millet alışmıştı bu pa- lavTalara da onun için, bir döne- mi zaten sildi attı. Biz, yeni yüz- leriz. (...) 4 milyar dolar denize gidiyor beyler. Bu sidik yanşın- dan dolayı... lş Bankası'ndan bir ilk daha... Şimdi bu îşareti gördüğünüz her yerden nakit çekebilirsiniz! Izocam Optimum duvarlarınızda, konfor evinizde, paranız cebinizde! Evinize İzocam Optimum ile yalıtım yapın, yakıt^aturalarınızda en az %50 tasarruf sağlayın. Sıcak, soğuk, gürültü ve yangından uzak, konfprlu bir hayat yaşayın. NAK/T NOKTASI Bundan sonra, Bankamatlk ya da Maximum Kart'uuzta sadece blnlerce Bankamatlk'ten değll, Bankamatik'e ulaîamadıjınız yerlerden de nakit çekebtltrslnlz. Daha fazla noktadan naklt çeida, naklt süunüsı çekmeyin. İzocamOptimum IZOCAM KûC ÜCRETSİZ OANIŞMA HATTI 0 800211 43 86 www.izocam.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear