Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2005 SALI
14 J v U J ^ l LJJ\ kultur@cumhuriyet.com.tr
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
UhıslararasıAnkaıaTîyatooFestivaliDaha çok am^tör ya da yarı-amatör topluluk-
lann oyunlanna başkentte sergilenme olanağı su-
nan bir düzenlerne olarak 10 yıl önce yaşama ge-
çen UMslararası Ankara Tîyatro Festivali gitgi-
de kıdemlenerel-c. bugün Ankara'daki seyirci ke-
sımJennin hemen hemen hepsine seslenen bır et-
kinlik konumuna geçti.
Festivalin düz;enleyicisi TAKSAV (Toplumsal
Araşnrmalar, Kültür ve Sanat Için Vakıf). Ancak,
bugünlere ulaşıLmasında pek çok insanın ve ku-
rumun emeği var. Kültür ve Turizm Bakanlı-
ğı'nın, özellikle de festivale salon veren Devlet
Tiyatrolan, Devlet Opera ve Balesi ve Çankaya
Belediyesi"nin katkılan başlangıçtan bu yana sü-
rüyor.
18 Kasım-5 Avrahk arasında yer alan bu yılki
festivale yurtiçinden ve yurtdışından 37 toplulu-
ğun katılacağı dıuyurulmuştu. Etkinlikler, gele-
neksel festival yürüyüşü ile Kızılay'da başlayıp
aynı gün CanşenliğiOyunculan'nın 'Beden Ayet-
leri' adlı sokak oyunu, daha sonra da Gülünı Pek-
can Dans Tiyatrosu'nun 'Kuyu' başlıkh çalışma-
sının Büyük Tıyatro'da 'Açıhş Gösterisi' olarak su-
numuyla ivmelendi. Festivalin Onur Ödülü'nün
bu yılki sahibi Devlet Sanatçısı Ayten Gökçer'di.
Katılamayacagı son dakikada belli olan bir iki
topluluğun -her zamanki gibi- neden olduğu ak-
samalar dışında, üç haftaya yaklaşan bir süre için-
de her akşam birden çok etİdnliğe imza atan fes-
tivalin her geçen yıl daha geliştiği, oyunlara ilgi-
nin büyük oranda arttığı, bilet satışlannın iyice
bir düzene gırdiği, gösteri saatlerine uymakta ti-
rizlıkgösterildiği. kısacası, festivalin, katüan top-
luluklara ve seyırcısine, Ankaralılann da fesüva-
le sahip çıktığı görülüyor. Sevindincı, umut ve-
ricibirgelişme...
Ne düzeyde 'uluslararası'?
Başlangıcından bu yana festivalin en önemli so-
runu, başlığının içerdiği 'uluslararası' kavramı-
na uygun bir kıvama gelememesi. Sorun bu yıl
da aşılamadı. Yurtdışından gelen çok az sayıda-
ki topluluk ıçin ne yeterli düzeyde tarutım yapı-
labildi, ne de bu topluluklann festivale katkısı be-
lirlenebildi. Oysa. yabancı topluluklann belırle-
yıcilığını sağlamak ıçin, oyunlannı en az ıkı kez
sahnelemelerini gerçekleşrirmeli, dahası, festival
öncesınde -olmadı, sonrasında- bu topluluklann
geçmışlerine, niteliklenne. Türk seyırcisı tarafin-
dan nasıl karşılandığına ilişkin saptamalar yapıl-
malı. Festival henüz bu alanda ağırlıklı bir çalış-
ma yapmış değil. Bu nedenle de 'uluslararası
arena'ya girmesi zor...
Yerli yapımlara gelince... Özellikle Istanbullu
özel tiyatrolar, festivale birinci elden katkı sağ-
lamayı sürdürüyorlar. Festivalde geçerli bilet üc-
Yarın saat 20.00de Enka'da
Uuluslararası Ankara Tiyatro Festivali 10. yılına
girdi. Tiyatro dönemi başında sanatsal bir hareketlilik
sağlayan vefarklı kesimlerden seyircinin ilgisini çeken
festivalin, bu işlevini daha iyi biçimde yerine
getirebilmesi ve gerçek anlamda 'uluslararası' nitelik
kazanması için yeni düzenlemelere ve daha net
projelere açılma zamanı gelmiştir.
f . .
••
Evciroen/Kabil
retleri, olağan Ankara turnelerinde alınanın bir
oranda altında olduğundan, özel topluluklar hem
dolu salonlara oynuyorlar. hem de oyunlannın ad-
lannı duyurarak turnelerı ıçin tanıtım yapmış
oluyorlar. Kimı topluluk ise başkent seyircisiyle
ancak bu yolla buluşabiliyor. Bu nedenle, son
festivalde yer alan oyunlann önemli bir bölümü
bu tür topluluklann yapunlanydı.
Geriye, profesyonel yan profesyonel amatör
Ankara topluluklan ile kimi illerin belediye'şe-
hır tiyatrolan ve'ya da özel topluluk yapımlan ka-
lıyor. Söz gelimi. amatör oyunlar arasında. geçen
dönem boyunca çalışıldığını bildiğim, Baukent
Halkevi Kadın Tıyarrüsu'nun sunduğu 'Sağhkb
GünJer HastanesP vardı Tîyatro Boğaziçi'nın
sunduğu 'Bir Kadın lyanıyor' adlı. yalnızca ka-
dın seyırcilere sunulan oyun da özeldı. Aynı top-
luluğun geçen yılki çalışmasının kadınlar tarann-
dan yüksek düzeyde ilgıyle karşılandığını anım-
sıyorum.
Festıval takvimi etkinliklerin hepsinin izlenme-
sine olanak tanımıyor. Uk birkaç gün Ankara dı-
şında olduğum, arada ağırca bir soğuk algınlığı
iugün. reyzem ve Ben
geçirdiğim, öteki zamanlarda da 18.00 seansla-
nndan çıkıp 20.00'de iki başka tiyatroya ulaş-
mak söz konusu olmadığı için, beşini daha ön-
ceden ızlemış olduğum 11 oyundan ötesine ge-
çemedim.
Izledlklerlm Ilglnçtl
Izleyebileceklerimi de Türkiye'de ilk kez sah-
nelenen yeni oyunlar arasından seçmeye çalıştım.
Ankara'ya son birkaç yıldır gelmeyen Tiyatro Stiid-
yosu'nun bu yıl Ahmet Levendoğlu'nun rejisiy-
İe sahneye çıkardığı 'Bugün, Vann / Teyzem ve
Ben'. pek de yakından tanımadığımız Kanada tı-
yatrosundan bir kara guldürü örneğı sunuyordu.
Bilsak'tan ıse MetinDeniz'ın sahneledıği, Nihal
KoJdaş ın -seyircıye seslenen- bır söyleşi bıçimın-
de sunduğu, Tony Kushner ın 'Evcunen/KabiT
başlıklı tek kişilik oyunu gelmışrı: Yaşama pra-
tıgı sınırlı bır beyaz kadının, Batı'nın, sömüre sö-
müre tüketemediği Doğu ile düşsel bir düzlem-
de buluşması... Kenter Tıyatrosu'nun sunduğu,
bır poker gecesinı "suraüna suratına' biçemınde
yansıtan çok ödüllü bir West End oyunuydu: 'Ku-
marbaz'm Seçimi'. Özen Yula'run aynı biçemde
yazıp Eskişehir Bdediyesi Şehir Tiyatrolan'nda
sahnelediğı 'Gözü Kara Alaturka' ise Harbi-
ye'deki 'Haliç kokusu'ndan pay almış bir daire-
de bir gece boyunca yaşanan 'uçukluklar'ı dile
getirirken seyirciyi belinden kavramayı başaran
çalışmalardandı. YavuzPekman'ın, Frisch'in 'Bi-
edermann ve Kundakçılar oyunundan 'Süley-
man ve Öbürsüler' başlığıyla uyarladığı ve Ay-
şenil Şamhoğhı'nun sahnelediği Semaver Kum-
panya yapırru da festivalde iz bıraktı. Festival,
Tiyatro Oyunevı'nin bu yılki yapırm -Mahir
Günşiray'ın MuratUyarkulak'tan uyarladığı ve
sahnelediğı- 'TOL'u pek çok Istanbul seyirci-
sınden önce izlememizi sağlamış oldu.
Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali'nin ar-
tık on yıllık bir deneyimi var. Deneme-yanılma
dönemini gende bırakmış olmalı. Beklediği-
miz, bundan sonra hangi ilkelerle ve bu ilkeler
doğrultusunda hangi projelerle gündeme gel-
meyi amaçladığını artık açık seçik belirlemesi...
Sanatçı, yann akşamki konserinde sanatseverlerle buluşacak
Hüseyin Sermet Akbank Sanat'ta...
'Kelimeler'le
danseder
misiniz?
Kültür Servisi -
Çıplak Ayaklar
KumparryasL 20
Aralık Salı günü
saat 20.00'de
•Keünıeler adlı
yapıtmı Enka
Kültür ve Sanat
Vakfı'nda
sahneleyecek.
'Kelimeler' daha
önce İstanbul,
Ankara, Polonya,
Belçika ve
Diyarbakır'da farklı
şekillerde
izleyiciyle
buluşmuşru.
Gösteriyi oluşturan
yapıtlar,
birbirlerinden
tamamen bağımsız
ama aynı zamanda
aynı dili konuşan,
aynı noktaya bakan
dansçılann
yürüdüklen farklı
yollan ve bu yol
deneyimlerini
anlatıyor.
Kelimeleri
birleştirip bir tam
cümle yaratma
kaygısından uzak
tamamen tek
kelimelik
cümlelerdir bunlar.
Her yapıt başka bir
hikâye, başka bir
dünyaya kapı açıyor
ama yapıtlann
hepsinde de 'dert' o
kapının açılmasıdır.
Belki de kelimeler
birleştiğinde
anlamlı bir cümle
oluşabilir ancak
amaç bütünde değil.
ayrıntıda
aranmaktadır.
'Kelimeler"de yer
alan dansçılar:
Maral Ceranoğlu,
Mihran Tomasyan,
Duygu Güngör.
Gökhan Kırdar,
Amon Tobin, Von
Magnet, Sigur Ros,
Radiohead, l di
Hrant'ın
müziklerini yaptığı
yapıtm ışık düzenı
Cem Yılmazere ait.
Gösteri günü
Taksim'den Enka
Oditoryumu'na
servis olacak.
(0 212 276 22 14-
15/2 09)
Kültür Senisi - Piyano sanat-
çısı Hüse>1n Sermet. yann sa-
at 20.00'de Akbank Sanat'ta
bır konser verecek.
'Olağanüstü Yetenekli Ço-
cuklar' yasasından yararlana-
rak gittiği Paris Konsenatu-
van'nda piyano. oda müzıği,
kontrpuan ve müzik analizi
dallannda birincilik ödülleriy-
le mezun olan Sermet, katıldı-
ğı birçok uluslararası yanşma-
da ödül kazandı. Yorumculu-
ğunun yanı sıra besteci kimli-
ğiyle de tanınan Sermet in 'Re-
miniscenm' adh yapıtı 1997 yı-
lında Emperi festivalinde çalın-
dı ve France Musique tarafın-
dan naklen yayınlandı.
Avrupa 'da birçok ülkede kon-
serler veren sanatçı. ABD, Ja-
ponya ve Meksika'da turneler
yaptı. Rostropovitch,\^ıriBash-
met, Maria Joao Pires gıbı sa-
natçılar ve ünlü şeflerle birlik-
te çalan Sermet, Menton, Mont-
reux, La Roque d'Antheron.
Santander ve Uluslararası İstan-
bul Müzik Festıvalleri'nın sü-
rekli sanatçısı.
Fransız müziğinın az çalı-
nan yapıtlannı gün ışığına çı-
karan Sermet, MonteCarioOr-
kestrası ile Florent Schmitt'ın
Symphonie Concertanteının
ilk CD kaydını yaptı.
CD kayıtlanyla yurtdışında
birçok ödül kazanan Sermet.
son olarak müzik çevrelerinin
büyük beğenisini kazanan Ra-
vel ve Bartok'un piyano kon-
serlerinin kaydını gerçekleş-
tirdi.
Hüseyin Sermet'e 1988 yı-
lında Boğaziçı Üniversite-
si'nden, 1998 yılında Marma-
ra Cniversitesi'nden Onursal
Doktora ve 1991 yılında Dev-
let Sanatçılığı unvanı verildi.
(0 212 252 55 00)
Sermet, Menton, Montreus. La Roque d'Antberon, Santanderve Uhıs-
lararası İstanbul Müzik FestrvaikrTnin sürekli sanatçısı.
CNİVERSİTE OGRENCİLERİNE AÇIK
Kısa oyunyazma
yanşmasına
başvurular başladı
Kültür Servisi - Ata-
türk Üru\ersitesi Güzel
Sanatlar Fakültesı Sah-
ne Sanatlan Bölümü
Dramatık Yazarlık Ana
Sanat Dairnınaçtığı '10
Kısa Oyun Yazım Yarış-
ması'na başMjrular baş-
ladı.
Konunun serbest ol-
duğu yanşmaya sadece
ünıversitelerin Drama-
tik Yazarlık Sanat Dal-
lannda eğıtim alan öğ-
rencıler katılabilecek.
Yapıtlann, iki daktilo
aralığında ve daktilo ya
da bılgisayarla yazılma-
srnrn koşul olduğu ya-
nşmaya katılaeak aday-
lann yapıtlannı 7 nüsha
olarak çoğaltmalan ve
içerisınde özgeçmışlen-
nın bulunduğu. üzerinde
rumuz yazılı bır zarfla,
en geç 27 Ocak 2006 ta-
rihine kadarAtatürk Üru-
\ersitesı Güzel Sanatlar
Fakültesi Sahne Sanatla-
n Bölüm Başkanlığı'na
teslim etmeleri gerekı-
yor. Dereceye gıren ilk
üç yapıt Sahne Sanatla-
n tarafından 27 Mart haf-
tasında sahnelenecek.
Yanşma seçıci kurulu.
oyun yazarlanndan, oyun
yönetmenlerinden \e
akademisyenlerden olu-
şuyor.
'SANATÇI KİTAPLARI^ OLARAK TANIMLANIYOR
Can Göknü In 'kitaplan'
Londra'daV&A koleksiyonunda
Kültür Servisi-CanGökniI'uı 'Da\et-
name', 'Falname', 'Yüdızname 1', 'Yıl-
dızname 2' adlı yapıtlan, \'ictoria&Al-
bert Müzesi'nin koleksıyonuna alındı.
sanatçmın gravür baskı yöntemıyle ha-
zırladığı bu kıtaplar. uluslararası boyut-
ta
4
Book-art' olarak adlandınlan, 'sanat-
çı kitaplan' olarak tanımlanıyor.
Ancak, sanatçı. geleneksel Türk el
sanatlanmızda rninyatür \ e el yazması
kıtaplann da yer aldığrnı, bunlardan esin-
lendiğini de ekliyor.
Göknil'ın yapıtlannın müzeye alın-
masını ısteyen müzenin küratörlennden
Andrew Russel. sanatçının bu türden ya-
pıtlannın bazılannı Yapı Kredi Kâzım Taş-
kent Sanat Galerisi'nde 1 -30 Kasım 2002
tarihlerindekı 'SözleGözKardeşliği' ad-
lı sergisinin kataloğunda görüp Millı Sa-
nat Kütüphanesi (Natıonal Art Galleıy)
koleksiyonunu zenginleştıreceği düşün-
cesını Göknil'e bıldirdi. Karşılıklı görüş-
melerle, koleksiyon sorumlusu John
Morton, >-ukanda adı geçen yapıtlan
Milli Sanat Kütüphanesi'ninkoleksiyo-
nuna alınması konusunda Göknil'le an-
laştılar.
Göknil, "kitap sanaü' üzenne düşün-
celeri ve bu yapıtlannı hazırlarken han-
gi düşünceyle hareket ettiğini şöyle açık-
lıyor: "Kitabı sodigün ve yeni nesülere
sevdirmek istediğim için, otuz yıldu* ço-
cuklara kitaplar yazdım ve resimlediin.
Bir ressam olarak kitap restnine yakla-
şımım da ressamca oldu, her resmimin,
ait olduğu sayfaya/kitaba yeni bir boyut
kazandımıasmaçataşüm.Vİctoria&Albert
Müzesi'ne kabuledilen el yazmalanmda,
izleyiciyle yakuılaşmak, onlan sanatla
bütünleştirmek, farklı zihinsel perspek-
tiflere ulaşarabimek için vazı ve resim kar-
deşliğinin yanı sıra mürekkep. kâğıt, de-
ri gibi geleneksei malzemelerin sınırian-
ruzoriayarakOsmanhkitapgeleneğiniçag-
daşyorumlarla yenidendeakyorum. Ki-
tabuı kültür tarihimizdeki önemini \ ur-
gulaj an bu çanşmalanmla eski ve yeniyi
bir arada yaşatmayı amaçüyorum."
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Arnavutköyü, Vira,
Gece
Istanbul'da ilk tanıdığım semtlerden biriy-
di Arnavutköyü. Elli yılın öncesinde.
Kadıköyü'ndervArnavutköyü'ne, annemin
amcası Ferit Amcalara gidişimiz o zaman-
lar bir dünya gezisini andırırdı. Tramvay, va-
pur, dolmuş, belki otobüs. Sonra Cihangir'e
taşınınca, Ferit Amcalara, Bedia Yengelere
daha sık gittik. Yazı Odası'nda birkaç kez yaz-
mıştım. Oğrencilerinin çok sevdiği bir ilko-
kul öğretmeniydi Bedia Yenge. Yazı Odası'nı
okuyan eski öğrencilerinden mektuplar aldım,
mutlu oldum...
Bedia Yengeler günün birinde, Arnavut-
köyü'ndeki küçük evlerini bıraktp Ataköy'e
taşındılar. Ataköy yeni yeni dev apartmanlar-
la donanıyordu.
Böylece, bir dönem için Arnavutköyü'yle
ilintim kesildi. Fakat Boğaziçi'nin bu köyü, bu
semti ikide birde rüyalarıma girerdi. Büyük
kilisenin çanlarını işitirdim sözgelimi. Vapur
iskeleye yanaşır, biz de, yaz esintisinde Ar-
navutköyü'ne varmış olurduk. Bunlar hep
rüyalarımda.
Bazan evde de konuşulurdu; Arnavutkö-
yü'ndeki ev küçüktü müçüktü ama, güzeldi,
şiirliydi diye. Hemen burun kıvrılırdı Ataköy'e.
Ferit Amcaların hayatımda derin izi var.
Bitkileri, çiçekleri sevmemde. Arnavutkö-
yü'ndeki evin küçük bahçesini unutamam. Es-
ki dergi koleksiyonlarına da orada vuruldum,
Yedigün'ler, Akbaba'lar. 1930'lu yıllann Cum-
huriyet gazeteleri de orada, o evde, cilt cilt,
elimin altındaydı. Pespembesine süt beyazı
karışmış Arnavutköyü çileğini orada yedim.
Sonra Bedia Yenge'nin kurabiyeleri...
On yıl kadar aradan sonra, yirmilerimde
Arnavutköyü'nün ikinci perdesi başladı. Ar-
tık yazardan sayıyordum kendimi. Sevdiğim
şairlerin, romancıların, sevdiğim hikâyecile-
rin bucağından ayrılmıyordum.
Bazı geceler hatırlıyorum, kıyıdaki içkili lo-
kantalarda. Güzel bir yaz gecesi, Edip Can-
sever bize, masadakilere yeni şiirini oku-
muştu. Armağan llkin, Altan llkin, Edip
Cansever ve ben. Cumartesi gecesiydi, şüp-
hesiz hayatımın en anlamlı cumartesi gece-
lerinden.
"Seni bir daha kendine gömen, bir daha
Kendine gömdükçe de bir önceki acı ye-
nisinden"...
"Cin"\ okuyordu bize Edip Cansever. Bil-
miyorum neden, bu sahne bana hep mutlu-
lukverir...
'Kazıklı yol 'dan sonra Arnavutköyü lokan-
talanndan uzaklaştım diyebilirim. Artık rüya-
larıma da girmiyordu semt. Anılar uzaklaşı-
yordu.
Geçen yaz sonu sevgili arkadaşlarım Oya
ve Hakkı Yaman beni Vira'ya götürdüler.
Kapısından girip ahşap zemine basar bas-
maz, eski Arnavutköyü nefes alır gibi oldu.
Eskinin incelikli Boğaziçi dünyası büsbütün
silinmemiş. Kokular, aynı kokular; renkler
sanki aynı. önde, yolun karşı kıyısında iske*
le, yine o eski Boğaziçi iskelelerinden biri gi-'
bi. Gerçi Edip Cansever yok masada. Ben-
se, asla Edip Cansever'in yerini tutamam. Ama
anılar var...
Şimdilerde, haftada bir kez Vira'ya gitmek
höş bir alışkanlık oldu. Adaşım Setim Bey'in
hazırlattığı kırlangıç buğulamanın bunda pa-
yını yadsımıyorum. Bütün çalışanlarıyla Vİra,
gençliğimin Arnavutköyü lokantalarından
çok şey söylüyor.
Cuma gecesi, Vıra'dan aynlmış, taksryle eve
dönüyordum. Küçük bir karışıkhk oldu, yan-
lış bir yola saptık. Gittik. Birden, Bedia Yen-
gelerin evi! Yıne rüya mı? Içim titredi. Evler
evler arasında sıkışıp kalmış.
Şurası çok geniş bir arsaydı. Bazı yazlar lu-
naparkımsı çadır tiyatroları gelip konardı.
Hüner sahipleri gündüzden çalışır, akşama
hazırlanırdı. Şimdiyse, sevgili Mario Levi'nin
güzelim roman adı yankıyıp duruyor...
Arnavutköyü'nden uzaklaştık. Biraz'dan
Etiler'e çıkacağız. Gece. Bütün bir hayat Edip
Cansever'den iki dize:
"Yağar ki sokaklarda bir uzun yağmur
Isianınm ıslanırım anlamam"...
Öneriler:
Kitap / Karl Evvald, TabiatAna Anlatıyor, Ay-
şe Sarısayın'ın çevirisi, Can Yayınları, 2005.
BUGÜN
• NÂZEVIHİKMET KÜLTÜR
MERKEZİ nde 20.30'da Nükhet-Neşet
Ruacan'm konseri. (0 216 346 90 59)
• CRR'de 20.00'de 'Matia' Rosa
Zaragoza'mnkonseri. (0 212 232 98 30)
• ORHAN KEMAL İL HALK
KÜTÜPHANESİ'nde 14.00'te Prof.Dr.
Inci Engjnün ün yöneteceği, Turan
Oflazoğlu. Beşir Ay\azoğlu, Prof. Dr.
Kazmı Yetiş'in konuşmacı olarak
katılacaklan 'İstanbul Şairi: Yahja Kemal'
konulu konferans.
«0 212 518 10 47-48)
Ha/riye Ünverdi
"Turan Melek Mengüç Hatun"
konulu Resim Sergisı
17-31 Aralık 2005
fPazarharıc 13.00- 19.30;
ONAY
SANAT
stıklal Cac No 186/2 Beyoğlu 'stanbul (Galatasaray Usesı karşja)
Tel (212) 251 61 21 • nfo-@onaysanat.con • * w v onaysanatcofn